1981.
geceyle gündüzün arasında bir yerlerde
güneşle ayın kavuştuğu bir mevsimde
hayatla ölümü ayıran bir çizgide

seni ilk gördüğüm yerde
unutulmaz o hazan mevsiminde
geçmişle geleceği ayıran çizgide

belki bir gün doğumunda
ya da gün batımında
belki güneşin alnında
ya da ayın ışığında
belki bu hayatta
ya da öbür hayatta
devamını gör...
1982.
zaman belirgin veya belirsiz izler bırakır üstümüzde
belirsiz mezarlar üzerinde gezinir gibi geziniriz
gerçekliğimizin binbir çeşitlemesinde
nereye kaçsak başka bir kavşak

hayır haykırmıyorum
hayır dua ediyorum sessiz usulca
bir dağın yamacında
dünya dönüyor muymuş
ne için?

ne önerin var söyler misin
eyledin ve oldun
işte bunu geri çeviremezsin
art arda dizilecek şimdi birçoğu
öfke nöbetçilerinin
devamını gör...
1983.
öyle bir şüphe ki
olgun meyvelerimi
dallarında çürüten

öyle bir fitne ki
diz boyu ekinlerime
baş eğdiren

öyle bir haset ki
yemyeşil ormanımı
bir gecede küle döndüren

öyle bir zaman ki
ne güldüren
ne öldüren
devamını gör...
1984.
ponte della maddalena

borgo a mozzano'nun kıraç taşında
bir boynuz izidir aralanıyor şimdi.
diavolo, yuttu en geçirgen ırmakları
yaslı anneler teskisidir o
kırık bir tastan dökülmez itilali.
sırtımda yalanların çapası,
korkunun pasıdır bir ekmek gibi
eukaristiya'da tevdi ettiğim
bir kuru ekmek gibi

ey biricik sevgili,
kan çanağı bir şafakta
yüzünü taşıyorum,
şeytanla pazarlık etmiş tüm ölülerin
agrippa'ya uzattığı eller gibi.
sana artık
ulaşamaz hiçbir dua
hiçbir vaad temizleyemez,
almaz hiçbir çağ içine beni

maddalena'nın çengelli kemerinde
mecazi ateşler içinde febris'in küskün suyu
susa'da bir ayaz gecesi
ahriman'ın kavlanan küllerinde
kendime kefen biçiyorum.
ey aegina’nın ölümlü çiçekleri!
adımlarımda leukippos’un bedduası yatar.
yatar gözkapaklarımda melinoe’nin gölgeleri,
yalnızlığımdan doğurduğum bu ikinci sevgili,
sana adadığım
ama boğdum içimde o kadim selleri

sokakları inleten pestil kokulu tüberküloz
livorno'nun akşam pazarında kırbaçlanıyor.
yaz güneşinin harlanmış ellerinde,
kan ter içinde boğuluyor kara bir deri.
ben,
tibris'in suyunda
yitirdim adını.
bir ağıt bıraktım alcestis'e
şimdi,
maddalena köprüsünde
bir fırça izi gibi uzuyor sis,
ben,
bir kayadan hesap soran marsyas gibi
kendime yenik
ve sana müthiş bir ızdırapla perçinli,
yükleniyordum köprünün uçurumlarına.

fra angelico’nun kanatlı azizleri
artık bölmüyor en hüzünlü uykumu;
çünkü ağzımda yalanın külüyle
çıplak bir hakikati çiğnemek lanetine düştüm.
titreyen kemiklerimin arasında
poussin'in aşkla yaralanmış zamanı
zamanın ta kendisiyle
boğazlıyor o kös pençeleriyle beni
ve sevdiğim her şeyi
ah, ben, her şeyi sevdiğim, seni
aşkı, leukothea'nın köpüğünde boğarken
sen,
kaderin azize suretinde
kırık bir kubbeye bakıyordun.
ve yine ben,
sana vaat ettiğim cennetleri
taçlandırıyordum korkuya esir bir ihanetle

şimdi santa maria novella'nın çanlarında
tortu bağlamış bir itirafla çalıyor adın,
benim için son defa.
maddalena köprüsünde
bir aşk öldü,
ve doğmayacak yeni bir şafak
altın paradiso'dan uzanan serchio'ya.
açmayacak tek bir çiçek dahi
yas ile mezkûr
bu cerahatli topraklarda.
devamını gör...
1985.
istisnalar yolumu çizdi benim
ne bir planın ürünüydü bu yolculuk
ne de bir iradenin tezahürü
tesadüf eseriydi yaradılışım
yine bir tesadüf karşıma çıkardı seni
belki de bu yüzdendir
kendime olan güvensizliğim
belki de bu sebep olmuştur
içimdekileri dökemeden çekip gidişine
aradıklarımın cevabını bulur muyum bilmem
yine bir tesadüfün içerisinde
devamını gör...
1986.
düşünce topu.
zaman çizgisi.
peşinde koşturduğum hiçlik.
ve hüznümün güncesi.

uslan be açgözlü insan.
dinlen be aklı kıt insan.
nerede dostların,
nerede ailen?

havanda su dövmek midir hayat?
gelmelisin ey sevinç,
her şey son bulmadan.

yakarış.
ve yutulan sözcükler.
bir kapı açılayazarken
diğeri kapandı.

sonra yine...
niye?
yine...
bu hep böyle yinelenecek ve...
talih sıkılacak bir gün...
ve...

konuşacak ruh benimle
dur dinlen diyecek
ilk denemeye göre iyiydin
hayat yollarında,
bir dahakine artık...

ve dinle diyecek
varoluşun sesini
güzelliğin sesini dinle
böyle konuşacak ruh benimle

daha fazlası değilsin diyecek
daha güzeli değilsin diyecek
sen bir proje değilsin diyecek
ve bu gezegen senin değil diyecek
ama sen bu gezegenin bir çocuğusun
tüm doğruların ve yanlışların bir çocuğusun

aklın beş karış havadaydı
uykusuz kaldın
kaygılandın
pireyi deve yaptın
kim için çalıştın?
kime ne yarar sağladın?
çok mu istedin?
az mı istedin?

bir saman alevi gibi parladın
ne günü güneşi algıladın
ne geceyi ayı algıladın
öylece kalakaldın.
böylece bakakaldın.

tıklattılar pencereni
ama sen duymadın
bir gülüş geçiverdi kapından
bir daha,
bir daha,
sen algılamadın.
sen dışarı çıkmadın.

hava karardı,
herkes evine kapandı.
olsun demelisin şimdi
olsun, duyabilirsin
varoluşun sesini
güzelliğin sesini
haydi,
devamını gör...
1987.
içimde sen, benden öte, benden azade,
bir 'ben' kâim oldu mu hiç bu alemde?
her şey 'sen' çağlarken her an, her yerde,
gidilecek bir yer var mı? senden sonra, senden öte?
devamını gör...
1988.
başka bir diyar gerek bize,
rüzgârın dili farklı,
gökyüzü daha cesur,
ve yıldızlar daha yakın.

burada eskimiş hayaller var,
adımlarımızın izi silinmiş,
ama orada her adım
bir başlangıç olur,
her nefes bir serüven..

ve o diyarda,
bütün yollar ufka açılır,
biz adımlarımızı sessizce bırakırız ardımıza,
ve sonra,
kimsenin bilmediği
başka bir zamana gideriz el ele...
devamını gör...
1989.
ne alakası var gayet de duygusal bir şiir yazmışım bence…

normalsozluk.com/entry/3701782
devamını gör...
1990.
içinde insanın bilmediği yerler var
hiç görmediği, duymadığı
kendine yabancı
misafir olarak bile giremediği yerler
ıssız
soğuk
sıcak
tehlikeli
içinde insanın kimsenin bilmediği
uğramadığı yollar var
hükümler var
hüzünler var
topraklar var.
susuz
bazen seller içinde
nehirler var kan ter akan nehirler
günahlar var kimsenin bilmediği günahlar
oda oda labirentler var
çıkmak mümkün değil
girmek imkansız
içinde insanın dili dini ırkı
nüfus cüzdanı yani
dışında maskeler
dışında yalanlar
dışında ne varsa içinden gelen
herkesin bildiği
kimsenin bilmediği
bir yerler var.

içinde insanın rüyalar var
hayaller var
acılar
yaralar
iyileşmeyen .
devamını gör...
1991.
benim payıma düşen
ne kavurucu bir keder
ne beni tüketen mutsuzlukmuş
dinginlik ve bir tatlı huzurmuş
bana kalan bu yolculuktan
ne içinde hapis olacağım anılar
ne de manasız keşkelermiş
geçti, bitti dediğim iyikilermiş
bir varmış, bir yokmuş
hayaller hala yaşarmış
devamını gör...
1992.
diplerde kaynayan sesler

yüzeye çıkmak için tırmanan eller

nasırlı ve çekiçli bir senfoni

dünyayı kuşatıyor

bir avuç azınlığın kalbinde korku

zor olanın azmi ile

bir coşku ile geliyor

devrimin ayak sesleri

bitmesi temenni edilen ama bitmeyen çığlık

isyan

görünmez bir kaldırım taşı olarak

isyan

bizim şarkımız parkımız evimiz yurdumuz dünyamız

isyan
devamını gör...
1993.
ne kadar zengin olduğumu bilseler
peşime düşerler belki
düşerler ya
aradıklarını bulamazlar
benim zenginliğim
türkülerim, şiirlerim
ne olur onları
benden almayın
devamını gör...
1994.
uzunca bir zaman çalışmaktan yorgun
elleri nasıllı
gözleri nasıllı
topyekûn soru yağmuru
son saniyelerim, hoş geldin
ve dur durak bilmeden
hoş geldin hoş geldin hoş geldin

yıldızlar dolaşıyor etrafımızda
eriyik bir görüş
gelişir habire gelişir
dur durak bilmeden merakımız

bu tebeşirler nereye kayboluyorsa
bu tahta bu silgi bu bu bu...
sözlerimi tutamayacağımı öngörmüş olmakla
bu televizyon bu prompt bu bu bu
pencere...

haylazlar koşuyor önümüzde
yeniden kurulacak bir daire
dominent
indominent
hiçbir zaman yeterli kelimeye sahip olamazsın

daima kötüye gidişi nasıl durduracaksın
güzel bir hatıranın içi acıklı olduğunda...
size bunları kim öğretti?

dolaşamıyoruz hiçbir yerde
her yerde hesap sorumlusu
veda vakti geldiğinde
dövecekler seni de

hiç bilir misin
her yerde nasıl birikir sorunlar
yumak yumak
topak topak
orta oyunu gibi sergilenir
ve bizler de seyrederiz bu seyirliği
devamını gör...
1995.
eşin, dostun okusa bile
sadece birkaç gönüle dokunsa bile
belki kimse hatırlamasa bile
yine de yazmaya değer

bir umuttur, yorulsan bile
arayıp da bulamasan bile
sen kovaladıkça, o kaçsa bile
yine de yürümeye değer

kaderindir bu, kaçınsan bile
razı olmalıdır, gocunsan bile
yolun sonu var, unutsan bile
yine de yaşamaya değer
devamını gör...
1996.
gecenin sessizliğinde bir nefes gibi
saklı kalan hayallerin izinde
yalnızlık değil bu
özlem bu
kalbimde büyüyen bir ateş gibi
eller ellerimi arıyor
dokunuşu uzak ama sıcak
gözlerin düşlerimde
bir yıldız gibi parlıyor gecemde
sözler yetmez anlatmaya
kalbim fısıldar sana her an
bir adın olmasa da, varlığın
ruhumu sarar içimi ısıtır
sabah uyanınca düşlerimden
bir gülüşün kalır dudaklarımda
ve ben bilirim
her eksik yanımda
seninle tamamlanacak bir dünya var
zaman geçse de
mesafeler olsa da
kalbimde tek bir iz, tek bir yol
senin varlığınla dolu
ve aşkınla yanıyor bu ten, bu can...
devamını gör...
1997.
gözlerini görsem—
evrenin damarlarına dokunur gibi,
bakışlarım kayar meçhule,
karanlıklar açılır
gözbebeklerinin içindeki uçurumdan.

ellerini tutsam—
demirler paslanır,
zincirler çözülür,
gönlüm gizlice süzülür gönlüne
bir mahpus kuşun kanat çırpışıyla.

kanatlarımız olsa—
uçsak,
gökyüzünün derisini yırtarak,
uçurtmaların kopmuş iplerinden
yeni bir kainat asardık.

fani olmasak—
zaman çırılçıplak erirdi şakaklarında,
yüzyıllar, gözlerinin kıyısına
kum taneleri gibi serilirdi.

durmadan koşsak—
kavuşamamış kalplerin duasına,
yeşermemiş ruhların hatrına.
ayağımızın altında
çölün kalbi çatırdayarak yeşerirdi.

yağmur olup yağsak—
allah’a küsmüş topraklara,
taş kesilmiş yüreklerin üstüne,
ilk damla biz olsak,
son nefes biz olsak.

ve biz—
aşıkların özlemi,
sarhoşların unutuluşu,
evsizlerin diyarı,
kaybolmuşların girdabı olsak…

sadece olabilsek,
meçhul sevgili…
bir ömür boyu yankılanan dua gibi,
bir sonsuzluk harfi gibi,
ölümün bile silemediği
bir isim gibi…

ne âlâ, ne âlâ, ne âlâ…
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim