bilge vs bilim insanı

bilge huzur, bilim insanı bilgi peşindedir. bilgenin bilgiye ihtiyacı yoktur. var oluşu en az karmaşa ve iç çatışma ile atlatmaya çalışır. içe odaklıdır. bilim insanı dışa dönük ve enerjiktir. ikisi de olumlu sıfatlar.

bilge için bilmek yoldur bilim insanı için ise amaç,naçizane

dünyadaki en bilge insan, kendisine ne bildiği sorulduğunda, tek bildiği şeyin hiçbir şey bilmediği olduğunu söyleyendir.

bilim insanı bilgedir, bilge bilim insanı değildir.

bilim insani overrateddir, bilge underrated. dolayisiyla bilge diyorum.

bilmeyi bilmek, bilginin ana noktasını öğrenen kültürlü insan, bilge. deney veya gözleme dayalı uğraş verip bilginin üzerine bilgi eklemeyle uğraşan, bilim insanı. biri emlakçıdır, iyi bilir ve iyi pazarlar. diğeri mühendistir, kendi yaratır ve de devreder. birbirini tamamlayan iki unsuru versus ölçütüyle bir tutmak, pek doğru değil. biri kitap okur, diğeri okunan kitabı yazar. ikisini de dene tarafını seç!

genel konular hakkındaki malumatı bilgiye, bilgiyi de eyleme dönüştüren kişi bilge olur. bilim insanı bilgi üretir.

bilge, bildiğini bilir; bilim insanı, bilmediğini bilmez.

ben bilim insanı diyorum.
bilge de neye göre bilge? kime bilge diyoruz tam olarak mesela, çünkü şu an çok var yaşam koçu, ilişki koçu "bilge"ler. reels çekip insanların ağzına yüzüne toksisite sıçıyolar. gerçekten çok bilge de duruyolar, her şeyi çözmüşler.

hayattaki en bilge insanın hiç birimizle muhatap olmaya tenezzül etmeyecek insan olduğuna inanıyorum. dolayısıyla bilgeliğinin bana bir hayrı olmuyo. o yüzden bir daha bilim insanı.

temiz temiz yazıyo makalesini salıyor ortalığa. deney desen var gözlem desen var metodoloji desen var.

niye iki kavram karşılaştırılmış hiç anlamadım. aralarında ince de değil kapkalın bir çizgi var.

bilge hayatı bilen, öngörüsü kuvvetli kişi. bilim insanı ise doğayı bilen ya da bilmeye çalışmak için deney, matematik gibi methodları kullanan kişi.

örneğin openheimmer bilim insanıdır ama bilge midir? aşık veysel ise bilgedir. aralarında alaka yok. her toplumun kendine has bilgeleri var. atatürk mesela bilge sayılabilir mi? bence yol göstericilik bakımından sayılır. belki iki kelimenin ortak kesişim kümesi topluma yol göstericilik yapmalarıdır.

ingilizce olarak kavramlara baktığımızda fark daha da iyi anlaşılıyor. türkiye'de her iki kelime de bilmek kökünden gelse de ingilizcede bilge kişi için wise demişler. ama bilim için scene, bilimi yapan için scentist demişler. araya ingilizce katmamın sebebi ikisi arasındaki farkın daha iyi anlaşılması için.

ikisi arasındaki fark, bilgeler toplum nazarında oluşur. barış manço, neşet ertaş, aşık veysel gibi karakterler toplum tarafından bilge olarak görülür. yine de toplum tarafında bilge kelimesi pek kullanılmaz ortalama insanlar tarafından. bilim insanı ise üniversitede okuyarak, genelde temel bilimlerle ilgilenerek oluyor günümüzde.

yine de bilim insanlarının birçoğu bilimin mütevazileştirici bir tarafı var lafını çok sık kullanırlar. belki bilge olma (kendini tamamlama) yolculuğunda bilimin katkısının çok büyük olduğu insanlar vardır.

örneğin carl sagan bir bilim insanı. fakat bilge de bir tarafı olduğunu kabullenir toplumun çoğu. blue pale dot derken (soluk mavi nokta) koca devranda kendimizi ne kadar dev aynasında gördüğümüzü anlatır. aşık veysel ise benim sadık yarim kara topraktır der.
"çok güzel... bu resmi [derin uzaydan] çekmeyi başardık ve ona bakarsanız, bir nokta görürsünüz. işte burası. işte evimiz. işte biziz. üzerinde sevdiğiniz herkes, tanıdığınız herkes, duyduğunuz herkes, gelmiş geçmiş tüm insanlar hayatlarını yaşadılar. neşemizin ve acımızın toplamı, binlerce kendine güvenen din, ideoloji ve ekonomik doktrin, her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, medeniyetin her yaratıcısı ve yıkıcısı, her kral ve köylü, aşık her genç çift, her anne ve baba, umutlu çocuk, mucit ve kaşif, her ahlak öğretmeni, her yozlaşmış politikacı, her "süperstar", her "yüce lider", türümüzün tarihindeki her aziz ve günahkar orada yaşadı -- bir güneş ışınında asılı duran bir toz zerresinde."

kelime yazımı olarak yakın olsalar da, anlamsal açıdan büyük fark barındırırlar. ben, kendi adıma, kimsenin "bilgelik" sıfatına erişebileceğini düşünmüyorum. bilgelik; her konuda bilgisi olan anlamına gelir. hiç bir insanın, böylesine bir limitsizliğe sahip olduğuna inanmıyorum. beynimizin bir kapasitesi var ve kullanmadığı bilgiyi siliyor. bilgelik için, zihnin bu fonksiyonunun doldurulmuş olması lazım ki her öğrendiğin zihninin içerisinde biriksin ve istediğin zaman bunları kullan. insani hayatımız için, ultra büyük bir güç bu.

bilim insanı ise, daha akla yatkın bir tanımlamadır. deney ve gözlem yolu ile yeni bir gerçekliği kanıtlamaya çalışan insanı tanıtmakta kullanılır. bilimde, başarı ve başarısızlık eşit yüzde de seyir eder. yani yanılsan da insansın, yanılmasan da. çok çok üstün bir kapasite gerektiren unsur değildir. ( bilgelikte olduğu gibi).

günümüzde ise, anlam kirliliğinin içerisinde kaybolmuş bir statüdür aynı zamanda. tıpkı her önüne gelenin kendisini sosyal medyada psikolog/ diyetisyen ilan etmesi gibi, olur olmaz herkese bilim insanı demeye başladılar. "bilim adamı" olmak için bir şey üretmek yeterli değil.

bilim adamı; başarısı evrensel düzeyde duyulmuş, ciddi kurum ve kuruluşlarla, sterilize laboratuvar ortamında düzenli deney yapmak adına çalışan kişidir. "bilim insanı" lakabı, kişiye, evrensel olarak, herkes tarafından tanındığı için verilir zaten. lokal olarak( kendi cografyası içerisinde), herhangi bir seyi üreten insana sadece "mucit" denir. ortaya çıkarılan buluş, uluslararası bir ödüle, evrensel sekilde duyurulan ve literature geçen bir olguya dönüşürse, "bilim adamı" olursunuz.

bilge insan, zaten evrenin tek gerçeği olan bilimi anlayacak ve anlam verecek kadar kendini geliştirmiştir.

o yüzden kendi içinde mantıksız bir versus'dur.

kimseden akıl almaya ihtiyacım olmadığından bilim insanı diyorum. herkes bilge olabilir. yani herhangi bir mesleği yaparken aynı zamanda bilge bir kişi de olabilirsiniz. ama bilim insanı olabilmek için hayatını buna adamak, eğitimli ve donanımlı olmak gerekir. yaşasın bilim insanları. insanlığın sizlere ihtiyacı var. bilgeler de totomu yesin. *

bilge bir bilim insanı olsun.
ufku açık, tek tarafsız.

kimisi afedersiniz bok yiyor, bilim insanı kendisi.
kimisi cahil sözcüğünü dilinden düşürmüyor. bunu derken bilime ters düşen o eşsiz davranışını sergiliyor.
nedir o? yeterince bilgi sahibi olmadığı konularda ahkam kesmek, yargı dağıtmak.

örneğin, sosyal medya üzerinden kazanç sağlayan meslek gruplarını genelleme yaparak aşağılayan, onlara cahil, aptal sıfatlarıyla hitap eden ancak bunu yaparken hedef kitleye aynı sosyal mecra üzerinden seslenen ve dahi bir de hiç çekinmeden, hiçbir utanç kırıntısı sergilemeden sosyal medya kullanımına, onu anlamaya ve araştırmaya dolayısıyla hakkında bir karara, hükme varmaya yarayacak en uzak şey ile "tuşlu akılsız telefon" ile övünürken
bilmediği, yeterince araştırmadığı, test edip sosyal medya mecralarının her bir alanına, kuytusuna girmeye olanak sağlamayan, kendisi de bu alandan zaten uzak kalmakla övündüğü aklı, fikri ile yapıyor olması,
benim algıladığım "bilim" mantığına tamamıyla ters, zıt hareketler demek oluyor.
yarı cahilden kork derken ki korkulmalı elbette katılıyorum sonuna kadar ancak bunu söylerken neden yarı cehaleti seçmiş olduğuna anlam veremiyorum.

sosyal medya mecralarında bazı gruplar var ki, onlar boşa vakit harcamaktadır, onlar faydasız işler için çabalamaktadır ve nedenleri, sonuçları da şunlardır demek varken genellemek bilime ters hocam.

kaldı ki topluma mal olmuş, gönüllerde taht kurmuş bir kişilik olmanın ciddi sorumlulukları olduğu kanısındayım.
üstelik aynı zamanda "eğitimci" sıfatını da taşıması nedeniyle, gençlere hitap ettiği, onları kazanmak istediği hedefinden şaşmış olmasını da eleştiriyor zihnim ve kalbim.

bu kadar keskin ve aşağılayıcı konuşan bir eğitimci, gençlere istediği mesajı ulaştırmakta zorlanacak, onları kazanmak yerine daha çok uzaklaştıracaktır.
bir akım başlatacaktır ardından yetişen taze bilim insanları için. hakareti, yersiz sivri dili baş tacı ederken minik minik işlediğini bilmez mi, bir toplumu şekillendirdiğini görmez mi hiç?

sözlerinin çoğuna katılıyor olsam da kendisinin,
bilmediğim, yeterince derinine inmediğim konularda topluma yön vermek, ahkam kesmek ve dahi hakaret etmekten imtina ederim.

bir bilim insanından beklentim, bilge olmasıdır.

bilge, birçok konu hakkında standart veya standart üstü bilgi ve tecrübeye sahip olan kişidir benim için. bilge tanımının ucu çok açık o yüzden yazma gereği hissettim. sokakta "oyun çok böyük yeen" diyen amcayı da bilge gören var çünkü.

bilim insanı ise, çok daha sınırlı bir konuda ya da alanda çok daha fazla bilgiye ve/veya uzmanlığa sahip kişidir.

bilge insan, başkalarının yaşadığı şeyleri anlatır genelde. bilim insanı oturup o araştırmayı kendi yapar.

bir de, bilge insanın bilgeliği subjektiftir. birisi gelip "neresi bilge olm bunun, pabucumun bilgesi" dese, maksimum dövebilirsiniz. çünkü, bunun somut bir ölçeği yok. bilim insanının yaptığı ya da yapamadığı şey nettir. ortada bir çalışma vardır. başarılı ya da başarısız bir sonuç vardır. ortam net konuşmaya daha müsaittir.

son olarak, bilge insanın, havalara bakıp aforizma kasma ihtimali daha yüksektir. bilim insanı bunu yapsa da insanlar çok umursamaz.

düz adam olduğumu daha önce söylemiş miydim?

bilge yorulmuş ve bitmiştir. bilim insanı mağaşını alıp hayatını yaşıyordur .