normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1081.
elimi eteğimi çektim,
gözümü alan amansız manzaralardan
bugün bir güzelden vazgeçtim,
sonrasında yara beğendim yaralardan
gözümü alan amansız manzaralardan
bugün bir güzelden vazgeçtim,
sonrasında yara beğendim yaralardan
devamını gör...
1082.
bak şu giden geminin yolu sıra
bir kimsesizliği, bir sessizliği ve bir de sensizliği...
bak bu gecelerin efkarına
bir hasreti bir karanlığı bir de yalnızlığı
bak şu kanadı kırık kuşun ardı sıra
bir umudu, bir özgürlüğü bir de maviliği
bak arkanda ne bıraktığına bu gece
bir gözlerin, bir özlemin bir de sözlerin
bir kimsesizliği, bir sessizliği ve bir de sensizliği...
bak bu gecelerin efkarına
bir hasreti bir karanlığı bir de yalnızlığı
bak şu kanadı kırık kuşun ardı sıra
bir umudu, bir özgürlüğü bir de maviliği
bak arkanda ne bıraktığına bu gece
bir gözlerin, bir özlemin bir de sözlerin
devamını gör...
1083.
bugün veda ettim yıldızlara, ay'a
artık sokaklarının bir anlamı yok benim için
elveda
artık istesen de ben yokum
unuttum diyorum ama bir şarkı çalıyor
ben yine sana yeniliyorum
sevilmek nasıl anlatsana biraz
güzel miydi
tozpembe gördün mü hayatı
bana her yer simsiyahken
nefret etmek bile sevginin bir kırıntısıyken
senden artık nefret bile etmiyorum
sokaklarına veda ettim
gelme artık istemiyorum.
artık sokaklarının bir anlamı yok benim için
elveda
artık istesen de ben yokum
unuttum diyorum ama bir şarkı çalıyor
ben yine sana yeniliyorum
sevilmek nasıl anlatsana biraz
güzel miydi
tozpembe gördün mü hayatı
bana her yer simsiyahken
nefret etmek bile sevginin bir kırıntısıyken
senden artık nefret bile etmiyorum
sokaklarına veda ettim
gelme artık istemiyorum.
devamını gör...
1084.
kusura bakmayın ama çoğu bok gibi olan şiirlerdir.
devamını gör...
1085.
yüzyıllar öncesinden karşılaştığı yabancıya
ki yabancı geldi
yaptıklarından ve o büyük değişimden bahsetti
gururluydu.
kendi değildi değişen.
anladı duygularına gelince sıra.
üzüntülerinden, kederlerinden bahsetti;
yabancı gelmedi bu defa, tanıdık bir yüz.
yüzyıllar ileriye gidebilseydi
ne düşünce ne duygu
kalmayacaktı benzerlik.
eskinin hislerinde ve geleceğin çağına yakın
gurur yerini mutsuzluğa bıraktı.
ki yabancı geldi
yaptıklarından ve o büyük değişimden bahsetti
gururluydu.
kendi değildi değişen.
anladı duygularına gelince sıra.
üzüntülerinden, kederlerinden bahsetti;
yabancı gelmedi bu defa, tanıdık bir yüz.
yüzyıllar ileriye gidebilseydi
ne düşünce ne duygu
kalmayacaktı benzerlik.
eskinin hislerinde ve geleceğin çağına yakın
gurur yerini mutsuzluğa bıraktı.
devamını gör...
1086.
kasımpatı terası
dünya'nın en güzel terasında oturuyorum.
boylu boyunca yeşillikler donatılmış.
neresinden baksan kasımpatılar...
aralarında akşam sefası
güneş saklanınca sana geceyi anlatırlar.
karşımda dünya'nın en güzel denizi
taze iyot kokusu sarıyor bütün bedenimi
hatırlıyorum sonra
kalbimin heyecanla attığı ilk anı
gözyaşımın damladığı, kahkahalarımın yankılandığı sokakları
yanımdan dünya'nın en güzel martısı geçiyor.
selam veriyorum, kafasını sallıyor
akşam sefaları başlıyorlar anlatmaya
bir yerde müzik bitiyor, bir yerde başlıyor
biri birine anadan doğma küfrediyor
biri sarılmış ötekine...
biri öldüresiye yumruklarını indiriyor karşısındakinin yüzüne
biri öpüyor dudakları, elleri, gözleri...
biri yalnız, korkak, öfkeli...
hayatından vazgeçenler, hayatına yeniden gülümseyenler
sokağın vazgeçilmezleri...
eskici sesleri, delileri
sokakta dans edenler, ters ters yürüyenler
biz ölünce diyor birisi dünya kedilere kalır
birisi gülüyor dalga geçercesine bıyık altından
gözyaşlarım avuçlarıma damlıyor
bugün bir yıldız kayar belki diye
sabaha kadar bekledim
sabah oldu, güz bitti
kelebekler ömürlerini tamamladı
ben hiç gitmedim
dünya'nın en güzel salıncağında hep bu satırları yazmayı bekledim
ve akşam sefaları sustu...
müzik sesleri dindi
dünya'nın en güzel terasında oturuyorum
boylu boyunca yeşillikler donatılmış
neresinden baksan kasımpatılar...
dünya'nın en güzel terasında oturuyorum.
boylu boyunca yeşillikler donatılmış.
neresinden baksan kasımpatılar...
aralarında akşam sefası
güneş saklanınca sana geceyi anlatırlar.
karşımda dünya'nın en güzel denizi
taze iyot kokusu sarıyor bütün bedenimi
hatırlıyorum sonra
kalbimin heyecanla attığı ilk anı
gözyaşımın damladığı, kahkahalarımın yankılandığı sokakları
yanımdan dünya'nın en güzel martısı geçiyor.
selam veriyorum, kafasını sallıyor
akşam sefaları başlıyorlar anlatmaya
bir yerde müzik bitiyor, bir yerde başlıyor
biri birine anadan doğma küfrediyor
biri sarılmış ötekine...
biri öldüresiye yumruklarını indiriyor karşısındakinin yüzüne
biri öpüyor dudakları, elleri, gözleri...
biri yalnız, korkak, öfkeli...
hayatından vazgeçenler, hayatına yeniden gülümseyenler
sokağın vazgeçilmezleri...
eskici sesleri, delileri
sokakta dans edenler, ters ters yürüyenler
biz ölünce diyor birisi dünya kedilere kalır
birisi gülüyor dalga geçercesine bıyık altından
gözyaşlarım avuçlarıma damlıyor
bugün bir yıldız kayar belki diye
sabaha kadar bekledim
sabah oldu, güz bitti
kelebekler ömürlerini tamamladı
ben hiç gitmedim
dünya'nın en güzel salıncağında hep bu satırları yazmayı bekledim
ve akşam sefaları sustu...
müzik sesleri dindi
dünya'nın en güzel terasında oturuyorum
boylu boyunca yeşillikler donatılmış
neresinden baksan kasımpatılar...
devamını gör...
1087.
sen ne anlarsın şiir-sanattan
gülüşün almışsın yaşlı bir attan
dört katlı binada üçüncü kattan
kafa üstü mü attılar güzelim seni
zekanın esamesi okunmaz sende
edep adap desen yok yahu nerde
aklın ziyan olmuş ,kara gecende
pazarda mı sattılar güzelim seni
ağzı ile uyumsuz kepçe kulağı
akılsız kralın alık ulağı
yalancı davulun çarpık tokmağı
sahurda patlattılar güzelim seni
hakkı ,halkı bilmez beniyse asla
sırtını ,yüzüne sırıtana yasla
kurtlu,küflü ekmektir sanıyor pasta
çöp mi attılar güzelim seni
yaşın olmuş inan kırk dokuz elli
bu bunaklığının nedeni belli
burnu sümüklüdür mabadı yelli
sifona çektiler güzelim seni
seninle dünyada tek kalsam olmam
cennet senin olsa bir dak’ka durmam
allah’ın vurduğuna ben inan vurmam
en çirkin seçtiler güzelim seni
sesin mi var sazın mı var sözün mü
umarım şakadır yoksa bu özün mü
küllenmiş ateşsin ne bu közün mü
belgesele çektiler güzelim seni
bu kadın türünün bir tek örneği
kuğular ordusunun çirkin ördeği
üstüne çektiler beyaz perdeyi
müzeye attılar güzelim seni
katır duysa korkar çırtlak sesinden
çıkmış cadıların kötü kara büyüsünden
yanlışlık yapılmış günah gecesinden
kundağa belediler güzelim seni
aynalara küsmüşsün ve de haklısın
yaşın yaşlı ama götü boklusun
allah senin gibilerden saklasın
harala soktular güzelim seni
acılıyam sözüm hepsi şakadan
aşk ile yaratmış seni yaradan
değersin her türlü puldan paradan
gönlüme soktular güzelim seni.
gülüşün almışsın yaşlı bir attan
dört katlı binada üçüncü kattan
kafa üstü mü attılar güzelim seni
zekanın esamesi okunmaz sende
edep adap desen yok yahu nerde
aklın ziyan olmuş ,kara gecende
pazarda mı sattılar güzelim seni
ağzı ile uyumsuz kepçe kulağı
akılsız kralın alık ulağı
yalancı davulun çarpık tokmağı
sahurda patlattılar güzelim seni
hakkı ,halkı bilmez beniyse asla
sırtını ,yüzüne sırıtana yasla
kurtlu,küflü ekmektir sanıyor pasta
çöp mi attılar güzelim seni
yaşın olmuş inan kırk dokuz elli
bu bunaklığının nedeni belli
burnu sümüklüdür mabadı yelli
sifona çektiler güzelim seni
seninle dünyada tek kalsam olmam
cennet senin olsa bir dak’ka durmam
allah’ın vurduğuna ben inan vurmam
en çirkin seçtiler güzelim seni
sesin mi var sazın mı var sözün mü
umarım şakadır yoksa bu özün mü
küllenmiş ateşsin ne bu közün mü
belgesele çektiler güzelim seni
bu kadın türünün bir tek örneği
kuğular ordusunun çirkin ördeği
üstüne çektiler beyaz perdeyi
müzeye attılar güzelim seni
katır duysa korkar çırtlak sesinden
çıkmış cadıların kötü kara büyüsünden
yanlışlık yapılmış günah gecesinden
kundağa belediler güzelim seni
aynalara küsmüşsün ve de haklısın
yaşın yaşlı ama götü boklusun
allah senin gibilerden saklasın
harala soktular güzelim seni
acılıyam sözüm hepsi şakadan
aşk ile yaratmış seni yaradan
değersin her türlü puldan paradan
gönlüme soktular güzelim seni.
devamını gör...
1088.
tanıdık kediler görüyorum sokaklarda
bilir gibi bakıyorlar bana
kalemin ertesi sayfada bıraktığı izler görüyorum
seni bilir gibi bakıyorlar bana
ya da dimağım oyun oynuyor bana
tanıdık simalar görüyorum sokaklarda
bilir gibi bakıyorlar bana
geçmişin gelecekte bıraktığı izler görüyorum
seni bilir gibi bakıyorlar bana
ya da dimağım oyun oynuyor bana
şubat 16, çarşamba
bilir gibi bakıyorlar bana
kalemin ertesi sayfada bıraktığı izler görüyorum
seni bilir gibi bakıyorlar bana
ya da dimağım oyun oynuyor bana
tanıdık simalar görüyorum sokaklarda
bilir gibi bakıyorlar bana
geçmişin gelecekte bıraktığı izler görüyorum
seni bilir gibi bakıyorlar bana
ya da dimağım oyun oynuyor bana
şubat 16, çarşamba
devamını gör...
1089.
kalem tuttum yazdı şiir
yaş geçtikçe azaldı kibir
melhemsiz dertlere gark oldum
işte bu akşam rakı içilir.
okuduğunuz için teşekkür ederim.
yaş geçtikçe azaldı kibir
melhemsiz dertlere gark oldum
işte bu akşam rakı içilir.
okuduğunuz için teşekkür ederim.
devamını gör...
1090.
ve bir savaşçının son mızrağıydı
elinde mızrak ve dilinde bir yemin
karşısında ona doğru koşan bir düşman kısrağıydı
ve vatanı bildiği dostunu kaybetmişti daha demin
asker ölür, komutanlar kahraman olur derlerdi
meydandaki tek asker de kendisi şimdi
meydanda mermilerle delik deşik iki cephe
tüm bu hırs boşuna cephelerdeki bayrakların rengi gibi
cephe gerisi insanların kulakları ulaklarda
herkes yuvaya dönmesi için evladını bekler
bir köyün taş çatlasın kaçtır hane sayısı
mutlu bir haber alamayanlar belki yarısıdır
köy nüfusunun, belki yarısından fazlası
ve asker bıraktı elindeki son günahı
kendisi gibi bir masuma bindi
işte savaş buydu iki tarafında
karşılıklı olarak günah çıkarması
elinde mızrak ve dilinde bir yemin
karşısında ona doğru koşan bir düşman kısrağıydı
ve vatanı bildiği dostunu kaybetmişti daha demin
asker ölür, komutanlar kahraman olur derlerdi
meydandaki tek asker de kendisi şimdi
meydanda mermilerle delik deşik iki cephe
tüm bu hırs boşuna cephelerdeki bayrakların rengi gibi
cephe gerisi insanların kulakları ulaklarda
herkes yuvaya dönmesi için evladını bekler
bir köyün taş çatlasın kaçtır hane sayısı
mutlu bir haber alamayanlar belki yarısıdır
köy nüfusunun, belki yarısından fazlası
ve asker bıraktı elindeki son günahı
kendisi gibi bir masuma bindi
işte savaş buydu iki tarafında
karşılıklı olarak günah çıkarması
devamını gör...
1091.
1092.
var böyle dönemler ve hiçbir şey inşaat ama hızlı bir şekilde çok anket baş bilmeniz gerekir barcelona futbol kalitesinde bir modeldir
devamını gör...
1093.
örümcek öpücüğü
zerk et zehrini, razı bu böcek.
ağına düşmüş bile bile.
çırpınır durur, dolanıp tuzağına.
bakarken gözlerine, içi eriyerek,
"güzel örümcek" diyerek ölecek.
zaten böceğin kaderidir,
zehirli dudakla öpülmek.
sana acı veren bu yükü,
boşaltırsan bir hayat alır,
sana örümcekçe bir tatmin kalır.
yine de--
zerk et zehrini razı bu böcek.
öldür onu güzel örümcek.
zerk et zehrini, razı bu böcek.
ağına düşmüş bile bile.
çırpınır durur, dolanıp tuzağına.
bakarken gözlerine, içi eriyerek,
"güzel örümcek" diyerek ölecek.
zaten böceğin kaderidir,
zehirli dudakla öpülmek.
sana acı veren bu yükü,
boşaltırsan bir hayat alır,
sana örümcekçe bir tatmin kalır.
yine de--
zerk et zehrini razı bu böcek.
öldür onu güzel örümcek.
devamını gör...
1094.
ne yalan söyleyeyim, benim şarkı söylememden daha beter oluyor buraya yazılanların çoğu. üzgünüm ama öyle...
devamını gör...
1095.
...
insandır adımız, beşerimiz de var şaşanımız da,
mühim olan ömerlerimizi artırmaktır hep aramızda.
merhamet kokan sözlerdi zehirliyi yuvasından atan,
adil olmayana kırk hadis sayıp döksen ne fayda.
altın kafese koy hür adaleti bak ne olacak,
hakikat diye öten bir kuşun doğacak.
o da yetmeyecek ver merhameti yanına,
ille de rahmet diyen iki kardeş şakıyacak.
kuruluktan çatlamışken toprak ümitler bile susuzdu.
eşsiz bir rahmetle indirdi gökteki suyu.
adaleti olmasa ne yapardın ey insanoğlu,
almak için, kanını bile dökmeye razıydın bereketli suyu.
...
insandır adımız, beşerimiz de var şaşanımız da,
mühim olan ömerlerimizi artırmaktır hep aramızda.
merhamet kokan sözlerdi zehirliyi yuvasından atan,
adil olmayana kırk hadis sayıp döksen ne fayda.
altın kafese koy hür adaleti bak ne olacak,
hakikat diye öten bir kuşun doğacak.
o da yetmeyecek ver merhameti yanına,
ille de rahmet diyen iki kardeş şakıyacak.
kuruluktan çatlamışken toprak ümitler bile susuzdu.
eşsiz bir rahmetle indirdi gökteki suyu.
adaleti olmasa ne yapardın ey insanoğlu,
almak için, kanını bile dökmeye razıydın bereketli suyu.
...
devamını gör...
1096.
bugün dışarıda sanki seni gördüm
koşan çocukların neşesinde sanki sen
sanki ağaçların çiçeğindeydin
güneşin vurmasıyla sanki daha güzeldin
koşan çocukların neşesinde sanki sen
sanki ağaçların çiçeğindeydin
güneşin vurmasıyla sanki daha güzeldin
devamını gör...
1097.
