normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
881.
yaşamanın en güzel yani neydi anne?
o doğum günlerini neden kutladım?
gerçekten bir işe mi yaradım?
ya bir anlamı yoksa yaşamanın?
yaşamanın en kötü yani neydi anne?
o planları boşuna mı yaptım?
gerçekten olabilir miydim, bir çıkmazdım?
ya çok anlamı varsa yaşamanın?
-☀️
o doğum günlerini neden kutladım?
gerçekten bir işe mi yaradım?
ya bir anlamı yoksa yaşamanın?
yaşamanın en kötü yani neydi anne?
o planları boşuna mı yaptım?
gerçekten olabilir miydim, bir çıkmazdım?
ya çok anlamı varsa yaşamanın?
-☀️
devamını gör...
882.
ıslak kelebek gibi
çırpındıkça parçalandım
hayatta kanat çırptıkça ölüme yuvarlandım
çırpındıkça parçalandım
hayatta kanat çırptıkça ölüme yuvarlandım
devamını gör...
883.
durma karşımda öyle çırılçıplak!
s'öz giyin
koku giyin
aşk giyin örneğin...
sonra biraz kalp
biraz gerçek!
öl biraz
kefen giydir tenine
zamandan arınmış
bir ruh giyin!
ellerine güneş
ayaklarına fırtına giyin
bu kadar çıplak durma karşımda!
s'öz giyin
koku giyin
aşk giyin örneğin...
sonra biraz kalp
biraz gerçek!
öl biraz
kefen giydir tenine
zamandan arınmış
bir ruh giyin!
ellerine güneş
ayaklarına fırtına giyin
bu kadar çıplak durma karşımda!
devamını gör...
884.
durma karşımda öyle kat kat!
çıkar mantonu
çıkar ayakkabılarını
kurtul ağırlıklarından
sonra avuçlarıma bırak kendini
işte bu her şeyden daha gerçek!
yaşa biraz
yırt örülmüş kefenleri
zamanı aşmayı öğrenelim
kurtaralım kendimizi o kötü gözlerden
ellerine güneşi al
dünyayı ayaklarının altına
beni kalbine
seni hep böyle çıplak isterim ruhumda!
sevgili yazar şiirini dönüştürdüm. kusuruma bakma.
şiirler üzerinde oynama yapmayı severim.
bu ilhama vesile olan sensin saygılar, hürmetler. saygısızlık olarak algılamazsın inşallah.
çıkar mantonu
çıkar ayakkabılarını
kurtul ağırlıklarından
sonra avuçlarıma bırak kendini
işte bu her şeyden daha gerçek!
yaşa biraz
yırt örülmüş kefenleri
zamanı aşmayı öğrenelim
kurtaralım kendimizi o kötü gözlerden
ellerine güneşi al
dünyayı ayaklarının altına
beni kalbine
seni hep böyle çıplak isterim ruhumda!
sevgili yazar şiirini dönüştürdüm. kusuruma bakma.
şiirler üzerinde oynama yapmayı severim.
bu ilhama vesile olan sensin saygılar, hürmetler. saygısızlık olarak algılamazsın inşallah.
devamını gör...
885.
kalbimde bir akbaba var asla ölmeyen,
garip kalbimin leşiyle beslenen.
bir sızıdır içimde göğsümden dışarı,
nedendir bilinmez, bir türlü geçmeyen.
garip kalbimin leşiyle beslenen.
bir sızıdır içimde göğsümden dışarı,
nedendir bilinmez, bir türlü geçmeyen.
devamını gör...
