normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
321.
ey ben-i adem; sanma ki en ufak yaptığın bile nafile..
rab dilerse, en korktuğun günahı siliverir bir avf ile..
hak yolunda oldukça, çölde bile kaybolmaz karincadan kafile..
"keder" yapip üzülme, "kader" oluverir "kef" yerine bir "kaf" ile.
rab dilerse, en korktuğun günahı siliverir bir avf ile..
hak yolunda oldukça, çölde bile kaybolmaz karincadan kafile..
"keder" yapip üzülme, "kader" oluverir "kef" yerine bir "kaf" ile.
devamını gör...
322.
yokluğunda dalıp uzaklara
düş karası gözlerini arıyorum
bakıp her an gönül kösteklisine
her bir dakikayı, bir asırdan sayıyorum
elimde değil.
tomurcuklar filizleniyor, bahar ya
ılık bir rüzgar titretiyor kapımı
bir güvercin kanat çırpıyor penceremde
irkiliyorum birden, sen misin o ?
öyle özlüyorum ki,
bildiğin gibi değil.
-fıstıklıbörek-
düş karası gözlerini arıyorum
bakıp her an gönül kösteklisine
her bir dakikayı, bir asırdan sayıyorum
elimde değil.
tomurcuklar filizleniyor, bahar ya
ılık bir rüzgar titretiyor kapımı
bir güvercin kanat çırpıyor penceremde
irkiliyorum birden, sen misin o ?
öyle özlüyorum ki,
bildiğin gibi değil.
-fıstıklıbörek-
devamını gör...
323.
kanatsız kuşlar gibiydi hayallerim…
kırılınca yüreği terk ederdi bu şehri…
karanlığın içindeki aydınlığı fark edemezdi gözlerim…
kim bilir kaçıncı şiirini yazıyor, en güzel şiiri yaşamak için çırpınan kalemim…
anlatılanları anlamak yerine susanları duymak isterim…
yeri gelir omuzlarıma gereksiz kırgınlıklar yüklerim…
belki de hayat şiirinde en uyumsuz kafiyeyim…
nurname
kırılınca yüreği terk ederdi bu şehri…
karanlığın içindeki aydınlığı fark edemezdi gözlerim…
kim bilir kaçıncı şiirini yazıyor, en güzel şiiri yaşamak için çırpınan kalemim…
anlatılanları anlamak yerine susanları duymak isterim…
yeri gelir omuzlarıma gereksiz kırgınlıklar yüklerim…
belki de hayat şiirinde en uyumsuz kafiyeyim…
nurname
devamını gör...
324.
yaprak döker bir yanımız
bir yanımız bahçe
bir yanımız bahçe
devamını gör...
325.
benim arada yaptığım ama hiç biriktirmediğim şiirlerim var. bir şiirde şimdi yazayım o zaman.
yaşlandığım gülüşümden belli
ruh yaşım oldu artık elli
artık hiç bir şey vermiyor teselli
işte bu sensiz yaşamanın bedeli.
uyku tutmuyorki gözlerim
hep aklım da o son sözlerin
yerli yersiz nedensiz özlerim
varki günahım bedelini öderim.
yaşlandığım gülüşümden belli
ruh yaşım oldu artık elli
artık hiç bir şey vermiyor teselli
işte bu sensiz yaşamanın bedeli.
uyku tutmuyorki gözlerim
hep aklım da o son sözlerin
yerli yersiz nedensiz özlerim
varki günahım bedelini öderim.
devamını gör...
326.
kan kokmaz sevgilim,
suya değer, çamura bulanır, güneşte yıkanırda,
kan kokmaz sevgilim.
damarlarında gezer, meydanlara suvanırda,
kan kokmaz.
ölsem dersin, damarlarını kesersin,
onu gördün mü beynin bulanır, etin çekilir, dişlerin çürür, kalbini zift bürürde,
kan kokmaz sevgilim.
bir şair vardı bilirsin, kan konuşmaz derdi,
yanılıyordu, kan konuşur, katili ele verirde,
kan kokmaz sevgilim,
hele senin tenine değerse,
gül suyunda yıkanır,
seni anlatır sevgilim.
suya değer, çamura bulanır, güneşte yıkanırda,
kan kokmaz sevgilim.
damarlarında gezer, meydanlara suvanırda,
kan kokmaz.
ölsem dersin, damarlarını kesersin,
onu gördün mü beynin bulanır, etin çekilir, dişlerin çürür, kalbini zift bürürde,
kan kokmaz sevgilim.
bir şair vardı bilirsin, kan konuşmaz derdi,
yanılıyordu, kan konuşur, katili ele verirde,
kan kokmaz sevgilim,
hele senin tenine değerse,
gül suyunda yıkanır,
seni anlatır sevgilim.
devamını gör...
327.
yar'sın bana yararsın.
devamını gör...
328.
çanakmış çömlekmiş
huzurmuş kimyon parasıymış
bir çuval incirmiş
yok kurtlanan o değil
salkım salkım dökülürmüş gözyaşı da
iki ters bir düz müydü haroşa?
kendimi yeniden örüyorum
bu sefer gözlerim mavi olsun
aklım karnımdan çıksın
çıksın canım
çıksın inzibatlar
komediler diziler karındeşen jacklar
tanrım çok mu üzgünüm?
bilemiyorum ki gönderdiğin deniz
öyle mavi ki içinde boğuluyorum
boğulurken veriyor nefesimi öpücüğü
çok mu günah işledim haroşama
yeter mi gamzem?
ya da bloklardan sağa dönünce
hep mi ben çıkıyorum?
numaralar ve postacılar sonra sözcükler geçti sokağımdan
bugün de mektup yok
leylek seviyormuş ağacı nebatı
kalbim ağrıyor sevda mı bu?
bilemiyorum şimdi gidip su içeceğim
belki iyi gelir onunla içime akarım
akarım.
huzurmuş kimyon parasıymış
bir çuval incirmiş
yok kurtlanan o değil
salkım salkım dökülürmüş gözyaşı da
iki ters bir düz müydü haroşa?
kendimi yeniden örüyorum
bu sefer gözlerim mavi olsun
aklım karnımdan çıksın
çıksın canım
çıksın inzibatlar
komediler diziler karındeşen jacklar
tanrım çok mu üzgünüm?
bilemiyorum ki gönderdiğin deniz
öyle mavi ki içinde boğuluyorum
boğulurken veriyor nefesimi öpücüğü
çok mu günah işledim haroşama
yeter mi gamzem?
ya da bloklardan sağa dönünce
hep mi ben çıkıyorum?
numaralar ve postacılar sonra sözcükler geçti sokağımdan
bugün de mektup yok
leylek seviyormuş ağacı nebatı
kalbim ağrıyor sevda mı bu?
bilemiyorum şimdi gidip su içeceğim
belki iyi gelir onunla içime akarım
akarım.
devamını gör...
329.
yaşlı kadının ağzından.
ağır ağır çıkıyor kelimeler.
yavaş yavaş söylüyor.
her kelimesi öyle gizli.
her kelimesi öylesine gizemli.
tıpkı bir hayalet gibi.
sanki aynanın içinden konuşuyor.
komşular öyle birşey duydum ki.
ay ne duydun ne duydun.
atıldı hemen yeni gelin melahat.
gözlerinde öyle böyle bir merak.
çatlatma insanı hatice abla.
çabuk söyle ne olur.
senin yaptığın çok ayıp.
vallahi yemin verdim diyemem.
söyleyemem kızım çok günah olur.
bir söylersem mahalleye kapak olur.
senin yan komşu,
insan içine çıkamaz.
millete rezil olur.
lafın arasında araya girdi,
bakkalın kılıksız karısı,
kadının delisi, insanın irisi,
salkımsaçak hayriye.
aman ister söyle ister söyleme.
umurum da mı sanki.
bana ne elalemden çok da fifi.
kadınların ağzından iyi laf alan.
kerpeten nalan.
sağ komşu mu sol mu diye girer lafa.
sen hele bir diyiver bana.
hava serin, mevzu derin olay mühim.
konu uzar laf lafı açar.
dökülür baklalar ortaya
saçılır kilimler sofaya.
derken anlamadan akşam olur.
kalkar giderler evlerine yatmaya.
ertesi gün bir başka türlü bakmaya başlar
herkes melahat'ın yan komşusu fatma'ya.
ağır ağır çıkıyor kelimeler.
yavaş yavaş söylüyor.
her kelimesi öyle gizli.
her kelimesi öylesine gizemli.
tıpkı bir hayalet gibi.
sanki aynanın içinden konuşuyor.
komşular öyle birşey duydum ki.
ay ne duydun ne duydun.
atıldı hemen yeni gelin melahat.
gözlerinde öyle böyle bir merak.
çatlatma insanı hatice abla.
çabuk söyle ne olur.
senin yaptığın çok ayıp.
vallahi yemin verdim diyemem.
söyleyemem kızım çok günah olur.
bir söylersem mahalleye kapak olur.
senin yan komşu,
insan içine çıkamaz.
millete rezil olur.
lafın arasında araya girdi,
bakkalın kılıksız karısı,
kadının delisi, insanın irisi,
salkımsaçak hayriye.
aman ister söyle ister söyleme.
umurum da mı sanki.
bana ne elalemden çok da fifi.
kadınların ağzından iyi laf alan.
kerpeten nalan.
sağ komşu mu sol mu diye girer lafa.
sen hele bir diyiver bana.
hava serin, mevzu derin olay mühim.
konu uzar laf lafı açar.
dökülür baklalar ortaya
saçılır kilimler sofaya.
derken anlamadan akşam olur.
kalkar giderler evlerine yatmaya.
ertesi gün bir başka türlü bakmaya başlar
herkes melahat'ın yan komşusu fatma'ya.
devamını gör...
330.
seni sordum seni aradım seni anlattım
seni sordum gelene geçene
bak şu dağlara, uçan kuşlara
seni bilen, bilmeyen bütün insanlara.
ve aradım seni her mısrada
yazılmış her şarkıda.
ve anlattım seni her ağzımı açışımda
kimle konuşsam hep seni anlattım
bir seni söyledi dilim,
bir seni, bir de adın geçince sıkışan kalbimi.
seni sordum, seni aradım, seni anlattım
her yerde, her köşede
yokluğunla geçen her anımı
seni severek geçirdim her şeyden öte...
seni az sevdiğim bir an gibiydin,
hiç yoktun o gecelerde
dilim bir seni sordu, aradı, anlattı.
şimdi sen söyle
geçer mi bu sevda, biter mi hiç?
diner mi acısı, söner mi yangını
ben söyleyeyim öyleyse
ne geçer, ne biter, ne diner, ne söner...
bu şiiri dün yazdım. şiir denemez pek bir şeyler karaladım işte. gece bir anda aklımdan döküldü kelimeler ve ilk defa yazdım bir şiir. daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım. şiir tutkunuyumdur ama yazmak bana göre değil sanki demişimdir hep ama işte ilham perisi geldi bir anda. yazdım ben de ve sonuç tahminimden daha çok tatmin etti beni. sizlerle de paylaşmak istedim umarım siz de beğenirsiniz.
seni sordum gelene geçene
bak şu dağlara, uçan kuşlara
seni bilen, bilmeyen bütün insanlara.
ve aradım seni her mısrada
yazılmış her şarkıda.
ve anlattım seni her ağzımı açışımda
kimle konuşsam hep seni anlattım
bir seni söyledi dilim,
bir seni, bir de adın geçince sıkışan kalbimi.
seni sordum, seni aradım, seni anlattım
her yerde, her köşede
yokluğunla geçen her anımı
seni severek geçirdim her şeyden öte...
seni az sevdiğim bir an gibiydin,
hiç yoktun o gecelerde
dilim bir seni sordu, aradı, anlattı.
şimdi sen söyle
geçer mi bu sevda, biter mi hiç?
diner mi acısı, söner mi yangını
ben söyleyeyim öyleyse
ne geçer, ne biter, ne diner, ne söner...
bu şiiri dün yazdım. şiir denemez pek bir şeyler karaladım işte. gece bir anda aklımdan döküldü kelimeler ve ilk defa yazdım bir şiir. daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım. şiir tutkunuyumdur ama yazmak bana göre değil sanki demişimdir hep ama işte ilham perisi geldi bir anda. yazdım ben de ve sonuç tahminimden daha çok tatmin etti beni. sizlerle de paylaşmak istedim umarım siz de beğenirsiniz.
devamını gör...
331.
kolum varmış kanadım çıkmış
fukaraymış daniskalar
içimde bir bataklık
fosiller konuşmaz yer gök inme
sonra bakıma muhtaç bacak
solum eridi incelmiş ortasından çiçeğim
kalbim mi kalbimi çekiştirmeli
üstü başı nedir dağılmış kirli
elalem ne der sonra
sevmiş bu devirde sevmiş
aaa ne tuhafsın ama
elbette güvercinler sıtmaydı
orada ölüsü iki de gölgesi
sözlerin kökünden kırılmış
gitmeli sonsuzca
fukaraymış daniskalar
içimde bir bataklık
fosiller konuşmaz yer gök inme
sonra bakıma muhtaç bacak
solum eridi incelmiş ortasından çiçeğim
kalbim mi kalbimi çekiştirmeli
üstü başı nedir dağılmış kirli
elalem ne der sonra
sevmiş bu devirde sevmiş
aaa ne tuhafsın ama
elbette güvercinler sıtmaydı
orada ölüsü iki de gölgesi
sözlerin kökünden kırılmış
gitmeli sonsuzca
devamını gör...
332.
güzel seven adamlar kalmadı zaten de.
ama biz seven adamlara bile denk gelemedik.
ama biz seven adamlara bile denk gelemedik.
devamını gör...
333.
yapışkan bir gecenin siyahı,
yürekte, kaybolmuş çocuk yası.
hiç baktık mı aynı göğe?
hiç gördük mü aynı yıldızı?
ve sen ve ben aramızda ışık yılı,
yeşil ve beyaz, gerçek veya sanrı.
tatlı bir gecenin siyahı gözlerin.
bende hâlâ kaybolmuş çocuk yası.
yürekte, kaybolmuş çocuk yası.
hiç baktık mı aynı göğe?
hiç gördük mü aynı yıldızı?
ve sen ve ben aramızda ışık yılı,
yeşil ve beyaz, gerçek veya sanrı.
tatlı bir gecenin siyahı gözlerin.
bende hâlâ kaybolmuş çocuk yası.
devamını gör...
334.
bir gözyaşı daha sustum sana
bilmezdim acının bu denli yanını
ben senin nefretine sarılıp uyurken
ah be en güzel rüyam sana mı kabustum
adını duyunca yutkunduğum...
hani yalnızlık allah'a mahsustu?
(i: biçare içime attım gülüşlerini
yaşamam için can suyumdu
ah halimi de sormazsın şimdi
gel de defnet bari cenazeni
velhasıl, öğrendim çok sevmenin cezasını
ağlamam, ağlamam geri getirmiyor seni
ama giderken gülüyordun
ben senin arkandayım diyordun
bilmezdim, sırtımdan bıçaklanıyormuşum
asla dediğin ne varsa sebep oldu acılarıma
ağlamam, ağlasam da ne çare sancılarıma
velhasıl, ortak ettim kendime harfleri
sildim şiirlerimden ünlemli cümleleri
iyiyim diyorum soranlara da
yokluğun umutlarıma kefendi
sahi senin bir de sensizliğin mi vardı?
niçin anlatmamıştın önceki bana?
ağlamam, sakın sen de gelip de yüzüme yüzüme ağlama
öteki yüzünün güldüğü anda
bak yazdığım harfler de kızgın sana
velhasıl tüm sıfatları yitirmişken ne demeli sana?
yok bulamadım, kızgınlığımı sakladım son satıra
şiir karşında duruyor diye şairi yaşıyor sanma!
bilmezdim acının bu denli yanını
ben senin nefretine sarılıp uyurken
ah be en güzel rüyam sana mı kabustum
adını duyunca yutkunduğum...
hani yalnızlık allah'a mahsustu?
(i: biçare içime attım gülüşlerini
yaşamam için can suyumdu
ah halimi de sormazsın şimdi
gel de defnet bari cenazeni
velhasıl, öğrendim çok sevmenin cezasını
ağlamam, ağlamam geri getirmiyor seni
ama giderken gülüyordun
ben senin arkandayım diyordun
bilmezdim, sırtımdan bıçaklanıyormuşum
asla dediğin ne varsa sebep oldu acılarıma
ağlamam, ağlasam da ne çare sancılarıma
velhasıl, ortak ettim kendime harfleri
sildim şiirlerimden ünlemli cümleleri
iyiyim diyorum soranlara da
yokluğun umutlarıma kefendi
sahi senin bir de sensizliğin mi vardı?
niçin anlatmamıştın önceki bana?
ağlamam, sakın sen de gelip de yüzüme yüzüme ağlama
öteki yüzünün güldüğü anda
bak yazdığım harfler de kızgın sana
velhasıl tüm sıfatları yitirmişken ne demeli sana?
yok bulamadım, kızgınlığımı sakladım son satıra
şiir karşında duruyor diye şairi yaşıyor sanma!
devamını gör...
335.
yine bir bahar kırgınlığıdır yüreğimde
duygularım allak bullak
ve başım kazan gibi.
bir elimde kalemim
sana saçma şiirler yazıyorum.
belki birgün okuyup
okuyup her satırı gülerek
yırtar atarsın diye.
duygularım allak bullak
ve başım kazan gibi.
bir elimde kalemim
sana saçma şiirler yazıyorum.
belki birgün okuyup
okuyup her satırı gülerek
yırtar atarsın diye.
devamını gör...
336.
paylaşıp paylaşmamakta çok kararsız kaldım ama paylaşacağım.
bir ay önce araba sürerken şuan hatırlamadığım bir şarkı çalıyordu. şarkının etkisiyle kendimi daha geniş bir alanda hissettim ve zihnimde canlanan görselleri eve gidince kelimelere döktüm. pek şiir gibi olmadı, bence güzel de olmadı ama olsun. ilk şiirim:
sonsuz genişlikte duvarları olan oda,
dünya gibi, evren gibi.
ona sığdırdığım kadardır her şey,
umut gibi, hüzün ve mutluluk gibi.
sınırları vardır, uzay kadar belirsiz,
ya da duvarlar kadar soğuk ve boyalı.
sınırları vardır, tutamadığım kadar samimi,
güneş misali, içten, sıcak ve karşılıksız.
bazen hayaller kadar geniş,
bazen gerçekler kadar dargın.
zemini sağlam olmalı ki,
toprağından işlediğin aynalar,
gerçeği yansıtsın.
gökyüzü limit.
herkese bir oda yeter,
sonsuz genişlikte duvarları olan,
kırlar kadar ferah,
gönül kadar zengin.
bir ay önce araba sürerken şuan hatırlamadığım bir şarkı çalıyordu. şarkının etkisiyle kendimi daha geniş bir alanda hissettim ve zihnimde canlanan görselleri eve gidince kelimelere döktüm. pek şiir gibi olmadı, bence güzel de olmadı ama olsun. ilk şiirim:
sonsuz genişlikte duvarları olan oda,
dünya gibi, evren gibi.
ona sığdırdığım kadardır her şey,
umut gibi, hüzün ve mutluluk gibi.
sınırları vardır, uzay kadar belirsiz,
ya da duvarlar kadar soğuk ve boyalı.
sınırları vardır, tutamadığım kadar samimi,
güneş misali, içten, sıcak ve karşılıksız.
bazen hayaller kadar geniş,
bazen gerçekler kadar dargın.
zemini sağlam olmalı ki,
toprağından işlediğin aynalar,
gerçeği yansıtsın.
gökyüzü limit.
herkese bir oda yeter,
sonsuz genişlikte duvarları olan,
kırlar kadar ferah,
gönül kadar zengin.
devamını gör...
337.
benim mevsimlerim
kır çiçekleri
her biri zamanı gelince patlıyor topraktan
bunlar benim yazım
hoş geldin yaz
kokunu rengini ne çok özlemişim
iyi ki gördüm seni.