hava erken karardı bugün
güneş de küstü bize
göğün ardındakiler gibi
ay doğmadı hemen ardından
yıldızlar mı kötüledi sizi
günahkarlar sahiplenirse geceyi
iyilerin sığınağı olur mu evleri
sanmam ki çocuklar düş görmez
gözlerinde saflık belirmez
bir de bir ayrılık olur o gece
o gece yıllar olup gelir bugüne
ve iki aşık karşılaşır yine bugünde
birinin sesi çıkmaz, afallar
diğerinin sözleri sevgiden anlamaz
düş gören çocuk mu anlatır bunları
düşünde büyüttüğü aşkı
tatlı, masum
ama ağlayan bir bebek gibi
güneş de küstü bize
göğün ardındakiler gibi
ay doğmadı hemen ardından
yıldızlar mı kötüledi sizi
günahkarlar sahiplenirse geceyi
iyilerin sığınağı olur mu evleri
sanmam ki çocuklar düş görmez
gözlerinde saflık belirmez
bir de bir ayrılık olur o gece
o gece yıllar olup gelir bugüne
ve iki aşık karşılaşır yine bugünde
birinin sesi çıkmaz, afallar
diğerinin sözleri sevgiden anlamaz
düş gören çocuk mu anlatır bunları
düşünde büyüttüğü aşkı
tatlı, masum
ama ağlayan bir bebek gibi
devamını gör...
1098.
gümüş,
çocukluğumda tuttuğum balıklar
kıpır kıpır, tutsak yüzgeçleri
ve de suya azad ederken geri,
özgürlüğe kıvranan cam gözleri
zümrüt,
bahçelerden erken çaldığım erikler
dalında apansız bastırdığım elmalar
salkım salkım koruk asmalarda,
steinbeck'in gazap üzümleri
kehribar,
sabah ayazında içimi kucaklayan,
gözlerimi yumduğum kızıl güneş
uçurtmalarımla semaya uzanan,
çocuk ellerimdeki minik telaş
mercan,
güzün dalında nar, kuzinede kor
haylaz bedenimde iz bırakan,
damarımı yırtan kör çinçin,
oluk oluk akan kızılcık kan
ametist,
kopardığım mayhoş çakal eriği
serkeş çiçekteki menekşe kırağı
avuç içlerimdeki sümbül kokusu
gönlümdeki kurumuş gül yaprağı
safir,
yıldız yıldız dökülen yakamoz
ay ışığında uğuldayan deniz
geceyi kaplayan asuman
yalnızlığım sessiz, koyu turkuaz
çocukluğumda tuttuğum balıklar
kıpır kıpır, tutsak yüzgeçleri
ve de suya azad ederken geri,
özgürlüğe kıvranan cam gözleri
zümrüt,
bahçelerden erken çaldığım erikler
dalında apansız bastırdığım elmalar
salkım salkım koruk asmalarda,
steinbeck'in gazap üzümleri
kehribar,
sabah ayazında içimi kucaklayan,
gözlerimi yumduğum kızıl güneş
uçurtmalarımla semaya uzanan,
çocuk ellerimdeki minik telaş
mercan,
güzün dalında nar, kuzinede kor
haylaz bedenimde iz bırakan,
damarımı yırtan kör çinçin,
oluk oluk akan kızılcık kan
ametist,
kopardığım mayhoş çakal eriği
serkeş çiçekteki menekşe kırağı
avuç içlerimdeki sümbül kokusu
gönlümdeki kurumuş gül yaprağı
safir,
yıldız yıldız dökülen yakamoz
ay ışığında uğuldayan deniz
geceyi kaplayan asuman
yalnızlığım sessiz, koyu turkuaz
devamını gör...
1099.
ve akar akar ardına bakmadan hayat
yorulmadan yoluna bakar
oysa sevgilim, hayat değersizdir
bir ömür sığdırabilirim iki de kalp
ki bu hayat değersizdir:
en değerliyi bulmadan önce
hayat ardına bakmadan akar
seninle kısa bir yolda
küçük mutluluğu yakalarsak ne ala
yorulmadan yoluna bakar
oysa sevgilim, hayat değersizdir
bir ömür sığdırabilirim iki de kalp
ki bu hayat değersizdir:
en değerliyi bulmadan önce
hayat ardına bakmadan akar
seninle kısa bir yolda
küçük mutluluğu yakalarsak ne ala
devamını gör...
1100.
yazmaya başla bir yerden
dökülsün içindekiler denize
balıkçı ağlarına takılsın umutların
yine bir hengamede kaybolmasın
dolaşsın damarlarında tuzlu su
yeşersin taze bahar dalları, solmasın
bir dilek dile tam o anda
zaman hiç olmadığı kadar yavaş aksın
sen yaz ki durmadan
satırların sonsuzluğa uğurlansın
dökülsün içindekiler denize
balıkçı ağlarına takılsın umutların
yine bir hengamede kaybolmasın
dolaşsın damarlarında tuzlu su
yeşersin taze bahar dalları, solmasın
bir dilek dile tam o anda
zaman hiç olmadığı kadar yavaş aksın
sen yaz ki durmadan
satırların sonsuzluğa uğurlansın
devamını gör...