1.
olmayan paradokstur. tanrı mantık çerçevesi içerisinde hareket ediyorsa, "tanrı kaldıramayacağı bir kaya yaratabilir mi?" sorusu anlamsızlaşır. çünkü sorulan soru mantık kurallarının dışındadır. eğer tanrı mantık çerçevesi dışına çıkabiliyorsa, insan bu sorunun cevabını bilemez, ve ne derse desin bir paradoksa yol açar. çünkü insan aklı ve düşünce tarzı, bunu gerektirir. fakat bu (tanrının mantık çerçevesi dışında hareket ettiğini düşünürsek eğer) tanrı için bir paradoksa yol açmaz.
barnabas incilinde bu konu hakkında çok güzel bir örnek vardır;
sonra, başkahin iki yaşlı kâhini gizlice çağırarak mabedten çıkıp, öğle namazını kılmak için süleyman verandasında oturup beklemekte olan isa'ya gönderdi. ve, (isa'nın) yanında halktan büyük bir kalabalıkla birlikte havarileri de bulunuyordu. kâhinler isa'ya yaklaşıp dediler: "muallim, insan (adem) ekini ve meyveyi neden yedi? allah onu yemesini istedi mi, istemedi mi?" ve, onlar bunu isa'yı yanıltmak için dediler; çünkü, "allah istedi" dese, "(öyleyse) niçin yasakladı?" karşılığını verecekler, "allah istemedi" dese, "o halde, allah'ın istediğinin aksini yapabildiğine göre, insan allah'tan daha büyük bir güce sahip" diyeceklerdi. isa cevap verdi: "sizin sorunuz, dağın üstünden geçen ve sağ ve solunda uçurum bulunan bir yol gibi, ama ben ortadan yürüyeceğim."
edit: başlık benim değildir. fakat görülen o ki, bana kaldı.
barnabas incilinde bu konu hakkında çok güzel bir örnek vardır;
sonra, başkahin iki yaşlı kâhini gizlice çağırarak mabedten çıkıp, öğle namazını kılmak için süleyman verandasında oturup beklemekte olan isa'ya gönderdi. ve, (isa'nın) yanında halktan büyük bir kalabalıkla birlikte havarileri de bulunuyordu. kâhinler isa'ya yaklaşıp dediler: "muallim, insan (adem) ekini ve meyveyi neden yedi? allah onu yemesini istedi mi, istemedi mi?" ve, onlar bunu isa'yı yanıltmak için dediler; çünkü, "allah istedi" dese, "(öyleyse) niçin yasakladı?" karşılığını verecekler, "allah istemedi" dese, "o halde, allah'ın istediğinin aksini yapabildiğine göre, insan allah'tan daha büyük bir güce sahip" diyeceklerdi. isa cevap verdi: "sizin sorunuz, dağın üstünden geçen ve sağ ve solunda uçurum bulunan bir yol gibi, ama ben ortadan yürüyeceğim."
edit: başlık benim değildir. fakat görülen o ki, bana kaldı.
devamını gör...
2.
tanrının varlığını sorgulayan ve aslında bana göre pek de paradoks olmayan soru.
tanrının (ya da allah'ın diyeyim ben) varlığına inanan biri olarak şöyle bakıyorum olaya: allah böyle bir taş yaratabilir ama bunun yerden kalkmasını sağlayacak şekilde tüm fizik kuvvetlerini de yeniden düzenleyebilir. bu durumda başlangıçta yerden kaldırılamayacak özellikte yaratılmış olan taşı, fizik kuvvetlerinin (mesela kütle çekiminin) yeniden düzenlenmesi ile kaldırılabilir bir hale getirebilir. o halde "demek ki fizik kuvvetleri değişmese taşı kaldıramayacaktı." demektense "bu fizik kuvvetlerini kendisinden başkası değiştiremeyeceğinden, o taşı kaldırılabilir hale getiren de ancak o olabilir. böylece hem böyle bir taşı yaratabilir ve her şeyi yaratabilmeye gücünün yettiğini kanıtlamış olur hem de taşı kaldırılabilir hale "dönüştürerek" yine her şeye gücünün yettiğini söylediği ifadesiyle ters düşmemiş olur" diye düşünürüm.
bilemiyorum anlatabildim mi aklımdakini.
benzer bir düşünce şurada daha derli toplu şekilde yazılmış, okumak isterseniz:
link
bu da yazıdan bir kesit:
ilk başta bu soru bizim cevabımızı kısıtlamış gibi geliyor fakat önermeyi değil de olayı/işi/eylemi tekilliğe döktüğümüz zaman sorunun cevabı ortaya çıkıyor. örneğin; insan tek bir olay/iş/eylem karşısında aynı zamanda hem kazanan hem kaybeden olabilir mi? bunu örneklerle açıklamaya çalışacağım.
birinci örneğim satranç oyunu üzerine. karşılıklı iki kişi ile oynanan ve bir kazanan bir de kaybedenin olduğu bir zeka oyunu. şimdi bu oyunu tekilliğe düşürelim, kendi kendimize oynadığımızı düşünelim. oyun sonuçlandığında kazanan bensem kaybeden kim, kaybeden bensem kazanan kim? bir araya gelemeyecek zıt iki olgu tekilliğe düştüğü anda bir arada bulundu. bu bir paradoks mudur?
1. ben kendimi yenmiş oldum. demek ki ben kendimden daha zekiyim.
2. ben kendime yenilmiş oldum. demek ki ben kendimden daha aptalım.
bu durumda ben kendime karşı her zaman kazanan aynı zamanda her zaman kaybedenim. bu oyunu kendi kendime sonsuz kerede oynasam her zaman kazanan ve her zaman kaybeden ben olacağım.
hangisi benim belirleyici özelliğim oldu? kazanan ben mi, kaybeden ben mi, kendine göre zeki olan ben mi, kendine göre aptal olan ben mi?
tanrının (ya da allah'ın diyeyim ben) varlığına inanan biri olarak şöyle bakıyorum olaya: allah böyle bir taş yaratabilir ama bunun yerden kalkmasını sağlayacak şekilde tüm fizik kuvvetlerini de yeniden düzenleyebilir. bu durumda başlangıçta yerden kaldırılamayacak özellikte yaratılmış olan taşı, fizik kuvvetlerinin (mesela kütle çekiminin) yeniden düzenlenmesi ile kaldırılabilir bir hale getirebilir. o halde "demek ki fizik kuvvetleri değişmese taşı kaldıramayacaktı." demektense "bu fizik kuvvetlerini kendisinden başkası değiştiremeyeceğinden, o taşı kaldırılabilir hale getiren de ancak o olabilir. böylece hem böyle bir taşı yaratabilir ve her şeyi yaratabilmeye gücünün yettiğini kanıtlamış olur hem de taşı kaldırılabilir hale "dönüştürerek" yine her şeye gücünün yettiğini söylediği ifadesiyle ters düşmemiş olur" diye düşünürüm.
bilemiyorum anlatabildim mi aklımdakini.
benzer bir düşünce şurada daha derli toplu şekilde yazılmış, okumak isterseniz:
link
bu da yazıdan bir kesit:
ilk başta bu soru bizim cevabımızı kısıtlamış gibi geliyor fakat önermeyi değil de olayı/işi/eylemi tekilliğe döktüğümüz zaman sorunun cevabı ortaya çıkıyor. örneğin; insan tek bir olay/iş/eylem karşısında aynı zamanda hem kazanan hem kaybeden olabilir mi? bunu örneklerle açıklamaya çalışacağım.
birinci örneğim satranç oyunu üzerine. karşılıklı iki kişi ile oynanan ve bir kazanan bir de kaybedenin olduğu bir zeka oyunu. şimdi bu oyunu tekilliğe düşürelim, kendi kendimize oynadığımızı düşünelim. oyun sonuçlandığında kazanan bensem kaybeden kim, kaybeden bensem kazanan kim? bir araya gelemeyecek zıt iki olgu tekilliğe düştüğü anda bir arada bulundu. bu bir paradoks mudur?
1. ben kendimi yenmiş oldum. demek ki ben kendimden daha zekiyim.
2. ben kendime yenilmiş oldum. demek ki ben kendimden daha aptalım.
bu durumda ben kendime karşı her zaman kazanan aynı zamanda her zaman kaybedenim. bu oyunu kendi kendime sonsuz kerede oynasam her zaman kazanan ve her zaman kaybeden ben olacağım.
hangisi benim belirleyici özelliğim oldu? kazanan ben mi, kaybeden ben mi, kendine göre zeki olan ben mi, kendine göre aptal olan ben mi?
devamını gör...
