normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
381.
yaşayamam gökyüzünün olmadığı yerde,
yıldızları sayıyorum tam kapanırken perde.
her yıldız bir hatıram bi anım ,
pencere kenarında yatanlardanım .
çabuk yaşlandık,ölüyoruz gün be gün
sarhoştum sevgilim , ne yemiştik dün.
damarlarımda ritimli akıyor kanım,
pencere kenarında yatanlardanım .
haber getirdi bugün göçmen kuşlar,
aşıklar romadan taşınmışlar.
bir yanım roma, venedik bir yanım,
pencere kenarında yatanlardanım .
bu nasıl kafiye,başlık tam saçmalık,
fakat bu sefer kaçamadı küçük balık.
aşk ucuz yaşamak sanırım,neyse ki !
pencere kenarında yatanlardanım .
dün kaan abi bir fotoğraf dedim,
anlamsızdı ölümsüzlük mü istedim ?
queen belki floyd beynim sanrılarım ?
pencere kenarında yatanlardanım .
abi benim yükseklik korkum var,
tam zirvede kafamda yorgunum ve ağrılar .
anlamınızı beklemiyorum kaan dargınım,
bilirsin pencere kenarında yatanlardanım .
çok zor be abi yaşamak burda
sızmak sabaha karşı salaş bir barda .
neden yaşıyorum ki nedir anlamım ?
tek bildiğim pencere kenarında yatanlardanım .
yıldızları sayıyorum tam kapanırken perde.
her yıldız bir hatıram bi anım ,
pencere kenarında yatanlardanım .
çabuk yaşlandık,ölüyoruz gün be gün
sarhoştum sevgilim , ne yemiştik dün.
damarlarımda ritimli akıyor kanım,
pencere kenarında yatanlardanım .
haber getirdi bugün göçmen kuşlar,
aşıklar romadan taşınmışlar.
bir yanım roma, venedik bir yanım,
pencere kenarında yatanlardanım .
bu nasıl kafiye,başlık tam saçmalık,
fakat bu sefer kaçamadı küçük balık.
aşk ucuz yaşamak sanırım,neyse ki !
pencere kenarında yatanlardanım .
dün kaan abi bir fotoğraf dedim,
anlamsızdı ölümsüzlük mü istedim ?
queen belki floyd beynim sanrılarım ?
pencere kenarında yatanlardanım .
abi benim yükseklik korkum var,
tam zirvede kafamda yorgunum ve ağrılar .
anlamınızı beklemiyorum kaan dargınım,
bilirsin pencere kenarında yatanlardanım .
çok zor be abi yaşamak burda
sızmak sabaha karşı salaş bir barda .
neden yaşıyorum ki nedir anlamım ?
tek bildiğim pencere kenarında yatanlardanım .
devamını gör...
382.
özeleştiri, vedalar ve itiraflar,
tutunma çabalarım.
bir şehirden taşınmam,
yolcuklar ve uykularım.
anlamlara sığınan sevgi
eğreti duygularım.
zaman ve bağımlılıklar
zoraki sığınaklarım.
korku ve acziyet,
gösterilmeyen yüz
iradesiz kararlar,
monoton ve düz.
geceye sevgim,
gündüzüme pürüz.
ertelenmiş hüzünler,
hususi karakterim.
argo ve yalnızlık,
uzundur bildiklerim.
meçhul suallerle beslerim
bitmek bilmeyen sorguları
bağımlılıklarla gideririm
zihnimdeki sanrıları.
işte bu benim,
schrödinger'de kedim.
tutunma çabalarım.
bir şehirden taşınmam,
yolcuklar ve uykularım.
anlamlara sığınan sevgi
eğreti duygularım.
zaman ve bağımlılıklar
zoraki sığınaklarım.
korku ve acziyet,
gösterilmeyen yüz
iradesiz kararlar,
monoton ve düz.
geceye sevgim,
gündüzüme pürüz.
ertelenmiş hüzünler,
hususi karakterim.
argo ve yalnızlık,
uzundur bildiklerim.
meçhul suallerle beslerim
bitmek bilmeyen sorguları
bağımlılıklarla gideririm
zihnimdeki sanrıları.
işte bu benim,
schrödinger'de kedim.
devamını gör...
383.
şimdi...
hayatının bir döneminde,
bir kere de olsa;
öksüz bir sevme eyleminin
ortasında bulduysan şayet
kendini
iyi dinlemelisin...
sonu
mutlak ölüm randevusu
olan bu dünyada
insanlar
birbirlerinin hayatlarında
gelip geçicidir...
dokunmak için
uzattığında bakışlarını
dizelerime
okuyacağın
her bir söz
vitrinlerde süs değil;
sokak piçidir!
hayatının bir döneminde,
bir kere de olsa;
öksüz bir sevme eyleminin
ortasında bulduysan şayet
kendini
iyi dinlemelisin...
sonu
mutlak ölüm randevusu
olan bu dünyada
insanlar
birbirlerinin hayatlarında
gelip geçicidir...
dokunmak için
uzattığında bakışlarını
dizelerime
okuyacağın
her bir söz
vitrinlerde süs değil;
sokak piçidir!
devamını gör...
384.
bırak acılar gitsin
ardından şarkılar söylemeyeceğiz
tüm bu düşüncelerimiz
özgürce uçabilir artık
ardından şarkılar söylemeyeceğiz
tüm bu düşüncelerimiz
özgürce uçabilir artık
devamını gör...
385.
yedi düvel öncem unutmuş beni
öyle bir gecenin sabahı bu
çok fena dayak yemişim, öyle bil
kimse sarmaz yaram acısı.
öyle bir gecenin sabahı bu
çok fena dayak yemişim, öyle bil
kimse sarmaz yaram acısı.
devamını gör...
386.
dilim tutulunca imdat döktü tenim
bir deniz algılamalı
bir adam beni beklemeli
koynunda mavi düşler
mağarada ilk insan
ilk sözler
seni seviyorum
sandalına kazıdım
gelir mi?
bir deniz algılamalı
bir adam beni beklemeli
koynunda mavi düşler
mağarada ilk insan
ilk sözler
seni seviyorum
sandalına kazıdım
gelir mi?
devamını gör...
387.
ön söz: evet...düşündüğünüz gibi bir şey oldu..
baslik yok direkt okunsun diye..
hep sızlanmak amma kolay insanlığa,
inanmamak duygulu hiçbir konuşmaya,
isyan ve inkarla yargılamak tüm niceyi,
kurunun yanındaki yaşa iftiralarla.
kullanmak birilerini kolay gelir haspama,
anlattıkça dinlenirim sanır usanmadan,
hep iyiye denk gelir,en acısı da belki budur,
yine de kötü deyip ortaya kinini kusturur.
anlatmak için yakaladıysa alıkoyar,hapseder,
bu insanlar duyguları böyle böyle katleder,
yine hiç de utanmaz,insanlar hep kötü der,
bu insanlık birinden kaçarsa hep mi kötülük eder?
dilindeki tek kelime,yanından geçersen kötü de,
sen ona üzüldükçe gelir biner tepene,
senin kişiliğin için, canım iyi değilsin,
bir talihsizlik için tüm hemcinsimi üzemezsin.
en küçük lafta millete küfürler savurur,
senin cirkin bakısından bunca sima karartı durur,
sorun olan sensin,kötülüğün ana vatanı gibisin,
alışmış kudurmuştan hep mi beter olur?
baslik yok direkt okunsun diye..
hep sızlanmak amma kolay insanlığa,
inanmamak duygulu hiçbir konuşmaya,
isyan ve inkarla yargılamak tüm niceyi,
kurunun yanındaki yaşa iftiralarla.
kullanmak birilerini kolay gelir haspama,
anlattıkça dinlenirim sanır usanmadan,
hep iyiye denk gelir,en acısı da belki budur,
yine de kötü deyip ortaya kinini kusturur.
anlatmak için yakaladıysa alıkoyar,hapseder,
bu insanlar duyguları böyle böyle katleder,
yine hiç de utanmaz,insanlar hep kötü der,
bu insanlık birinden kaçarsa hep mi kötülük eder?
dilindeki tek kelime,yanından geçersen kötü de,
sen ona üzüldükçe gelir biner tepene,
senin kişiliğin için, canım iyi değilsin,
bir talihsizlik için tüm hemcinsimi üzemezsin.
en küçük lafta millete küfürler savurur,
senin cirkin bakısından bunca sima karartı durur,
sorun olan sensin,kötülüğün ana vatanı gibisin,
alışmış kudurmuştan hep mi beter olur?
devamını gör...
388.
yağdı yağmur çaktı şimşek,
sende mi şair oldun kelebek.
sende mi şair oldun kelebek.
devamını gör...
389.
eski bir zeki müren şarkısı
bir bahçe, içinde gün sarısı
bir sen olsan yeter
örtülür ömrümün yaşam sargısı
çay olur, hayal bu ya mavi renk
çimenler kırmızı, gökyüzü mor
bi durup düşündüm de hanım şimdi
çok iğrenç oldu ortalık vazgeçtim
şiir de yazamam zaten, hele ki sana
oturup anca beklerim bana gelmeni
sabah kahvaltı olunca beni kaldır
bu şiiri sorumsuzca yazan bir hıyardır.*
bir bahçe, içinde gün sarısı
bir sen olsan yeter
örtülür ömrümün yaşam sargısı
çay olur, hayal bu ya mavi renk
çimenler kırmızı, gökyüzü mor
bi durup düşündüm de hanım şimdi
çok iğrenç oldu ortalık vazgeçtim
şiir de yazamam zaten, hele ki sana
oturup anca beklerim bana gelmeni
sabah kahvaltı olunca beni kaldır
bu şiiri sorumsuzca yazan bir hıyardır.*
devamını gör...
390.
gelmek istedim
sen kırgın ben mahzun
yüreği açsam nafile
yine de gelmek istedim.
bir şans?
bir adım?
ah hepsi nafile
yine de gelmek istedim.
başkası kırmış
yüreğini gördüm
isyandasın
yine de gelmek istedim.
sen kırgın ben mahzun
yüreği açsam nafile
yine de gelmek istedim.
bir şans?
bir adım?
ah hepsi nafile
yine de gelmek istedim.
başkası kırmış
yüreğini gördüm
isyandasın
yine de gelmek istedim.
devamını gör...
391.
''hayaller kuruyoruz, yaşamlarla süsleyerek...
gerçekleşmesi için daha çok düşünüp duruyoruz her birini.
oysa biz yalnızca bize verilen hayatlarımızda nefes alabiliyoruz.
küçücük bir nefesi bile kendi yarattığımız hayatlarımız için ödünç veremiyoruz.
'üstünde taşıdığın ikinci el bir beden ve senin olamayan bir ruh ile dolaşıyorsun, fark etmeden.
ve sevgili insan;
kendimizi, kendimizin olmadığı bir yerde aramalıyız, bulmak için.'
hayat akıp gidiyor, koca bir nehir gibi...
bizler, içine çektiği küçük taşlardan insanlarız.
yanında koşturacağımız ve hakimiyetle çevireceğimiz tahtadan kürekleri olan bir sandalımız dahi yok.
o bizi sürüklüyor, başlangıcın sonuna.
biz de devriliyoruz küreği olmayan sandallardan.
nehir ise hâlâ akıyor.
hayat bitmeyen bir sona koşar gibi ilerliyor.
ölümden çiçeklerle süslüyor yaşamı. tomurcuklar çürüyor."
gerçekleşmesi için daha çok düşünüp duruyoruz her birini.
oysa biz yalnızca bize verilen hayatlarımızda nefes alabiliyoruz.
küçücük bir nefesi bile kendi yarattığımız hayatlarımız için ödünç veremiyoruz.
'üstünde taşıdığın ikinci el bir beden ve senin olamayan bir ruh ile dolaşıyorsun, fark etmeden.
ve sevgili insan;
kendimizi, kendimizin olmadığı bir yerde aramalıyız, bulmak için.'
hayat akıp gidiyor, koca bir nehir gibi...
bizler, içine çektiği küçük taşlardan insanlarız.
yanında koşturacağımız ve hakimiyetle çevireceğimiz tahtadan kürekleri olan bir sandalımız dahi yok.
o bizi sürüklüyor, başlangıcın sonuna.
biz de devriliyoruz küreği olmayan sandallardan.
nehir ise hâlâ akıyor.
hayat bitmeyen bir sona koşar gibi ilerliyor.
ölümden çiçeklerle süslüyor yaşamı. tomurcuklar çürüyor."
devamını gör...
392.
boş bir sayfaya yazılan ilk cümle kadar değerlisin
ilk baharda açan çiçek kadar güzelliğin var
yıldızlara bakınca senin kıymetini anlayacak bir ben varım sanki
hayatta mutluluk kavramına sığdırılmayacak kadar değerlisin
acı çektim sanki herşeyden önce
bekledim bir ömür boyu, ömrüm bitti sen gidince
özledim bugün yazın kışı, kışın yazı özlediğim gibi
ne garip adamım senin için kurda güvenecek kadar
ne yorgun adamım seni başkasına bırakacak kadar
sanırım bu son vedam bir daha dokunmam yüreğine
peki soruyorum sana sence ben de yürek kaldı mı?
ne imkansız aşksın ay'la güneş gibi
ne sevilecek kadınsın sevgi çiçeği gibi
oysa ben seni dikenli yollarda bekledim
belkide sen aşkla oynayacak kadar yürekli kadın
belkide ben aşkı sende görecek kadar kötüyüm
sen ölüm gibiydin yar geleceksin lakin ne zaman belli değil
belirsizliği sende yaşadım belkide
aşkı sende tattım belkide
galiba gelmeyeceksin yar, ölüyorum
kapı çaldı kim gelmiş yüreğim?
vuslatın geldi belkide açmadım daha
bilmiyorum ki kaç kere çalar
meğer o girmek için izin istemezmiş
sanırım sen azraiğilini gönderdin
kendi buldu bu sefer beni, düşüyorum
aç o zaman kollarını
bırakma beni boşluğa
ölürüm bu gece kendim ölmekten değil
kalbimdeki binlerce senin ölmenden korktum bu gece
ilk baharda açan çiçek kadar güzelliğin var
yıldızlara bakınca senin kıymetini anlayacak bir ben varım sanki
hayatta mutluluk kavramına sığdırılmayacak kadar değerlisin
acı çektim sanki herşeyden önce
bekledim bir ömür boyu, ömrüm bitti sen gidince
özledim bugün yazın kışı, kışın yazı özlediğim gibi
ne garip adamım senin için kurda güvenecek kadar
ne yorgun adamım seni başkasına bırakacak kadar
sanırım bu son vedam bir daha dokunmam yüreğine
peki soruyorum sana sence ben de yürek kaldı mı?
ne imkansız aşksın ay'la güneş gibi
ne sevilecek kadınsın sevgi çiçeği gibi
oysa ben seni dikenli yollarda bekledim
belkide sen aşkla oynayacak kadar yürekli kadın
belkide ben aşkı sende görecek kadar kötüyüm
sen ölüm gibiydin yar geleceksin lakin ne zaman belli değil
belirsizliği sende yaşadım belkide
aşkı sende tattım belkide
galiba gelmeyeceksin yar, ölüyorum
kapı çaldı kim gelmiş yüreğim?
vuslatın geldi belkide açmadım daha
bilmiyorum ki kaç kere çalar
meğer o girmek için izin istemezmiş
sanırım sen azraiğilini gönderdin
kendi buldu bu sefer beni, düşüyorum
aç o zaman kollarını
bırakma beni boşluğa
ölürüm bu gece kendim ölmekten değil
kalbimdeki binlerce senin ölmenden korktum bu gece
devamını gör...
393.
ah şu meşum bakışlı zalim!
şiir de yazmış bol yeminli--
iş bu ali kıran baş kesen,
bir cahile aşıkmış güya.
ateşler salmış dört bir yana.
ışıklar zehirliymiş, karanlıkmış en iyisi.
örümcek yaşamalıymış iki kaşık arası.
soru soranı asmalıymış dilinden,
onu düşünmeyenin kesilmeliymiş başı.
şiir de yazmış bol yeminli--
iş bu ali kıran baş kesen,
bir cahile aşıkmış güya.
ateşler salmış dört bir yana.
ışıklar zehirliymiş, karanlıkmış en iyisi.
örümcek yaşamalıymış iki kaşık arası.
soru soranı asmalıymış dilinden,
onu düşünmeyenin kesilmeliymiş başı.
devamını gör...
394.
yağmura, toprağa, sana!
bak, yine gürlüyor gökyüzü...
göz alıcı bir yıldırım karanlığı yırtıp toprakla buluşuyor.
yıldız tozları karışıyor köklerine, çiçekler daha parlak açabilsin diye.
uzak diyarlardan yükselen gök gürültüleri çınlıyor kulağımda.
dünya, ışıltılı bir düşe uyanıyor.
bak, yine ıslanıyor yeryüzü...
damlalar delice bir zevkle yarışıyor.
küçük ırmaklar halinde akıyorlar göllere, canlılar yeniden nefes alabilsin diye.
çatıda ritim tutan yağmurun şarkısı tutunuyor dudaklarımda.
hayat, ıslak bir geleceğe uzanıyor.
bak, yine hüzünleniyor gönlüm...
gözlerim her kapanışında seni görme umuduyla açılıyor.
bile bile avunuyorum bahanelerle, belki bir gün çıkar gelirsin diye.
eski radyodan acıklı bir türkü yara açıyor yüreğimde.
ömür, sensiz bir mezarlığa benziyor.
yıldırımlar dolaşıyor bedenimde.
yağmur intikam alırcasına kamçılıyor.
toprak bile üzülüyor bu halime.
ben ise bir akıl hastanesine atılıyorum.
tek kişilik hücremde senin özleminle deliriyorum.
bak, yine gürlüyor gökyüzü...
göz alıcı bir yıldırım karanlığı yırtıp toprakla buluşuyor.
yıldız tozları karışıyor köklerine, çiçekler daha parlak açabilsin diye.
uzak diyarlardan yükselen gök gürültüleri çınlıyor kulağımda.
dünya, ışıltılı bir düşe uyanıyor.
bak, yine ıslanıyor yeryüzü...
damlalar delice bir zevkle yarışıyor.
küçük ırmaklar halinde akıyorlar göllere, canlılar yeniden nefes alabilsin diye.
çatıda ritim tutan yağmurun şarkısı tutunuyor dudaklarımda.
hayat, ıslak bir geleceğe uzanıyor.
bak, yine hüzünleniyor gönlüm...
gözlerim her kapanışında seni görme umuduyla açılıyor.
bile bile avunuyorum bahanelerle, belki bir gün çıkar gelirsin diye.
eski radyodan acıklı bir türkü yara açıyor yüreğimde.
ömür, sensiz bir mezarlığa benziyor.
yıldırımlar dolaşıyor bedenimde.
yağmur intikam alırcasına kamçılıyor.
toprak bile üzülüyor bu halime.
ben ise bir akıl hastanesine atılıyorum.
tek kişilik hücremde senin özleminle deliriyorum.
devamını gör...
395.
shakira ya rubailer kitabımda yazdığım rubailerden paylaşmak istiyorum :
bulmuşsun ispanya da bir pike,
benziyor attaki tike,
yolun düşmez mi hiç pendik e?
ayağının altına paspas olurum.
cenabettin oğlanın kederi var,
shakira nın gideri var,
güzel sevmenin bedeli var,
ağzına saçayım cerart pike!
bulmuşsun ispanya da bir pike,
benziyor attaki tike,
yolun düşmez mi hiç pendik e?
ayağının altına paspas olurum.
cenabettin oğlanın kederi var,
shakira nın gideri var,
güzel sevmenin bedeli var,
ağzına saçayım cerart pike!
devamını gör...
396.
bazen bir bıçak olup saplanıyorsun
hüznüm oluyorsun dönünce maziye
her hatıra tatlı bir yara sanki
sanki her şey bir rüya
doyamadığım.
geride kırılgan bir kalp
yarım kalmış bir mektup
ıslanmış iki fotoğraf...
ve uzakta bir çift göz
belki gelirsin diye
güneşin sensiz doğduğu yerde
umuda gardiyan bir çift göz...
hüznüm oluyorsun dönünce maziye
her hatıra tatlı bir yara sanki
sanki her şey bir rüya
doyamadığım.
geride kırılgan bir kalp
yarım kalmış bir mektup
ıslanmış iki fotoğraf...
ve uzakta bir çift göz
belki gelirsin diye
güneşin sensiz doğduğu yerde
umuda gardiyan bir çift göz...
devamını gör...
397.
sahilde bir vapur,
içinde sen.
köşede simitçi,
bardakta çay,
havada göç eden kuşlar,
yanımda sen.
karşıda deniz,
karşımda deniz,
elimde papatya saksısı,
dilimde sen.
hep sen.
yine sen.
içinde sen.
köşede simitçi,
bardakta çay,
havada göç eden kuşlar,
yanımda sen.
karşıda deniz,
karşımda deniz,
elimde papatya saksısı,
dilimde sen.
hep sen.
yine sen.
devamını gör...
398.
bir hüzün çökse de kimi zaman;
inanmak gerek ki bulutlar dağılır.
rengarenk resimler çizer bir ressam,
içindeki dünyanın boş duvarlarına.
sonsuzluğu kaplar masmavi bir umut,
inen kanatların o gün yeniden havalanır. *
inanmak gerek ki bulutlar dağılır.
rengarenk resimler çizer bir ressam,
içindeki dünyanın boş duvarlarına.
sonsuzluğu kaplar masmavi bir umut,
inen kanatların o gün yeniden havalanır. *
devamını gör...
399.
gözyaşlarıma anlatamıyorum seni
sensizliğin ağır buhranını güllere fısıldayamıyorum
yaşamın ağırlığında göğe bağıramıyorum;
kiralık duygularımı.
sensizliğin ağır buhranını güllere fısıldayamıyorum
yaşamın ağırlığında göğe bağıramıyorum;
kiralık duygularımı.
devamını gör...
400.
işçi
vurduğu her kazma darbesinde
ekmek kırıntısı düşüyor avuçlarına
daha dört cana pay edilecek, öyle ya;
ellerindeki kömürün değil, bahtın karası.
kim bilir hangi kazaya kurban gidecek.
vardiyalıdır ömrü kara dumanlı baca altında
fabrika dişlilerinde sıkışır yüreği
naylon üretmekte elleri, sıcak bantla yarışır
akşama ucuz bir poşet içinde iki ekmek için
ve hak edebilmek için üç kuruşluk ikramiyeyi
canla başla, dişle tırnakla ölesiye çalışır.
-fıstıklıbörek-
vurduğu her kazma darbesinde
ekmek kırıntısı düşüyor avuçlarına
daha dört cana pay edilecek, öyle ya;
ellerindeki kömürün değil, bahtın karası.
kim bilir hangi kazaya kurban gidecek.
vardiyalıdır ömrü kara dumanlı baca altında
fabrika dişlilerinde sıkışır yüreği
naylon üretmekte elleri, sıcak bantla yarışır
akşama ucuz bir poşet içinde iki ekmek için
ve hak edebilmek için üç kuruşluk ikramiyeyi
canla başla, dişle tırnakla ölesiye çalışır.
-fıstıklıbörek-
devamını gör...