normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1641.
herşey sustu..
içim sustu..
dışım sustu..
sesler sustu..
kapatın gözlerimi..
içim sustu..
dışım sustu..
sesler sustu..
kapatın gözlerimi..
devamını gör...
1642.
yok öyle beleşe şiir
devamını gör...
1643.
dağ başındasın;
derdin günün hasretlik;
akşam olmuş,
güneş batmış,
içmeyip de ne haltedeceksin?
(bkz: orhan veli kanık)
derdin günün hasretlik;
akşam olmuş,
güneş batmış,
içmeyip de ne haltedeceksin?
(bkz: orhan veli kanık)
devamını gör...
1644.
abamgille oturuyoz sen yemeğini ye dedi gitti
bakın ey dostlar şu saat oldu ses seda etmedi
şekspir doğru demiş "kadına güvenilmez" diye
geleceği varsa da valla billa burnumdan getirdi
benim ne güzel duygularım vardı, temizdim, saftım
bir ilk yaz akşamında salak gibi dediklerine kandım
attila ilhan görse halimi aşka sevdaya tövbe ederdi
şu tozlu sözlük raflarında yok hükmünde sayıldım
bakın ey dostlar şu saat oldu ses seda etmedi
şekspir doğru demiş "kadına güvenilmez" diye
geleceği varsa da valla billa burnumdan getirdi
benim ne güzel duygularım vardı, temizdim, saftım
bir ilk yaz akşamında salak gibi dediklerine kandım
attila ilhan görse halimi aşka sevdaya tövbe ederdi
şu tozlu sözlük raflarında yok hükmünde sayıldım
devamını gör...
1645.
hüküm dağı'ndan yel esti sebepsiz
yelken açıp gitme dedim aragorn
üstüne gelir nice ork edepsiz
arwen ile sürtme dedim aragorn
kırık kılıç dövülsün mü yeniden?
orklar bir diş almış senin geriden.
gandalf denen o tıynetsiz deliden;
sana akıl alma dedim aragorn...
sauron'dan yüzük ile ah aldın
dokuz kişi çıktın yolda azaldın
ayrıkvadi'den bir kepçe kız aldın
midılört'de yalnız kaldın aragorn...
yelken açıp gitme dedim aragorn
üstüne gelir nice ork edepsiz
arwen ile sürtme dedim aragorn
kırık kılıç dövülsün mü yeniden?
orklar bir diş almış senin geriden.
gandalf denen o tıynetsiz deliden;
sana akıl alma dedim aragorn...
sauron'dan yüzük ile ah aldın
dokuz kişi çıktın yolda azaldın
ayrıkvadi'den bir kepçe kız aldın
midılört'de yalnız kaldın aragorn...
devamını gör...
1646.
çamurlu ayakkabılardan dökülen toprak zerreleri gibi yere saçılmıştı umudum.
ciğerin akı tütünle tanıştığındaysa, bir yetişkine göre çocuktum.
doğru yolu ise asla göstermiyordu ibresi sürekli şaşan pusulam.
bir cinayete kurban gitmiş bir maktuldüm, zaman ise kuruyordu sürekli pusular.
ey puslu gökyüzünün ardında saklanan güneş,
hiç yoktan bana hediye etseydin ya bir damla yağmur?
oldukça kırgınım sana tanrım, etmemeliydin beni mağrur insanlara mağdur.
yine de isyanla bezenen bu kelimelerimi sen kendince dua say,
21 gramlık ruhumu ışıtır paslı ve kanlı bir dolunay.
anlamsızlıklar arasında anlam arardım, asla beni anlayanı da bulmadım,
beni bulan anlamlara karşılıksa bir ben asla bulamadım.
artık anlamı da kalmamıştır, anılar etti kendini infilak,
bu kirlenmiş zihinlerdeyse asla istemiyorum anılmak.
00:33.
ciğerin akı tütünle tanıştığındaysa, bir yetişkine göre çocuktum.
doğru yolu ise asla göstermiyordu ibresi sürekli şaşan pusulam.
bir cinayete kurban gitmiş bir maktuldüm, zaman ise kuruyordu sürekli pusular.
ey puslu gökyüzünün ardında saklanan güneş,
hiç yoktan bana hediye etseydin ya bir damla yağmur?
oldukça kırgınım sana tanrım, etmemeliydin beni mağrur insanlara mağdur.
yine de isyanla bezenen bu kelimelerimi sen kendince dua say,
21 gramlık ruhumu ışıtır paslı ve kanlı bir dolunay.
anlamsızlıklar arasında anlam arardım, asla beni anlayanı da bulmadım,
beni bulan anlamlara karşılıksa bir ben asla bulamadım.
artık anlamı da kalmamıştır, anılar etti kendini infilak,
bu kirlenmiş zihinlerdeyse asla istemiyorum anılmak.
00:33.
devamını gör...
1647.
denizin kıyısında
bir garip ben!
denizi seyrediyor,
hayretle kalabalığa bakıyor ve
içimdeki sese karşı koyamıyorum.
içimdeki ses!
bana pek çok şey söylüyor,
şu giden kayığın rengi ne de güzel,
galata kulesi bütün ihtişamıyla uzanıyor gökyüzüne,
eminönü balıkçıları neden insanı dövecek gibi davranıyor.
ufak çocuk endişeyle annesinin elini sıkıca tutmuş.
görmüyor musun?
silikleşiyor anılar;
... alacakaranlık bir akşamüstü!
küçük yaşamlar,
büyük kavgalarla sürüp gidiyor.
bir garip ben!
denizi seyrediyor,
hayretle kalabalığa bakıyor ve
içimdeki sese karşı koyamıyorum.
içimdeki ses!
bana pek çok şey söylüyor,
şu giden kayığın rengi ne de güzel,
galata kulesi bütün ihtişamıyla uzanıyor gökyüzüne,
eminönü balıkçıları neden insanı dövecek gibi davranıyor.
ufak çocuk endişeyle annesinin elini sıkıca tutmuş.
görmüyor musun?
silikleşiyor anılar;
... alacakaranlık bir akşamüstü!
küçük yaşamlar,
büyük kavgalarla sürüp gidiyor.
devamını gör...
1648.
gelmem bir daha
senden gittim ve kendime geldim
kendimi arıyormuşum meğer
çok uzun zamandır
kendimi buldum sensizlikte
bana çok iyi geldi
gelmem bir daha sana
eylül/2020 elma kokan salon

bir yerlerden, birilerinden, bir şeylerden yola çıkmalı ki hayata yetişelim.
senden gittim ve kendime geldim
kendimi arıyormuşum meğer
çok uzun zamandır
kendimi buldum sensizlikte
bana çok iyi geldi
gelmem bir daha sana
eylül/2020 elma kokan salon

bir yerlerden, birilerinden, bir şeylerden yola çıkmalı ki hayata yetişelim.
devamını gör...
1649.
mou'nun derisi artık sarı lacivert
hercümerç eder rakipleri ve de pert
kelt şövalyesi gibi gürzle hepsi ket
çimde kopuk kollara bakar güler
taktik bir deniz fenerinin yakamozu
real'in eflatunu chelsea'nin borusu
mou kadıköy sahilinde bir katapult
düşünsün şimdi öte yakası suyun
ferdi'nin koşusu tadiç'in poposu
djiku becao duvar osayi yumruk
bu sezon menüde aslan kokoreç uykuluk
hercümerç eder rakipleri ve de pert
kelt şövalyesi gibi gürzle hepsi ket
çimde kopuk kollara bakar güler
taktik bir deniz fenerinin yakamozu
real'in eflatunu chelsea'nin borusu
mou kadıköy sahilinde bir katapult
düşünsün şimdi öte yakası suyun
ferdi'nin koşusu tadiç'in poposu
djiku becao duvar osayi yumruk
bu sezon menüde aslan kokoreç uykuluk

devamını gör...
1650.
aklın yolu
dünya bir delilik, aklın yolu sırat,
kim bilir kimin elinde, hayat bu kadar dar.
içip çekip gidiyoruz, meyhanelerde saatler,
dertten mi, neşeden mi, bilemezsin safat.
felsefe der ki; varlık, yokluk aynı kapı,
ağla, gül, sarhoş ol, bu hayatın tadı.
kadehte dönen dünya, dertle yoğrulur aklı,
dostlukla yanar gönül, aşkın yolu kapı.
zaman geçer, mekan kalır, içimizde boşluk,
ne ararız, ne buluruz, bu gönülde susuzluk.
meyhane şarkıları, ney sesiyle dolar taşar,
aşkın içkiyle harmanı, her anı dolu taşkınlık.
düşün ki hayat bir oyun, sahnede bir an,
perdeler iner kalkar, yaşanır bin bir zaman.
neyzen'in sesi gelir, der ki "ey insan,
sarhoşlukta bul, hayatın gerçek anlamını an."
dünya bir delilik, aklın yolu sırat,
kim bilir kimin elinde, hayat bu kadar dar.
içip çekip gidiyoruz, meyhanelerde saatler,
dertten mi, neşeden mi, bilemezsin safat.
felsefe der ki; varlık, yokluk aynı kapı,
ağla, gül, sarhoş ol, bu hayatın tadı.
kadehte dönen dünya, dertle yoğrulur aklı,
dostlukla yanar gönül, aşkın yolu kapı.
zaman geçer, mekan kalır, içimizde boşluk,
ne ararız, ne buluruz, bu gönülde susuzluk.
meyhane şarkıları, ney sesiyle dolar taşar,
aşkın içkiyle harmanı, her anı dolu taşkınlık.
düşün ki hayat bir oyun, sahnede bir an,
perdeler iner kalkar, yaşanır bin bir zaman.
neyzen'in sesi gelir, der ki "ey insan,
sarhoşlukta bul, hayatın gerçek anlamını an."
devamını gör...
1651.
kazasker'den öte bostancı
şarabım bitti be hey hancı
kimisi mercedes sever, kimi de man'cı
imdi yürek yırtulur...
şarabım bitti be hey hancı
kimisi mercedes sever, kimi de man'cı
imdi yürek yırtulur...
devamını gör...
1652.
kim vazgeçirebilir beni bu sevdadan
üzerime bütün dünya gelse bile
beni artık sevmediğini bilsem de
rotasını değiştiremiyorum gemimin
adın var pusulamın üzerinde.
üzerime bütün dünya gelse bile
beni artık sevmediğini bilsem de
rotasını değiştiremiyorum gemimin
adın var pusulamın üzerinde.
devamını gör...
1653.
aaaaaşşk
şşşşşşşşk
kkkkkkkk
aşk. bu kadardı okuduğun ve kanalıma abone olduğun için teşeka canım.
şşşşşşşşk
kkkkkkkk
aşk. bu kadardı okuduğun ve kanalıma abone olduğun için teşeka canım.
devamını gör...
1654.
güz resitali
bizim yokuş vardı ya
hani şu köşesinde
yılgın, sessiz bir selvi vardır.
bazen o selvinin
tam yanından bir serseniştir kopar.
öylesine inceden,
öylesine derin, çıplak.
karşı kıyıdansa bakar yine
geçen asırdan yadigar üzgün mızıkacı..
ve çalar...
sonbaharın rüzgar saçlarını,
çeker sinesine hoyratça;
yüzer sessizliğini gecenin.
bizim yokuş vardı ya
hani şu köşesinde
yılgın, sessiz bir selvi vardır.
bazen o selvinin
tam yanından bir serseniştir kopar.
öylesine inceden,
öylesine derin, çıplak.
karşı kıyıdansa bakar yine
geçen asırdan yadigar üzgün mızıkacı..
ve çalar...
sonbaharın rüzgar saçlarını,
çeker sinesine hoyratça;
yüzer sessizliğini gecenin.
devamını gör...