3.
tarafları dinledim ve anladım. çıkmazlara sürüklediniz beni zalımlar.
devamını gör...
4.
tanrı insanlara kendini apaçık şekilde göstermediği sürece, varlığı hep şüphe ile karşılanacak insan hayal gücünün ürettiği bir konudan ileriye gidemeyecektir. şimdi birileri gelip der ki, yeryüzündeki her şeyin yaratıcısı odur, dünyadaki sistematik düzenin sağlayıcısı odur vs. ne evrende ne de dünyada hiçbir şey düzenli ilerlemiyor, evrende ve dünyada her şey kaotik bir yapıda varlığını sürdürüyor ama bu her insana aynı derecede yansıyacak anlamına gelmiyor. afrika'da ki insanların yaşadığından bir haberiniz bile yok, tv'den, internetten ne görüyorsanız o. sibirya'da ki insanın ne yaşadığından haberiniz yok, tv'den internetten ne görüyorsanız o. adını hiç duymadığınız ülkelerdeki insanların varlığından dahi haberiniz yok, doğal olarak onlarında bizden haberi yok. tanrı varsa nerede, yoksa niye var gibi davranıyoruz. tanrı denilen insanüstü hatta sonsuz güç sahibi denilen şey, insanın kendisini evrenden yalnız hissetmemesi ve kendinden daha güçlü bir varlık yaratarak o'na inanmasıdır. tapınma deyince bazı kişiler alınıyor. bu yüzden inanmasıdır diyorum. insan, kendisinin gücünün farkında değil ama kendisinden daha güçlü bir varlık yaratarak, gelecek (olacak) ve olmuş her şeyi ondan biliyor. çünkü topu ona atıyor. mesela, "nasibim böyleymiş, kısmet değilmiş" vb. şeklinde. tanrı bildiğimiz marvel ve dc evrenindeki yaratılan hayali karakterler gibidir. tanrı, insanın hayalindeki inandığı sonsuzluk sahibi süper güçtür.
devamını gör...
5.
panteizm bu paradoksu yıkar. zira panteizmin tanrısı hem güçlü hem zayıf, hem siyah hem beyazdır. bütün sıfatların toplamıdır.
devamını gör...
6.
mars görüntülerine bakıp konya ovasından hallice toprakları görünce tüm o uzayın bilinmezliği falan uçup gitti. gidebildikten sonra her yer konya ovası. soru neydi?
devamını gör...
7.
tanrı bizi yarattıysa tanrıyı kim yarattı , tanrı kaldıramadığı taşı yaratır mı gibi sorular bundan yüzyıllar önce sorulmuş ve hakkında çok yazılmış çizilmiş sorulardır. okumak lazım. meja mahlaslı yazarı başlık hakkındaki doyurucu açıklaması için tebrik ederim. aynı zamanda kalender mahlaslı yazarda hakılıdır. tanrı kendini açıkça göstermedikçe de kesin olarak ıspatlanamayacak ve bilinmeyene inanç olarak kalmaya devam edecektir. kafalar karışık yani.
devamını gör...
8.
sorgulamadan yapamıyorum, diğer gezegenler vs niye var?
1-denge mi, bu kadar yaratacak gücü olan dünyayı tek yarata bilirmiydi?
2- diğer gezegenlerde bizim gibi sorgulanacak olanlar varmı?
3-dünya yok olduğunda, başka bir gezegene gitme serüveni ile karşılaşacak mi insanoğlu?
4- belki de her gezegenin bir yaratıcısı var ?( bu başka soruları doğuruyor, bir dahaki sefere)
sonuç olarak , her şeyi bilen gören yapan vs yaratıcımız kimin cennete kimin cehenneme gideceğini bildiği için ,ben burada rol yapmaktan sıkıldım .
1-denge mi, bu kadar yaratacak gücü olan dünyayı tek yarata bilirmiydi?
2- diğer gezegenlerde bizim gibi sorgulanacak olanlar varmı?
3-dünya yok olduğunda, başka bir gezegene gitme serüveni ile karşılaşacak mi insanoğlu?
