481.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
482.
gidelim demiştim ben ona;
yaşanmamış yarınların olduğu topraklara
işlenmemiş suçlardan arınmaya.
tövbe etmeye, çocuk olmaya hayal kurmaya.
gidelim demiştim ben ona;
yargılanmaların olmadığı zihinlere
ihanet etmeyen aşağılamayan fikirlere
sevmelere, öpmelere masumiyete...
gidelim demiştim değil mi?
gitmedik
tüm mutluluklar mapus yattı
ve biz sevilemedik eksildik.

buda benim hatıram olsun şimdi kaleme aldığım.
devamını gör...
483.
yaşamak, nefes almak
bir midye derinlerde
incisi kayıp
derinlere inemiyor
ruhu kayıp
yokmuş gibi
kırmızı rüyalar
afyon gibi
almasa olmaz
alsa bir türlü...
devamını gör...
484.
zaman ilaç değildir,
zaman hiçbir şeydir, yalandır..

sen kaybetmişsindir..


sen zaten daha doğmadan önce kaderine yenilmişsindir..

durma kabul et kaybettiğini,
zafer bazen yenilgilerde gizlidir..
devamını gör...
485.
duymak istiyorum

arabaların korna sesini
duymak istiyorum , hayvanların sesini
duymak istiyorum , insanları sinir eden o sesi
duymak istiyorum , en değerli annemin sesini
sevdiğim adamın ağzından çıkan kelimeleri duymak istiyorum
en önemlisi ona seni seviyorum derken ki sesimin tonunu duymak istiyorum
istiyorum çünkü kimsenin değer vermediği o şeyi istiyorum
değerini bilmek istiyorum
devamını gör...
486.
ateşli bir sevi gibi yeşeriverdi acılanarak
ateşini seyre dalan bir kin. bir yüz,
bir ten sevişmişcesine.

öluverdi teni çinlayan sesleri dünyanın.
bir titreyiş kapladı varlıkları. tümüyle
bir sese asılı kaldı yaşam.
acı bir esrime içinde geçiyor günler
yüzümü soldurarak geri gelen sesin
üzünçlü okşayışında. yeniden çınlayan
ve bizim için bir kez daha acımasız
anıda tatsız değil bu ses.

ten titremiyor ama. onu sadece bir
sevi tutuşturabilirve bu kin arar.
tümüyle varlıklar, sesler ve dünyanın
teni yerinde tutmuyor o gövdenin ve gözlerin
yanıp tutuşan okşayışının. kendini yıkan
acılı esrimede her gün yeniden bir bakış
ve kırık bir sözcük buluyor bu kin.
ve yakalıyor orada, doyumsuzca,
bir seviymişcesine.
devamını gör...
487.
sordu bana derviş
kaç kez ağıt yaktın gençliğinin zindanlarında?
ancak bir zaman kendi etinde hapsolmuş biri çıkar bu yola
boşuna dedi diğeri
ama nafile bir savaş için yüce bir çaba
sana yol göstersin deyip ayaklarıma ateşler sürdü
devam ettim yoluma
ve bir gün vardım oraya
bütün manaları yoksun bırakan
benim zamanımın göstergesiydi
o olmalıydı
ama mumdan bir kale idi
yürüdükçe eridi
sıcak bir hiçliğin içinde
kendi içimde boğuldum
devamını gör...
488.
gönül olmuş otoban.
kuru fasulye yaptım, az ekmek ban.
paralar suyunu çekiyor.
yaz, veriyorum şimdi iban.
devamını gör...
489.
batan günün kızılında arıyorum soruların cevaplarını
yalnızlığın sebeplerini
kafamın içi tahterevalli
neyi nereye koysam biraz yukarı, biraz aşağı.
eksikler nerede kalıyor?
sağım, solum?
belki de en derinler.
bozkırlar çiçekli mi?
kar yağarken güneşleniyorum!
ne yana baksam bir şey göremiyorum.
insan sesleri
hatta kaba gürültüleri.
ben kör ebe çemberinde!

dokunmak istemiyorum bulmak için yönümü
ona, buna.
kaybolanları aramak için
koklamak mı gerek?
gününün batarken büründüğü kızılı
sesinin karıştığı
içimi parçalayan.
şirazemden çıkmış
şarampole yuvarlanırken
dans ediyorum
özgür müyüm, tutsak mı?
yanlışı tahterevalliye koymak mı gerek?
devamını gör...
490.
şiir 12 ne olacak bu memleketin hali

ne olacak bu memleketin hali
gençlik artık fakirlikten
çekemiyor bile tiner bali

düştüler hepsi ucuz yollu
kafa yapıcı maddelere
patır patır dökülüyorlar sağlı sollu
uhu çekiyorlar caddelerde

bu gençliği düşünen yok mu
oyuna para veremiyor pahalı
500 tl vermek hepsine her ay
bir dewlet için çok mu

ben zenginim amma velakin
anlarım garibin halinden
şaka şaka hiçbiri umrumda değil
bakıp bakıp gülüyorum keyfimden.
devamını gör...
491.
besteler yazılıyor
bense felek
şeritler çiziliyor
ben geçiyorum
hemen ardımdan boşluk...
yok oldular sanırım
geliyorlar gelecekten
karşılama merasimi
türlü sesler
hepsi birer zaman yolcusu
bir bana bir ona gidiyorlar
ama yakinen tanımıyorum.
devamını gör...
492.
sonra belki on sekiz
dört senede bir mutluluğa dönüşler
sadece geç kaldım sanıyordum
oysa arkamda bir dizi mürid
beni takip ve takrir ediyorlar
soruyorum niye?
acı bitti sandığında
yaşım 22
sanıyorum ama
on dört
tekrar olacağım
yirmi iki
sonra belki
on sekiz...
devamını gör...
493.
hakkında kaç kitap okunmalıydı?
öyküler, masallar filan.
ben en çok, masal halini okumak isterdim.
yıldızlara en yakın,
buralara en uzak yerlerde geçenlerden.
yokluğuna kaç masal sığardı?
mesela prenses kurbağayı kaç kere öpmeliydi?
bir prens kaç kere tırmanmalıydı
rapunzelin altın sarısı saçlarına?
şimdi aylardan bahardı.
çiçekli şiirler falan.
balkonda çiçekler beslerdin.
orda mevsim kış mıydı?
hayat kar gibi avuçlarımda erirdi.
durmazdi akardı.
sense mavi tokalar takardın.
ve sen kaç kadehte içilirdin?
o salaş meyhanenin mezeleri yeter miydi?
karşıdaki masada oturan adam var ya
daha ne kadar konuşmalıydı?
o dalgalar daha ne kadar vurmalıydı kıyıya?
devamını gör...
494.
bir sokak lambası beslesem.
kuytu köşelerimi aydınlatacak,
düşlerimi görünür kılacak.
bir sokak lambası evimde,
düşlerimde ise sokaklar olsa.
sokaklarda lambalar.
lambalarda düşler görsem.
mesela sapsarı düşler.
arnavut kaldırımı beslesem,
üzerinde senin oturduğun kaldırım.
kaldırımın üzerinde beslediğim lamba,
aydınlatsa seni sarı sarı
sonra ben sana sarılsam
aynı düşü görsek lambanın altında.
devamını gör...
495.
sensiz yaşamak nafile.
özledim yine beyhude.
gel bu aksam kaçalım.
pilav üstü tavuk dönere.
devamını gör...
496.
ne kadar ilerideyim şu an doğduğum günden
o kadar ruhsuz ki cümlem, gerekmiyo ünlem
ilk aldığım anki gibi boş duruyo güncem
komik bi şey olsa katıla katıla gülcem
sevdiğim beş altı kitap ve yüzümde sivilcem
batıyorum herkese daha ne kadar sivrilcem
ilgiden bunalırım,yalnızlıktan delirir
dengesiz yönlerim beni yarın devirir
bugünün beni yarın ne işler çevirir?
bugünün cüceleri yarının devidir
bugünün köhneleri yarının evidir
bugünün köleleri yarın bi gün sevinir
devamını gör...
497.
bir vefa ağacı varmış
pembe pembe çiçek açmış.
meyve verdiği gün taze taze
sabah akşam selamlanmış.
ve sonbahar gelmiş sonra
bomboş kalmış meyve yüklü dalları
birer birer dökülmüş sarı yaprakları
sonra bakmış ne gelen var ne giden
onun düşüncesi kuruntuymuş
meğer selamcılar hep meyve kurduymuş.

fıstıklıbörek
devamını gör...
498.
ellerim zamana dokunabilir mi acaba?
duman içinde tüterken.
ve ağır bir yalnızlık
öyle ki
tanrı kadar
öyle ki
kafam kadar !!
devamını gör...
499.
bırakın o halde proletarya olgunlaşsın,
bırakın yıkılsın tabular, normlar, devletler ve dinler.
bırakın yarılsın gök, uzansın ilahi bir el,
tutsun işçinin nasırlı ellerinden.
kaldırsın ve "zafer senin" desin,
proletaryanın tarihsel rolünü hatırlatsın.
"üret ve yarat" diye haykırsın.
devamını gör...
500.
ah bu ayna, nasıl karmaşık, çetrefilli
bin yerinden kırılıyor her şey
kristal bir anın parçalanması gibi

yansımalar aldatıyor gözleri
bu görünen gerçek değil.
ya da gerçek, görünen değil.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim