401.
sanırım başlamak için en iyi yerdeyim
tutma
sıfırdan yüze çıksın şiirim
su yüzüne
gök yüzüne
gül yüzüne
bağırsın sesim

devamını gör...
402.
çok sene geçti
kalmadı bakire dize
çok şiir yazıldı
kalmadı bakir şair
ve
komik çocuktu serseri
manzum yazardı muzur herif
muz bahçelerinde serzenişi
ölümü de sarılıktan geldi
de
bıraktı 3 sarıyı peşinde
gelişemedi sarılar
ne ay olabildiler
ne de güneş
zaten olsalardı ay yada güneş
ölmezdi çocuk serzeniş ederek
devamını gör...
403.
denizinde kaybolmak zamanıdır şimdi,
yalnızca senin limanında var olabilmek zamanı,
bilsen; çiçeklerim ne de güzel açardı,
şiirlerim tutuşur, parmak uçlarım yanardı.

gözlerinde kaybolmak zamanıdır şimdi,
kirpiklerinde yaşayabilmek zamanı,
o vakit gülümserdi çocuklar,
üstüm başım çiçek kokardı.

dudaklarında var olabilmek zamanıdır şimdi,
sesinden; adımı duyabilmek zamanı,
daha çok sevebilirdim kendimi,
belki de gözlerim parlardı.

sevda zamanıdır şimdi,
aşık olmak zamanı,
saat şimdi ne ayrılığın ertesi,
ne de gitmek zamanı.
devamını gör...
404.
doru atlar deli taylar sürdüm aşkına
nalında tozunda terinde soluksuz arzularla
koştular
koştular
zamana karşı zamanla yarıştılar
köstebeklerin oynaştığı düzlerle boğuştular
yerle bir oldu hendekleri aşanlar

devamını gör...
405.
kadere inanmayanlar derneğinin bahçesine bahar gelmiş
nereye kaçacağını bilemiyor üyeler
yediveren gülleri kovalıyor gerçeklerini
bir beyaz, bir kırmızı oluyor gölgeler
kim baş edebilmiş ki doğanın kahkahası ile
köşedeki sardunya saldırıyor üstlerine
ve bir daha açılmıyor kepenkler
coşku, canlıya yakışan en güzel elbise
ve bir bahar dalı en güzel modeli bu giysinin
utanıyor herkes kendi payına
baharın ışığı girince içine gözlerinin.
devamını gör...
406.
yav valla nazım hikmet süreya gibi şairim ben ya?

çıktık konya meram yoluna
gidek dedik en yakın oturağa
kuralım güzel bir oturak alemi
bakalım içmemize soframıza

zalım yengeniz beni yoldan aldı
eve götürüp giydirip köçek yaptı
sabah nasıl oldu bilemedim oy
o gün bugün tövbe ettim harama

şimdi o uyudu ben geziyorum
ama hafiften de bi tırsıyorum
sabah olup da bunu okuyanda
içinden cadı çıkacak biliyorum

bana bi şiyir yaz bu gece dedi
elimden geleni yazarım dedim
iyi de ben ne anlarım şiyirden
içimi döktüm anca gidiyorum

bitmedi gitti yav bu işkence de
kaç mısra olsun demişti bana
aha valla bitiyor bu son 2 satır
ona armağan edip kaçıyorum
devamını gör...
407.
daha yeni yazarlığa adım attım durun hele şairlikte nerden çıktı
devamını gör...
408.
şarabım dimitri çık buyur gel
beraber olsun, defolsun eller
ekmeği bölüşür yeriz lafı olmaz
lahmacuna olmasın hiç keder

discord"a almadılar beni napam
belki netimdendi, nazlı haspam
yoksa valla konuşacaktım inan
bülbül diyecekti kim bu ağam?

gizli takılıyorum ben rahat yok
böyle iyi, bu ayarda var kıyak
zaten 24 saat buradayım ben
arayan bulur nasılsa hacı n'apak?

adım hıyardır bul beni, unutma
garavel gibiyim, sakın yok sayma
sana da iyi geceler lahmacun'um
sağ olursak görüşürüz sabaha
devamını gör...
409.
gündüzler ziyan,geceler ise kelimelerin mezarıdır.
üzülme,gökyüzüne bakıp bakıp yazdığım gariban sözlerim için yıldızlara kira ödüyorum.
devamını gör...
410.
hiçlik

deli bir rüzgara kapıldı hisler;

acı, sarp kayalıklara çarptı kendini,
şehvet, büyük günahlar işledi,
öfke, karşısına çıkan herşeyi ezdi,
ve aşk, tutkulu bir güzeli sevdi...

hüzün, yağmura karışıp kendini temizledi,
zafer, gülücüklerin ardına gizlendi,
korku, umudu yok etmeyi seçti,
umut zaten düşlerde intihar etmişti .

ve sonra hepsi silindi...

hiçlik kaldı bir tek,
o da kendine bile yetemedi...
devamını gör...
411.
bir ara ağır şekilde beğendiğim adanalı bir beyfendiye hislerimi açık açık belli edememiş, şimdi koştur koştur adama yürümek olmaz, dalga geçer gibi bir şiir yazıp aralarda beğeniyi dile getireyim demiştim. kendisi anladı mı yoksa nereden düştük bu ruh hastasına mı dedi bilemem ama en sevdiğim şiirimdir. ki başka şiirim olmadığı için en sevdiğim şiirimdir belki. sanat hayatımı bu şiir ile birlikte noktalandırdım.

bu işte bir tazelik var

adım adım büyürken yalnızlığım kedi tırnak diplerinde,
ve koşarken ruhum senin ruhunun dehlizlerinde
bir yalanın kıyısında uçurum uçurum gözlerinin sere serpe koyuluğunda
sordum kendime ve kendimden bir adım ilerisine nerede
sicim sicim iniyor teorilerden kütleçekimin ayımın karanlık yüzeyine
ve bir yerlerde biliyorum ki sakallarına çiçekler ekiyorsun

büyük patlamalar yeni gezegenler çıkarırken feminist kuantumgillerinde
ve yakın geleceği kurgulayan bir troçkist distopyasında
ah sevgilim parmaklarının faşitliğinin damarlarında gezinirken kanım
bir antiparçacıktan bir parçacığa sen benim nazarım mısın

görüyorum gozlerinin temizliğinin koyu pembeliğinin kırmızı yakarışı
ve kırmızının sarılığına yeşillenir dudak kenarışın
bir pembe midillinin gözlerine işlenmiş ayıbın hamamböceksiliği
ve senin senden keskin duruşunun tahrik edici erkeksiliği.

eheh. bayılıyorum arkadaş. müthiş.
devamını gör...
412.

her şey yokken hiç vardı
...
yaşadığım evler
şahidim duvarlar
yıkıldı
adım adım gençliğimi ezdiğim kaldırımlar
altında kaldı

bastıkça çatırdayan
taş
baktıkça ağrıyan
kalp
sustukça ağırlaşan
söz
benim

sanırım başlamak için en iyi yerdeyim
tutma
sıfırdan yüze çıksın şiirim
su yüzüne
gök yüzüne
gül yüzüne
bağırsın sesim

gitme
değil kal
muş gibi yapma
konuş
karış karış karış hayatıma
en çok yarına
hep daha yarına

kal
değil yaşa
beni nefesinle yaşatırcasına
tastamam teslim olmuşcasına

yaşa
değil yürü
yazılan şiir
yaşansın için
harf harf dolan satırlarımda

yürü
değil koş
uykunu depremler kaçırmış gibi
cennetin davetini duymuşsun gibi

koş
değil dur
otağını zamanın tam kalbine kur
usul usul
aşk diyen sesime sokul
incinmiş ruhların şifası budur

...
devamını gör...
413.
bugün ayaklar baş olsun
bugün pazar kafamızda kurulsun
fikirler filler gibi tepinsin beynimizde
armut koltuk gibi olan ruhumuza otursun öküzler
hey dostum senin sorunun ne diye bir fbı ajanı çıksın ve cahillere laf anlatmaya çalışan çenelerimize vursun kelepçeyi
yaşasın federaller diye bağıran milyonlarca yeşillik dolansın ayaklarımıza
gökteki yağmur gibi fütursuzca aksın mevcutiyetimizin yegane amacı olan asil emek
bugün ayaklar baş olsun
son zamanlardaki diğer günler gibi
varlığımız kapitalizm varlığına armağan olsun

*sistem kölesi manifestosu
devamını gör...
414.
okyanus kıyısındayım ama hangisi bilmiyorum fark eder mi hepsi aynı ses tonları ile şarkı söylemiyorlar mı sana hepsi aynı hayale götürmüyorlar mı seni hep sinde bir yaşam barındırmıyor mu sendeki gibi okyanus işte bazen efkarlı bazen durgun bazen hırçın bazen komik değil mi senin gibi oda gezmiyor mu senin gibi karışmıyor mu diğerlerine sana karışıldığı gibi ne yazmak istersin şimdi geleceğine yaz okyanusa yazar gibi ...
devamını gör...
415.
antik çağ tanrıçası, amazon güzeli
hangi kayıp dilde sevmeli seni
bakıp gökyüzünde yıldızlara
nasıl bulmalı yeryüzünde gölgeni.
antik çağ tanrıçası, amazon güzeli
gerçeğini arayan sokrates'ım şimdi.

-fıstıklıbörek-
devamını gör...
416.
ben çok zengin bir adamım.
kadıköy’de,
meydana yakın bir yerde,
geniş büyük bir daire,
orta boy bir dikdörtgen ile,
küçük boy birkaç tane kare,
rengarenk kaldırım taşlarım var.
bir annemle bir babamla beraber,
dört kardeşin yanında,
iki yengem birde eniştem var.
geceleri çok fazla uykum,
gündüzleri ise acaip keyfim var.
ben çok zengin bir adamım.
annemden babamdan tek miras,
yarısına yakını yaşanmış,
kalanının garantisi olmayan bir ömrüm.
izbe bir sanayide pislik içinde,
asgari ücretle çalıştığım bir iş yerim,
çalışırken gün içinde ara ara,
üstüne oturup sigara içtiğim,
mazot kokan bir tezgahım,
öğlen paydoslarında volta attığım,
çamur deryası bir sokağım var.
öylesine zengin bir adamım ki,
maldivler’de tatil yaptığım,
erik gibi hatunları yatağa attığım,
fantezilerle dolu düşlerim var.
zenginliği aşmışım ben.
her gün işe giderken bindiğim,
bir metrom iki tane de otobüsüm var.
bu gece daha bir zenginleştim.
ıstakada çift okeyim,
masadaysa altı tane piştim var.
bu akşam hem zenginim hem neşeli.
annem babam kardeşim ablama gittiler.
dolapta zulada bir ufak rakım,
beyaz peynirim, kavunum bile var.
ben çok zengin bir adamım,
benim her şeyim var.
ya da bana öyle diyorlar.
devamını gör...
417.
kelimelerin ardında bir dünya vardı.
ezberden gidilmeyen yollar.
düşlerken buluverir.
insan kendini bu yolda.
ardı arkası kesilmez.
meraklı bakışlar.
müthiş bir heyecanla,
serüvene çıkar.
yoldaki kaldırımlar.
devamını gör...
418.
küçük bir yerdi.
zaman çoktu.
çok gibiydi.
umut vardı.
deniz vardı.
denizin ardında.
gitmek istediği.
hayat nasıl yaşanır?
böyle bitmemeliydi.
devamını gör...
419.
bundan 5-6 yıl önce bir merak sarıp denemeye yazmaya çalıştığım defterimden bir tane paylaşayım dedim.*)

bir bahar rüzgarı esiyordu gülümseyerek
ağaçlar yitirmeden hediye ediyordu yapraklarını saçlarına
rica ediyordu güneş tüm sıcaklığıyla
ay gülümseyecekti her gece sonsuza dek.

ben kız kulesine bakıyordum o bana
gizlice
yine bir dilek feneri havaya süzülmüştü istemeyerek
olmayacak,gerçekleşmeyecek o dilek anlasana diye haykırıyordu
altındaki ateşin söneceği ana dek.

şimdi sokaktaki insanlarla çarpışıyorum
istemsizce
alışmış içimdeki ruh bu duruma
bir senle çarpışamıyorum şu koca istanbulda
isteyerek.
*)
devamını gör...
420.
rüzgarda uçuşan bir yaprak gibi savruluyorum hayatta
ne geleceği biliyorum ne de geçmişi hatırlıyorum
göç ederken yolunu kaybetmiş bir kuş gibiyim şu sıralar
ne kendimi biliyorum ne de yuvamı buluyorum
yaşıyorum öyle işte
anlamsız zaman içinde
kendimi bulmaya çalışıyorum
bulamazsam eğer kendimi
ölüm ne büyük şanstır.
bulursam eğer kendimi yaşamak ne büyük anlamdır.
beyaz gece
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim