normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
741.
günün en sevdiğim vakitleri
bu ikindiler, akşama beş kalalar
mutlu bir hüzün barındırıyor.
tüm hayallerim bu vakitlerde kuruluyor, her şeyden tam şu an vazgeçiyorum.
büyümeyi sevmedim ben, belki doyamadığım çocukluğum yüzünden.
büyüdüm mü acaba?
onu da bilmem...
bu ikindiler, akşama beş kalalar
mutlu bir hüzün barındırıyor.
tüm hayallerim bu vakitlerde kuruluyor, her şeyden tam şu an vazgeçiyorum.
büyümeyi sevmedim ben, belki doyamadığım çocukluğum yüzünden.
büyüdüm mü acaba?
onu da bilmem...
devamını gör...
742.
insanlar nedense hep kendin ezer
suçlu arıyorum diye efrafta gezer
bu akılla hep serapta gezer
bir yıl on yıl bir ömür müdür?
suçlu arıyorum diye efrafta gezer
bu akılla hep serapta gezer
bir yıl on yıl bir ömür müdür?
devamını gör...
743.
kirpiklerinden taş damlıyor küçük kadınların
dans ederken kuğu külünde
kırk ökçesiyle
-biri kırık
ve diyor ki ben ağlamadan yaşayamam
süt dişlerimi küçükken yutmuştum
tırnaksız da gülümseyemiyorum
bu yüzden
karnımın içi kurt tarlası
zaten çirkinim.
bir zehirliyim bir zehirliyim
korkun benden diyor
küçük kadın
çirkinliğime hürmet ediniz
sapanlarım var renk renk
boynumda kuş iskeletlerinden bir kolye
ağzımın içi bir kirli deniz
ağzımın içini sizinle temizliyorum
ve çok güzel taş sektirebilirim
dikkatinizi çekerim
iki kare ileri
bir sağ bir sol derken
piyonların ülkesinde
mır mır şarkısını söylüyor
küçük kadın
-iyi ki çirkinim
güzel gözlerin vardı senin
iri ve dolgun bir ışıkla
örtüyordun çirkinliğini
söyle şarkını küçük kadın
söyle şarkını
bu kıpırtısız tanrılar mekanında
elbette sen de artık bir fiil sayılabilirsin
dans ederken kuğu külünde
kırk ökçesiyle
-biri kırık
ve diyor ki ben ağlamadan yaşayamam
süt dişlerimi küçükken yutmuştum
tırnaksız da gülümseyemiyorum
bu yüzden
karnımın içi kurt tarlası
zaten çirkinim.
bir zehirliyim bir zehirliyim
korkun benden diyor
küçük kadın
çirkinliğime hürmet ediniz
sapanlarım var renk renk
boynumda kuş iskeletlerinden bir kolye
ağzımın içi bir kirli deniz
ağzımın içini sizinle temizliyorum
ve çok güzel taş sektirebilirim
dikkatinizi çekerim
iki kare ileri
bir sağ bir sol derken
piyonların ülkesinde
mır mır şarkısını söylüyor
küçük kadın
-iyi ki çirkinim
güzel gözlerin vardı senin
iri ve dolgun bir ışıkla
örtüyordun çirkinliğini
söyle şarkını küçük kadın
söyle şarkını
bu kıpırtısız tanrılar mekanında
elbette sen de artık bir fiil sayılabilirsin
devamını gör...
744.
seni duyumsadım
kulaklarımda büyülü bir ezgi
seni sormaktayım
içimde güçlü bir sezgi
seni bulmaktayım
ve sana varmaktayım
sevdim ve sevmekteyim
mutlu bir son bu
mutlu bir yazgı.
kulaklarımda büyülü bir ezgi
seni sormaktayım
içimde güçlü bir sezgi
seni bulmaktayım
ve sana varmaktayım
sevdim ve sevmekteyim
mutlu bir son bu
mutlu bir yazgı.
devamını gör...
745.
o benim kalbimdi, bin dokuz yüz seksen iki yerinden kırdığınız
kapınıza gelmiştim dünya diye, markut bir hahamdınız
seviyordum üstelik , bakıp uyacağım elleriniz vardı
yerkürede savaş bilmez bir vadi inşa edemezdim, tamam
tamam, kırıklarımdan bahçelenmiyordu su
çocukları seviyordum ve kalbim bir masalın içine sığmıyordu
yüzünüze yakışacak bir jilet darbesi kadardım
tamam! kan dediğiniz benim kırmızımdan akmıyordu.
kapınıza gelmiştim kuşlar bir göğü yererken
demiştim ki: benim anahtarım kalbimdir
açmak için bu kadar hırpalamayın
bir kilit kapısına nasıl küsüp gitsin
markutluk benim de içimdedir.
insan, gitmemeyi bir kuşa bağlayıp
haberleşmek ister kendiyle aynada
herkes tarafından kırılan bir suretse bu
gamzesinde kuşlar can çekişiyor demektir
akmıyorsa boyası bir hiçliğin
yağmurdan sonra ıslanmak kadar talihsiz
şehir çıkmazı bir metro
yürüdüğünüz kadar ayak direyebilen iç ses
ve tabelalar, küçük küçük yazılar, sokaklara sürükleyen girdap notları
yazı ki 0,5 uç kırılganlığında bir kaderdir
kapınıza gelmiştim dünya diye, markut bir hahamdınız
seviyordum üstelik , bakıp uyacağım elleriniz vardı
yerkürede savaş bilmez bir vadi inşa edemezdim, tamam
tamam, kırıklarımdan bahçelenmiyordu su
çocukları seviyordum ve kalbim bir masalın içine sığmıyordu
yüzünüze yakışacak bir jilet darbesi kadardım
tamam! kan dediğiniz benim kırmızımdan akmıyordu.
kapınıza gelmiştim kuşlar bir göğü yererken
demiştim ki: benim anahtarım kalbimdir
açmak için bu kadar hırpalamayın
bir kilit kapısına nasıl küsüp gitsin
markutluk benim de içimdedir.
insan, gitmemeyi bir kuşa bağlayıp
haberleşmek ister kendiyle aynada
herkes tarafından kırılan bir suretse bu
gamzesinde kuşlar can çekişiyor demektir
akmıyorsa boyası bir hiçliğin
yağmurdan sonra ıslanmak kadar talihsiz
şehir çıkmazı bir metro
yürüdüğünüz kadar ayak direyebilen iç ses
ve tabelalar, küçük küçük yazılar, sokaklara sürükleyen girdap notları
yazı ki 0,5 uç kırılganlığında bir kaderdir
devamını gör...
746.
allahım
günahımdı yaramdı da
lutfet kanadığı yerde verd bitsin
uğradığı metanette yâr,
kaybolan öz'lemeyi hâr etsin
dokunduğu hırçınlık fıtratın denizi
beynimin bozuğa çalan saati
yıkık bir zaman olmaktansa
ölümsüzlük ile yunsun aşk
bir ayıbın mahcubiyetini
nepalden mi, evsizlikten mi nerden gelirse gelsin o salyangoz
onu seven salyangoz
ona sanat, ona allahı gördüren salyangoz
aklım
benim bu beynimi kemirip duran aklim
sarhoşluğa , 20 ml e tamah eden aklım
kalbimin mevkiine söven aklım
hüzne karavaç olan aklım
diyorum ki öyle kalsın kutsal
kalsın dimağımda damağımda söz
ketmersem de kalsın cevhersem de
her erte katlanan bu sızı
geceyi esriterek kalsın
yaslanmaya çürük mü şu éyin
elestü dediginde o ki yaratan
koşup da sakat bir savaşa at
bizi hangi katmanına bıraktı mağlubiyetin
aşk, yaramdı, günahım ise de
tövbe ettigim yerde diri kalsın
çirk aksın ama kalsın
şehre yolla, firak saysın dağlar bağrımda kaldırımları
"kuş uçtuktan sonra kafesi kapatmak ne ise yarar" dese de theodor fantane
ya çalap affet
günahımsa da yaramdı...
günahımdı yaramdı da
lutfet kanadığı yerde verd bitsin
uğradığı metanette yâr,
kaybolan öz'lemeyi hâr etsin
dokunduğu hırçınlık fıtratın denizi
beynimin bozuğa çalan saati
yıkık bir zaman olmaktansa
ölümsüzlük ile yunsun aşk
bir ayıbın mahcubiyetini
nepalden mi, evsizlikten mi nerden gelirse gelsin o salyangoz
onu seven salyangoz
ona sanat, ona allahı gördüren salyangoz
aklım
benim bu beynimi kemirip duran aklim
sarhoşluğa , 20 ml e tamah eden aklım
kalbimin mevkiine söven aklım
hüzne karavaç olan aklım
diyorum ki öyle kalsın kutsal
kalsın dimağımda damağımda söz
ketmersem de kalsın cevhersem de
her erte katlanan bu sızı
geceyi esriterek kalsın
yaslanmaya çürük mü şu éyin
elestü dediginde o ki yaratan
koşup da sakat bir savaşa at
bizi hangi katmanına bıraktı mağlubiyetin
aşk, yaramdı, günahım ise de
tövbe ettigim yerde diri kalsın
çirk aksın ama kalsın
şehre yolla, firak saysın dağlar bağrımda kaldırımları
"kuş uçtuktan sonra kafesi kapatmak ne ise yarar" dese de theodor fantane
ya çalap affet
günahımsa da yaramdı...
devamını gör...
747.
peki nasıl istersen
elimden geleni yaptım ben
karmaşık düşüncelerinin esiri
ilk kez olmuyor, yok bi tesiri
:)
hoyratça harcadın
olsun güzeldi
şen kahkahaların
çok şeye bedeldi
aklımda her zaman
kalbimde de olacak
anlatamam sana belki
lakin bu ayrılık bizi yoracak
elimden geleni yaptım ben
karmaşık düşüncelerinin esiri
ilk kez olmuyor, yok bi tesiri
:)
hoyratça harcadın
olsun güzeldi
şen kahkahaların
çok şeye bedeldi
aklımda her zaman
kalbimde de olacak
anlatamam sana belki
lakin bu ayrılık bizi yoracak
devamını gör...
748.
bahçalarda maydonoz
ne güzeldir turp
ben ebemi özledim
yaşasın 23 nisan...
ne güzeldir turp
ben ebemi özledim
yaşasın 23 nisan...
devamını gör...
749.
sarı iklimler dolaştım.
uzun yollar, uzak diyarlar...
dizlerim yara bere, düşlerim imkansızlıklar içinde....
umutlarım bir tacirin zembilinde.
bir sen vardın,
yaşamak saydığım.
sesin bir çığ gibi düşerken
düşüncelerinden düşlerime
bir seni bildim,
bilinmezlikler içinde.
küçük adımlarla arşınlarken alemi,
dünya denen çukurda
bıraktım gölgemi.
bir sen,bir tek seni
aldım, kendime sakladım.
uzun yollar, uzak diyarlar...
dizlerim yara bere, düşlerim imkansızlıklar içinde....
umutlarım bir tacirin zembilinde.
bir sen vardın,
yaşamak saydığım.
sesin bir çığ gibi düşerken
düşüncelerinden düşlerime
bir seni bildim,
bilinmezlikler içinde.
küçük adımlarla arşınlarken alemi,
dünya denen çukurda
bıraktım gölgemi.
bir sen,bir tek seni
aldım, kendime sakladım.
devamını gör...
750.
önümde yarım bıraktığım bir şiir,
masada asla yarım birakmadiğim birkaç şişe
ve dışarıda zaten hiç başlamadiğim bir hayat..
masada asla yarım birakmadiğim birkaç şişe
ve dışarıda zaten hiç başlamadiğim bir hayat..
devamını gör...
751.
doğruları konuşma zamanı geldiğinde sustuğun o gün
çığlıklarımı duymadığın her saniye
beni görmediğin her anda
ellerini arkada birleştirip televizyonunu izlediğin her akşam
birini daha ölüme götürdün
katili ayıplayan gözlerin
aynadaki katili göremedi
suçunu kabullenmedin
dışarıda aradığın şeytan içindeydi
bilemedin
bir gün kendinle yüzleştin
nefret ettin
ölmek istedin
ama çok geçti
giden canlar gelmezdi
kustun nefretini güzel olan her şeye
ikinci hatanı yaptın dünya denilen tımarhanede
kendi kafana bir kez daha sıktın
yine olmadı
kıvrandın acı içinde
ölü bedenlerin ruhları saklı kalbinde
çığlıklarımı duymadığın her saniye
beni görmediğin her anda
ellerini arkada birleştirip televizyonunu izlediğin her akşam
birini daha ölüme götürdün
katili ayıplayan gözlerin
aynadaki katili göremedi
suçunu kabullenmedin
dışarıda aradığın şeytan içindeydi
bilemedin
bir gün kendinle yüzleştin
nefret ettin
ölmek istedin
ama çok geçti
giden canlar gelmezdi
kustun nefretini güzel olan her şeye
ikinci hatanı yaptın dünya denilen tımarhanede
kendi kafana bir kez daha sıktın
yine olmadı
kıvrandın acı içinde
ölü bedenlerin ruhları saklı kalbinde
devamını gör...
752.
cümbüş içinde binbir çiçek
bahçende bir tek bana yer yok
kimsesiz bir gece üzerimde
kapkara, adı yok
çiçeğe durmuş elma ağacı
yüreğime bir ilmek daha atmışsın sen
eskimiş dostların, anıların
arda kalan ödenmez bir bedel
beni mürekkeplerle doğur
dudaklarımızdan başlasın başka bir çağ
kördüğüm kalalım, üryan
bu tabanca patlamadan sakla
zira dünya dünya ikimize dar
bahçende bir tek bana yer yok
kimsesiz bir gece üzerimde
kapkara, adı yok
çiçeğe durmuş elma ağacı
yüreğime bir ilmek daha atmışsın sen
eskimiş dostların, anıların
arda kalan ödenmez bir bedel
beni mürekkeplerle doğur
dudaklarımızdan başlasın başka bir çağ
kördüğüm kalalım, üryan
bu tabanca patlamadan sakla
zira dünya dünya ikimize dar
devamını gör...
753.
uyumsuzluğun uyumunda var olan bir dünya
kaosla kozmos yan yana
zıddıyla mümkün mertebeler
hazineyi keşfetmek isterken
zaman tünelinden geçerler
tam bitti derken devam eden sahneler
bir tavşan deliğinden geçip başka alemlere giderler.
kaosla kozmos yan yana
zıddıyla mümkün mertebeler
hazineyi keşfetmek isterken
zaman tünelinden geçerler
tam bitti derken devam eden sahneler
bir tavşan deliğinden geçip başka alemlere giderler.
devamını gör...
754.
huzur içinde bir gün
kim bilir hangi sevince gebe
ömür geçiyor biçare
bekleme
harekete geç
kapı açık sana
göreceksin yürüyünce.
kim bilir hangi sevince gebe
ömür geçiyor biçare
bekleme
harekete geç
kapı açık sana
göreceksin yürüyünce.
devamını gör...
755.
bir çölün ortasında
yapayalnızım
kutup ayısıyla
karşılaşan bedevi kadar
bathsızım
çıktı bir fırtına
düşüyor kar
şu belki yüzyıldır tek damla
düşmemiş kuma
bu yalnızlık çölünde
titriyor her gece
fütursuzca bedenim
yapayalnızım
kutup ayısıyla
karşılaşan bedevi kadar
bathsızım
çıktı bir fırtına
düşüyor kar
şu belki yüzyıldır tek damla
düşmemiş kuma
bu yalnızlık çölünde
titriyor her gece
fütursuzca bedenim
devamını gör...
756.
bugun hava yağmur
yerler suya hasret
yağmur yağmış ama kavuşamamış toprak suyla.
sormuş bulutlara ne oldu yağmur vardı da bana gelmedi
bulut demiş ki su sever seni de giremez içine akar gider üstünden.
bende sana doyamadım. toprakla su gibi.
geçtin gittin ömrümden, daha hiç başlamadan sevgimiz.
kırk yıllık hatrı olacak bu kahvenin.
üstüne içince suyu, toprak suyla olan hasretini giderecek
senle ben kalacağız masada, hesaplütfen diyeceğiz garsona.
garson hesabınızda bir ömür mutluluk var diyecek.
yaşayacağız doya doya.
yerler suya hasret
yağmur yağmış ama kavuşamamış toprak suyla.
sormuş bulutlara ne oldu yağmur vardı da bana gelmedi
bulut demiş ki su sever seni de giremez içine akar gider üstünden.
bende sana doyamadım. toprakla su gibi.
geçtin gittin ömrümden, daha hiç başlamadan sevgimiz.
kırk yıllık hatrı olacak bu kahvenin.
üstüne içince suyu, toprak suyla olan hasretini giderecek
senle ben kalacağız masada, hesaplütfen diyeceğiz garsona.
garson hesabınızda bir ömür mutluluk var diyecek.
yaşayacağız doya doya.
devamını gör...
757.
bugün ikibinyirmibir’in de artık yavaş yavaş toparlanmaya başladığını hissedince bu yıla girerken yazdığım şiirden bir parçayı paylaşmak istedim.*
...
bana uzak olan her şeyi üst üste koyarak
şimdi bir yol yapıyorum
etmiyor benle senin kadar uzak.
uzak; içimizi ürperten nemli yaz akşamları.
gözlerimize ıslak kurşunlar doğrultan uzak.
uzak dediğin en çok nedir ki canım
yaramıza batırdığımız bir hançer ancak
biz bezginler tayfası,
aynı uçurumdan bakarak giriyoruz her yeni yıla.
hep daha kötüsü artık olmaz derken
en kötüsüne hazırlıksız yakalanıyoruz.
biz bezginler tayfası;
aşktan ve ayrılıktan bezenler.
bir kere yaşamakla yetti
bezdirmeye bizi bir aşk.
bir kere tadınca ayrılığı
bezdirdi bizi bin kez canımızdan.
canımız
banka kuyruğunda
canımız halk ekmek kuyruğunda
canımız piyango bileti kuyruğunda
canımız zamanında çıkmayınca hangi kuşu ürküttük?
canım
sana daha umutlu şiirler getirecektim bu yıl
daha sevimli, daha narin, daha yakın cana
fakat yeminliyim artık
cebimde baldıran taşırken
elimde ab-ı hayat sallamamaya
hem bunca gürültüde en çok nedir bir şiir?
yaramıza batırdığımız bir hançer daha.
...
...
bana uzak olan her şeyi üst üste koyarak
şimdi bir yol yapıyorum
etmiyor benle senin kadar uzak.
uzak; içimizi ürperten nemli yaz akşamları.
gözlerimize ıslak kurşunlar doğrultan uzak.
uzak dediğin en çok nedir ki canım
yaramıza batırdığımız bir hançer ancak
biz bezginler tayfası,
aynı uçurumdan bakarak giriyoruz her yeni yıla.
hep daha kötüsü artık olmaz derken
en kötüsüne hazırlıksız yakalanıyoruz.
biz bezginler tayfası;
aşktan ve ayrılıktan bezenler.
bir kere yaşamakla yetti
bezdirmeye bizi bir aşk.
bir kere tadınca ayrılığı
bezdirdi bizi bin kez canımızdan.
canımız
banka kuyruğunda
canımız halk ekmek kuyruğunda
canımız piyango bileti kuyruğunda
canımız zamanında çıkmayınca hangi kuşu ürküttük?
canım
sana daha umutlu şiirler getirecektim bu yıl
daha sevimli, daha narin, daha yakın cana
fakat yeminliyim artık
cebimde baldıran taşırken
elimde ab-ı hayat sallamamaya
hem bunca gürültüde en çok nedir bir şiir?
yaramıza batırdığımız bir hançer daha.
...
devamını gör...
758.
yine bir ağacın arkasına gizlenmiş müjgan ' ın saçlarında dünyalar saklı
bir koklasam unuturum tüm acımı
fakat o görmez beni
öylece izler ismail ' i
ismail yirmilerinde bir delikanlı
tek derdi ekmek parası
üzer müjganı
...
bir koklasam unuturum tüm acımı
fakat o görmez beni
öylece izler ismail ' i
ismail yirmilerinde bir delikanlı
tek derdi ekmek parası
üzer müjganı
...
devamını gör...
759.
ne ben gidebilirim şimdi
ne o gelir, çocukluğum.
ne ben okşarim başını, ne o teselli bulur ellerimde
ne döndürülür saatler, seneler geri
ne de son bulur bu kederin zehri
bir ben, bir de o, çocukluğum.
ne o gelir, çocukluğum.
ne ben okşarim başını, ne o teselli bulur ellerimde
ne döndürülür saatler, seneler geri
ne de son bulur bu kederin zehri
bir ben, bir de o, çocukluğum.
devamını gör...
760.
dışarıda bir araba bekliyor beni
koca bir şeffaflığı kucaklamaya çıkıyorum
en sakin saatlerinde sevişeceğiz birlikte
tenime ıssız dalgalarıyla dokunacak
saracak beni sımsıkı, eminim;
söz verdiği gibi.
şiirlerimde nasıl sakladıysam ismini
o da öyle saklayacak derinliklerinde beni
uyanıyor izmir, sesini duyuyorum
serçeler ötüyor kulaklarımın kenarında
güneşin sıcaklığı ve havanın serinliği
bedenimde buluşup dans ediyorlar
çantamda " hep istediğim gibi" iki üç parça
küçük bir yavru kucaklarımda
kısa bir ruya olmalı bu tattıklarım
ellerimle sana dokunuyorum usulca
koca bir şeffaflığı kucaklamaya çıkıyorum
en sakin saatlerinde sevişeceğiz birlikte
tenime ıssız dalgalarıyla dokunacak
saracak beni sımsıkı, eminim;
söz verdiği gibi.
şiirlerimde nasıl sakladıysam ismini
o da öyle saklayacak derinliklerinde beni
uyanıyor izmir, sesini duyuyorum
serçeler ötüyor kulaklarımın kenarında
güneşin sıcaklığı ve havanın serinliği
bedenimde buluşup dans ediyorlar
çantamda " hep istediğim gibi" iki üç parça
küçük bir yavru kucaklarımda
kısa bir ruya olmalı bu tattıklarım
ellerimle sana dokunuyorum usulca
devamını gör...