1381.
geride kalan her şey gibi
eskimiş, solmuş
belki de bizden çok uzaklaşmış,
çizgiler çubuklar sevmezsin ama
kızdıkça, güldükçe
yüzünde kalmış
çektiğin aklına zincir vursa da
gördüğün bildiğin başına taçmış..
bir gülmüş güller açmış
bir gülmüş, bir gün solmuş.
aklına dişini geçirmiş soruyu
tanıdığı herkese sormuş,
bulamamış cevabı.
düşleri resimmiş
gözlerine asmış
düşleri böyle hep gerçek sanmış
burnunun ucundan geçen herkesi
görememiş, düşe düşmüş gözü
hepi topu verdiği tek sözü
tutamamış, öylece kalmış.
bir avuç göğe sığmış
koca şehre sığamamış
bir yumruk kalpte atmış
ama hiç bir olamamış...
masal olmuş anlatılmış
kaçan olmuş yakalanmış
gülen olmuş da içi hep ağlamış
sonra biri  şiir yazmış,
ona yazmış.
ama o, hiç okumamış,
okuyanı da duymamış...
devamını gör...
1382.
şiirim geldi...

azizguven.wordpress.com/202...
devamını gör...
1383.
ne acayiptir gökyüzü,
bu hangi kitabın önsözü,
çok canım sıkıldı,
limon muyum ben şimdi?
kendime mi gelsem yoksa
parkta mı uyusam?
korkularıma bir rövaşata,
şimdi ben hangisine kafa atsam?
yıldızlar depresif mi takılırlar, sonra atlarlar uzaydan?
hangi gezegene sorsam,
memnunmuş yörüngesinden!

bizi böyle yapan,
mutluluk bile paraylan (düz okunuş)
devamını gör...
1384.
çok yıprandım
uzunca bir yoldu.
çok sarsıldım
ama uyuyunca bitiyordu
bir söze küsüyor bi gülüşe düşüyor
bazen de biraz üşüyordum
kafam yine koca bi metropol.
olanları düşünüyor ama olmayanlardan fazla değil.
garip olmayan şeyleri düşünmek
sanırım pek akla yatkın değil.
olsun
söz konusu mantıksa
kimse değil sorun değil
-h. ş. k.
devamını gör...
1385.
uzun zamandır yoktum.. hüzünlü bir şiirle tekrar aranızdayım.. okurken yanınızda peçete bulundurun gözyaşlarınızı silmek için..

şiirimin adı: hoşlandığım kızın litvanya'ya erasmus'a gitmeye karar verdiğini geceleyin şahsıma ilettikten sonra aramızda geçen <aa süpermiş> <teşekkür ederim> diyalogu üzerine düşünürken aniden basan hafakanın zihnimde yarattığı bazı mülahazatı şamildir

saçma sapan yalpa yalman bir gecedeyken
nereden çıktı litvanya
gurbetteyiz zaten kendi vatanımızda......*
ne bileyim antalya'ya git hatay'a git
ama gitme oraya........
delişmen çiçekler burada
orada sovyet mimarisi falan
-ben severim aslında ama sen sevmezsin diye öne sürüyorum-
bırak,
uyma şu lezbiyen arkadaşına
her şey çıkıyor onun başının altından.......

üşüyorum
üşürken düşünüyor düşündükçe üşüyorum
bak oralar soğuktur ha
hazır iklim de bozulmuşken istanbulda
hazır yaşıyorken sonbaharı kışta
bir daha mı düşünsen acaba????????

dariuslar leviler nikolaslar
sana benim gibi davranacaklar mı
bak kızım bak tatar'ım
ne işin var gavur illerinde diye
yaradan sormayacak mı..........
devamını gör...
1386.
ayçura (türk mitolojisindeki doğa tanrısı)

ayçura bizi lanetledi
gerçek tanrıdan vazgeçenleri
suyu ve doğayı kirletenleri
sürekli çoğalan bilgisizleri

ayçura erlikle anlaşacak
dünyaya hastalıklar yayacak
üst üste depremler olacak
dena kafamıza yıkılacak
devamını gör...
1387.
şiiroksit

bulutsuz bir gökyüzü gibi
başımın içindeki soyut düzlem
rahmetli ve sevecen

ellerim pamuk tarlası
kavrulmuş yada unutulmuş
kelimeli ve süreğen

dilim paslanmış susmaktan
aşka ve özgürlüğe açılan
çilingir bir kapı gibi
ulayan ve devinen

toprağımda yeşeren bütün çiçekler porselen
ben ayvaz bir telaşı kemirip olgunlaştırırken
rüyaların rıhtımından demir almış kaçıyor
gençliğim zamanımın ellerinden.
devamını gör...
1388.
nerde olsam huzur yoksa benliğimden sizene
taşa bassam izi çıksa kimliğinden sizene
söyleyince tesir yoksa bildiğimden sizene
tercih ettim imza attım kaderimden sizene

gönül verdim aşık oldum sevdiğimden sizene
günü geldi karşı koydum ittiğimden sizene
kahır çektim elem gördüm çektiğimden sizene
vah tüh deyip kınar isen kederimden sizene

yoktur huzur yoktur rahat bıktığımdan sizene
aş istemem ekmek demem kıtlığımdan sizene
metaliğe kurşunları sıktığımdan sizene
memnun değil isen benden yokluğumdan sizene
devamını gör...
1389.
iki çocuğum var
biri hicran
öteki hicaz
iki derdim var
biri sen
öteki seni bağlamaz
iki dileğim var
biri senden
öteki yüzüme bakmaz
iki ömrüm var
birinde sen
öteki sensizlikten hep az.
devamını gör...
1390.
gıpta ediyorum sessiz ve sakin kalırkenki o nahif tavırlarına
öylesine değil hemde, bağlanacak kadar yürekten
güneşi taşıyorsun gözlerinin siyah olması gereken yerlerinde.
öyle bir güneş ki ışıltısıyla âmâ bırakır adamı.
öyle bir güneş ki, söndürür bir parça kalan şems silüetini üzerimden...
devamını gör...
1391.
biyopsi

neyse boşver diye diye
doldurduğum heybeyi
taşıyan omuzlarım aşındı şair
iyileşiyor sanmıştım
kaşındı bilinmezle açılan yaralarım
içime taşındı şair
zehir içim
dışımdan
görünmez içim
biçimsel kaygılarla perdelenmiş nazarla
uyurgezer kalplerle tezgaha gelenlere
yalandan ikinci el ninnileri pazarla
devamını gör...
1392.
14 sene önceden gelen, son şiirdir. sonra bi' şey yazasım gelmedi. 16 yaş için fazla hayalci bi' konseptti gerçi.

o zamandan kalan imla hatalarını düzeltmeden:

beni kendine bırak bu gece
bırak ki benliğim;
güneşin mahmuzu olsun
hani ya kasımdı aylardan,
mevsimlerden hazan.
bütün medlerim sanaydı hani,
cezirlerim büsbütün senden
bırak beni kendine hadi,
çirkefliğimle soldurayım maskelerini
dokunuşlarım ruhuna olsun,
ölü yıldızların tozunu almak gibi…
ruhun bir terzinin besmelesi olsun,
maddenin ilmeğinden azad etsin bizi
ve kendini bana bırak bu gece.
bırak ki titrek hünersizliğim,
ortaya dökülsün;
kırılışı ol yalanlarımın
bağışlanmanın kalesi,
şarapların en nadide bağı ol.
ve beni sar,
kesinlikle bütün kesinliklerden muaf bir keskinlikle
kanat beni.
öldür,
öldür bu gece beni,
hıçkırıkların zehirli dikenler olsun.
öldür ki yarın sana dirilebileyim.
anne şefkatini yılanlarla birleştir,
yani sen ol işte bu gece,
lakin bu kadar da gülme.
ve sabah üstümüzü örterken,
leşini bırak bende.
dirilecek birşeyim kalmassın diye….
ölüm kokusu sinsin baharın yeşillerine,
matemime aldırmasın dünya yine.
ve gidişimi görsün leşin,
gönlünce…
i̇zlesin yitişimi,bozkır gecelerinde yitirsin izimi.
ki bir daha bekleme…
ama hadi, önce,
beni kendine bırak bu gece.
uğursuz gece kuşları ürksün,
solan güllerin bülbülü bekleyişi nafile.
bu gece yazılsın şiirler,
hiç okunmasınlar diye.
çöpçüler firar etsin, sönsün ışıklar
ve kahve kokusu silinsin…
ya da boşver,
hayalinle beni kendi halime bırak bu gece.
gönlümce seveyim,
yeri gelince adını vermekten ürkeyim,
ve yine o sanayım seni kendimce.
her şeyi bırak bu gece.
şarap manasız,biliyorum kibritin yok,
yani muhtaçsın yeryüzüne…
devamını gör...
1393.
köylü yazarımızın şiirleri varken buraya yazdığınız her şey çöp üzgünüm
devamını gör...
1394.
iki satırlık bir ilham geldi hemen onu paylaşayım sizlerle dediğim şiirdir.

kendimi cennette buldum bir nevi
benim bütün zevklerim dünyevi.
devamını gör...
1395.
gece gelir ya düşünceler
sıcacık yatağa girince
rahatını almak isterken insan
yapacak şey kalmayınca
gelmesi gereken şey uykuyken
geliverir akla anılar
ve bastırıverir özlemler
yüreğinin en derin yerinden
devamını gör...
1396.
yeto artık gerçekten yeto
en tehlikeli örgüttür feto
en sevdiğin forvet kimdir derseniz
hiç düşünmeden derim samuel eto'o.
devamını gör...
1397.
üzerine düşen far ışığıyla silkinip uyandı uykusundan
bir gece vakti küçük çınar ağacı
"hey" dedi. "geldi yine bahar"
"yine yapraklarla donanacağım, savulun çiçeğe duracağım"
- sanki çiçeğe benzer çiçeği varmış gibi söyledi
son sözleri. laf aramızda -
düşünün şaşkınlığını küçük çınar ağacının,
anladığı zaman sahteliğini ışığın.
devamını gör...
1398.
küçücüksün, körpeciksin.
bir ansiklopedisin ama inceciksin.
sularında yosunların yok.
henüz anadan üryan, tertemizsin.
kötülüğü anlamak için fazla toy,
iyiliği seçmek içinse fazla iradesizsin.
hıçkırıklarının her biri, dilinin bağını henüz çözmeyen tanrı'ya tepkin.
ama bu protesto ilk değil, sen sonuncu da değilsin.
ve bu 'yuvarlak' dünyada, öylece bir 'köşe'ye de çekilemezsin.
apaçıksın, ortadasın.
sen doğarken boşuna ağlamadın;
sana ölümü gösterdiler, sen de gözlerini kapadın.
devamını gör...
1399.
sadece bir havva hakkında...

sevgilim seni ben
hayvanoğluhayvan gibi seviyorum
insan gibi sevince, ben ona aşk demiyorum
bu fikir aslında;
şemsiyeli, yağmurlu, güneşli, gölgeli bir şiirden
hem de sheakspeare'den
çok etkileniyorum kendisinden...
elizabeth yakalar falan ve keçi sakalından
elimde olsaydı inan,
şiir yazardım her bir kirpiğine
düşünsene ne çok...
ama sevgilim, sensiz bir hayatı düşündükçe
ben,
kahroluyorum, kayboluyorum
kahroluyorum, kayboluyorum
kahr, kayb...
bak işte kayboldum bile, yine
senin kirpiklerinde donuyorum
donuyorum ve kalıyorum.
çünkü insan gibi sevemiyorum
bazen çok uzak hissediyorum sana
beni duy diye bağırıyorum - hayvan gibi -
bazen başka hayvanlar üşüşmüş gibi etine
pençelerim kalkıyor - hayvan gibi -
bazen gururunu sindirmek için
hırlıyorum dişlerimi gösterip - hayvan gibi -
ki o gurur korkuttuğundan beni
hatta kopardığından ödümü.
"hepsi yanımda biraz daha kalman için..."
diye uydurduğum bir yalan,
ve bana ayrılan sürenden arta kalan,
o sürede bile ben yine vahşi bir hayvan.
kusura bakma sevgilim,
hayvanlık erkeğin yaradılışından.
ve gördüğün gibi hep bahanelerim,
sığ ama iç rahatlatan,
kendi suçlarımın mağduruyum hep
hem katil hem kurban.
ne çok asırlar geçti ilk yaradılıştan
elmayı ben yedim ama suçu havva'dan
daha ilk anda ihanet ettim
kendi kaburgalarıma
bu yüzden içine hapsettim kalbimi
kafeste çırpınan bir kuş gibi şimdi
bir gün durana kadar, hatırlasın ihanetini...
devamını gör...
1400.
kadın! kokun var ya...
ilk olana yeminlerim olsun ki;
dönüyor renginle dünya.
--kadınım sen ki bir rüya...
umutlu gözlerinde lalala

dünya bize;
yeşil çimenlerde mantar,
(nasıl)
bir rüya-- bir şiir,
bir hayalcik
piç çölde serap. (nokta)
yunanca bir türkü
ve sarhoş bir kadının-
ıslak öpüşü.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim