normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1401.
tükenmez derde düştüm halım keşmekeş,
bir yar aldım, kalbi, ruhu leş,
içim kan ağlıyor ama dışım serkeş,
goethe giren şemsiye açılmaz...
tabiata gitsem doğa ana dışlar,
içki içsem alkolizmim yine başlar,
günah çıkarsam tanrı beni suçlar,
göze gelen yaştan kaçılmaz...
cenabetim tekmil i alem düşmanım,
geldiğime geleceğime pişmanım,
kayboldu hükümsüzdür gülüşlerim,
özü bölen meyden içilmez...
bir yar aldım, kalbi, ruhu leş,
içim kan ağlıyor ama dışım serkeş,
goethe giren şemsiye açılmaz...
tabiata gitsem doğa ana dışlar,
içki içsem alkolizmim yine başlar,
günah çıkarsam tanrı beni suçlar,
göze gelen yaştan kaçılmaz...
cenabetim tekmil i alem düşmanım,
geldiğime geleceğime pişmanım,
kayboldu hükümsüzdür gülüşlerim,
özü bölen meyden içilmez...
devamını gör...
1402.
pencerelerde yardım istiyor kadınlar,
güneşlik perdenin kenarından, günün herhangi bir saatinde, hiç açılmamış perdenin kenarından,
açılmadıkça inatlaşan,
direnen ışıkları,
bir umut paresi olarak görüyor.
günyüzü görmemiş kadınlar, pencerelerde yardım istiyor.
hiç uçurtma uçurmayacak oluşlarını korkuyla hayal eden kadınlar,
kızlarını pencerelerde gökyüzüyle buluşturuyor.
kadın olmanın zorluğunu iliklerine kadar yaşamış olan kadınlar,
dünyaya hiç kız çocuğu getirmek istemiyor.
yardım istiyor kadınlar pencerelerde,
siz ise hiç açılmadığını anlamadığınız perdelerin arasından,
bir kere, zindanda yaşadıklarını anlamıyorsunuz.
keşke herkes bir günlüğüne kadın olsa...
güneşlik perdenin kenarından, günün herhangi bir saatinde, hiç açılmamış perdenin kenarından,
açılmadıkça inatlaşan,
direnen ışıkları,
bir umut paresi olarak görüyor.
günyüzü görmemiş kadınlar, pencerelerde yardım istiyor.
hiç uçurtma uçurmayacak oluşlarını korkuyla hayal eden kadınlar,
kızlarını pencerelerde gökyüzüyle buluşturuyor.
kadın olmanın zorluğunu iliklerine kadar yaşamış olan kadınlar,
dünyaya hiç kız çocuğu getirmek istemiyor.
yardım istiyor kadınlar pencerelerde,
siz ise hiç açılmadığını anlamadığınız perdelerin arasından,
bir kere, zindanda yaşadıklarını anlamıyorsunuz.
keşke herkes bir günlüğüne kadın olsa...
devamını gör...
1403.
seni görünce uyandı benimki
bir efsane ikizlerin baldan tatlı seninki
bir kere öpsem dudağindan
gözlerin ceylan dudakların kırmızıdan.
bir efsane ikizlerin baldan tatlı seninki
bir kere öpsem dudağindan
gözlerin ceylan dudakların kırmızıdan.
devamını gör...
1404.
acının şarkısı
kısa bir şeyler yazmak isterim
köprücük kemiğinden bel boşluğuna kadar
sonsuzluğu tutabilmek isterim ellerinde
gözlerin benim ruhumu geçene kadar
sevebilmek diyorum seni koyuyor baş yapıtlarım
parmaklarımı bir açsam saçın ellerimden geçecek gibi
ama sen kelsin biliyorum
ben de seni bu yüzden seviyorum
hayalini bırak hatıran da kalsın yeter
sorgulayamam bu kadar yeter
dert keder oje kokundan geçmezken
senin bir gülüşün doldururdu boşlukları
ben ben değildim değişmiştim sanki aniden
son cümlelerim bu deyip alınca valizimi
duygu asena hıncı otururdu yüzüne
halbuki ben ne erkektim ne de aşık
sevebilmeyi istemiştim içsesinde
ben ben değildim değiştim aniden
çok uzaklardayken düşen kartpostal
seni hatırlamama geçit vermeyen o gözleme kokusu
bir sen ilham verdin dudaklarıma
kalbim kurudu ben değiştim aniden
bitsin diye içtiğim mürekkebime
acı diyerek ismini bastırdım
saf sevebilmekti ahım
güllerim unuttu saksısını
sütyenlerin boleni çıktı artık beni daralttı
ben ben değildim değiştim aniden
kısa bir şeyler yazmak isterim
köprücük kemiğinden bel boşluğuna kadar
sonsuzluğu tutabilmek isterim ellerinde
gözlerin benim ruhumu geçene kadar
sevebilmek diyorum seni koyuyor baş yapıtlarım
parmaklarımı bir açsam saçın ellerimden geçecek gibi
ama sen kelsin biliyorum
ben de seni bu yüzden seviyorum
hayalini bırak hatıran da kalsın yeter
sorgulayamam bu kadar yeter
dert keder oje kokundan geçmezken
senin bir gülüşün doldururdu boşlukları
ben ben değildim değişmiştim sanki aniden
son cümlelerim bu deyip alınca valizimi
duygu asena hıncı otururdu yüzüne
halbuki ben ne erkektim ne de aşık
sevebilmeyi istemiştim içsesinde
ben ben değildim değiştim aniden
çok uzaklardayken düşen kartpostal
seni hatırlamama geçit vermeyen o gözleme kokusu
bir sen ilham verdin dudaklarıma
kalbim kurudu ben değiştim aniden
bitsin diye içtiğim mürekkebime
acı diyerek ismini bastırdım
saf sevebilmekti ahım
güllerim unuttu saksısını
sütyenlerin boleni çıktı artık beni daralttı
ben ben değildim değiştim aniden
devamını gör...
1405.
bulunmaz çanakkale sana tarihte bir eş
ölüm kalım savaşı yıl 1915
haçlı tek millet oldu , aynı safta buluştu
hedefleri şaşmıştı çanakkaleye koştu
ama bilmediler ki türke kefen biçilmez
nerden bileceklerdi çanakkale geçilmez
dedelerimizden çok tokatlar yemişlerdi
belli ki tokat yemeyi yine özlemişlerdi
bir şölen edasıyla sahillere çıktılar
bu mert yiğit millete kara kurşun sıktılar
hesap edemediler aslan kafese girmez
bu millet can verir de hürriyetini vermez
namlular ölüm kustu yaşamaksa pek hafif
bedrin aslanlarına benzetiyor ya akif
mehmetçikler siperden sipere atlıyordu
iman dolu göğsünde mermiler patlıyordu
...
nur yüzlü dedelerim
ölüm kalım savaşı yıl 1915
haçlı tek millet oldu , aynı safta buluştu
hedefleri şaşmıştı çanakkaleye koştu
ama bilmediler ki türke kefen biçilmez
nerden bileceklerdi çanakkale geçilmez
dedelerimizden çok tokatlar yemişlerdi
belli ki tokat yemeyi yine özlemişlerdi
bir şölen edasıyla sahillere çıktılar
bu mert yiğit millete kara kurşun sıktılar
hesap edemediler aslan kafese girmez
bu millet can verir de hürriyetini vermez
namlular ölüm kustu yaşamaksa pek hafif
bedrin aslanlarına benzetiyor ya akif
mehmetçikler siperden sipere atlıyordu
iman dolu göğsünde mermiler patlıyordu
...
nur yüzlü dedelerim
devamını gör...
1406.
çok güzeldi oy verirken
adam sultan oldu montun sana dar gelirken
kaldın ay sonu tekte it gibi titre ekmek beklerken
bu işin sonu nere allah akıl vere üç kuruşa eller yara bere kanarken
alimin ismi yok yetimin hakkı yok rahmetin cismi yok sonu belli uçuruma giderken
bir musibet bin nasihattan evla size gerek can yakan bir bela gökten inerken
dinleme boşuna söz uçar yazı kalır sayfa sayfa yazarken
güzel günlere hasretiz bitsin artık her şey hazırken.
adam sultan oldu montun sana dar gelirken
kaldın ay sonu tekte it gibi titre ekmek beklerken
bu işin sonu nere allah akıl vere üç kuruşa eller yara bere kanarken
alimin ismi yok yetimin hakkı yok rahmetin cismi yok sonu belli uçuruma giderken
bir musibet bin nasihattan evla size gerek can yakan bir bela gökten inerken
dinleme boşuna söz uçar yazı kalır sayfa sayfa yazarken
güzel günlere hasretiz bitsin artık her şey hazırken.
devamını gör...
1407.
her gece bir şehir yaktım içimde
her gece bir ben öldüm, benimle beraber sen öldün içimde
her gecenin sabahında bir daha doğdum
ne olduysa kurtulamadım senden
her sabah benimle beraber bir daha doğdun
seni düşünmeden
seni düşlemeden
senin üstüne düşmeden edemedim
her şehirde bir ev
her evin odasında bir sen
sen ise benim içimde bir büyük yara
öyle güzel sevdim ki seni
öyle güzel baktım ki
hiçbiriyle senin kalbinde bir yer edinemedim
zorla değil ya
karşılıksız olan her şeye karşı benim kalbim
"lingo lingo..."
evet kapattım ben o şişelerin kapağını
bir tekneyle beraber açık sulara bıraktım
her gece bir ben öldüm, benimle beraber sen öldün içimde
her gecenin sabahında bir daha doğdum
ne olduysa kurtulamadım senden
her sabah benimle beraber bir daha doğdun
seni düşünmeden
seni düşlemeden
senin üstüne düşmeden edemedim
her şehirde bir ev
her evin odasında bir sen
sen ise benim içimde bir büyük yara
öyle güzel sevdim ki seni
öyle güzel baktım ki
hiçbiriyle senin kalbinde bir yer edinemedim
zorla değil ya
karşılıksız olan her şeye karşı benim kalbim
"lingo lingo..."
evet kapattım ben o şişelerin kapağını
bir tekneyle beraber açık sulara bıraktım
devamını gör...
1408.
tamah ettim etine
muska yazdım itine
tutarsa mikime
tutmazsa maşşağıma
madem, normal sözlükte yazarsın
bize bir şiir yazmadan nasıl kaçarsın
kırmadık hatırınızı, yazdık biz de...
ister okumazsın, ister duvara asarsın.
muska yazdım itine
tutarsa mikime
tutmazsa maşşağıma
madem, normal sözlükte yazarsın
bize bir şiir yazmadan nasıl kaçarsın
kırmadık hatırınızı, yazdık biz de...
ister okumazsın, ister duvara asarsın.
devamını gör...
1409.
söylenmedi hiç,
sana layık düşler benden önce
tutsak yüreğim
biliyorsun sen de ince ince
yangın yeri hep
buralar sayende, yok şikâyet
gel bir sarayım
aşkın olayım...
sana layık düşler benden önce
tutsak yüreğim
biliyorsun sen de ince ince
yangın yeri hep
buralar sayende, yok şikâyet
gel bir sarayım
aşkın olayım...
devamını gör...
1410.
ah sevgilim...
alsam şimdi seni kollarımın arasına
yaslansak orta sertlikte bir yastığa pencereye karşı,
sevdiğimi söylesem sana, defalarca.
dayasan başını göğsüme,
kesilse nefesim,çekince içime
saçlarının cennet kokusunu.
parmakların elimde, konuşsak bütün sabah.
kaçırsan beni zihninin en derinlerine
bize ait yerlere götürsen
dolsa gözlerim
eski bir yaz günü, denize bakar gibi
yeni uyanan aşkımıza
en güzelinden bir günaydın desek bu sabah
ve bitse dünyanın bütün dertleri
mutluluğumuzdan.
sevgilim...
ilkbaharda yeşeren yaprağı,
koparttıkça dalından sonbahar rüzgarı
seveceğim seni.
alsam şimdi seni kollarımın arasına
yaslansak orta sertlikte bir yastığa pencereye karşı,
sevdiğimi söylesem sana, defalarca.
dayasan başını göğsüme,
kesilse nefesim,çekince içime
saçlarının cennet kokusunu.
parmakların elimde, konuşsak bütün sabah.
kaçırsan beni zihninin en derinlerine
bize ait yerlere götürsen
dolsa gözlerim
eski bir yaz günü, denize bakar gibi
yeni uyanan aşkımıza
en güzelinden bir günaydın desek bu sabah
ve bitse dünyanın bütün dertleri
mutluluğumuzdan.
sevgilim...
ilkbaharda yeşeren yaprağı,
koparttıkça dalından sonbahar rüzgarı
seveceğim seni.
devamını gör...
1411.
karanlığın içinde
vakit geçti
her gözümü açıp kapadığımda
bir kent yıkılıyordu gözlerimin içinde
ve yıldızlar
bir nehir gibi akıyordu laciverdine gecenin
kentin yıkık sokaklarını dolaşan yollardan
yasemenler geçiyordu usulca
arkalarında bıraktığı hüznü umursamadan
hikayeye son bölümde dahil olmuş silik bir karakterdim ben
sana anlatmaları için şu sıralanmış dağlara sorsaydın söylerlerdi
yine de ;
sözüm yok yağmura
bi’ damla içsem okyanusu içtim sanıyorum ben hâlâ
b.
vakit geçti
her gözümü açıp kapadığımda
bir kent yıkılıyordu gözlerimin içinde
ve yıldızlar
bir nehir gibi akıyordu laciverdine gecenin
kentin yıkık sokaklarını dolaşan yollardan
yasemenler geçiyordu usulca
arkalarında bıraktığı hüznü umursamadan
hikayeye son bölümde dahil olmuş silik bir karakterdim ben
sana anlatmaları için şu sıralanmış dağlara sorsaydın söylerlerdi
yine de ;
sözüm yok yağmura
bi’ damla içsem okyanusu içtim sanıyorum ben hâlâ
b.
devamını gör...
1412.
şiirimin adı instagram kullanıcısı
ne oldu güzelim
yeni hesap mı açtın yoksa
açtıysan niye haber vermedin
yoksa yeni adın mı instagram kullanıcısı
bu kullanıcıya bilmem ne falan filan diyor
aklıma kötü şeyler de gelmiyor
değil
entariler almıştım sana 155lik boyunu
165 gösterecek
kablolu kulaklığın bende ikamet ediyor hala
bari onu verseydim
sana sadakatimi gösterecek..
(başkasının olsa çalardım)
ne oldu güzelim
yeni hesap mı açtın yoksa
açtıysan niye haber vermedin
yoksa yeni adın mı instagram kullanıcısı
bu kullanıcıya bilmem ne falan filan diyor
aklıma kötü şeyler de gelmiyor
değil
entariler almıştım sana 155lik boyunu
165 gösterecek
kablolu kulaklığın bende ikamet ediyor hala
bari onu verseydim
sana sadakatimi gösterecek..
