1981.
düşünce topu.
zaman çizgisi.
peşinde koşturduğum hiçlik.
ve hüznümün güncesi.

uslan be açgözlü insan.
dinlen be aklı kıt insan.
nerede dostların,
nerede ailen?

havanda su dövmek midir hayat?
gelmelisin ey sevinç,
her şey son bulmadan.

yakarış.
ve yutulan sözcükler.
bir kapı açılayazarken
diğeri kapandı.

sonra yine...
niye?
yine...
bu hep böyle yinelenecek ve...
talih sıkılacak bir gün...
ve...

konuşacak ruh benimle
dur dinlen diyecek
ilk denemeye göre iyiydin
hayat yollarında,
bir dahakine artık...

ve dinle diyecek
varoluşun sesini
güzelliğin sesini dinle
böyle konuşacak ruh benimle

daha fazlası değilsin diyecek
daha güzeli değilsin diyecek
sen bir proje değilsin diyecek
ve bu gezegen senin değil diyecek
ama sen bu gezegenin bir çocuğusun
tüm doğruların ve yanlışların bir çocuğusun

aklın beş karış havadaydı
uykusuz kaldın
kaygılandın
pireyi deve yaptın
kim için çalıştın?
kime ne yarar sağladın?
çok mu istedin?
az mı istedin?

bir saman alevi gibi parladın
ne günü güneşi algıladın
ne geceyi ayı algıladın
öylece kalakaldın.
böylece bakakaldın.

tıklattılar pencereni
ama sen duymadın
bir gülüş geçiverdi kapından
bir daha,
bir daha,
sen algılamadın.
sen dışarı çıkmadın.

hava karardı,
herkes evine kapandı.
olsun demelisin şimdi
olsun, duyabilirsin
varoluşun sesini
güzelliğin sesini
haydi,
devamını gör...
1982.
içimde sen, benden öte, benden azade,
bir 'ben' kâim oldu mu hiç bu alemde?
her şey 'sen' çağlarken her an, her yerde,
gidilecek bir yer var mı? senden sonra, senden öte?
devamını gör...
1983.
başka bir diyar gerek bize,
rüzgârın dili farklı,
gökyüzü daha cesur,
ve yıldızlar daha yakın.

burada eskimiş hayaller var,
adımlarımızın izi silinmiş,
ama orada her adım
bir başlangıç olur,
her nefes bir serüven..

ve o diyarda,
bütün yollar ufka açılır,
biz adımlarımızı sessizce bırakırız ardımıza,
ve sonra,
kimsenin bilmediği
başka bir zamana gideriz el ele...
devamını gör...
1984.
ne alakası var gayet de duygusal bir şiir yazmışım bence…

normalsozluk.com/entry/3701782
devamını gör...
1985.
içinde insanın bilmediği yerler var
hiç görmediği, duymadığı
kendine yabancı
misafir olarak bile giremediği yerler
ıssız
soğuk
sıcak
tehlikeli
içinde insanın kimsenin bilmediği
uğramadığı yollar var
hükümler var
hüzünler var
topraklar var.
susuz
bazen seller içinde
nehirler var kan ter akan nehirler
günahlar var kimsenin bilmediği günahlar
oda oda labirentler var
çıkmak mümkün değil
girmek imkansız
içinde insanın dili dini ırkı
nüfus cüzdanı yani
dışında maskeler
dışında yalanlar
dışında ne varsa içinden gelen
herkesin bildiği
kimsenin bilmediği
bir yerler var.

içinde insanın rüyalar var
hayaller var
acılar
yaralar
iyileşmeyen .
devamını gör...
1986.
benim payıma düşen
ne kavurucu bir keder
ne beni tüketen mutsuzlukmuş
dinginlik ve bir tatlı huzurmuş
bana kalan bu yolculuktan
ne içinde hapis olacağım anılar
ne de manasız keşkelermiş
geçti, bitti dediğim iyikilermiş
bir varmış, bir yokmuş
hayaller hala yaşarmış
devamını gör...
1987.
diplerde kaynayan sesler

yüzeye çıkmak için tırmanan eller

nasırlı ve çekiçli bir senfoni

dünyayı kuşatıyor

bir avuç azınlığın kalbinde korku

zor olanın azmi ile

bir coşku ile geliyor

devrimin ayak sesleri

bitmesi temenni edilen ama bitmeyen çığlık

isyan

görünmez bir kaldırım taşı olarak

isyan

bizim şarkımız parkımız evimiz yurdumuz dünyamız

isyan
devamını gör...
1988.
ne kadar zengin olduğumu bilseler
peşime düşerler belki
düşerler ya
aradıklarını bulamazlar
benim zenginliğim
türkülerim, şiirlerim
ne olur onları
benden almayın
devamını gör...
1989.
uzunca bir zaman çalışmaktan yorgun
elleri nasıllı
gözleri nasıllı
topyekûn soru yağmuru
son saniyelerim, hoş geldin
ve dur durak bilmeden
hoş geldin hoş geldin hoş geldin

yıldızlar dolaşıyor etrafımızda
eriyik bir görüş
gelişir habire gelişir
dur durak bilmeden merakımız

bu tebeşirler nereye kayboluyorsa
bu tahta bu silgi bu bu bu...
sözlerimi tutamayacağımı öngörmüş olmakla
bu televizyon bu prompt bu bu bu
pencere...

haylazlar koşuyor önümüzde
yeniden kurulacak bir daire
dominent
indominent
hiçbir zaman yeterli kelimeye sahip olamazsın

daima kötüye gidişi nasıl durduracaksın
güzel bir hatıranın içi acıklı olduğunda...
size bunları kim öğretti?

dolaşamıyoruz hiçbir yerde
her yerde hesap sorumlusu
veda vakti geldiğinde
dövecekler seni de

hiç bilir misin
her yerde nasıl birikir sorunlar
yumak yumak
topak topak
orta oyunu gibi sergilenir
ve bizler de seyrederiz bu seyirliği
devamını gör...
1990.
eşin, dostun okusa bile
sadece birkaç gönüle dokunsa bile
belki kimse hatırlamasa bile
yine de yazmaya değer

bir umuttur, yorulsan bile
arayıp da bulamasan bile
sen kovaladıkça, o kaçsa bile
yine de yürümeye değer

kaderindir bu, kaçınsan bile
razı olmalıdır, gocunsan bile
yolun sonu var, unutsan bile
yine de yaşamaya değer
devamını gör...
1991.
gecenin sessizliğinde bir nefes gibi
saklı kalan hayallerin izinde
yalnızlık değil bu
özlem bu
kalbimde büyüyen bir ateş gibi
eller ellerimi arıyor
dokunuşu uzak ama sıcak
gözlerin düşlerimde
bir yıldız gibi parlıyor gecemde
sözler yetmez anlatmaya
kalbim fısıldar sana her an
bir adın olmasa da, varlığın
ruhumu sarar içimi ısıtır
sabah uyanınca düşlerimden
bir gülüşün kalır dudaklarımda
ve ben bilirim
her eksik yanımda
seninle tamamlanacak bir dünya var
zaman geçse de
mesafeler olsa da
kalbimde tek bir iz, tek bir yol
senin varlığınla dolu
ve aşkınla yanıyor bu ten, bu can...
devamını gör...
1992.
gözlerini görsem—
evrenin damarlarına dokunur gibi,
bakışlarım kayar meçhule,
karanlıklar açılır
gözbebeklerinin içindeki uçurumdan.

ellerini tutsam—
demirler paslanır,
zincirler çözülür,
gönlüm gizlice süzülür gönlüne
bir mahpus kuşun kanat çırpışıyla.

kanatlarımız olsa—
uçsak,
gökyüzünün derisini yırtarak,
uçurtmaların kopmuş iplerinden
yeni bir kainat asardık.

fani olmasak—
zaman çırılçıplak erirdi şakaklarında,
yüzyıllar, gözlerinin kıyısına
kum taneleri gibi serilirdi.

durmadan koşsak—
kavuşamamış kalplerin duasına,
yeşermemiş ruhların hatrına.
ayağımızın altında
çölün kalbi çatırdayarak yeşerirdi.

yağmur olup yağsak—
allah’a küsmüş topraklara,
taş kesilmiş yüreklerin üstüne,
ilk damla biz olsak,
son nefes biz olsak.

ve biz—
aşıkların özlemi,
sarhoşların unutuluşu,
evsizlerin diyarı,
kaybolmuşların girdabı olsak…

sadece olabilsek,
meçhul sevgili…
bir ömür boyu yankılanan dua gibi,
bir sonsuzluk harfi gibi,
ölümün bile silemediği
bir isim gibi…

ne âlâ, ne âlâ, ne âlâ…
devamını gör...
1993.
güne başlıyor ya insan, şimdi karanlık
bir "merhaba" dan uzak, elde var yalnızlık
öğlen ikindi akşam gece, hep uzaklık
giden gelmiyor, haksızlık.

ıssız bir dünyada yaşıyor, çok kalabalık
her lahza gözlerde, gözyaşı yapışık
ekmek su sigara, gibi bağlılık
cezası bitmiyor, idamlık

şarkılar bitti müzik yetmiyor, artık sessizlik
susmuyor duvarlar, hep bir eksiklik
hayaller gerçekleşmiyor, yaşam sahtelik
günahı tövbelere doymadı, müşrik.
devamını gör...
1994.
biliyorum sana altın tepside sunmadılar
sahip olduklarını
tırnaklarınla kazıyarak elde ettin
biliyorum acıya göğüs gererken
yalnız ve çaresizdin
kendi başına verdin mücadeleni
biliyorum senin için insanlara güvenmek zor
ama sen de bilmelisin ki
ben sadece gülüşün
neşen ve güzelliğine değil
zor günlerine de talibim
devamını gör...
1995.
rüyalarımdan uyandım
şimdi tam gaz prensibiyle uçağım
uçağım
istemiyorum işte
istemiyorum demiştim
hayat buraya kadardı
bunu söylemiştim

dönüp durmuştum
yanıp durmuştum
kaptılar elimden
kaptılar sevdiğimi
diye bir şeyler söylemiştim

ne yalan ne dolan
ne eski ne yeni
ne acı ne tatlı bir dolu söz
ve öz

yaşanmıyor böyle olmaksızın
ve yeniden doluyor kablara
yeniden akıyor aşklara
çatılı kaşlara

bir durum bildirimi gerekli aksi takdirde zorluklardan bağışık olmak zor
ve nefesin dolarken buyruğunla
bu son gün zor
devamını gör...
1996.
bazı yolculukların
rotası baştan bellidir
bazılarınınsa kaderi
ne çıkarsa bahtımadır
bizim yolumuz ezelden çiziliydi
belki zorlu, belki engebeliydi
el ele vermeli, güvenmeliydi
ıska geçtik denize çıkan yolları
bozkır ortasında kavruldu ellerimiz
devamını gör...
1997.
münzevi yılların ardında bıraktığı
enkaz günlerin uğultusu
kulağımda kalmış gitmiyor
ağır bir travma altında gençliğim
tükenmiş de bilememişim
ne yana dönsem yıkıntı
üzerlerine basa basa geçiyorum
viran olmuş bir kentin
ardından bakıyorum
devamını gör...
1998.
eşin dostun okusa bile
birkaç gönle dokunsa bile
belki kimse hatırlamasa bile
yine de yazmaya değer

bir umuttur yorulsan bile
arayıp bulamasan bile
sen kovaladıkça o kaçsa bile
yine de yürümeye değer

kaderindir bu kaçınsan bile
razı olmalıdır gocunsan bile
yolun sonu var unutsan bile
yine de yaşamaya değer
devamını gör...
1999.
uykusuzluk disko kurdu
serin hava dansa vurdu
stalin breakdance yaparken
bıyıkların yere sürdü *
devamını gör...
2000.
ey gece! sırlarını kimseye söyleme,
karanlığınla gönüllere serinlik ver..
yıldızların nazlı bakışlarıyla süslen,
her hüzünlü kalbi aşkınla kuşat..

gönüllerde sükûnetle var ol,
kimi için ayrılık, kimi için sabahın ışığı ol..
sessizliğinde gizle her damla gözyaşını,
ve göğsünde sakla yalnızlık şarkısını....
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim