normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
761.
büyük amerikan rüyası,
oldu dünyanın kabusu.
hep daha fazlası lazımdı.
düşüncesi makyavelistdi.
aç gözlü avrupa.
gözü hep afrika’da.
sömür babam sömür.
kömür kaderli afrika.
felsefe tarihiyle övünen yunan,
olmasaydı emrinde köleler,
nasıl yapardın felsefe?
olurdu düşüncende zelzele.
anlattınız filmlerinizde,
düşmanlarınızı pejoratif bir dille.
aklınıza şaşayım.
hiç yazılır mı tarih böyle?
oldu dünyanın kabusu.
hep daha fazlası lazımdı.
düşüncesi makyavelistdi.
aç gözlü avrupa.
gözü hep afrika’da.
sömür babam sömür.
kömür kaderli afrika.
felsefe tarihiyle övünen yunan,
olmasaydı emrinde köleler,
nasıl yapardın felsefe?
olurdu düşüncende zelzele.
anlattınız filmlerinizde,
düşmanlarınızı pejoratif bir dille.
aklınıza şaşayım.
hiç yazılır mı tarih böyle?
devamını gör...
762.
peynir ekmek
domateslerim var benim
domateslerim
kıpkırmızı bir güneş gibi
yağan yağmurla ıslanır
sonra toprağı kaldırırlar
gönlümde bir yara var
güzel domateslerim
peynir ekmek olsa yanında
peynir ekmek
yesek keşke peynir ekmek ve domates
yanına da biber ne iyi gider yahu
ama bu zamana domates bulunur mu ya?
kızıllığında açan yüreğim
domatese dayanamıyor
gitgide çürüyorum
bahçemdeki domates gibi
yine de peynir ekmek vardı dolapta
o gün
olmasaydı peynir ekmek
herhalde aç kalırdım
ey yüreğim
pardon midem
aç aç olur mu ya?
domateslerim var benim
domateslerim
kıpkırmızı bir güneş gibi
yağan yağmurla ıslanır
sonra toprağı kaldırırlar
gönlümde bir yara var
güzel domateslerim
peynir ekmek olsa yanında
peynir ekmek
yesek keşke peynir ekmek ve domates
yanına da biber ne iyi gider yahu
ama bu zamana domates bulunur mu ya?
kızıllığında açan yüreğim
domatese dayanamıyor
gitgide çürüyorum
bahçemdeki domates gibi
yine de peynir ekmek vardı dolapta
o gün
olmasaydı peynir ekmek
herhalde aç kalırdım
ey yüreğim
pardon midem
aç aç olur mu ya?
devamını gör...
763.
karanlık aynaların
içinde kaldım
yokladım yokluğumu
bensiz
kuytularda
insansız kaldım
yarım yamalak
tamam sanarak
adım sayarak
yollarda kaldım
içinde kaldım
yokladım yokluğumu
bensiz
kuytularda
insansız kaldım
yarım yamalak
tamam sanarak
adım sayarak
yollarda kaldım
devamını gör...
764.
mekanik bir ses böldü karanlığı
kalktı gözlerindeki perde ağır ağır
"ah!" dedi, "hayat ne kadar sancılı!"
bükülmüş beli, sigarasını tüttürür ayazda
gözlerinde acı, gözlerinde kaderin yontusu
kalan birkaç parça ışıksız kırıntı
zifiri karanlıkta bekliyor,
ağarmayan sabahları.
kalktı gözlerindeki perde ağır ağır
"ah!" dedi, "hayat ne kadar sancılı!"
bükülmüş beli, sigarasını tüttürür ayazda
gözlerinde acı, gözlerinde kaderin yontusu
kalan birkaç parça ışıksız kırıntı
zifiri karanlıkta bekliyor,
ağarmayan sabahları.
devamını gör...
765.
"iyi" halden müebbet
ey can...
sözüme kapanan kapılardan
kilitler kırarak sanadır bu kaçış
devrik cümlelerde yıkıla yıkıla
avaz avaz sanadır bu haykırış
sanadır paragraf paragraf bu açılış
sayfalar dolusu satır sırada
kıymak isterken canıma
sussam bir vakit daha yaşar mıyım
fikrimden firar sözlerin göz hapsinde
kılı kırk yaran satırlar bileyen kalemde
parmak izlerim.
maktülü de benim, katilide bu cinayetin
ey can...
sözüme kapanan kapılardan
kilitler kırarak sanadır bu kaçış
devrik cümlelerde yıkıla yıkıla
avaz avaz sanadır bu haykırış
sanadır paragraf paragraf bu açılış
sayfalar dolusu satır sırada
kıymak isterken canıma
sussam bir vakit daha yaşar mıyım
fikrimden firar sözlerin göz hapsinde
kılı kırk yaran satırlar bileyen kalemde
parmak izlerim.
maktülü de benim, katilide bu cinayetin
devamını gör...
766.
ilk şiir denemem, amatörce yazılar yayınlamaya çalıştığım bi' dergiden. sınıra muktedir
devamını gör...
767.
bir eylül sabahı gibi ömrüm.
sararmış kelimeler dökülüyor mısralarımdan.
sert rüzgarlar çarpıyor düşlerime.
tutunmaya çalışırken son defa,
yıkılan güvenlerim düşüyor üzerime.
kırık bir ezginin son durağında,
gençliğimi yolculuyorum uzaklara.
ömrümün hazan penceresinden
son kuşlar da uçmakta.
sararmış kelimeler dökülüyor mısralarımdan.
sert rüzgarlar çarpıyor düşlerime.
tutunmaya çalışırken son defa,
yıkılan güvenlerim düşüyor üzerime.
kırık bir ezginin son durağında,
gençliğimi yolculuyorum uzaklara.
ömrümün hazan penceresinden
son kuşlar da uçmakta.
devamını gör...
768.
eylül
turşu ayıdır eylül
konsere ayıdır
reçel ayıdır
pekmez ayıdır
hazırlık ayıdır.
yazın bolluklarının
kışlık olmasıdır
tarlalarını, bostanların, bağların, pazarların
kavanoz kavanoz
bidon bidon lezzet olmasıdır.
kış sofrasında yazdan kalma tattır,
dostlara hediyeliktir,
yaz mevsiminin kışa paylaşılmasıdır.
elma kokan salon
turşu ayıdır eylül
konsere ayıdır
reçel ayıdır
pekmez ayıdır
hazırlık ayıdır.
yazın bolluklarının
kışlık olmasıdır
tarlalarını, bostanların, bağların, pazarların
kavanoz kavanoz
bidon bidon lezzet olmasıdır.
kış sofrasında yazdan kalma tattır,
dostlara hediyeliktir,
yaz mevsiminin kışa paylaşılmasıdır.
elma kokan salon
devamını gör...
769.
zaman mefhumu sürrealist bir çalışma
hezeyanlarla kaplı örtük bir çatışma
kayıp bir ruhu kurtarmak için
kaybolmuş bir rıhtım boyunca
bir rivayete göre
en nihayetinde yol alan hayaller
sancılı zamanın bitişini bekler
ona dönüşür
bir hayale inanmak
olmayana olmayanı oldurmak için
için için yanarken
makus talih tekerrür eder.
hezeyanlarla kaplı örtük bir çatışma
kayıp bir ruhu kurtarmak için
kaybolmuş bir rıhtım boyunca
bir rivayete göre
en nihayetinde yol alan hayaller
sancılı zamanın bitişini bekler
ona dönüşür
bir hayale inanmak
olmayana olmayanı oldurmak için
için için yanarken
makus talih tekerrür eder.
devamını gör...
770.
şiirin adı: jilet gibi şiir
tür: küresel ıkınma
ilk gördüğümde, asla olmayacak bir şeyin altına imzamı atacak kadar istemiştim seni. birbirini çeken şeyler yaklaşır yaklaşır yaklaşır ve sonuda birbirine aşkın bir şiddetle çarpıp - bunu iki gezegenin isteklice ve delirmiş gibi birbirine çarpıp patladığı bir sci fi sahnesi gibi düşünün- --bu nasıl şiir lan--/ tuzla buz olurlar sonunda.
işte aşk bu, bilinçsizce yok olmayı göze alıp ilerleme arzusunun verdiği o kelebekler uçuşuyor kafası. iliklerine kadar bir şeyi istemekle dolmak.
ilk gördüğümde, celladını seçtiğin katalogtan işi kendisine vermek istediğin o işinin ustası yok edici güzelliğini karşımda görünce, hayır bu beni öldürmek için fazla iyi dediğim kişiydin. bütün gün bok gibi geçmişti, aşırı güzel kadınlardan korkan bünyemin bir bildiği vardı. bilinçaltıma güvenip yanında hiç bir şey yokmuş gibi davranamazdım. (şiir olmaya hiç yaklaşamayan şiire, örnek vermek istemişim gibi oldu sanki.)
ilk gördüğümde, karar verdim artık senden nefret ediyordum, çok güzeldin ve bu kadar imkansız olmak zorunda mıydın yani? güzeli herkes sever bu kolay bir şey. kolay olan sevmektir zor olan ise o sevgiyi koruyabilmektir. sevilen çok sevilen şey sizi sevginin limitleri konusunda zorlamaya başlar. ne kadar çok sevebilirsin, şunu şunu yapar mısın? şundan bundan vazgeçer misin? şuna rağmende sever misin?
her soru bir mızrak gibi delip geçer sevginizi. öyle seversinizki çarpışma çoktan başlamıştır ve ikinizde paramparça olmaktasınızdır ama kimse hiç bir şeyin farkında değildir. biraz sonra sizler dağılınca enkazı farketmeye başlayınca iki taraftan biri enkaza rağmen, yok olmaya rağmende devam demeyi tercih etmeyip, aşkın son levelinde takılıp kalıyorlar.
halbuki bu işin başında şunu bilmeyiz, birbirini çeken iki şey birbirine yaklaşıp birbirini dağıttıktan sonraki aşamada zerrelerine ayrılan iki cisim zamanla ve emekle yeniden toparlanıp tek vucud haline gelince olayın nirvanasına erişilecek ve başka bir boyuta geçilmiş olacak. bunu kimseler başaramaz bu imkansız bir şey ilk gördüğümde seni karar verdim bu iş bizi sonunda fena yakacak.
bu yazdıklarımı şiire dönüştürecek sihirli bir değneğim olmadığı için üzgünüm.
tür: küresel ıkınma
ilk gördüğümde, asla olmayacak bir şeyin altına imzamı atacak kadar istemiştim seni. birbirini çeken şeyler yaklaşır yaklaşır yaklaşır ve sonuda birbirine aşkın bir şiddetle çarpıp - bunu iki gezegenin isteklice ve delirmiş gibi birbirine çarpıp patladığı bir sci fi sahnesi gibi düşünün- --bu nasıl şiir lan--/ tuzla buz olurlar sonunda.
işte aşk bu, bilinçsizce yok olmayı göze alıp ilerleme arzusunun verdiği o kelebekler uçuşuyor kafası. iliklerine kadar bir şeyi istemekle dolmak.
ilk gördüğümde, celladını seçtiğin katalogtan işi kendisine vermek istediğin o işinin ustası yok edici güzelliğini karşımda görünce, hayır bu beni öldürmek için fazla iyi dediğim kişiydin. bütün gün bok gibi geçmişti, aşırı güzel kadınlardan korkan bünyemin bir bildiği vardı. bilinçaltıma güvenip yanında hiç bir şey yokmuş gibi davranamazdım. (şiir olmaya hiç yaklaşamayan şiire, örnek vermek istemişim gibi oldu sanki.)
ilk gördüğümde, karar verdim artık senden nefret ediyordum, çok güzeldin ve bu kadar imkansız olmak zorunda mıydın yani? güzeli herkes sever bu kolay bir şey. kolay olan sevmektir zor olan ise o sevgiyi koruyabilmektir. sevilen çok sevilen şey sizi sevginin limitleri konusunda zorlamaya başlar. ne kadar çok sevebilirsin, şunu şunu yapar mısın? şundan bundan vazgeçer misin? şuna rağmende sever misin?