(başkasının olsa çalardım)
devamını gör...
1413.
engin bir deniz dalgası gibi yükselse kalbim
ancak o zaman ifade edebilir hüznüm
belki unutulabilir sonsuz aşkım
ve geçip gider bu yekpare inançsızlık
dokunsa ellerim tutabilir mi geçmişi?
birazını özler birazının acısını çekerim
ben ben olmaktan çıkmış mıyımdır bu denli?
hepsini bilir hiçbirini kabul etmemek isterim
gökyüzü eski anlamını kazansa yeniden
ve ellerim buluşsalar kalbimin üzerinden
ilk söylediğim şarkı gibi canlı olsa şimdikim
kumlar yalnızca senin çehrenden ibarettir
işte geldi hazan vakti
ve başlar yine içe dönüş saatleri
bir bilinmezliğe varmaktır tek çaresi
karşı koyamaz akıntıya bırakırım bedenimi
ancak o zaman ifade edebilir hüznüm
belki unutulabilir sonsuz aşkım
ve geçip gider bu yekpare inançsızlık
dokunsa ellerim tutabilir mi geçmişi?
birazını özler birazının acısını çekerim
ben ben olmaktan çıkmış mıyımdır bu denli?
hepsini bilir hiçbirini kabul etmemek isterim
gökyüzü eski anlamını kazansa yeniden
ve ellerim buluşsalar kalbimin üzerinden
ilk söylediğim şarkı gibi canlı olsa şimdikim
kumlar yalnızca senin çehrenden ibarettir
işte geldi hazan vakti
ve başlar yine içe dönüş saatleri
bir bilinmezliğe varmaktır tek çaresi
karşı koyamaz akıntıya bırakırım bedenimi
devamını gör...
1414.
şırnak'tayken kaybettiğim uzman çavuş arkadaşıma yazmıştım.
nedir havayı bu kadar solduran?
kuş değil etrafımda akrep yılan
gökyüzü yuğ ettiği zaman
merak etme geleceğim
dünya durmadan devran ederken
içimdeki mermiler hala dönerken
kanım cudi kayalıklarından akarken
merak etme geleceğim
nedir havayı bu kadar solduran?
kuş değil etrafımda akrep yılan
gökyüzü yuğ ettiği zaman
merak etme geleceğim
dünya durmadan devran ederken
içimdeki mermiler hala dönerken
kanım cudi kayalıklarından akarken
merak etme geleceğim
devamını gör...
1415.
buyurun şimdi yazdım
kabullenmeliyim
gökyüzü asla istediğim kırmızılıkta değil
hayat b*ktan
ben benim
o bir söz
ve
giden dönmeli
kabullenmeliyim
gökyüzü asla istediğim kırmızılıkta değil
hayat b*ktan
ben benim
o bir söz
ve
giden dönmeli
devamını gör...
1416.
şiirimin adı şengen vizeli yârim, hüzün barındırır +18
karım ol kocan olayım
perde asar çamaşır yıkarım
çek al beni orta doğudan
gerekirse adını konsolosluklara yazarım.......
vizenden değil yaw
ben, gülüşünden ötürü diyorum
hem esprilerimi de seviyormuşsun
ne var yani seni seviyorum/muşum (yeni öğrendim ben de bunu)
karım ol kocan olayım
yoksa güzel sözlerle seni kandırırım
avrupalı mavrupalı ibine olur
ibne değilim, yalnızca sana aşığım
beni heder eden saf duygularım var
kuzeninin de şengeni var
yoksa..
bak aklım çeliniyor çabuk davran
bak ekliyorum instadan........
üzülme, şakaydı benim yârim sensin
gecelerimizi gündüzlerimiz bileylesin
ne dedim ben de bilmiyorum çünkü
berduş ettin beni güzelliğin.. allah kahretsin
karım ol kocan olayım
sabah akşam seni darlayayım
derbederim beterim
istersen susarım........ karım ol kocan olayım
iyi akşamlar
karım ol kocan olayım
perde asar çamaşır yıkarım
çek al beni orta doğudan
gerekirse adını konsolosluklara yazarım.......
vizenden değil yaw
ben, gülüşünden ötürü diyorum
hem esprilerimi de seviyormuşsun
ne var yani seni seviyorum/muşum (yeni öğrendim ben de bunu)
karım ol kocan olayım
yoksa güzel sözlerle seni kandırırım
avrupalı mavrupalı ibine olur
ibne değilim, yalnızca sana aşığım
beni heder eden saf duygularım var
kuzeninin de şengeni var
yoksa..
bak aklım çeliniyor çabuk davran
bak ekliyorum instadan........
üzülme, şakaydı benim yârim sensin
gecelerimizi gündüzlerimiz bileylesin
ne dedim ben de bilmiyorum çünkü
berduş ettin beni güzelliğin.. allah kahretsin
karım ol kocan olayım
sabah akşam seni darlayayım
derbederim beterim
istersen susarım........ karım ol kocan olayım
iyi akşamlar
devamını gör...