1655.
rakı icilecek mevzularım var benim
kadehleri kaldirmaliyim
serefine
hiçbir şeyin
bir gun batımında
şoyle
adalara karsi..
kadehleri kaldirmaliyim
serefine
hiçbir şeyin
bir gun batımında
şoyle
adalara karsi..
devamını gör...
1656.
seni seveni sev
acı duyunca dinleyenler mi?
sevinç görünce paylaşanlar mı?
günü güzel eyleyenler mi?
eksikliği hissedilen kim?
belki de hiçbiri
ne güzel demiş yunus emre
sen bile seni sevemediğinde
seni seveni sev
elma kokan salon
acı duyunca dinleyenler mi?
sevinç görünce paylaşanlar mı?
günü güzel eyleyenler mi?
eksikliği hissedilen kim?
belki de hiçbiri
ne güzel demiş yunus emre
sen bile seni sevemediğinde
seni seveni sev
elma kokan salon

devamını gör...
1657.
normal sözlük burası
normal değil, kesin orası
kaç kişiyiz şunun şurası
durgunuz veya çılgınız, yoktur arası
bazımız efendi gibi takılırken
kimimizin gelmiyor durası
şaşırıyor sözlüğü gören bazısı
sözlük bizim için alın yazısı
buranın yoktur yazısı turası
bize derler siz olmak kaçın kurası?
yaşasın normal sözlük diyerekten
satırlarıma son veriyorum, canısı
normal değil, kesin orası
kaç kişiyiz şunun şurası
durgunuz veya çılgınız, yoktur arası
bazımız efendi gibi takılırken
kimimizin gelmiyor durası
şaşırıyor sözlüğü gören bazısı
sözlük bizim için alın yazısı
buranın yoktur yazısı turası
bize derler siz olmak kaçın kurası?
yaşasın normal sözlük diyerekten
satırlarıma son veriyorum, canısı
devamını gör...
1658.
babacan babacan
benim dünyam kakacan
hasretinden ölücem
o güzelin babacan
benim dünyam kakacan
hasretinden ölücem
o güzelin babacan
devamını gör...
1659.
duyuluyordu benim çaresizliğimin öfkesi
dört bir yana haber salmıştım
safsata prensleri atlarını mahmuzlamışlardı
son hücuma hazırlanıyorlar
çelikle ateşin son dansı
iğrençtim
hayır ötesiydim
pisliğe bayılıyordum
bunu da gizlemiyordum artık
sessizliğe boğulduğum her zaman
bir masumu daha kurban veriyorduk
ritimsiz bir şarkının son dizelerini okuyordum
her şey berbat ve ötesiydi
bu saçmalık öylesine ilahi duruyordu ki
saygı duydular
ambalajına aldandılar
yılan bir kez daha kandırdı ademi
ben yaza mı yor dum artık
zaten hiç yazamazdım artık
kafamın içi boşaltılmıştı
sadece sadece ölüm kalmıştı
ölüyordum bugün de ölüyordum
her gün her gün ölecektim
kaderim buydu
onla böyle anlaşmıştık
ben her gün dört kolluya binecektim
o da rahat bir uyku çekecekti
olsun değerdi
dört bir yana haber salmıştım
safsata prensleri atlarını mahmuzlamışlardı
son hücuma hazırlanıyorlar
çelikle ateşin son dansı
iğrençtim
hayır ötesiydim
pisliğe bayılıyordum
bunu da gizlemiyordum artık
sessizliğe boğulduğum her zaman
bir masumu daha kurban veriyorduk
ritimsiz bir şarkının son dizelerini okuyordum
her şey berbat ve ötesiydi
bu saçmalık öylesine ilahi duruyordu ki
saygı duydular
ambalajına aldandılar
yılan bir kez daha kandırdı ademi
ben yaza mı yor dum artık
zaten hiç yazamazdım artık
kafamın içi boşaltılmıştı
sadece sadece ölüm kalmıştı
ölüyordum bugün de ölüyordum
her gün her gün ölecektim
kaderim buydu
onla böyle anlaşmıştık
ben her gün dört kolluya binecektim
o da rahat bir uyku çekecekti
olsun değerdi
devamını gör...
1660.
acı ağacı
içimde bir acı ağacı var,
gölgesinde kan akıttığım.
günde beş defa,
kanını topluyorum da dallarından
yine de sevgi dolu bir can etmiyor.
kalbim öylesine sevmiyor ki bazen...
sanki sen geçmişsin de oradan çöl olmuş,
artık tüm denizlere sıcak kuru kumlar yağıyor.
içimde senin geçmediğin seraplar peydahlanıyor.
mutlu olmak günahtır diyor dünyamın tüm dinleri.
ilk ve tek şartı mutsuzluk olan bir din doğuyor doğudan...
çünkü yalnızlığımı gökyüzüne armağan ederken,
baktığın yerde değilim.
seni düşündüğüm bu düş,
karşında bulmak için kendimi
bir yolunu bulur elbet.
ama inan bir daha sevmek,
bir daha umut etmek,
beni düşündüğün
bir düş düşürmek düşüme...
tövbe hâşâ...
“içimdeki kelimeleri öldüreyim”
diye biten duaları tekrarlıyor,
acı ağacının meyvelerini taşlayan çocuklar...
hepsi içimde, hepsi öylesine kalabalık...
inan, yoksa
yarım nefeste geçebilirim bir sonraki sevgiye
aynı yerden kırılmak için.
çünkü kalbim hep aynı yerinden öylesine acıyor ki...
sar diyorum, sar,
ellerini uzat da kanamasın bu ağaç,
çünkü kanmıyor artık âşık aşkına.
çünkü kalbimin kalp dediği yer bir mezarlık,
içinde dirisinden çok ölüsü var.
çünkü sustuğum şu yaşam,
tam bitsin dediğim yerde bitmiyor.
devam ederken yaşamaya tekrarlıyorum,
bitsin...
ama bitmiyor...
içimde bir acı ağacı var,
gölgesinde kan akıttığım.
günde beş defa,
kanını topluyorum da dallarından
yine de sevgi dolu bir can etmiyor.
kalbim öylesine sevmiyor ki bazen...
sanki sen geçmişsin de oradan çöl olmuş,
artık tüm denizlere sıcak kuru kumlar yağıyor.
içimde senin geçmediğin seraplar peydahlanıyor.
mutlu olmak günahtır diyor dünyamın tüm dinleri.
ilk ve tek şartı mutsuzluk olan bir din doğuyor doğudan...
çünkü yalnızlığımı gökyüzüne armağan ederken,
baktığın yerde değilim.
seni düşündüğüm bu düş,
karşında bulmak için kendimi
bir yolunu bulur elbet.
ama inan bir daha sevmek,
bir daha umut etmek,
beni düşündüğün
bir düş düşürmek düşüme...
tövbe hâşâ...
“içimdeki kelimeleri öldüreyim”
diye biten duaları tekrarlıyor,
acı ağacının meyvelerini taşlayan çocuklar...
hepsi içimde, hepsi öylesine kalabalık...
inan, yoksa
yarım nefeste geçebilirim bir sonraki sevgiye
aynı yerden kırılmak için.
çünkü kalbim hep aynı yerinden öylesine acıyor ki...
sar diyorum, sar,
ellerini uzat da kanamasın bu ağaç,
çünkü kanmıyor artık âşık aşkına.
çünkü kalbimin kalp dediği yer bir mezarlık,
içinde dirisinden çok ölüsü var.
çünkü sustuğum şu yaşam,
tam bitsin dediğim yerde bitmiyor.
devam ederken yaşamaya tekrarlıyorum,
bitsin...
ama bitmiyor...
devamını gör...