ruhun gökkuşağı radyo yayını
başlık "ruhun gökkuşağı" tarafından 13.12.2022 00:28 tarihinde açılmıştır.
1.
bu akşam 21.00'da olacak yayındır. kısmetse diyorum, ne olur ne olmaz.
devamını gör...
2.
13.12.2022 salı akşamı saat 21.00’da olacak ilk yayının heyecanını yaşıyorum. ne konuşuruz, ne dinleriz diye düşünürken, ilk haftanın konusu, gündemimdeki bir merak oldu. sizinle paylaşmak, fikirlerinizi almak ve konu üzerine tartışmak çok keyifli olacaktır. şimdiden bu başlığın altına yazabilirsiniz, hatta canlı canlı siz de yayında olursanız, güzel bir muhabbet gerçekleştirebiliriz.
son zamanlarda dikkatimi çeken bir konu var. sosyal mecralarda okudukları kitapları paylaşan okurlar ya da kitap kulüpleri ile haşır neşir olmaya başlayınca, farklı insanlar ve farklı bakış açıları görmeye başladım.
fark ettim ki, bazı insanlar –bir çok insan demeli miyim bilemiyorum, okumaktan hoşlandığı kitap türleri ile ilgili yazarken “kişisel gelişim kitapları hariç, tüm türler.” diyor. “kişisel gelişim kitapları hariç” ibaresi dikkatimi çok çekiyor.
insanlar kişisel olarak gelişmek mi istemiyor, gelişmişliklerini yeterli mi buluyor, yoksa çocukken doldurduğumuz anketlerde* sevdiğimiz müzik türü sorulduğunda net bir kibirle “arabesk hariç her şey” diye cevapladığımız gibi, kişisel gelişim kitaplarını küçük mü görüyor?
buradan “tüm kişisel gelişim kitapları mükemmeldir” sonucu çıkmasın lütfen. bir şeyin bir tanım altına girmesi onu illa güzel yapmaz, illa kötü yapmayacağı gibi.
günün sonunda “secret” gerçeği de var, secret’ın sırrı da*
astroloji, kişisel gelişim, şifa, maneviyat konuları hem bizi cezbeden, hem de koşarak kaçma isteği uyandıran konular. peki neden?
merak ediyorum.
son zamanlarda dikkatimi çeken bir konu var. sosyal mecralarda okudukları kitapları paylaşan okurlar ya da kitap kulüpleri ile haşır neşir olmaya başlayınca, farklı insanlar ve farklı bakış açıları görmeye başladım.
fark ettim ki, bazı insanlar –bir çok insan demeli miyim bilemiyorum, okumaktan hoşlandığı kitap türleri ile ilgili yazarken “kişisel gelişim kitapları hariç, tüm türler.” diyor. “kişisel gelişim kitapları hariç” ibaresi dikkatimi çok çekiyor.
insanlar kişisel olarak gelişmek mi istemiyor, gelişmişliklerini yeterli mi buluyor, yoksa çocukken doldurduğumuz anketlerde* sevdiğimiz müzik türü sorulduğunda net bir kibirle “arabesk hariç her şey” diye cevapladığımız gibi, kişisel gelişim kitaplarını küçük mü görüyor?
buradan “tüm kişisel gelişim kitapları mükemmeldir” sonucu çıkmasın lütfen. bir şeyin bir tanım altına girmesi onu illa güzel yapmaz, illa kötü yapmayacağı gibi.
günün sonunda “secret” gerçeği de var, secret’ın sırrı da*
astroloji, kişisel gelişim, şifa, maneviyat konuları hem bizi cezbeden, hem de koşarak kaçma isteği uyandıran konular. peki neden?
merak ediyorum.
devamını gör...
3.
tarifsiz yasayamayanlar için yazılmış zirvalar olarak yorumluyorum. kişisel gelişim kitapları ile olmaz tecrübe ile olur. yayını merak ettim. sen yenisin galiba(bkz: swj) dinleyenin bol olsun yayıncı. kişisel gelişim hoş olduğu gibi kişisel gidişim de hoş olur. si yular.
devamını gör...
4.
öncelikle iyi yayınlar diliyorum. size kişisel gelişimin diyarı metin hara'dan selamlar. kişisel gelişim bir çeşit ben yapamıyorum bu işi ama salak olduğumun da farkındayım, vereyim dümeni birine beni dolandırsın demekten başka bir şey değil. spiritualizm aynı şekilde. iki bin yıl önce insanlık için din neyse bugün o kavramın yerini bu kişisel gelişim, spiritualizm, master yodacılık dolduruyor. sadece dinin artık inanılası bir yanı kalmadığı ve reform hareketinin zaten birkaç kere yapılmış olması nedeniyle iskartaya çıkmış olması durumu söz konusu. bu sebepten insanlık kendini kandırmak için çağın ruhuna uygun bir saçmalık arıyor. o da kişisel gelişim vs.oluyor işte. ınsanların bu tür bir oltaya düşüyor gibi görünmek istememesi normal.
yayını ne yazık ki dinleme fırsatı bulamayacağım fakat atforvendetta'nın bahsettiği ve merak ettirdiği bir yayındı. dinleyebilmek isterdim fakat artık haftaya efendim. güzel yayınlar diliyorum. at çiftliğine hoşgeldiniz. kıskananlar çatlasın. para bizde, şöhret bizde, sizde ne var haydi söyle?
yayını ne yazık ki dinleme fırsatı bulamayacağım fakat atforvendetta'nın bahsettiği ve merak ettirdiği bir yayındı. dinleyebilmek isterdim fakat artık haftaya efendim. güzel yayınlar diliyorum. at çiftliğine hoşgeldiniz. kıskananlar çatlasın. para bizde, şöhret bizde, sizde ne var haydi söyle?
devamını gör...
5.
iyi yayınlaaar. yazdıktan sonra fark ettim çok uzun yazmışım, yayında okumaya kalkmayın lütfen hiç alınmam.
kişisel gelişim kitaplarının bir çeşit suistimale yol açtığına inanıyorum. bu kitapların en büyük okur kitlesini yönlendirilme ihtiyacı içindeki insanlar oluşturuyor. bu ihtiyacı duyan zaman zaman ben olurum, siz olursunuz fark etmez. psikolojik destek görmek isteyip başvurduğu kişiden yapması gerekenlerin sıralı listesini isteyen insanlar var. hemen her şey çözülsün ve bir kişi ona kendi doğrusunu işaret etsin ister. arayış, çözümleme, anlamlandırma gibi evreleri atlayıp sona ulaşma gayretidir bu. işte o sabrı göstermeyen insanlara kucak açıyor bu kitaplar. her bölümün sonunda verilen küçük görevler, hayata dair bir anda değişmesi mümkünmüş gibi verilen tavsiyeler.. öyle işleniyor ki insan sahiden inanıyor da. birisi ona "pozitif ol" dediğinde olabileceğini sanıyor. olamadığında ise sorunun kendisinde olduğunu.
en son kişisel gelişim kitabı okuduğumda -başlarken farklı olduğuna inanmıştım- yazar sık sık "bunları kitap bittiğinde uygulayamıyorsanız iradenizi sağlamlaştırmak için şunu şunu yapın" tarzı cümleler kurmuştu. resmen işe yaramıyorsa senin suçun diyor. onun dışında garanti yani. bence öyle değil. bence bahsettiği kavramların özüne inmek yerine "ben senin yerine özşefkati anladım, sana sadece söylediklerimi yapmak düşüyor" mesajı verdiği için okur bu kitaplardan bir fayda göremiyor. anlamadığımız, içselleştiremediğimiz her şey yabancıdır ve beynimiz yabancıları sevmez. ilgisini çeker, merak eder ama bir süre sonra hayatından def eder.
