normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1741.
1742.
tanzimat fermanı
(şiyir)
muhsiniye mutasarrıfı şişkin hamdiye bey
misafirleri için karpuz kestikten sonra
ellerine karpuzdan bulaşan kanı silerken
duvardaki tanzimat fermanını süzdü uzun uzun.
“iyi ki ilan etti devleti ali osmani” diye geçirdi içinden.
“ yoksa hala balık satıyor olurdum pazarda”
“şu televizyonu açın” dedi geğirerek. “haberleri dinleyek”
“padişahımız ne dedi bir öğrenek”
icadından yüz yıl önce söz ediyordu televizyondan
herkes ayağa kalkıp alkışladı bu öngörüsü yüzünden hamdiye bey’i
ben alkışlamadım. içtiğim aspirin midemi yakmış
yana yakıla talcid arıyordum.
(şiyir)
muhsiniye mutasarrıfı şişkin hamdiye bey
misafirleri için karpuz kestikten sonra
ellerine karpuzdan bulaşan kanı silerken
duvardaki tanzimat fermanını süzdü uzun uzun.
“iyi ki ilan etti devleti ali osmani” diye geçirdi içinden.
“ yoksa hala balık satıyor olurdum pazarda”
“şu televizyonu açın” dedi geğirerek. “haberleri dinleyek”
“padişahımız ne dedi bir öğrenek”
icadından yüz yıl önce söz ediyordu televizyondan
herkes ayağa kalkıp alkışladı bu öngörüsü yüzünden hamdiye bey’i
ben alkışlamadım. içtiğim aspirin midemi yakmış
yana yakıla talcid arıyordum.
devamını gör...
1743.
1744.
when the stars die
they leave a trace
which is stardust
like your hair shine
when i die
a black hole devours
all the light
inside of my nothingness.
they leave a trace
which is stardust
like your hair shine
when i die
a black hole devours
all the light
inside of my nothingness.
devamını gör...
1745.
gönüı verdin derlerdi o salçasızına
en sonunda yaptım bir tencere dola
biımem şimdi hala bu iık tadında mısın
hala soğanları kıvamlı tabağımda mısın
bırak bayat yemekleri doktor hortlatsın
hatırada kalan şeyıer değişmez zamanda
ne güzel yemeğimsin sen ey biber dolma
en sonunda yaptım bir tencere dola
biımem şimdi hala bu iık tadında mısın
hala soğanları kıvamlı tabağımda mısın
bırak bayat yemekleri doktor hortlatsın
hatırada kalan şeyıer değişmez zamanda
ne güzel yemeğimsin sen ey biber dolma
devamını gör...
1746.
ne fark eder?
ne yaparsan yap
sonunda var keder.
ne yaparsan yap
sonunda var keder.
devamını gör...
1747.
1748.
farkettim ki canım yanmış
sustum birden geri kaldım
sigaramsa yarım yanmış
bu şarkı da neye daldım
sokaklarda lamba yanmış
hazırlandım gündüz sandım
insanlar uykuya dalmış
sessizliği şölen sandım
nilüfer bir şarkı yazmış
dinledikçe yarım kaldım
inkar etme yekte çalmış
iki gündür başa aldım
sustum birden geri kaldım
sigaramsa yarım yanmış
bu şarkı da neye daldım
sokaklarda lamba yanmış
hazırlandım gündüz sandım
insanlar uykuya dalmış
sessizliği şölen sandım
nilüfer bir şarkı yazmış
dinledikçe yarım kaldım
inkar etme yekte çalmış
iki gündür başa aldım
devamını gör...
1749.
ne ağzımdaki lokmanım tadı
ne dinlediğim şarkılatın notaları
hissedemiyorum doktor
anlasan,
anlatsan artık
bana olanları
ne zaman başlar,
ne zaman canı ister de
çeker gider bilemem,
avuçlarımı semaya doğru
yöneltmeye bile yeltenemem
ah sabır ey doktor
ilacın adı
buymuş, meğer
ne dinlediğim şarkılatın notaları
hissedemiyorum doktor
anlasan,
anlatsan artık
bana olanları
ne zaman başlar,
ne zaman canı ister de
çeker gider bilemem,
avuçlarımı semaya doğru
yöneltmeye bile yeltenemem
ah sabır ey doktor
ilacın adı
buymuş, meğer
devamını gör...
1750.
-kazhırsızı- adlı şiyirim.
kazlar çalınır kazlıca'nın
kümeslerinden
kümeslerinden
kaz dolması var fırınların
tepsilerinde
tepsilerinde
* * *
muhteşem şayirane ruhum neredeyse saat başı harika eserler vermeme sebebiyet veriyor. kaz etinin kilosu 1000 lira, bir kaz 2-2,5 kilo gelir. 5 tane kaz yürütsen allah bereket versin.
kaz yetiştiricilerin kaz hırsızlarından bıkmasından ötürü, dedim ki, bir şayir, toplumsal meselelere duyarlı olmalı.
afiyet olsun. kaz dolması güzeldir.
kazlar çalınır kazlıca'nın
kümeslerinden
kümeslerinden
kaz dolması var fırınların
tepsilerinde
tepsilerinde
* * *
muhteşem şayirane ruhum neredeyse saat başı harika eserler vermeme sebebiyet veriyor. kaz etinin kilosu 1000 lira, bir kaz 2-2,5 kilo gelir. 5 tane kaz yürütsen allah bereket versin.
kaz yetiştiricilerin kaz hırsızlarından bıkmasından ötürü, dedim ki, bir şayir, toplumsal meselelere duyarlı olmalı.
afiyet olsun. kaz dolması güzeldir.
devamını gör...
1751.
1752.
bir rüya gibi geçer zaman,
gözlerinde kaybolurum,
her anında bir hüzün, bir anı,
kalbimde iz bırakır, silinmez.
bir gülüşünle başlar her şey,
bir bakışınla biter…
sonsuzluk, seninle bir yolda,
beni her adımda bekler.
kelimeler anlamsız kalır,
seninle dünya susar,
bir anlık dokunuş, bir bakış,
her şeyin cevabı olur, bir sır.
bazen uzak olur hayaller,
bazen de en yakın anılar,
ama hep sen, hep sen,
bir rüya, bir masal, bir yıldız.
gözlerinde kaybolurum,
her anında bir hüzün, bir anı,
kalbimde iz bırakır, silinmez.
bir gülüşünle başlar her şey,
bir bakışınla biter…
sonsuzluk, seninle bir yolda,
beni her adımda bekler.
kelimeler anlamsız kalır,
seninle dünya susar,
bir anlık dokunuş, bir bakış,
her şeyin cevabı olur, bir sır.
bazen uzak olur hayaller,
bazen de en yakın anılar,
ama hep sen, hep sen,
bir rüya, bir masal, bir yıldız.
devamını gör...
1753.
yanılsama
gözlerinde birikmiş yarım öyküler.
sözlerinde duran eksilmiş kelimeler,
saçılmış ömrüne bu izdüşümler.
azlığı aslında yokluğundan da beter.
oynarsın aklınla, devirirsin yalnızlığı.
şişelere, gecelere koyarsın ızdırabını.
bir kadeh taşır sarhoşluğundan,
anlarsın elbet, kendine susadığını.
etrafını sarmış sahte sanrılar.
uykusundan etmiş rüyanı kabuslar.
renkli hayaller görmüş umutların,
masum nihayetinde kafanda kurgular.
gözlerinde birikmiş yarım öyküler.
sözlerinde duran eksilmiş kelimeler,
saçılmış ömrüne bu izdüşümler.
azlığı aslında yokluğundan da beter.
oynarsın aklınla, devirirsin yalnızlığı.
şişelere, gecelere koyarsın ızdırabını.
bir kadeh taşır sarhoşluğundan,
anlarsın elbet, kendine susadığını.
etrafını sarmış sahte sanrılar.
uykusundan etmiş rüyanı kabuslar.
renkli hayaller görmüş umutların,
masum nihayetinde kafanda kurgular.
devamını gör...
1754.
kör olmaktan ziyade sana olan bakışım
geçmiş gelecek her şey birbirine katmışım
hey hayvan oğlu hayvan ben bir sana bakmışım
şimdi düşünüyorum da ne kadar salak mışım?
yıllarca durup böyle sana odaklanmışım
ben gibi bir cevheri sen eşşeğe takmışım
at gözlüğüm çıkarıp etraflıca bakışım
sence umrum olur mu iyi düşün bir taşın
sen salaksın deyince suratını asışın
vesselam
geçmiş gelecek her şey birbirine katmışım
hey hayvan oğlu hayvan ben bir sana bakmışım
şimdi düşünüyorum da ne kadar salak mışım?
yıllarca durup böyle sana odaklanmışım
ben gibi bir cevheri sen eşşeğe takmışım
at gözlüğüm çıkarıp etraflıca bakışım
sence umrum olur mu iyi düşün bir taşın
sen salaksın deyince suratını asışın
vesselam
devamını gör...
1755.
"zaman sonsuzu kolları arasında sımsıkı sarmakta,
yıllarım bir film kasedinin içinde için için sızlamakta şimdi,
söylesene bir ben mi umutsuz bir şekilde bir köşe başında hayal kurmaktayım?
bir ben mi yaralı bir serçenin sesini duymaktayım?
acı kanatlarıma ağır gelirse bir gün,
yeryüzü bir döşek olup serilmez mi önüme?
yarınların hatırına bugünüm şahitlik etmez mi dünüme?
sonsuzum, kanatlarım arasında solmakta şimdi
bir bedene sığamayacak kadar büyük
bir ömürle yetinmeyecek kadar doyumsuz belki
sonumu göremeyecek kadar uçsuz bucaksız.
aslında sonsuzluk değil derdim.
bir umut güzel bir son çizmekteyim sadece.
mutlu , sıcak, sakin ve hisli
belki sonsuzu unutturacak kadar kibirli kim bilir. "
sözlüğü sevme sebebim tam olarak bu işte. beni sürekli bir şeyler yazmaya itekliyor. günlük hayatta ayıramadığım zamanı buraya ayırıp iyi ya da kötü bir şeyler yazabiliyorum.bu şiirde bu gecemin şiiri olsun.
yıllarım bir film kasedinin içinde için için sızlamakta şimdi,
söylesene bir ben mi umutsuz bir şekilde bir köşe başında hayal kurmaktayım?
bir ben mi yaralı bir serçenin sesini duymaktayım?
acı kanatlarıma ağır gelirse bir gün,
yeryüzü bir döşek olup serilmez mi önüme?
yarınların hatırına bugünüm şahitlik etmez mi dünüme?
sonsuzum, kanatlarım arasında solmakta şimdi
bir bedene sığamayacak kadar büyük
bir ömürle yetinmeyecek kadar doyumsuz belki
sonumu göremeyecek kadar uçsuz bucaksız.
aslında sonsuzluk değil derdim.
bir umut güzel bir son çizmekteyim sadece.
mutlu , sıcak, sakin ve hisli
belki sonsuzu unutturacak kadar kibirli kim bilir. "
sözlüğü sevme sebebim tam olarak bu işte. beni sürekli bir şeyler yazmaya itekliyor. günlük hayatta ayıramadığım zamanı buraya ayırıp iyi ya da kötü bir şeyler yazabiliyorum.bu şiirde bu gecemin şiiri olsun.
devamını gör...
1756.
yazık
tutmayacak dilek, olmayacak bir dua idin.
ki ben, pek bilmem nasıl yalvarılır.
yada hayalini kuramam böyle kırmızı kurdelalı ve kırmızı pabuçlu küçük bir kız çocuğunun.
salıncak misali, bir hızlanır bir yavaşlar benim ömrüm.
ta ki sen gelip tekrar itekleyene kadar beni terk ettiğim hayatımın ortasına doğru.
hem söylesene allasen neden çektin beni kendine?
oysa ben öylece duran salıncağımda, başım yere eğik, cehennemime bakıyordum.
altı delik pabuçlarımdan içeri girmek isteyen o sinsi kum taneleri gibiydi gelişin.
ne zaman oldu anlayamadım, nasıl girdin içeri bilemedim.
umut dediğin şeyin zerresi yok iken içimde.
sen, resmen yemyeşil ettin tüm dünyamı.
eksiktim ben kocaman hemde.
bitiyordum işte anlasana!
fakat sen gelip tamam ettin.
güzel olabilirdik oysa, örnek olabilirdik ve hatta parmakla bile gösterilebilirdi sevdamız.
kim bilir belki şiir bile yazarlardı bilmeden!
veda bile etmenin nasip olmadığı, hain bir ayrılığa.
bazen olmaz işte şereflice ayrılıp gitmek.
ve tüm insanlığın kabul edebileceği bir haysiyet seviyesine erişmek!
ne olur yada ne olmaz bilmiyorum artık.
fakat aynaya her bakışımda ve gördüğümde kanayan içimi diyorum ki;
olan bana...
oldu.
tutmayacak dilek, olmayacak bir dua idin.
ki ben, pek bilmem nasıl yalvarılır.
yada hayalini kuramam böyle kırmızı kurdelalı ve kırmızı pabuçlu küçük bir kız çocuğunun.
salıncak misali, bir hızlanır bir yavaşlar benim ömrüm.
ta ki sen gelip tekrar itekleyene kadar beni terk ettiğim hayatımın ortasına doğru.
hem söylesene allasen neden çektin beni kendine?
oysa ben öylece duran salıncağımda, başım yere eğik, cehennemime bakıyordum.
altı delik pabuçlarımdan içeri girmek isteyen o sinsi kum taneleri gibiydi gelişin.
ne zaman oldu anlayamadım, nasıl girdin içeri bilemedim.
umut dediğin şeyin zerresi yok iken içimde.
sen, resmen yemyeşil ettin tüm dünyamı.
eksiktim ben kocaman hemde.
bitiyordum işte anlasana!
fakat sen gelip tamam ettin.
güzel olabilirdik oysa, örnek olabilirdik ve hatta parmakla bile gösterilebilirdi sevdamız.
kim bilir belki şiir bile yazarlardı bilmeden!
veda bile etmenin nasip olmadığı, hain bir ayrılığa.
bazen olmaz işte şereflice ayrılıp gitmek.
ve tüm insanlığın kabul edebileceği bir haysiyet seviyesine erişmek!
ne olur yada ne olmaz bilmiyorum artık.
fakat aynaya her bakışımda ve gördüğümde kanayan içimi diyorum ki;
olan bana...
oldu.
devamını gör...
1757.
bugünlerden uzakta asırlar sonrasında
bir akşam yemeğinde üç binler sofrasında
kültürden, sanattan mevzunun ortasında
bakıp bakıp yuhlardım bu asrın çehresine
imkan eder ileri ! gidişat daha geri
insanlık bu değildir, halt etmek de hüneri
adanmış bir ahmaklık sarmış tüm bedenleri
gelecekten özürüm bu asrın çehresinden
her türlü imkanın var bu aptallık tercihtir
dünya senin değildir ,birey misafirciktir
umumu düşünmeyen eşşek oğlu eşşektir
gezegenden özürüm bu asrın çehresinden
kendime güvenirim kalemim pek kuvvetli
taş yerine gider hep şaşmaz pek isabetli
sözlerim tesirlidir baya baya şiddetli
mısramdan utanışım bu asrın çehresinden
bir akşam yemeğinde üç binler sofrasında
kültürden, sanattan mevzunun ortasında
bakıp bakıp yuhlardım bu asrın çehresine
imkan eder ileri ! gidişat daha geri
insanlık bu değildir, halt etmek de hüneri
adanmış bir ahmaklık sarmış tüm bedenleri
gelecekten özürüm bu asrın çehresinden
her türlü imkanın var bu aptallık tercihtir
dünya senin değildir ,birey misafirciktir
umumu düşünmeyen eşşek oğlu eşşektir
gezegenden özürüm bu asrın çehresinden
kendime güvenirim kalemim pek kuvvetli
taş yerine gider hep şaşmaz pek isabetli
sözlerim tesirlidir baya baya şiddetli
mısramdan utanışım bu asrın çehresinden
devamını gör...
1758.
otuz iki yaşında hamile hasta,
hamilelik de otuz iki haftalık
bir süredir tıkalı burun, bol öksürük ve nefes darlığı
bazen midesinde yanma, sık sık kusma, bir de baş dönmesi
uyurken hırıltı, horlama, ama göğüs ağrısı yok
ateş zaman zaman otuz sekiz derece, yüksek
hamilelik ağır seyrediyor,
üstelik bu hasta bir erkek…
hamilelik de otuz iki haftalık
bir süredir tıkalı burun, bol öksürük ve nefes darlığı
bazen midesinde yanma, sık sık kusma, bir de baş dönmesi
uyurken hırıltı, horlama, ama göğüs ağrısı yok
ateş zaman zaman otuz sekiz derece, yüksek
hamilelik ağır seyrediyor,
üstelik bu hasta bir erkek…
devamını gör...
1759.
kader atar sillesini
güllesini mermisini
dertlerin de cümlesini
yersin benden ayrı düşme
güllesini mermisini
dertlerin de cümlesini
yersin benden ayrı düşme
devamını gör...
1760.
ne biliyorum bu acının
ne zaman geçeceğini
ne de biliyorum alt
satıra
ne zaman geçeceğimi
ne zaman geçeceğini
ne de biliyorum alt
satıra
ne zaman geçeceğimi
devamını gör...