normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1501.
geldiği yeri bilmez hep gitmeye odaklı
derinliği var sanıyor sıfır rakımlı aklı
inanması pek güçtür kaypaklıktan da farklı
yoruyor kelimeler yalnız boşluğun hakkı
derinliği var sanıyor sıfır rakımlı aklı
inanması pek güçtür kaypaklıktan da farklı
yoruyor kelimeler yalnız boşluğun hakkı
devamını gör...
1502.
1503.
kınından çekilen kılıcın sesi derimizi kesiyordu
gövdesinde parlayan ışıklar tepemizdeki güneşleri ikiye bölüyordu
bütün güneşler patlayana kadar direndik
ışıklar kaçışmaya başladı
ve çelik gibi bir karanlık boğdu bizi
gövdesinde parlayan ışıklar tepemizdeki güneşleri ikiye bölüyordu
bütün güneşler patlayana kadar direndik
ışıklar kaçışmaya başladı
ve çelik gibi bir karanlık boğdu bizi
devamını gör...
1504.
devamını gör...
1505.
osur osur ipe diz
zırvalık bu düpedüz
bebeler bilmez amma
ne basketçiydi sabonis
zırvalık bu düpedüz
bebeler bilmez amma
ne basketçiydi sabonis
devamını gör...
1506.
geldiğim gibi gitmek isterdim
sıkışan kaldırım taşı arasından
mücadelenin abidesi misali
göğe başını uzatan çiçekler gibi
geldiğim gibi gitmek isterdim
yeşilin her tonunu sergileyip
mevsimi geldiğinde kuruyup
hazânı bahane eden yaprak gibi
geldiğim gibi gitmek isterdim
dokunulmamış, kırılmamış
mezar taşım da yazsın isterdim
geldiğim gibi gitmek isterdim
geldiğim gibi geldiğim gibi
sıkışan kaldırım taşı arasından
mücadelenin abidesi misali
göğe başını uzatan çiçekler gibi
geldiğim gibi gitmek isterdim
yeşilin her tonunu sergileyip
mevsimi geldiğinde kuruyup
hazânı bahane eden yaprak gibi
geldiğim gibi gitmek isterdim
dokunulmamış, kırılmamış
mezar taşım da yazsın isterdim
geldiğim gibi gitmek isterdim
geldiğim gibi geldiğim gibi
devamını gör...
1507.
karanlık gecenin ufkunda
gitmek mi kolay yoksa kalmak mı
bir kez daha savurup ruzgarinda kaybolmak mi
zihnim prangalar içinde tutsak kaldı
gelde kurtar esaretinden
gelmek mi zor bulmak mi
es her yerden rüzgarın yeri göğü savursun
vur vurdukca dağ taş oyulsun
bu aşk herkesi yaksin kavursun...
(ne yazdim be hey maşallah )
gitmek mi kolay yoksa kalmak mı
bir kez daha savurup ruzgarinda kaybolmak mi
zihnim prangalar içinde tutsak kaldı
gelde kurtar esaretinden
gelmek mi zor bulmak mi
es her yerden rüzgarın yeri göğü savursun
vur vurdukca dağ taş oyulsun
bu aşk herkesi yaksin kavursun...
(ne yazdim be hey maşallah )
devamını gör...
1508.
bir sabah uyandığımda
sen yoksan
ben yaraların baş şehrinde çocuk olup
yenilmeye başlarım bütün duygulara
sen yoksan
göçmen kuşları
göç etmeyi bırakıp
esrik duygular içinde
yerleşik bir hayata geçerler
ve sonra gökyüzü
dolgun bulutların içinde kararıp
nefretini kusar yeryüzüne
ilkbaharlar biter
ve seller
topuklarımızın değdiği bütün kaldırımları
tutsak etmeye başlar
bir sabah uyandığımda
sen yoksan
bir şairin gözleri
terk edilmiş bir êzîdî köyünde
intihara kalkar
ve sana yazılmış bütün şiirler
merhametsiz bir kentin
parmak uçlarına terk edilir
karlar düşer
incir ağaçlarının darları kırılır
kurtlar iner kasabalara
ve mısralar
bir duvar dibinde
yavaş yavaş nefessiz kalır
aşk biter
tramvaylar tüneller kapanır
sloganlar yürüyüşler kesilir
insanlar renksiz montlarının içlerine gizlenip
evlerine çekilir
ve bu şehir
adresine ulaşmamış bir mektubun
umutsuzluğu içinde kanayıp
soğuk odalardan oluşan
bir yetimhaneye dönüşür
sen yoksan
ben yaraların baş şehrinde çocuk olup
yenilmeye başlarım bütün duygulara
sen yoksan
göçmen kuşları
göç etmeyi bırakıp
esrik duygular içinde
yerleşik bir hayata geçerler
ve sonra gökyüzü
dolgun bulutların içinde kararıp
nefretini kusar yeryüzüne
ilkbaharlar biter
ve seller
topuklarımızın değdiği bütün kaldırımları
tutsak etmeye başlar
bir sabah uyandığımda
sen yoksan
bir şairin gözleri
terk edilmiş bir êzîdî köyünde
intihara kalkar
ve sana yazılmış bütün şiirler
merhametsiz bir kentin
parmak uçlarına terk edilir
karlar düşer
incir ağaçlarının darları kırılır
kurtlar iner kasabalara
ve mısralar
bir duvar dibinde
yavaş yavaş nefessiz kalır
aşk biter
tramvaylar tüneller kapanır
sloganlar yürüyüşler kesilir
insanlar renksiz montlarının içlerine gizlenip
evlerine çekilir
ve bu şehir
adresine ulaşmamış bir mektubun
umutsuzluğu içinde kanayıp
soğuk odalardan oluşan
bir yetimhaneye dönüşür
devamını gör...
1509.
ben hangi duyguya sürüklensem
sana sanata büründüm
sana sanata büründüm
devamını gör...
1510.
affetme azizim kendine saygın sonsuzken
sana saygısızlık yapanı affetme
affetme azizim sen kendini tanırken
üstün çıkmaya çalışan kendini bilmezi affetme
affetme azizim sakın affetme
kararmış ruhuyla aydınlığını kısmaya çalışanı
affetme azizim asla affetme
bahaneler ardına sığınıp yine yapar her haltı
sana saygısızlık yapanı affetme
affetme azizim sen kendini tanırken
üstün çıkmaya çalışan kendini bilmezi affetme
affetme azizim sakın affetme
kararmış ruhuyla aydınlığını kısmaya çalışanı
affetme azizim asla affetme
bahaneler ardına sığınıp yine yapar her haltı
devamını gör...
1511.
ey çocuk hece veznini aştı bende bıraktığın iz
böyle sıcak böyle masum nereden gelir bu giz
kalbimin ritmi değişti mısralarım redifsiz
bu duyguya ne denir böyle belli belirisiz
ayna da yeni gördüm başı dönmüş şaşkını
yüzünde bir tebessüm hayal etmiş aşkını
bir sual de bulunmuş kaldırmıştı kaşını
yaşar mısın? benimle bu yüz yılın aşkını
böyle sıcak böyle masum nereden gelir bu giz
kalbimin ritmi değişti mısralarım redifsiz
bu duyguya ne denir böyle belli belirisiz
ayna da yeni gördüm başı dönmüş şaşkını
yüzünde bir tebessüm hayal etmiş aşkını
bir sual de bulunmuş kaldırmıştı kaşını
yaşar mısın? benimle bu yüz yılın aşkını
devamını gör...
1512.
biz çok düşünürdük,
hatta öyle çok düşünürdük ki,düşünce bizden kendini esirger,saklanırdı
,bizde düşerdik peşine,bir düşünce, bir düşünce daha,
en çok geceleri bazı ızdaraplarımız çekilmez olurdu,
bir sevgili düş’ünde,
bir kardeş özleminde,
bir yanlış anlaşılma tümcesinde,düşünüp dururduk!
sadece kalplerin gerçekten sağır olduğunu anlardık kulaklardan öte,
her şeyi görerek kavrarız sandık
bir hayat sahnesinde,hissederdik özlemi nakkaşede..,
yanılıyoruz deme şimdi,
biz hiç yanmazdık çocukken körebelerde,sobelenmedik ummadık viranelerde.
bomboş bir ruhun sahnesinde,
doyurulması güç bedenler bıraktık!
hep çok hissettiğin,
en çok hissettiğin,
adını bulamadığın,
başkalarının da hissedip hissetmediğini merak ettiğin,
belki biri bulmuştur dediğin
‘bir tanımsız’ olduk biz,ben,içim.
kapılar açılsın diye önünde yattığımız da çok oldu,
gün olup açılınca girmeden çekip gittiğimiz,
gurur değil hevesi kalmayan,
bahanesi olmayan aşk gibi gittik,
kapıdan,
kapılardan,yaralardan,
şimdi bir kez daha kapatıyorum,
aşk’a değil ruhun çıkmazına içiyorum düşünce şarabından,
düşüyorum,
bir uyku boyu uzanıyor,birileri uyuyor,ölüyor,doğuyor,saatler çalıyor…
ve bırakıyorum kendi ellerimi,
ya ben ölüyorum!
ya dünya öldürüyor…
gökyüzü hala var......
hatta öyle çok düşünürdük ki,düşünce bizden kendini esirger,saklanırdı
,bizde düşerdik peşine,bir düşünce, bir düşünce daha,
en çok geceleri bazı ızdaraplarımız çekilmez olurdu,
bir sevgili düş’ünde,
bir kardeş özleminde,
bir yanlış anlaşılma tümcesinde,düşünüp dururduk!
sadece kalplerin gerçekten sağır olduğunu anlardık kulaklardan öte,
her şeyi görerek kavrarız sandık
bir hayat sahnesinde,hissederdik özlemi nakkaşede..,
yanılıyoruz deme şimdi,
biz hiç yanmazdık çocukken körebelerde,sobelenmedik ummadık viranelerde.
bomboş bir ruhun sahnesinde,
doyurulması güç bedenler bıraktık!
hep çok hissettiğin,
en çok hissettiğin,
adını bulamadığın,
başkalarının da hissedip hissetmediğini merak ettiğin,
belki biri bulmuştur dediğin
‘bir tanımsız’ olduk biz,ben,içim.
kapılar açılsın diye önünde yattığımız da çok oldu,
gün olup açılınca girmeden çekip gittiğimiz,
gurur değil hevesi kalmayan,
bahanesi olmayan aşk gibi gittik,
kapıdan,
kapılardan,yaralardan,
şimdi bir kez daha kapatıyorum,
aşk’a değil ruhun çıkmazına içiyorum düşünce şarabından,
düşüyorum,
bir uyku boyu uzanıyor,birileri uyuyor,ölüyor,doğuyor,saatler çalıyor…
ve bırakıyorum kendi ellerimi,
ya ben ölüyorum!
ya dünya öldürüyor…
gökyüzü hala var......
devamını gör...
1513.
gri asfalt, ıslak banklar,
yeşil yaprak, ıslak otlar,
sokak, kapısını kapattı bize bu gece,
selam mutsuz hane,
selam tozlu çekyatlar.
yeşil yaprak, ıslak otlar,
sokak, kapısını kapattı bize bu gece,
selam mutsuz hane,
selam tozlu çekyatlar.
devamını gör...
1514.
bu başlığı bulmak için geri dönmüştüm. sol kanatta karşıma çıkması duygulandırdı.
şahsım tarafından bu başlık için özel olarak oluşturulmuş şiir:
akşamları serin olur gurbetin
yalnızlar bilir çilesin'hasretin
belirsizse hele vakti vuslatın
kendine konuşur, kendin anlarsın
kafa dolu da boşaltacak dil yok
yüküne yardım edecek bir el yok
bağında bakacağın tek bir gül yok
bülbül olup kuru bağa inlersin
arap saçından çekilmiyor kelam
benden ben gibilere olsun selam
biraz zorlasam deşilecek yaram
emsiz deşmeyesin boşa kanarsın
şahsım tarafından bu başlık için özel olarak oluşturulmuş şiir:
akşamları serin olur gurbetin
yalnızlar bilir çilesin'hasretin
belirsizse hele vakti vuslatın
kendine konuşur, kendin anlarsın
kafa dolu da boşaltacak dil yok
yüküne yardım edecek bir el yok
bağında bakacağın tek bir gül yok
bülbül olup kuru bağa inlersin
arap saçından çekilmiyor kelam
benden ben gibilere olsun selam
biraz zorlasam deşilecek yaram
emsiz deşmeyesin boşa kanarsın
devamını gör...
1515.
ne hayale sığarsın ne de köklü ezbere
ne tabloya sığarsın ne de büyük postere
sen hep gülümse çocuk eski pozumuz gibi
sarılıp da boynuma diş göstere göstere
sen hep gülümse çocuk kulak asma kimseye
yüreğim yüreğin de yeni başlar besteye
kirpiğimden tırnağa ritim tuttu her yanım
kıskanırsa notalar yine küsme kimseye
ne tabloya sığarsın ne de büyük postere
sen hep gülümse çocuk eski pozumuz gibi
sarılıp da boynuma diş göstere göstere
sen hep gülümse çocuk kulak asma kimseye
yüreğim yüreğin de yeni başlar besteye
kirpiğimden tırnağa ritim tuttu her yanım
kıskanırsa notalar yine küsme kimseye
devamını gör...
1516.
bir haller var kendim de göz yaşımdan içeri
kelimeler dolaşır dolaşır ta içeri
ah bir söyleyebilsem düğümlenen hisleri
bir tarif var içimde tariflerden içeri
kelimeler dolaşır dolaşır ta içeri
ah bir söyleyebilsem düğümlenen hisleri
bir tarif var içimde tariflerden içeri
devamını gör...
1517.
seni seviyorum diyemedim
benim için özelsin dedim.
gitme yanımda kal diyemedim
gitmesen olmaz mı? dedim.
benim için özelsin dedim.
gitme yanımda kal diyemedim
gitmesen olmaz mı? dedim.
devamını gör...
1518.
dört mevsim güneş altında bekleyenler,
sanır mısın ki talihliler?
oysa çoktan kurumuştur hevesleri,
güneş başlarına vurmuş, esrimekten bilmezler.
sanır mısın ki talihliler?
oysa çoktan kurumuştur hevesleri,
güneş başlarına vurmuş, esrimekten bilmezler.
devamını gör...
1519.
bir kış gecesi
yorgan sarmış bedenimi
kimse alamaz onu benden
yastıktan bile kıskanırım kendisini
rüyalara dalmanın tam vakti
duygusal gireyim dedim olmayınca mizah katayım dedim , sonda yine biraz ilham geldi.
yorgan sarmış bedenimi
kimse alamaz onu benden
yastıktan bile kıskanırım kendisini
rüyalara dalmanın tam vakti
duygusal gireyim dedim olmayınca mizah katayım dedim , sonda yine biraz ilham geldi.
devamını gör...
1520.
hatıralarım geçmişimde yazılı, geçmişim günahlarımla kazılı, düşmanlarım tahminimden de azılı...
2007'de tuttuğum günlüğe yazmışım. 15 yaşında ne yaşadın be kızım?
2007'de tuttuğum günlüğe yazmışım. 15 yaşında ne yaşadın be kızım?
devamını gör...