1581.
seni sevmek soğuk bir ocak akşamında
yalın ayak dolanan avare bir adamı
ısıtacak kadar sıcak,
nihilistliğimin anlamı olacak kadar özeldi.
devamını gör...
1582.
bir yalnızlık çöktü bu şehre
içinde bir tek sen mi vardın?
sık giderim seni son kez gördüğüm yere
sahi o köşede hep sen mi vardın?

geçerim o caddeden sağımda bir pencere
camına buğu çökmüş nefes mi aldın?
akasyalar sararmış,güllerin rengi beyaz
giderken valizine renkleride mi aldın

kokunu almıyorum kaç şişeye hapsettin
yüreğim de çınlama başkasından bahsettin
o çiçekli dar sokak yine oldu rengarenk
ben de mevsim hep hazan beni nasıl kör ettin?
devamını gör...
1583.
bir mesai çıkışı el de soğuk biralar
o yokuşu çıkalım sağ sol antik binalar
açık olan esnafa tek tek deriz merhaba
bize ihtiyacım var bize hep bu aralar

begonvilli sokağa adını veren bizdik
orada sorunların derdin üstünü çizdik
ışıltılı gençlerdik her birimiz bir alem
bize ihtiyacım var ne ara bizden geçtik

bank iki kişilikti göbek boyu duvarlar
kimi yerde oturur kimi şarkıya oynar
çiçektendi tavanı ardında yıldız parlar
bize ihtiyacım var bize hep bu aralar
greenwich 'i özledim özledim bu aralar
devamını gör...
1584.
herkesin kaldıramayacağı bir dram ---> by yaralı_umut

atime göz koymuş maşuk olmuşsun
yoluma taş döşemiş kahpe olmuşsun
yaban ellerde oynaşıyormuş gözlerin
açılıp saçılıp meta olmuşsun

nerede hani ikindi yavşayışlarımız
ona buna hunharca sallayışlarımız
yavrum galiba fena bozulmuş ve
sınırları oynak orta doğu olmuşsun

hayal kurmaz yan gözle bakmaz idim
iş atar ama sapıklık yapmaz idim
umrumda değil derdim hep fakat
bayram günü ücretsiz otoyol olmuşsun

dertli yeni nick ağlar durur gizliden
leyla'sı yolunu bulmuşken sinsiden
yine ne yaptık muhtemelen bilmeden
yüreğim tarla sen pulluk olmuşsun
devamını gör...
1585.
saat kaçta diyorum şubat'ın ortasında
yağmurda buluşalım saçakların altında
üşüyen ellerimiz birbirine kitlensin
yağmurda buluşalım saçakların altında

el ele tutuşup meydanın ortasında
daireler çizelim bakışların altında
kelebekler uçussun kahkahalar artınca
yağmurda buluşalım saçakların altında

damlaları tutalım dilimizi uzatıp
hayallere dalalım gözlerimiz kapatıp
bizdeki bu haller aşka benzer tıpatıp
yağmurda buluşalım şemsiyeyi bırakıp
devamını gör...
1586.
imam oldun mu kurtulur dünya ahiret

yan gelirden dolar evine bereket

kendinsi 2. karıya göz koymuş

bekâra der sabret
devamını gör...
1587.
bütün mümkünlerin kıyısından uzakta
meltem rüzgarı dâhi uğramamış sokakta
çöp atılmaz levhasının yanındaki durakta
yağmur yağıyordu ben seni izliyordum

bütün beylik lafların en üstteki katında
bir manası olmayan dize ve mısrasın da
hem de burun kıvıran bu lafın ortasında
yağmur yağıyordu ben seni yazıyordum

bütün bu karanlığın zifiri noktasında
yönü tayin edilmiş çıkmazlar çıkmazın da
duvardan daha yüksek engel sensin karşında
yağmur yağıyordu ben seni izliyordum
devamını gör...
1588.
küçücük bir aydınlık
ne içindeyim büsbütün
ne dışında
bir tavan
uçsuz bucaksız
yavan mı yavan
bir yol
soğuk gri ve hissiz
üşümek desem değil
yanmak desem benzetemiyorum
kaçmak var fikrimde
devamını gör...
1589.
bir gün duyarsanız ismimi bir cenaze anonsunda,
okursanız kelimelerimi intihar mektubunda,
ve görürseniz damlayan son gözyaşlarımı mektupta,
hiç suçluluk duymayın.
devamını gör...
1590.
gidişinle eyledin tarumar
kim, senin geleceğini umar?

bekçisiydim senden kalanların
müptelasıydım yalanlarının

verdim artık yüreğime tatil
yapmaya lüzum yok hüsnütalil

dokunmasınlar, böyle iyiyim
yalnızca sensizliği öğrendim.
devamını gör...
1591.
bazılarını görünce okuyunca istemsiz @senden nefret ediyor olabilirim’i andığım şiirler. zamanında haklıymış da biz kıymet bilememişiz yine.
özür dilerim ama olmuyorsa zorlamayın. boşverin arkadaşlar herkes şiir yazmak zorunda değil.. *


o iğrenç edebiyat parçalama seanslarına katlanmak zorunda bu moderasyon ekibi. kafa sözlük yazarlarının şiirleri başlığını spamlıyor her gün. o şiirleri her gün okumak zorunda kaldığınızı düşünün.


*
devamını gör...
1592.
senden ve benden
toplam bir çıksın diye umarsın,
bir bütün ararsın,
imkansızdır.

biz,
hep sıradan karışıklık adı altına gizlenmişiz
benzerlikleriyle süslenmişiz.
ne güzeliz,
ne çirkiniz.

oysa yalan söyleyen sadece insanlar da degil ki,
biz yok sonunda.
sonucunda,
biz dememeli.
devamını gör...
1593.
vişne gibi buruk hüzün
yeni doğan bebeğin ilk ağlaması
niye miyavladığı bilinmeyen kedinin
gözlerindeki bakış
yağan yağmuru pencereden ıslanmadan seyretmek
berrak denizin kumsalı dağıtmaya çalışan
küçük dalgaları
batmaya çalışan güneşin ortalığı kızıla boyaması
ağaçta kalan son bir kaç meyveyi yemeye çalışan kuşun karıncanın zikri
sıcak havayı bir anlık ferahlatan serin rüzgar
o rüzgarın nazlı nazlı dalgalandırdığı al bayrak
camiden mahalleye yayılan ezanın son cümlesi
uğur böceğinin konduğu çiçekten uçacağı an
çalılarda sessiz sessiz birbirine bakan serçeler
baba evinden çıkan gelin kız
okuldan dönen öğrencilerin yüzlerindeki yorgunluk
yatağındaki hastanın yüzündeki soygunluk
akşamları kapanan kapılar
tencerede kalan yemek
masanın altındaki ekmek kırıntıları
emektar bir kanepenin son günü
bir iki yaprağı kalmış gül
boynunu bükmüş olgun ayçiçeği
alemde yaşananların izi
geleceğe umut
kıymetli bir mola hüzün
verilenlerin anlamlandırılması
verilmeyenlerin anlaşılması için
vişne gibi buruk hüzün
her sonun ardından hissedilen
başlangıçların az ötesi
kıymetli bir mola hüzün
******
hüzün sevenlere gelsin.
sesli hali için alttaki linke tıklayınız.
devamını gör...
1594.
tam şimdi yazıyorum
günaydın her sabah yalnız olduğum kendim
seni sevmek için gün bitsin diye beklemişim
sonra dönüp aynaya vay ben ne güzelim demişim
doğrulup kendi eksenimde kendi kendime yüzleşip
en çok kendimi sevmişim seviyorum lan ben kendimi kim kin tutabilir ki kendi özüne yahşi gelmez mi şahsım kendime insan ne ederse kendine
devamını gör...
1595.
edebiyat akıyor maşallah.
devamını gör...
1596.
sorgu

bilmem var mıyım ben buralarda
bu kalabalığın arasında
arıyorum bir umut kayıp ruhumda
oysaki kalmış karanlıkta

kim ışık tutacak bu karanlık cennetine?
aynalara bakınca tekrar ulaşıyorum ışık hasretime
sahi deva var mıdır benim bu derdime?
yaşamaya çalışıyorum soğuk kaldırımlarda sürüne sürüne

yine gece üç
ben yine uyanığım
bir sorgu davası olmuş hayatım
uzandığım yerler hep uç

bir güz yağmuru altında ıslanmış kaldırımda
yatıyorum öylece
ölümü beklercesine
ama biliyorum yaşama sebeplerim ardımda

kimi üzebilirim ki yokluğumla?
kimi sevindirebilirim ki varlığımla?
ben buyum
sonu bitmeyen bir sorguyum.

devamını gör...
1597.
sayamadım onsuz geçen anları
eskimedi, kalbimde anıları
vurgundum, kulağımda yalanları
gitmemişti, sandım beni anlardı
imrendim, aşk şiiri yazanları
lakin kim, affeder aldatanları?
istemesem de ondan kalanları
mıh misali yüreğime saplıydı
devamını gör...
1598.
ne kadar uzundur yollar yürümek için
ve kaçmak için ne kadar kısa
susamış da sanki bir kardan adam
yapışmış ateşin dudağına
devamını gör...
1599.
su veren itfai.....
devamını gör...
1600.
adıma her hangi bir şiir yok.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim