621.
herkes şairmiş anam
devamını gör...
622.
gün
iskele...
denize atılan ağlar.
geçen gemilerin savurduğu dalgalar.
kovalarda biriken balıklar.
çığlıklarla taş atan çocuklar.
teknelerle açılan balıkçılar.

durak...
yorgun insanlar, çeşit çeşit.
ayaklarda dolanan kediler, sessiz.
aniden bastıran yağmur, şiddetli.
yavaşça gelen dolmuş, eski.
her yanında aynı koku, kesif.

ev...
bir gıcırtı ile açılır kapısı.
koltuğuna yığılır balıkçı.
yanında ona yardım etmiş evladı.
yemeğe çağırıyor onları kadın.
mutfaktan gelir yemek kokuları.

tazecik, fırından yeni çıkmış şiir.
devamını gör...
623.
sanrı

verdiğin nimetler için sana minnettarız
hoş, en güzellerini yasaklıyorsun
mesela arpa suyu içmeyin diyorsun
tamam, sorun olacaksa içmeyelim ama
sevişmeye de karşısın
halbuki sevgi en güzel şey değil midir?
üstelik bize bu arzuları veren de sensin
yani öyle diyor arkadaşlar
diyorlar ki; bir imza atarsan sevişebilirsin
evet tam şuraya, isminin altına
ömür boyu mutluluklar diliyorlar
bunun mümkün olmadığını bilmeden
ya da bilerek?
sen böyle uygun görüyormuşsun çünkü
e kendisi öyle yapsın o zaman
bize neden karışıyor, diyorum
kızıyorlar
sus, yoksa sana ceza verir diyorlar
bu kadar eleştiriye kapalı olduğunu bilmiyordum
bir terapist tanıdığım var
görüşme ayarlayabilirim senin için
gerçi onu da sen yarattın
yani öyleymiş
sen hepimizi yoktan yaratmışsın
bunun için teşekkürler
fakat sana borcumuz varmış gibi davranma artık
çünkü aynı şekilde biz de seni yoktan yarattık.
devamını gör...
624.
uçamıyorum artık
kanatlarım kırık
altından demirler
sarmış etrafımı

düştüm, kaç kere
dizlerim yaralı
kanıyor sol yanım
ayakta duramıyorum

ulaşamadım sana
yaşayamıyorum da bazen
sözlerim kesiliyor
yorgunken nefeslerim

seni düşlerken
gördüğüm rüyaların
kabuslar alıyor yerlerini
sen neredesin?

ayakta bekliyor musun hala beni?
yoksa oturdun mu artık?
ruhum duymasa da
hissediyor seni.
devamını gör...
625.
bir nostaljiydi hep mutluluklarımız
bazen siyah beyaz fotoğraftaki bir sevgili
hediye bir aşk romanı içinde kuru güller
gözyaşları mürekkebini dağıtmış bir mektup
geçmişe saplanıp kalmış birkaç tatlı anı
bir şarkı, şiir yada bir cümle
yüreğin taa derinlerinde
ah, yangın gibi bir şey...
f.
devamını gör...
626.
.
.
.
eskisi gibi değil artık
adının yanında adım
kaybedince sevmeye
yokluğundan başladım
devamını gör...
627.
kapattım gözlerimi.
el ele miyiz?
yoksa el miyiz birbirimize?
ben yine de yüreğini,
hayal edeyim derim.
hayal meyal dolaşsın,
ellerim saçlarında.
dalgın kederli ruhum,
sarsın belini.
yorgun yüreğimi
ağlarken buldum.
yaşlarımı öptüm de içtim.
ağzım burnum kan içinde.
sonra ben denizi de
hayal ederdim.
yıldızlar ararken,
gördüm poseidon’un mızrağını.
aldım elime de ne yanıma
saplayacağımı bilemedim.
başak tarlasının ortasındayım.
esmer ellerine ne çok yakışıyordu,
başak taneleri.
kurak bozkırın yakıcı sıcağındayım.
bir ağacın altındayım.
bir gölge kapladı tüm benliğimi.
gölgeden çıktı bir gökkuşağı.
simsiyah bir kuşak.
işte o kuşakla bağladığım gözlerimi,
sımsıkı kapattım.
devamını gör...
628.
bugün savruk bir çocuğum
kalemden ellerim
kendi yazdığım düşü kendim oynuyorum
kötürüm hırslarıma mal ettiğim oyunbozanlığım
mecazlı söylemimde umudun küllerinden doğuşu bu
küllerimden doğmuş gibi
sevmeye meyilliyim seni
kaburgamda ayak seslerin
annemin en sevdiği şarkıyı bakışlarından dinliyorum
bugün savruk bir çocuğum
korkularımı parmak uçlarıma gizleyip
kaldığım yerden devam ediyorum seni sevmeye
sevmekten korkmamalı biliyorum
sevgisizler
asırlardır kalem tutmamış bir neslin cahil kalmış çocukları
cümleleri paslanmış ve nefesleri donuk
hisleri içlenmiş
ruhları can veriyor ellerimde usulca
ellerin
yeni bir çağ başlatır zihnimin taş devrinden kalma kuytusunda
bugün savruk bir çocuğum
önünü alamadığım içi boş heveslerim var benim
savuruyorum bugün bir baştan bir başa heveslerimi
çünkü bugün seni seviyorum
anlayacağın seni sevmekle meşgulüm
bugün köprü altını mesken edinmiş bir evsizim
lakin hala çocuğum
dün gece düşen dişimin boşluğuna kaçan gülüşlerim
ağladığımı sanmayın sakın
dişimi de kendim çektim
acıdığını söylersem bana gülersiniz
en iyisi siz hiç canım acımadı bilin
ben altında sabahladığım bu köprünün sol arka ayağıyım
sabahtan süregelen açlığım
hep yara bere dizlerim
ve kol dirseğim
kirlenmiş üstüm başım
kim bilir dün kaç kez tökezleyip düştüm
ve dişimle beraber düşmediğimi bilebilir misiniz dün gece benim?
devamını gör...
629.
salgında vefat eden çok sevdiğim babaanneme (nur içinde yat babaanne)

