1.
hümanistik kuramın kurucularından olup psikoterapiye en büyük katkıları olan kişidir. 1940 lı yıllarda danışan odaklı psikoterapiyi geliştirdi. rogers'e göre danışan odaklı psikoterapinin üç temel ögesi bulunmaktadır. bunlar; danışanlara koşulsuz olumlu kabul, empati ve uyumluluktur.
devamını gör...
2.
kişi olmaya dair kitabında, insanlar neden diğerinin söylediğini anlamak yerine onları yargılar sorusuna, anlamak risklidir çünkü kişi birini anlamak için kendisine izin verirse, anladığım şeyle birlikte ben de değişebilirim diye düşünür ve değişmek korkutucudur der.
devamını gör...
3.
''kendimi olduğum gibi kabul ettiğim zaman değişebileceğim gerçeği, tuhaf bir paradokstur.''
değişimin temsilcisinin terapist değil de hastanın kendisi olduğunu belirten psikoterapist. bu yüzden kişi merkezli terapi yaklaşımını benimsemiştir. cevapların ve potansiyelin kişinin kendi içinde bulunduğunu belirtir. uzman, hastanın kendisidir, ''we are the best experts of ourselves''.
yani kısaca, zihinsel sorunları teşhis etmekten ziyade hastaların kendilerine yardımcı olabilmelerine yardım etmekle ilgilenir.
belirli şartların/durumların karşılandığında her insanın hedeflerine ulaşabileceğini söyler.
rogers'ın fikirleri psikanalitik teoristlerle özellikle sigmund freud ile keskin bir tezat oluşturur*
abraham maslow başlığında [#1777486] kendini gerçekleştirme kavramından kısa da olsa bahsetmiştik. kendini gerçekleştirmek, kişinin potansiyelinin farkında olup bunu gerçekleştirmesi (yeteneklerin gelişimi gibi) ile ilgilidir.
carl rogers'da kendini gerçekleştirebilmek için bazı ön koşulların olduğundan ve bu çevrenin kişi için yaratılması gerektiğinden bahseder. bu noktada iki kavram önem kazanır:
• unconditional positive regard/ koşulsuz olumlu kabul: özellikle çocuklukta önemli bir yeri vardır. çocuğun performansı ne olursa olsun ona koşulsuz sevgi, kabul, ilgi ve saygı gösterilmesidir.
• conditional positive regard/ koşullu olumlu kabul: sevgi, kabul, ilgi ve saygı gibi unsurların sadece belirli durumlarda gösterilmesidir.
değişimin temsilcisinin terapist değil de hastanın kendisi olduğunu belirten psikoterapist. bu yüzden kişi merkezli terapi yaklaşımını benimsemiştir. cevapların ve potansiyelin kişinin kendi içinde bulunduğunu belirtir. uzman, hastanın kendisidir, ''we are the best experts of ourselves''.
yani kısaca, zihinsel sorunları teşhis etmekten ziyade hastaların kendilerine yardımcı olabilmelerine yardım etmekle ilgilenir.
belirli şartların/durumların karşılandığında her insanın hedeflerine ulaşabileceğini söyler.
rogers'ın fikirleri psikanalitik teoristlerle özellikle sigmund freud ile keskin bir tezat oluşturur*
abraham maslow başlığında [#1777486] kendini gerçekleştirme kavramından kısa da olsa bahsetmiştik. kendini gerçekleştirmek, kişinin potansiyelinin farkında olup bunu gerçekleştirmesi (yeteneklerin gelişimi gibi) ile ilgilidir.
carl rogers'da kendini gerçekleştirebilmek için bazı ön koşulların olduğundan ve bu çevrenin kişi için yaratılması gerektiğinden bahseder. bu noktada iki kavram önem kazanır:
• unconditional positive regard/ koşulsuz olumlu kabul: özellikle çocuklukta önemli bir yeri vardır. çocuğun performansı ne olursa olsun ona koşulsuz sevgi, kabul, ilgi ve saygı gösterilmesidir.
• conditional positive regard/ koşullu olumlu kabul: sevgi, kabul, ilgi ve saygı gibi unsurların sadece belirli durumlarda gösterilmesidir.
devamını gör...
4.
önemli olan tek bir soru şudur: beni gerçekten ifade eden biçimde yaşıyor muyum?
carl rogers; veya tam adıyla carl ransom rogers 1902/ 1987 yılları arasında yaşamış amerikalı psikolog olup psikolojide hümanistik yaklaşımın kurcularından biri kabul edilir.
en çok alıntı yapılan psikologlardan birisi olan roger'ın bazı kitapları ise şöyledir;
kişi olmaya dair
içsel yolculuk / keşifler
yarının insanı
rogers'ın benlik kuramı hümanistik, varoluşçu ve fenomenolojik olarak kabul edilir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/08/12/kskaw9ambegojhia-t.jpg)
bizim kültürümüz de şöyle bir düşünce var.
"diğer insanlar da tıpkı benim gibi hissetmeli, düşünmeli ve inanmalı."
carl rogers; veya tam adıyla carl ransom rogers 1902/ 1987 yılları arasında yaşamış amerikalı psikolog olup psikolojide hümanistik yaklaşımın kurcularından biri kabul edilir.
en çok alıntı yapılan psikologlardan birisi olan roger'ın bazı kitapları ise şöyledir;
kişi olmaya dair
içsel yolculuk / keşifler
yarının insanı
rogers'ın benlik kuramı hümanistik, varoluşçu ve fenomenolojik olarak kabul edilir.
![kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel](https://media.normalsozluk.com/up/2024/08/12/kskaw9ambegojhia-t.jpg)
bizim kültürümüz de şöyle bir düşünce var.
"diğer insanlar da tıpkı benim gibi hissetmeli, düşünmeli ve inanmalı."
devamını gör...