normal sözlük yazarlarının şiirleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1721.
bulanık hüznün deryasında kalbim,
dalgalandı ama hiç durulmadı.
dert ve mihnetten yoruldum,
ama aşk usanmadan yoluna devam etti.
mecnun gibi ayrılığın oyununda kaldım,
yaralı sinemle, ellerim boşlukta.
leyla'yı andım, zencir boynumda,
aşkın prangası hiç kırılmadı.
her gece yıldızlarla dertleştim,
ama onların ışığı bile teselli olmadı.
gecenin karanlığında kayboldum,
ama sabahın ışığına hiç ulaşamadım.
sevda bir ateş, yaktı her zerremi,
ama közlerin altında bile soğumadı.
gönül yarası büyüdü, dallandı,
ama bu derin yara hiç kapanmadı.
her an, her nefeste seni andım,
ama hatıraların bile beni avutmadı.
hangi çareye sarılsam, derman olmadı,
aşkın ilacı bulunmadı, çare olmadı.
bu dünya bir zindan, zindan içinde,
kalbim mahpus, ellerim kelepçeli.
her çırpınışım boş, her çığlığım sessiz,
zindan duvarları hiç yıkılmadı.
bir umman oldu gözlerim, yaşlarla doldu,
ama taşmadı, akmadı gözyaşlarım.
senin için ağladım, sessiz sessiz,
ama bu feryadım yankılanmadı hiç.
her adımımda sen varsın, her düşümde,
ama sana ulaşmak hayal oldu,
zaman aktı geçti, ben kaldım,
ama bu sevda, hiçbir zaman bitmedi.
her vuslat bir hayal oldu, her ayrılık gerçek,
ama gönlüm hiç yılmadı, pes etmedi.
senin adını anarken, dilimde bir dua,
ama bu dua kabul olmadı, ulaşmadı.
sonsuz bir çile gibi, döndü durdu kaderim,
ama ne vakit yoluma ışık doğdu,
o ışık bir daha görünmedi, kayboldu,
ve ben, seni bekledim, hiç gelmedin.
her gece bir ağıt, her sabah bir umut,
ama o umut hiç gerçekleşmedi.
sevdam hep sürdü, yorulmadı,
ve ben de, senden hiç vazgeçmedim...
dalgalandı ama hiç durulmadı.
dert ve mihnetten yoruldum,
ama aşk usanmadan yoluna devam etti.
mecnun gibi ayrılığın oyununda kaldım,
yaralı sinemle, ellerim boşlukta.
leyla'yı andım, zencir boynumda,
aşkın prangası hiç kırılmadı.
her gece yıldızlarla dertleştim,
ama onların ışığı bile teselli olmadı.
gecenin karanlığında kayboldum,
ama sabahın ışığına hiç ulaşamadım.
sevda bir ateş, yaktı her zerremi,
ama közlerin altında bile soğumadı.
gönül yarası büyüdü, dallandı,
ama bu derin yara hiç kapanmadı.
her an, her nefeste seni andım,
ama hatıraların bile beni avutmadı.
hangi çareye sarılsam, derman olmadı,
aşkın ilacı bulunmadı, çare olmadı.
bu dünya bir zindan, zindan içinde,
kalbim mahpus, ellerim kelepçeli.
her çırpınışım boş, her çığlığım sessiz,
zindan duvarları hiç yıkılmadı.
bir umman oldu gözlerim, yaşlarla doldu,
ama taşmadı, akmadı gözyaşlarım.
senin için ağladım, sessiz sessiz,
ama bu feryadım yankılanmadı hiç.
her adımımda sen varsın, her düşümde,
ama sana ulaşmak hayal oldu,
zaman aktı geçti, ben kaldım,
ama bu sevda, hiçbir zaman bitmedi.
her vuslat bir hayal oldu, her ayrılık gerçek,
ama gönlüm hiç yılmadı, pes etmedi.
senin adını anarken, dilimde bir dua,
ama bu dua kabul olmadı, ulaşmadı.
sonsuz bir çile gibi, döndü durdu kaderim,
ama ne vakit yoluma ışık doğdu,
o ışık bir daha görünmedi, kayboldu,
ve ben, seni bekledim, hiç gelmedin.
her gece bir ağıt, her sabah bir umut,
ama o umut hiç gerçekleşmedi.
sevdam hep sürdü, yorulmadı,
ve ben de, senden hiç vazgeçmedim...
devamını gör...
1722.
senden ayrı diyarda çiçek yetişmezmiş ya
başımı alıp gitsem yüzüm güldürmezmiş ya
sende ki hayat aşkı evvelce de böyleymiş
suretin değişse de siret aynı antakya
en karanlık geceler güne erişirmiş ya
iki aşık bir olup hani sevişirmiş ya
mekanın hafızası sende nice seneler
suretin değişse de siret aynı antakya
yalan değil mi ?söyle! dağ, taş dil bilmezmiş ya
senin koynunda olan umut yitirmezmiş ya
her anın ışıltılı, her yerin de bin revnak
suretin değişse de siret aynı antakya
başımı alıp gitsem yüzüm güldürmezmiş ya
sende ki hayat aşkı evvelce de böyleymiş
suretin değişse de siret aynı antakya
en karanlık geceler güne erişirmiş ya
iki aşık bir olup hani sevişirmiş ya
mekanın hafızası sende nice seneler
suretin değişse de siret aynı antakya
yalan değil mi ?söyle! dağ, taş dil bilmezmiş ya
senin koynunda olan umut yitirmezmiş ya
her anın ışıltılı, her yerin de bin revnak
suretin değişse de siret aynı antakya
devamını gör...
1723.
ne ağzındaki lokmanın tadı
ne dinlediğim şarkılarını notaları hissedemiyorum doktor
anlasan,
anlatsan artık
bana olanları
ne zaman başlar
ne zaman canı ister de
çeker gider bilemezsin
avuçlarımı semaya doğru
yöneltmeye bile yeltenemem
ah, sabır , ey doktor
ilacın adı
buymuş meğer
ne dinlediğim şarkılarını notaları hissedemiyorum doktor
anlasan,
anlatsan artık
bana olanları
ne zaman başlar
ne zaman canı ister de
çeker gider bilemezsin
avuçlarımı semaya doğru
yöneltmeye bile yeltenemem
ah, sabır , ey doktor
ilacın adı
buymuş meğer
devamını gör...
1724.
gözlerimi kapattığımda belirir sakin bir ateşin gölgesi,
üşüyen ruhumun ihtiyacı mı gelmiştir?
ellerimde tuttuğum acı hatıralar,
onlar mı gözlerime bir perde indirmiştir?
kırık dökük ruhum kaçamaz acılardan,
ancak arkasını dönmeyi seçebilir.
artık güzel olan her şey bir yanılsama olduysa,
ismin bir sancıdan başkası değildir.
ne çok sever kalbim seni ey sevgili,
acılarına bile tutunmak isterim.
hem acı verenim hem de ihtiyacımken sen,
ben sensiz iyileşmeyi seçerim.
piyano tınısı kadar zarif, kuğu kadar güzel,
bıçak kadar keskindir senin bana gelişin.
öylesine eşsiz ve saklıyken yüreğimde,
neden yerim bu acı dolu bitiştir?
severken giderim ve giderken severim seni,
ellerim dokunurken sana, ancak sırtımı dönebilirim.
bu gözyaşları iyileştirmez belki artık beni,
ama uzaklaştırır senden, sonumun elinden olmaması mıdır sebebi?
*
üşüyen ruhumun ihtiyacı mı gelmiştir?
ellerimde tuttuğum acı hatıralar,
onlar mı gözlerime bir perde indirmiştir?
kırık dökük ruhum kaçamaz acılardan,
ancak arkasını dönmeyi seçebilir.
artık güzel olan her şey bir yanılsama olduysa,
ismin bir sancıdan başkası değildir.
ne çok sever kalbim seni ey sevgili,
acılarına bile tutunmak isterim.
hem acı verenim hem de ihtiyacımken sen,
ben sensiz iyileşmeyi seçerim.
piyano tınısı kadar zarif, kuğu kadar güzel,
bıçak kadar keskindir senin bana gelişin.
öylesine eşsiz ve saklıyken yüreğimde,
neden yerim bu acı dolu bitiştir?
severken giderim ve giderken severim seni,
ellerim dokunurken sana, ancak sırtımı dönebilirim.
bu gözyaşları iyileştirmez belki artık beni,
ama uzaklaştırır senden, sonumun elinden olmaması mıdır sebebi?
*
devamını gör...
1725.
1726.
tanzimat fermanı
(şiyir)
muhsiniye mutasarrıfı şişkin hamdiye bey
misafirleri için karpuz kestikten sonra
ellerine karpuzdan bulaşan kanı silerken
duvardaki tanzimat fermanını süzdü uzun uzun.
“iyi ki ilan etti devleti ali osmani” diye geçirdi içinden.
“ yoksa hala balık satıyor olurdum pazarda”
“şu televizyonu açın” dedi geğirerek. “haberleri dinleyek”
“padişahımız ne dedi bir öğrenek”
icadından yüz yıl önce söz ediyordu televizyondan
herkes ayağa kalkıp alkışladı bu öngörüsü yüzünden hamdiye bey’i
ben alkışlamadım. içtiğim aspirin midemi yakmış
yana yakıla talcid arıyordum.
(şiyir)
muhsiniye mutasarrıfı şişkin hamdiye bey
misafirleri için karpuz kestikten sonra
ellerine karpuzdan bulaşan kanı silerken
duvardaki tanzimat fermanını süzdü uzun uzun.
“iyi ki ilan etti devleti ali osmani” diye geçirdi içinden.
“ yoksa hala balık satıyor olurdum pazarda”
“şu televizyonu açın” dedi geğirerek. “haberleri dinleyek”
“padişahımız ne dedi bir öğrenek”
icadından yüz yıl önce söz ediyordu televizyondan
herkes ayağa kalkıp alkışladı bu öngörüsü yüzünden hamdiye bey’i
ben alkışlamadım. içtiğim aspirin midemi yakmış
yana yakıla talcid arıyordum.
devamını gör...
1727.
1728.
when the stars die
they leave a trace
which is stardust
like your hair shine
when i die
a black hole devours
all the light
inside of my nothingness.
they leave a trace
which is stardust
like your hair shine
when i die
a black hole devours
all the light
inside of my nothingness.
devamını gör...
1729.
gönüı verdin derlerdi o salçasızına
en sonunda yaptım bir tencere dola
biımem şimdi hala bu iık tadında mısın
hala soğanları kıvamlı tabağımda mısın
bırak bayat yemekleri doktor hortlatsın
hatırada kalan şeyıer değişmez zamanda
ne güzel yemeğimsin sen ey biber dolma
en sonunda yaptım bir tencere dola
biımem şimdi hala bu iık tadında mısın
hala soğanları kıvamlı tabağımda mısın
bırak bayat yemekleri doktor hortlatsın
hatırada kalan şeyıer değişmez zamanda
ne güzel yemeğimsin sen ey biber dolma
devamını gör...
1730.
ne fark eder?
ne yaparsan yap
sonunda var keder.
ne yaparsan yap
sonunda var keder.
devamını gör...
1731.
1732.
farkettim ki canım yanmış
sustum birden geri kaldım
sigaramsa yarım yanmış
bu şarkı da neye daldım
sokaklarda lamba yanmış
hazırlandım gündüz sandım
insanlar uykuya dalmış
sessizliği şölen sandım
nilüfer bir şarkı yazmış
dinledikçe yarım kaldım
inkar etme yekte çalmış
iki gündür başa aldım
sustum birden geri kaldım
sigaramsa yarım yanmış
bu şarkı da neye daldım
sokaklarda lamba yanmış
hazırlandım gündüz sandım
insanlar uykuya dalmış
sessizliği şölen sandım
nilüfer bir şarkı yazmış
dinledikçe yarım kaldım
inkar etme yekte çalmış
iki gündür başa aldım
devamını gör...
1733.
-kazhırsızı- adlı şiyirim.
kazlar çalınır kazlıca'nın
kümeslerinden
kümeslerinden
kaz dolması var fırınların
tepsilerinde
tepsilerinde
* * *
muhteşem şayirane ruhum neredeyse saat başı harika eserler vermeme sebebiyet veriyor. kaz etinin kilosu 1000 lira, bir kaz 2-2,5 kilo gelir. 5 tane kaz yürütsen allah bereket versin.
kaz yetiştiricilerin kaz hırsızlarından bıkmasından ötürü, dedim ki, bir şayir, toplumsal meselelere duyarlı olmalı.
afiyet olsun. kaz dolması güzeldir.
kazlar çalınır kazlıca'nın
kümeslerinden
kümeslerinden
kaz dolması var fırınların
tepsilerinde
tepsilerinde
* * *
muhteşem şayirane ruhum neredeyse saat başı harika eserler vermeme sebebiyet veriyor. kaz etinin kilosu 1000 lira, bir kaz 2-2,5 kilo gelir. 5 tane kaz yürütsen allah bereket versin.
kaz yetiştiricilerin kaz hırsızlarından bıkmasından ötürü, dedim ki, bir şayir, toplumsal meselelere duyarlı olmalı.
afiyet olsun. kaz dolması güzeldir.
devamını gör...
1734.
1735.
bir rüya gibi geçer zaman,
gözlerinde kaybolurum,
her anında bir hüzün, bir anı,
kalbimde iz bırakır, silinmez.
bir gülüşünle başlar her şey,
bir bakışınla biter…
sonsuzluk, seninle bir yolda,
beni her adımda bekler.
kelimeler anlamsız kalır,
seninle dünya susar,
bir anlık dokunuş, bir bakış,
her şeyin cevabı olur, bir sır.
bazen uzak olur hayaller,
bazen de en yakın anılar,
ama hep sen, hep sen,
bir rüya, bir masal, bir yıldız.
gözlerinde kaybolurum,
her anında bir hüzün, bir anı,
kalbimde iz bırakır, silinmez.
bir gülüşünle başlar her şey,
bir bakışınla biter…
sonsuzluk, seninle bir yolda,
beni her adımda bekler.
kelimeler anlamsız kalır,
seninle dünya susar,
bir anlık dokunuş, bir bakış,
her şeyin cevabı olur, bir sır.
bazen uzak olur hayaller,
bazen de en yakın anılar,
ama hep sen, hep sen,
bir rüya, bir masal, bir yıldız.
devamını gör...
1736.
yanılsama
gözlerinde birikmiş yarım öyküler.
sözlerinde duran eksilmiş kelimeler,
saçılmış ömrüne bu izdüşümler.
azlığı aslında yokluğundan da beter.
oynarsın aklınla, devirirsin yalnızlığı.
şişelere, gecelere koyarsın ızdırabını.
bir kadeh taşır sarhoşluğundan,
anlarsın elbet, kendine susadığını.
etrafını sarmış sahte sanrılar.
uykusundan etmiş rüyanı kabuslar.
renkli hayaller görmüş umutların,
masum nihayetinde kafanda kurgular.
gözlerinde birikmiş yarım öyküler.
sözlerinde duran eksilmiş kelimeler,
saçılmış ömrüne bu izdüşümler.
azlığı aslında yokluğundan da beter.
oynarsın aklınla, devirirsin yalnızlığı.
şişelere, gecelere koyarsın ızdırabını.
bir kadeh taşır sarhoşluğundan,
anlarsın elbet, kendine susadığını.
etrafını sarmış sahte sanrılar.
uykusundan etmiş rüyanı kabuslar.
renkli hayaller görmüş umutların,
masum nihayetinde kafanda kurgular.
devamını gör...
1737.
kör olmaktan ziyade sana olan bakışım
geçmiş gelecek her şey birbirine katmışım
hey hayvan oğlu hayvan ben bir sana bakmışım
şimdi düşünüyorum da ne kadar salak mışım?
yıllarca durup böyle sana odaklanmışım
ben gibi bir cevheri sen eşşeğe takmışım
at gözlüğüm çıkarıp etraflıca bakışım
sence umrum olur mu iyi düşün bir taşın
sen salaksın deyince suratını asışın
vesselam
geçmiş gelecek her şey birbirine katmışım
hey hayvan oğlu hayvan ben bir sana bakmışım
şimdi düşünüyorum da ne kadar salak mışım?
yıllarca durup böyle sana odaklanmışım
ben gibi bir cevheri sen eşşeğe takmışım
at gözlüğüm çıkarıp etraflıca bakışım
sence umrum olur mu iyi düşün bir taşın
sen salaksın deyince suratını asışın
vesselam
devamını gör...
1738.
"zaman sonsuzu kolları arasında sımsıkı sarmakta,
yıllarım bir film kasedinin içinde için için sızlamakta şimdi,
söylesene bir ben mi umutsuz bir şekilde bir köşe başında hayal kurmaktayım?
bir ben mi yaralı bir serçenin sesini duymaktayım?
acı kanatlarıma ağır gelirse bir gün,
yeryüzü bir döşek olup serilmez mi önüme?
yarınların hatırına bugünüm şahitlik etmez mi dünüme?
sonsuzum, kanatlarım arasında solmakta şimdi
bir bedene sığamayacak kadar büyük
bir ömürle yetinmeyecek kadar doyumsuz belki
sonumu göremeyecek kadar uçsuz bucaksız.
aslında sonsuzluk değil derdim.
bir umut güzel bir son çizmekteyim sadece.
mutlu , sıcak, sakin ve hisli
belki sonsuzu unutturacak kadar kibirli kim bilir. "
sözlüğü sevme sebebim tam olarak bu işte. beni sürekli bir şeyler yazmaya itekliyor. günlük hayatta ayıramadığım zamanı buraya ayırıp iyi ya da kötü bir şeyler yazabiliyorum.bu şiirde bu gecemin şiiri olsun.
yıllarım bir film kasedinin içinde için için sızlamakta şimdi,
söylesene bir ben mi umutsuz bir şekilde bir köşe başında hayal kurmaktayım?
bir ben mi yaralı bir serçenin sesini duymaktayım?
acı kanatlarıma ağır gelirse bir gün,
yeryüzü bir döşek olup serilmez mi önüme?
yarınların hatırına bugünüm şahitlik etmez mi dünüme?
sonsuzum, kanatlarım arasında solmakta şimdi
bir bedene sığamayacak kadar büyük
bir ömürle yetinmeyecek kadar doyumsuz belki
sonumu göremeyecek kadar uçsuz bucaksız.
aslında sonsuzluk değil derdim.
bir umut güzel bir son çizmekteyim sadece.
mutlu , sıcak, sakin ve hisli
belki sonsuzu unutturacak kadar kibirli kim bilir. "
sözlüğü sevme sebebim tam olarak bu işte. beni sürekli bir şeyler yazmaya itekliyor. günlük hayatta ayıramadığım zamanı buraya ayırıp iyi ya da kötü bir şeyler yazabiliyorum.bu şiirde bu gecemin şiiri olsun.
devamını gör...
1739.
yazık
tutmayacak dilek, olmayacak bir dua idin.
ki ben, pek bilmem nasıl yalvarılır.
yada hayalini kuramam böyle kırmızı kurdelalı ve kırmızı pabuçlu küçük bir kız çocuğunun.
salıncak misali, bir hızlanır bir yavaşlar benim ömrüm.
ta ki sen gelip tekrar itekleyene kadar beni terk ettiğim hayatımın ortasına doğru.
hem söylesene allasen neden çektin beni kendine?
oysa ben öylece duran salıncağımda, başım yere eğik, cehennemime bakıyordum.
altı delik pabuçlarımdan içeri girmek isteyen o sinsi kum taneleri gibiydi gelişin.
ne zaman oldu anlayamadım, nasıl girdin içeri bilemedim.
umut dediğin şeyin zerresi yok iken içimde.
sen, resmen yemyeşil ettin tüm dünyamı.
eksiktim ben kocaman hemde.
bitiyordum işte anlasana!
fakat sen gelip tamam ettin.
güzel olabilirdik oysa, örnek olabilirdik ve hatta parmakla bile gösterilebilirdi sevdamız.
kim bilir belki şiir bile yazarlardı bilmeden!
veda bile etmenin nasip olmadığı, hain bir ayrılığa.
bazen olmaz işte şereflice ayrılıp gitmek.
ve tüm insanlığın kabul edebileceği bir haysiyet seviyesine erişmek!
ne olur ya da ne olmaz bilmiyorum artık.
fakat aynaya her bakışımda ve gördüğümde kanayan içimi diyorum ki;
olan bana...
oldu.
tutmayacak dilek, olmayacak bir dua idin.
ki ben, pek bilmem nasıl yalvarılır.
yada hayalini kuramam böyle kırmızı kurdelalı ve kırmızı pabuçlu küçük bir kız çocuğunun.
salıncak misali, bir hızlanır bir yavaşlar benim ömrüm.
ta ki sen gelip tekrar itekleyene kadar beni terk ettiğim hayatımın ortasına doğru.
hem söylesene allasen neden çektin beni kendine?
oysa ben öylece duran salıncağımda, başım yere eğik, cehennemime bakıyordum.
altı delik pabuçlarımdan içeri girmek isteyen o sinsi kum taneleri gibiydi gelişin.
ne zaman oldu anlayamadım, nasıl girdin içeri bilemedim.
umut dediğin şeyin zerresi yok iken içimde.
sen, resmen yemyeşil ettin tüm dünyamı.
eksiktim ben kocaman hemde.
bitiyordum işte anlasana!
fakat sen gelip tamam ettin.
güzel olabilirdik oysa, örnek olabilirdik ve hatta parmakla bile gösterilebilirdi sevdamız.
kim bilir belki şiir bile yazarlardı bilmeden!
veda bile etmenin nasip olmadığı, hain bir ayrılığa.
bazen olmaz işte şereflice ayrılıp gitmek.
ve tüm insanlığın kabul edebileceği bir haysiyet seviyesine erişmek!
ne olur ya da ne olmaz bilmiyorum artık.
fakat aynaya her bakışımda ve gördüğümde kanayan içimi diyorum ki;
olan bana...
oldu.
devamını gör...
1740.
bugünlerden uzakta asırlar sonrasında
bir akşam yemeğinde üç binler sofrasında
kültürden, sanattan mevzunun ortasında
bakıp bakıp yuhlardım bu asrın çehresine
imkan eder ileri ! gidişat daha geri
insanlık bu değildir, halt etmek de hüneri
adanmış bir ahmaklık sarmış tüm bedenleri
gelecekten özürüm bu asrın çehresinden
her türlü imkanın var bu aptallık tercihtir
dünya senin değildir ,birey misafirciktir
umumu düşünmeyen eşşek oğlu eşşektir
gezegenden özürüm bu asrın çehresinden
kendime güvenirim kalemim pek kuvvetli
taş yerine gider hep şaşmaz pek isabetli
sözlerim tesirlidir baya baya şiddetli
mısramdan utanışım bu asrın çehresinden
bir akşam yemeğinde üç binler sofrasında
kültürden, sanattan mevzunun ortasında
bakıp bakıp yuhlardım bu asrın çehresine
imkan eder ileri ! gidişat daha geri
insanlık bu değildir, halt etmek de hüneri
adanmış bir ahmaklık sarmış tüm bedenleri
gelecekten özürüm bu asrın çehresinden
her türlü imkanın var bu aptallık tercihtir
dünya senin değildir ,birey misafirciktir
umumu düşünmeyen eşşek oğlu eşşektir
gezegenden özürüm bu asrın çehresinden
kendime güvenirim kalemim pek kuvvetli
taş yerine gider hep şaşmaz pek isabetli
sözlerim tesirlidir baya baya şiddetli
mısramdan utanışım bu asrın çehresinden
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103