886.
birilerinin zamanında neden koyduğunu bile unuttuğu kurallara uymak için kendini adayan insanlar
sarı sallanır, mavi gökkuşağı ortası
morsümbülse, ay kırmızı ama
kargadan başka kuş tanımam
siyahsarım yani, aşk
gelince bütün kuşları kaçırır
uçmayan balonlar ve normal doğanlar
hepsi bir olmuş bir takım bıyıklıların adını
allaha çıkarır,
bir yandan bize secde etmeyen melekler
"ben demiştim" diye fısıldaşır
hadi gül biraz, hayat o kadar adil
değil ki, anlamak sana yakışır
hülasa ateşten yaratılmışım
bu işte bir karışıklık olmuş olabilir.
dilim soğuk demire yapışık
inşirah okuyorum harıl harıl
sen benim göğsümü genişletmedin mi
ya rabb!
inan ki bana, kalbim sende sıkışır.
oğlum, ben günah nedir diyorum
papazlar en güzel şeyleri söylüyor.
kalbimin tarafında ciyaklayan balinalar
gidip gidip aynı yere ölüyorlar
bunalıyorum...
ardımızda yaktığımız ormanlar filan
insanlığınızdan utanıyorum.
utandığım yerlerime incir reçeli sürdüm.
amin.
ben ortadoğu'yu başka türlü açıklayamıyorum.
sarı sallanır, mavi gökkuşağı ortası
morsümbülse, ay kırmızı ama
kargadan başka kuş tanımam
siyahsarım yani, aşk
gelince bütün kuşları kaçırır
uçmayan balonlar ve normal doğanlar
hepsi bir olmuş bir takım bıyıklıların adını
allaha çıkarır,
bir yandan bize secde etmeyen melekler
"ben demiştim" diye fısıldaşır
hadi gül biraz, hayat o kadar adil
değil ki, anlamak sana yakışır
hülasa ateşten yaratılmışım
bu işte bir karışıklık olmuş olabilir.
dilim soğuk demire yapışık
inşirah okuyorum harıl harıl
sen benim göğsümü genişletmedin mi
ya rabb!
inan ki bana, kalbim sende sıkışır.
oğlum, ben günah nedir diyorum
papazlar en güzel şeyleri söylüyor.
kalbimin tarafında ciyaklayan balinalar
gidip gidip aynı yere ölüyorlar
bunalıyorum...
ardımızda yaktığımız ormanlar filan
insanlığınızdan utanıyorum.
utandığım yerlerime incir reçeli sürdüm.
amin.
ben ortadoğu'yu başka türlü açıklayamıyorum.
devamını gör...
887.
kamyon sana çarpacak,
ağzın burnun kırılacak,
kolun bacağın kanayacak,
öte yandan bir de doktor seni bağırtacak...
ağzın burnun kırılacak,
kolun bacağın kanayacak,
öte yandan bir de doktor seni bağırtacak...
devamını gör...
888.
nedensiz geldim
oysa ihtiyacım var anlatmaya
rol kesip, mis gibi yaşamaya
mutlu,iyi,komik,zeki
ardından çıkıyor aklı
lades çubuğumu tutar mısın?
oysa ihtiyacım var anlatmaya
rol kesip, mis gibi yaşamaya
mutlu,iyi,komik,zeki
ardından çıkıyor aklı
lades çubuğumu tutar mısın?
devamını gör...
889.
yolların kalabalık sokaklar sensiz
geçip gidiyor günlerim suskun
dumansız dağlar misali
düşlerim düşsüz yalnız
gönülden sevdi isen sen de
bu gece bizi düşün yine ...
unutamazsın beni ne de ben seni
hangi sabaha yakınsın?
günler doğmuyor güneşsiz
içimde yas tuttu yıldızlar
bilir misin her gece ağlıyor bulutlar.
21.00
geçip gidiyor günlerim suskun
dumansız dağlar misali
düşlerim düşsüz yalnız
gönülden sevdi isen sen de
bu gece bizi düşün yine ...
unutamazsın beni ne de ben seni
hangi sabaha yakınsın?
günler doğmuyor güneşsiz
içimde yas tuttu yıldızlar
bilir misin her gece ağlıyor bulutlar.
21.00
devamını gör...
890.
oğlum siz ne yaşıyorsunuz ya?
çok kötü. çok çok kötü... şiir demişsiniz bir de.
çok kötü. çok çok kötü... şiir demişsiniz bir de.
devamını gör...
891.
beynimdeki ahtapod
salı günüydü günlerden, çünkü
salı günleri genellikle ben, ne yapacağımı bilemem
ilk kez o gün kıvrıldı beynimde ıslak kolları
vantuzlarıyla emdi, aklımın sularını
işte o an kaybettim aslında,
kaybettiğimi bilmediğim şeyi.
o kibirli, ikircikli, çatal dilli beni.
kibrim gittiğinde yandı en çok canım,
sanki boşlukta sallanan sönmüş bir balon,
sanki ipinden kurtulmuş şanssız bir it,
salyalarından kin akıtan, ortasından yarılmış dili.
ne bileyim! belki de insan bu kadardır.
vahşi sırıtışlar arasında bir gözyaşı,
dudağına kadar inmiş tuzlu suyu,
ortasından yarılmış diliyle tadan,
ve bundan, biraz da olsa, zevk duyan.
kendine hep hayattan pay biçen,
hiç tiksinmeden, kendi gözyaşını içen,
hep, dönmeyen bir dünyayı düşleyen...
ertesi salı, koca kafası ve kolları,
tatmin olmuş gibi gevşedi.
kafasına gömülmüş göz yuvarları,
uyuyormuş gibi daldı düşüncelerime,
derine, en iyi yaşamayı bildiği yere.
önce tasnif ettiğim erdemleri gördü,
ukalalığıma kalın bir yorgan.
sonra onlara baktı,
itina ile beslediğim kör kötülükler,
-tabii onlar ona bakmadı.
icat ettiğim tanrıları gördü, günahlarıma ortak.
üç kalbi de tek tek kırıldı,
boğuluyormuş gibi açtı gözlerini ardına kadar,
ya gülüyordu ya da ölüyordu sonunda,
siyah beyaz hikayelerin.
sonsuz ıstırap içinde burun deliklerimden aktı,
kıvrıldı, kolları birbirine dolandı,
son bir gayret, bileklerime sarıldı,
anladım, o an o da anladı,
çünkü zaten, insan bu kadardı...
salı günüydü günlerden, çünkü
salı günleri genellikle ben, ne yapacağımı bilemem
ilk kez o gün kıvrıldı beynimde ıslak kolları
vantuzlarıyla emdi, aklımın sularını
işte o an kaybettim aslında,
kaybettiğimi bilmediğim şeyi.
o kibirli, ikircikli, çatal dilli beni.
kibrim gittiğinde yandı en çok canım,
sanki boşlukta sallanan sönmüş bir balon,
sanki ipinden kurtulmuş şanssız bir it,
salyalarından kin akıtan, ortasından yarılmış dili.
ne bileyim! belki de insan bu kadardır.
vahşi sırıtışlar arasında bir gözyaşı,
dudağına kadar inmiş tuzlu suyu,
ortasından yarılmış diliyle tadan,
ve bundan, biraz da olsa, zevk duyan.
kendine hep hayattan pay biçen,
hiç tiksinmeden, kendi gözyaşını içen,
hep, dönmeyen bir dünyayı düşleyen...
ertesi salı, koca kafası ve kolları,
tatmin olmuş gibi gevşedi.
kafasına gömülmüş göz yuvarları,
uyuyormuş gibi daldı düşüncelerime,
derine, en iyi yaşamayı bildiği yere.
önce tasnif ettiğim erdemleri gördü,
ukalalığıma kalın bir yorgan.
sonra onlara baktı,
itina ile beslediğim kör kötülükler,
-tabii onlar ona bakmadı.
icat ettiğim tanrıları gördü, günahlarıma ortak.
üç kalbi de tek tek kırıldı,
boğuluyormuş gibi açtı gözlerini ardına kadar,
ya gülüyordu ya da ölüyordu sonunda,
siyah beyaz hikayelerin.
sonsuz ıstırap içinde burun deliklerimden aktı,
kıvrıldı, kolları birbirine dolandı,
son bir gayret, bileklerime sarıldı,
anladım, o an o da anladı,
çünkü zaten, insan bu kadardı...
devamını gör...
892.
en yalancınız benim
geçmişe özlem duyanlar olur, duyarım
ben geçmişi sevmem, çöplük der kaçarım
ben neye inandıysam ona güvenir, onunla yaşarım
kafamın içine hapsolmuşum, sevgi naraları atarım
bazı vakitler kafam atar, duvarlara kafa atarım
kafam kırılırsa belki çıkarım o zindandan, özgür kalırım
kırılmadıysa kafam, bir büyük rakımı alırım, yanına da acılı şalgam
olmak istediğim yerde yaşarım, birkaç an yakalarım
sonsuza kadar o anlarda yaşarım
ama gün gelir, işte kusursuz gün
duvarlara kafa atmak istemem
ne rakı isterim, ne şalgam
içim kıpır kıpır olur, hep ağrıyan karnım yumuşar, gülümser bana
o içimi sürekli kemiren acı son bulur,
artık bir yalanı yaşarım
fakat bir özlü söz vardır onu da bilirim, ama söylemem
üç şey gizli kalamaz, ay, güneş, ve gerçek
gerçeği görürüm, bir bakmışım çöplük dediğim geçmiş
evim olmuş, hem kardeşim olmuş, hem düşmanım
duvara çarpar sekerim, rakı şişesine düşerim
düşüncelerde boğulurum, nefesim kesilir
boğulurken başka bir gerçeği fark ederim
en yalancınız benim dostlar
geleceği öğüt ederim, ama boynum tutulur
kafam hep gerisine bakar.
neticesinde insanız hepimiz, mayamız bozuk
görmemezden gelirim, ama bilirim
hayallerde yaşarım, gerçeklerde s*k*lirim
en yalancınız benim dostlar
suçu hep başkasında ararım
gecenin sonunda aynaya bakarım.
geçmişe özlem duyanlar olur, duyarım
ben geçmişi sevmem, çöplük der kaçarım
ben neye inandıysam ona güvenir, onunla yaşarım
kafamın içine hapsolmuşum, sevgi naraları atarım
bazı vakitler kafam atar, duvarlara kafa atarım
kafam kırılırsa belki çıkarım o zindandan, özgür kalırım
kırılmadıysa kafam, bir büyük rakımı alırım, yanına da acılı şalgam
olmak istediğim yerde yaşarım, birkaç an yakalarım
sonsuza kadar o anlarda yaşarım
ama gün gelir, işte kusursuz gün
duvarlara kafa atmak istemem
ne rakı isterim, ne şalgam
içim kıpır kıpır olur, hep ağrıyan karnım yumuşar, gülümser bana
o içimi sürekli kemiren acı son bulur,
artık bir yalanı yaşarım
fakat bir özlü söz vardır onu da bilirim, ama söylemem
üç şey gizli kalamaz, ay, güneş, ve gerçek
gerçeği görürüm, bir bakmışım çöplük dediğim geçmiş
evim olmuş, hem kardeşim olmuş, hem düşmanım
duvara çarpar sekerim, rakı şişesine düşerim
düşüncelerde boğulurum, nefesim kesilir
boğulurken başka bir gerçeği fark ederim
en yalancınız benim dostlar
geleceği öğüt ederim, ama boynum tutulur
kafam hep gerisine bakar.
neticesinde insanız hepimiz, mayamız bozuk
görmemezden gelirim, ama bilirim
hayallerde yaşarım, gerçeklerde s*k*lirim
en yalancınız benim dostlar
suçu hep başkasında ararım
gecenin sonunda aynaya bakarım.
devamını gör...
893.
dokunsun istiyorum!
tenimden önce ruhuma,
gözlerime dokunsun.
parmakları saçlarım da gezinirken
adeta ölsün heyecandan.
gözleri gözlerimle temas ederken
kalbi milyonlarca kilometre koşsun.
bir çocuk edasıyla,
saklasın beni kalbinde.
z.k.
tenimden önce ruhuma,
gözlerime dokunsun.
parmakları saçlarım da gezinirken
adeta ölsün heyecandan.
gözleri gözlerimle temas ederken
kalbi milyonlarca kilometre koşsun.
bir çocuk edasıyla,
saklasın beni kalbinde.
z.k.
devamını gör...