*elma kokan salon.
kır çiçekleri
her biri zamanı gelince patlıyor topraktan
bunlar benim yazım
hoş geldin yaz
kokunu rengini ne çok özlemişim
iyi ki gördüm seni.
*elma kokan salon.
devamını gör...
338.
bu akşam melodiler gönderdim yine galaksilere
yankılanmasını beklediğim melodiler.
kim bilir belki bir yıldızın patladıktan binlerce yıl sonra gelen ışığı gibi
binlerce yıl sonra gelecek bir yankı
kim bilir ne zaman duyacağım sesini…
finarfin
yankılanmasını beklediğim melodiler.
kim bilir belki bir yıldızın patladıktan binlerce yıl sonra gelen ışığı gibi
binlerce yıl sonra gelecek bir yankı
kim bilir ne zaman duyacağım sesini…
finarfin
devamını gör...
339.
bunu bir yerde daha paylaşmıştım. son şiir yazma denemesi oldu zaten:
evlere tıkıldık,
beklemeye koyulduk.
ey korona senin yüzünden
kafaları sıyırdık.
şimdi pencereden bakıyoruz
dışarıdaki insanları sayıyoruz.
istesek de istemesek de
biz biraz ağlıyoruz.
önümüz karanlık
hastalanmamız anlık,
bununla yaşanır mı,
rabbim biraz ferahlık.
korona beni şair ettin.
ben acizim dedirttin.
tamam lan acizim,
şimdi çekilebilirsin.
evlere tıkıldık,
beklemeye koyulduk.
ey korona senin yüzünden
kafaları sıyırdık.
şimdi pencereden bakıyoruz
dışarıdaki insanları sayıyoruz.
istesek de istemesek de
biz biraz ağlıyoruz.
önümüz karanlık
hastalanmamız anlık,
bununla yaşanır mı,
rabbim biraz ferahlık.
korona beni şair ettin.
ben acizim dedirttin.
tamam lan acizim,
şimdi çekilebilirsin.
devamını gör...
340.
çağın ruhsuz kibirlilerine karşı savaşmayı mı yeğleyecek yoksa terk edip gidecek mi ?
çağın soysuzlarına şehrin o çılgın egolarına direnebilecek mi?
yoksa yoksa vaz mı geçecek ?
ne yapmalı siz söyleyin bu çılgın kalabalıkta gittikçe yalnızlaşan yapayalnız bu esiri gurbet-i nalan?
kendisine baktığında zavallı bir ruh gören sabretme yetisini gittikçe kaybettiğini gören o fırtınalı ruh nasıl durulacaktı.?
belirsizliklerin yumağında kendini teslim mi edecekti yaradana?
yoksa yaradanı da mı inkar edecekti
hayir hayir! sadece bir kırgınlık onunki.
vazgeçemez ondan.. çünkü o kendisinden hiç vazgeçmedi
sadece dönemsel bir kuraklık.
yeniden yeşerecekti bu çöller.
güller papatyalar açacaktı her tarafta.
yeniden ümidi kuşanacaktı yeniden gülüverecekti her şeye
tebessümle yaklaşacaktı tüm olup bitene
her ne kadar bir türlü bitmek bilmeyen yaraları olsa da biteceğini hatırlayacaktı.
kuşbakışıyla bakarken kendine farkedecekti kendisine tebessüm etmesini söyleyen rabbine.
savrulurken fırlatılmış ruhu o fırtınalı boşlukta
tutunacak bir dal bulacaktı
oyalanacak bir kaç şey..
yine de yaşamaya devam edecekti.
onca ızdıraba rağmen mücadele etmeye devam eden çağın soylu adamlarını hatırlayacaktı.
ve durulacaktı durulacak sakinleşecek
yaşamın kırılganlığını tamir edecekti.
o hep umudun taşıyıcısı olmuştu
gözlerine bakanlar sevinç dolardı
hep ümid etmeyi savunmuştu
şimdi nasil terkedebilir ki umudu
hayir daha olgun bir ruha daha soylu bir ruha ulaşmak içindi tüm bunlar.
sabredecek sabredecek ve kazanacakti bu zorlu savaşı
şikayeti değil şükretmeyi hatırlayacakti.
kuşancak zirhini ve yine kalkacak.
çaresizlik çaresizliğinden vazgeçip umudun kalesine siginacakti.
ne kadar mümkün ise o kadar yapacaktı bunu
hic kimsesiz hissetse de secdeye varacakti onu bir işiten var onun bir sahibi var hatirlayacakti.
hic kimse yanimda olmasa da benim sahibim allahtir diyerek kalkacakti.
benim sahibimdir o beni yalniz komaz.
her ne kadar varligini hissettirmese de her daim yanindaydi aslinda.
.
o her şeye yeter
o her şeye kadir
olmazları oldurur.
ona inan.
ona inananlar hiç şaşmadi.
ona inanmak yetmez amma ona inanmaya devam etmek lazım dedi kendi kendine..
inanmak hürriyettir dedi . güveniyorum ben ona o beni bırakmaz. düşersem o tutar elimden...
haydi
şimdi özgürsün
çağın soysuzlarına şehrin o çılgın egolarına direnebilecek mi?
yoksa yoksa vaz mı geçecek ?
ne yapmalı siz söyleyin bu çılgın kalabalıkta gittikçe yalnızlaşan yapayalnız bu esiri gurbet-i nalan?
kendisine baktığında zavallı bir ruh gören sabretme yetisini gittikçe kaybettiğini gören o fırtınalı ruh nasıl durulacaktı.?
belirsizliklerin yumağında kendini teslim mi edecekti yaradana?
yoksa yaradanı da mı inkar edecekti
hayir hayir! sadece bir kırgınlık onunki.
vazgeçemez ondan.. çünkü o kendisinden hiç vazgeçmedi
sadece dönemsel bir kuraklık.
yeniden yeşerecekti bu çöller.
güller papatyalar açacaktı her tarafta.
yeniden ümidi kuşanacaktı yeniden gülüverecekti her şeye
tebessümle yaklaşacaktı tüm olup bitene
her ne kadar bir türlü bitmek bilmeyen yaraları olsa da biteceğini hatırlayacaktı.
kuşbakışıyla bakarken kendine farkedecekti kendisine tebessüm etmesini söyleyen rabbine.
savrulurken fırlatılmış ruhu o fırtınalı boşlukta
tutunacak bir dal bulacaktı
oyalanacak bir kaç şey..
yine de yaşamaya devam edecekti.
onca ızdıraba rağmen mücadele etmeye devam eden çağın soylu adamlarını hatırlayacaktı.
ve durulacaktı durulacak sakinleşecek
yaşamın kırılganlığını tamir edecekti.
o hep umudun taşıyıcısı olmuştu
gözlerine bakanlar sevinç dolardı
hep ümid etmeyi savunmuştu
şimdi nasil terkedebilir ki umudu
hayir daha olgun bir ruha daha soylu bir ruha ulaşmak içindi tüm bunlar.
sabredecek sabredecek ve kazanacakti bu zorlu savaşı
şikayeti değil şükretmeyi hatırlayacakti.
kuşancak zirhini ve yine kalkacak.
çaresizlik çaresizliğinden vazgeçip umudun kalesine siginacakti.
ne kadar mümkün ise o kadar yapacaktı bunu
hic kimsesiz hissetse de secdeye varacakti onu bir işiten var onun bir sahibi var hatirlayacakti.
hic kimse yanimda olmasa da benim sahibim allahtir diyerek kalkacakti.
benim sahibimdir o beni yalniz komaz.
her ne kadar varligini hissettirmese de her daim yanindaydi aslinda.
.
o her şeye yeter
o her şeye kadir
olmazları oldurur.
ona inan.
ona inananlar hiç şaşmadi.
ona inanmak yetmez amma ona inanmaya devam etmek lazım dedi kendi kendine..
inanmak hürriyettir dedi . güveniyorum ben ona o beni bırakmaz. düşersem o tutar elimden...
haydi
şimdi özgürsün
devamını gör...