orijinal adı: todesarten: malina und unvollendete romane
yazar: ingeborg bachmann
yayım yılı: 1971
kitabın ben-anlatıcısı konumundaki kadın karakter aracılığıyla savaş eleştirisinin, ırkçılığın, kadınların toplumsal konumlarının ve kadın erkek ilişkilerinin aktarıldığı eserdir.
yazar: ingeborg bachmann
yayım yılı: 1971
kitabın ben-anlatıcısı konumundaki kadın karakter aracılığıyla savaş eleştirisinin, ırkçılığın, kadınların toplumsal konumlarının ve kadın erkek ilişkilerinin aktarıldığı eserdir.
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "zamansız kelebek" tarafından 18.08.2023 15:08 tarihinde açılmıştır.
1.
mükemmel kitap. okuması da anlaması da kolay değildir. bu yüzden herkese hitap etmez. zaten çok göz önünde değil, fark etmişsinizdir.
kitap aşk hakkında yazılmış. kalp kırıklıkları ve bir ilişkideki küçük cinayetleri anlatıyor. bunu yaparken bilinç akışı çok iyi kullanılmış, bazen kimin konuştuğu ya da ne hakkında konuştuğu aniden değişiyor. okuması dikkat isteyen bir kitap. ama öyle güzel ki. gerçek gurmeler bu kitaba aşık olur.
kitap aşk hakkında yazılmış. kalp kırıklıkları ve bir ilişkideki küçük cinayetleri anlatıyor. bunu yaparken bilinç akışı çok iyi kullanılmış, bazen kimin konuştuğu ya da ne hakkında konuştuğu aniden değişiyor. okuması dikkat isteyen bir kitap. ama öyle güzel ki. gerçek gurmeler bu kitaba aşık olur.
devamını gör...
2.
bir ingeborg bachmann kitabıdır.
editör arkadaşım emine pir zola'nın gerçek gurme sözünü üzerine alınıyorum zira ben bu kitaba bayıldım. evet, zor bir kitap ama her cümlede ayrı bir lezzet var. bu kitap için başyapıt demekten hiç çekinmem. hele o final cümlesi. bir kitap tek bir final sözcüğü ile ancak bu kadar muhteşem özetlenebilirdi.
yazar arkadaşımın de söylediği gibi bu bir aşkın anlatımı ama öyle sıradan hollywood ya da türk dizisi tadında, uzun bakışmalı, yanlış anlamalı, tesadüflerle bezeli bir aşk değil.
kuşatılmış bir aşk, olması gerekenden fazla insanın dahil olduğu bir aşk, kelimelerin birçok anlama geldiği, anlam yüklü bu sözcüklerin değerinin bilindiği, bolca acı içeren bir aşk.
ama sadece aşk demek de yeterli olmaz. savaş da var bu romanda, kadının toplum içinde sakin ve zarif bir şekilde beklemesini öngören ilkel ayrımcılık da, bir kadının gözünden anlatılan her şey var bu romanda.
bu roman bir başyapıt ve böyle bir başyapıt ölür gibi okunmalıydı çünkü cinayetti.
editör arkadaşım emine pir zola'nın gerçek gurme sözünü üzerine alınıyorum zira ben bu kitaba bayıldım. evet, zor bir kitap ama her cümlede ayrı bir lezzet var. bu kitap için başyapıt demekten hiç çekinmem. hele o final cümlesi. bir kitap tek bir final sözcüğü ile ancak bu kadar muhteşem özetlenebilirdi.
yazar arkadaşımın de söylediği gibi bu bir aşkın anlatımı ama öyle sıradan hollywood ya da türk dizisi tadında, uzun bakışmalı, yanlış anlamalı, tesadüflerle bezeli bir aşk değil.
kuşatılmış bir aşk, olması gerekenden fazla insanın dahil olduğu bir aşk, kelimelerin birçok anlama geldiği, anlam yüklü bu sözcüklerin değerinin bilindiği, bolca acı içeren bir aşk.
ama sadece aşk demek de yeterli olmaz. savaş da var bu romanda, kadının toplum içinde sakin ve zarif bir şekilde beklemesini öngören ilkel ayrımcılık da, bir kadının gözünden anlatılan her şey var bu romanda.
bu roman bir başyapıt ve böyle bir başyapıt ölür gibi okunmalıydı çünkü cinayetti.
devamını gör...