1341.
parmaklarımın ucunda bir sihir gibiydi ellerin
birlikte olan yolculuğumuzda
bir vardık bir yok olduk
devamını gör...
1342.
memleketimin sokakları her adımda
canlandırıyor çürümeye yüz tutmuş ruhumu
güç geliyor arşınladıkça bacaklarıma
gücüme gitmiyor yıllanmış yaralar
belki bir köşeyi döndüğümde
belki de kapımın önünde
bulacağım elbet diğer yarımı
devamını gör...
1343.
hesap

gelişigüzel kırdılar kalbimi..

anlamadım,
bilmedim hiç..
sormadım da neden diye..
zaten kimse o kadar uzun
kalmıyor hayatımda..
özenle geçmeye çalışıyorum
insanların arasından..
kimseye dokunmadan,
kimseyi kırmadan,
kimseyle konuşmadan..
belki de hayat;
kimseyi anlayacak kadar
tanımadan gitmektir..

gelişigüzel ağlattılar beni..

hiç beklemeden
ve bekletmeden..
zamanın her şeye
ilaç olduğuna inanmadım..
bu felaket saatte,
bu tehlikeli anda,
yine ve yeniden,
sevdim yaralarımı..
onlar iyileştikçe ben kanadım..

gelişigüzel dağıttılar hayatımı..

toplayamadım,
izin vermediler..
her fırtınanın arkasında
ben kaldım enkaz..
siyah yaşımda sevdim,
kara bahtımda mahvoldum..
içimdeki deli,
limanları yakarken;
"ya sabır..!!"
diye bağırıyordu..
bilemedim..

gelişigüzel yalnız kaldım..

uğraşmadım,
istemedim de..
her gidene ağlayıp,
her gelenden korktum..
geç fark ettim;
"insan,
ziyan olmuştur.."

işte allah'ım;
bu ziyanımdır,
bu da kaderim..
ne doldurduysam
dünya pazarından heybeme,
çok şükür,
isyan bulaşmadı hesabıma..
devamını gör...
1344.
(tatlı şirin kozmetik böceğim/yalancı indirim)

gratis indirim günlerindeyiz yine sevgili
şişirme fiyatlara aldanmazsın bilirim,
bilirim de içim rahat etmez,
watsons ve rozman cebimin dostu
daha hesaplı, aldanma onlara gözümün çiçeği.
devamını gör...
1345.
bir bulut gibi döksem içimdekileri
çöllenmiş yüreğinin derinliklerine
tutmasam kendimi, bendimi çiğneyip aşsam
önyargı tuğlalarıyla örülü duvarlarını yıksam
bir adım, sonra bir adım daha
usul usul sokulsam yamacına
yakalasak uzaklaşmakta olan sevda trenini
beraber yol alsak ufka doğru
son bir keşkeye daha yer yok
bu sefer atlamasak mutluluğu
devamını gör...
1346.
en sevdiğim şiirimdir:
buradan
devamını gör...
1347.
yine beynimin yarattığı çölün ortasında yapayalnız kalakaldım,
paralandım hakkı ararken, paralanmaktan kastım lira değil.
şu ruhuma deli dolu insanlar dolup taşınca, kendimi kaybettim.
nerdeyim, görmedim bilmedim ve duymadım.

ağrılarla sızladım, bu yolun en ortasındayım.
bir morgda ceset misali yatarken
kalbimin atışları seninle atar durur
ruhum kurtulur, ee budur durum, sen sorumlusun.
şşşt. benim nezaretimde susun.

orada durun!
kalemin içine ruhumu koydum
umudumu yazarım, soyutu olurum
gökyüzünü öpüp, cebime koyarım

yine de göremem, yine de bilemem
yine de sevemem onları.
sevmek istesem de kader, dağıtmıştı yolları.

ışığı yakaladım, ellerim karanlık,
gözümü kamaştırır göremedim hiç.
zaten istemem hiç bakamam ki
bu bildiklerime inanamam ki.

her şey karanlık
geçmişe çare yok.

her şey karanlık.
devamını gör...
1348.
ey sözlük al beni
tüm entrylerim günah dolu olsa da
sen bakire değilsin...

ey sözlük al beni
tüm günlerim yalan olsa da
sen masum değilsin

ey sözlük al beni
almazsan eğer beni
formatını eşşekler zyksin.....
devamını gör...
1349.
yazılmış ve yazılacak olan
hiçbir şiir tarif edemez
tek bir kirpiğini
devamını gör...
1350.
kulaklarımın içine içine işlesin sesin
içine içine bak gözlerimin
tensiz, ferah günahlar işleyelim
sessiz solgun dudaklarımızla
dertleri içime içime at benim
tüm güller ve gülüşler senin,
hiç durmadan en sona gidelim
uğramadan duraklarımıza

dünyanın içine içine dönelim
daha çok söyleyecek şeyim var benim
aşkı bilmeden ölmeyelim
uğramasın ölüm uykularımıza
yollar içine içine uzun
mevzu içine içine derin
bazı şeyleri de bilmeyelim
zorlar olmasın sınavımızda

biliyorsun yangını boldu bu evin
içine içine sönsün, serin
düşerken tuttuğun ellerim
uzaklar olmasın aramızda
aklımın içine içine gir benim
hatıralar olsun yerin
susarken söylediğin sözlerin
noktası olmasın sonunda

virgül koy, her ayrılıştan sonra...
devamını gör...
1351.
bunu ben yazmışım, hayret:

eyy ​kedi, kedicik,
bilir misin seni hiç evime almadım ama,
seni evinde krallar gibi yaşatanlar var.

ve yine bilir misin,
mamanı kuş tüyü yataklarda yerken sen,
çöp kutusunda bir kemik parçası arayan,
kediler var.

ve yine bilir misin ki,
bizde de durumlar hiç farklı değil.
devamını gör...
1352.
her şey yeniden başlar
kalbimin içinde dolu taşlar
sevgiyi yeniden hatırlatır naaşlar
zamansız amansız yaşlanmalar

ali kıran, baş kesenden beter
kendimle kavgam kalbimi ezer
bu mudur insan; şaşar beşer ?
duygusal boşlukta aşar geçer.

pastanın mumu gibi yanıp söner,
hayallerim atlıkarınca başım döner
ruhumu çerçeveletti çocukluğum,
çıkamadım oradan ve tadını unuttum.

yalnız değiliz, adımlar izlenir.
panzehir yapılan yılan gibiyiz
kimi zaman, iyi kimi zaman kötü
kime kalmış dünün ödülü? bütünü tüketir ömrünü

geri gel, yeniden, bi nefes alsam
bilemem, denemem, hevesime bakma
hıçkırıklarım nefes almama engel
rüzgar eser talan olur içimde ki her yer

saatler dakikalar alarm çalar
alt tarafı hayattan bir zevk alıcan
demeye de kalmaz gitmez işler hiç rast
hep bir pislik olur, içini temiz san.

daha bitmemiş bi tablonun arkasına atılmış imzadan ibaret,
kaldırımın arasına saklanmış, izmaritin üstüne yapışmış emanet.
limonata gibi tadı kalsın ağzımda, doyamadım dünyaya lanet olsun.
sonunda geçmişim geleceğe sövsün, ani ataklar boğmadan dursun.
devamını gör...
1353.
önce okulda başladı sevdam
çukulata sevgilim nerdesin
sabah seninle açıldı gözüm
mısır piramidim nerdesin....
devamını gör...
1354.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1355.
düşüncelerimin altında kalırım uyuyamam
gözlerimin ağırlığında ezilir bu pusulam
bulamam istesem de sabahları bulamam
varlığını hatırladıkça nefesi alamam

düşünerek geçirdim, düşünmediğim ayları
....belki daha fazlası...
içimde bunlar... bunlar kalmasın
bulutların üstü rahat fakat beynim bulanır
isyanım bunadır... bunadır.

zor. düşüncesi bile çok zor
lanetin mühürlenmiş gibi dudaklarıma..

zor , düşüncesi bile çok zor
lanetin mühürlenmiş gibi dudaklarıma..

yok.
zamanı varmış her şeyin...
dur lütfen. ne olur...

siyah içinde bembeyaz tenin
sabaha kadar durmadım inceledim.
yine de doymadım.
sabahın güneşi kadar eşsiz.
devamını gör...
1356.
gözlerin umut mu sevgili?
sözlerin ışık mı?
bunca soru sordum,
cevabın bu mu sevgili?

bu şiirimi de rendeleyip makarna sosuna karıştırdım. haydi bekle ki sabah olsun. sevgili?

hayal rüzgarlarında savruldum.
hüzün saçan sonbahara vuruldum.
manasız devrik cümleler kurdum.
haydi kapat ocağı çok güzel koktu.


*
devamını gör...
1357.
(bkz: 5'e çeyrek kala)

omuzlar yıkılmış başlar öne eğik.
selam kavga sebebi,
5'e çeyrek kala.
sessizliğin müthiş gürültüsü.
mutsuz yüzler bir otobüs dolusu.
güneş erkenden batıyor.
asık suratlar, küfürlü sözler,
bir şehir dolusu.
küçük bir kız,
gözlerimin içine bakıyor.
küçücük elleri güneşi tutarcasına,
ümitli gözleri yaşarcasına,
öyle güzel,
öyle neşeyle bakıyor dünyaya,
yaşamak geliyor içimden.
5'e çeyrek kala.

bir kadın görüyorum,
en az annem kadar güzel.
en az annem kadar mübarek.
sarı sırma onun saçlarında,
beyaz onun bakışlarında,
gözlerinde tabiatın bin yeşili.
tanrı önce seni sonra renkleri yaratmış.
bütün renkler sende can buluyor.
ay senden ışık alıp bir renge boyanıyor.
sonra utanıp yüz çeviriyorum.
aşık olmak geçiyor içimden.
5'e çeyrek kala.


susmak korkakların işidir.
haykırmak geçiyor içimden,
5'e çeyrek kala.
umutsuzluğun kirli kokusu,
tüm ruhumu sarıyor.
hangi yana dönsem acı,
hangi yana dönsem hep bir talihsizlik.
kaçmak geliyor içimden.
kaçmak korkakların işidir.
en uykusuz gecenin sabahında,
güneşi doğurmak yürek ister.
bazen insan öyle halsiz kalıyor.
5'e çeyrek kala, yaşamak kayboluyor içimden.
5'e çeyrek kala sevmek yitip gidiyor yüreğimden. 5'e çeyrek kala bütün umutlarım yanıp bitiyor.
...
devamını gör...
1358.
bir yağmur tanesi hayatımızı ne kadar değiştirebilir diye durup düşünüyorum. biri değil belki ama binlercesi sırılsıklam olmamızı sağlayabilir. hayatımıza birden bire giren insanlar belki ilk başta zararsızdır sonra sevdikçe tanıdıkça onlar da bizi ıslatmaya başlatıcak oysaki yağmurdan sonraki gökkuşağı ve toprak kokusu harikadır. sanki yeni açılmış çiçeklerle dolu olan bir çiçek bahçesindeymişsin gibi hissedersin. gerçekten insanlar da bizi böyle kandırmıyorlar mı? onların diğer yüzlerine kanıp güzel sanıyoruz o kadar toz pembe hayallere kapılıyoruz ki bizi bazen biz bile kurtarmıyoruz. sonra bizim için herkes şuçlu çıkıyor en büyük şuçlu içimizdeki doymak bilmeyen benliklerimiz o kadar açız ki o kadar elimizdekinin daha  fazlasını istiyoruz ki yetmiyor bize hiç bir şey yetmiyor. sonra biri gelip sizi kandırıyor ona inanıyorsunuz sanki tek doğrunuz oymuş gibi ve başka biri o yanlışı gördüğünde o kötü oluyor ve diyorsunuz ki ne kadar salakmışım neden çevremdekileri dinlemedim.
evet siz burdaki gökkuşağısınız yağmuru sonuna kadar bekleyen ve sonunda insanları mutlu eden.
yağmur ise hayatınızı zindana çeviren ama sizi her seferinde kandıran, ben ve benim gibilerse toprak yağmurdan sonraki toprak kokusu herşeyi farkeden ama sürekli kötü olan.
peki siz hangisisiniz?
devamını gör...
1359.
yarasa seneca potansiyel sahibi yurdum şairini sabote ediyor izle 144p izle

edit: artı oyun için teşekkür ederim vapur.
devamını gör...
1360.
sözlüğün çoğunluğunun divan ve tanzimat edebiyatı kurallarından etkilendiklerini görmekteyiz. herkes kafiye ve hece ölçüsü derdinde. zorlama kafiyelerle şiir yazılamaz bunu anlayın artık. serbest nazım gerçek sanat ve gerçek şiirin özüdür. sanat zorlamayla değil doğallıkla yapılır. zaten resimde de, şiirde de en sevilen sanatçılar hep serbestliğe önem veren sanatçılar olmuştur.

tanımlarda yazılan şiirlerin çoğunda gördüğüm hatalar, kafiye yapacağım diye sözlerin aşırı basite indirgenmesi (geliyorum, gidiyorum benzeri bambasit kafiyeler.) hece ölçüsüne uyacak diye uyumsuz cümleler. (yukarıdan örnek verirdim de çatışma çıkarmış olmak istemiyorum.) veya zorlama bir süslü kelime kullanımı var. bazen en basit kelimeleri öyle bir dizersiniz ki mükemmel bir sanat eseri çıkar. illa arapça farsça kelimeler kullanmanız gerekmiyor. bunun en büyük örneği özdemir asaf'tır. çok kısa ve sade şiirler yazar ama mükemmel sanat eserleri yaratır.


çizik
geleceğim, bekle dedi, gitti..
ben beklemedim, o da gelmedi.
ölüm gibi bir şey oldu..
ama kimse ölmedi.

özdemir asaf


bakın kafiye kullanmayın demiyorum, şiirin temelinde kafiye var ama çok zorluyorsunuz, zorlayınca tadı kaçıyor.

not: müsait bir anımda eski şiir defterimi ortaya çıkararak bu tanımı editleyeceğim.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim