1.
evtiği azan, farklı tatlar denemeyi seven ve diyette olup yemek fotoğrafıyla teselli olan gariplerime muhteşem bir yemek tarifiyle geldim.*
hamur işi ve mantı türleriyle arası iyi olmayan arkadaşlar şimdiden bırakabilirler yazıyı, çünkü tamamen hamura gömüleceğiz. böyle bir güzellik, böyle bir lezzet olamaz arkadaşlar. mantıyı yoğurda batırıp ağzınıza götürdüğünüz o an... daha ağzınıza varmadan mutlu ediyor mantı sizi. türkmenler arasında çok yaygın, yapımı kolay değil ama çabucak hallediveriyorlar, pratikleşmişler baya. sonuçta ne demişler iki yahudi bir araya gelince anlaşma, iki türkmen bir araya gelince mantı yaparmış. böyle değil tabi bu söz, siz çok takılmayın bana.*
neyse efendim korkmayın 3 bardak un, alacağı kadar su muhabbetlerine girmeyeceğim hiç. bir çok sitede tarifi var, benim yaptığıma yakın olanı yazının sonuna iliştireceğim, ordan yararlanabilirsiniz.
türkmen arkadaşlarla ne zaman bir araya gelsek bir şekilde kendimi hamurun başında buluyordum. mantı söz konusu olunca kız erkek fark etmeksizin hepsi anaç kesiliyor. başımda unun miktarını ayarlayan arkadaş* içerisinde bastırmakta zorlandığı kaynanalık duygularını daha fazla gizleyemeden dışa vuruyordu. "sert olmasın özözünedanışır, anan sana hiç mi hamur yaptırmadı." ya sabır çeke çeke hamuru bitiyordum. sıra geliyordu onu açıp, kesip, şekillendirmeye. bu yaşa kadar parmak kadar hamuru kayseri usulü büzüp büzüp atmışız. gelmişler bana şekil ver, sanat çıkar diyorlar. ne bekliyorsunuz benden? mantıya nasıl şekil vereyim? el alışkanlığı kocaman hamur kesintilerini kayseri usulü büzmeye başlıyorum.* "özözünedanışır sen kenara geç iç koy sadece, şeklini ben veririm" diye resmen kovuyor beni kaynana kılıklı arkadaş. cidden baya sistematikleşmişler. tabi beceriksizlikle suçlanınca gururum kırıldı, izliyorum, öğreneyim de geri başına geçeyim diye. * "mantı yapmak kolay iş değil, birkaç defa daha görmen lazım" diyorlar, usta-çırak ilişkisine geçiyoruz bir anda.
neyse bir iki mantı buluşmaları derken kaptım ben olayı. toplandığımız her an mantı yapıyorduk, memlekete un yetiremeyip rusya'dan ithal etme sebebi biz olabiliriz yani o kadar vahimdi durum. tariflerde görsellerle anlatıldığından siz rahatça, çabucak anlarsınız diye düşünüyorum şekil verme kısmını.
pişirme kısmı en ilginç olan kısım. mantı deyince suda kaynatacağız sanmıştım ben, öyle değilmiş. buharda pişiyor, hatta özel tenceresi bile var. en alt kısma suyu koyuyorsunuz o kaynadıkça üste katlarda mantılar pişmeye başlıyor. çok ilginç.*
illa bu tencereye sahip olmanız gerekmiyor. normal bir tencerede su kaynatıp, tencereyle aynı boyutlarda ilistiri üzerine koyarak mantıları pişirebilirsiniz.
tenceremiz bu
bu da mantımız
yemek yapmaya, tabi daha çok yemeye, ilginiz varsa muhakkak deneyin. şefin* tavsiyesi olarak üzerine yoğurt dökmeyin, direkt yoğurda batırarak yiyin. afiyet olsun.
not: "özözünedanışır'la orta asya turu"nun duyurusunu yapmıştım. seyahat astral olduğu için yemek yeme kısmını keyif alarak yapamadık. bir şeyler yedik ama hayalet casper gibi olduğumuzdan yediğimizin nereye gittiğini bilemedik. o yüzden bir sonraki turumuz "orta asya yemekleri" üzerine olacak. onu da telapati gibi bir şeyle yapacağız.* hunileriniz ve temir kazık'a bağladığımız*atlarınızla beklemede kalınız.
tarif:
mantı
hamur işi ve mantı türleriyle arası iyi olmayan arkadaşlar şimdiden bırakabilirler yazıyı, çünkü tamamen hamura gömüleceğiz. böyle bir güzellik, böyle bir lezzet olamaz arkadaşlar. mantıyı yoğurda batırıp ağzınıza götürdüğünüz o an... daha ağzınıza varmadan mutlu ediyor mantı sizi. türkmenler arasında çok yaygın, yapımı kolay değil ama çabucak hallediveriyorlar, pratikleşmişler baya. sonuçta ne demişler iki yahudi bir araya gelince anlaşma, iki türkmen bir araya gelince mantı yaparmış. böyle değil tabi bu söz, siz çok takılmayın bana.*
neyse efendim korkmayın 3 bardak un, alacağı kadar su muhabbetlerine girmeyeceğim hiç. bir çok sitede tarifi var, benim yaptığıma yakın olanı yazının sonuna iliştireceğim, ordan yararlanabilirsiniz.
türkmen arkadaşlarla ne zaman bir araya gelsek bir şekilde kendimi hamurun başında buluyordum. mantı söz konusu olunca kız erkek fark etmeksizin hepsi anaç kesiliyor. başımda unun miktarını ayarlayan arkadaş* içerisinde bastırmakta zorlandığı kaynanalık duygularını daha fazla gizleyemeden dışa vuruyordu. "sert olmasın özözünedanışır, anan sana hiç mi hamur yaptırmadı." ya sabır çeke çeke hamuru bitiyordum. sıra geliyordu onu açıp, kesip, şekillendirmeye. bu yaşa kadar parmak kadar hamuru kayseri usulü büzüp büzüp atmışız. gelmişler bana şekil ver, sanat çıkar diyorlar. ne bekliyorsunuz benden? mantıya nasıl şekil vereyim? el alışkanlığı kocaman hamur kesintilerini kayseri usulü büzmeye başlıyorum.* "özözünedanışır sen kenara geç iç koy sadece, şeklini ben veririm" diye resmen kovuyor beni kaynana kılıklı arkadaş. cidden baya sistematikleşmişler. tabi beceriksizlikle suçlanınca gururum kırıldı, izliyorum, öğreneyim de geri başına geçeyim diye. * "mantı yapmak kolay iş değil, birkaç defa daha görmen lazım" diyorlar, usta-çırak ilişkisine geçiyoruz bir anda.
neyse bir iki mantı buluşmaları derken kaptım ben olayı. toplandığımız her an mantı yapıyorduk, memlekete un yetiremeyip rusya'dan ithal etme sebebi biz olabiliriz yani o kadar vahimdi durum. tariflerde görsellerle anlatıldığından siz rahatça, çabucak anlarsınız diye düşünüyorum şekil verme kısmını.
pişirme kısmı en ilginç olan kısım. mantı deyince suda kaynatacağız sanmıştım ben, öyle değilmiş. buharda pişiyor, hatta özel tenceresi bile var. en alt kısma suyu koyuyorsunuz o kaynadıkça üste katlarda mantılar pişmeye başlıyor. çok ilginç.*
illa bu tencereye sahip olmanız gerekmiyor. normal bir tencerede su kaynatıp, tencereyle aynı boyutlarda ilistiri üzerine koyarak mantıları pişirebilirsiniz.
tenceremiz bu
bu da mantımız
yemek yapmaya, tabi daha çok yemeye, ilginiz varsa muhakkak deneyin. şefin* tavsiyesi olarak üzerine yoğurt dökmeyin, direkt yoğurda batırarak yiyin. afiyet olsun.
not: "özözünedanışır'la orta asya turu"nun duyurusunu yapmıştım. seyahat astral olduğu için yemek yeme kısmını keyif alarak yapamadık. bir şeyler yedik ama hayalet casper gibi olduğumuzdan yediğimizin nereye gittiğini bilemedik. o yüzden bir sonraki turumuz "orta asya yemekleri" üzerine olacak. onu da telapati gibi bir şeyle yapacağız.* hunileriniz ve temir kazık'a bağladığımız*atlarınızla beklemede kalınız.
tarif:
mantı
devamını gör...