#ödüllü filmler
2014 yılı yapımı, zaman paradoksu konulu çok ses getiren film. bir zaman ajanı, ölümlü bir çok olaya imza atan fiyasko bombacısını bulmak için zamanda yolculuk yapar. bombacının bir olayını engellemiş ama yüzü yanmıştır. tedavi olup,yüzü tedavi olduktan sonra, 1970 yılına gider ve orada bir adamla tanışır. bir süre sohbet ettikten sonra, john ona hikayesini anlatır. imdb puanı: 7,5/10.
*australian academy of cinema and television arts (aacta) awards 2015
en iyi senaryo
en iyi sinematografi
en iyi düzenleme
en iyi prodüksiyon dizaynı
en iyi kadın oyuncu
en iyi film
en iyi yönetmen
* china australia ınternational film festival 2014
en iyi yönetmen
* film critics circle of australia awards 2015
en iyi düzenleme
en iyi aktris
en iyi prodüksiyon dizaynı
*toronto after dark film festival 2014
en iyi bilim-kurgu filmi
en iyi senaryo
en iyi senaryo
en iyi sinematografi
en iyi düzenleme
en iyi prodüksiyon dizaynı
en iyi kadın oyuncu
en iyi film
en iyi yönetmen
* china australia ınternational film festival 2014
en iyi yönetmen
* film critics circle of australia awards 2015
en iyi düzenleme
en iyi aktris
en iyi prodüksiyon dizaynı
*toronto after dark film festival 2014
en iyi bilim-kurgu filmi
en iyi senaryo
öne çıkanlar | diğer yorumlar
başlık "ölmedim ama hafif sürünüyorum" tarafından 02.04.2021 13:26 tarihinde açılmıştır.
1.
spierig biraderlerin yönettiği, sarah snook ve ethan hawke'ın her şeyin önüne geçen bir hikayeden uyarlanmış rahatsız edici bir senaryodaki çok iyi harmanlanmış ve bir nevi gizlenmiş oyunculukları ile taçlanan 2014 yapımı bir film. hikaye robert anson heinlein'ın 1958 de yazdığı all you zombies isimli kısa hikayesinden alınmış. konu grandfather paradox * olarak bilinen zaman yolculuğu ve nedensellik problemi. aslında filmde ve hikayede oldukça yoğun bir şekilde felsefik ögeler karşımıza çıkıyor, bütünüyle güzel bir ouroboros alegorisi denebilir. en sonunda anladığınız araya yerleştirilmiş güzel espriler var.
öyle çok aşırı bir görsellik, efekt, aksiyona dayalı sürükleyici sahneler beklemek doğru olmaz. gelecekte karşımıza çıkacak ütopik teknolojik buluşlar filan da yok. bütün olay hikayenin kendisinde gizli, aslolan jane'in kendisi. son olarak bitişteki hipnotik parçayı da verelim, loop'a alınıp dinlenesi, filmin sonuna çok yakışmış.
predestination soundtrack - ending credits
öyle çok aşırı bir görsellik, efekt, aksiyona dayalı sürükleyici sahneler beklemek doğru olmaz. gelecekte karşımıza çıkacak ütopik teknolojik buluşlar filan da yok. bütün olay hikayenin kendisinde gizli, aslolan jane'in kendisi. son olarak bitişteki hipnotik parçayı da verelim, loop'a alınıp dinlenesi, filmin sonuna çok yakışmış.
predestination soundtrack - ending credits
devamını gör...
2.
neresinden tutulursa tutulsun elde kalan film. bug'ları görmezden gelirsek bir şeyler oluyor gibi oluyor ama yine oldurulamıyor. keyifli vakit geçirmiştim şahsen izlerken, orası ayrı.
şimdi,
--! spoiler !--
ilk olarak filmin ilk yarısındaki sahnelerden birinde kendi kuyruğunu yiyen yılandan bahsediyor karakterimiz (uroboros), bu da izleyicide direkt bir sonsuz paradoks-döngü ışıklarını yakıyor. zaten ardından gelen bir 'tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan' muhabbetiyle 90'dan çakıyorlar filmin mesajını.
bir paradoksun oluşabilmesi için başlangıç noktası şarttır ilkesini ele alarak filmdeki karakterin başlangıç noktasını göremediğimizi belirtmek isterim. zaten izleyicinin tüm filmi anladıktan sonra kalakaldığı tek soru bu. ''peki jane'in asıl anne babası kim?'' senaryoda izleyici bu soruya takılı kalmasın diye ''zaman makinesi falanca yıldan ötesine gidemiyor'' gibi bir cevap verilmiş. yani biz (zaman ajanıyla birlikte) ancak jane'in sadece yetimhane kapısına bırakıldığı güne gidebiliyoruz. öncesi yok. fakat bu durumda tanrı(?) tarafından jane şak diye bu paradoksa dışarıdan kondurulmadıysa, bizim görmediğimiz bir anne babası varsa işin içine biyoloji girer ve kendi kendiyle birlikte olarak doğurduğu çocuk yine kendisi olamaz. sonuçta rastlantısal olarak spermler seçiliyor ve yumurtada dölleniyor. doğan bebeğin de jane/john olması çok abuk. eğer ki jane'in kendinden ayrı bir anne babası yoksa bu paradoksa dışarıdan dahil edildi demektir. ya da film zaten bunun imkansızlığı üzerine kurulmuştur kim bilir... yani filmin belirmesinin sebebi bu çıkmazdır belki de. ya da ben azla eksiğim birleştiremiyorum, pek mümkün.
şuna da değinelim. bay robertson, ajanımıza/barmene zamanda yaptığı her yolculukta yaptığı küçük değişiklikler olduğunu
ama sonucun değişmediğini söylüyordu bir sahnede, ya da buna benzer bir şeydi her neyse; jane/john/barmen/bombacı ne yaparsa yapsın kaderini değiştiremiyor. kendisine son derece obsesif şekilde aşık. seçme şansı olduğunu bilmesine rağmen geçmişe her gidişinde kendisine aşık oluyor, kendisiyle birlikte oluyor ve kendisini yeniden doğuruyor. filmin sonuna doğru bombacı kütüphanedeki kızla ilişki yaşamaya çalıştığını denediğini ancak kızın bunu kaldıramadığını yürümediğini söylüyor. çünkü kendisinden başka kimseye birlikte olamamakta... "the only thing that i know for sure is that you are the best thing that's ever happened to me. i miss you dreadfully" diyor adam kendisi için, daha ne desin. yani buradan da geçmişe yolculuklarda ne kadar değişim yapmaya çalışırsa çalışsın filmde sonucun değişmeyeceğini alıyoruz. örneğin o süreçte bir yerlerde adamın (john'un) yüzü yanıyor, yüz nakli yapılıyor vs fakat süreçteki değişiklik sonucu etkilemiyor. karakter yine bir şekilde geçmişe döndüğünde kendisiyle tanışıyor, kendisine aşık oluyor, kendisini hamile bırakıyor, kendisini doğuruyor ve geçmişe dönüp kendisini yetimhaneye bırakıyor.
--! spoiler !--
anası babası zamanında sahip çıkmamış işte bak ne hale gelmiş yavrucak.
böyle şeyler izlemeyin.
gidip ders falan çalışın
bye.
şimdi,
--! spoiler !--
ilk olarak filmin ilk yarısındaki sahnelerden birinde kendi kuyruğunu yiyen yılandan bahsediyor karakterimiz (uroboros), bu da izleyicide direkt bir sonsuz paradoks-döngü ışıklarını yakıyor. zaten ardından gelen bir 'tavuk mu yumurtadan yumurta mı tavuktan' muhabbetiyle 90'dan çakıyorlar filmin mesajını.
bir paradoksun oluşabilmesi için başlangıç noktası şarttır ilkesini ele alarak filmdeki karakterin başlangıç noktasını göremediğimizi belirtmek isterim. zaten izleyicinin tüm filmi anladıktan sonra kalakaldığı tek soru bu. ''peki jane'in asıl anne babası kim?'' senaryoda izleyici bu soruya takılı kalmasın diye ''zaman makinesi falanca yıldan ötesine gidemiyor'' gibi bir cevap verilmiş. yani biz (zaman ajanıyla birlikte) ancak jane'in sadece yetimhane kapısına bırakıldığı güne gidebiliyoruz. öncesi yok. fakat bu durumda tanrı(?) tarafından jane şak diye bu paradoksa dışarıdan kondurulmadıysa, bizim görmediğimiz bir anne babası varsa işin içine biyoloji girer ve kendi kendiyle birlikte olarak doğurduğu çocuk yine kendisi olamaz. sonuçta rastlantısal olarak spermler seçiliyor ve yumurtada dölleniyor. doğan bebeğin de jane/john olması çok abuk. eğer ki jane'in kendinden ayrı bir anne babası yoksa bu paradoksa dışarıdan dahil edildi demektir. ya da film zaten bunun imkansızlığı üzerine kurulmuştur kim bilir... yani filmin belirmesinin sebebi bu çıkmazdır belki de. ya da ben azla eksiğim birleştiremiyorum, pek mümkün.
şuna da değinelim. bay robertson, ajanımıza/barmene zamanda yaptığı her yolculukta yaptığı küçük değişiklikler olduğunu
ama sonucun değişmediğini söylüyordu bir sahnede, ya da buna benzer bir şeydi her neyse; jane/john/barmen/bombacı ne yaparsa yapsın kaderini değiştiremiyor. kendisine son derece obsesif şekilde aşık. seçme şansı olduğunu bilmesine rağmen geçmişe her gidişinde kendisine aşık oluyor, kendisiyle birlikte oluyor ve kendisini yeniden doğuruyor. filmin sonuna doğru bombacı kütüphanedeki kızla ilişki yaşamaya çalıştığını denediğini ancak kızın bunu kaldıramadığını yürümediğini söylüyor. çünkü kendisinden başka kimseye birlikte olamamakta... "the only thing that i know for sure is that you are the best thing that's ever happened to me. i miss you dreadfully" diyor adam kendisi için, daha ne desin. yani buradan da geçmişe yolculuklarda ne kadar değişim yapmaya çalışırsa çalışsın filmde sonucun değişmeyeceğini alıyoruz. örneğin o süreçte bir yerlerde adamın (john'un) yüzü yanıyor, yüz nakli yapılıyor vs fakat süreçteki değişiklik sonucu etkilemiyor. karakter yine bir şekilde geçmişe döndüğünde kendisiyle tanışıyor, kendisine aşık oluyor, kendisini hamile bırakıyor, kendisini doğuruyor ve geçmişe dönüp kendisini yetimhaneye bırakıyor.
--! spoiler !--
anası babası zamanında sahip çıkmamış işte bak ne hale gelmiş yavrucak.
böyle şeyler izlemeyin.
gidip ders falan çalışın
bye.
devamını gör...
3.
robert anson heinlein tarafından yazılmış olan all you zombies adlı kısa bilim kurgu öyküden esinlenilerek çekilmiş 2014 avustralya yapımı film.
bu öykü bir seminerde michio kaku tarafından da dinleyicilere anlatıldı.
ben de özetlemeye çalışayım size mevzuyu.
--! spoiler !--
- yıl 1945. bir kız bebekle beraber çıkagelen ve onu yetimhaneye bırakan bir yabancı görürüz ilk olarak öyküde. rahibeler onu alır ve adını jane koyarak büyütürler. büyürken de sürekli olarak anne ve babasının kim olduğunu merak eder.
- jane 17 yaşına gelince biriyle tanışır ve sevgili olur. ondan hamile kalır ancak sevgilisi onu terk eder.
- 9 ay sonra hastanede bir kız doğurur jane. ancak aşırı derecede kanaması vardır ve doktorlar hayatta kalması için son bir şans olarak bir deneme yaparlar: onun cinsiyetini değiştirirler. o artık jim'dir. üstelik ameliyattan hemen önce kim olduğu belirsiz biri bebeğini de çalmıştır jane'in, yani yeni jim'in.
- yaşamına jim olarak devam eder ama yaşadıkları nedeniyle alkolik olup çıkmıştır. sürekli bardadır. kim olduğunu, ailesini soranlara cevap veremedikçe içmeye de devam eder. ta ki bir bar kavgasına karışıp dayak yediği güne dek...
