normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
281.
yaratıcılığımın zirvesindeydim, bir ses geldi
çalışmak istiyordum dokunan eller olmadan
içimdeki boşluk henüz solmamıştı
günde 20 kilometre yürüdüğüm zamanlar
hepsini nasıl anlatayım ve daha ne göreceğim
inan merak etmiyorum, gördüm göreceğimi
olgunluk boş ve insanlar
bu yüzden susmak ve sadede gelmek
oynadım çok defa boş yere
tecrübe hayattan soğutur
görmüşler depresif olurmuş
her depresif görmüş değil
kapana kısılmış hissetmelerin
kaçamazsın bu evrenden
ölmek istersin ama kimse duymasın
bak hâlâ umursuyorum
bilinçli yapılan her şey utanç verici ve kusurlu
dünyayı mahveden şey
salamadık kendimizi çünkü
yetmeliydi su, yemek ve cinsellik
tanrının tımarhanesi ve birçok habitat
böyle mi olmalıydı bence hayır
sınavı reddetmekten başka bir şey gelmiyor elimden
onun da bir işe yaramadığı gibi
nedensizce her şey çok nedensiz
çalışmak istiyordum dokunan eller olmadan
içimdeki boşluk henüz solmamıştı
günde 20 kilometre yürüdüğüm zamanlar
hepsini nasıl anlatayım ve daha ne göreceğim
inan merak etmiyorum, gördüm göreceğimi
olgunluk boş ve insanlar
bu yüzden susmak ve sadede gelmek
oynadım çok defa boş yere
tecrübe hayattan soğutur
görmüşler depresif olurmuş
her depresif görmüş değil
kapana kısılmış hissetmelerin
kaçamazsın bu evrenden
ölmek istersin ama kimse duymasın
bak hâlâ umursuyorum
bilinçli yapılan her şey utanç verici ve kusurlu
dünyayı mahveden şey
salamadık kendimizi çünkü
yetmeliydi su, yemek ve cinsellik
tanrının tımarhanesi ve birçok habitat
böyle mi olmalıydı bence hayır
sınavı reddetmekten başka bir şey gelmiyor elimden
onun da bir işe yaramadığı gibi
nedensizce her şey çok nedensiz
devamını gör...
282.
simurg küllerini silkelemiş balkondan
bütün zabıta sokakta
muhtar pink floyd keşfinde
ne ihtiraslı adamdır bunlar
yat kalk sabaha bebek
feniks bakma sen mahallenin çukuruna
düş diye demedim
o kanatlar takma değil ya
yeniden doğmayı o kadar da istemeyenler için
simulasyondan başım döndü
kudretinden az sonra çarpılırım nasılsa
arap sabunu sıkıştırır
ege' de graben köpürür
ay ders notlarım karışmış
biri var her şeyin fevkinde sefahatinde
yetinmeyip sayısız kez zevcesinin
dizinden nane ayıklaması
mucizedir bir bakıma
kokla kokla kaçar elbet herkes
ninni söyle ata bin
ata binerken ninniyle savaşma
yetmezse güfte için azıcık kırpıyoruz
divan-ı kalçadan
nahoş tanımlar bunlar
koptum kendimden
çığ gibi geliyorum
yetişin a dostlar yetişin
küllerime engel olamıyorum
balkon sefası açacağım birazdan
bütün zabıta sokakta
muhtar pink floyd keşfinde
ne ihtiraslı adamdır bunlar
yat kalk sabaha bebek
feniks bakma sen mahallenin çukuruna
düş diye demedim
o kanatlar takma değil ya
yeniden doğmayı o kadar da istemeyenler için
simulasyondan başım döndü
kudretinden az sonra çarpılırım nasılsa
arap sabunu sıkıştırır
ege' de graben köpürür
ay ders notlarım karışmış
biri var her şeyin fevkinde sefahatinde
yetinmeyip sayısız kez zevcesinin
dizinden nane ayıklaması
mucizedir bir bakıma
kokla kokla kaçar elbet herkes
ninni söyle ata bin
ata binerken ninniyle savaşma
yetmezse güfte için azıcık kırpıyoruz
divan-ı kalçadan
nahoş tanımlar bunlar
koptum kendimden
çığ gibi geliyorum
yetişin a dostlar yetişin
küllerime engel olamıyorum
balkon sefası açacağım birazdan
devamını gör...
283.
sabah henüz uyanmamıştım
çayı henüz demlememişti aydınlık
uyanmışım da uyandığımdan
haberim yok sanki ya da kokusu gelmek üzere günün
belki rüyadayım
penceremde bir ürkek serçe
göz göze gelmeyi hesaplamamıştı
önce sustu
sonra
hızlıca kondu başka pencerenin dalına
ağacım yeni ben ona yeni
daha dün gibi buz tutmuş dalları
ne de çabuk açmış rengine
ışık gidiyorum dememişti
gölgemi katlayıp yatağa uzandım
henüz sabah olmamış
birazdan erken olur her şey
dallarına serçe konar belki ağacımın
belki kış gelir iki rüya arası
sonra iyisi mi çay koyar aydınlık
ben ve evdeki yaşlı kadın
sevgini vermiştin bir zamanlar ona hatırlarsın
yoksa hiçbir kadın doğurdum diye
benzetmez kendini tanrıya
her insan bağışlamaya hazır
çiçekler açma yorgunu olmaz mı?
en çok kimin sözü geçer
sınırlarda hangi sözler yakalanır?
bir haber bekliyorum
sabırla
belki rüyadayım
belki geçmiştir her şey
her insan sevilmek ister
demiştin bir zamanlar
bağışlanmaya hazır
çayı henüz demlememişti aydınlık
uyanmışım da uyandığımdan
haberim yok sanki ya da kokusu gelmek üzere günün
belki rüyadayım
penceremde bir ürkek serçe
göz göze gelmeyi hesaplamamıştı
önce sustu
sonra
hızlıca kondu başka pencerenin dalına
ağacım yeni ben ona yeni
daha dün gibi buz tutmuş dalları
ne de çabuk açmış rengine
ışık gidiyorum dememişti
gölgemi katlayıp yatağa uzandım
henüz sabah olmamış
birazdan erken olur her şey
dallarına serçe konar belki ağacımın
belki kış gelir iki rüya arası
sonra iyisi mi çay koyar aydınlık
ben ve evdeki yaşlı kadın
sevgini vermiştin bir zamanlar ona hatırlarsın
yoksa hiçbir kadın doğurdum diye
benzetmez kendini tanrıya
her insan bağışlamaya hazır
çiçekler açma yorgunu olmaz mı?
en çok kimin sözü geçer
sınırlarda hangi sözler yakalanır?
bir haber bekliyorum
sabırla
belki rüyadayım
belki geçmiştir her şey
her insan sevilmek ister
demiştin bir zamanlar
bağışlanmaya hazır
devamını gör...
284.
absürt komedi,yaşamın sırtında kara leke
gecenin nefesi rutubetli sakırga
kaybettik,yıkıldık elimizde kalanlar tereke
şimdilik sevincin tadını çıkar albaga!
gecenin nefesi rutubetli sakırga
kaybettik,yıkıldık elimizde kalanlar tereke
şimdilik sevincin tadını çıkar albaga!
devamını gör...
285.
sen ve ben
aykırı iki beyin
tüm yozlaşmışlığıyla dünyanın
nefes almakta zorlanan iki parçası
belki buğulu bir sabahın
tüm çıplaklığıyla perde arkası
aşk, ihtiras yıllanmış şarap tatında
sen ve apansız bir tutku
bir adam kaç kere yaşar hayatında
yaşasa, ki eminim
o ihtişamla tutulurdu nutku.
sen ve ben
konuşmadan ne çok şey anlattık
bir bakış, bir gülüş, onca susuş
oturduk bulutlara bir sigara yaktık
gel kadın gel de gökyüzümle konuş.
o anlatsın sana
çiçekleri, bahar kokusunu
o son papatyayı ,son karanfili
kanatlarına adını kondurduğum
rengarenk kelebekleri.
sırtımı yaslayıp sabahtan akşama kadar
seni düşündüğüm o sığla ağacını
her seferinde yıkıldı hayallerim
ama ben hep seni ayakta tuttum.
sana tutundum kadın, sendin umudum.
birleştirip seni seven tüm yanlarımı
bir adam yarattım
o adam büyüdü
şimdi dönüp bakınca aynaya
öyle bir adam görüyorum ki
yalnızlığı bile
baştan sona sen.
ah bir bilsen...
aykırı iki beyin
tüm yozlaşmışlığıyla dünyanın
nefes almakta zorlanan iki parçası
belki buğulu bir sabahın
tüm çıplaklığıyla perde arkası
aşk, ihtiras yıllanmış şarap tatında
sen ve apansız bir tutku
bir adam kaç kere yaşar hayatında
yaşasa, ki eminim
o ihtişamla tutulurdu nutku.
sen ve ben
konuşmadan ne çok şey anlattık
bir bakış, bir gülüş, onca susuş
oturduk bulutlara bir sigara yaktık
gel kadın gel de gökyüzümle konuş.
o anlatsın sana
çiçekleri, bahar kokusunu
o son papatyayı ,son karanfili
kanatlarına adını kondurduğum
rengarenk kelebekleri.
sırtımı yaslayıp sabahtan akşama kadar
seni düşündüğüm o sığla ağacını
her seferinde yıkıldı hayallerim
ama ben hep seni ayakta tuttum.
sana tutundum kadın, sendin umudum.
birleştirip seni seven tüm yanlarımı
bir adam yarattım
o adam büyüdü
şimdi dönüp bakınca aynaya
öyle bir adam görüyorum ki
yalnızlığı bile
baştan sona sen.
ah bir bilsen...
devamını gör...
286.
biz yetmişliler seksenliler,
hüzünlü mahzun bir nesildik biz,
yetmişliler seksenliler.
büyüklerimiz az sevdi bizi,
küçüklerimiz az saydı.
bir yanımız hep ezik kaldı,
ondan bitmiyor eskileri anmalarımız.
*elma kokan salon*
hüzünlü mahzun bir nesildik biz,
yetmişliler seksenliler.
büyüklerimiz az sevdi bizi,
küçüklerimiz az saydı.
bir yanımız hep ezik kaldı,
ondan bitmiyor eskileri anmalarımız.
*elma kokan salon*
devamını gör...
287.
şiirin adı: zaman kolumdaki kelepçe.
tür: teorik
sustuğum zaman ikiye ayrılır insanlar, ve ben bütünlük aramadığım gibi ikiye ayrıldımı bir şeyler susarım. sustuğum ayrılıklar, zamanı ikiye insanlar. konuştuğum zaman insanlar yokturlar, var olmadıkları için insanlar, konuşmadığım zamanlar olur. zamanla susarım ve olmayan şeyler ikiye bölünür, insanlar konuştuğunda zamanlar ikiye susar. bölündüğü zaman susan insanlar ikiye ayrılır. sonunda ayrılan insanlar susar ve dünya ikiye bölünür zamanla.
tür: teorik
sustuğum zaman ikiye ayrılır insanlar, ve ben bütünlük aramadığım gibi ikiye ayrıldımı bir şeyler susarım. sustuğum ayrılıklar, zamanı ikiye insanlar. konuştuğum zaman insanlar yokturlar, var olmadıkları için insanlar, konuşmadığım zamanlar olur. zamanla susarım ve olmayan şeyler ikiye bölünür, insanlar konuştuğunda zamanlar ikiye susar. bölündüğü zaman susan insanlar ikiye ayrılır. sonunda ayrılan insanlar susar ve dünya ikiye bölünür zamanla.
devamını gör...
288.
fırtına öncesi sessizlik zamanları.
tetikteyim!
korkuyorum!
kuruyorum zihnimde.
bir bir gelen düşler
aynı hızda yok oldular.
kuruyorum sensizlik alarmını zihnime.
gülüşlerin kayboldular.
kuruyorum sessizlik alarmını zihnimde.
ses etmeden ayrıldılar.
kuruyorum alarmı.
sessiz bir şekilde haykırdılar.
tetikteyim!
korkuyorum!
kuruyorum zihnimde.
bir bir gelen düşler
aynı hızda yok oldular.
kuruyorum sensizlik alarmını zihnime.
gülüşlerin kayboldular.
kuruyorum sessizlik alarmını zihnimde.
ses etmeden ayrıldılar.
kuruyorum alarmı.
sessiz bir şekilde haykırdılar.
devamını gör...
289.
sensiz batan geceye hayretim
senle doğan güne hasretim.
iki dize şimdi yazdım ama benim hoşuma gitti umarım siz değerli yazar arkadaşlarımın da hoşuna gider.
senle doğan güne hasretim.
iki dize şimdi yazdım ama benim hoşuma gitti umarım siz değerli yazar arkadaşlarımın da hoşuna gider.
devamını gör...
290.
gecenin 3'ü olsaydı zaman
dünü dünde bıraktığımda tam
olmasaydın sen, olmasaydık biz
o kuş yine de uçardı sebepsiz
gecenin 3'olsaydı yine aynı zaman
seni sende bıraktığımda yine tam
olurdu derdim, olurduk evet
hangi masaldı bu sonu aşkla biten
sonra gerçeklik seslendi uzaktan
saat çok geç, yat uyu istersen...
dünü dünde bıraktığımda tam
olmasaydın sen, olmasaydık biz
o kuş yine de uçardı sebepsiz
gecenin 3'olsaydı yine aynı zaman
seni sende bıraktığımda yine tam
olurdu derdim, olurduk evet
hangi masaldı bu sonu aşkla biten
sonra gerçeklik seslendi uzaktan
saat çok geç, yat uyu istersen...
devamını gör...
291.
hiç bilmesinler seni.
sendeki gerçeği.
kimse görmesin senin,
gülüşünde gizli , cenneti.
çıkma sen dışarı geceleri.
görmesinler seni.
kıskanır asar yıldızlar,
ay'a kendilerini.
güneşe hiç görünme zâten.
görürse o da kıskanır,
ısıtmaz hiç kimseyi.
anlatamıyorum ki seni.
ki sadece ben değilim,
ne âsaf yazabilir ne de süreya , seni.
nâzım hikmet görse eğer,
sevebilir miydi hiç
celileyi , pirâyeyi yâhut münevveri.
olabilir miydi vera , nâzımın son eşi.
seni betimlemek benim işim
ilk konum, kirpiklerinin
göz kapaklarındaki dizilişi.
benzetiyorum tıpkı
papatya yaprakları gibi.
hem âhenk içindeler,
hemde anlamı gibi.
(saf ve temiz sevgi)
insanoğlu riyâkardır,
sever ama kopartır çiçekleri.
o yüzden kirlenmiş bu dünyada,
hiç bilmesinler seni.
sendeki gerçeği.
kimse görmesin senin,
gülüşünde gizli , cenneti.
çıkma sen dışarı geceleri.
görmesinler seni.
kıskanır asar yıldızlar,
ay'a kendilerini.
güneşe hiç görünme zâten.
görürse o da kıskanır,
ısıtmaz hiç kimseyi.
anlatamıyorum ki seni.
ki sadece ben değilim,
ne âsaf yazabilir ne de süreya , seni.
nâzım hikmet görse eğer,
sevebilir miydi hiç
celileyi , pirâyeyi yâhut münevveri.
olabilir miydi vera , nâzımın son eşi.
seni betimlemek benim işim
ilk konum, kirpiklerinin
göz kapaklarındaki dizilişi.
benzetiyorum tıpkı
papatya yaprakları gibi.
hem âhenk içindeler,
hemde anlamı gibi.
(saf ve temiz sevgi)
insanoğlu riyâkardır,
sever ama kopartır çiçekleri.
o yüzden kirlenmiş bu dünyada,
hiç bilmesinler seni.
devamını gör...
292.
k
küçük bir ateşim ben, küçük bir ateş
kendini ısıtabilmekten mahrum
kalbini avutabilmeye mahkum
kaybolmuş avucunda evrenin
karanlığında yitip gitmiş koyu gecenin
kara düşlerin büyük yangınıyım
közlerim yarışamaz rüzgarla
küllerim yollarla, aşılamaz dağlarla
kavuşur mu sanıyorsun, kavuşmaz !
kolum kanadım onulmaz yaralarla.
kaçıp gelebilsem dünden yarınlara
kıvılcım halinde ulaşsam sana
kaderim, kederim, kuruntum, tasam
kırçiçeğim, gelinciğim, yaban çileğim
küçük bir ateşim ben, küçük bir ateş
küçük bir ateş, senin'çin yanan.
-fıstıklıbörek-
küçük bir ateşim ben, küçük bir ateş
kendini ısıtabilmekten mahrum
kalbini avutabilmeye mahkum
kaybolmuş avucunda evrenin
karanlığında yitip gitmiş koyu gecenin
kara düşlerin büyük yangınıyım
közlerim yarışamaz rüzgarla
küllerim yollarla, aşılamaz dağlarla
kavuşur mu sanıyorsun, kavuşmaz !
kolum kanadım onulmaz yaralarla.
kaçıp gelebilsem dünden yarınlara
kıvılcım halinde ulaşsam sana
kaderim, kederim, kuruntum, tasam
kırçiçeğim, gelinciğim, yaban çileğim
küçük bir ateşim ben, küçük bir ateş
küçük bir ateş, senin'çin yanan.
-fıstıklıbörek-
devamını gör...
293.
"iflah olmaz" ne demek hiç düşündünüz mü?
kapı arkasında alesta beklemek
ve bir türlü çıkamamak o kapıdan
binlerce baş ağrısı ve
boşa geçen yüzlerce saat arttığından
sahi;
3 gece önce uyurken umuda sarılı bi mavilik bırakmıştım şuraya,
siz onu hiç gördünüz mü? "
kapı arkasında alesta beklemek
ve bir türlü çıkamamak o kapıdan
binlerce baş ağrısı ve
boşa geçen yüzlerce saat arttığından
sahi;
3 gece önce uyurken umuda sarılı bi mavilik bırakmıştım şuraya,
siz onu hiç gördünüz mü? "
devamını gör...
294.
bazen olmaz
dokunulmamak için var olan el için
yazılmamak için yaşayan kelimelerle
duyulmamak için çiçek sulayan ben mesela
olmaz bazen
"sen gidince bir hüzün çöktü" dedi kadın
bir daha, bir çiçek daha suladı adam
dokunulmamak için var olan el için
yazılmamak için yaşayan kelimelerle
dokunulmamak için var olan el için
yazılmamak için yaşayan kelimelerle
duyulmamak için çiçek sulayan ben mesela
olmaz bazen
"sen gidince bir hüzün çöktü" dedi kadın
bir daha, bir çiçek daha suladı adam
dokunulmamak için var olan el için
yazılmamak için yaşayan kelimelerle
devamını gör...
295.
son kışların uçtuğu zamana denk
bahar önü desem değil, öyle bir renk
mavi gibi de değil sanki, değil!
içim gibi karışık, katı bi renk
olsun dedim, huzur olmalı bu
aynaya baktım, boyu boyuma denk.
bahar önü desem değil, öyle bir renk
mavi gibi de değil sanki, değil!
içim gibi karışık, katı bi renk
olsun dedim, huzur olmalı bu
aynaya baktım, boyu boyuma denk.
devamını gör...
296.
uğurlayanım olmazdı bilirdim
bilirdim çabuk dönmelere değil,
hiç gelmemelere olduğumu gidişimin.
bilirdim çabuk dönmelere değil,
hiç gelmemelere olduğumu gidişimin.
devamını gör...
297.
en nadide eserinim senin..
yokluğun da varım..
varlığın da yokum..
sen oldum bir kere..
aksini iddia etme sakın..
hayalin yüreğim de cicekse..
binbir renkte buketim..
bana ulaşmak zor değil..
elin de sırça.. gönlün de kefenim..
yokluğun da varım..
varlığın da yokum..
sen oldum bir kere..
aksini iddia etme sakın..
hayalin yüreğim de cicekse..
binbir renkte buketim..
bana ulaşmak zor değil..
elin de sırça.. gönlün de kefenim..
devamını gör...
298.
uzaklarda bir deniz var, dalgalı bir deniz
güneşli havalarda, başka bir güzeldir
çiçekler rengarenk güzel koku yayıyor
arılar dadanmış içinde polen arıyor
not: 8 yaşındayken yazmıştım :)
güneşli havalarda, başka bir güzeldir
çiçekler rengarenk güzel koku yayıyor
arılar dadanmış içinde polen arıyor
not: 8 yaşındayken yazmıştım :)
devamını gör...
299.
uğrattı zarara kripto para
açtı gönlümde derin bir yara
bahtım da gökyüzü gibi kara
türkiyenin başkentidir ankara
açtı gönlümde derin bir yara
bahtım da gökyüzü gibi kara
türkiyenin başkentidir ankara
devamını gör...
300.
bir ip,
öylesine basit bir ip.
ne kadar da masum,
nasılda hallice.
uzun upuzun, ince ipince.
sakladığı bir sırrı yok.
herşey göründüğünce.
gözünün gördüğü kadar birşey işte.
uzar da gider bazen kendi halinde.
yok kimseyle kavgası.
herşeyi sade.
sonra birgün nasıl olduysa artık.
ya bir parmak dolanır.
ya da bir kol dürter.
bazen de biri çeker,
diğeri anlamadan büker.
değişmiştir herşey.
olanlar olmuştur.
kendi halinde ki zavallı masum ip.
korkunç bir düğüm olmuştur.
masum değildir artık.
her tarafı karma karışık.
ne ucu belli ne başı.
tam bir perişanlık.
her önüne gelen kurcalar onu ne yazık.
düz bir yeri yok.
kıvrım kıvrım heryeri.
didik didik edilir.
ellenir en mahrem yeri.
istemese de kendisi,
açılır herbir yeri.
düğüm bile olsan buna dayanılmaz
olur sonunda olacaklar.
olanlar olur.
zavallı düğüm.
en sonunda kör olmuştur.
öylesine basit bir ip.
ne kadar da masum,
nasılda hallice.
uzun upuzun, ince ipince.
sakladığı bir sırrı yok.
herşey göründüğünce.
gözünün gördüğü kadar birşey işte.
uzar da gider bazen kendi halinde.
yok kimseyle kavgası.
herşeyi sade.
sonra birgün nasıl olduysa artık.
ya bir parmak dolanır.
ya da bir kol dürter.
bazen de biri çeker,
diğeri anlamadan büker.
değişmiştir herşey.
olanlar olmuştur.
kendi halinde ki zavallı masum ip.
korkunç bir düğüm olmuştur.
masum değildir artık.
her tarafı karma karışık.
ne ucu belli ne başı.
tam bir perişanlık.
her önüne gelen kurcalar onu ne yazık.
düz bir yeri yok.
kıvrım kıvrım heryeri.
didik didik edilir.
ellenir en mahrem yeri.
istemese de kendisi,
açılır herbir yeri.
düğüm bile olsan buna dayanılmaz
olur sonunda olacaklar.
olanlar olur.
zavallı düğüm.
en sonunda kör olmuştur.
devamını gör...