unutuyor muyum yoksa gözlerini.
aklımdan da mı çıkıp gidiyorsun.
tutmadığın ellerimi hissetmiyorum şimdi.
sanki mil çekildi gözlerime görmüyorum.
sensiz yaşamayı öğrenmek istemiyorum.

yarım kaldı sensiz düşlerim.
kasvetli bir sis çöktü pencerene.
bakmadan geçmediğim penceren
saklıyor seni benden gecelerden.

bakma ağlamadığıma kurudu göz yaşlarım.
içime doğru akıyor artık kederlerim.
uzansam dokunamaz mıyım şimdi sana
ayrılık hasretin artık zor geliyor bana

neredesin şimdi nasılsın hiç bilmiyorum
sensiz yaşamayı öğrenmek istemiyorum
her gece yollarını gözlüyorum.
gamzene gömmeden gittin ya
bende sana küsüyorum.
devamını gör...
630.
kaza kurşununa kurban giden,
şiirlerimi izliyorum.
kurbanlık koyunlar gibi.
ve ağlıyorum, yetim kalan kelimelerime.

bir zamanlar,
dizelerim dans ederken
şimdilerde,
matem kokusu yayıyorlar.

bir intiharın eşiğinde,
sağ kalmış sözcüklerim,
kör kuyularda sallanıyorlar.
üşüyor harflerim korkudan.

kara delikleri büyüyor ruhumun
delikler çok kara.
içine içine çekiyor,
zavallı, bitik şiirlerimi.
devamını gör...
631.
kedi olsam

bir kedi olsam keşke
dolaşsam şu dağlarda
gitsem istediğim yere,
çok ama çok uzak bir yere.

yemek arardım kapı kapı
avlanırdım belki de...
keskin dişlerim, etkileyici gözlerim,
patimin altında uzun tırnaklarım olurdu.

bir kedi olsaydım eğer,
tam da şuan, kaçar giderdim.
kimsesiz bir sahilde
kafamı dinlerdim.

izlerdim dalgaların
kızgın kumları dövüşünü.
gece olurdu sonra
yıldızlı göğü seyrederdim.

ev kedisi olmam ki ben
özgür olmak isterdim.
kimsenin bilmediği yerlere,
başımı alıp, çekip gitmek isterdim.

özlemezdi kimse beni
arayıp sormazdı.
bir ben özlerdim belki
yüreğimde yatanları.

dört ayağım olurdu,
hep üstüne düşeceğim.
çok iyi duyan kulaklarım olurdu,
her sesi işitebileceğim.

en çok da seni özlerdim efulim.
sürgündeymişim, gurbetteymişim gibi
arasam da bulamayacağım,
o sıcaklığını özlerdim.

kediler de ağlar canım
çok özlersem oturur ağlarım.
yine akar gözyaşlarım, göz pınarlarımdan
yine kimse fark etmez kederimi, sessizce ağlarım.

sonra otururum yeşil bir tepede
bakarım doğanın güzelliklerine
izlerim insanların fark edemediklerini
rüzgar tüylerimi okşar belki.

bir kedi olsam keşke
sırtımda sadece omurgamın ağırlığı,
önümde koskoca dünya,
kalbimde sadeliğin sevinci olsaydı keşke.

16/05/2021
kedileri izlediğim bir gün, içim de keder doluydu. o an onlar gibi olmak istedim. sonra da ilham perisi gelmişti yine. bu aralar da bol bol ziyaret ediyor beni. bir şeyler karalayabilmek, yazabilmek o kadar güzel ki. resmen ruhumu dinlendiriyor. ben de yazdıklarımdan bir tanesini daha paylaşmak istedim. yoksa defterimde duruyorlar hep*.
devamını gör...
632.
kaç gün dönümü oldu unuttum
bir yalnızlık ezgisi duydum
öyle mavi, öyle küçük burunlu
ve bir on günlük izmir havası
ama inan heves değil,
9/8 lik rüzgâr tıngırtısı
içinde sen, ben bir de izmir sancısı
dünden kalma türlü ısınmış
aspiratör ışığı bize yanık
düştüm diyorsun bana
benim düştüğüm yeri görmeyerek
ölüm de beraber olsun dedik
ilk gündü, inadına güzel
şimdi öyle bir iç sıkıntısı, tuhaf
ardından bakarak, yarı delirerek.
devamını gör...
633.
hazırlayın pegasus’umu
ruhumu semaya gömeceğim.
bu kadar,
donkişotluk yeter.
yeter, dedi peri!
peri hep doğru söylerdi.
kıvrımlar kıvrımlar.
ince ve dar kıvrımlar.
çarpmadan yürümek ne mümkün.
karanlık, karanlık bu yollar
peri, nerede peri?
perimiz, her şeyimdi.
her yanım yara bere içinde.
kafamda sorular.
sorular da delirdi.
şu hala bak.
cevaplar cevaplar.
hani nerede cevaplar?
buldum birini tımarhanenin birinde.
yapıştım yakasına anlat dedim.
devamını gör...
634.
dolar dolar dolar dolar
euro euro euro euro
sterlin sterlin sterlin
altın altın altın altın

bitcoin bitcoin bitcoin
para para para para
dolar dolar dolar dolar
euro euro euro euro
devamını gör...
635.
öfkemiz ahlakın öfkesi
içimizdeki sevgi tapınaklarda kurban
miras bırakıyoruz şehirleri
her yer virane
her yer talan

öfkemiz denizlere karışıyor
gömülerek ödüyoruz yeni nesile borcumuzu
müsade edin, ölelim
yitip giden anlamsız bir akıştır belki
ömür dediğin
tanrım!
bu bakışlar pek berrak
bu bakışlar pek durgun
şimdi kim düzeltir her şeyi
benim annem çok yorgun

öfkemiz huzura kavuşuyor
birazını kuşlar alıyor bazen
birazını deniz
ne istesek veriyor bize tabiat
şartsız kefilsiz
bir söz söylüyorsun kulağıma türkçede şiir bitiyor
bir söz söylüyorum kulağına
oradan kalbine akıyor
devamını gör...
636.
sayılı mı gelmiştir gözyaşı
hayata kinli karışır bulutlara
alev alev topraklar
hemen buharlaşır
fendiyle gizler
ödetir yarınlara
bir başkaldırı gibiydi
kırık bir buse
ne kadar deneyebilirdi ki
anlamak istenmiyorsa
nafile
salındı ruhunun kanatları
istikamet bilinmez
bu son bir istirahattır.
dineceği yer görünmez.
devamını gör...
637.
yirmi promil önce tam dönüyordum senden
bir duvar çıktı önüme aniden, tadı benden
içim içime baktı, dilim olsa duyardım eminim
gidebildiğin yere kadar git, durma dediğimi
sonra o kedi yavrusu bir çiçekle yanıma geldi
çok sırnaşık ve tek gözlü bir kediydi, adı can
ağzı var, dili de var, biraz tuhaf, yarı canavar.
sonra sezen şarkısı başladı geçen arabadan
ağlasam tam olacaktım, olamadım ki?
sebebi ise dört harfliydi,
dedim bu o, belli ki adından?
devamını gör...
638.
helga’lar, olga’lar, kalbimde sızı
siftah yapamadan yedik koca bir yazı
neyleyim son çare düştüm eline
bi güzellik yapsana pansiyoncu kızı

buralarda duramam eylül – ekim’de
baban taksit yapmadı nakit çekimde
bütün yaz dolandım elim.. eee.. elim cebimde
bi yanak ver bari pansiyoncu kızı

seneye göremem, ölüm kalım var
gösterip de naz yapan nice zalım var
benim de tutunacak tek bir dalım var
insanlık öldü mü be pansiyoncu kızı

haklısın, yaz başı yoktun aklımda
kafayı ecnebi kıza taktım da
alıcı gözlerle son bi baktım da
ne şeker şeymişsin sen pansiyoncu kızı

hareket nerdeyse ben de ordayım
sabah ava çıkarım, akşam burdayım
anla artık ne olur fenayım, zordayım
tek gerçek senmişsin pansiyoncu kızı

ey gözleri ela, saçları karam
anladım bu sene aşk bize haram
al, mail adresim, bu da numaram
çağrı at, ararım pansiyoncu kızı
devamını gör...
639.


la havle

avucuna bırakıp yüzümü daldığım rüyanın uykusuydu yüzüne geceyi giydirip saldığın selam
içime içime kırıldım çarptığın yerlerimden duymadın mı dolmadı boşluklarım ziyan oldu her kelam

güzlerinden arta kalan üşümüş yazım hüzünlü aklansın diye baharla durmadan yağmur yıkar yüzümü
akar boğazımdan geceye dilimin telaşları yutkunurum yangının davetidir tüküremem közümü

acıyordu acısı acısıyla acıdım
acısıyla acırken acımla acımasın
acımasın acımla acıma acımasın


mutlanmak vaadiyle murad bilip bendini çarpa çarpa öğrendim sözlerime sükutun direncini
dikiş tutmaz yırtığı yamalarmış ya zaman kırk yamalı bohçaya sığdırdım zamanda birikeni

söylendiğim dil muğlak baş harfi çok sonu hiç kimsesiz o kimsenin kim sesini şarkısında dinletir
duyduklarımdan kalan kaçan balon kederi dünyanın umuru mu sırıtışı gözlerimi köreltir

acıyordu acısı acısıyla acıdım
acısıyla acırken acımla acımasın
acımasın acımla acıma acımasın


uzun yoldan kısaydı atmadığın adımlar bekle bekle kulağında çınlayan davet değil intizar
bölük bölük bölündüm yokluğunda yıllara sakladı yüreğimi sinesinde senden kalan yağmurlar

sırılsıklam suyundum çağlatmadın duruldum körüğü ben ateşi ben külü ben kurumaya soyundum
şimdi kime sorsan söylemez ücranın dipsiz kuytusuyum herkesten kaç kuvvetli meczubun uydusuyum

acıyordu acısı acısıyla acıdım
acısıyla acırken acımla acımasın
acımasın acımla acıma acımasın


kırık dökük camları yumruklayan mağlubu görüyorum kazıdığım kabuğun deli kan tutuşunu
aynaların önünde sirenlerin ciyak ciyak sesinde pırpırlanıp göklere kuşların uçuşunu

akarsuyun ağzına ağlar ördün ağlama su aktı su bıraktı yandı yaktı ateş kör kuyuları
hep kendime uyandım rüyasız gecelerden öldü öldü dirildi suların gökyüz'e aşk şarkıları

acıyordu acısı acısıyla acıdım
acısıyla acırken acımla acımasın
acımasın acımla acıma acımasın


kırk yerinden düğümlü kördüğümün çözümü azmetse sittin sene dura dura sabrım çatlatır taşı
pamuk ipliği çeker halat çekmez kahrımı heyhat lif lif damar damar sökülür alnımın şafakları

yollarda yorulmuşum gölgemi aramaktan yorulmuşum hiç susmadan gülmekten el yüzüne alemin
çekiyorum bir daha ve bir daha la havle dil affına talip ya rahman ya rahim ya rab el alemin

acıyordu acısı acısıyla acıdım
acısıyla acırken acımla acımasın
acımasın acımla acıma acımasın
devamını gör...
640.
şiirimin adı yazı sevmiyorum mevsim olan.

yazı sevmiyorum çünkü cok sıcak
kışı seviyorum çünkü serin
guzel filmdir solomon kane
mari bilmem ne çukuru cok derin
tatlı hanfendidir officeteki erin
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim