1.
rahat bırakın kardeşim şu z kuşağını, en azından onlar gönüllerince yaşasınlar dediğim durum.
devamını gör...
2.
alfabenin son harfine denk gelmeleri.
devamını gör...
3.
kendi kuşaklarında çuvallayanların beklenti içine girmeleri.
devamını gör...
4.
önceki kuşakların mahvettiği türkiye'de doğmak.
devamını gör...
5.
baby boomers kuşağından gelenlerin, hâlâ z kuşağına yöneticilik yapması.
devamını gör...
6.
o lanet olası koca telefonlarının koca kafalarından büyük olmasıdır dostum.
azıcık bırakın teli gençler.
azıcık bırakın teli gençler.
devamını gör...
7.
tiktok
devamını gör...
8.
her kuşağın kendine göre farklı sorunları olduğunu düşündürten başlıktır. karşılaştırma yapmak için aynı ya da benzer şartlarda yaşamış olmak gerekiyor. şu anki imkanlara eminim ki önceki kuşaklar sahip olsaydı onlar da bu kuşak kadar şanslı olabilecekti. şu anki kuşak da adam asmaca gibi oyunlarla yüklü bir bilgisayarı ilk gördüğünde benim gibi mutlu olabilir miydi, toplama bir masa üstü bilgisayarım var evde diye. başta teknoloji olmak üzere hayatta değişen çok fazla şey var ve bunlar z kuşağından beklentiyi arttırmakta, bu durum onların sırtına bir yük olarak binmektedir. bu yükü nasıl taşıyacaklar göreceğiz. özellikle yaşadığımız bu pandemi zamanı sonrası artık gelecekte daha neler yaşayabiliriz tedirginliğiyle kendi hayatlarını, işlerini kuracakları da düşünülünce işleri epey zor olacaktır. biz yine kör topal işlerimizi, belki eşlerimiz bulduk idare ediyoruz. benim aklıma takılan tek şey var; bu kadar hızlı hareket eden hayatta, z kuşağı arkadaşlarımız da kendilerinden sonraki kuşakla bir çatışma yaşayacaklardır elbette ve ben bunun bizimle (x ve y kuşakları) şu an yaşadıkları karşılaştırmalardan daha da zor olacağı kanısındayım. bence hazırlıklı olun canlarım. umarım yaşarım da o zamanları görebilirim, şimdiden çok heyecanlı olacak tüm kuşakların karşılaşması.
devamını gör...
9.
instagramda o kadar şey paylaşıyorum ama ünlü olamıyorumdur dertleri.
hayır biliyorum gördüm o yüzden söylüyorum.
şu an 25 yaşın altındaki herkeste bu var.
ünlü olmak için neyi kovalayacaklarını şaşırmış durumdalar.
bu tıpkı 18 yaşına yeni basan erkek ergenin dünyayı değiştirebilirim havasına benziyor. 40a gelince anlıyor ki değişmiyormuş.
25ten sonra ayılanlar da geç kalmış sendromunda önce iş ariyorlar bulamayınca okuma kariyerine geçiş yapıyorlar.
dikkat edin artık 1 değil 2 ve 3. üniversitesini okuyan nesil geliyor alttan kimse su an onlara ayılmadı ama bi 5-10 sene sonra bunu da konuşacağız.
hayır biliyorum gördüm o yüzden söylüyorum.
şu an 25 yaşın altındaki herkeste bu var.
ünlü olmak için neyi kovalayacaklarını şaşırmış durumdalar.
bu tıpkı 18 yaşına yeni basan erkek ergenin dünyayı değiştirebilirim havasına benziyor. 40a gelince anlıyor ki değişmiyormuş.
25ten sonra ayılanlar da geç kalmış sendromunda önce iş ariyorlar bulamayınca okuma kariyerine geçiş yapıyorlar.
dikkat edin artık 1 değil 2 ve 3. üniversitesini okuyan nesil geliyor alttan kimse su an onlara ayılmadı ama bi 5-10 sene sonra bunu da konuşacağız.
devamını gör...
10.
bu başlığı açan, en büyük sorunları
devamını gör...
11.
kendilerinden çok konuşulması dışında bir sorunları yok. herkes z kuşağına saydırmaya başladı ama bir y kuşağı olarak bizi konuşan kimse olmadı. varsa yoksa z kuşağı, referans için de x kuşağı. y kuşağı dokunulmaz gibi.
benim açımdan sorun yok ama biraz haksızlık gibi sanki.
benim açımdan sorun yok ama biraz haksızlık gibi sanki.
devamını gör...
12.
"sinirlenmeyin özgür bey. hepimiz aynı durumdayız. ya ben iki gündür dükkanda z raporu alamadım ya."
devamını gör...
13.
daha başlığın tanım kısmında hatayla, yanlışla başlayan konu.
' en azından onlar rahat yaşasınlar ' .
evet, rahat yaşasınlar da , bunu hak etmek için de birşeyler yapsınlar.
sorun zaten bu minvalde şekilleniyor ve buralara kadar, içinden çıkılması güç bir hale kadar geliyor.
' ben görmedim oğlum-kızım görsün yaşasın ' diye diye yaratılan zee kuşağı dedikleri işe yaramaz, bencil, hazırcı nesil hepimizin gözü onunde duruyor .
evet, sadece duruyorlar ,
hiçbirşey yapmak yok bunlarda,
popomuzu kaldıralım, biz de birşeyler yapalım anlayışı yok .
sadece 'ben' var , biz diyenini görmedim de duymadım da.
evet, bizim eserimiz bu, artık harfi her neyse , x mi , y mi , a mı , biz yetişkin ana babaların eseri.
bu kuşağın en büyük sorunu,
kendilerini bir asalak gibi yetiştiren ana babalarının sağladıklarına bakıp, kendilerini hicbir sey yapmak zorunda hissetmemeleridir . yani hazırcı kafaya esir olmaları.
bu böyle sürdükçe de , şimdi beğenmedikleri dünyayı daha da boka bulaştırmamaları içten bile olmayacaktır .
' en azından onlar rahat yaşasınlar ' .
evet, rahat yaşasınlar da , bunu hak etmek için de birşeyler yapsınlar.
sorun zaten bu minvalde şekilleniyor ve buralara kadar, içinden çıkılması güç bir hale kadar geliyor.
' ben görmedim oğlum-kızım görsün yaşasın ' diye diye yaratılan zee kuşağı dedikleri işe yaramaz, bencil, hazırcı nesil hepimizin gözü onunde duruyor .
evet, sadece duruyorlar ,
hiçbirşey yapmak yok bunlarda,
popomuzu kaldıralım, biz de birşeyler yapalım anlayışı yok .
sadece 'ben' var , biz diyenini görmedim de duymadım da.
evet, bizim eserimiz bu, artık harfi her neyse , x mi , y mi , a mı , biz yetişkin ana babaların eseri.
bu kuşağın en büyük sorunu,
kendilerini bir asalak gibi yetiştiren ana babalarının sağladıklarına bakıp, kendilerini hicbir sey yapmak zorunda hissetmemeleridir . yani hazırcı kafaya esir olmaları.
bu böyle sürdükçe de , şimdi beğenmedikleri dünyayı daha da boka bulaştırmamaları içten bile olmayacaktır .
devamını gör...
14.
hiçbir insanın, belirli bir zaman diliminde bir sorunu olmayacağı gibi bu kardeşlerimizin de bir sorunu yoktur.
içinde yaşadığımız dönemin sürekli değişmesi, istesek de istemesek de bir şekilde intibak edemediğimiz şeylerin aslında bize problem gibi görünmesinden kaynaklıdır.
2000 yılında istanbul'da doğan, her sene milyonlarca kişiyle yarışan ve en başarılı olması istenen, sürekli kendisine iletişim kanallarından tüketim kültürü aşılanan bir çocuğun ne problemi olabilir? çevresinde ne görüyorsa ona yönelmesi kaçınılmazdır. iyiyi, güzeli, sanatı ve bilimi gösterirseniz yöneleceği yer belirlidir. ama siz geçim zorluğu, popüler kültür, ayrıştırma ve sürekli biat öğretirseniz ya da buna mecbur ederseniz, onun tüm yaptıkları size sanki onlarda bir problem varmış hissi verir.
örneği biraz daha genişleteyim.
1895 yılında prusya topraklarında doğan jurgen'in ne sorunu olabilir ki?
sorun jurgen'de değil, coğrafya, zaman dilimi ve muhatap olmak zorunda kaldığı yöneticilerdedir.
jurgen 1914 yılında silah altına alındı, fransa ile savaştı. yeni icat edilen mitralyözler insanları orak gibi biçerken, etrafında patlayan bombalar sebebiyle bir kulağı az işitmeye başladı. artık her sesten korkuyordu. savaştan sağ kurtuldu ancak köyüne döndüğünde insanların bir hastalıktan takır takır öldüğünü gördü. adına ispanyol gribi diyorlardı. savaş sonrasında evlenmeyi düşündüğü kız arkadaşı bir sabah uyandığında çoktan son nefesini vermişti. köyden şehre iş bulmak için gitti. sanayi devrimi son hız devam ederken, fabrikaların saçtığı kömür tozları ciğerlerine çöktü, artık sık sık nefesi tıkanıyordu. tam her şey rayına oturuyor derken, 1929 yılında büyük buhran patlak verdi ve çok çalışıyor olmasına rağmen ancak sobasına atacak bir kaç kömür parçası alabiliyor, tereyağ ve patatesi birlikte bulduğunda dua ediyordu.
takvim 1939 yılını gösterdiğinde, vatandaşı olduğu devlet insanlık tarihini değiştirecek bir savaşı başlatırken jurgen tek göz evinde radyo başındaydı. hayatı hala çok zordu, neler olduğunu tam anlamasa da dünyaya bedel bir devleti olduğu, herkesin üzerine düşen vazifeyi yapması gerektiği sürekli anons ediliyor, askerlerin kahramanlıkları anlatılıyordu. o artık eski genç adam değildi fakat savaşın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. gün geçtikçe elindeki avucundaki eriyen jurgen 1945 senesinde kendisini berlin'de buldu. ilerleyen düşman kuvvetlerine karşı oluşturulan milis kuvvetleri arasındaydı. çevresi ağlayan, elleri titreyen genç ve yaşlı adamlarla dolu bir haldeyken, aklına 30 yıl önceki savaş gelmişti. kendisine doğru ağır ağır ilerleyen tankları gördü. ateş emrini aldığında, griye kesmiş gökyüzünü son kez gördü.
içinde yaşadığımız dönemin sürekli değişmesi, istesek de istemesek de bir şekilde intibak edemediğimiz şeylerin aslında bize problem gibi görünmesinden kaynaklıdır.
2000 yılında istanbul'da doğan, her sene milyonlarca kişiyle yarışan ve en başarılı olması istenen, sürekli kendisine iletişim kanallarından tüketim kültürü aşılanan bir çocuğun ne problemi olabilir? çevresinde ne görüyorsa ona yönelmesi kaçınılmazdır. iyiyi, güzeli, sanatı ve bilimi gösterirseniz yöneleceği yer belirlidir. ama siz geçim zorluğu, popüler kültür, ayrıştırma ve sürekli biat öğretirseniz ya da buna mecbur ederseniz, onun tüm yaptıkları size sanki onlarda bir problem varmış hissi verir.
örneği biraz daha genişleteyim.
1895 yılında prusya topraklarında doğan jurgen'in ne sorunu olabilir ki?
sorun jurgen'de değil, coğrafya, zaman dilimi ve muhatap olmak zorunda kaldığı yöneticilerdedir.
jurgen 1914 yılında silah altına alındı, fransa ile savaştı. yeni icat edilen mitralyözler insanları orak gibi biçerken, etrafında patlayan bombalar sebebiyle bir kulağı az işitmeye başladı. artık her sesten korkuyordu. savaştan sağ kurtuldu ancak köyüne döndüğünde insanların bir hastalıktan takır takır öldüğünü gördü. adına ispanyol gribi diyorlardı. savaş sonrasında evlenmeyi düşündüğü kız arkadaşı bir sabah uyandığında çoktan son nefesini vermişti. köyden şehre iş bulmak için gitti. sanayi devrimi son hız devam ederken, fabrikaların saçtığı kömür tozları ciğerlerine çöktü, artık sık sık nefesi tıkanıyordu. tam her şey rayına oturuyor derken, 1929 yılında büyük buhran patlak verdi ve çok çalışıyor olmasına rağmen ancak sobasına atacak bir kaç kömür parçası alabiliyor, tereyağ ve patatesi birlikte bulduğunda dua ediyordu.
takvim 1939 yılını gösterdiğinde, vatandaşı olduğu devlet insanlık tarihini değiştirecek bir savaşı başlatırken jurgen tek göz evinde radyo başındaydı. hayatı hala çok zordu, neler olduğunu tam anlamasa da dünyaya bedel bir devleti olduğu, herkesin üzerine düşen vazifeyi yapması gerektiği sürekli anons ediliyor, askerlerin kahramanlıkları anlatılıyordu. o artık eski genç adam değildi fakat savaşın ne demek olduğunu çok iyi biliyordu. gün geçtikçe elindeki avucundaki eriyen jurgen 1945 senesinde kendisini berlin'de buldu. ilerleyen düşman kuvvetlerine karşı oluşturulan milis kuvvetleri arasındaydı. çevresi ağlayan, elleri titreyen genç ve yaşlı adamlarla dolu bir haldeyken, aklına 30 yıl önceki savaş gelmişti. kendisine doğru ağır ağır ilerleyen tankları gördü. ateş emrini aldığında, griye kesmiş gökyüzünü son kez gördü.
devamını gör...
15.
bunların en başında meslek - eğitim uyuşmazlığı gelir. iş hayatında istenenlerin aldığımız eğitimle alakası yok, işe girmek için bin takla atmamız gerekiyor asla tatmin olmayan üstlerimizle akıl sağlığımızı korumaya çalışıyoruz.
devamını gör...
16.
x kuşağı ve içinde bulunduğum y kuşağıdır.
devamını gör...
17.
çocuklarının a kuşağı olacak olmasi.
devamını gör...
18.
z kuşağının sorununu bilmem ama ihtiyaçları olan şey belli para.
devamını gör...
19.
tiktok
sigara
cinsellik
küfür...
sigara
cinsellik
küfür...
devamını gör...
20.
bu kesinlikle reklam olmalı. geçmiş neslin egemen olduğu şuanki dünyada reklam uğruna yapılmayan hareketler yok ve bu kanunlarla da sınırlandırılmıyor. z neslinin ileride çözeceği başlıca sorun olarak görüyorum. burdan mark zuckerberg e selam söylüyorum. gerçekten para çin daha ne yapabilir aklım almıyor ya. gözü dönmüş bir canavar resmen
devamını gör...