bir dönem çocukluk travmaları üzerine çok kafa yordum. karşıma da bu travmaları ortaya döktürecek, hatta deşe deşe zihnimin derinlerinde kalan travmaları da açığa çıkaracak kitaplar çıktı. insan hazine bulmuş gibi heyecana kapılıyor. fakat hiçbir kişisel gelişim kitabı ya da psikologların yine bence sırf satış amaçlı piyasaya sürdüğü kitaplar o ortaya döktüklerimi toplamama yardımcı olmadı. kaldım mı ben onca şeyle dımdızlak? kaldım. sonra fark ettim ki benim anlamam lazım. şu yaştan sonra uzman olamam elbet ama psikolojiyi bir bilim olarak öğrenmeye başlamam lazım. bir şeyi nasıl düşünmem ya da ben nasıl değişirim değil de neden düşünüyorum ve bu beni nasıl etkiliyor sorularını cevaplamam lazım.
eh şimdi çok uzadı ama bir de ortaya pozitif psikoloji savunucuları çıktı. elbette etkilidir, hiçbir lafım yok o açıdan. ama pozitif psikoloji aslında sadece destekleyici/tamamlayıcı yöntemler içeriyor. tutup da her meseleyi bu yöntemlerle halletmek mümkün değil. ancak bunu vaadeden çok kişi var piyasada.
kişisel gelişim kitaplarının bir çeşit suistimale yol açtığına inanıyorum. bu kitapların en büyük okur kitlesini yönlendirilme ihtiyacı içindeki insanlar oluşturuyor. bu ihtiyacı duyan zaman zaman ben olurum, siz olursunuz fark etmez. psikolojik destek görmek isteyip başvurduğu kişiden yapması gerekenlerin sıralı listesini isteyen insanlar var. hemen her şey çözülsün ve bir kişi ona kendi doğrusunu işaret etsin ister. arayış, çözümleme, anlamlandırma gibi evreleri atlayıp sona ulaşma gayretidir bu. işte o sabrı göstermeyen insanlara kucak açıyor bu kitaplar. her bölümün sonunda verilen küçük görevler, hayata dair bir anda değişmesi mümkünmüş gibi verilen tavsiyeler.. öyle işleniyor ki insan sahiden inanıyor da. birisi ona "pozitif ol" dediğinde olabileceğini sanıyor. olamadığında ise sorunun kendisinde olduğunu.
en son kişisel gelişim kitabı okuduğumda -başlarken farklı olduğuna inanmıştım- yazar sık sık "bunları kitap bittiğinde uygulayamıyorsanız iradenizi sağlamlaştırmak için şunu şunu yapın" tarzı cümleler kurmuştu. resmen işe yaramıyorsa senin suçun diyor. onun dışında garanti yani. bence öyle değil. bence bahsettiği kavramların özüne inmek yerine "ben senin yerine özşefkati anladım, sana sadece söylediklerimi yapmak düşüyor" mesajı verdiği için okur bu kitaplardan bir fayda göremiyor. anlamadığımız, içselleştiremediğimiz her şey yabancıdır ve beynimiz yabancıları sevmez. ilgisini çeker, merak eder ama bir süre sonra hayatından def eder.
bir dönem çocukluk travmaları üzerine çok kafa yordum. karşıma da bu travmaları ortaya döktürecek, hatta deşe deşe zihnimin derinlerinde kalan travmaları da açığa çıkaracak kitaplar çıktı. insan hazine bulmuş gibi heyecana kapılıyor. fakat hiçbir kişisel gelişim kitabı ya da psikologların yine bence sırf satış amaçlı piyasaya sürdüğü kitaplar o ortaya döktüklerimi toplamama yardımcı olmadı. kaldım mı ben onca şeyle dımdızlak? kaldım. sonra fark ettim ki benim anlamam lazım. şu yaştan sonra uzman olamam elbet ama psikolojiyi bir bilim olarak öğrenmeye başlamam lazım. bir şeyi nasıl düşünmem ya da ben nasıl değişirim değil de neden düşünüyorum ve bu beni nasıl etkiliyor sorularını cevaplamam lazım.
eh şimdi çok uzadı ama bir de ortaya pozitif psikoloji savunucuları çıktı. elbette etkilidir, hiçbir lafım yok o açıdan. ama pozitif psikoloji aslında sadece destekleyici/tamamlayıcı yöntemler içeriyor. tutup da her meseleyi bu yöntemlerle halletmek mümkün değil. ancak bunu vaadeden çok kişi var piyasada.
devamını gör...
6.
aslında zaten bildiğim şeyleri okumak gibi geliyor bana, yeni öğrendiğim şeyler de oluyor elbette, kendimde keşfettiğim yeni şeyler de, okurken iç sesim evet ya böyle, doğru ya ben bunu nasıl unutmuşum, biliyorum ben bunu falan..
devamını gör...
7.
of beni tanıyan birinin çıkıp fal bakma ayağı yaparak nasıl insanları dolandırdığımı ifşalayacağından korktuğum yayın.
puahaahah.
puahaahah.
devamını gör...
8.
arkadaşlar, internet bağlantısı nedeniyle maalesef bu akşamki program iptal oldu. çok çok özür dilerim. ama umudumuzu yitirmiyoruz* bu hafta internet sorunu çözülecek ve ruhun gökkuşağı yayını yapılacak *
sevgiler.
sevgiler.
devamını gör...
9.
madem yayın boşaldı. ne dersiniz. gireyim mi yayına.
size icarus taklidi yaptım*
size icarus taklidi yaptım*
devamını gör...
10.
teknik aksaklık için geçmiş olsun. angaralı yasemin çalmayacaksınız hiç başlamayın yayına.
devamını gör...
11.
geçmiş olsun sayın ruhun gökkuşağı. haftaya umarım görüşürüz.
devamını gör...
12.
mais la pluie sera alaimisema
devamını gör...
13.
alt yapı sorunun çözülüp, nihayet bugün ilk yayınını yapacak programcının yayınıdır *
geçen hafta #2338219 merakımı paylaşmış, fikirlerinizi almıştım. yeni fikirler de eklerseniz, hepsini birlikte konuşalım bugün sözlük. güzel müzikler de dinleyelim. sanki ilk kez yayın yapacakmışım gibi heyecanlıyım. aman ne güzel *)
geçen hafta #2338219 merakımı paylaşmış, fikirlerinizi almıştım. yeni fikirler de eklerseniz, hepsini birlikte konuşalım bugün sözlük. güzel müzikler de dinleyelim. sanki ilk kez yayın yapacakmışım gibi heyecanlıyım. aman ne güzel *)
devamını gör...
14.
ooo. yayın. alırım bir dal. bir de rica etsem ve mümkünse saatte söylerseniz çok bahtiyar olurum.
dipnotu : angaralı yasemin.
dipnotu : angaralı yasemin.
devamını gör...
15.
saat 21.00'de başlayacak yayındır.
devamını gör...
16.
şimdi heyecanlandım.
devamını gör...
17.
progam adı beni işgillendirdi. gökkuşağı falan.
delikanlıyı bozmasın sakın. ama dinleyeceğim..
delikanlıyı bozmasın sakın. ama dinleyeceğim..
devamını gör...
18.
rbf de kafayı ankaralı yasemin'le bozmuş.
devamını gör...
19.
lütfen. değeri anlaşılamamış, büyük ses sanatkarı angaralı yasemin hanım diyeceksiniz.
kafayı bozmak yok. sanata ve sanatkara sevdalıyız.
kafayı bozmak yok. sanata ve sanatkara sevdalıyız.
devamını gör...
20.
uzun zaman sonra *katılacağım yayındır. umarım güzel bir yayın olur. rbf ve angaralı yasemin varsa o yayın tamdır.
devamını gör...
21.
yayın başlama saatinde biraz meşgul olacak olsam da ergeç damlayacağım yayındır. çünkü herkes bilir ki rbf yenileri sevmez. hele hele yeni yayıncıları hiç sevmez.
devamını gör...