2021 yks'de 1 milyon adayın barajı geçememesi

birkaç tanımı okudum hepsi öğrencilere sallamış. adayların değil sistemin sorunudur. 4 sene ilkokul 4 sene ortaokul 4 sene lise toplam 12 yıl okul bu 12 yıl boyunca çocuklar mı öğrenememiştir sistem mi öğretmemiştir? lisemin en önemli senesi olan 10. sınıfında matematik öğretmenimiz sağlık durumu yüzünden okuldan ayrılmıştı ve devlet bir tane öğretmen ayarlayamadı, okulumuzun müdürü kendi cebini doldurmaktan anlaşmalı öğretmen alamamıştı ve biz öğrenciler 1 sene matematik dersi alamadık kendi imkanlarımızla çalıştık ama imkanı olmayanlar? bu bizim sorunumuz mudur sistemin mi? bizim eğitim sistemimiz matematik yapamayanları 'beyinsiz' kategorisine aldığı sürece yeteneği olanın önüne geçip "bunu yapmak zorundasın!" dediği sürece kendimizi keşfetmemize izin vermek yerine bir şeyleri ezberletmeye çalıştığı sürece ne bu ülke kalkınır ne eğitim seviyesi düzelir. zorluk seviyesi bile ayarlanmayan bir sınavı önümüze koyuyorlar sonra öğrenci çalışmıyor. bu ülkeden derece yapmış birçok öğrencinin okulu sayesinde değil kendi çabasıyla yaptığını görürsünüz. peki öğrenciler neden haftanın 5 günü 9 saati okulda geçirirken üstüne birde evinde ayrı emek sarf edip çalışmak zorunda? haftada 45 saat az mı geliyor? yıllarca okulda ingilizce gör ama kendin ek olarak çalışmadan ilerleme sağlama, matematik gör kendin ek olarak çalışmadan yapama, feni sosyali ezber yapmadan yapama mantığına oturtma gereği bile duyulmasın sonra öğrenci suçlu. *

hala anlaşilmayan bir durumdur
sanki sınav sistemi değişince herşey daha da güzel olacağı sanılıp
aslında herseyin daha da kötü olmasina....
yani eğitim sistemi bir ağaç gibidir
fidan olarak tarlana ekersin
meyvelerini ilerleyen seneler de yersin
hemen düzelme olmaz
süreç işidir
ama tabi türkiye de teknik direktörler yeterli zaman bulamıyor
asıl konumuza dönmek gerek
gündemi meşgul etmeyelim

çok övülen z kuşağı bu mu aşklar?

18 yaşına kadar okuma/yazma dışında hiçbir hayatta kalma becerisi öğretmediğimiz çocukların, bitiminde üniversiteye girmek dışında bir seçenekleri kalmıyor.
8 yıl temel eğitim zorunlu olsun, akademik başarısı düşük çocuklar mesleki eğitime yönlendirilsin. liseyi bitirdiğinde mesleki becerisi oturmuş ama daha da ilerlemek isteyenler için ön lisans ve lisans sınavlarına girme hakkı verilsin.
şişirme notlardan vazgeçilsin. devlet okulu-özel okul arasındaki derin uçurumlar kapatılsın. müfredat gözden geçirilsin. lise 4 yıl değil yeniden 3 yıl olsun. 4. yıl okulların gözetiminde üniversiteye hazırlık yılı olsun. gayriresmi olarak öyle zaten.
öğretmenler yeterlilik sınavına girsin, 35 yıldır bir gr ilerleme kaydetmeyenler bıraksın, yerlerine dinamik, genç öğretmenler gelsin.
yapılabilecek çok şey var da yapmak isteyen var mı emin değilim.
eğitim sendikalarının sadece maaş konusunda değil gerçekten eğitimle ilgili konularda da sesini yükseltmesi gerek ama şimdiye kadar okullardaki atamalara müdahale dışında kıllarını bile kıprdattıklarını bile görmedim.

2012de de durum aynıydı. hiçbir şey değişmiyor ama insanlar her sene sanki ilk defa olmuş gibi şaşırıp tepkiler yağdırıyor. toplumun balık hafızasına acı bir örnek daha.

ben de girdim bu sinava ve derece yaptim. cok afedersiniz de baraji gecememenin sistemle alakasi yok. bi insan bi kitabi acip 1 sene boyunca bombos baksa sadece zaten baraji geçebilir. calismamalarinin sonucu baraji gecememek. egitim sistemine lafim yok o zaten bok gibi. ama bu batakliktan cikmamak onlarin secimiydi. biraz rahatlarini bozsalardi yasitlarim da sinava calişsalardi.

ülkeye dair umutlarımın artmasına sebep olan durum.

ne güzel artık herkes okumayacak galiba.. okumayın lütfen.

2004 te de durum aynıydı. ama insanlar sanki ilk defa oluyormuş gibi tepki gösteriyor.

hani türk milleti zekiydi?

bunlardan bir tanesi benim yeğenimdir.
17 yaşında ve bir karış dili var.
her lafa bir cevabı var.
o fakat sıra derse gelince (ankara şivesiyle ) sevmiyom dayı diyor bana.

belki burayı bir okuyan olur diye verdiğimiz kararı buraya yazmak istiyorum.
çocuk dershaneye giderse,
bütün dersleri baştan alırsa (dahi olmadığı da ortada) maksimum %25/ %30 arasında bir yükseliş gösterecektir.
sonra tekrar bir sene dersaneye gidip sınava hazırlanacak.
işte biz bunu değiştirmeye karar verdik.

1- yeğenim bir yıl boyunca sadece matematik ve geometri çalışacak.
bu iki ders haricinde hiçbir derse 1 saat bile çalışmayacak.
dersaneye de giderse sadece matematik dersine katılacak.
gördüğü her konuyla ilgili minimum 500 soru çözecek.
ve gelecek yılki sınava girdiğinde sadece matematik testinde bakacak.
hesef 55 net. (gerçekçiyiz)

ondan sonra tekrar oturup sınava hazırlanacak ve bu sefer bütün dersleri baştan alacak.
zaten matematik temeli olduğu için diğer dersleri de kavrayacaktır.

yani bir yıl değil iki yıl sınava hazırlanacak.
eğer yine yapmazsa babasının yanında inşaata gidip fayans yapmayı öğrenecek.
bunu kendisi ile de konuştuk bu işin şakası yok dedik.

türkiye'de her sene yapılan üniversite sınavları, türk eğitim sisteminin değişmesi gerektiğini defalarca göstermiştir zaten. bu sınav sisteminin hatta üniversiteden sonra akademik kariyer düşünenlerin girdiği sınavların tamamı ezbere ve çok soru çözerek soru tiplerine hakim olmaya yönelik sınavlar. lisansüstü kariyer yapmak isteyenleri hatta araştırma görevlisi vb. olmak isteyenleri aleste matematik ve türkçe ile dil sınavında da üniversite türkçe sınavının yabancı dil versiyonu ile puanlamak çok ama çok saçma. lisansüstü sınavlardan yola çıktığımda, bir kişi 25 puandan 50 ye 50 den de 80 e yabancı dil sınavında 6 ay test çözerek ve soruların taktiklerini ezberleyerek ulaşabilir. fakst bu onu upper int seviyede ingilizce biliyor yapmaz. bununla birlikte üniversite sınavında da ayt test kitaplarında verilen bilgileri ezberleyip bol soru çözerek çok iyi puanlar alınabilir. 2014 den 2021 e devamlı bu tarz sınavlara maruz kalmış biri olarak söylüyorum.

tembel olmakla, derslere ilgi göstermemekle bir alakası olmadığını düşündüğüm korkunç durum. bu barajı aşamama konusu kapsamında sınav sistemini suçlamanın da doğru olmadığına inanıyorum. hele hele pandemiyle hiçbir alakası olamaz. bakın barajı aşmaktan söz ediyoruz burada! ilk elli bine girmekten değil. zira bu yks denen sınavda herhangi bir puan türünden, özellikle sözelden barajı geçmemek için bilinçli olarak kendi sınavınızı sabote etmeniz gerekir!

bence daha vahim problemlerle karşı karşıyayız. bir milyon ne demektir yahu?

barajı aşabilmek için bir adayın 13 -14,5 arası net yapması gerekiyor. bütün soruları 'a' şıkkı yapsa bu baraj gene aşılır. halimiz içler-acısı.

