normal sözlük yazarlarının şiirleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1961.
uykuyu bir gezginin heybesinde gönderdim…
bilinmez yollara, tozlu patikalara,
adını bilmediğim kentlerin taş sokaklarına..
belki bir limana varır,
gölgeli bir bankta oturur, denize bakar..
belki de bir dağ köyünde
rüzgârla sohbet eder,
sabahı uyandırmadan..
ben ise burada,
gecenin çukurunda oturmuş,
uyanık kalmanın bütün ağırlığını
bir suç gibi taşıyorum..
bilinmez yollara, tozlu patikalara,
adını bilmediğim kentlerin taş sokaklarına..
belki bir limana varır,
gölgeli bir bankta oturur, denize bakar..
belki de bir dağ köyünde
rüzgârla sohbet eder,
sabahı uyandırmadan..
ben ise burada,
gecenin çukurunda oturmuş,
uyanık kalmanın bütün ağırlığını
bir suç gibi taşıyorum..
devamını gör...
1962.
her şeyi açıklamaya tek kelime yeterken
herkes konuşmaya başlamış çok erken
hepsi de başıma dikilmiş
sanırsın anaları s.k.lmiş
koca koca sorular ağızlarından dökülüyor
çok bağırıyorlar, sanki dişleri sökülüyor
şöminede kömürler olmuş kor
ne anlattıklarını anlamak zor
alnım terlemiş ama silmiyorum
neler olmuş hiç bilmiyorum
sanki bir oyun, saçma, beni kekliyorlar
benden bir sürü açıklama bekliyorlar
hiçbir şeyi açıklamaya gerek yok
o koca dilini ağzına geri sok
tek kelime et edeceksen hepsine yeter
boşuna düğümlenmesin boğazında keder
kelimeni iyi seç
ha.si.ktir de geç
herkes konuşmaya başlamış çok erken
hepsi de başıma dikilmiş
sanırsın anaları s.k.lmiş
koca koca sorular ağızlarından dökülüyor
çok bağırıyorlar, sanki dişleri sökülüyor
şöminede kömürler olmuş kor
ne anlattıklarını anlamak zor
alnım terlemiş ama silmiyorum
neler olmuş hiç bilmiyorum
sanki bir oyun, saçma, beni kekliyorlar
benden bir sürü açıklama bekliyorlar
hiçbir şeyi açıklamaya gerek yok
o koca dilini ağzına geri sok
tek kelime et edeceksen hepsine yeter
boşuna düğümlenmesin boğazında keder
kelimeni iyi seç
ha.si.ktir de geç
devamını gör...
1963.
durmaksızın yürürsün arkasından
yol nereye götürür bilmesen de
hüzünlü bir meçhule gidiyor belki yol
bırakmak bilmesende
bir garip yolcu yürür durmaksızın
ölüm ensesinde
sen en sevdiğim şarkı oldun
sigaramın son nefesinde
yol nereye götürür bilmesen de
hüzünlü bir meçhule gidiyor belki yol
bırakmak bilmesende
bir garip yolcu yürür durmaksızın
ölüm ensesinde
sen en sevdiğim şarkı oldun
sigaramın son nefesinde
devamını gör...
1964.
rüzgar eser sarar tenimi
dallar hışırdar fısıldar ismini
gözlerimde saklı bir bahar var
kokun gelir uzaklardan, her an yanımda
gökyüzü mavi bulutlar beyaz
ama kalbim gri sensiz yapayalnız
çiçekler açar güller solsa da
senin yokluğunla donmuş bu dünya
dere kıyısında yürürüm sessizce
suyun şırıltısı hasretle ince
her yaprakta adını okurum
kuşların şarkısında seni bulurum
ay doğar gecede yıldızlar parıldar
ama en parlak ışık, gönlümde saklıdır
senin sevginle ısınır bu beden
sensiz geçen her an içimde derin bir seden
toprak kokusu yağmurun sesi
bana senin sevgini anlatır hepsi
rüzgarla dans eder yapraklar
kalbim ise seninle atar
özlemle büyür bu sevda dalı
bir gün buluşuruz, umutla, canla
doğanın kucağında aşkın ışığında
sonsuza dek sürecek bu sevda masalında
benmişim bu masalda
hep ama hep yabancı sevdaya...
dallar hışırdar fısıldar ismini
gözlerimde saklı bir bahar var
kokun gelir uzaklardan, her an yanımda
gökyüzü mavi bulutlar beyaz
ama kalbim gri sensiz yapayalnız
çiçekler açar güller solsa da
senin yokluğunla donmuş bu dünya
dere kıyısında yürürüm sessizce
suyun şırıltısı hasretle ince
her yaprakta adını okurum
kuşların şarkısında seni bulurum
ay doğar gecede yıldızlar parıldar
ama en parlak ışık, gönlümde saklıdır
senin sevginle ısınır bu beden
sensiz geçen her an içimde derin bir seden
toprak kokusu yağmurun sesi
bana senin sevgini anlatır hepsi
rüzgarla dans eder yapraklar
kalbim ise seninle atar
özlemle büyür bu sevda dalı
bir gün buluşuruz, umutla, canla
doğanın kucağında aşkın ışığında
sonsuza dek sürecek bu sevda masalında
benmişim bu masalda
hep ama hep yabancı sevdaya...
devamını gör...
1965.
yaşam perde perde açılır veya açılmaz.
bizler düşeriz bireyliğimizin kaldırımlarından.
okumak, okumak...
nedir okumak?
hangi maskenin ardında bu yaşamak?
yeniliriz
kendimize yakışık almayız
ilgimiz işte oralarda
bir sinek perdenin ardında
sonra bir çağrı uzaklardan uzağa
ve gevezelik bilgisi
herkes bu yana bakabilir mi?
bakın bu yana.
çevirin başlarınızı.
bakın yüzümdeki kırgınlık anlatımına
bu defa her zamankinden kederliyim
çağırmadınız şenlik ateşinin yanına
veya çağırdınız duymadım
siz de gitmediniz aynı zamanda
bunu çok sonradan öğrendim
bizler düşeriz bireyliğimizin kaldırımlarından.
okumak, okumak...
nedir okumak?
hangi maskenin ardında bu yaşamak?
yeniliriz
kendimize yakışık almayız
ilgimiz işte oralarda
bir sinek perdenin ardında
sonra bir çağrı uzaklardan uzağa
ve gevezelik bilgisi
herkes bu yana bakabilir mi?
bakın bu yana.
çevirin başlarınızı.
bakın yüzümdeki kırgınlık anlatımına
bu defa her zamankinden kederliyim
çağırmadınız şenlik ateşinin yanına
veya çağırdınız duymadım
siz de gitmediniz aynı zamanda
bunu çok sonradan öğrendim
devamını gör...
1966.
biliyorum yanlış bir şeyler var
biliyorum karmakarışıklar
biliyorum
biliyorum
biliyorum
biliyorum karmakarışıklar
biliyorum
biliyorum
biliyorum
devamını gör...
1967.
varlığın locası:yaşam
sanki bir el anlık hızlarla kendisine çekiyordu
fark edemeyeceğimiz çarçabuklukla
benliğimizi kendimizden önce fırlatıyordu
sonralarda dudaklar biraz daha aşağı
gözler biraz daha yukarı bakıyordu
cam tavanlar dolu müzeyi bulursak
kurtulacaktık uzayın hızından
ve yeryüzünün birkaç milyar tane olan heykellere kininden
bilinç zifiriliğe atmadıkça kayayı
devam edecektik alışmaya
her alışkanlık teslim olmayı amaçlar
benliğimiz alıştı teslim olmaya
kandırıldık
devam sağlayan umutlarla
yokluk düşmanımızdı artık
ağlayamadık bulunmalarımıza
devam edelim her neyse
olağan gerçekliğiyle filtreli
her şeye...
kanunlar yaratırken
kanunlara esir olmaya
ne de olsa tanrılar köle yetiştirir
inşaasını bir türlü bitiremeyeceği sarayına
/yavan biraz ama eski bi zamandan şiir. zaten insanın şu eskiye olan örseleme duygusu yok mu..
eskine haklı onurunu kazandır!
sanki bir el anlık hızlarla kendisine çekiyordu
fark edemeyeceğimiz çarçabuklukla
benliğimizi kendimizden önce fırlatıyordu
sonralarda dudaklar biraz daha aşağı
gözler biraz daha yukarı bakıyordu
cam tavanlar dolu müzeyi bulursak
kurtulacaktık uzayın hızından
ve yeryüzünün birkaç milyar tane olan heykellere kininden
bilinç zifiriliğe atmadıkça kayayı
devam edecektik alışmaya
her alışkanlık teslim olmayı amaçlar
benliğimiz alıştı teslim olmaya
kandırıldık
devam sağlayan umutlarla
yokluk düşmanımızdı artık
ağlayamadık bulunmalarımıza
devam edelim her neyse
olağan gerçekliğiyle filtreli
her şeye...
kanunlar yaratırken
kanunlara esir olmaya
ne de olsa tanrılar köle yetiştirir
inşaasını bir türlü bitiremeyeceği sarayına
/yavan biraz ama eski bi zamandan şiir. zaten insanın şu eskiye olan örseleme duygusu yok mu..
eskine haklı onurunu kazandır!
devamını gör...
1968.
hani derler ya,
nefes her alan canlı…
sebepsiz yere,
durduk yere,
anlamsızca hatta manasızca…
ağlamaz diye.
her nefes alan canlı…
sebepsiz yere,
durduk yere,
anlamsızca hatta manasızca…
da ağlayabiliyormuş….
nefes her alan canlı…
sebepsiz yere,
durduk yere,
anlamsızca hatta manasızca…
ağlamaz diye.
her nefes alan canlı…
sebepsiz yere,
durduk yere,
anlamsızca hatta manasızca…
da ağlayabiliyormuş….
devamını gör...
1969.
geceyle gündüzün arasında bir yerlerde
güneşle ayın kavuştuğu bir mevsimde
hayatla ölümü ayıran bir çizgide
seni ilk gördüğüm yerde
unutulmaz o hazan mevsiminde
geçmişle geleceği ayıran çizgide
belki bir gün doğumunda
ya da gün batımında
belki güneşin alnında
ya da ayın ışığında
belki bu hayatta
ya da öbür hayatta
güneşle ayın kavuştuğu bir mevsimde
hayatla ölümü ayıran bir çizgide
seni ilk gördüğüm yerde
unutulmaz o hazan mevsiminde
geçmişle geleceği ayıran çizgide
belki bir gün doğumunda
ya da gün batımında
belki güneşin alnında
ya da ayın ışığında
belki bu hayatta
ya da öbür hayatta
devamını gör...
1970.
zaman belirgin veya belirsiz izler bırakır üstümüzde
belirsiz mezarlar üzerinde gezinir gibi geziniriz
gerçekliğimizin binbir çeşitlemesinde
nereye kaçsak başka bir kavşak
hayır haykırmıyorum
hayır dua ediyorum sessiz usulca
bir dağın yamacında
dünya dönüyor muymuş
ne için?
ne önerin var söyler misin
eyledin ve oldun
işte bunu geri çeviremezsin
art arda dizilecek şimdi birçoğu
öfke nöbetçilerinin
belirsiz mezarlar üzerinde gezinir gibi geziniriz
gerçekliğimizin binbir çeşitlemesinde
nereye kaçsak başka bir kavşak
hayır haykırmıyorum
hayır dua ediyorum sessiz usulca
bir dağın yamacında
dünya dönüyor muymuş
ne için?
ne önerin var söyler misin
eyledin ve oldun
işte bunu geri çeviremezsin
art arda dizilecek şimdi birçoğu
öfke nöbetçilerinin
devamını gör...
1971.
öyle bir şüphe ki
olgun meyvelerimi
dallarında çürüten
öyle bir fitne ki
diz boyu ekinlerime
baş eğdiren
öyle bir haset ki
yemyeşil ormanımı
bir gecede küle döndüren
öyle bir zaman ki
ne güldüren
ne öldüren
olgun meyvelerimi
dallarında çürüten
öyle bir fitne ki
diz boyu ekinlerime
baş eğdiren
öyle bir haset ki
yemyeşil ormanımı
bir gecede küle döndüren
öyle bir zaman ki
ne güldüren
ne öldüren
devamını gör...
1972.
istisnalar yolumu çizdi benim
ne bir planın ürünüydü bu yolculuk
ne de bir iradenin tezahürü
tesadüf eseriydi yaradılışım
yine bir tesadüf karşıma çıkardı seni
belki de bu yüzdendir
kendime olan güvensizliğim
belki de bu sebep olmuştur
içimdekileri dökemeden çekip gidişine
aradıklarımın cevabını bulur muyum bilmem
yine bir tesadüfün içerisinde
ne bir planın ürünüydü bu yolculuk
ne de bir iradenin tezahürü
tesadüf eseriydi yaradılışım
yine bir tesadüf karşıma çıkardı seni
belki de bu yüzdendir
kendime olan güvensizliğim
belki de bu sebep olmuştur
içimdekileri dökemeden çekip gidişine
aradıklarımın cevabını bulur muyum bilmem
yine bir tesadüfün içerisinde
devamını gör...
1973.
düşünce topu.
zaman çizgisi.
peşinde koşturduğum hiçlik.
ve hüznümün güncesi.
uslan be açgözlü insan.
dinlen be aklı kıt insan.
nerede dostların,
nerede ailen?
havanda su dövmek midir hayat?
gelmelisin ey sevinç,
her şey son bulmadan.
yakarış.
ve yutulan sözcükler.
bir kapı açılayazarken
diğeri kapandı.
sonra yine...
niye?
yine...
bu hep böyle yinelenecek ve...
talih sıkılacak bir gün...
ve...
konuşacak ruh benimle
dur dinlen diyecek
ilk denemeye göre iyiydin
hayat yollarında,
bir dahakine artık...
ve dinle diyecek
varoluşun sesini
güzelliğin sesini dinle
böyle konuşacak ruh benimle
daha fazlası değilsin diyecek
daha güzeli değilsin diyecek
sen bir proje değilsin diyecek
ve bu gezegen senin değil diyecek
ama sen bu gezegenin bir çocuğusun
tüm doğruların ve yanlışların bir çocuğusun
aklın beş karış havadaydı
uykusuz kaldın
kaygılandın
pireyi deve yaptın
kim için çalıştın?
kime ne yarar sağladın?
çok mu istedin?
az mı istedin?
bir saman alevi gibi parladın
ne günü güneşi algıladın
ne geceyi ayı algıladın
öylece kalakaldın.
böylece bakakaldın.
tıklattılar pencereni
ama sen duymadın
bir gülüş geçiverdi kapından
bir daha,
bir daha,
sen algılamadın.
sen dışarı çıkmadın.
hava karardı,
herkes evine kapandı.
olsun demelisin şimdi
olsun, duyabilirsin
varoluşun sesini
güzelliğin sesini
haydi,
zaman çizgisi.
peşinde koşturduğum hiçlik.
ve hüznümün güncesi.
uslan be açgözlü insan.
dinlen be aklı kıt insan.
nerede dostların,
nerede ailen?
havanda su dövmek midir hayat?
gelmelisin ey sevinç,
her şey son bulmadan.
yakarış.
ve yutulan sözcükler.
bir kapı açılayazarken
diğeri kapandı.
sonra yine...
niye?
yine...
bu hep böyle yinelenecek ve...
talih sıkılacak bir gün...
ve...
konuşacak ruh benimle
dur dinlen diyecek
ilk denemeye göre iyiydin
hayat yollarında,
bir dahakine artık...
ve dinle diyecek
varoluşun sesini
güzelliğin sesini dinle
böyle konuşacak ruh benimle
daha fazlası değilsin diyecek
daha güzeli değilsin diyecek
sen bir proje değilsin diyecek
ve bu gezegen senin değil diyecek
ama sen bu gezegenin bir çocuğusun
tüm doğruların ve yanlışların bir çocuğusun
aklın beş karış havadaydı
uykusuz kaldın
kaygılandın
pireyi deve yaptın
kim için çalıştın?
kime ne yarar sağladın?
çok mu istedin?
az mı istedin?
bir saman alevi gibi parladın
ne günü güneşi algıladın
ne geceyi ayı algıladın
öylece kalakaldın.
böylece bakakaldın.
tıklattılar pencereni
ama sen duymadın
bir gülüş geçiverdi kapından
bir daha,
bir daha,
sen algılamadın.
sen dışarı çıkmadın.
hava karardı,
herkes evine kapandı.
olsun demelisin şimdi
olsun, duyabilirsin
varoluşun sesini
güzelliğin sesini
haydi,
devamını gör...
1974.
içimde sen, benden öte, benden azade,
bir 'ben' kâim oldu mu hiç bu alemde?
her şey 'sen' çağlarken her an, her yerde,
gidilecek bir yer var mı? senden sonra, senden öte?
bir 'ben' kâim oldu mu hiç bu alemde?
her şey 'sen' çağlarken her an, her yerde,
gidilecek bir yer var mı? senden sonra, senden öte?
devamını gör...
1975.
başka bir diyar gerek bize,
rüzgârın dili farklı,
gökyüzü daha cesur,
ve yıldızlar daha yakın.
burada eskimiş hayaller var,
adımlarımızın izi silinmiş,
ama orada her adım
bir başlangıç olur,
her nefes bir serüven..
ve o diyarda,
bütün yollar ufka açılır,
biz adımlarımızı sessizce bırakırız ardımıza,
ve sonra,
kimsenin bilmediği
başka bir zamana gideriz el ele...
rüzgârın dili farklı,
gökyüzü daha cesur,
ve yıldızlar daha yakın.
burada eskimiş hayaller var,
adımlarımızın izi silinmiş,
ama orada her adım
bir başlangıç olur,
her nefes bir serüven..
ve o diyarda,
bütün yollar ufka açılır,
biz adımlarımızı sessizce bırakırız ardımıza,
ve sonra,
kimsenin bilmediği
başka bir zamana gideriz el ele...
devamını gör...
1976.
devamını gör...
1977.
içinde insanın bilmediği yerler var
hiç görmediği, duymadığı
kendine yabancı
misafir olarak bile giremediği yerler
ıssız
soğuk
sıcak
tehlikeli
içinde insanın kimsenin bilmediği
uğramadığı yollar var
hükümler var
hüzünler var
topraklar var.
susuz
bazen seller içinde
nehirler var kan ter akan nehirler
günahlar var kimsenin bilmediği günahlar
oda oda labirentler var
çıkmak mümkün değil
girmek imkansız
içinde insanın dili dini ırkı
nüfus cüzdanı yani
dışında maskeler
dışında yalanlar
dışında ne varsa içinden gelen
herkesin bildiği
kimsenin bilmediği
bir yerler var.
içinde insanın rüyalar var
hayaller var
acılar
yaralar
iyileşmeyen .
hiç görmediği, duymadığı
kendine yabancı
misafir olarak bile giremediği yerler
ıssız
soğuk
sıcak
tehlikeli
içinde insanın kimsenin bilmediği
uğramadığı yollar var
hükümler var
hüzünler var
topraklar var.
susuz
bazen seller içinde
nehirler var kan ter akan nehirler
günahlar var kimsenin bilmediği günahlar
oda oda labirentler var
çıkmak mümkün değil
girmek imkansız
içinde insanın dili dini ırkı
nüfus cüzdanı yani
dışında maskeler
dışında yalanlar
dışında ne varsa içinden gelen
herkesin bildiği
kimsenin bilmediği
bir yerler var.
içinde insanın rüyalar var
hayaller var
acılar
yaralar
iyileşmeyen .
devamını gör...
1978.
benim payıma düşen
ne kavurucu bir keder
ne beni tüketen mutsuzlukmuş
dinginlik ve bir tatlı huzurmuş
bana kalan bu yolculuktan
ne içinde hapis olacağım anılar
ne de manasız keşkelermiş
geçti, bitti dediğim iyikilermiş
bir varmış, bir yokmuş
hayaller hala yaşarmış
ne kavurucu bir keder
ne beni tüketen mutsuzlukmuş
dinginlik ve bir tatlı huzurmuş
bana kalan bu yolculuktan
ne içinde hapis olacağım anılar
ne de manasız keşkelermiş
geçti, bitti dediğim iyikilermiş
bir varmış, bir yokmuş
hayaller hala yaşarmış
devamını gör...
1979.
diplerde kaynayan sesler
yüzeye çıkmak için tırmanan eller
nasırlı ve çekiçli bir senfoni
dünyayı kuşatıyor
bir avuç azınlığın kalbinde korku
zor olanın azmi ile
bir coşku ile geliyor
devrimin ayak sesleri
bitmesi temenni edilen ama bitmeyen çığlık
isyan
görünmez bir kaldırım taşı olarak
isyan
bizim şarkımız parkımız evimiz yurdumuz dünyamız
isyan
yüzeye çıkmak için tırmanan eller
nasırlı ve çekiçli bir senfoni
dünyayı kuşatıyor
bir avuç azınlığın kalbinde korku
zor olanın azmi ile
bir coşku ile geliyor
devrimin ayak sesleri
bitmesi temenni edilen ama bitmeyen çığlık
isyan
görünmez bir kaldırım taşı olarak
isyan
bizim şarkımız parkımız evimiz yurdumuz dünyamız
isyan
devamını gör...
1980.
ne kadar zengin olduğumu bilseler
peşime düşerler belki
düşerler ya
aradıklarını bulamazlar
benim zenginliğim
türkülerim, şiirlerim
ne olur onları
benden almayın
peşime düşerler belki
düşerler ya
aradıklarını bulamazlar
benim zenginliğim
türkülerim, şiirlerim
ne olur onları
benden almayın
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103