normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1101.
kalem tuttum yazdı şiir
yaş geçtikçe azaldı kibir
melhemsiz dertlere gark oldum
işte bu akşam rakı içilir.
okuduğunuz için teşekkür ederim.
yaş geçtikçe azaldı kibir
melhemsiz dertlere gark oldum
işte bu akşam rakı içilir.
okuduğunuz için teşekkür ederim.
devamını gör...
1102.
ve bir savaşçının son mızrağıydı
elinde mızrak ve dilinde bir yemin
karşısında ona doğru koşan bir düşman kısrağıydı
ve vatanı bildiği dostunu kaybetmişti daha demin
asker ölür, komutanlar kahraman olur derlerdi
meydandaki tek asker de kendisi şimdi
meydanda mermilerle delik deşik iki cephe
tüm bu hırs boşuna cephelerdeki bayrakların rengi gibi
cephe gerisi insanların kulakları ulaklarda
herkes yuvaya dönmesi için evladını bekler
bir köyün taş çatlasın kaçtır hane sayısı
mutlu bir haber alamayanlar belki yarısıdır
köy nüfusunun, belki yarısından fazlası
ve asker bıraktı elindeki son günahı
kendisi gibi bir masuma bindi
işte savaş buydu iki tarafında
karşılıklı olarak günah çıkarması
elinde mızrak ve dilinde bir yemin
karşısında ona doğru koşan bir düşman kısrağıydı
ve vatanı bildiği dostunu kaybetmişti daha demin
asker ölür, komutanlar kahraman olur derlerdi
meydandaki tek asker de kendisi şimdi
meydanda mermilerle delik deşik iki cephe
tüm bu hırs boşuna cephelerdeki bayrakların rengi gibi
cephe gerisi insanların kulakları ulaklarda
herkes yuvaya dönmesi için evladını bekler
bir köyün taş çatlasın kaçtır hane sayısı
mutlu bir haber alamayanlar belki yarısıdır
köy nüfusunun, belki yarısından fazlası
ve asker bıraktı elindeki son günahı
kendisi gibi bir masuma bindi
işte savaş buydu iki tarafında
karşılıklı olarak günah çıkarması
devamını gör...
1103.
1104.
var böyle dönemler ve hiçbir şey inşaat ama hızlı bir şekilde çok anket baş bilmeniz gerekir barcelona futbol kalitesinde bir modeldir
devamını gör...
1105.
örümcek öpücüğü
zerk et zehrini, razı bu böcek.
ağına düşmüş bile bile.
çırpınır durur, dolanıp tuzağına.
bakarken gözlerine, içi eriyerek,
"güzel örümcek" diyerek ölecek.
zaten böceğin kaderidir,
zehirli dudakla öpülmek.
sana acı veren bu yükü,
boşaltırsan bir hayat alır,
sana örümcekçe bir tatmin kalır.
yine de--
zerk et zehrini razı bu böcek.
öldür onu güzel örümcek.
zerk et zehrini, razı bu böcek.
ağına düşmüş bile bile.
çırpınır durur, dolanıp tuzağına.
bakarken gözlerine, içi eriyerek,
"güzel örümcek" diyerek ölecek.
zaten böceğin kaderidir,
zehirli dudakla öpülmek.
sana acı veren bu yükü,
boşaltırsan bir hayat alır,
sana örümcekçe bir tatmin kalır.
yine de--
zerk et zehrini razı bu böcek.
öldür onu güzel örümcek.
devamını gör...
1106.
ne yalan söyleyeyim, benim şarkı söylememden daha beter oluyor buraya yazılanların çoğu. üzgünüm ama öyle...
devamını gör...
1107.
...
insandır adımız, beşerimiz de var şaşanımız da,
mühim olan ömerlerimizi artırmaktır hep aramızda.
merhamet kokan sözlerdi zehirliyi yuvasından atan,
adil olmayana kırk hadis sayıp döksen ne fayda.
altın kafese koy hür adaleti bak ne olacak,
hakikat diye öten bir kuşun doğacak.
o da yetmeyecek ver merhameti yanına,
ille de rahmet diyen iki kardeş şakıyacak.
kuruluktan çatlamışken toprak ümitler bile susuzdu.
eşsiz bir rahmetle indirdi gökteki suyu.
adaleti olmasa ne yapardın ey insanoğlu,
almak için, kanını bile dökmeye razıydın bereketli suyu.
...
insandır adımız, beşerimiz de var şaşanımız da,
mühim olan ömerlerimizi artırmaktır hep aramızda.
merhamet kokan sözlerdi zehirliyi yuvasından atan,
adil olmayana kırk hadis sayıp döksen ne fayda.
altın kafese koy hür adaleti bak ne olacak,
hakikat diye öten bir kuşun doğacak.
o da yetmeyecek ver merhameti yanına,
ille de rahmet diyen iki kardeş şakıyacak.
kuruluktan çatlamışken toprak ümitler bile susuzdu.
eşsiz bir rahmetle indirdi gökteki suyu.
adaleti olmasa ne yapardın ey insanoğlu,
almak için, kanını bile dökmeye razıydın bereketli suyu.
...
devamını gör...
1108.
bugün dışarıda sanki seni gördüm
koşan çocukların neşesinde sanki sen
sanki ağaçların çiçeğindeydin
güneşin vurmasıyla sanki daha güzeldin
koşan çocukların neşesinde sanki sen
sanki ağaçların çiçeğindeydin
güneşin vurmasıyla sanki daha güzeldin
devamını gör...
1109.
hava erken karardı bugün
güneş de küstü bize
göğün ardındakiler gibi
ay doğmadı hemen ardından
yıldızlar mı kötüledi sizi
günahkarlar sahiplenirse geceyi
iyilerin sığınağı olur mu evleri
sanmam ki çocuklar düş görmez
gözlerinde saflık belirmez
bir de bir ayrılık olur o gece
o gece yıllar olup gelir bugüne
ve iki aşık karşılaşır yine bugünde
birinin sesi çıkmaz, afallar
diğerinin sözleri sevgiden anlamaz
düş gören çocuk mu anlatır bunları
düşünde büyüttüğü aşkı
tatlı, masum
ama ağlayan bir bebek gibi
güneş de küstü bize
göğün ardındakiler gibi
ay doğmadı hemen ardından
yıldızlar mı kötüledi sizi
günahkarlar sahiplenirse geceyi
iyilerin sığınağı olur mu evleri
sanmam ki çocuklar düş görmez
gözlerinde saflık belirmez
bir de bir ayrılık olur o gece
o gece yıllar olup gelir bugüne
ve iki aşık karşılaşır yine bugünde
birinin sesi çıkmaz, afallar
diğerinin sözleri sevgiden anlamaz
düş gören çocuk mu anlatır bunları
düşünde büyüttüğü aşkı
tatlı, masum
ama ağlayan bir bebek gibi
devamını gör...
1110.
gümüş,
çocukluğumda tuttuğum balıklar
kıpır kıpır, tutsak yüzgeçleri
ve de suya azad ederken geri,
özgürlüğe kıvranan cam gözleri
zümrüt,
bahçelerden erken çaldığım erikler
dalında apansız bastırdığım elmalar
salkım salkım koruk asmalarda,
steinbeck'in gazap üzümleri
kehribar,
sabah ayazında içimi kucaklayan,
gözlerimi yumduğum kızıl güneş
uçurtmalarımla semaya uzanan,
çocuk ellerimdeki minik telaş
mercan,
güzün dalında nar, kuzinede kor
haylaz bedenimde iz bırakan,
damarımı yırtan kör çinçin,
oluk oluk akan kızılcık kan
ametist,
kopardığım mayhoş çakal eriği
serkeş çiçekteki menekşe kırağı
avuç içlerimdeki sümbül kokusu
gönlümdeki kurumuş gül yaprağı
safir,
yıldız yıldız dökülen yakamoz
ay ışığında uğuldayan deniz
geceyi kaplayan asuman
yalnızlığım sessiz, koyu turkuaz
çocukluğumda tuttuğum balıklar
kıpır kıpır, tutsak yüzgeçleri
ve de suya azad ederken geri,
özgürlüğe kıvranan cam gözleri
zümrüt,
bahçelerden erken çaldığım erikler
dalında apansız bastırdığım elmalar
salkım salkım koruk asmalarda,
steinbeck'in gazap üzümleri
kehribar,
sabah ayazında içimi kucaklayan,
gözlerimi yumduğum kızıl güneş
uçurtmalarımla semaya uzanan,
çocuk ellerimdeki minik telaş
mercan,
güzün dalında nar, kuzinede kor
haylaz bedenimde iz bırakan,
damarımı yırtan kör çinçin,
oluk oluk akan kızılcık kan
ametist,
kopardığım mayhoş çakal eriği
serkeş çiçekteki menekşe kırağı
avuç içlerimdeki sümbül kokusu
gönlümdeki kurumuş gül yaprağı
safir,
yıldız yıldız dökülen yakamoz
ay ışığında uğuldayan deniz
geceyi kaplayan asuman
yalnızlığım sessiz, koyu turkuaz
devamını gör...
1111.
ve akar akar ardına bakmadan hayat
yorulmadan yoluna bakar
oysa sevgilim, hayat değersizdir
bir ömür sığdırabilirim iki de kalp
ki bu hayat değersizdir:
en değerliyi bulmadan önce
hayat ardına bakmadan akar
seninle kısa bir yolda
küçük mutluluğu yakalarsak ne ala
yorulmadan yoluna bakar
oysa sevgilim, hayat değersizdir
bir ömür sığdırabilirim iki de kalp
ki bu hayat değersizdir:
en değerliyi bulmadan önce
hayat ardına bakmadan akar
seninle kısa bir yolda
küçük mutluluğu yakalarsak ne ala
devamını gör...
1112.
yazmaya başla bir yerden
dökülsün içindekiler denize
balıkçı ağlarına takılsın umutların
yine bir hengamede kaybolmasın
dolaşsın damarlarında tuzlu su
yeşersin taze bahar dalları, solmasın
bir dilek dile tam o anda
zaman hiç olmadığı kadar yavaş aksın
sen yaz ki durmadan
satırların sonsuzluğa uğurlansın
dökülsün içindekiler denize
balıkçı ağlarına takılsın umutların
yine bir hengamede kaybolmasın
dolaşsın damarlarında tuzlu su
yeşersin taze bahar dalları, solmasın
bir dilek dile tam o anda
zaman hiç olmadığı kadar yavaş aksın
sen yaz ki durmadan
satırların sonsuzluğa uğurlansın
devamını gör...
1113.
şiir gibi değil de öylesine karalamistim.
tum sehir yaniyor,
benim elimden gelen sadece uzaktan izlemek sanki.
nefesim cigerlerime,
kelimeler cumlelerime sigmiyor
bense koca dunyaya sigamiyorum.
tum sehir yaniyor,
benim elimden gelen sadece uzaktan izlemek sanki.
nefesim cigerlerime,
kelimeler cumlelerime sigmiyor
bense koca dunyaya sigamiyorum.
devamını gör...
1114.
belki sinop'ta değilim
hatta mapustan hallicedeyim
geçecek günler gelmeden
gelmeden bahar gelmeden
soğuk duvarlar arasında
on sekizimde, genç yaşımda
görsem seni başım yere düşmeden
gelmeden bahar gelmeden
elimde kalemler yazar beyazları
beyaz beyaz temiz kağıtları
dışarıda arılar sarmış ağaçları
gelmeden bahar gelmeden
gelmeden bahar gelmeden
yazım, seneler oluyor bana gelmez
baharım, yaz nedir bilmez:
sen gelmeden bahar gelmeden
(bkz: nazire)
(bkz: sabahattin ali)
(bkz: geçmiyor günler)
hatta mapustan hallicedeyim
geçecek günler gelmeden
gelmeden bahar gelmeden
soğuk duvarlar arasında
on sekizimde, genç yaşımda
görsem seni başım yere düşmeden
gelmeden bahar gelmeden
elimde kalemler yazar beyazları
beyaz beyaz temiz kağıtları
dışarıda arılar sarmış ağaçları
gelmeden bahar gelmeden
gelmeden bahar gelmeden
yazım, seneler oluyor bana gelmez
baharım, yaz nedir bilmez:
sen gelmeden bahar gelmeden
(bkz: nazire)
(bkz: sabahattin ali)
(bkz: geçmiyor günler)
devamını gör...
1115.
ben gönlümün semaverinde demliyorum senin sevdanı,
ve biliyorum bir şafak vakti geleceksin bana,
dudaklarından döküp karıştıracaksın demine cümlelerini,
dumanı tüterken nefesinde yıkılmış hayallerin,
avazın çıktığı kadar susturacaksın acılarını,
bir buse konduracaksın ince belli bardağın kenarına,
kursağında bir elvedaya sığdırdığın ümitlerin...
buda böyle bir denemeydi işte (:
ve biliyorum bir şafak vakti geleceksin bana,
dudaklarından döküp karıştıracaksın demine cümlelerini,
dumanı tüterken nefesinde yıkılmış hayallerin,
avazın çıktığı kadar susturacaksın acılarını,
bir buse konduracaksın ince belli bardağın kenarına,
kursağında bir elvedaya sığdırdığın ümitlerin...
buda böyle bir denemeydi işte (:
devamını gör...
1116.
bunlar olmadan başlık mı olur ya:
(bkz: fazla kasma kardeş manyak olursun)
(bkz: sen şiir yazma kardeş)
(bkz: şiir yazayım derken çorba tarifi yazmak)
(bkz: yazmak için yazmak)
(bkz: fazla kasma kardeş manyak olursun)
(bkz: sen şiir yazma kardeş)
(bkz: şiir yazayım derken çorba tarifi yazmak)
(bkz: yazmak için yazmak)
devamını gör...
1117.
otur ve seyret şimdi bu manzarayı,
zannet ki ben düştüm gözlerinden.
ciğerlerine çek yenik zaferin kokusunu.
çünkü sen, yalnızca başkasına nefes bırakmadığın günlerde mutlusun.
bir ütopyada kraliçeyi oyna,
monarşist bir zümreyle, demokrasini yaşat.
zannet ki bu şehrin en büyük enkazıyım.
ayağına bulaşan tozu öksür,
çünkü, karanlıkta göz kamaştırmalısın bütünüyle;
bir ilahe gibi, görmeden tapmalı sana.
zannet ki bir izmarittim, tükendim dudaklarında.
tadı küfür gibi farklı, eski bir alışkanlık yalnızca.
ben o ciğerlerinden hiç çıkmayan nefes,
ancak öldüğün vakit yükseleceğim göğe,
özgür kalacağım, özgür kalacaksın.
zannet ki ben düştüm gözlerinden.
ciğerlerine çek yenik zaferin kokusunu.
çünkü sen, yalnızca başkasına nefes bırakmadığın günlerde mutlusun.
bir ütopyada kraliçeyi oyna,
monarşist bir zümreyle, demokrasini yaşat.
zannet ki bu şehrin en büyük enkazıyım.
ayağına bulaşan tozu öksür,
çünkü, karanlıkta göz kamaştırmalısın bütünüyle;
bir ilahe gibi, görmeden tapmalı sana.
zannet ki bir izmarittim, tükendim dudaklarında.
tadı küfür gibi farklı, eski bir alışkanlık yalnızca.
ben o ciğerlerinden hiç çıkmayan nefes,
ancak öldüğün vakit yükseleceğim göğe,
özgür kalacağım, özgür kalacaksın.
devamını gör...
1118.
biraz uzun, okuyanlara önden bir teşekkür etmek istedim
bir öfke nöbeti, kulaklarında uğultusu ve geriye ne kaldı enkazından başka
aysarım, bir dediğim tutmaz diğerini
bugünü muhakkak anımsa
kökünden sırtladın bir direği
varsa bir hikmet söyle bileyim
huysuz muyum, nereden bileyim!
geçiyor zaman
saydığım yerindeyse çığrımdan çıkıyorumdur
dur
öfkem çıkmasın kınından
nolur
dinse bu yorgunluk
inan olsun akıyor sanki oluk oluk irin damarımdan
iltihaplı düşüncelerimle benimsediğim için bugün bir kaybı
bir ayıbı örtmekte de sakınca görmedim
gözlerinin kördüğümü aşk
hasretin vurduğunda boğazımda bir düğüm
nasıl baş edilir bilmiyorum
aman dilenir her zerrem koyusu sarınca karanlığın
bugünü muhakkak anımsa
içime yuva yapan bu sinsi sıkıntı
beni ölümsemekle burun buruna getirir
seninle olmak hayalini kuruyorum
susuzluğumdan, günbegün
ama göreceksem bir gün daha güneşi
yangın hep bakidir
sappho bir zaman daha kal
diri tut bu ateşi
baktığımdan daha güzel bakar bana dünya
canımın orta yerinden bir halka seslenir gibi
işte o zaman
sefaleti dize gelir toplumun
hiçbir gecenin karanlığı dahi anımsanmaz bir daha
çok yorgunum, anla
kendime verdiğim sözleri tutmak ve cümle coğrafyaya hükmetmek kıyası
aşarım kıtaları da bir cümleyi toplamak zor gelir
varsa umut
alsın yükünü omuzlarımın
ve bugünü muhakkak anımsa
hangi günün sonunda
bir yılanın zehrinde ve
bir çınarın heybetinde
alevlenen bir düş kadar güzel
deliksiz uykular ve
ansızın odama dolan gün ışığı
ey umut
hangi denizin ufkunda barınırsın?
bir öfke nöbeti, kulaklarında uğultusu ve geriye ne kaldı enkazından başka
aysarım, bir dediğim tutmaz diğerini
bugünü muhakkak anımsa
kökünden sırtladın bir direği
varsa bir hikmet söyle bileyim
huysuz muyum, nereden bileyim!
geçiyor zaman
saydığım yerindeyse çığrımdan çıkıyorumdur
dur
öfkem çıkmasın kınından
nolur
dinse bu yorgunluk
inan olsun akıyor sanki oluk oluk irin damarımdan
iltihaplı düşüncelerimle benimsediğim için bugün bir kaybı
bir ayıbı örtmekte de sakınca görmedim
gözlerinin kördüğümü aşk
hasretin vurduğunda boğazımda bir düğüm
nasıl baş edilir bilmiyorum
aman dilenir her zerrem koyusu sarınca karanlığın
bugünü muhakkak anımsa
içime yuva yapan bu sinsi sıkıntı
beni ölümsemekle burun buruna getirir
seninle olmak hayalini kuruyorum
susuzluğumdan, günbegün
ama göreceksem bir gün daha güneşi
yangın hep bakidir
sappho bir zaman daha kal
diri tut bu ateşi
baktığımdan daha güzel bakar bana dünya
canımın orta yerinden bir halka seslenir gibi
işte o zaman
sefaleti dize gelir toplumun
hiçbir gecenin karanlığı dahi anımsanmaz bir daha
çok yorgunum, anla
kendime verdiğim sözleri tutmak ve cümle coğrafyaya hükmetmek kıyası
aşarım kıtaları da bir cümleyi toplamak zor gelir
varsa umut
alsın yükünü omuzlarımın
ve bugünü muhakkak anımsa
hangi günün sonunda
bir yılanın zehrinde ve
bir çınarın heybetinde
alevlenen bir düş kadar güzel
deliksiz uykular ve
ansızın odama dolan gün ışığı
ey umut
hangi denizin ufkunda barınırsın?
devamını gör...
1119.
uyuyan güzel yolda
yorgun düşmüş her halinden belli
yansımadan görüyorum yüzünü
bir derdi var belli
arada açıyor gözünü irkiliyor birden
yanı boş tek olmak istiyor belli
otursam yanına ister mi beni
acaba açmak ister mi derdini
göz kapaklarından akıyor sanki
o hüznü bir o biliyor belli
tekrar açtı gözünü
hüzün değil travma sanki
kapadı daldı tekrar kendisinden tatlı uykusuna
uyanır mı bir daha güzel bir dünyaya
belki birgün başlar mutlu yaşamaya
bir yolda gördüm onu
bir daha asla göremem belli
oda bu yazdıklarımı görecek sanki
sonn duraktayız şimdi o gitti
ve sözcükler bitti...
yorgun düşmüş her halinden belli
yansımadan görüyorum yüzünü
bir derdi var belli
arada açıyor gözünü irkiliyor birden
yanı boş tek olmak istiyor belli
otursam yanına ister mi beni
acaba açmak ister mi derdini
göz kapaklarından akıyor sanki
o hüznü bir o biliyor belli
tekrar açtı gözünü
hüzün değil travma sanki
kapadı daldı tekrar kendisinden tatlı uykusuna
uyanır mı bir daha güzel bir dünyaya
belki birgün başlar mutlu yaşamaya
bir yolda gördüm onu
bir daha asla göremem belli
oda bu yazdıklarımı görecek sanki
sonn duraktayız şimdi o gitti
ve sözcükler bitti...
devamını gör...
1120.
ne nefesler tükettim sana ben ama sen boğazına oturan yumrulara tercih ettin beni.
ne ağıtlar yaktım ardına ama sen sana bir gülüşü bile çok görene gittin.
ne ölümler döktüm yoluna ama sen sana bir nefes bile vermeyene koştun.
ne yaşamlar akıttım özüne ama sen nefesini sökene verdin ömrünü.
olsun be paşam. ben yine olsa yine severim seni. yine dökerim yoluna tüm ömrümü. yine feda ederim bir gülüşün için tüm gülüşlerimi.
ben tüm hayatlarda bir tek sana yanarım ama sen her hayatta benim için bir kirbit çöpü bile yakmazsın.
ne ağıtlar yaktım ardına ama sen sana bir gülüşü bile çok görene gittin.
ne ölümler döktüm yoluna ama sen sana bir nefes bile vermeyene koştun.
ne yaşamlar akıttım özüne ama sen nefesini sökene verdin ömrünü.
olsun be paşam. ben yine olsa yine severim seni. yine dökerim yoluna tüm ömrümü. yine feda ederim bir gülüşün için tüm gülüşlerimi.
ben tüm hayatlarda bir tek sana yanarım ama sen her hayatta benim için bir kirbit çöpü bile yakmazsın.
devamını gör...