normal sözlük yazarlarının şiirleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
2001.
görüntü flu bak manzara iğrenç kusarsan sana verim poşet
39 enlem 32 boylamında taşın altında siyah poşet
donup kalmasaydım eşikte
tutunabilir miydim soğukluğuna boş duvarın?
ilk defa sıfırı gösteriyorken duvar saati
doğruları götürmemiş miydi zaten o anda?
39 enlem 32 boylamında taşın altında siyah poşet
donup kalmasaydım eşikte
tutunabilir miydim soğukluğuna boş duvarın?
ilk defa sıfırı gösteriyorken duvar saati
doğruları götürmemiş miydi zaten o anda?
devamını gör...
2002.
2003.
bir anda acı sardı beni farklı bir açıdan
bir müzik kutusunun içindeydim
en son yaş aldığımda
ve tüm hilelerimi unuttum
kalp kırıcı güç ile karşılaşınca
evet bu saçları lüleburgaz canlısının
son dokunuşu değildi ruhuma
her şey ortada
yolcu yolunda handikaplı
ve seferimi düzenledim yarına
bir müzik kutusunun içindeydim
en son yaş aldığımda
ve tüm hilelerimi unuttum
kalp kırıcı güç ile karşılaşınca
evet bu saçları lüleburgaz canlısının
son dokunuşu değildi ruhuma
her şey ortada
yolcu yolunda handikaplı
ve seferimi düzenledim yarına
devamını gör...
2004.
hazret göstermiş hünerlerini etmiş sanat-ı mübalağa
hasret kalmışım şefkatlice dokunsan ya yanağıma
sabret diyorlar olmuyor ama yenik düşüyorum zamana
kasvet sarıyor içimi dayanamıyorum bu ayrılığa
hasret kalmışım şefkatlice dokunsan ya yanağıma
sabret diyorlar olmuyor ama yenik düşüyorum zamana
kasvet sarıyor içimi dayanamıyorum bu ayrılığa
devamını gör...
2005.
pipime övgü
boylu poslu görenler diyor hep zürafa
boğuluyor sanarsın şehzade mustafa
asılmaktan çektiği hep cefa pek cefa
seremedi kimse yere yıkılmadı ayakta
boylu poslu görenler diyor hep zürafa
boğuluyor sanarsın şehzade mustafa
asılmaktan çektiği hep cefa pek cefa
seremedi kimse yere yıkılmadı ayakta
devamını gör...
2006.
mahalledeki tavuklara dadanan tilki için bir şiir yazdım bugün. çünkü neden olmasın.
o’dur peydah olup eyledin bir mazarrat
mahallede tuyurda vuku buldu telefat
bulur musun ki acep şer’iyyen bir menfaat
hep tahribat didem, bilmez misin maslahat
çivçiler aç kümeste, hiç haya etmez misin
bu işin sonu harab, git desem gitmez misin
döndük de ben her daim ardımda bitmez misin
ezelden zıddız senle, be mel’un bilmez misin
o’dur peydah olup eyledin bir mazarrat
mahallede tuyurda vuku buldu telefat
bulur musun ki acep şer’iyyen bir menfaat
hep tahribat didem, bilmez misin maslahat
çivçiler aç kümeste, hiç haya etmez misin
bu işin sonu harab, git desem gitmez misin
döndük de ben her daim ardımda bitmez misin
ezelden zıddız senle, be mel’un bilmez misin
devamını gör...
2007.
memento mori
hiç çıkmıyor ölüm aklımdan
sanki ben akrep o yelkovan
kavuşuruz elbet birgün
saatler durduğu zaman
şimdi üzerimde ata toprakları
atamadım bu somurtkanlığı
yıldızlar sarsıldı ve de söndü
benden önce arzularım öldü
hiç çıkmıyor ölüm aklımdan
sanki ben akrep o yelkovan
kavuşuruz elbet birgün
saatler durduğu zaman
şimdi üzerimde ata toprakları
atamadım bu somurtkanlığı
yıldızlar sarsıldı ve de söndü
benden önce arzularım öldü
devamını gör...
2008.
2009.
her şeyi açıklamaya tek kelime yeterken
herkes konuşmaya başlamış çok erken
hepsi de başıma dikilmiş
sanırsın anaları silkilmiş
koca koca sorular ağızlarından dökülüyor
çok bağırıyorlar, sanki dişleri sökülüyor
şöminede kömürler olmuş kor
ne anlattıklarını anlamak zor
alnım terlemiş ama silmiyorum
neler olmuş hiç bilmiyorum
sanki bir oyun, saçma, beni kekliyorlar
benden bir sürü açıklama bekliyorlar
hiçbir şeyi açıklamaya gerek yok
o koca dilini ağzına geri sok
tek kelime et edeceksen hepsine yeter
boşuna düğümlenmesin boğazında keder
kelimeni iyi seç
hassilktir de geç
herkes konuşmaya başlamış çok erken
hepsi de başıma dikilmiş
sanırsın anaları silkilmiş
koca koca sorular ağızlarından dökülüyor
çok bağırıyorlar, sanki dişleri sökülüyor
şöminede kömürler olmuş kor
ne anlattıklarını anlamak zor
alnım terlemiş ama silmiyorum
neler olmuş hiç bilmiyorum
sanki bir oyun, saçma, beni kekliyorlar
benden bir sürü açıklama bekliyorlar
hiçbir şeyi açıklamaya gerek yok
o koca dilini ağzına geri sok
tek kelime et edeceksen hepsine yeter
boşuna düğümlenmesin boğazında keder
kelimeni iyi seç
hassilktir de geç
devamını gör...
2010.
günlerden sonra bir gün şayet tanımlarımı fark edemezsen
çaylakların, entellerin, yazarların takımlarından
bil ki uçurulmuşum
fakat üzülme
misterih ol
başka sözlükte öbür yazarlara ezberletirim güzelliğini
ve neden sonra tekrar gördüğün tanımımı sözlüğün birinde
hatırla ki
yeni sözlük açılmış
seni arıyorum.
çaylakların, entellerin, yazarların takımlarından
bil ki uçurulmuşum
fakat üzülme
misterih ol
başka sözlükte öbür yazarlara ezberletirim güzelliğini
ve neden sonra tekrar gördüğün tanımımı sözlüğün birinde
hatırla ki
yeni sözlük açılmış
seni arıyorum.
devamını gör...
2011.
geçmişle gelecek arasında
tüm belirsizliklerin ortasında
acılarımla, kaygılarımla, pişmanlıklarımla
bir gün doğumunu daha bekliyorum
ben değilsem kim bunun farkında
kaybolup gidiyorum, yol ardımda
bütün hayal kırıklıklarım aklımda
bir gün doğumunu daha bekliyorum
tüm belirsizliklerin ortasında
acılarımla, kaygılarımla, pişmanlıklarımla
bir gün doğumunu daha bekliyorum
ben değilsem kim bunun farkında
kaybolup gidiyorum, yol ardımda
bütün hayal kırıklıklarım aklımda
bir gün doğumunu daha bekliyorum
devamını gör...
2012.
2013.
ey gene gelesice
hadilere çarpıl.
gözümsel yaşlar yıkar yollarını.
hadilere çarpıl.
gözümsel yaşlar yıkar yollarını.
devamını gör...
2014.
rüzgar, adımı unuttu bu gecede,
karanlık, damarlarıma kadar işledi sessizce.
bir zamanlar kalbimdi şimdi bir sonu olmayan mağara,
içinde yankılanan: sevme
soğuk, yalnızlığın diliyle konuşur,
cam buğusunda bir yüz tanıdık, ama ölü.
aşka dair ne varsa, küle karıştı,
bir gül bile açmaya utanıyor artık içimde.
küsüm hayata,
o da bana kırgın zaten.
güneş doğuyor ama ısıtmıyor,
umudun mezar taşına gölgesi düşüyor her sabah.
bir zamanlar sevmişim, evet...
ama şimdi o kelime midemde taş gibi.
aşk, en zarif zehirdi
ben içtim, dünya sustu.
yalnızlığın soğuğu ısırıyor ruhumu,
ve ben alışıyorum…
çünkü bazı geceler,
insan bile isteye donar.
karanlık, damarlarıma kadar işledi sessizce.
bir zamanlar kalbimdi şimdi bir sonu olmayan mağara,
içinde yankılanan: sevme
soğuk, yalnızlığın diliyle konuşur,
cam buğusunda bir yüz tanıdık, ama ölü.
aşka dair ne varsa, küle karıştı,
bir gül bile açmaya utanıyor artık içimde.
küsüm hayata,
o da bana kırgın zaten.
güneş doğuyor ama ısıtmıyor,
umudun mezar taşına gölgesi düşüyor her sabah.
bir zamanlar sevmişim, evet...
ama şimdi o kelime midemde taş gibi.
aşk, en zarif zehirdi
ben içtim, dünya sustu.
yalnızlığın soğuğu ısırıyor ruhumu,
ve ben alışıyorum…
çünkü bazı geceler,
insan bile isteye donar.
devamını gör...
2015.
işte benim düzenim, loş ışık, insanlar-fikirler belli belirsiz...
öylece duracağınıza bir türkü söyleyin
ey gecenin bekçileri,
masamda eşzamanlı hülyalar
ve kan ezgileri...
öylece duracağınıza bir türkü söyleyin
ey gecenin bekçileri,
masamda eşzamanlı hülyalar
ve kan ezgileri...
devamını gör...
2016.
uzun zamandır şiir yazmıyorum karalayayım şimdi içimden gelenleri.
sen od musun ki celallenirsin
bilmem niyedir bu yakarışın
belki dersin canı tatlı
bu can senin mi ki
ah vah edersin
herkes kendi çağına söver
bilmezler ki her devir aynı
herkes kendi şahsına münhasır
ince elenip sık dokunulmuş bir hamur
herkesin kalıbı aynı
sen od musun ki celallenirsin
bilmem niyedir bu yakarışın
belki dersin canı tatlı
bu can senin mi ki
ah vah edersin
herkes kendi çağına söver
bilmezler ki her devir aynı
herkes kendi şahsına münhasır
ince elenip sık dokunulmuş bir hamur
herkesin kalıbı aynı
devamını gör...
2017.
yine sabah olmadan karardı içim,
karanlıkla dost oldum, ışığa küstüm.
aynadaki ben bana benzemiyor artık,
yüzüm var ruhum yok, sustum.
düşlerim pas tuttu, kalbim yorgun,
bir zamanlar umut derdik, şimdi yük oldun.
aşk dedikleri şey, eski bir hastalık,
iyileştim sanırım… ya da tamamen öldüm.
kelimeler boğazımda intihar ediyor,
cümlelerim mezar taşı sessizliğinde.
uykusuz geceler toplandı içimde,
her biri ayrı bir kabus biçiminde.
ben kimim?
sorunun cevabı odamdaki duvarda çatladı.
ne gülmek kaldı içimde,
ne de ağlayacak kadar hal.
dünya dönüyor, ben değilim,
yabancılaştım, hatta gölgeme bile.
bir ben var içimde susuyor,
ve bir ben daha ölmek istemiyor.
karanlıkla dost oldum, ışığa küstüm.
aynadaki ben bana benzemiyor artık,
yüzüm var ruhum yok, sustum.
düşlerim pas tuttu, kalbim yorgun,
bir zamanlar umut derdik, şimdi yük oldun.
aşk dedikleri şey, eski bir hastalık,
iyileştim sanırım… ya da tamamen öldüm.
kelimeler boğazımda intihar ediyor,
cümlelerim mezar taşı sessizliğinde.
uykusuz geceler toplandı içimde,
her biri ayrı bir kabus biçiminde.
ben kimim?
sorunun cevabı odamdaki duvarda çatladı.
ne gülmek kaldı içimde,
ne de ağlayacak kadar hal.
dünya dönüyor, ben değilim,
yabancılaştım, hatta gölgeme bile.
bir ben var içimde susuyor,
ve bir ben daha ölmek istemiyor.
devamını gör...
2018.
ulen dün devlete yenildim, size mi yenilmeyecegim
biri bana sakin demese
ortalık öyle karışacak, öyle karışacak ki
fakültenin önünde simit satanından,
deri koltukta oturanına
fiziksel acılar kusturacağım.
kafayı yemiş bir çağın göbeğindeyiz
meczupum , zaten bi ben manyak
kimi tanısam ya dalavere ya menfeat
al işte düşününce, bı saniye kafam sen at
yoruldum en iyisi ben yat .
sende siktiret bunları
çık kendini damdan at .
*dış dünya yazı yazacak kadar önem arz etmiyor
biri bana sakin demese
ortalık öyle karışacak, öyle karışacak ki
fakültenin önünde simit satanından,
deri koltukta oturanına
fiziksel acılar kusturacağım.
kafayı yemiş bir çağın göbeğindeyiz
meczupum , zaten bi ben manyak
kimi tanısam ya dalavere ya menfeat
al işte düşününce, bı saniye kafam sen at
yoruldum en iyisi ben yat .
sende siktiret bunları
çık kendini damdan at .
*dış dünya yazı yazacak kadar önem arz etmiyor
devamını gör...
2019.
insan
meraklı, itaat etmeyen insan
aden bahçesinden kovulan insan
tufanlara boğulan insan
boyun eğmeyen insan
babil'i inşa eden insan
ortaklaşma peşinde koşan insan
tanrının sürekli çalkaladığı dünya da, yıldızlar gibi duran insan
kalbinin vuruşları mevsimleri değiştirir
tanrıların kibrine karşı sarhoş şarkılar söyleyen insan
meraklı, itaat etmeyen insan
aden bahçesinden kovulan insan
tufanlara boğulan insan
boyun eğmeyen insan
babil'i inşa eden insan
ortaklaşma peşinde koşan insan
tanrının sürekli çalkaladığı dünya da, yıldızlar gibi duran insan
kalbinin vuruşları mevsimleri değiştirir
tanrıların kibrine karşı sarhoş şarkılar söyleyen insan
devamını gör...
2020.
bir kutuda eski fotoğraflar buldum,
biri benmişim, diğeri ben zannettiğim biri.
ikimiz de gülüyoruz , muhtemelen biri diğerine katlanıyor.
gözlerimde iyi insanım ifadesi,
eski ben olarak,
ondaki kaçsam mı acaba bakışı.
aşk dediğin şey zaten iki kişinin farklı odalarda
aynı mutsuzluğu yaşaması değil mi?
bir karede deniz var,
ama suyun rengi siyah beyaz.
demek ki o gün de hava kapalıymış,
ve ben yine birine çok güzelsin diyerek
kendimi kandırma sınavından kalmışım.
albümü kapattım,
sessizlik alkış tuttu bana.
yalnızlık, çayını yudumlayarak
bak gördün mü, ben her zaman buradaydım dedi.
haklıydı,
o hiç gitmedi giden hep bendim.
artık kimseyle fotoğraf çektirmiyorum,
çünkü fotoğraflar yalan söylüyor.
anılar, fotoğrafların icadından çok önce başlamıştı.
herkes filtreliydi; sadece biz fark etmedik.
biri sorsa aşk mı, yalnızlık mı?
derim ki: aşk, yalnızlığın yan etkisi.
biraz mide bulantısı, biraz baş dönmesi,
bir de sonsuza dek sürecek bir pişmanlık.
yalnızlık ise…
paket servis gibi
her şey dahil, kimse hariç.
son karede sadece ben varım,
arka planda gölgem bile sıkılmış.
ve ben, yıllar sonra
bir fotoğrafın kenarında
kendime iyi ki gitmişsin diyorum.
biri benmişim, diğeri ben zannettiğim biri.
ikimiz de gülüyoruz , muhtemelen biri diğerine katlanıyor.
gözlerimde iyi insanım ifadesi,
eski ben olarak,
ondaki kaçsam mı acaba bakışı.
aşk dediğin şey zaten iki kişinin farklı odalarda
aynı mutsuzluğu yaşaması değil mi?
bir karede deniz var,
ama suyun rengi siyah beyaz.
demek ki o gün de hava kapalıymış,
ve ben yine birine çok güzelsin diyerek
kendimi kandırma sınavından kalmışım.
albümü kapattım,
sessizlik alkış tuttu bana.
yalnızlık, çayını yudumlayarak
bak gördün mü, ben her zaman buradaydım dedi.
haklıydı,
o hiç gitmedi giden hep bendim.
artık kimseyle fotoğraf çektirmiyorum,
çünkü fotoğraflar yalan söylüyor.
anılar, fotoğrafların icadından çok önce başlamıştı.
herkes filtreliydi; sadece biz fark etmedik.
biri sorsa aşk mı, yalnızlık mı?
derim ki: aşk, yalnızlığın yan etkisi.
biraz mide bulantısı, biraz baş dönmesi,
bir de sonsuza dek sürecek bir pişmanlık.
yalnızlık ise…
paket servis gibi
her şey dahil, kimse hariç.
son karede sadece ben varım,
arka planda gölgem bile sıkılmış.
ve ben, yıllar sonra
bir fotoğrafın kenarında
kendime iyi ki gitmişsin diyorum.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103


