normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1641.
denizin kıyısında
bir garip ben!
denizi seyrediyor,
hayretle kalabalığa bakıyor ve
içimdeki sese karşı koyamıyorum.
içimdeki ses!
bana pek çok şey söylüyor,
şu giden kayığın rengi ne de güzel,
galata kulesi bütün ihtişamıyla uzanıyor gökyüzüne,
eminönü balıkçıları neden insanı dövecek gibi davranıyor.
ufak çocuk endişeyle annesinin elini sıkıca tutmuş.
görmüyor musun?
silikleşiyor anılar;
... alacakaranlık bir akşamüstü!
küçük yaşamlar,
büyük kavgalarla sürüp gidiyor.
bir garip ben!
denizi seyrediyor,
hayretle kalabalığa bakıyor ve
içimdeki sese karşı koyamıyorum.
içimdeki ses!
bana pek çok şey söylüyor,
şu giden kayığın rengi ne de güzel,
galata kulesi bütün ihtişamıyla uzanıyor gökyüzüne,
eminönü balıkçıları neden insanı dövecek gibi davranıyor.
ufak çocuk endişeyle annesinin elini sıkıca tutmuş.
görmüyor musun?
silikleşiyor anılar;
... alacakaranlık bir akşamüstü!
küçük yaşamlar,
büyük kavgalarla sürüp gidiyor.
devamını gör...
1642.
gelmem bir daha
senden gittim ve kendime geldim
kendimi arıyormuşum meğer
çok uzun zamandır
kendimi buldum sensizlikte
bana çok iyi geldi
gelmem bir daha sana
eylül/2020 elma kokan salon

bir yerlerden, birilerinden, bir şeylerden yola çıkmalı ki hayata yetişelim.
senden gittim ve kendime geldim
kendimi arıyormuşum meğer
çok uzun zamandır
kendimi buldum sensizlikte
bana çok iyi geldi
gelmem bir daha sana
eylül/2020 elma kokan salon

bir yerlerden, birilerinden, bir şeylerden yola çıkmalı ki hayata yetişelim.
devamını gör...
1643.
aklın yolu
dünya bir delilik, aklın yolu sırat,
kim bilir kimin elinde, hayat bu kadar dar.
içip çekip gidiyoruz, meyhanelerde saatler,
dertten mi, neşeden mi, bilemezsin safat.
felsefe der ki; varlık, yokluk aynı kapı,
ağla, gül, sarhoş ol, bu hayatın tadı.
kadehte dönen dünya, dertle yoğrulur aklı,
dostlukla yanar gönül, aşkın yolu kapı.
zaman geçer, mekan kalır, içimizde boşluk,
ne ararız, ne buluruz, bu gönülde susuzluk.
meyhane şarkıları, ney sesiyle dolar taşar,
aşkın içkiyle harmanı, her anı dolu taşkınlık.
düşün ki hayat bir oyun, sahnede bir an,
perdeler iner kalkar, yaşanır bin bir zaman.
neyzen'in sesi gelir, der ki "ey insan,
sarhoşlukta bul, hayatın gerçek anlamını an."
dünya bir delilik, aklın yolu sırat,
kim bilir kimin elinde, hayat bu kadar dar.
içip çekip gidiyoruz, meyhanelerde saatler,
dertten mi, neşeden mi, bilemezsin safat.
felsefe der ki; varlık, yokluk aynı kapı,
ağla, gül, sarhoş ol, bu hayatın tadı.
kadehte dönen dünya, dertle yoğrulur aklı,
dostlukla yanar gönül, aşkın yolu kapı.
zaman geçer, mekan kalır, içimizde boşluk,
ne ararız, ne buluruz, bu gönülde susuzluk.
meyhane şarkıları, ney sesiyle dolar taşar,
aşkın içkiyle harmanı, her anı dolu taşkınlık.
düşün ki hayat bir oyun, sahnede bir an,
perdeler iner kalkar, yaşanır bin bir zaman.
neyzen'in sesi gelir, der ki "ey insan,
sarhoşlukta bul, hayatın gerçek anlamını an."
devamını gör...
1644.
kazasker'den öte bostancı
şarabım bitti be hey hancı
kimisi mercedes sever, kimi de man'cı
imdi yürek yırtulur...
şarabım bitti be hey hancı
kimisi mercedes sever, kimi de man'cı
imdi yürek yırtulur...
devamını gör...
1645.
kim vazgeçirebilir beni bu sevdadan
üzerime bütün dünya gelse bile
beni artık sevmediğini bilsem de
rotasını değiştiremiyorum gemimin
adın var pusulamın üzerinde.
üzerime bütün dünya gelse bile
beni artık sevmediğini bilsem de
rotasını değiştiremiyorum gemimin
adın var pusulamın üzerinde.
devamını gör...
1646.
aaaaaşşk
şşşşşşşşk
kkkkkkkk
aşk. bu kadardı okuduğun ve kanalıma abone olduğun için teşeka canım.
şşşşşşşşk
kkkkkkkk
aşk. bu kadardı okuduğun ve kanalıma abone olduğun için teşeka canım.
devamını gör...
1647.
güz resitali
bizim yokuş vardı ya
hani şu köşesinde
yılgın, sessiz bir selvi vardır.
bazen o selvinin
tam yanından bir serseniştir kopar.
öylesine inceden,
öylesine derin, çıplak.
karşı kıyıdansa bakar yine
geçen asırdan yadigar üzgün mızıkacı..
ve çalar...
sonbaharın rüzgar saçlarını,
çeker sinesine hoyratça;
yüzer sessizliğini gecenin.
bizim yokuş vardı ya
hani şu köşesinde
yılgın, sessiz bir selvi vardır.
bazen o selvinin
tam yanından bir serseniştir kopar.
öylesine inceden,
öylesine derin, çıplak.
karşı kıyıdansa bakar yine
geçen asırdan yadigar üzgün mızıkacı..
ve çalar...
sonbaharın rüzgar saçlarını,
çeker sinesine hoyratça;
yüzer sessizliğini gecenin.
devamını gör...
1648.
rakı icilecek mevzularım var benim
kadehleri kaldirmaliyim
serefine
hiçbir şeyin
bir gun batımında
şoyle
adalara karsi..
kadehleri kaldirmaliyim
serefine
hiçbir şeyin
bir gun batımında
şoyle
adalara karsi..
devamını gör...
1649.
seni seveni sev
acı duyunca dinleyenler mi?
sevinç görünce paylaşanlar mı?
günü güzel eyleyenler mi?
eksikliği hissedilen kim?
belki de hiçbiri
ne güzel demiş yunus emre
sen bile seni sevemediğinde
seni seveni sev
elma kokan salon
acı duyunca dinleyenler mi?
sevinç görünce paylaşanlar mı?
günü güzel eyleyenler mi?
eksikliği hissedilen kim?
belki de hiçbiri
ne güzel demiş yunus emre
sen bile seni sevemediğinde
seni seveni sev
elma kokan salon

devamını gör...
1650.
normal sözlük burası
normal değil, kesin orası
kaç kişiyiz şunun şurası
durgunuz veya çılgınız, yoktur arası
bazımız efendi gibi takılırken
kimimizin gelmiyor durası
şaşırıyor sözlüğü gören bazısı
sözlük bizim için alın yazısı
buranın yoktur yazısı turası
bize derler siz olmak kaçın kurası?
yaşasın normal sözlük diyerekten
satırlarıma son veriyorum, canısı
normal değil, kesin orası
kaç kişiyiz şunun şurası
durgunuz veya çılgınız, yoktur arası
bazımız efendi gibi takılırken
kimimizin gelmiyor durası
şaşırıyor sözlüğü gören bazısı
sözlük bizim için alın yazısı
buranın yoktur yazısı turası
bize derler siz olmak kaçın kurası?
yaşasın normal sözlük diyerekten
satırlarıma son veriyorum, canısı
devamını gör...
1651.
babacan babacan
benim dünyam kakacan
hasretinden ölücem
o güzelin babacan
benim dünyam kakacan
hasretinden ölücem
o güzelin babacan
devamını gör...
1652.
duyuluyordu benim çaresizliğimin öfkesi
dört bir yana haber salmıştım
safsata prensleri atlarını mahmuzlamışlardı
son hücuma hazırlanıyorlar
çelikle ateşin son dansı
iğrençtim
hayır ötesiydim
pisliğe bayılıyordum
bunu da gizlemiyordum artık
sessizliğe boğulduğum her zaman
bir masumu daha kurban veriyorduk
ritimsiz bir şarkının son dizelerini okuyordum
her şey berbat ve ötesiydi
bu saçmalık öylesine ilahi duruyordu ki
saygı duydular
ambalajına aldandılar
yılan bir kez daha kandırdı ademi
ben yaza mı yor dum artık
zaten hiç yazamazdım artık
kafamın içi boşaltılmıştı
sadece sadece ölüm kalmıştı
ölüyordum bugün de ölüyordum
her gün her gün ölecektim
kaderim buydu
onla böyle anlaşmıştık
ben her gün dört kolluya binecektim
o da rahat bir uyku çekecekti
olsun değerdi
dört bir yana haber salmıştım
safsata prensleri atlarını mahmuzlamışlardı
son hücuma hazırlanıyorlar
çelikle ateşin son dansı
iğrençtim
hayır ötesiydim
pisliğe bayılıyordum
bunu da gizlemiyordum artık
sessizliğe boğulduğum her zaman
bir masumu daha kurban veriyorduk
ritimsiz bir şarkının son dizelerini okuyordum
her şey berbat ve ötesiydi
bu saçmalık öylesine ilahi duruyordu ki
saygı duydular
ambalajına aldandılar
yılan bir kez daha kandırdı ademi
ben yaza mı yor dum artık
zaten hiç yazamazdım artık
kafamın içi boşaltılmıştı
sadece sadece ölüm kalmıştı
ölüyordum bugün de ölüyordum
her gün her gün ölecektim
kaderim buydu
onla böyle anlaşmıştık
ben her gün dört kolluya binecektim
o da rahat bir uyku çekecekti
olsun değerdi
devamını gör...
1653.
acı ağacı
içimde bir acı ağacı var,
gölgesinde kan akıttığım.
günde beş defa,
kanını topluyorum da dallarından
yine de sevgi dolu bir can etmiyor.
kalbim öylesine sevmiyor ki bazen...
sanki sen geçmişsin de oradan çöl olmuş,
artık tüm denizlere sıcak kuru kumlar yağıyor.
içimde senin geçmediğin seraplar peydahlanıyor.
mutlu olmak günahtır diyor dünyamın tüm dinleri.
ilk ve tek şartı mutsuzluk olan bir din doğuyor doğudan...
çünkü yalnızlığımı gökyüzüne armağan ederken,
baktığın yerde değilim.
seni düşündüğüm bu düş,
karşında bulmak için kendimi
bir yolunu bulur elbet.
ama inan bir daha sevmek,
bir daha umut etmek,
beni düşündüğün
bir düş düşürmek düşüme...
tövbe hâşâ...
“içimdeki kelimeleri öldüreyim”
diye biten duaları tekrarlıyor,
acı ağacının meyvelerini taşlayan çocuklar...
hepsi içimde, hepsi öylesine kalabalık...
inan, yoksa
yarım nefeste geçebilirim bir sonraki sevgiye
aynı yerden kırılmak için.
çünkü kalbim hep aynı yerinden öylesine acıyor ki...
sar diyorum, sar,
ellerini uzat da kanamasın bu ağaç,
çünkü kanmıyor artık âşık aşkına.
çünkü kalbimin kalp dediği yer bir mezarlık,
içinde dirisinden çok ölüsü var.
çünkü sustuğum şu yaşam,
tam bitsin dediğim yerde bitmiyor.
devam ederken yaşamaya tekrarlıyorum,
bitsin...
ama bitmiyor...
içimde bir acı ağacı var,
gölgesinde kan akıttığım.
günde beş defa,
kanını topluyorum da dallarından
yine de sevgi dolu bir can etmiyor.
kalbim öylesine sevmiyor ki bazen...
sanki sen geçmişsin de oradan çöl olmuş,
artık tüm denizlere sıcak kuru kumlar yağıyor.
içimde senin geçmediğin seraplar peydahlanıyor.
mutlu olmak günahtır diyor dünyamın tüm dinleri.
ilk ve tek şartı mutsuzluk olan bir din doğuyor doğudan...
çünkü yalnızlığımı gökyüzüne armağan ederken,
baktığın yerde değilim.
seni düşündüğüm bu düş,
karşında bulmak için kendimi
bir yolunu bulur elbet.
ama inan bir daha sevmek,
bir daha umut etmek,
beni düşündüğün
bir düş düşürmek düşüme...
tövbe hâşâ...
“içimdeki kelimeleri öldüreyim”
diye biten duaları tekrarlıyor,
acı ağacının meyvelerini taşlayan çocuklar...
hepsi içimde, hepsi öylesine kalabalık...
inan, yoksa
yarım nefeste geçebilirim bir sonraki sevgiye
aynı yerden kırılmak için.
çünkü kalbim hep aynı yerinden öylesine acıyor ki...
sar diyorum, sar,
ellerini uzat da kanamasın bu ağaç,
çünkü kanmıyor artık âşık aşkına.
çünkü kalbimin kalp dediği yer bir mezarlık,
içinde dirisinden çok ölüsü var.
çünkü sustuğum şu yaşam,
tam bitsin dediğim yerde bitmiyor.
devam ederken yaşamaya tekrarlıyorum,
bitsin...
ama bitmiyor...
devamını gör...
1654.
ey aşk,
yürekleri yakıp kavuran da
buz kütlesi kadar soğuk eden de
sen değil misin ?
yürekleri yakıp kavuran da
buz kütlesi kadar soğuk eden de
sen değil misin ?
devamını gör...
1655.
yaşamak ister gönlüm, düşlerde gezer,
ruhum karanlık, umutlar ezer.
talihim yok, bahtım kara, yine de sabreder.
kalabalığın içerisinde kaybolmuş bir ben.
ruhum karanlık, umutlar ezer.
talihim yok, bahtım kara, yine de sabreder.
kalabalığın içerisinde kaybolmuş bir ben.
devamını gör...
1656.
ey hasret! bırak peşini artık.
yorulmak nedir bilmez misin?
bırak gideni bekleme!
.
.
gelen gideni aratır diye,
korkma!
nereden biliyorsun gelenin
gidenden daha iyi olmayacağını?
.
.
bekleme gideni hasret!
bekleme ki,
gelecek olana yol açılsın...
yorulmak nedir bilmez misin?
bırak gideni bekleme!
.
.
gelen gideni aratır diye,
korkma!
nereden biliyorsun gelenin
gidenden daha iyi olmayacağını?
.
.
bekleme gideni hasret!
bekleme ki,
gelecek olana yol açılsın...
devamını gör...
1657.
teo
saf vebanın elastik hürmetiyle gidiyoruz
üşük mahal
güne dante
kepe nefte
soruyoruz ama er kişi niyetine gidiyoruz
nefesini duyduğumu da duymadığımıda dürtesim gelir.
kimi uyanır
kimi kalır.
kimi de ceddi gibi geçmişini baştan tanır.
var saatler, hepsi de güne razı da bunlar kimin marazı
bana deva
ele veba
iyi de sadece münferit günahlar mı cahil sevaba
yaşayın amansız
yaşayın dursuz duraksız
umarım imkansızın ne olduğunu öğrenmeden de yaşarsınız..
durmayın.
yaşayın.!
zaman ketum
benlik bütün
kırık artık teo sanarak heykelini taşıttığımız o mermer sütun.
saf vebanın elastik hürmetiyle gidiyoruz
üşük mahal
güne dante
kepe nefte
soruyoruz ama er kişi niyetine gidiyoruz
nefesini duyduğumu da duymadığımıda dürtesim gelir.
kimi uyanır
kimi kalır.
kimi de ceddi gibi geçmişini baştan tanır.
var saatler, hepsi de güne razı da bunlar kimin marazı
bana deva
ele veba
iyi de sadece münferit günahlar mı cahil sevaba
yaşayın amansız
yaşayın dursuz duraksız
umarım imkansızın ne olduğunu öğrenmeden de yaşarsınız..
durmayın.
yaşayın.!
zaman ketum
benlik bütün
kırık artık teo sanarak heykelini taşıttığımız o mermer sütun.
devamını gör...
1658.
ben bir garip insan, ben bir memeli,
pişmanım sütümü emdim emeli,
bu pejmürde ruhuma ah ne demeli
fransa polonya maçı kg olur mu?
gezdim nice şehri, nice diyarı,
cacığıma doğradım ben son hıyarı,
böbreği de sattım kaçırdım ayarı
fransa polonya maçı kg olur mu?
ayağa kaldırdım bütün sözlüğü,
beyaz çorap giydim taktım gözlüğü,
artık bu an ömrümün son düzlüğü
fransa polonya maçı kg olur mu?
pişmanım sütümü emdim emeli,
bu pejmürde ruhuma ah ne demeli
fransa polonya maçı kg olur mu?
gezdim nice şehri, nice diyarı,
cacığıma doğradım ben son hıyarı,
böbreği de sattım kaçırdım ayarı
fransa polonya maçı kg olur mu?
ayağa kaldırdım bütün sözlüğü,
beyaz çorap giydim taktım gözlüğü,
artık bu an ömrümün son düzlüğü
fransa polonya maçı kg olur mu?
devamını gör...
1659.
kabul etmiyorum ben yatayını dikini
ister mayo giyerim istersem de bikini
ver bana düşlerimi al sen de seninkini
çekya'dan puan alıp ikinci olur muyuz?
çıkalım o sahaya kazıyalım kökünü
üst turda toz edelim avusturya dükünü
cümle alem görmeli türk'ün inmez çükünü
çekya'dan puan alıp ikinci olur muyuz?
en az 3 gol olacak sat böbreği dalağı,
herkes üste abandı, akıllısı salağı,
öküzler su içerken kırmış köyde yalağı
çekya'dan puan alıp ikinci olur muyuz?
ister mayo giyerim istersem de bikini
ver bana düşlerimi al sen de seninkini
çekya'dan puan alıp ikinci olur muyuz?
çıkalım o sahaya kazıyalım kökünü
üst turda toz edelim avusturya dükünü
cümle alem görmeli türk'ün inmez çükünü
çekya'dan puan alıp ikinci olur muyuz?
en az 3 gol olacak sat böbreği dalağı,
herkes üste abandı, akıllısı salağı,
öküzler su içerken kırmış köyde yalağı
çekya'dan puan alıp ikinci olur muyuz?
devamını gör...
1660.
değişmeyen yazdıklarım çok garip
rap yapmak için çok yaşlıyım 28 yaşında
sizin gibiler moruk hastalıklı kişiler
bir adam var burada sürekli bişiler
bizde senin gibiydik iki binlerin başında
o dönem modaydı piercing herkesin kaşında
bir gün icap etti taşınmak
bizde istemezdik sabaha karşı evinde basılmak.
rap yapmak için çok yaşlıyım 28 yaşında
sizin gibiler moruk hastalıklı kişiler
bir adam var burada sürekli bişiler
bizde senin gibiydik iki binlerin başında
o dönem modaydı piercing herkesin kaşında
bir gün icap etti taşınmak
bizde istemezdik sabaha karşı evinde basılmak.
devamını gör...