894.
mevsimlerin yalancısıyım
kara bulutlar görününce
bir de yağmur bastırınca
bir sigara tüttürürüm ben.
sorun şu ki bendeniz
tutumlu olmayı bilmiyor.
evden işe işten eve
borç hanesi silinmiyor
iki sigara tüttürürüm ben.
tamam bırakalım şimdi bunları
ne diyorduk.. misal yaz
güneşin tadı sevdanın adı
bende hal kalmadı
üç sigara tüttürürüm ben.
derken sigaraya zam geldi
elim sigarasızlaştı
sigara elimsizleşti
hiç sigara tüttürürüm ben.
mevsimler mi maddiyat mı
bir karar ver ozan bozuntusu
karnın doymadan maneviyat mı..
kalıcıdır bendeki üzüntüsü.
hayalimde bile sigara yok, paydos.
kara bulutlar görününce
bir de yağmur bastırınca
bir sigara tüttürürüm ben.
sorun şu ki bendeniz
tutumlu olmayı bilmiyor.
evden işe işten eve
borç hanesi silinmiyor
iki sigara tüttürürüm ben.
tamam bırakalım şimdi bunları
ne diyorduk.. misal yaz
güneşin tadı sevdanın adı
bende hal kalmadı
üç sigara tüttürürüm ben.
derken sigaraya zam geldi
elim sigarasızlaştı
sigara elimsizleşti
hiç sigara tüttürürüm ben.
mevsimler mi maddiyat mı
bir karar ver ozan bozuntusu
karnın doymadan maneviyat mı..
kalıcıdır bendeki üzüntüsü.
hayalimde bile sigara yok, paydos.
devamını gör...
895.
''utanmaz şairlere gönderme''
ilk şiirlerimi on yedimde yazdıydım
o zamanlar güzel görünürlerdi gözlerime
bilmezdim ben o zaman şiir nedir
sormazdım da kendime nedir şiir?
yazmadan önce okumak gerekirmiş, bilmezdim
bilenler okusa ne düşünürmüş, bilmezdim
denk geldim, okudum, gördüm ama anlamadım
bilmezdim çünkü ne kadar derinim..
ilk şiirlerimi on yedimde yazdıydım
o zamanlar güzel görünürlerdi gözlerime
bilmezdim ben o zaman şiir nedir
sormazdım da kendime nedir şiir?
yazmadan önce okumak gerekirmiş, bilmezdim
bilenler okusa ne düşünürmüş, bilmezdim
denk geldim, okudum, gördüm ama anlamadım
bilmezdim çünkü ne kadar derinim..
devamını gör...
896.
en güzel şiir
en kusursuzu düşünürüm, yerimde duramam
düşüncelerde boğulurum, kimseye anlatamam
ama anlaşılmak isterim, buna mani olamam
en güzel şiiri yazmak isterim, başka türlüsü mümkün değil
en güzel romanı okumak, en güzel şarkıları söylemek
gerektiğinde saklı kapılar ardında ağlamak
gerekmese bile en yüksek kahkahalarla gülmek isterim
ben de hayal kurarım bazı anlar gelir, annemi düşünürüm.
bir tabak daha patates kızartması isterim, bazen gülerek bazen ağlayarak
bir sigara yakarım uzaklara bakarım, yoldan geçen arabalara selam veririm
keşke bir tanesi dursa da bir baksa, atla dese diye dua ederim.
hep beraber olalım, hiçbir şey değişmesin isterim.
ölüm gerçek olmasa, en korkunç masaldan öte olmasın derim.
fakat bunların hiçbirine çok istesem de inanamam
bilirim ki ne kadar yalvarsam da yakarsam
annem bana veremez bir tabak daha
patates kızartması.
en kusursuzu düşünürüm, yerimde duramam
düşüncelerde boğulurum, kimseye anlatamam
ama anlaşılmak isterim, buna mani olamam
en güzel şiiri yazmak isterim, başka türlüsü mümkün değil
en güzel romanı okumak, en güzel şarkıları söylemek
gerektiğinde saklı kapılar ardında ağlamak
gerekmese bile en yüksek kahkahalarla gülmek isterim
ben de hayal kurarım bazı anlar gelir, annemi düşünürüm.
bir tabak daha patates kızartması isterim, bazen gülerek bazen ağlayarak
bir sigara yakarım uzaklara bakarım, yoldan geçen arabalara selam veririm
keşke bir tanesi dursa da bir baksa, atla dese diye dua ederim.
hep beraber olalım, hiçbir şey değişmesin isterim.
ölüm gerçek olmasa, en korkunç masaldan öte olmasın derim.
fakat bunların hiçbirine çok istesem de inanamam
bilirim ki ne kadar yalvarsam da yakarsam
annem bana veremez bir tabak daha
patates kızartması.
devamını gör...
897.
kendimi fıçıya hapsetseydim belki korunurdum günahlardan
dünyadan ve insanlardan
çok kalabalıklar
etrafımda karanlık suratlar var
tökezlediğimde sırtımdan vuracaklar
haykırsam yıkılacaklar
ama çoklar
beni korkuturlar
mutlak güç olmak tek hedefim
hakimiyet benim
bunun için her şeyimi feda ettim
ben ölümün kendisiyim
var eden ve yok eden benin
oyunun sonunda galibiyet yalnızca benim
dünyadan ve insanlardan
çok kalabalıklar
etrafımda karanlık suratlar var
tökezlediğimde sırtımdan vuracaklar
haykırsam yıkılacaklar
ama çoklar
beni korkuturlar
mutlak güç olmak tek hedefim
hakimiyet benim
bunun için her şeyimi feda ettim
ben ölümün kendisiyim
var eden ve yok eden benin
oyunun sonunda galibiyet yalnızca benim
devamını gör...
898.
muazzez adını sayıklarım tüm gece
ölümün bir bilmece
bazen hayaletin dolanır evimin içinde
nereye baksam görüyorum seni kanlar içinde
ölümün dün gibi zihnimde
özlüyorum sadece
sen yoksan ölürüm belki bir gece
yok olur katilin ben gidince
ölümün bir bilmece
bazen hayaletin dolanır evimin içinde
nereye baksam görüyorum seni kanlar içinde
ölümün dün gibi zihnimde
özlüyorum sadece
sen yoksan ölürüm belki bir gece
yok olur katilin ben gidince
devamını gör...
899.
tükenmek üzerine
kalmamışlık serpiştirilmiş
özlüyorsan görüyorsun diyor ya şair
bil ki senden hiç eksilmemiş
dolmuş kalbine
nakış nakış işlenmiş
vadedilen topraklar gibi
hüküm verilmiş
senindir denmiş
sora sora bağdat bulunmuş da
o gemi buraya hiç gelmemiş
soranlara unuttum denmiş de
yarası hiç silinmemiş.
kalmamışlık serpiştirilmiş
özlüyorsan görüyorsun diyor ya şair
bil ki senden hiç eksilmemiş
dolmuş kalbine
nakış nakış işlenmiş
vadedilen topraklar gibi
hüküm verilmiş
senindir denmiş
sora sora bağdat bulunmuş da
o gemi buraya hiç gelmemiş
soranlara unuttum denmiş de
yarası hiç silinmemiş.
devamını gör...
900.
mesafe diye bir şey söylerler mücella
seni düşünmem bir kalem bir dize
sana gelmem bir gün bir gece
mühim olan nedir mücella
seni bir anlığına görmem mi
yoksa her anımda seni sevmem mi
dünyevi her şey elbet biter derler
seni düşünmem bir kalem bir dize
ihanet nedir mücella
birini öldürmek ne kadar sürer
kaç gün kaç gece
altı yıl mı altı ay mı
hangisi bana daha çok acı verir
bir anda ve tek seferde mi
yoksa her anımda yavaşça ölmem mi
seni düşünmem bir kalem bir dize
sana gelmem bir gün bir gece
mühim olan nedir mücella
seni bir anlığına görmem mi
yoksa her anımda seni sevmem mi
dünyevi her şey elbet biter derler
seni düşünmem bir kalem bir dize
ihanet nedir mücella
birini öldürmek ne kadar sürer
kaç gün kaç gece
altı yıl mı altı ay mı
hangisi bana daha çok acı verir
bir anda ve tek seferde mi
yoksa her anımda yavaşça ölmem mi
devamını gör...