normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1821.
1822.
canım yeterince sıkkın, dolap birayla dolu.
tam üç saat sürüyor buradan hayrabolu
belki bu gece gelir ah ızdırabımın sonu
üst komşumu bir dövsem acep iyi gelir mi
iyi gelir mi acep üst komşumu bir dövsem
ağzına tokadı vurup aşağı geri insem
tekrar yukarı çıkıp ondan özür dilesem
aşure getirmeye bilmem yine gelir mi
bilmem yine gelir mi aşure getirmeye
hastalıktan gebersem doktora götürmeye
ne gerek var ki şimdi sıtkı bey'i dövmeye
dövmesem de bir sövsem bilmem iyi gelir mi
geli... neyse ya.
tam üç saat sürüyor buradan hayrabolu
belki bu gece gelir ah ızdırabımın sonu
üst komşumu bir dövsem acep iyi gelir mi
iyi gelir mi acep üst komşumu bir dövsem
ağzına tokadı vurup aşağı geri insem
tekrar yukarı çıkıp ondan özür dilesem
aşure getirmeye bilmem yine gelir mi
bilmem yine gelir mi aşure getirmeye
hastalıktan gebersem doktora götürmeye
ne gerek var ki şimdi sıtkı bey'i dövmeye
dövmesem de bir sövsem bilmem iyi gelir mi
geli... neyse ya.
devamını gör...
1823.
1824.
yazacak birşeylerim muhakkak ki olurdu
kalemim mi köreldi ben mi soğudum
tutunacak bir dalı her daim bulurdum
ağaçlar mı kurudu ben mi yoruldum
üslubum kendime has bana ait olurdu
benden mi uzaklaştım benden mi kovuldum
satırlarım yatayken manam hep dik olurdu
sonradan mı eğildim doğuştan mı kamburdum
kalemim mi köreldi ben mi soğudum
tutunacak bir dalı her daim bulurdum
ağaçlar mı kurudu ben mi yoruldum
üslubum kendime has bana ait olurdu
benden mi uzaklaştım benden mi kovuldum
satırlarım yatayken manam hep dik olurdu
sonradan mı eğildim doğuştan mı kamburdum
devamını gör...
1825.
bilir misin efendi bana kim lazımdır?
kimse de olmayan, kendinde olandır
bilir misin efendi bana kim haramdır ?
herkeste bulunan ,çoğuldan olandır
bilir misin efendi bu yol neden talandır
karnı tok olan ama işte falan filandır
bilir misin efendi çiçek neden solandır?
işte mevsimi geçen, sonradan fark olandır
kimse de olmayan, kendinde olandır
bilir misin efendi bana kim haramdır ?
herkeste bulunan ,çoğuldan olandır
bilir misin efendi bu yol neden talandır
karnı tok olan ama işte falan filandır
bilir misin efendi çiçek neden solandır?
işte mevsimi geçen, sonradan fark olandır
devamını gör...
1826.
çöl böyle iken göllendi ise
dün böyle iken günlendi ise
dil böyle iken söylendi ise
durma azizim durma haydi faaliyet vakti
bağ böyle iken güllendi ise
dağ böyle iken tinlendi ise
sağ böyle iken sinlendi ise
durma azizim durma haydi marifet vakti
kalp böyle iken hânende ise
yâr böyle iken sinende ise
aşk böyle iken bilmem ne ise
durma azizim durma haydi muhabbet vakti
kâl böyle iken keramet ise
sal böyle iken selamet ise
nâr böyle iken nedâmet ise
durma azizim durma haydi ferâset vakti
dün böyle iken günlendi ise
dil böyle iken söylendi ise
durma azizim durma haydi faaliyet vakti
bağ böyle iken güllendi ise
dağ böyle iken tinlendi ise
sağ böyle iken sinlendi ise
durma azizim durma haydi marifet vakti
kalp böyle iken hânende ise
yâr böyle iken sinende ise
aşk böyle iken bilmem ne ise
durma azizim durma haydi muhabbet vakti
kâl böyle iken keramet ise
sal böyle iken selamet ise
nâr böyle iken nedâmet ise
durma azizim durma haydi ferâset vakti
devamını gör...
1827.
dur ! çizgisi nerdedir bizlere gerek midir?
yazmaya okumaya sevk eden yürek midir?
sanatı güzel kılan maddi estetik midir?
soru üstüne soru neyse günaydın bize
mevsim midir soğuyan yörünge mi terk midir?
bulutlar başımızda gri de bir renk midir?
içim içime sığmaz bedenle ruh denk midir?
soru üstüne soru neyse günaydın bize
yazmaya okumaya sevk eden yürek midir?
sanatı güzel kılan maddi estetik midir?
soru üstüne soru neyse günaydın bize
mevsim midir soğuyan yörünge mi terk midir?
bulutlar başımızda gri de bir renk midir?
içim içime sığmaz bedenle ruh denk midir?
soru üstüne soru neyse günaydın bize
devamını gör...
1828.
1829.
elbette ayıptır seni şimdi öpmek sevgilim
yakarlar kirpiklerini gece vakti ayazda
üstelik sarışın esmer ve kumraldır birazda
gaz lambasıyla aydınlattığım gündüzlerin
elbette intahardır şimdi senden vazgecmek
beklemek kan vermek gibidir seni
canlanır hücrelerim belkide bayılırım
düşüp geçmişe çarpar başımı çocukluğumu kanatırım.
gelecek geçmişe şimdiki zamanda karışır
ben birazda sana geç kalmışımdır
benden duymuş olma ama sevgilim
benim varlığım esmer yokluğum sarışındır.
kenar mahalle kızı
dışı elit içi kenar mahalle
gözleri orospu ağzı bakire
cakmak çakmak bakıyor su gibi elleriyle
dokunduğu her yeri yakıyor
gece kokulu teninde kaç küfür var?
hücreleri zorla girilmiş olay mahali
silahsız cinayetler işlemişler bedeninde
şimdilerde iyi kötü alışık hali
her gün bayram sabahı gibi giyiniyor
yeni cikan sarkilara sariyor
boşluklara sarılıp uyuyor ruhu
hangi delikanlının ahını aldi acaba?
evlenmek istiyordu vardi bir genç cocuk
öbürü birde son model arabası olan
çiçek gönderen vardi hani iş yerine
geceleri aradığı ne oldu?
küfür yazmıştı ismi yerine telefon rehberine
basibos ruhlar gibi yuvarlanıyor uzayda
karakteri omzunda yük iki büklüm olmus
telefon mesajlarinda sarhoş...
balkonundan bakiyor ucuz ilişkilerin
inandigi tanrısini bile küstürmüş
kaç kavgada galip yenilmiş bilinmez
kaç birada pişman olmuş bilmez
yapma istemiyorum dedikten hemen sonra
akan gözyaşları paramparca
balkonuna astigi mutluluk elbiseleri kurumamis
islakligi doğuştan gozbebeklerinin
imbat ruzgarlarinda sabahlamis
kumsal kumlarından siirler doktum avucuna
hadi koş git sarıl annene
sana gerçek aşk yok bundan sonra...
ayrıntılara koşuyorum
bir şehrin neresinden başlarsın hecelemeye
tekel bayileri desen onunda modası geçti
en son doksanlarda bir kadın beni çok sevmişti
annemdi.
populer kitaplardan cümle yontan yavşaklar
kasıklarına uzan diye kızım daha çok uğraşacaklar
amiral battı sevgilim tavla okey maç var yarın
gelecekle ilgili hayallerini getirde azcık oynayalım
bir sehrin neresinden başlarsın hecelemeye
çanak çanak gerçekçilik kusarken gezegene
hiç aldırış etmiyor yalnız uyuduğu gecelere
bak bir daha söylüyorum iyi düşün gitme!
onemli olan poti kareli piknik örtüsü degilde ne?
sanma ki garsonlar sarı sıcaktır sevgilim
ıcki getirirkenki elleri dikkat et kadife mavi
acımasızdır ev hayvanları kahveni icte gidelim.
ne ickim var ne kumarim ne pavyonum
ara sira siir yazarim efendim
kızınızin üzerine kusarim.
bana bak bir sehrin neresinden başlarsın hecelemeye?
sen ölüsün dostoyevski sus gülme
boğuluyorum mesela ben şiire ara versene
kadiköy vapuru bej rengi elbise
kiz kulesinden sonra tavuk pilav akşam yemeği
giderken molada çay zorla içermiş gibi
önceki gece akaretler yokuşu rakı tadi ekşi
ve bilirsin o sarkiyi / sen beni ömrünce...
yakarlar kirpiklerini gece vakti ayazda
üstelik sarışın esmer ve kumraldır birazda
gaz lambasıyla aydınlattığım gündüzlerin
elbette intahardır şimdi senden vazgecmek
beklemek kan vermek gibidir seni
canlanır hücrelerim belkide bayılırım
düşüp geçmişe çarpar başımı çocukluğumu kanatırım.
gelecek geçmişe şimdiki zamanda karışır
ben birazda sana geç kalmışımdır
benden duymuş olma ama sevgilim
benim varlığım esmer yokluğum sarışındır.
kenar mahalle kızı
dışı elit içi kenar mahalle
gözleri orospu ağzı bakire
cakmak çakmak bakıyor su gibi elleriyle
dokunduğu her yeri yakıyor
gece kokulu teninde kaç küfür var?
hücreleri zorla girilmiş olay mahali
silahsız cinayetler işlemişler bedeninde
şimdilerde iyi kötü alışık hali
her gün bayram sabahı gibi giyiniyor
yeni cikan sarkilara sariyor
boşluklara sarılıp uyuyor ruhu
hangi delikanlının ahını aldi acaba?
evlenmek istiyordu vardi bir genç cocuk
öbürü birde son model arabası olan
çiçek gönderen vardi hani iş yerine
geceleri aradığı ne oldu?
küfür yazmıştı ismi yerine telefon rehberine
basibos ruhlar gibi yuvarlanıyor uzayda
karakteri omzunda yük iki büklüm olmus
telefon mesajlarinda sarhoş...
balkonundan bakiyor ucuz ilişkilerin
inandigi tanrısini bile küstürmüş
kaç kavgada galip yenilmiş bilinmez
kaç birada pişman olmuş bilmez
yapma istemiyorum dedikten hemen sonra
akan gözyaşları paramparca
balkonuna astigi mutluluk elbiseleri kurumamis
islakligi doğuştan gozbebeklerinin
imbat ruzgarlarinda sabahlamis
kumsal kumlarından siirler doktum avucuna
hadi koş git sarıl annene
sana gerçek aşk yok bundan sonra...
ayrıntılara koşuyorum
bir şehrin neresinden başlarsın hecelemeye
tekel bayileri desen onunda modası geçti
en son doksanlarda bir kadın beni çok sevmişti
annemdi.
populer kitaplardan cümle yontan yavşaklar
kasıklarına uzan diye kızım daha çok uğraşacaklar
amiral battı sevgilim tavla okey maç var yarın
gelecekle ilgili hayallerini getirde azcık oynayalım
bir sehrin neresinden başlarsın hecelemeye
çanak çanak gerçekçilik kusarken gezegene
hiç aldırış etmiyor yalnız uyuduğu gecelere
bak bir daha söylüyorum iyi düşün gitme!
onemli olan poti kareli piknik örtüsü degilde ne?
sanma ki garsonlar sarı sıcaktır sevgilim
ıcki getirirkenki elleri dikkat et kadife mavi
acımasızdır ev hayvanları kahveni icte gidelim.
ne ickim var ne kumarim ne pavyonum
ara sira siir yazarim efendim
kızınızin üzerine kusarim.
bana bak bir sehrin neresinden başlarsın hecelemeye?
sen ölüsün dostoyevski sus gülme
boğuluyorum mesela ben şiire ara versene
kadiköy vapuru bej rengi elbise
kiz kulesinden sonra tavuk pilav akşam yemeği
giderken molada çay zorla içermiş gibi
önceki gece akaretler yokuşu rakı tadi ekşi
ve bilirsin o sarkiyi / sen beni ömrünce...
devamını gör...
1830.
durma kalemim durma şimdi yazmak vaktidir
bunlar hece değildir duyguların naklidir
sanatsız bir yaşamsa her duygunun katlidir
kafiyeler beyitler ne kadar şefkatlidir
duyma kulağım duyma şimdi görmek vaktidir
bunlar hece değildir muhabbetin naklidir
sohbetten uzak düşen her bireyin katlidir
tevazu ve kalender ne kadar şefkatlidir
bunlar hece değildir duyguların naklidir
sanatsız bir yaşamsa her duygunun katlidir
kafiyeler beyitler ne kadar şefkatlidir
duyma kulağım duyma şimdi görmek vaktidir
bunlar hece değildir muhabbetin naklidir
sohbetten uzak düşen her bireyin katlidir
tevazu ve kalender ne kadar şefkatlidir
devamını gör...
1831.
son 54 yılın en sıcak yazı olarak kayıtlara geçen 2024 yazında, sıcaktan bunaldığım bir öğle vakti vantilatörüme duyduğum şehvet neticesinde husule gelen bu şiirimi sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyarım kıymetli dostlarım.
seni bulan mesut olsun
dört bir yanı huri dolsun
ulan allah senden razı olsun
vantilatör sen bizim her şeyimizsin
dört kademe ayarın var
döner başlı modelin var
yapım yerin madagaskar
vantilatör sen bizim her şeyimizsin.
yardan geçtim senden geçmem
iş görsün de model seçmem
öldürseler de vazgeçmem
vantilatör sen bizim her şeyimizsin.
aşık mantolu hep çalar saz
ister ki hiç olmasın yaz
üç mevsimin neresi az?
vantilatör sen bizim şey şeyimizsin
siyah mantolu adam / temmuz, 2024
seni bulan mesut olsun
dört bir yanı huri dolsun
ulan allah senden razı olsun
vantilatör sen bizim her şeyimizsin
dört kademe ayarın var
döner başlı modelin var
yapım yerin madagaskar
vantilatör sen bizim her şeyimizsin.
yardan geçtim senden geçmem
iş görsün de model seçmem
öldürseler de vazgeçmem
vantilatör sen bizim her şeyimizsin.
aşık mantolu hep çalar saz
ister ki hiç olmasın yaz
üç mevsimin neresi az?
vantilatör sen bizim şey şeyimizsin
siyah mantolu adam / temmuz, 2024
devamını gör...
1832.
esen yele, taşan ırmağa
verdim sırtımı ulu kavağa
dertlerim dökülüyor yağmurla
başımın belası gönlüme
söz geçiremiyorum
adım atmaya yeltendikçe
ördüğün duvarlara çarpıyorum
ben değildim sebebi
hiç haketmediğin travmaların
ben değildim
kadrini, kıymetini bilmeyen
artık ben de
eski ben değilim
oldum kulun, kölen
yaslan göğsüme sevdiğim
ne olur bana güven ....
verdim sırtımı ulu kavağa
dertlerim dökülüyor yağmurla
başımın belası gönlüme
söz geçiremiyorum
adım atmaya yeltendikçe
ördüğün duvarlara çarpıyorum
ben değildim sebebi
hiç haketmediğin travmaların
ben değildim
kadrini, kıymetini bilmeyen
artık ben de
eski ben değilim
oldum kulun, kölen
yaslan göğsüme sevdiğim
ne olur bana güven ....
devamını gör...
1833.
şiirin adı:bokan vuruk
sarı saçları
basar ilaçları
sektör et şimdi
iyiler mutlaka kazanırı
bitmez algısı
her maç penaltısı
çıkar medyaya
damını onardığımın soytarısı
sarı saçları
basar ilaçları
sektör et şimdi
iyiler mutlaka kazanırı
bitmez algısı
her maç penaltısı
çıkar medyaya
damını onardığımın soytarısı
devamını gör...
1834.
aşığım aşıklar gibi aşkımdan biçareyim
mecnunum divâne gibi aklımdan biçareyim
dündeyim günde gibi yarından biçareyim
bizdeyim bigâne gibi yarimden biçareyim
mecnunum divâne gibi aklımdan biçareyim
dündeyim günde gibi yarından biçareyim
bizdeyim bigâne gibi yarimden biçareyim
devamını gör...
1835.
çok var ama en son yazdığımı paylaşıp duygusunu ziyan etmek istemiyorum.
bi entryde hem şiir yazdığımı hem de paylaşmayarak ne kadar çakal olduğumu gördünüz mü? ben de az tehlikeli değilim.
bi entryde hem şiir yazdığımı hem de paylaşmayarak ne kadar çakal olduğumu gördünüz mü? ben de az tehlikeli değilim.
devamını gör...
1836.
yorgun akşam gibiyim mehtabın kenarında
sönmüş yıldız gibiyim dolunay etrafında
renklerden uzak düştüm güneşin siyahında
böyle kabul edersen buyur gel bekliyorum
solgun kumaş gibiyim bedenin sıcağında
dolapta unutulmuş nedenin uzağında
biraz sarhoş gibiyim promil dudağımda
böyle kabul edersen buyur gel bekliyorum
sönmüş yıldız gibiyim dolunay etrafında
renklerden uzak düştüm güneşin siyahında
böyle kabul edersen buyur gel bekliyorum
solgun kumaş gibiyim bedenin sıcağında
dolapta unutulmuş nedenin uzağında
biraz sarhoş gibiyim promil dudağımda
böyle kabul edersen buyur gel bekliyorum
devamını gör...
1837.
(bkz: hatıra)
artık gülüşün yok,fotoğraflarda.
rüzgar da sen gibi kokmuyor.
kaç çiçek açardı gülüşünle?
kaç mevsim geçerdi?
soldurma yeşeren bahçelerimi.
bırak hatıralar taze kalsın.
zannedelim, kirlenmesin hatıralar.
sonra aramıza şehirler girmesin.
aynı şehirde aynı karanlığa tutsak olalım.
ama,
öldürme hatrımdaki yüzünü.
baharla kalsın saçların.
sönmesin gözlerin.
yalanlar söyle yine.
yine,güneşi doğursun gülmelerin.
bırak hatıralar gerçek kalmasın.
beyaz elbiselerin batmasa çamura,
nasıl doğardı şiirler ?
gönlüm seni iyi hatırlasın.
ne ben şiirler yazayım,
ne sen yalanlar söyle!
bırakalım hatıralar temiz kalsın.
artık gülüşün yok,fotoğraflarda.
rüzgar da sen gibi kokmuyor.
kaç çiçek açardı gülüşünle?
kaç mevsim geçerdi?
soldurma yeşeren bahçelerimi.
bırak hatıralar taze kalsın.
zannedelim, kirlenmesin hatıralar.
sonra aramıza şehirler girmesin.
aynı şehirde aynı karanlığa tutsak olalım.
ama,
öldürme hatrımdaki yüzünü.
baharla kalsın saçların.
sönmesin gözlerin.
yalanlar söyle yine.
yine,güneşi doğursun gülmelerin.
bırak hatıralar gerçek kalmasın.
beyaz elbiselerin batmasa çamura,
nasıl doğardı şiirler ?
gönlüm seni iyi hatırlasın.
ne ben şiirler yazayım,
ne sen yalanlar söyle!
bırakalım hatıralar temiz kalsın.
devamını gör...
1838.
baharın kokusu dolmuş şehre,
ilgıt ılgıt esiyor rüzgâr,
güneş dokunuyor ince ince,
taze çiçeklere, genç yapraklara.
ve sen, güzel gözlü kız,
gözlerin sanki baharın kendisi,
biraz yeşil, biraz mavi,
bazen de günbatımı gibi.
gülüşün bir tomurcuk gibi açıyor,
sesin, sabah serinliği kadar berrak.
yanından geçen rüzgâr bile
sana dokunup bahara karışmakta.
ellerin bir çiçeği okşar gibi nazik,
adımların kelebek kadar hafif.
sen yürürken yollar bahar olur,
bahar, seninle tamam olur.
ilgıt ılgıt esiyor rüzgâr,
güneş dokunuyor ince ince,
taze çiçeklere, genç yapraklara.
ve sen, güzel gözlü kız,
gözlerin sanki baharın kendisi,
biraz yeşil, biraz mavi,
bazen de günbatımı gibi.
gülüşün bir tomurcuk gibi açıyor,
sesin, sabah serinliği kadar berrak.
yanından geçen rüzgâr bile
sana dokunup bahara karışmakta.
ellerin bir çiçeği okşar gibi nazik,
adımların kelebek kadar hafif.
sen yürürken yollar bahar olur,
bahar, seninle tamam olur.
devamını gör...
1839.
inan bana varınla var olmayı isterdim
inan bana yarınla yarınları isterdim
inan bana bitanem söyleyecek çok şey var
inan bana aşkınla aşık olmak isterdim
inan bana yarınla yarınları isterdim
inan bana bitanem söyleyecek çok şey var
inan bana aşkınla aşık olmak isterdim
devamını gör...
1840.
kışın açan bir beyaz gül,
meydan okur ya soğuğa:
var olmuştur bir kere;
vurulmuştur mührü varlığa.
işte öyle meydan oku kedere!
tebessümün, bayrağın olsun:
direğinin dibinde, zalimin kara kalbi;
başında, sulha açılan bir pencere.
yazsın üstünde;
biz, barışın hayaliyle yaşadık.
meydan okur ya soğuğa:
var olmuştur bir kere;
vurulmuştur mührü varlığa.
işte öyle meydan oku kedere!
tebessümün, bayrağın olsun:
direğinin dibinde, zalimin kara kalbi;
başında, sulha açılan bir pencere.
yazsın üstünde;
biz, barışın hayaliyle yaşadık.
devamını gör...