normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1441.
sen ve ben
yok yok sen
yetmez!!!
bir tane daha
sen.
bir de yanına
ben.
yok yok sen
yetmez!!!
bir tane daha
sen.
bir de yanına
ben.
devamını gör...
1442.
anılar biriktirdik
artık hatirlanamayan
sevgi buyuttuk
sonbaharı karşılayan.
artık hatirlanamayan
sevgi buyuttuk
sonbaharı karşılayan.
devamını gör...
1443.
iki
ı.
neredeyse öpüyordu şarkısı rüzgârın
bir nehrin yatağında unutulmuş küçük ayak izini
yaşlı bir ağaç yürüdü gövdemden o sırada
ba-zı-la-rı-nın-kal-bin-de-gün-ba-tı-mı-hi-kâ-ye-si-yok-tur.
bir yasemenin gözyaşlarında yolunu kaybetti şair.
ıı.
yeni bir duygu bul bana!
boşluğu gökyüzü sanıyorsun
(ya her şey bir rüyaysa)
sessiz
ve
görünmez adımlarıyla
yanımızda yürüyorlar
hâlâ
tek cümlelik öykü:
’senin olmadığın bir masal anlatamam sana’
b.
ı.
neredeyse öpüyordu şarkısı rüzgârın
bir nehrin yatağında unutulmuş küçük ayak izini
yaşlı bir ağaç yürüdü gövdemden o sırada
ba-zı-la-rı-nın-kal-bin-de-gün-ba-tı-mı-hi-kâ-ye-si-yok-tur.
bir yasemenin gözyaşlarında yolunu kaybetti şair.
ıı.
yeni bir duygu bul bana!
boşluğu gökyüzü sanıyorsun
(ya her şey bir rüyaysa)
sessiz
ve
görünmez adımlarıyla
yanımızda yürüyorlar
hâlâ
tek cümlelik öykü:
’senin olmadığın bir masal anlatamam sana’
b.
devamını gör...
1444.
hoca aruza uygun şiir yazın demişti elimden bu gelmişti ilk ve son şiirim
ay gümüş rengini yaydı gönlümün içindekine
bad-ı hazan koptu gönlümdeki yanan ateşe
çünkü zülf-i amber ile vechi harab kıldı beni
olmuşum vechin ile bu dünyada bir meşhur deli
söylenir eş dost mecnun olduğumdan bir çaresiz
aşksa derdim hangi ilaç şifa olur hiç bilinmez
ay gümüş rengini yaydı gönlümün içindekine
bad-ı hazan koptu gönlümdeki yanan ateşe
çünkü zülf-i amber ile vechi harab kıldı beni
olmuşum vechin ile bu dünyada bir meşhur deli
söylenir eş dost mecnun olduğumdan bir çaresiz
aşksa derdim hangi ilaç şifa olur hiç bilinmez
devamını gör...
1445.
şiirimin adı kaşar adil ve yaşama dair birtakım başka şeyler
bugün
irili ufaklı kürtler beni kovalarken on beş kişi
arkana bakmadan terk edip beni
kaçtığın sokaktan geçtim kaşar adil
camına taş atasım geldi
manitana yazasım geldi
sana öyle bir kinlendim ki
yuvanı yıkasım geldi kaşar adil
hayırlı ramazanlar
bugün
irili ufaklı kürtler beni kovalarken on beş kişi
arkana bakmadan terk edip beni
kaçtığın sokaktan geçtim kaşar adil
camına taş atasım geldi
manitana yazasım geldi
sana öyle bir kinlendim ki
yuvanı yıkasım geldi kaşar adil
hayırlı ramazanlar
devamını gör...
1446.
komşulara karşı çok ayıp oldu
devamını gör...
1447.
normal sözlük için bir şiir yazdım. umarım beğenilir.
normal sözlük, güzel sözlük
sözcüklerle dolu bir dünya
kelime dağarcığımızın hazinesi
anlam kazandığımızın işareti
her an yanımızda, her yerde bizimle
bir bakışta buluruz aradığımızı
açıklaması, örneği, kullanımı
normal sözlük, daima yanımızda
kelime dağarcığımızın genişlemesi
bilgimizin artması, düşüncelerimizin zenginleşmesi
normal sözlük sayesinde mümkün olur
düşüncelerimizin kalemi, sözcüklerimizin gücü
normal sözlük, küçük ama değerli
her zaman yanımızda, hep bizimle
kelime dağarcığımızın saklı hazinesi
anlamların sırrını açan güzel sözlük
normal sözlük, güzel sözlük
sözcüklerle dolu bir dünya
kelime dağarcığımızın hazinesi
anlam kazandığımızın işareti
her an yanımızda, her yerde bizimle
bir bakışta buluruz aradığımızı
açıklaması, örneği, kullanımı
normal sözlük, daima yanımızda
kelime dağarcığımızın genişlemesi
bilgimizin artması, düşüncelerimizin zenginleşmesi
normal sözlük sayesinde mümkün olur
düşüncelerimizin kalemi, sözcüklerimizin gücü
normal sözlük, küçük ama değerli
her zaman yanımızda, hep bizimle
kelime dağarcığımızın saklı hazinesi
anlamların sırrını açan güzel sözlük
devamını gör...
1448.
bir kül olan arınır yalandan
yanan ve yakılan
her şeyden geçen
hiçbir şeyi kalmayan
kül kalan ve savrulan
mutlu olan ve sona kavuşan
düşer kendi içine
ve varlığı
karanlık bir spiralde
döngünün tam ortasında
beyaz ışığın boşluğunda
karanlığın içini soğutmasını beklerken
döner dolaşır
ve kaybolur gider
bir bir bir
sayıkladı veya iki iki iki
gömdü ve üç üç üç
ve unuttu dört dört dört
ve döndü
bir bir bir
yanan ve yakılan
her şeyden geçen
hiçbir şeyi kalmayan
kül kalan ve savrulan
mutlu olan ve sona kavuşan
düşer kendi içine
ve varlığı
karanlık bir spiralde
döngünün tam ortasında
beyaz ışığın boşluğunda
karanlığın içini soğutmasını beklerken
döner dolaşır
ve kaybolur gider
bir bir bir
sayıkladı veya iki iki iki
gömdü ve üç üç üç
ve unuttu dört dört dört
ve döndü
bir bir bir
devamını gör...
1449.
teslimiyet
bir şehri fetheden bir fatihe
yada bir kalbin fatihi sevgiliye
ki;
değişir tanrısı bile
bir fatihin girdiği şehrin
fethedilmeye değer bir şehir ve sevilmeye değer bir kalp...
ve aynıdır
terkedilmiş bir şehir ile
terkedilmiş bir kalp
bir tanrı eli değene kadar bereketsiz ve varlıktan yoksun....
b.
bir şehri fetheden bir fatihe
yada bir kalbin fatihi sevgiliye
ki;
değişir tanrısı bile
bir fatihin girdiği şehrin
fethedilmeye değer bir şehir ve sevilmeye değer bir kalp...
ve aynıdır
terkedilmiş bir şehir ile
terkedilmiş bir kalp
bir tanrı eli değene kadar bereketsiz ve varlıktan yoksun....
b.
devamını gör...
1450.
ilk kitabımın imzasını attım. şiir kitabı.. artık merak eden arkadaşlar kitabı alıp okuyabilirler. saygılar sevgiler... bir iki ay içerisinde çıkar tahmini olarak.. *
devamını gör...
1451.
(şiirlerimin ismi yoktur)
bir insan bu kadar kayıtsız olabilir mi?
her şeye, nasıl?
ıçerde tüm toz toprak taneleri değerken birbirine,
dışarıdan bir ter damlası düşmez mi ayak dibine?
o kadar gri ki her şey, gidip gelmeyen
duvar dipleri rutubet hep,
göz kapaklarının açılıp kapanması ile aşağıya süzülen o şeffaf su, oturduğum her noktada.
kafamı kaldırsam gök mavi ama ısrarla durgunluğa bakmışım.
ıki koltuk biri sakat, kolu yırtık, güneş almayan kısımda diğeri.
kapı uzak, kapı yakın, kapı yok.
var mı dönüşü bu yolun, olmamalı.
yardım eli uzatsa biri saklanacaksın,
karanlığa gömüleceksin,çıkmak istemeyeceksin.
o kadar güzel...
hiçbir tahta daha çürük değil bu bedenden,
parçaları dökülüyor teker teker
bulutlar öylesine hızlı ki benim için iki damla dökemeyecek kadar ağır
oysa iki adım ötede ağlar, hunharca
neyin tesellisi bu, gidecek misin?
bir insan hiçbir yaşam belirtisi göstermez mi?
göğsü inip kalkmaz mı?
güneşi hissetmez mi?
görmez mi beyaz atları?
alamadım nefes, gelmedi ışık benim için, baktım göremedim bir silüet
buymuş meğer ömür
bir çığlık, yalpalayış ve düşüş.
dahası haksızlık olurdu onca çift göze
kimseye etmedim adaletsizlik, sunulan nefesten daha az aldım
gün sayısı, karanlığı geçmedi asla
siz borçlusunuz bana
ama kalsın
gitmem gerek
bir insan bu kadar kayıtsız olabilir mi?
her şeye, nasıl?
ıçerde tüm toz toprak taneleri değerken birbirine,
dışarıdan bir ter damlası düşmez mi ayak dibine?
o kadar gri ki her şey, gidip gelmeyen
duvar dipleri rutubet hep,
göz kapaklarının açılıp kapanması ile aşağıya süzülen o şeffaf su, oturduğum her noktada.
kafamı kaldırsam gök mavi ama ısrarla durgunluğa bakmışım.
ıki koltuk biri sakat, kolu yırtık, güneş almayan kısımda diğeri.
kapı uzak, kapı yakın, kapı yok.
var mı dönüşü bu yolun, olmamalı.
yardım eli uzatsa biri saklanacaksın,
karanlığa gömüleceksin,çıkmak istemeyeceksin.
o kadar güzel...
hiçbir tahta daha çürük değil bu bedenden,
parçaları dökülüyor teker teker
bulutlar öylesine hızlı ki benim için iki damla dökemeyecek kadar ağır
oysa iki adım ötede ağlar, hunharca
neyin tesellisi bu, gidecek misin?
bir insan hiçbir yaşam belirtisi göstermez mi?
göğsü inip kalkmaz mı?
güneşi hissetmez mi?
görmez mi beyaz atları?
alamadım nefes, gelmedi ışık benim için, baktım göremedim bir silüet
buymuş meğer ömür
bir çığlık, yalpalayış ve düşüş.
dahası haksızlık olurdu onca çift göze
kimseye etmedim adaletsizlik, sunulan nefesten daha az aldım
gün sayısı, karanlığı geçmedi asla
siz borçlusunuz bana
ama kalsın
gitmem gerek
devamını gör...
1452.
korku
nerde bir çocuk görsem,on sekizimde gençliğimi hatırlatır bana.
sen bilirsin ya, tek bana mı korku verir bu sinek si**n dünya?
nerde bir çocuk görsem,on sekizimde gençliğimi hatırlatır bana.
sen bilirsin ya, tek bana mı korku verir bu sinek si**n dünya?
devamını gör...
1453.
boşlukta süzülürken
günlerdir, aylardır belki de yıllardır
o kadar uzun zamandır ki
hiç saymadım
sonra sana rastladım
bir yıldız gibi parlayan
kendine ait bir takım olmadan
tek başına
sanki beni çağırır gibi
birbirimizin olmak için
yaklaştıkça sana yanar tenim
kamaşır gözlerim
öyle güzel parlıyorsun ki
eritiyorsun beni
sana geldiğimde en sonunda
elimi uzattığımda yanağına
toza dönüşürüm yavaşça
seni merkeze alıp dönerim etrafında
günlerce, aylarca belki de yıllarca
tıpkı bir uydu gibi
senin olur, karışırım sana
günlerdir, aylardır belki de yıllardır
o kadar uzun zamandır ki
hiç saymadım
sonra sana rastladım
bir yıldız gibi parlayan
kendine ait bir takım olmadan
tek başına
sanki beni çağırır gibi
birbirimizin olmak için
yaklaştıkça sana yanar tenim
kamaşır gözlerim
öyle güzel parlıyorsun ki
eritiyorsun beni
sana geldiğimde en sonunda
elimi uzattığımda yanağına
toza dönüşürüm yavaşça
seni merkeze alıp dönerim etrafında
günlerce, aylarca belki de yıllarca
tıpkı bir uydu gibi
senin olur, karışırım sana
devamını gör...
1454.
modernize medeniyet
bir ahlak problemi kedimin dilinde
mamasını da verdim ibnenin
gel görkü nankörlük tininde.
modernize medeniyet
bir kurtuluş zihnimde
üç kuruşluk aklımla
ahkam kesenler inimde
modernite ete
para verme lan sen ete
cücük kadar haysiyetim yok
şu yüz yıllık ülkede
medeniyet
kime niyet kime kısmet
amfilerde menafinle kumaşlarla
ilim ilim diye inlet
bir ahlak problemi kedimin dilinde
mamasını da verdim ibnenin
gel görkü nankörlük tininde.
modernize medeniyet
bir kurtuluş zihnimde
üç kuruşluk aklımla
ahkam kesenler inimde
modernite ete
para verme lan sen ete
cücük kadar haysiyetim yok
şu yüz yıllık ülkede
medeniyet
kime niyet kime kısmet
amfilerde menafinle kumaşlarla
ilim ilim diye inlet
devamını gör...
1455.
sancılı hüznün sabahında alnımdan akan kederedir sitemim
ağlamaktan gözlerimin içinde saklanan nasipsiz karınca yuvalarınadır sitemim.
ağlamaktan gözlerimin içinde saklanan nasipsiz karınca yuvalarınadır sitemim.
devamını gör...
1456.
kaldırım taşı
o
bir
kaldırım taşı idi
yol üzerinde bekleyen
hep
sesleri içinde dünyanın
bekle ki
güneş doğsun yeniden
bekle ki
değişsin mevsimler
hayat geçip gidiyorken üzerinden.
b.
o
bir
kaldırım taşı idi
yol üzerinde bekleyen
hep
sesleri içinde dünyanın
bekle ki
güneş doğsun yeniden
bekle ki
değişsin mevsimler
hayat geçip gidiyorken üzerinden.
b.
devamını gör...
1457.
arap olayım
dudağından bir tatlı dökülür bir acı
çektirdiğin bunca çilenin yok ilacı
aşkıma kah tahtsın kah darağacı
vallahi seni anladıysam arap olayım
tok olan anlamazmış halinden acın
zevkine takılıyorsun yok ihtiyacın
bir gün paspasınım bir gün tacın
vallahi seni anladıysam arap olayım
sana zevkse bana zulüm, ne olur etme
maksadın öldürmekse yeter artık bekletme
saçım da şefkatsin kıçımda tekme
vallahi seni anladıysam arap olayım
iki cümlenden biri tamam biri fakat
gündüz sapasağlamsın gece sakat
bir yanağımda öpücüksün öbüründe tokat
vallahi seni anladıysam arap olayım
dudağından bir tatlı dökülür bir acı
çektirdiğin bunca çilenin yok ilacı
aşkıma kah tahtsın kah darağacı
vallahi seni anladıysam arap olayım
tok olan anlamazmış halinden acın
zevkine takılıyorsun yok ihtiyacın
bir gün paspasınım bir gün tacın
vallahi seni anladıysam arap olayım
sana zevkse bana zulüm, ne olur etme
maksadın öldürmekse yeter artık bekletme
saçım da şefkatsin kıçımda tekme
vallahi seni anladıysam arap olayım
iki cümlenden biri tamam biri fakat
gündüz sapasağlamsın gece sakat
bir yanağımda öpücüksün öbüründe tokat
vallahi seni anladıysam arap olayım
devamını gör...
1458.
bugün 25 nisan
hüzün doluyor insan
anlatamıyor lisan
allahım eyle ihsan
doğum günü çocuğu kes lan....
hüzün doluyor insan
anlatamıyor lisan
allahım eyle ihsan
doğum günü çocuğu kes lan....
devamını gör...
1459.
biz de üç-beş kelam paylaşalım yazdıklarımızdan sözlüğümüzde o vakit.
1)ah bir söyleyebilseydim kursağımda biriktirdiklerimi; kim bilir sen de daha neler neler söyleyemezdin.
2)yalnızlık sessizce boyadı tüm düşleri karanlığa.
usulca susturuldu dün.
kimsesizliğin fırtınalı baharında;
ışığa hasret umut denen yapraklarım bugün.
gerekirse ben yanayım ıslatmış olsa da hüzünden yağmurlar, dünden kalan dallarımı budaklarımı.
ama aydınlansın yarınlar.
çünkü karanlıkta görülmeye değer nice güzellikler var.
her ne kadar küsse de aşk.
gizlense de sis perdeleri ardına.
bir gün doğan günle, güneşle feda edilen umutla düşle, düşecek filizlenen dallarıma ilk bahar.
3)hiss-i mübaladır aşk. yüzende tebessüm ettiğince kusursuz, yüreğinde acıyı arttırdığınca onursuzdur... hüzn-ü cefadır yalnızlık. kaçabildiğince kurtulduğun, içine düştükce boğulduğundur... dert-i âladır hasret. sabredebildiğince meyveli, yenildiğince iğnelidir... şehvet-i hayâldir nefs. fırtınasına dayanabildiğince tek eşli, rüzgarına kapıldığınca işvelidir... insan-ı mahluktur adem oğlu... hissettiğince imanlı, gördüğünce yalanlıdır...
4)doldurdum zifirle yüreğimi, kalmadı bir izin bir cismin.
yan sigaram yan aheste, dumanınla daha çok işimiz var...
sırada anılar ve yalnızlıklar...
5)usulca arala kapımı...
yavaşça adımla...
sessizce kıvrıl yanı başıma.
çıt çıkarma !
çıkarma ki, uyanmasın yalnızlık...
1)ah bir söyleyebilseydim kursağımda biriktirdiklerimi; kim bilir sen de daha neler neler söyleyemezdin.
2)yalnızlık sessizce boyadı tüm düşleri karanlığa.
usulca susturuldu dün.
kimsesizliğin fırtınalı baharında;
ışığa hasret umut denen yapraklarım bugün.
gerekirse ben yanayım ıslatmış olsa da hüzünden yağmurlar, dünden kalan dallarımı budaklarımı.
ama aydınlansın yarınlar.
çünkü karanlıkta görülmeye değer nice güzellikler var.
her ne kadar küsse de aşk.
gizlense de sis perdeleri ardına.
bir gün doğan günle, güneşle feda edilen umutla düşle, düşecek filizlenen dallarıma ilk bahar.
3)hiss-i mübaladır aşk. yüzende tebessüm ettiğince kusursuz, yüreğinde acıyı arttırdığınca onursuzdur... hüzn-ü cefadır yalnızlık. kaçabildiğince kurtulduğun, içine düştükce boğulduğundur... dert-i âladır hasret. sabredebildiğince meyveli, yenildiğince iğnelidir... şehvet-i hayâldir nefs. fırtınasına dayanabildiğince tek eşli, rüzgarına kapıldığınca işvelidir... insan-ı mahluktur adem oğlu... hissettiğince imanlı, gördüğünce yalanlıdır...
4)doldurdum zifirle yüreğimi, kalmadı bir izin bir cismin.
yan sigaram yan aheste, dumanınla daha çok işimiz var...
sırada anılar ve yalnızlıklar...
5)usulca arala kapımı...
yavaşça adımla...
sessizce kıvrıl yanı başıma.
çıt çıkarma !
çıkarma ki, uyanmasın yalnızlık...
devamını gör...
1460.
the deepest shelter in paris
at
the end of
a beautiful day
i was a commander
you were in normandy
oh my dear pawn
you, in the battlefield
i suspect that
all love letters
were banned
and
turned to ashes
but
that was a misunderstanding
falling in love
and even
having sex
with pretty ladies
before we become dusty statues
while the radio
is speaking of
the great loss
that's
such a good thing
i made a to-do list
for you:
love me
kill yourself
obey orders under the grave
at
the end of
a beautiful day
i was a commander
you were in normandy
oh my dear pawn
you, in the battlefield
i suspect that
all love letters
were banned
and
turned to ashes
but
that was a misunderstanding
falling in love
and even
having sex
with pretty ladies
before we become dusty statues
while the radio
is speaking of
the great loss
that's
such a good thing
i made a to-do list
for you:
love me
kill yourself
obey orders under the grave
devamını gör...