normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1381.
nerde olsam huzur yoksa benliğimden sizene
taşa bassam izi çıksa kimliğinden sizene
söyleyince tesir yoksa bildiğimden sizene
tercih ettim imza attım kaderimden sizene
gönül verdim aşık oldum sevdiğimden sizene
günü geldi karşı koydum ittiğimden sizene
kahır çektim elem gördüm çektiğimden sizene
vah tüh deyip kınar isen kederimden sizene
yoktur huzur yoktur rahat bıktığımdan sizene
aş istemem ekmek demem kıtlığımdan sizene
metaliğe kurşunları sıktığımdan sizene
memnun değil isen benden yokluğumdan sizene
taşa bassam izi çıksa kimliğinden sizene
söyleyince tesir yoksa bildiğimden sizene
tercih ettim imza attım kaderimden sizene
gönül verdim aşık oldum sevdiğimden sizene
günü geldi karşı koydum ittiğimden sizene
kahır çektim elem gördüm çektiğimden sizene
vah tüh deyip kınar isen kederimden sizene
yoktur huzur yoktur rahat bıktığımdan sizene
aş istemem ekmek demem kıtlığımdan sizene
metaliğe kurşunları sıktığımdan sizene
memnun değil isen benden yokluğumdan sizene
devamını gör...
1382.
iki çocuğum var
biri hicran
öteki hicaz
iki derdim var
biri sen
öteki seni bağlamaz
iki dileğim var
biri senden
öteki yüzüme bakmaz
iki ömrüm var
birinde sen
öteki sensizlikten hep az.
biri hicran
öteki hicaz
iki derdim var
biri sen
öteki seni bağlamaz
iki dileğim var
biri senden
öteki yüzüme bakmaz
iki ömrüm var
birinde sen
öteki sensizlikten hep az.
devamını gör...
1383.
gıpta ediyorum sessiz ve sakin kalırkenki o nahif tavırlarına
öylesine değil hemde, bağlanacak kadar yürekten
güneşi taşıyorsun gözlerinin siyah olması gereken yerlerinde.
öyle bir güneş ki ışıltısıyla âmâ bırakır adamı.
öyle bir güneş ki, söndürür bir parça kalan şems silüetini üzerimden...
öylesine değil hemde, bağlanacak kadar yürekten
güneşi taşıyorsun gözlerinin siyah olması gereken yerlerinde.
öyle bir güneş ki ışıltısıyla âmâ bırakır adamı.
öyle bir güneş ki, söndürür bir parça kalan şems silüetini üzerimden...
devamını gör...
1384.
biyopsi
neyse boşver diye diye
doldurduğum heybeyi
taşıyan omuzlarım aşındı şair
iyileşiyor sanmıştım
kaşındı bilinmezle açılan yaralarım
içime taşındı şair
zehir içim
dışımdan
görünmez içim
biçimsel kaygılarla perdelenmiş nazarla
uyurgezer kalplerle tezgaha gelenlere
yalandan ikinci el ninnileri pazarla
neyse boşver diye diye
doldurduğum heybeyi
taşıyan omuzlarım aşındı şair
iyileşiyor sanmıştım
kaşındı bilinmezle açılan yaralarım
içime taşındı şair
zehir içim
dışımdan
görünmez içim
biçimsel kaygılarla perdelenmiş nazarla
uyurgezer kalplerle tezgaha gelenlere
yalandan ikinci el ninnileri pazarla
devamını gör...
1385.
14 sene önceden gelen, son şiirdir. sonra bi' şey yazasım gelmedi. 16 yaş için fazla hayalci bi' konseptti gerçi.
o zamandan kalan imla hatalarını düzeltmeden:
beni kendine bırak bu gece
bırak ki benliğim;
güneşin mahmuzu olsun
hani ya kasımdı aylardan,
mevsimlerden hazan.
bütün medlerim sanaydı hani,
cezirlerim büsbütün senden
bırak beni kendine hadi,
çirkefliğimle soldurayım maskelerini
dokunuşlarım ruhuna olsun,
ölü yıldızların tozunu almak gibi…
ruhun bir terzinin besmelesi olsun,
maddenin ilmeğinden azad etsin bizi
ve kendini bana bırak bu gece.
bırak ki titrek hünersizliğim,
ortaya dökülsün;
kırılışı ol yalanlarımın
bağışlanmanın kalesi,
şarapların en nadide bağı ol.
ve beni sar,
kesinlikle bütün kesinliklerden muaf bir keskinlikle
kanat beni.
öldür,
öldür bu gece beni,
hıçkırıkların zehirli dikenler olsun.
öldür ki yarın sana dirilebileyim.
anne şefkatini yılanlarla birleştir,
yani sen ol işte bu gece,
lakin bu kadar da gülme.
ve sabah üstümüzü örterken,
leşini bırak bende.
dirilecek birşeyim kalmassın diye….
ölüm kokusu sinsin baharın yeşillerine,
matemime aldırmasın dünya yine.
ve gidişimi görsün leşin,
gönlünce…
i̇zlesin yitişimi,bozkır gecelerinde yitirsin izimi.
ki bir daha bekleme…
ama hadi, önce,
beni kendine bırak bu gece.
uğursuz gece kuşları ürksün,
solan güllerin bülbülü bekleyişi nafile.
bu gece yazılsın şiirler,
hiç okunmasınlar diye.
çöpçüler firar etsin, sönsün ışıklar
ve kahve kokusu silinsin…
ya da boşver,
hayalinle beni kendi halime bırak bu gece.
gönlümce seveyim,
yeri gelince adını vermekten ürkeyim,
ve yine o sanayım seni kendimce.
her şeyi bırak bu gece.
şarap manasız,biliyorum kibritin yok,
yani muhtaçsın yeryüzüne…
o zamandan kalan imla hatalarını düzeltmeden:
beni kendine bırak bu gece
bırak ki benliğim;
güneşin mahmuzu olsun
hani ya kasımdı aylardan,
mevsimlerden hazan.
bütün medlerim sanaydı hani,
cezirlerim büsbütün senden
bırak beni kendine hadi,
çirkefliğimle soldurayım maskelerini
dokunuşlarım ruhuna olsun,
ölü yıldızların tozunu almak gibi…
ruhun bir terzinin besmelesi olsun,
maddenin ilmeğinden azad etsin bizi
ve kendini bana bırak bu gece.
bırak ki titrek hünersizliğim,
ortaya dökülsün;
kırılışı ol yalanlarımın
bağışlanmanın kalesi,
şarapların en nadide bağı ol.
ve beni sar,
kesinlikle bütün kesinliklerden muaf bir keskinlikle
kanat beni.
öldür,
öldür bu gece beni,
hıçkırıkların zehirli dikenler olsun.
öldür ki yarın sana dirilebileyim.
anne şefkatini yılanlarla birleştir,
yani sen ol işte bu gece,
lakin bu kadar da gülme.
ve sabah üstümüzü örterken,
leşini bırak bende.
dirilecek birşeyim kalmassın diye….
ölüm kokusu sinsin baharın yeşillerine,
matemime aldırmasın dünya yine.
ve gidişimi görsün leşin,
gönlünce…
i̇zlesin yitişimi,bozkır gecelerinde yitirsin izimi.
ki bir daha bekleme…
ama hadi, önce,
beni kendine bırak bu gece.
uğursuz gece kuşları ürksün,
solan güllerin bülbülü bekleyişi nafile.
bu gece yazılsın şiirler,
hiç okunmasınlar diye.
çöpçüler firar etsin, sönsün ışıklar
ve kahve kokusu silinsin…
ya da boşver,
hayalinle beni kendi halime bırak bu gece.
gönlümce seveyim,
yeri gelince adını vermekten ürkeyim,
ve yine o sanayım seni kendimce.
her şeyi bırak bu gece.
şarap manasız,biliyorum kibritin yok,
yani muhtaçsın yeryüzüne…
devamını gör...
1386.
köylü yazarımızın şiirleri varken buraya yazdığınız her şey çöp üzgünüm
devamını gör...
1387.
iki satırlık bir ilham geldi hemen onu paylaşayım sizlerle dediğim şiirdir.
kendimi cennette buldum bir nevi
benim bütün zevklerim dünyevi.
kendimi cennette buldum bir nevi
benim bütün zevklerim dünyevi.
devamını gör...
1388.
gece gelir ya düşünceler
sıcacık yatağa girince
rahatını almak isterken insan
yapacak şey kalmayınca
gelmesi gereken şey uykuyken
geliverir akla anılar
ve bastırıverir özlemler
yüreğinin en derin yerinden
sıcacık yatağa girince
rahatını almak isterken insan
yapacak şey kalmayınca
gelmesi gereken şey uykuyken
geliverir akla anılar
ve bastırıverir özlemler
yüreğinin en derin yerinden
devamını gör...
1389.
yeto artık gerçekten yeto
en tehlikeli örgüttür feto
en sevdiğin forvet kimdir derseniz
hiç düşünmeden derim samuel eto'o.
en tehlikeli örgüttür feto
en sevdiğin forvet kimdir derseniz
hiç düşünmeden derim samuel eto'o.
devamını gör...
1390.
üzerine düşen far ışığıyla silkinip uyandı uykusundan
bir gece vakti küçük çınar ağacı
"hey" dedi. "geldi yine bahar"
"yine yapraklarla donanacağım, savulun çiçeğe duracağım"
- sanki çiçeğe benzer çiçeği varmış gibi söyledi
son sözleri. laf aramızda -
düşünün şaşkınlığını küçük çınar ağacının,
anladığı zaman sahteliğini ışığın.
bir gece vakti küçük çınar ağacı
"hey" dedi. "geldi yine bahar"
"yine yapraklarla donanacağım, savulun çiçeğe duracağım"
- sanki çiçeğe benzer çiçeği varmış gibi söyledi
son sözleri. laf aramızda -
düşünün şaşkınlığını küçük çınar ağacının,
anladığı zaman sahteliğini ışığın.
devamını gör...
1391.
küçücüksün, körpeciksin.
bir ansiklopedisin ama inceciksin.
sularında yosunların yok.
henüz anadan üryan, tertemizsin.
kötülüğü anlamak için fazla toy,
iyiliği seçmek içinse fazla iradesizsin.
hıçkırıklarının her biri, dilinin bağını henüz çözmeyen tanrı'ya tepkin.
ama bu protesto ilk değil, sen sonuncu da değilsin.
ve bu 'yuvarlak' dünyada, öylece bir 'köşe'ye de çekilemezsin.
apaçıksın, ortadasın.
sen doğarken boşuna ağlamadın;
sana ölümü gösterdiler, sen de gözlerini kapadın.
bir ansiklopedisin ama inceciksin.
sularında yosunların yok.
henüz anadan üryan, tertemizsin.
kötülüğü anlamak için fazla toy,
iyiliği seçmek içinse fazla iradesizsin.
hıçkırıklarının her biri, dilinin bağını henüz çözmeyen tanrı'ya tepkin.
ama bu protesto ilk değil, sen sonuncu da değilsin.
ve bu 'yuvarlak' dünyada, öylece bir 'köşe'ye de çekilemezsin.
apaçıksın, ortadasın.
sen doğarken boşuna ağlamadın;
sana ölümü gösterdiler, sen de gözlerini kapadın.
devamını gör...
1392.
sadece bir havva hakkında...
sevgilim seni ben
hayvanoğluhayvan gibi seviyorum
insan gibi sevince, ben ona aşk demiyorum
bu fikir aslında;
şemsiyeli, yağmurlu, güneşli, gölgeli bir şiirden
hem de sheakspeare'den
çok etkileniyorum kendisinden...
elizabeth yakalar falan ve keçi sakalından
elimde olsaydı inan,
şiir yazardım her bir kirpiğine
düşünsene ne çok...
ama sevgilim, sensiz bir hayatı düşündükçe
ben,
kahroluyorum, kayboluyorum
kahroluyorum, kayboluyorum
kahr, kayb...
bak işte kayboldum bile, yine
senin kirpiklerinde donuyorum
donuyorum ve kalıyorum.
çünkü insan gibi sevemiyorum
bazen çok uzak hissediyorum sana
beni duy diye bağırıyorum - hayvan gibi -
bazen başka hayvanlar üşüşmüş gibi etine
pençelerim kalkıyor - hayvan gibi -
bazen gururunu sindirmek için
hırlıyorum dişlerimi gösterip - hayvan gibi -
ki o gurur korkuttuğundan beni
hatta kopardığından ödümü.
"hepsi yanımda biraz daha kalman için..."
diye uydurduğum bir yalan,
ve bana ayrılan sürenden arta kalan,
o sürede bile ben yine vahşi bir hayvan.
kusura bakma sevgilim,
hayvanlık erkeğin yaradılışından.
ve gördüğün gibi hep bahanelerim,
sığ ama iç rahatlatan,
kendi suçlarımın mağduruyum hep
hem katil hem kurban.
ne çok asırlar geçti ilk yaradılıştan
elmayı ben yedim ama suçu havva'dan
daha ilk anda ihanet ettim
kendi kaburgalarıma
bu yüzden içine hapsettim kalbimi
kafeste çırpınan bir kuş gibi şimdi
bir gün durana kadar, hatırlasın ihanetini...
sevgilim seni ben
hayvanoğluhayvan gibi seviyorum
insan gibi sevince, ben ona aşk demiyorum
bu fikir aslında;
şemsiyeli, yağmurlu, güneşli, gölgeli bir şiirden
hem de sheakspeare'den
çok etkileniyorum kendisinden...
elizabeth yakalar falan ve keçi sakalından
elimde olsaydı inan,
şiir yazardım her bir kirpiğine
düşünsene ne çok...
ama sevgilim, sensiz bir hayatı düşündükçe
ben,
kahroluyorum, kayboluyorum
kahroluyorum, kayboluyorum
kahr, kayb...
bak işte kayboldum bile, yine
senin kirpiklerinde donuyorum
donuyorum ve kalıyorum.
çünkü insan gibi sevemiyorum
bazen çok uzak hissediyorum sana
beni duy diye bağırıyorum - hayvan gibi -
bazen başka hayvanlar üşüşmüş gibi etine
pençelerim kalkıyor - hayvan gibi -
bazen gururunu sindirmek için
hırlıyorum dişlerimi gösterip - hayvan gibi -
ki o gurur korkuttuğundan beni
hatta kopardığından ödümü.
"hepsi yanımda biraz daha kalman için..."
diye uydurduğum bir yalan,
ve bana ayrılan sürenden arta kalan,
o sürede bile ben yine vahşi bir hayvan.
kusura bakma sevgilim,
hayvanlık erkeğin yaradılışından.
ve gördüğün gibi hep bahanelerim,
sığ ama iç rahatlatan,
kendi suçlarımın mağduruyum hep
hem katil hem kurban.
ne çok asırlar geçti ilk yaradılıştan
elmayı ben yedim ama suçu havva'dan
daha ilk anda ihanet ettim
kendi kaburgalarıma
bu yüzden içine hapsettim kalbimi
kafeste çırpınan bir kuş gibi şimdi
bir gün durana kadar, hatırlasın ihanetini...
devamını gör...
1393.
kadın! kokun var ya...
ilk olana yeminlerim olsun ki;
dönüyor renginle dünya.
--kadınım sen ki bir rüya...
umutlu gözlerinde lalala
dünya bize;
yeşil çimenlerde mantar,
(nasıl)
bir rüya-- bir şiir,
bir hayalcik
piç çölde serap. (nokta)
yunanca bir türkü
ve sarhoş bir kadının-
ıslak öpüşü.
ilk olana yeminlerim olsun ki;
dönüyor renginle dünya.
--kadınım sen ki bir rüya...
umutlu gözlerinde lalala
dünya bize;
yeşil çimenlerde mantar,
(nasıl)
bir rüya-- bir şiir,
bir hayalcik
piç çölde serap. (nokta)
yunanca bir türkü
ve sarhoş bir kadının-
ıslak öpüşü.
devamını gör...
1394.
tükenmez derde düştüm halım keşmekeş,
bir yar aldım, kalbi, ruhu leş,
içim kan ağlıyor ama dışım serkeş,
goethe giren şemsiye açılmaz...
tabiata gitsem doğa ana dışlar,
içki içsem alkolizmim yine başlar,
günah çıkarsam tanrı beni suçlar,
göze gelen yaştan kaçılmaz...
cenabetim tekmil i alem düşmanım,
geldiğime geleceğime pişmanım,
kayboldu hükümsüzdür gülüşlerim,
özü bölen meyden içilmez...
bir yar aldım, kalbi, ruhu leş,
içim kan ağlıyor ama dışım serkeş,
goethe giren şemsiye açılmaz...
tabiata gitsem doğa ana dışlar,
içki içsem alkolizmim yine başlar,
günah çıkarsam tanrı beni suçlar,
göze gelen yaştan kaçılmaz...
cenabetim tekmil i alem düşmanım,
geldiğime geleceğime pişmanım,
kayboldu hükümsüzdür gülüşlerim,
özü bölen meyden içilmez...
devamını gör...
1395.
pencerelerde yardım istiyor kadınlar,
güneşlik perdenin kenarından, günün herhangi bir saatinde, hiç açılmamış perdenin kenarından,
açılmadıkça inatlaşan,
direnen ışıkları,
bir umut paresi olarak görüyor.
günyüzü görmemiş kadınlar, pencerelerde yardım istiyor.
hiç uçurtma uçurmayacak oluşlarını korkuyla hayal eden kadınlar,
kızlarını pencerelerde gökyüzüyle buluşturuyor.
kadın olmanın zorluğunu iliklerine kadar yaşamış olan kadınlar,
dünyaya hiç kız çocuğu getirmek istemiyor.
yardım istiyor kadınlar pencerelerde,
siz ise hiç açılmadığını anlamadığınız perdelerin arasından,
bir kere, zindanda yaşadıklarını anlamıyorsunuz.
keşke herkes bir günlüğüne kadın olsa...
güneşlik perdenin kenarından, günün herhangi bir saatinde, hiç açılmamış perdenin kenarından,
açılmadıkça inatlaşan,
direnen ışıkları,
bir umut paresi olarak görüyor.
günyüzü görmemiş kadınlar, pencerelerde yardım istiyor.
hiç uçurtma uçurmayacak oluşlarını korkuyla hayal eden kadınlar,
kızlarını pencerelerde gökyüzüyle buluşturuyor.
kadın olmanın zorluğunu iliklerine kadar yaşamış olan kadınlar,
dünyaya hiç kız çocuğu getirmek istemiyor.
yardım istiyor kadınlar pencerelerde,
siz ise hiç açılmadığını anlamadığınız perdelerin arasından,
bir kere, zindanda yaşadıklarını anlamıyorsunuz.
keşke herkes bir günlüğüne kadın olsa...
devamını gör...
1396.
seni görünce uyandı benimki
bir efsane ikizlerin baldan tatlı seninki
bir kere öpsem dudağindan
gözlerin ceylan dudakların kırmızıdan.
bir efsane ikizlerin baldan tatlı seninki
bir kere öpsem dudağindan
gözlerin ceylan dudakların kırmızıdan.
devamını gör...
1397.
acının şarkısı
kısa bir şeyler yazmak isterim
köprücük kemiğinden bel boşluğuna kadar
sonsuzluğu tutabilmek isterim ellerinde
gözlerin benim ruhumu geçene kadar
sevebilmek diyorum seni koyuyor baş yapıtlarım
parmaklarımı bir açsam saçın ellerimden geçecek gibi
ama sen kelsin biliyorum
ben de seni bu yüzden seviyorum
hayalini bırak hatıran da kalsın yeter
sorgulayamam bu kadar yeter
dert keder oje kokundan geçmezken
senin bir gülüşün doldururdu boşlukları
ben ben değildim değişmiştim sanki aniden
son cümlelerim bu deyip alınca valizimi
duygu asena hıncı otururdu yüzüne
halbuki ben ne erkektim ne de aşık
sevebilmeyi istemiştim içsesinde
ben ben değildim değiştim aniden
çok uzaklardayken düşen kartpostal
seni hatırlamama geçit vermeyen o gözleme kokusu
bir sen ilham verdin dudaklarıma
kalbim kurudu ben değiştim aniden
bitsin diye içtiğim mürekkebime
acı diyerek ismini bastırdım
saf sevebilmekti ahım
güllerim unuttu saksısını
sütyenlerin boleni çıktı artık beni daralttı
ben ben değildim değiştim aniden
kısa bir şeyler yazmak isterim
köprücük kemiğinden bel boşluğuna kadar
sonsuzluğu tutabilmek isterim ellerinde
gözlerin benim ruhumu geçene kadar
sevebilmek diyorum seni koyuyor baş yapıtlarım
parmaklarımı bir açsam saçın ellerimden geçecek gibi
ama sen kelsin biliyorum
ben de seni bu yüzden seviyorum
hayalini bırak hatıran da kalsın yeter
sorgulayamam bu kadar yeter
dert keder oje kokundan geçmezken
senin bir gülüşün doldururdu boşlukları
ben ben değildim değişmiştim sanki aniden
son cümlelerim bu deyip alınca valizimi
duygu asena hıncı otururdu yüzüne
halbuki ben ne erkektim ne de aşık
sevebilmeyi istemiştim içsesinde
ben ben değildim değiştim aniden
çok uzaklardayken düşen kartpostal
seni hatırlamama geçit vermeyen o gözleme kokusu
bir sen ilham verdin dudaklarıma
kalbim kurudu ben değiştim aniden
bitsin diye içtiğim mürekkebime
acı diyerek ismini bastırdım
saf sevebilmekti ahım
güllerim unuttu saksısını
sütyenlerin boleni çıktı artık beni daralttı
ben ben değildim değiştim aniden
devamını gör...
1398.
bulunmaz çanakkale sana tarihte bir eş
ölüm kalım savaşı yıl 1915
haçlı tek millet oldu , aynı safta buluştu
hedefleri şaşmıştı çanakkaleye koştu
ama bilmediler ki türke kefen biçilmez
nerden bileceklerdi çanakkale geçilmez
dedelerimizden çok tokatlar yemişlerdi
belli ki tokat yemeyi yine özlemişlerdi
bir şölen edasıyla sahillere çıktılar
bu mert yiğit millete kara kurşun sıktılar
hesap edemediler aslan kafese girmez
bu millet can verir de hürriyetini vermez
namlular ölüm kustu yaşamaksa pek hafif
bedrin aslanlarına benzetiyor ya akif
mehmetçikler siperden sipere atlıyordu
iman dolu göğsünde mermiler patlıyordu
...
nur yüzlü dedelerim
ölüm kalım savaşı yıl 1915
haçlı tek millet oldu , aynı safta buluştu
hedefleri şaşmıştı çanakkaleye koştu
ama bilmediler ki türke kefen biçilmez
nerden bileceklerdi çanakkale geçilmez
dedelerimizden çok tokatlar yemişlerdi
belli ki tokat yemeyi yine özlemişlerdi
bir şölen edasıyla sahillere çıktılar
bu mert yiğit millete kara kurşun sıktılar
hesap edemediler aslan kafese girmez
bu millet can verir de hürriyetini vermez
namlular ölüm kustu yaşamaksa pek hafif
bedrin aslanlarına benzetiyor ya akif
mehmetçikler siperden sipere atlıyordu
iman dolu göğsünde mermiler patlıyordu
...
nur yüzlü dedelerim
devamını gör...
1399.
çok güzeldi oy verirken
adam sultan oldu montun sana dar gelirken
kaldın ay sonu tekte it gibi titre ekmek beklerken
bu işin sonu nere allah akıl vere üç kuruşa eller yara bere kanarken
alimin ismi yok yetimin hakkı yok rahmetin cismi yok sonu belli uçuruma giderken
bir musibet bin nasihattan evla size gerek can yakan bir bela gökten inerken
dinleme boşuna söz uçar yazı kalır sayfa sayfa yazarken
güzel günlere hasretiz bitsin artık her şey hazırken.
adam sultan oldu montun sana dar gelirken
kaldın ay sonu tekte it gibi titre ekmek beklerken
bu işin sonu nere allah akıl vere üç kuruşa eller yara bere kanarken
alimin ismi yok yetimin hakkı yok rahmetin cismi yok sonu belli uçuruma giderken
bir musibet bin nasihattan evla size gerek can yakan bir bela gökten inerken
dinleme boşuna söz uçar yazı kalır sayfa sayfa yazarken
güzel günlere hasretiz bitsin artık her şey hazırken.
devamını gör...
1400.
her gece bir şehir yaktım içimde
her gece bir ben öldüm, benimle beraber sen öldün içimde
her gecenin sabahında bir daha doğdum
ne olduysa kurtulamadım senden
her sabah benimle beraber bir daha doğdun
seni düşünmeden
seni düşlemeden
senin üstüne düşmeden edemedim
her şehirde bir ev
her evin odasında bir sen
sen ise benim içimde bir büyük yara
öyle güzel sevdim ki seni
öyle güzel baktım ki
hiçbiriyle senin kalbinde bir yer edinemedim
zorla değil ya
karşılıksız olan her şeye karşı benim kalbim
"lingo lingo..."
evet kapattım ben o şişelerin kapağını
bir tekneyle beraber açık sulara bıraktım
her gece bir ben öldüm, benimle beraber sen öldün içimde
her gecenin sabahında bir daha doğdum
ne olduysa kurtulamadım senden
her sabah benimle beraber bir daha doğdun
seni düşünmeden
seni düşlemeden
senin üstüne düşmeden edemedim
her şehirde bir ev
her evin odasında bir sen
sen ise benim içimde bir büyük yara
öyle güzel sevdim ki seni
öyle güzel baktım ki
hiçbiriyle senin kalbinde bir yer edinemedim
zorla değil ya
karşılıksız olan her şeye karşı benim kalbim
"lingo lingo..."
evet kapattım ben o şişelerin kapağını
bir tekneyle beraber açık sulara bıraktım
devamını gör...