- barmen yanına gelir, onu ayıltır ve "ben bir zaman yolcusuyum. istersen zaman makinesi ile geçmişe gidip aileni bulalım" der. jim hemen atlar tabii bu teklife mal bulmuş mağribi gibi...
- geçmişe giderler. jim şaşkın şaşkın etrafta dolanırken güzel bir kızla tanışır ve sevgili olurlar. hem ziyaret hem ticaret durumları...
- ancak doğa kanunları yine rahat durmaz ve jim kızı hamile bırakır. sonra bir tartışma nedeniyle ayrılırlar. jim, eskiden jane olduğu günleri anımsar. o zaman çocuğu, kim olduğunu bilmediği biri tarafından kaçırılmıştır malum. bu çocuğunun kötü ellere geçmesini önlemek ister. bebek doğunca onu hastaneden kaçırır ve zaman makinesi ile 1945'e geri giderek yetimhaneye bırakır.
- rahibeler bebeği bulur ve ona jane adını vererek onu büyütürler. jane büyüyene dek "annem kim, babam kim, kim kim kim? kiziroğlu mustafa bey..." şeklinde takılır.
- bu esnada jim artık hayatını bir sarhoş olarak geçirmemeye karar vermiştir. gidip zamanda yolculuk yapan bir ekibe katılır. birçok olayda rol alır ve yaşlanır. "bunca görevde rol aldım ama son bir iş daha yapacağım" der ve şuna karar verir: "son görevim için zamanda tekrar geriye döneceğim ve barda gördüğüm, sürekli anne babasını arayan o adamla tanışıp ona ailesini bulacağım." ve geriye dönerek kendisiyle tanışır.
all you zombies zaten "ben nereden geldiğimi biliyorum ama siz zombiler; siz nereden geldiniz?" temalı bir şekilde son bulur.
yani zaten esas olay jane'in esas anne babasını bilemiyor ve işin içinden çıkamıyor oluşumuzdur. bu nedenle de film aslında amacına ulaşmıştır.
--! spoiler !--
burada devreye şu da giriyor olabilir tabii: bir teorik fizik görüşüne göre zamanda, zaman makinesinin icadından daha geriye gidilemez. bu nedenle de biz bu olayda jane'in yetimhaneye bırakıldığı noktadan öteye gidemiyor olabiliriz.
bir de bitirmeden benzer bir hikâye daha yazmak istiyorum.
--- alıntı ---
yetişkin bir kızı olan bir dul kadınla evlenmiştim.
babam da üvey kızımla tanışınca, ona aşık oldu ve sonunda da kandırdı ve evlendiler.
böylece babam damadım oldu. üvey kızım da annem durumuna geldi.
karım bir oğlan doğurdu.
çocuk tabii ki babamın kayın biraderi ve üvey annemin kardeşi olarak benim dayım sayıldı,
üvey annem de bir oğlan doğurdu. böylece kardeş sahibi oldum.
ama üvey kızımın çocuğu olduğundan, aynı zamanda da torunum sayıldı.
iş bu kadarla da bitmedi.
karım annemin annesi olduğu için, benim büyük annem sayıldı.
ben de babamın babası oluyordum.
sonunda kendimin dedesi olmuştum...
--- alıntı ---
bu öykü bir seminerde michio kaku tarafından da dinleyicilere anlatıldı.
ben de özetlemeye çalışayım size mevzuyu.
--! spoiler !--
- yıl 1945. bir kız bebekle beraber çıkagelen ve onu yetimhaneye bırakan bir yabancı görürüz ilk olarak öyküde. rahibeler onu alır ve adını jane koyarak büyütürler. büyürken de sürekli olarak anne ve babasının kim olduğunu merak eder.
- jane 17 yaşına gelince biriyle tanışır ve sevgili olur. ondan hamile kalır ancak sevgilisi onu terk eder.
- 9 ay sonra hastanede bir kız doğurur jane. ancak aşırı derecede kanaması vardır ve doktorlar hayatta kalması için son bir şans olarak bir deneme yaparlar: onun cinsiyetini değiştirirler. o artık jim'dir. üstelik ameliyattan hemen önce kim olduğu belirsiz biri bebeğini de çalmıştır jane'in, yani yeni jim'in.
- yaşamına jim olarak devam eder ama yaşadıkları nedeniyle alkolik olup çıkmıştır. sürekli bardadır. kim olduğunu, ailesini soranlara cevap veremedikçe içmeye de devam eder. ta ki bir bar kavgasına karışıp dayak yediği güne dek...
- barmen yanına gelir, onu ayıltır ve "ben bir zaman yolcusuyum. istersen zaman makinesi ile geçmişe gidip aileni bulalım" der. jim hemen atlar tabii bu teklife mal bulmuş mağribi gibi...
- geçmişe giderler. jim şaşkın şaşkın etrafta dolanırken güzel bir kızla tanışır ve sevgili olurlar. hem ziyaret hem ticaret durumları...
- ancak doğa kanunları yine rahat durmaz ve jim kızı hamile bırakır. sonra bir tartışma nedeniyle ayrılırlar. jim, eskiden jane olduğu günleri anımsar. o zaman çocuğu, kim olduğunu bilmediği biri tarafından kaçırılmıştır malum. bu çocuğunun kötü ellere geçmesini önlemek ister. bebek doğunca onu hastaneden kaçırır ve zaman makinesi ile 1945'e geri giderek yetimhaneye bırakır.
- rahibeler bebeği bulur ve ona jane adını vererek onu büyütürler. jane büyüyene dek "annem kim, babam kim, kim kim kim? kiziroğlu mustafa bey..." şeklinde takılır.
- bu esnada jim artık hayatını bir sarhoş olarak geçirmemeye karar vermiştir. gidip zamanda yolculuk yapan bir ekibe katılır. birçok olayda rol alır ve yaşlanır. "bunca görevde rol aldım ama son bir iş daha yapacağım" der ve şuna karar verir: "son görevim için zamanda tekrar geriye döneceğim ve barda gördüğüm, sürekli anne babasını arayan o adamla tanışıp ona ailesini bulacağım." ve geriye dönerek kendisiyle tanışır.
all you zombies zaten "ben nereden geldiğimi biliyorum ama siz zombiler; siz nereden geldiniz?" temalı bir şekilde son bulur.
yani zaten esas olay jane'in esas anne babasını bilemiyor ve işin içinden çıkamıyor oluşumuzdur. bu nedenle de film aslında amacına ulaşmıştır.
--! spoiler !--
burada devreye şu da giriyor olabilir tabii: bir teorik fizik görüşüne göre zamanda, zaman makinesinin icadından daha geriye gidilemez. bu nedenle de biz bu olayda jane'in yetimhaneye bırakıldığı noktadan öteye gidemiyor olabiliriz.
bir de bitirmeden benzer bir hikâye daha yazmak istiyorum.
--- alıntı ---
yetişkin bir kızı olan bir dul kadınla evlenmiştim.
babam da üvey kızımla tanışınca, ona aşık oldu ve sonunda da kandırdı ve evlendiler.
böylece babam damadım oldu. üvey kızım da annem durumuna geldi.
karım bir oğlan doğurdu.
çocuk tabii ki babamın kayın biraderi ve üvey annemin kardeşi olarak benim dayım sayıldı,
üvey annem de bir oğlan doğurdu. böylece kardeş sahibi oldum.
ama üvey kızımın çocuğu olduğundan, aynı zamanda da torunum sayıldı.
iş bu kadarla da bitmedi.
karım annemin annesi olduğu için, benim büyük annem sayıldı.
ben de babamın babası oluyordum.
sonunda kendimin dedesi olmuştum...
--- alıntı ---
devamını gör...
4.
ne çok iyi ne çok kötü bir film. çok karmaşık. olayları toparlarsak şöyle bir sonuç çıkıyor.
--! spoiler !--
bir gün yetimhanenin karşısına bir kız çocuğu bırakılır o kız büyür ve biriyle tanışır sonra adam onu terk eder ama kız hamile kalmışdır kızın çocuğu olur ve kız o arada öğrenirki çift cinsiyetlidir sonra kızın çocuğu kaçırılır ve kızın hayatı alt üst olur sonra kız cinsiyetini değiştirir artık bir erkekdir. adamımız (yani kız) bir gün bir bara gider orda bir barmen vardır barmen ona hayatını değiştirebileceyini söyler adamda (yani kız) kabul eder barmen onu geçmişe getirir o arada adamımız (yani kız) bir kızla tanışır (o kızda kendisidir) onla sevgili olur ama görevini yerine getirmek için kızıdan ayrılır ve bir zaman ajanı olur ve işinde çok iyidir yıllar sonra bir gün fiyasko bombacısı diye biri ortaya çıka gelir adamınızda (yani kız) onu durdurmak zorunda ama görevinde başarısız olur ve yüzü yanar yüzünü değiştirmek zorunda kalır ve görevine ara verir bir barmen olarak çalışır barmen (yani kız) bir gün biriyle tanışır (kendisiyler ama geçmişteki) ona hayatını değiştire bileceyini söyler (burdan anlıyoruz ki o da kendisidir çün ki barmenin başınada bu olay yıllar önce gelmişdir yani barmen aslında geçmişde kendisiyle iş birliği yapmışdır) yalnız karşılığında bir şey yapmalıdır adam (kendisi ama geçmişteki) kabul eder geçmişe giderler ve adam (kendisi ama geçmişteki) bir zaman ajanı olur bu arada barmen (yani kız şimdiki) artık emekli olmuştur ve bir işi yoktur sonra bir gün fiyasko bombacısının nerde olduğunu anlar gider onu öldürür yalnız barmenin hayatı alt üst olmuşdur ve zaman makinesiyle gider farklı zamanlarda farklı yerlere bomba kurar bunun nedeni olacak felaketleri önceden engellemek istemesidir yalnız bir gün biri onu bulur ve öldürür ve bu olay böyle devam eder (burdanda anlıyoruz ki fiyasko bombacısı da kendisidir ve geçmişteki hali gelir onu öldürür)
--! spoiler !--
--! spoiler !--
bir gün yetimhanenin karşısına bir kız çocuğu bırakılır o kız büyür ve biriyle tanışır sonra adam onu terk eder ama kız hamile kalmışdır kızın çocuğu olur ve kız o arada öğrenirki çift cinsiyetlidir sonra kızın çocuğu kaçırılır ve kızın hayatı alt üst olur sonra kız cinsiyetini değiştirir artık bir erkekdir. adamımız (yani kız) bir gün bir bara gider orda bir barmen vardır barmen ona hayatını değiştirebileceyini söyler adamda (yani kız) kabul eder barmen onu geçmişe getirir o arada adamımız (yani kız) bir kızla tanışır (o kızda kendisidir) onla sevgili olur ama görevini yerine getirmek için kızıdan ayrılır ve bir zaman ajanı olur ve işinde çok iyidir yıllar sonra bir gün fiyasko bombacısı diye biri ortaya çıka gelir adamınızda (yani kız) onu durdurmak zorunda ama görevinde başarısız olur ve yüzü yanar yüzünü değiştirmek zorunda kalır ve görevine ara verir bir barmen olarak çalışır barmen (yani kız) bir gün biriyle tanışır (kendisiyler ama geçmişteki) ona hayatını değiştire bileceyini söyler (burdan anlıyoruz ki o da kendisidir çün ki barmenin başınada bu olay yıllar önce gelmişdir yani barmen aslında geçmişde kendisiyle iş birliği yapmışdır) yalnız karşılığında bir şey yapmalıdır adam (kendisi ama geçmişteki) kabul eder geçmişe giderler ve adam (kendisi ama geçmişteki) bir zaman ajanı olur bu arada barmen (yani kız şimdiki) artık emekli olmuştur ve bir işi yoktur sonra bir gün fiyasko bombacısının nerde olduğunu anlar gider onu öldürür yalnız barmenin hayatı alt üst olmuşdur ve zaman makinesiyle gider farklı zamanlarda farklı yerlere bomba kurar bunun nedeni olacak felaketleri önceden engellemek istemesidir yalnız bir gün biri onu bulur ve öldürür ve bu olay böyle devam eder (burdanda anlıyoruz ki fiyasko bombacısı da kendisidir ve geçmişteki hali gelir onu öldürür)
--! spoiler !--
devamını gör...
5.
çok iyi bir film olabilecekken, filmin sonu tam olarak izleyiciyi ikna edemiyor. bu da filmi ne iyi ne kötü kategorisine sokuyor. kült filmler listesine girebilecekken tam olmamış dediğim film. ama izlenilesi keyifli bir filmdir.
devamını gör...
6.
dark in buyukbabasidir. zaman içinde yolculuk yaparak dark i doğurup tekrar geriye gidip kendini doğurmuştur. sonra hala ile yeğen birbirine aşık olup bu filme benzeyen bir çocuk doğurmuştur. çocuk büyüyüp tavşan dudaklı olunca zamanda geriye gidip bu filmi doğurmuştur. sonra ortalık 56 **
devamını gör...
7.
film zamansal paradoksu konu alıyor... türünün en iyisi. konusu ise;
bir gün bir yetimhaneye bir kız çocuğu bırakılır. yetimhanedekiler bu çocuğa jane adını verirler ve büyütürler. jane, bir gün okulda jim adlı bir adamla tanışır, aşık olurlar; fakat sonra tartışır ve ayrılırlar, ancak jane hamiledir. çocuğu doğurur ancak aynı akşam birisi hastaneye girip çocuğu çalar. jane ise çok hastalanır ve tek çare olarak doktor, jane'i kurtarmak için onu bütünüyle erkeğe çeviren bir operasyon yapar. jane, jim adını alır. bir gün barda birisiyle kavgaya girişir ve dayak yer, barmen yanına gelir ve der ki, "bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?". jim geçmişe gider ve orada jane adlı bir kızla tanışır, aşık olur ama sonra ayrılırlar. bir gün jane' in bebeği olduğunu öğrenir, gizlice gidip hastaneden çocuğu çalar ve zaman makinesiyle daha da geçmişe giderek onu bir yetimhaneye bırakır. daha sonra zaman geçer ve birkaç iş değiştirdikten sonra barmen olur. bir gün dayak yiyen jim ile karşılaşır ve yanında gidip der ki: 'bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?"
ethan hawke filme o kadar iyi bir hava katmış ki gözümü alamadım kendisinden. filme puanım 9/10.
bir gün bir yetimhaneye bir kız çocuğu bırakılır. yetimhanedekiler bu çocuğa jane adını verirler ve büyütürler. jane, bir gün okulda jim adlı bir adamla tanışır, aşık olurlar; fakat sonra tartışır ve ayrılırlar, ancak jane hamiledir. çocuğu doğurur ancak aynı akşam birisi hastaneye girip çocuğu çalar. jane ise çok hastalanır ve tek çare olarak doktor, jane'i kurtarmak için onu bütünüyle erkeğe çeviren bir operasyon yapar. jane, jim adını alır. bir gün barda birisiyle kavgaya girişir ve dayak yer, barmen yanına gelir ve der ki, "bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?". jim geçmişe gider ve orada jane adlı bir kızla tanışır, aşık olur ama sonra ayrılırlar. bir gün jane' in bebeği olduğunu öğrenir, gizlice gidip hastaneden çocuğu çalar ve zaman makinesiyle daha da geçmişe giderek onu bir yetimhaneye bırakır. daha sonra zaman geçer ve birkaç iş değiştirdikten sonra barmen olur. bir gün dayak yiyen jim ile karşılaşır ve yanında gidip der ki: 'bu zamanda mutlu değil gibisin, benim bir zaman makinem var, geçmişe gitmek ister misin?"
ethan hawke filme o kadar iyi bir hava katmış ki gözümü alamadım kendisinden. filme puanım 9/10.
devamını gör...
8.
spoiler: çift cinsiyetli birinin kendi kendisinden hamile kalıp kendisini doğurmasını konu alır. spoiler
kendi içinde tutarlı görünsede doğum her şeyden önce olması gerektiği için zamansal çizgisi hatalıdır ama olsundur iyi filmdir.
kendi içinde tutarlı görünsede doğum her şeyden önce olması gerektiği için zamansal çizgisi hatalıdır ama olsundur iyi filmdir.
devamını gör...
9.
beyin yakan filmler kategorisine güzel bir şekilde giriş yapan ve harbiden beyin yakan 2014 yapımı filmdir.
filmi izledim beynim burnumdan aktı ve keyif aldım.
şimdi bu filmi tarif etmek istersem tarif edemem öyle bir film.
mesela birine spoiler vermek istesem veremem.
anlatılmaz izlenir demek istediğim bir film.
öncelikle bu filmi çok geç izlemiş olmanın ve hiç duymamış olmanın hüznünü yaşıyorum.
neyse geç oldu güç olmadı.
film spierig kardeşler tarafından yazılıp yönetilmiştir. filmin türü kurgu, gizem, bilimkurgu, gerilimdir. bir sürü şey diyebiliriz.
film bir abinin all you zombies adlı eserinden uyarlanmış.
burada dikkat çekmek istediğim kısım eserin eskiden yazılmış olması.
2021 yılında izledim beynim yandı. adam çok eskiden bu hikayeyi yazmış. helal olsun.
filmin başrollerinde ethan hawke, sarah snook ve noah taylor var.
film bir zamansal ajanın geçmişe gidip bir bombacıyı aramasını anlatıyor. film başlıyor konumuz bu oluyor ve bol bol beynimiz yanıyor.
ben gibi hala izlemeyenlere tavsiye ederim yeni izledim ve çok beğendim. ileride tekrar izlemeyi düşünüyorum.
abi komik ama değil bilmiyorum adam kendiyle seks yapmış ne eksik ne fazla. kendini sevmiş lan.
çok zeki birisi değilim ama filmin başında çakmak sahnesinde bir tık olayı anladım gibi oldu.
zaten film bitmeden olayı anlıyorsunuz ama merak etmeye devam ediyorsunuz.
aslında filmde bulunan herkes tek kişi. zamansal olarak bunları görüyoruz ve sık sık heeee diyoruz.
yönetmen bol bol detay veriyor izlerken fark ediyorsunuz ama tam anlamıyorsunuz.
en sonunda ise noluyor lan diyorsunuz.
burada oturup ciddi ciddi filmi kronolojik sırayla falan anlatmak isterdim ama uğraşmak istemiyorum uğraşan arkadaşlar olmuş onları okuyun.
ben yaşlı amca edasıyla vay arkadaş yav diyorum.
john janeymiş diyorum. bebek aslında adam diyorum. lan bombacı kendisiymiş. lan adam kendiyle viski içiyor. kendiyle bilardo oynuyor diyorum. adam kendini si****yor diyorum.
tavsiye ederim izleyin dostlarım. kendinizi beyinsiz hissetmeyin izlerken. ben öyle hissettim siz hissetmeyin.
filmi izledim beynim burnumdan aktı ve keyif aldım.
şimdi bu filmi tarif etmek istersem tarif edemem öyle bir film.
mesela birine spoiler vermek istesem veremem.
anlatılmaz izlenir demek istediğim bir film.
öncelikle bu filmi çok geç izlemiş olmanın ve hiç duymamış olmanın hüznünü yaşıyorum.
neyse geç oldu güç olmadı.
film spierig kardeşler tarafından yazılıp yönetilmiştir. filmin türü kurgu, gizem, bilimkurgu, gerilimdir. bir sürü şey diyebiliriz.
film bir abinin all you zombies adlı eserinden uyarlanmış.
burada dikkat çekmek istediğim kısım eserin eskiden yazılmış olması.
2021 yılında izledim beynim yandı. adam çok eskiden bu hikayeyi yazmış. helal olsun.
filmin başrollerinde ethan hawke, sarah snook ve noah taylor var.
film bir zamansal ajanın geçmişe gidip bir bombacıyı aramasını anlatıyor. film başlıyor konumuz bu oluyor ve bol bol beynimiz yanıyor.
ben gibi hala izlemeyenlere tavsiye ederim yeni izledim ve çok beğendim. ileride tekrar izlemeyi düşünüyorum.
abi komik ama değil bilmiyorum adam kendiyle seks yapmış ne eksik ne fazla. kendini sevmiş lan.
çok zeki birisi değilim ama filmin başında çakmak sahnesinde bir tık olayı anladım gibi oldu.
zaten film bitmeden olayı anlıyorsunuz ama merak etmeye devam ediyorsunuz.
aslında filmde bulunan herkes tek kişi. zamansal olarak bunları görüyoruz ve sık sık heeee diyoruz.
yönetmen bol bol detay veriyor izlerken fark ediyorsunuz ama tam anlamıyorsunuz.
en sonunda ise noluyor lan diyorsunuz.
burada oturup ciddi ciddi filmi kronolojik sırayla falan anlatmak isterdim ama uğraşmak istemiyorum uğraşan arkadaşlar olmuş onları okuyun.
ben yaşlı amca edasıyla vay arkadaş yav diyorum.
john janeymiş diyorum. bebek aslında adam diyorum. lan bombacı kendisiymiş. lan adam kendiyle viski içiyor. kendiyle bilardo oynuyor diyorum. adam kendini si****yor diyorum.
tavsiye ederim izleyin dostlarım. kendinizi beyinsiz hissetmeyin izlerken. ben öyle hissettim siz hissetmeyin.
devamını gör...
10.
-spoiler-
konuya direkt giriyorum. jane'in jim ile üreyerek kendini doğurması biyolojik olarak imkansıza yakın çünkü döllenme sırasında kromozlar çaprazlanır, aynı gen diziliminin oluşma olasılığı çok düşüktür. (bkz: çekinik genler) jane ile jim'in yüz çocuğu olsa hepsi birbirinden farklı olur ve döngü kırılır. ayrıca okuduğum çoğu entryde olayın başlangıcının olmamasının mantık hatası olduğu söyleniyor bense katılmıyorum. filmin olayı başlangıcının olmaması zaten ama filmin olayı buysa döngünün içinde mantık hatası/tutarsızlık olmamalı. jane'in çok sağlıklı, zevki ve çevik olmasının nedeninin gelecekten gelmiş olması oluğu fikrini çok sevdiğimi söylemeden de geçemeyeceğim. örneğin:
kaynak
-spoiler-
konuya direkt giriyorum. jane'in jim ile üreyerek kendini doğurması biyolojik olarak imkansıza yakın çünkü döllenme sırasında kromozlar çaprazlanır, aynı gen diziliminin oluşma olasılığı çok düşüktür. (bkz: çekinik genler) jane ile jim'in yüz çocuğu olsa hepsi birbirinden farklı olur ve döngü kırılır. ayrıca okuduğum çoğu entryde olayın başlangıcının olmamasının mantık hatası olduğu söyleniyor bense katılmıyorum. filmin olayı başlangıcının olmaması zaten ama filmin olayı buysa döngünün içinde mantık hatası/tutarsızlık olmamalı. jane'in çok sağlıklı, zevki ve çevik olmasının nedeninin gelecekten gelmiş olması oluğu fikrini çok sevdiğimi söylemeden de geçemeyeceğim. örneğin:
kaynak
-spoiler-
devamını gör...
11.
birkaç saat önce bir güzel keyifle izledik. nasıl hiç duymamışım ilginç gerçekten.
öncesinde (bkz: lucy) izleyip kafayı bir miktar yakıp ardından bunu izleyince devreler iyice yandı tabii. mesela ara sıra beynim durdu, ağzım açık kaldı falan. duygudan duyguya soktu resmen. ancak filmin ortaları ve sona doğru oldukça iyi ama sonu tatmin etmedi. zihnimde film bitmemişti çünkü daha.
sonunu tahmin edemediğim ve izlerken keyif aldığım birkaç filmden birisi.
öncesinde (bkz: lucy) izleyip kafayı bir miktar yakıp ardından bunu izleyince devreler iyice yandı tabii. mesela ara sıra beynim durdu, ağzım açık kaldı falan. duygudan duyguya soktu resmen. ancak filmin ortaları ve sona doğru oldukça iyi ama sonu tatmin etmedi. zihnimde film bitmemişti çünkü daha.
sonunu tahmin edemediğim ve izlerken keyif aldığım birkaç filmden birisi.
devamını gör...
12.
kader anlamına gelen ingilizce sözcük.
2014 yapımlı/ 1 saat 37 dakikalık avustralya bilim kurgu filmi.
michael ve peter spierig kardeşler tarafından yazılmış ve yönetilmiştir.
zamanda yolculuk tekniğinin oldukça iyi bir konuyla işlendiği bir film olarak kabul edilebilir.
1945 yılında cleveland yetimhanesi'ne bırakılan bir bebeğin jane/
barmen ve fiyasko bombacısını aramakta olan zamansal ajanın ilişkisini zamanda yolculuk/ ve paradokslar kullanarak anlatır.
"riskler gerçektir"
2014 yapımlı/ 1 saat 37 dakikalık avustralya bilim kurgu filmi.
michael ve peter spierig kardeşler tarafından yazılmış ve yönetilmiştir.
zamanda yolculuk tekniğinin oldukça iyi bir konuyla işlendiği bir film olarak kabul edilebilir.
1945 yılında cleveland yetimhanesi'ne bırakılan bir bebeğin jane/
barmen ve fiyasko bombacısını aramakta olan zamansal ajanın ilişkisini zamanda yolculuk/ ve paradokslar kullanarak anlatır.
"riskler gerçektir"
devamını gör...
13.
beyin yakıcı filmdir. böyle beyninizin ısındığını fark ediyorsunuz filmi izlerken. şok edici sahneleri var. vay be bu adam o adam mıymış filan oluyorsunuz. flashbackler yaşadım şuan bu başlığı görünce.
devamını gör...
14.
oyuncu listesinde sarah snook, ethan hawke, olivia sprague, dick york, noah taylor, madeleine west, emily coupe, freya stafford, elise jansen, christopher sommers, jim knobeloch, christopher kirby, ben prendergast ve cate wolfe gibi oyuncuların olduğu 2014 bilim kurgu/gerilim türündeki filmin yönetmenliğini ise michael spierig ve peter spierig yapmıştır.
film bir bombayı durdurmaya çalışan adamına arkasından gelip onu vurunca bombayı zamanında koyamıyor ve bomba patlayınca yüzü yanıyor. adam gözünü hastane de açıyor ve yüzü yeniden yapılmıştır. aradan uzun bir zaman geçer adam tekrar işe koyulmaya hazırdır. buradan sonra barda barmen olan adam barda tanıştığı biri ile geçen muhabbetten sonra bir iddiaya girerler ve hikaye anlatacaklardır. kimin hikayesi daha iyi oyunu başladığında şaşırtıcı başlar çünkü karşısında oturan adamın kendi hikayesine ben küçük bir kızken diye hikayeye başlamasından sonra şaşkına döner adam hikayeye devam eder ve küçük bir kızken yetimhaneye verilen biriydim diyerek devam eder. farklı büyüdüğünü ve yetimhaneden çıkma fırsatını bulduğu anda ise oradan ayrılır. bir takım testler ile süren eğitimden sonra kız kavgaya karışınca bulunduğu yerden çıkarılır. oradan sonra hayatını devam ettirmek zorundaydı ve bakıcı olarak bir ailenin yanına girer. yağmurlu bir günde bir adama denk geldiği gün ona aşık olur ve ondan hamile kalınca adam birden ortadan kayboldu. onu aramaz ve yine kendisine çağıran şirketten adam gelir ve onu farklı bir bölüme alacağına söyler. ta ki hamileliği onu zor duruma sokana kadar. çocuğu doğurduktan sonra doktorlar ona artık kadın olamayacağını söyler çünkü doğum sırasında aşırı kanama olmuştur ve kendisinin özel biri olduğunu söylerler erkek olabileceğini söylerler ve bir kaç ameliyat daha gerekecektir. bu sırada ise çocuğu kaçırılır ve kadın o olmadan hayatına devam etmek zorundadır. yavaş yavaş erkek olmaya başlar. ameliyatlar sürerken o da sesi üzerine odaklanır ve mümkün olduğunca değiştirir, yüzü ise yavaş yavaş değişmektedir. yazdığı hikayeler ile birlikte artık bardadır. barmen ona birini öldürebilir misin diye sorduğunda belki deyince ona onu hamile bırakıp gideni öldürebileceğini söyler ve ikna eder. ona adamı öldürebileceğini söyler hatta öldürse bile özgür olabileceğini söyler. onu alıp aşağı indiğinde ise ona zaman makinesini gösterir yani onu tam olarak adamın gittiği geceye götürecek. bir anda geçmişe giderler adam şaşkına döner. kendisi ile tanışan adamı öldürmek için gittiği o yağmurlu günde kendisi ile tanışıp aşık olur. o an aslında anlamıştır kendisi ile tanışan kişinin kim olduğuna ve neden gitmek zorunda olduğuna. onu orada bırakan barmen ise bombacıyı durdurmak için başka bir zamana gider ve orada bombacıyı bulsa da durduramaz hatta kendisi bombayı durdurmak için gittiği tarihte olduğu anı görür çünkü bombacı onun yüzünü yakıp gittiğinde ona zaman makinesini uzatan biri vardı ve o kişi aslında kendisiymiş. kendisini hamile bırakıp giden adamı öldürmeye giden adamımız ise kendisini hamile bırakıp dönen kişi olmuştur. barmenimiz ise o arada küçük bebeği kaçırmak ile meşguldür, onu alıp geçmişe götürür oradan da adamımızı almak için döner. başından beri peşinde olan adamın yanına götürür onu ve zaman muhafızı olmaya başlar. barmen ise kendi görevini bitirmiştir ve yaşayacağı zamana döner döndüğünde zaman makinesi iptal olacak denilir ve kendisine bir zarf verilir. döndüğünde zaman makinesinde bir sorun olur ve iptal olmaz. barmen bir daktilo alıp yazmaya tekrar başlar o sırada olayları kafasından tekrar geçirir. sonra da bombacının yerini buluyor bir anda gözünün önüne geliyor elindeki dosyalardan. onu gidip bulduğunda ise kendinin yaşlı hali ile karşılaşır. ona katil olduğunu söylediğinde ise o aslında yaptığım saldırılar sayesinde gelecekte insanları kurtardığını söyler. başka insanları kurtarmak için daha azını öldürüyordur. bunu kendisi görse de yaşlı hali artık mantıklı değildir onu ikna etmeye çalışırken onu vurup oradan ayrılır yani kendini. film boyunca geçen olayları düşünüp asla o adama dönüşmeyeceğini söyler durur ama aslında çoktan dönüşmüştür ve yine kendi kendini vurmaya başka kendi gelmiştir.
filmde de söylediği gibi kendi kuyruğunu yiyen yılan. sürekli bir döngü içindeler. filmde gördüğümüz herkesin tek kişi olmasından korktum bir ara ama yine ucuz kurtulduk.
film oldukça karışık bir film çünkü düşüncesi biraz insanın aklıyla oynuyor. güzel işlenip güzel servis edilmiş diye düşünüyorum ama yine de düşünceye bakınca daha iyi olabilirdi gibi geliyor insana. izleme tavsiyemi vereyim ve yoluma bakayım ben.
film bir bombayı durdurmaya çalışan adamına arkasından gelip onu vurunca bombayı zamanında koyamıyor ve bomba patlayınca yüzü yanıyor. adam gözünü hastane de açıyor ve yüzü yeniden yapılmıştır. aradan uzun bir zaman geçer adam tekrar işe koyulmaya hazırdır. buradan sonra barda barmen olan adam barda tanıştığı biri ile geçen muhabbetten sonra bir iddiaya girerler ve hikaye anlatacaklardır. kimin hikayesi daha iyi oyunu başladığında şaşırtıcı başlar çünkü karşısında oturan adamın kendi hikayesine ben küçük bir kızken diye hikayeye başlamasından sonra şaşkına döner adam hikayeye devam eder ve küçük bir kızken yetimhaneye verilen biriydim diyerek devam eder. farklı büyüdüğünü ve yetimhaneden çıkma fırsatını bulduğu anda ise oradan ayrılır. bir takım testler ile süren eğitimden sonra kız kavgaya karışınca bulunduğu yerden çıkarılır. oradan sonra hayatını devam ettirmek zorundaydı ve bakıcı olarak bir ailenin yanına girer. yağmurlu bir günde bir adama denk geldiği gün ona aşık olur ve ondan hamile kalınca adam birden ortadan kayboldu. onu aramaz ve yine kendisine çağıran şirketten adam gelir ve onu farklı bir bölüme alacağına söyler. ta ki hamileliği onu zor duruma sokana kadar. çocuğu doğurduktan sonra doktorlar ona artık kadın olamayacağını söyler çünkü doğum sırasında aşırı kanama olmuştur ve kendisinin özel biri olduğunu söylerler erkek olabileceğini söylerler ve bir kaç ameliyat daha gerekecektir. bu sırada ise çocuğu kaçırılır ve kadın o olmadan hayatına devam etmek zorundadır. yavaş yavaş erkek olmaya başlar. ameliyatlar sürerken o da sesi üzerine odaklanır ve mümkün olduğunca değiştirir, yüzü ise yavaş yavaş değişmektedir. yazdığı hikayeler ile birlikte artık bardadır. barmen ona birini öldürebilir misin diye sorduğunda belki deyince ona onu hamile bırakıp gideni öldürebileceğini söyler ve ikna eder. ona adamı öldürebileceğini söyler hatta öldürse bile özgür olabileceğini söyler. onu alıp aşağı indiğinde ise ona zaman makinesini gösterir yani onu tam olarak adamın gittiği geceye götürecek. bir anda geçmişe giderler adam şaşkına döner. kendisi ile tanışan adamı öldürmek için gittiği o yağmurlu günde kendisi ile tanışıp aşık olur. o an aslında anlamıştır kendisi ile tanışan kişinin kim olduğuna ve neden gitmek zorunda olduğuna. onu orada bırakan barmen ise bombacıyı durdurmak için başka bir zamana gider ve orada bombacıyı bulsa da durduramaz hatta kendisi bombayı durdurmak için gittiği tarihte olduğu anı görür çünkü bombacı onun yüzünü yakıp gittiğinde ona zaman makinesini uzatan biri vardı ve o kişi aslında kendisiymiş. kendisini hamile bırakıp giden adamı öldürmeye giden adamımız ise kendisini hamile bırakıp dönen kişi olmuştur. barmenimiz ise o arada küçük bebeği kaçırmak ile meşguldür, onu alıp geçmişe götürür oradan da adamımızı almak için döner. başından beri peşinde olan adamın yanına götürür onu ve zaman muhafızı olmaya başlar. barmen ise kendi görevini bitirmiştir ve yaşayacağı zamana döner döndüğünde zaman makinesi iptal olacak denilir ve kendisine bir zarf verilir. döndüğünde zaman makinesinde bir sorun olur ve iptal olmaz. barmen bir daktilo alıp yazmaya tekrar başlar o sırada olayları kafasından tekrar geçirir. sonra da bombacının yerini buluyor bir anda gözünün önüne geliyor elindeki dosyalardan. onu gidip bulduğunda ise kendinin yaşlı hali ile karşılaşır. ona katil olduğunu söylediğinde ise o aslında yaptığım saldırılar sayesinde gelecekte insanları kurtardığını söyler. başka insanları kurtarmak için daha azını öldürüyordur. bunu kendisi görse de yaşlı hali artık mantıklı değildir onu ikna etmeye çalışırken onu vurup oradan ayrılır yani kendini. film boyunca geçen olayları düşünüp asla o adama dönüşmeyeceğini söyler durur ama aslında çoktan dönüşmüştür ve yine kendi kendini vurmaya başka kendi gelmiştir.
filmde de söylediği gibi kendi kuyruğunu yiyen yılan. sürekli bir döngü içindeler. filmde gördüğümüz herkesin tek kişi olmasından korktum bir ara ama yine ucuz kurtulduk.
devamını gör...
15.
zaman yolculuğu temalı bir film olur kendisi. film siyah ekranda ethan hawke'in sesinden aşağıdaki şu soruyla başlar.
peki ya hayatını mahveden adamı ayağına getirebilseydim? eğer yanına kâr kalabileceğini garanti edebilseydim, onu öldürür müydün?
filmi ilk izlediğimde cevabımdan emin değildim ancak şu an bu soruya cevabım çok net. iyi filmdir, izlenir.
imla falan editi.
peki ya hayatını mahveden adamı ayağına getirebilseydim? eğer yanına kâr kalabileceğini garanti edebilseydim, onu öldürür müydün?
filmi ilk izlediğimde cevabımdan emin değildim ancak şu an bu soruya cevabım çok net. iyi filmdir, izlenir.
imla falan editi.
devamını gör...