''asıl sorun gençlerde değil, eğitim sistemimizde'' diye haykıran ilerde işlenecek suçları bile eğitim sistemine bağlayan z kuşağı yalakları bu başlığa, habere iyi bakın. gerçi siz 5 soru bile cevaplayamayan instagram, netflix köleleri dile kolay bu 1 milyon iradesizin başarısızlığını yine eğitim sistemine kitlersiniz orası ayrı konu. eğitim sistemimizin kötü olduğunu inkar etmiyorum. lan senin sınav senen lan sınav senen. 10 soruyu bilecek kadar çalışsaydın bre iradesiz. ulan ortaokula giden küçük kardeşime, tüm şıkları ''d'' işaretlesin diye tembihlerim hoop 1 milyon kişiyi geride bıraktı bile. kitap okuma oranına bakın mesela türkiye sonlarda. instagram kullanmada birinciliği kimseye kaptırmayız. netflix in en çok kulu köpeği olan gençler yine türkiye de. yeminim olsun somali deki aç susuz çocuklara okuma yazma öğretip ellerine iki üç kitap versen kitap okuma oranında bizi geçerler. eğitim sistemimizdeki sorun büyük ama türk gençlerinin ıq düşüklüğü daha da büyük bir sorun. ekonominin berbatlığının üzerine ek olarak bir de sizin akademik başarısızlıklarınız eklenince ortaya çıkacak olan sonuç çok açık ve net : bir masa başı iş bulabilmek için ömür çürüteceksiniz ama o da olmayacak. kendinizi içine soktuğunuz bu durumun bedelini siz ödeyeceksiniz. ben veya başka herhangi biri değil.

kesinlikle genclerde suc aramiyorum. suclusu egitim sistemi. bu cocuklar cok kotu bir donemden geciyorlar ve kimse yanlarinda durmuyor, onlari anlamaya calismiyor bile. anne babalar cocuklarinin sorunlarinin farkinda degil, biz ogretmenlerin de bazen ne yazik ki gozunden kacabiliyor sorunlar. onlar o kadar zeki, o kadar parlaklar ki isiklarini bir sinav sonucunun sondurmesini katiyen istemem.

(patlamalı kahkaha efekti)

z kuşağı ne zeki ne de aptaldır. zaten kuşaklar zeka seviyesine göre ayrılmıyorlar. içinde her zeka tipinden insan barındıran dümdüz bir kuşak işte. davranışsal ve bilişsel olarak farklılar sadece. insanlar bilgiye kolay ulaşmanın zeka olduğunu düşündüğünü için z kuşağından çok umutlulardı sanırım. küçük bir çocuğun tablet menüsünü sağa sola kaydırması ya da bilgisayar kullanabiliyor olması üstün zeka göstergesi değil. hiçbir zaman da olmadı.

yüz yüze eğitim tekrar hayata geçince ne olacak? baraj altı kalan sayısı sıfıra mı inecek? önceki yıllarda sorun neydi peki?

eğitim sisteminde sorunlar var mutlaka. sınav sistemi de epey sorunlu. yalnız bütün bunlar hayal satmanızı gerektirmiyor. bu çocukların içinden dahiler de çıkacak başarısızlık abideleri de çıkacak. olay eğitim-sınav-kuşak üçgeni değil. olay gerçekleri kabullenip ona göre aksiyon almakta. zaten herkesin sınavda başarılı olamayacağını öngörüp ona göre bir sistem geliştirmekte.

sadece okuma- yazma bilsen hiçbir eğitim almamış olsan bile barajı geçmeliydin be çocuğum.

durum içler acısı.

her sene, aşağı yukarı aynı oranda kişinin başına gelen durumdur. herkes üniversite okuyacak diye bi şey yok ama ana dilini kullanamayan lise ve yüksek okul mezunları görmek üzücü.

sınav sisteminin kantarın topuzunu kaçırdığını gösteren durumdur. haydi zor yapıyorsun ama bari araya birkac kolay koy yığılma oluşturma diğer senelere. 2022 yks çok kalabalık olacak bu gidişle, gireceklere başarılar.
not: 2023 tayfa selamlar, dilci kardeşlere özellikle