her soru bir mızrak gibi delip geçer sevginizi. öyle seversinizki çarpışma çoktan başlamıştır ve ikinizde paramparça olmaktasınızdır ama kimse hiç bir şeyin farkında değildir. biraz sonra sizler dağılınca enkazı farketmeye başlayınca iki taraftan biri enkaza rağmen, yok olmaya rağmende devam demeyi tercih etmeyip, aşkın son levelinde takılıp kalıyorlar.
halbuki bu işin başında şunu bilmeyiz, birbirini çeken iki şey birbirine yaklaşıp birbirini dağıttıktan sonraki aşamada zerrelerine ayrılan iki cisim zamanla ve emekle yeniden toparlanıp tek vucud haline gelince olayın nirvanasına erişilecek ve başka bir boyuta geçilmiş olacak. bunu kimseler başaramaz bu imkansız bir şey ilk gördüğümde seni karar verdim bu iş bizi sonunda fena yakacak.
bu yazdıklarımı şiire dönüştürecek sihirli bir değneğim olmadığı için üzgünüm.
devamını gör...
771.
heyecandan uyuyamadığım gecenin
sabahı yıkıp yok etti her şeyi
biten bitmiş, giden gitmiş
beklenen ise gelmeyecekti...
sabahı yıkıp yok etti her şeyi
biten bitmiş, giden gitmiş
beklenen ise gelmeyecekti...
devamını gör...
772.
üç tarafı denizlerle çevrili ülkenin
dört yanı dağlarla kaplı coğrafyasında
bir yaşama sancısıydı kader.
gidip de kavuşamadığımız yerlerden çarpardı yüzümüze umut.
küçük dünyalarımızda büyük düşler kurardık.
evler de hayatlarımız gibi,
zamanın ötesinden gelen yorgun birer yolcuydu.
henüz çıkmamışlardı kentsel dönüşüm denen son yolculuklarına.
kalplerimize taktığımız kilitler takılmamıştı kapılara,
bir mevlevi tekkesi gibi açıktı herkese ardına kadar.
kışlar çetin geçerdi buralarda
yaşamak uzun bir sınava dönüşürdü.
yaz ise insaflıydı
kışın tüm yaşattıklarını telafi etmek istercesine sunardı nimetlerini.
yine de saramazdı yaralarımızı,
usanır giderdi çabucak.
ve sevdalar,
yan yana gelmenin bir sevişmek sayıldığı
gizli, ürkek bazen de yasak...
ömür verilen sevdalar....
kader ve kederimizdi.
dört yanı dağlarla kaplı coğrafyasında
bir yaşama sancısıydı kader.
gidip de kavuşamadığımız yerlerden çarpardı yüzümüze umut.
küçük dünyalarımızda büyük düşler kurardık.
evler de hayatlarımız gibi,
zamanın ötesinden gelen yorgun birer yolcuydu.
henüz çıkmamışlardı kentsel dönüşüm denen son yolculuklarına.
kalplerimize taktığımız kilitler takılmamıştı kapılara,
bir mevlevi tekkesi gibi açıktı herkese ardına kadar.
kışlar çetin geçerdi buralarda
yaşamak uzun bir sınava dönüşürdü.
yaz ise insaflıydı
kışın tüm yaşattıklarını telafi etmek istercesine sunardı nimetlerini.
yine de saramazdı yaralarımızı,
usanır giderdi çabucak.
ve sevdalar,
yan yana gelmenin bir sevişmek sayıldığı
gizli, ürkek bazen de yasak...
ömür verilen sevdalar....
kader ve kederimizdi.
devamını gör...
773.
kıyam/et
-günü soktum gecenin koynuna sallıyorum uyusun gözkapaklarımda
...
uykum yastığımda kıvranır durur
içimden iki ses dilime vurur
içimde kavga var kalemde gurur
gün uyur
su uyur
sen uyursun
vicdanım canıma azılı düşman olur
bir iç çekiş kırar kalemini gururun
çeker kınından kalemi kelam
vurur
vurur yüzüme beni
toplar boşverip dağıttıklarım
çıkarır gözardımdan yüzleri
böler ruhumu suratı sırata dönmüş bir çizgi
çarpar yüzüme ateş çarpar yüzüme beni
nisyandan doğma isyanlar akarken şahdamarımda
şükür paslanır dudaklarımda
alacakaranlıkta saf tutar cümleler
cenaze namazıma
-iyi bilenler neyi bilirler
?
-günü soktum gecenin koynuna sallıyorum uyusun gözkapaklarımda
...
uykum yastığımda kıvranır durur
içimden iki ses dilime vurur
içimde kavga var kalemde gurur
gün uyur
su uyur
sen uyursun
vicdanım canıma azılı düşman olur
bir iç çekiş kırar kalemini gururun
çeker kınından kalemi kelam
vurur
vurur yüzüme beni
toplar boşverip dağıttıklarım
çıkarır gözardımdan yüzleri
böler ruhumu suratı sırata dönmüş bir çizgi
çarpar yüzüme ateş çarpar yüzüme beni
nisyandan doğma isyanlar akarken şahdamarımda
şükür paslanır dudaklarımda
alacakaranlıkta saf tutar cümleler
cenaze namazıma
-iyi bilenler neyi bilirler
?
devamını gör...
774.
şiirimin adı, tam beni öğretmen yapan hayata söverken hocaların grubunda çay parası için 100 tl (yüz) istemeleri sonucunda sinir kat sayımın artmasıyla birlikte gelen kifayetsiz hüzünlü sayıklamalar.
ben kendi çayımı kendim getiririm kardeşim
siz de getirin
100 lira ne ya, 4 amsterdam geliyo
üstüne bi de 10 lira kalıyo
şaka mısınız nesiniz
zaten canım sıkkın iki haftadır
bi 70lik bitirmişim tek başıma
kör oldum awk
allahınız yok sizin.
ben kendi çayımı kendim getiririm kardeşim
siz de getirin
100 lira ne ya, 4 amsterdam geliyo
üstüne bi de 10 lira kalıyo
şaka mısınız nesiniz
zaten canım sıkkın iki haftadır
bi 70lik bitirmişim tek başıma
kör oldum awk
allahınız yok sizin.
devamını gör...
775.
çırpınışlar - 2
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
sanki kendi içimde
düştüğüm kuyuyu
kaybettim..
samanlık dışımda
ben, deliksiz iğne..
aradığımı bulamıyorum,
bulduğumu aramıyordum..
can çekişiyorum ama
azrail'i de beklemiyorum..
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
adeta göz yumuyor
muammalara..
bir tenhada
can vereceğim,
solmaya niyetli
küpe çiçeğime..
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
fırtınaya kefalet
bu sessizlik..
gecelerce göğsümü
çınlatan o çığlık;
azar yemiş çocuk,
sudan çıkmış kedi,
kavga etmiş adam gibi..
hem baş köşede
hem suspus..
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
bana sırtını dönmüş
ağlıyor..
ben burada yanarken
o gözyaşları
nereye gidiyor..??
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
unuttu galiba beni
bu mayhoş dünyada..
dünya ki;
çivisi kayıp,
delikten insanlık kaçırıyor..
her şeyin bitmesi
an meselesiyken;
aşık olmak,
ahiret meselesi..
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
derdini anlatmaya can atan
ama konuşmaktan korkan
kekeme bir şair gibi..
tüm sözcüklere küs,
tüm kafiyelere düşman..
ya kır bu dilindeki zinciri
ya da göster bana
ölüm ne zaman..??
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
sanki kendi içimde
düştüğüm kuyuyu
kaybettim..
samanlık dışımda
ben, deliksiz iğne..
aradığımı bulamıyorum,
bulduğumu aramıyordum..
can çekişiyorum ama
azrail'i de beklemiyorum..
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
adeta göz yumuyor
muammalara..
bir tenhada
can vereceğim,
solmaya niyetli
küpe çiçeğime..
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
fırtınaya kefalet
bu sessizlik..
gecelerce göğsümü
çınlatan o çığlık;
azar yemiş çocuk,
sudan çıkmış kedi,
kavga etmiş adam gibi..
hem baş köşede
hem suspus..
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
bana sırtını dönmüş
ağlıyor..
ben burada yanarken
o gözyaşları
nereye gidiyor..??
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
unuttu galiba beni
bu mayhoş dünyada..
dünya ki;
çivisi kayıp,
delikten insanlık kaçırıyor..
her şeyin bitmesi
an meselesiyken;
aşık olmak,
ahiret meselesi..
iç sesimden
hiç ses çıkmıyor..
derdini anlatmaya can atan
ama konuşmaktan korkan
kekeme bir şair gibi..
tüm sözcüklere küs,
tüm kafiyelere düşman..
ya kır bu dilindeki zinciri
ya da göster bana
ölüm ne zaman..??
devamını gör...
776.
//sızmak başka şeydi
dökülmek,
başka...
ve duymak,
her vakit kulaktan geçmezdi.//
d.b
dökülmek,
başka...
ve duymak,
her vakit kulaktan geçmezdi.//
d.b
devamını gör...
777.
kalbime ektiğim,
aşk tohumlarına,
can suyu oldun.
hayalime,
gerçek oldun.
yazıma fikir,
şiirime mısra oldun.
filmime battaniye,
mitosuma efsane oldun.
içime kelebek,
kalbime küt küt oldun.
gözüme nur,
ateşime çıra oldun.
müziğime söz,
fikrime ince gül oldun.
canıma canan,
ruhuma eş oldun.
aşk tohumlarına,
can suyu oldun.
hayalime,
gerçek oldun.
yazıma fikir,
şiirime mısra oldun.
filmime battaniye,
mitosuma efsane oldun.
içime kelebek,
kalbime küt küt oldun.
gözüme nur,
ateşime çıra oldun.
müziğime söz,
fikrime ince gül oldun.
canıma canan,
ruhuma eş oldun.
devamını gör...
778.
babamın şakaklarında limon ağacı,
limonun kokusunda çocuklaşırım.
üzengi kokuyor vaktin atlası
bükümlü bir alfabe mahrecime konuyor.
vahiy iniyor dudaklarımın ucuna
ağzım hira oluveriyor.
kırmızı elmalar değiyor,
annemin yanaklarına.
limonun kokusunda çocuklaşırım.
üzengi kokuyor vaktin atlası
bükümlü bir alfabe mahrecime konuyor.
vahiy iniyor dudaklarımın ucuna
ağzım hira oluveriyor.
kırmızı elmalar değiyor,
annemin yanaklarına.
devamını gör...
779.
hiç bir ses yok penceremde.
ne bir şiir ne bir şarkı
bir çetrefil an içinde
yalnızlığım yalnız kaldı.
f.
ne bir şiir ne bir şarkı
bir çetrefil an içinde
yalnızlığım yalnız kaldı.
f.
devamını gör...
780.
kafadan yazalım bi tane şimdi...
bedenim deli gözlerim kanlı
savaşır dururum maziyle
er meydanında ölümüm şanlı
kılıçlar kuşandım gaziyle
katillerim hep ihtiyardı
bana göre bu bir intihar
geçmiş hatalardı süslü kazalar
celladım içimdeki intizar
bata çıka öğrendim yaşamayı
zorluklar oldu yol arkadaşım
tekrar ederek her aşamayı
dindi bitmez göz yaşım.
şimdi yüzümde tebessüm
ehliyim artık hayatın
eski halime teveccüh
yeni beni yarattın
bedenim deli gözlerim kanlı
savaşır dururum maziyle
er meydanında ölümüm şanlı
kılıçlar kuşandım gaziyle
katillerim hep ihtiyardı
bana göre bu bir intihar
geçmiş hatalardı süslü kazalar
celladım içimdeki intizar
bata çıka öğrendim yaşamayı
zorluklar oldu yol arkadaşım
tekrar ederek her aşamayı
dindi bitmez göz yaşım.
şimdi yüzümde tebessüm
ehliyim artık hayatın
eski halime teveccüh
yeni beni yarattın
devamını gör...