4- belki de her gezegenin bir yaratıcısı var ?( bu başka soruları doğuruyor, bir dahaki sefere)
sonuç olarak , her şeyi bilen gören yapan vs yaratıcımız kimin cennete kimin cehenneme gideceğini bildiği için ,ben burada rol yapmaktan sıkıldım .
devamını gör...
9.
tanrı paradoksundan ziyade burada bahsedilen, omnipotent olma paradoksu. her şeye gücü yeten bir varlık var olabilir mi?
buyrun cevabı arkadaşlar: en.m.wikipedia.org/wiki/Omn...
buyrun cevabı arkadaşlar: en.m.wikipedia.org/wiki/Omn...
devamını gör...
10.
bence bundan daha güzel bir paradoks var.
tanrı, kendini yok edebilir mi?
el cevap: eğer tanrı kendini yok ederse
, onun yokluğu öyle bir yokluktur ki, o, o yokluktan tekrar kendini var eder.
varlık ve yokluk sana göre olan birşey. onun için var da bir yok da bir...
tanrı, kendini yok edebilir mi?
el cevap: eğer tanrı kendini yok ederse
, onun yokluğu öyle bir yokluktur ki, o, o yokluktan tekrar kendini var eder.
varlık ve yokluk sana göre olan birşey. onun için var da bir yok da bir...
devamını gör...
11.
rosadolujoe'nun yazdığına ilave olarak, sonsuz güçteyse kendisinin birebir aynısından da yaratabilir, ya da yaratmıştır. yani aslında şu an bir kaç tane allah'ın aktif şekilde görev aldığı evrende var oluyor olabiliriz. zaman'dan da muaf bir varlıktan bahsediyorsak bizim için x bir zaman da yaratmış olması, kendisine göre tüm zamanlarda yaratmış olması anlamına gelir. bu durum tekrar semavi dinlerle çelişir. allah hanım benim için bir tanedir o ayrı tabi.
devamını gör...
12.
sonsuzluğun tanımını yapmak gerekir. sonsuzluktan daha büyük bir şey var mıdır? evet var diyenin matematiksel olarak ispatlaması gerekir. bu ispat doğrultusunda soru cevaplanabilir. biz bu duruma belirsizlik diyoruz. örneğin sonsuz/sonsuz durumu belirsizliktir.
sonuç olarak bu sorunun cevabı verilemez.
sonuç olarak bu sorunun cevabı verilemez.
devamını gör...
13.
devamını gör...
14.
başlığı link arayan liseli edasıyla şöyle bi taradım. herkes fikrini söylemiş. güzel.
soruya gelelim bu arada. bu soru evvelden beri var ve genelde belirli bir yaş grubunun geyik muhabbeti tadında döner ortamlarda.
inanırsın inanmazsın o tamamen senin bileceğin bir şeydir. herkesin hayatına kimse karışamaz sonuçta değil mi?
neyse ben sizi, inanmak ve sorgulamak üzerine yoğunlaşmaya davet edeyim. lafı çok da uzatmayım o zaman.
dinler inanç sistemidir ve teslimiyet esasına dayanır. temeli bu zaten. yani siz bir inanç sisteminin varsayımını sorguladığınız anda zaten bu inanç değil felsefe olur.
yani bir din sistemi düşünün ve o dinde yaratıcı, tanrı veya allah…
her ne adla olursa olsun olumsuz hiçbir sıfat veya olguyla anılamayacağı varsayımıyla kabul edilen bir olgu var.
siz kaldırmayacağı taş yaratıp kaldırabilir mi diye soruyorsunuz… işte o andan itibaren inanç eşiğini aşıp felsefeye girmişsiniz demektir.*
(bkz: felsefeye giriş)
soruya gelelim bu arada. bu soru evvelden beri var ve genelde belirli bir yaş grubunun geyik muhabbeti tadında döner ortamlarda.
inanırsın inanmazsın o tamamen senin bileceğin bir şeydir. herkesin hayatına kimse karışamaz sonuçta değil mi?
neyse ben sizi, inanmak ve sorgulamak üzerine yoğunlaşmaya davet edeyim. lafı çok da uzatmayım o zaman.
dinler inanç sistemidir ve teslimiyet esasına dayanır. temeli bu zaten. yani siz bir inanç sisteminin varsayımını sorguladığınız anda zaten bu inanç değil felsefe olur.
yani bir din sistemi düşünün ve o dinde yaratıcı, tanrı veya allah…
her ne adla olursa olsun olumsuz hiçbir sıfat veya olguyla anılamayacağı varsayımıyla kabul edilen bir olgu var.
siz kaldırmayacağı taş yaratıp kaldırabilir mi diye soruyorsunuz… işte o andan itibaren inanç eşiğini aşıp felsefeye girmişsiniz demektir.*
(bkz: felsefeye giriş)
devamını gör...
15.
hala bu tip retoriklerle; daha doğrusu mantık hatalarıyla karşılaşmak üzüyor. ucundan kıyısından felsefe ve mantık koklayan herkes bunun basit bir saftata olduğunu bilir.
devamını gör...
16.
devamını gör...
17.
"teistler ve ateistler artık bir şey üzerinde açık biçimde hem fikirdirler:
eğer bir şey var ise, ondan önce daima var olan bir şey olmalıdır."
(antony flew)
eğer bir şey var ise, ondan önce daima var olan bir şey olmalıdır."
(antony flew)
devamını gör...
18.
taş paradoksu ile desteklenen önerme olduğunu söyleyebileceğimiz paradoks.
bu paradokstan bağımsız söylenebilir ki; tanrı somut olsaydı ona kimse inanmazdı, çünkü somut olan her şey birer nesnedir, yok edilebilir türden olan, gözle görülen şeylerin yok edilmesi mümkündür.
binaenaleyh; tanrı somut olamaz.
taş paradoksu, ″tanrının her şeye gücü yeten″ olmadığını savunan bir paradokstur. bu paradoksa göre tanrıdan kendisinin bile kaldıramayacağı taş yaratması istenir. eğer bu taşı yaratabilirse, bu taşı kendisinin de kaldıramadığı için "her şeye kadir" kavramı tanrı için geçerli sayılmayacaktır.
buradan
bu paradokstan bağımsız söylenebilir ki; tanrı somut olsaydı ona kimse inanmazdı, çünkü somut olan her şey birer nesnedir, yok edilebilir türden olan, gözle görülen şeylerin yok edilmesi mümkündür.
binaenaleyh; tanrı somut olamaz.
taş paradoksu, ″tanrının her şeye gücü yeten″ olmadığını savunan bir paradokstur. bu paradoksa göre tanrıdan kendisinin bile kaldıramayacağı taş yaratması istenir. eğer bu taşı yaratabilirse, bu taşı kendisinin de kaldıramadığı için "her şeye kadir" kavramı tanrı için geçerli sayılmayacaktır.
buradan
devamını gör...
19.
10 kg ağırlığındaki bir gülleyi, 30 metre ileri fırlatan bir sporcu düşünelim. aynı sporcunun 1 gr ağırlığındaki kuş tüyünü 300 km ileri fırlatması mantık ve matematik ile uyumludur. ancak gerçeklik ile uyumlu değildir.
taş paradoksu üzerinden mutlak varlığın sorgulanması; hem mutlak varlığın kendisine, hem de mutlak varlığın yaratılış felsefesine aykırıdır. çünkü insan beynindeki tasavvur sınırlıdır. mutlak hüküm verecek mahiyetten uzaktır.
taş paradoksu üzerinden mutlak varlığın sorgulanması; hem mutlak varlığın kendisine, hem de mutlak varlığın yaratılış felsefesine aykırıdır. çünkü insan beynindeki tasavvur sınırlıdır. mutlak hüküm verecek mahiyetten uzaktır.
devamını gör...
20.
taş paradoksu, ′′tanrının her şeye gücü yeten′′ olmadığını savunan bir paradokstur. bu paradoksa göre tanrıdan kendisinin bile kaldıramayacağı taş yaratması istenir.
tanrı bu isteğe benim herşeye yeten gücüm onu kaldırmaya da yeter. benim gücümün karşısında taşın ağırlığı aciz kalır" der ve ortada paradoks falan kalmaz.
tanrıdan kendisinin kaldıramayacağı bir taş talep etmek zaten baştan yanlış bir önermedir. siz tanrıyı amele falan mı sandınız? eğer kendi kaldıramayacağı bir taş yaratacaksa elbette onu kaldıracak bir melek de yaratabilir. bu da tanrıyı yine aciz olmaktan korur.
devamını gör...