1417.
benim şiirlerim okunduktan sonra esamesi bile kalmayacak olan bir eksiltili cümle.
devamını gör...
1418.
acı
kısa bir şeyler yazmak isterim
köprücük kemiğinden bel boşluğuna kadar
sonsuzluğu tutabilmek isterim ellerinde
gözlerin benim ruhumu geçene kadar
sevebilmek diyorum seni koyuyor baş yapıtlarım
parmaklarımı bir açsam saçın ellerimden geçecek gibi
ama sen kelsin biliyorum
ben de seni bu yüzden seviyorum
hayalini bırak hatıran da kalsın yeter
sorgulayamam bu kadar yeter
dert keder oje kokundan geçmezken
senin bir gülüşün doldururdu boşlukları
ben ben değildim değişmiştim sanki aniden
son cümlelerim bu deyip alınca valizimi
duygu asena hıncı otururdu yüzüne
halbuki ben ne erkektim ne de aşık
sevebilmeyi istemiştim içsesinde
ben ben değildim değiştim aniden
çok uzaklardayken düşen kartpostal
seni hatırlamama geçit vermeyen o gözleme kokusu
bir sen ilham verdin dudaklarıma
kalbim kurudu ben değiştim aniden
bitsin diye içtiğim mürekkebime
acı diyerek ismini bastırdım
saf sevebilmekti ahım
güllerim unuttu saksısını
sütyenlerin boleni çıktı artık beni daralttı
ben ben değildim değiştim aniden
kısa bir şeyler yazmak isterim
köprücük kemiğinden bel boşluğuna kadar
sonsuzluğu tutabilmek isterim ellerinde
gözlerin benim ruhumu geçene kadar
sevebilmek diyorum seni koyuyor baş yapıtlarım
parmaklarımı bir açsam saçın ellerimden geçecek gibi
ama sen kelsin biliyorum
ben de seni bu yüzden seviyorum
hayalini bırak hatıran da kalsın yeter
sorgulayamam bu kadar yeter
dert keder oje kokundan geçmezken
senin bir gülüşün doldururdu boşlukları
ben ben değildim değişmiştim sanki aniden
son cümlelerim bu deyip alınca valizimi
duygu asena hıncı otururdu yüzüne
halbuki ben ne erkektim ne de aşık
sevebilmeyi istemiştim içsesinde
ben ben değildim değiştim aniden
çok uzaklardayken düşen kartpostal
seni hatırlamama geçit vermeyen o gözleme kokusu
bir sen ilham verdin dudaklarıma
kalbim kurudu ben değiştim aniden
bitsin diye içtiğim mürekkebime
acı diyerek ismini bastırdım
saf sevebilmekti ahım
güllerim unuttu saksısını
sütyenlerin boleni çıktı artık beni daralttı
ben ben değildim değiştim aniden
devamını gör...
1419.
zamanın çizgisi bozuldu artık.
gezgin oldum uçsuz bucaksız diyarlarda.
yanlış atılmış dikişleri,
kırılmış kalbimin sağlam bel kemiği.
zayıflığımı sunuyorum sana,
koydum çıplak bedenimi,
dünyanın çürümüş dağlarının uçurumuna.
kaybetti desinler arkamdan,
sevilmedi desinler şimdi.
arkamdan arsızca gülsün şeytanlarım.
kirli camların arkasından baksınlar.
çoktan bıraktı asalet, bu dünyanın toprağını.
çoktan bıraktı beni tanrının yanık elleri.
arkamdan bir mektup bile yazılmasın.
bu zamana ayağım dokunmadı benim.
çağın yolcusu değildim sanki,
çıkmaz sokaklar getiriyorlar önüme.
hep ölmeyi dileyen bir acizliğin pençesinde.
batıyor tırnakları, yüzsüz insanların elleri.
benim güneşim çoktan battı.
benim güneşim çoktan unuttu beni.
karanlıklarım ışık tutmuyor artık.
rüyalar hep olduğu gibi,
rüyalar hep olduğu gibi.
gel...
bana gel...
hiçbir kötülüğün kılıcına, boyunumu getirmedim.
hiçbir arsızlığa kalbimin kapıları açmadım.
yalanların diyarında yaşayamadım.
kötülüğün içinde duramadı zayıflığım.
görüyorum,
görüyorum kazanamayacağım.
olmayacak hayallerin,
olmayacak sevinçlerim için.
sevgim için...
bana verilen özgürlüğümün,
son direnişi.
sana, senin için direniyorum.
bozguna uğramış savaşlarımın sonu.
kaderimin sahibinin evine doğru,
başı boş sessizliğin efendisini takip ettim.
duvarlara oyuk oyuk kazınan bir yalnızlık.
tırnaklarımı geçirdiğim beton hayallerin grisi.
renkleri geri verin bana !
kimsenin haberi yok mu ?
kim bu renkleri çalan hırsız.
kim hayallerime dil uzatan hadsiz ?
kimse yok mu ?
omuzlarım yıkılıyor, kum gibi dağılıyorum.
gözlerim kapalı, duvarlara şiir yazılıyor.
ellerim kalemsiz, kağıtsız benim.
bomboş renklerin içine sızan kalbimi.
kim durdurabilir, kim sokabilir kirli ellerini.
yoksun parmaklarım, tükendi mürekkebin mavisi.
kim bilir kimler aldı ?
soruların cevabı zihninin içinde.
duygusuz duvarlara renk veren benim.
suya adım atan benim.
kelimelerim duvara yazılı.
görebilen insan yok,
ziihnimin gördüğüne kimse ulaşamaz.
yıktığınızı tekrar yapacağım.
kanla yazılacak asaletin gururu.
boş duvarlarınız yine size kalacak.
delilik bu...
çılgınlık bu dünyanın sahteliği.
dayanmak ne mümkün,
yabancı ruhlarına gölgelerine.
boş tuğlalar ile yaptığınız gövde gösterisi,
ruhumu incitiyor bu komedi.
ruhumu yaralıyor, sahte hücreler.
öldü...
öldü bütün umutlarım,
dizildi bütün kelimeler boğazımın içine.
kılıç gibi geçti içinden, kelimelerin sivriliği.
benim dünyam, benim cümlelerim.
zihnimin renkleri, gaddarca çalınan hayallerim,
olmamış sevgimin, nefretine değdi şimdi.
yarım kalan dileklerimin kederi süzülüyor.
bu vahşi çiçeklerin kafamın içinde büyümesi,
sonu yokmuş hayatın, ölen sadece beden.
ölen sadece benim.
ölen sadece rüyalar.
ölen sevgimin aptalca savaşına gidiyorum.
kaybolan ruhumun parçasını arıyorum.
kapandı bütün perdeler, silik tenimin üzerine.
bu dünyanın yalanlarına geçirdiğim kanca,
tutmuyor bedenimi, ruhumun gömleğini.
kendimi aradım, anlamsız rüyaların içinde.
yaşanmamış olan,
bütün mutlulukların peşinde bir ölünün kayıtsılığını taşıyorum.
seni bulmak,
seni yaşamak ve yaşatmak için.
karanlığın en koyu yerlerinden, en göz kamaştırıcı yerlerini gezdim.
seni bulmak,
sanki tek gayem buymuş gibi.
hiçbir amacım doğru değilmiş gibi.
gerçeklikten, hayallere doğru uzanan uzun bir yolun yolcusu kalbim.
gururum çatlamış, ruhumun parçaları boşlukta kalmış.
utanma duygusu, isyanlarımı durduramıyor.
susmuyor,
bu çağın bozuk benliğine erişemedim.
unutulmuşluğun kahpe zehrini kusuyorum sizlere.
bütün tanrılar zamanı durdursun !
durdursun ölümlülülerin vasat sevgilerini !
başlasın yolumun sonu !
zamanın alacalı ruhu içimden geçsin.
bütün yaşanmamış güzelliklerin gücü,
yoldaş olsun bana ölümün cazibesi.
son bulsun yalanın parlayan saltanatı.
yıkılsın, gelişi güzel yaratılan dünya.
kapatsın ışıklarını,
gözlerimin canlılığını koruyan sevgi parlasın.
jfölülerin toprağında yürümeye geldim.
yaşamak ve yaşatmak için,
bütün atmayı bırakan kalplerin sesinin içinden,
unuttuğunuz, arkanızdan bakmadığınız ruhun temelsiz cümlelerini dinleyin.
karanlıklarınıza ve aydınlığınızla yüzleşmeye geldim.
kapılarınızı kapatın,
gizlenin en gizli sandıklara.
bana verdiğiniz o mükemmel laneti yaşamaya cesaretim var şimdi.
ne denizler yükselecek artık,
ne dağlar görkemiyle korkutacak beni.
yıldızlar bile önüme düşecek şimdi.
alamadığım o mutluluğu almaya geliyorum.
kurşun atmaya çok hevesli insanlar görüyorum,
hangi yağmur yıkar, teninizde ki kiri ?
hangi tanrı affeder ?
içimi kocaman sonsuz boşluğa itmenizi.
bakın odalarınızın boş duvarlarına,
neler hayal ettiğimi görün.
neleri kaybettiğimi biraz olsun görün.
hak edilmiş o sevinçleri almaya geliyorum.
cehennemin ve cennetin sahipleri,
sessizliği dinleyin.
yağmurlar yağıyor kalbime.
rüzgarlar fısıldıyor ruhumun kulaklarına.
kaderimin şarkısı bu.
yalnızlığımın bandosu.
korkun, siz yaşayanlar.
bana toz tanesi kadar sevinci reva görmemiş ucubeler.
gerçek ve hayali baştan yazmaya doğdum.
zihnimim ve kalbimin gaddarlığında gölgelere sığının şimdi.
tek bir şeytan,
tek bir melek bile gelmesin ruhlarına.
masumluğu çalan çağı durdurun.
hırsızların yaşamaya dermanı kalmayana dek,
sevginin yokluğunda zannediyorlar mı yaşadıklarını ?
zannediyorlar mı ?
söyleyin siz doğmamış çocuklar !
yaşıyorlar mı ?
sessizlik...
bu sonsuz sessizliğin !
havadaki çığlıkları anlatıyorlar şimdi.
sağır edici sessizliğin, aranızda şeytanlar gibi gezdiğini dinleyin.
korkularınızı hissediyorum.
sapkınlığınızı iliklerime kadar hissediyorum.
dinleyin beni.
kelimelerimin yüceliğini duyun !
aradığım bir insan değil,
aradığım bir nesne değil.
aradığım, kafamın içinde duran gözlerin.
bu hayatta benden esirgenen senin yüzün.
ararken öldüm ben.
öldüm ve hala arıyorum.
ruhumu parçalana dek arıyorum seni.
susun...
bozuk olan onurunuzu susturun.
burası gerçeklerin, gerçek olmayacak kadar güzel olduğu yer.
burası "o"nun sahnesi.
küflenmiş perdeler kapansın.
aklımın sinir ucundan seni izledim, karanlığa savaş açan bir hayalden yarattım güzelliğini.
tanrının gücünden rol kesme değil de nedir bu?
isyanları bastıracak sevgimin doruk noktasına eriştirdim seni.
benim duygularımdan ve rüyalarımdan doğduğunu unutma asla.
bu rüyalar kimseden çalınmadı.
bu hayaller kimsenin eseri değil.
tanrının bile bilmediği bir hayatın, yeniden gözlerimin önünde dans edişini görüyorum.
daha önce karanlıkta bıraktığım benliğimin, aydınlık tarafından sana elimi uzatıyorum.
kör bir yolun üzerindeyim hep.
kör gözlerimin arka odalarından sana,
kendi ruhumdan bir güzellik bırakıyorum.
gözlerimin ardından, kafamın içinde gezinen bir kadın bırakıyorum.
sessizliğin en huzurlu zamanından, senden öteye bir şarkı yazılmayacak.
senden öte daha güzel bir rüya yaratamıyorum.
kalbimin kırıklarını sana ayna olarak bırakıyorum.
kör olma bana.
kör olma aynalarıma.
kesmesin ayaklarını,
kırılmış kalbimin keskin yüzleri,
toprağın içinden geçen o narin ayaklarını,
kesmesin yolunun ışığını.
benim yaralarım, benim kalbim.
ruhuna dokunsun, hayallerimin ucu.
kendini benim gözümden görme mahremiyetini bile saklıyorum senden.
geçmişimin yolunu çoktan kapattım, geleceğimin içinde çoktan yaratıldın.
münezzeh bir yolun içinden yürümen için,
bütün günahların yokluğunda var ol !
kendime yeminler ediyorum, güzelliğinden kör olmayı bir onur sayıyorum.
bir ölünün şarkısı çalıyor doğuşunda.
bir hayat ne kadar anlamlıysa,
o kadar anlamlı zihnimin içinden yaratılışın.
anlamsızdı hayatım,
anlamsızdı anılarım.
sensiz anlamsızdı dünyanın güzelliği.
bir ölünün hayal dünyası belki de.
bir ölümsüzün gerçekliği,
ruhumun izlerini taşıyor gözlerinin içi.
bunların eriyor, atrşler sönüyor,
sana ulaşınca çözülüyor atomlarım.
bütün günahlara boyun eğmeyen ben,
senin masumiyetine eğiliyor.
içimde kalan son kalan kutsal sevgiyi,
sana sunuyorum...
sana sunuyorum.
olmayacak rüyaların gücünü sana bırakıyorum.
başaramadım, başaramadım.
yenildim ben çoktan herkese, her şeye.
kaybedeceğimi bildiğim savaşın içinden çıkan,
ruhsuz bir insanın yakarışı bu.
kaç para ediyor ?
bağırıyor salyalar akan çirkin ağızları.
kaç para bu dünyanın sevgisi ?
denedim,
seni bulmak için kayboldum.
kaybettim, yine denedim.
tekrar ve tekrar.
umutsuzluk kokuyor üstüm başım.
bir defa dokunmak için,
yüzlerce kez öldüm sana.
gerçeklik koptu artık.
sen nefes almazken,
ben sana da bir nefes bıraktım.
renklerimsin benim, gökyüzüne baktığım ay.
en büyük gizemim.
dinle beni !
ben bir yalancıyım. olmadığını biliyorum.
orada olmadığını biliyorum.
gecemin içinde açan bir çiçek.
karanlığımın dibinden canlanan bir ruh.
ben senin zihninim.
sen benim zihnimsin.
lütfen beni düzeltmeye çalışma.
benim ruhum kırılmadı.
delilerin duasını taşıyorum omuzlarımda.
kalbinin atışları, kafamın içinde yankılanıyor.
dinle sesleri,
dinleyin tanrılar sesimi !
dünyada yaşayan yalan sevgileri,
önüme getirin paçavraları.
hangisi gerçek ?
benim hayallerim mi ?
onların gerçekleri mi ?
bu sevgi çok dolaysız ve güçlü,
çünkü benim.
kıyaslayın ihtişamlı saraylarınızda.
sevgilim...
sevgilimin, kalbinin atışını duyuyorum ruhumda.
izle beni !
yıldızlar, senin ışığını kıskanıyor.
lütfen dans et benimle,
ilk ve son kez eşlik et bana.
ben çoktan öldüm.
ben çoktan sensizlikten öldüm.
hayatım kocaman hiçlikti,
yokluğunda yaşayan bir hiç.
varlığından habersiz, umarsız ve anlamsız.
hadi özgürce gez şimdi,
özgürce salınsın ruhun, kafamın içinde.
elinde ki baltayla dolaş,
zihnimin karanlık ormanlarında.
çürümüş ağaçlarımın üstüne sapla.
ayıkla sensiz geçen zamanın çirkinliğini.
tamamla cansız cümlelerimin altını.
doldur ışığını cennetimin ırmaklarının üzerine.
sensiz girilmiyorsa cehennemin kapılarından.
açılsın sonuna kadar bütün geçitler.
aşk yağıyor, sevgiyle yıkanıyor.
hepsi benim, hepsi benim.
seni hissediyorum.
seni gerçekten hissediyordum,
ölülerin, isimsizlerin toprağında.
kimliksiz, prensipsiz, kuralsız.
amaçsız ve çıkarsız.
seni istiyorum.
seninle gözlerimle konuşmak istiyorum.
seni çocuk masumiyetiyle izlemek.
sana yalansız dokunmak...
bütün bu acılara katlanırım.
bütün bu havayı doya doya doldurdum içime.
nefes almanın tadını gerçekten hissederdim.
bu acı sadece gerçek olan.
ah !
bir kez, sadece bir kez.
kalbim bana söyledi bunu.
imkansızı istiyorsun,
olmasını dilediğin, sadece hayalden ibaret.
kim yıldızları sarıya boyuyorsa,
kalbimin önüne getirin.
çocuk gibiyim karşında, bir günahsız ellerim var.
ve kalbim...
son çırpınışlarım.
son dileğimin içinde tutuyorum seni.
bu duvarlar beni durduramadı.
kimse alıkoyamadı beni senden.
ölürken bile, ölüyken bile.
zamanı durdum,
akrep ve yelkovanın tersten döndüğü bir dilimdeyiz.
imkansızı diledim,
imkansızdı seninle olmak.
o hakikate ulaşmak için imkansız olmak istedim.
çiçekler açmadı, yağmur yağmadı.
güneş bir kez olsun ısıtmadı içimi.
düzgün nefes almadım sanki.
aradım..
seni aradım...
ölüm bu kadar güzel.
ölüm kadar güzelsin şimdi.
kanlı canlı, ete kemiğe bürünmüş halde.
arafın en güzel heykelisin artık.
yoruldum.
seni yaşatmak için azaldı benliğim.
anılarım ve acılarım,
hepsi senin üstüne işlendi.
yorgun göz kapaklarım kalkmıyor artık.
yürümekten acizim kollarının içine.
tükendi ruhum, tükendi zamanım.
kapandı bütün kapılarım arkamdan.
yalnız...
son dileğim için...
senin için ağladım...
tarifi yok, açıklaması yok sensizliğin.
hepsi hayal, hepsi bir ölü bedenin duası.
ağıtlar yok bize.
şiirler yazılmadı arkamızdan.
ilahiler söylenmedi sevgimize.
bir anlığına kavuşmak, cehenneme razıydım oysa.
şeytanları susturmaya razıydım.
kendimi susturmaya razıydım.
merhaba.
ben "senim".
merhaba.
hayallerimin sonsuzluğu bu.
sevgimin sonsuzluğunda varsın.
seni unutana kadar hep yaşayacaksın.
kimseye bu kadar büyük bir keder yüklenmemeli.
bu kadar konuşmamalı kimse.
bu kadar hayal etmemeli.
umutlarının boynuna ip geçirip asmalı.
cennetin içinden kokular sinmiş yüzüne.
madem yaratıdı bu zihnim ve sevgim.
bırakın !
istediğim gibi yaşasın sevgim.
istediğim gibi yaşasın hayallerim.
ben çizdim, ben yanacağım.
ben yazdım, benimle ölecek gerçekler.
sen hep yaşa, benim dualarım gibi.
unutma seni seveni.
unutma sana güzelliğini gösterini.
unutmayın sizler ölü bedenlerin sahipleri,
bundan böyle böyle güzel ağıt yazılmayacak.
yaşayacak bütün sevgiler ölüler diyarında.
karanlık yaklaşıyor.
karanlık bizi yutmaya geliyor.
seni tuttum.
sadece bana güven, sevgiye inan.
ben buradayım.
seni tuttum.
aklımın incecik ipleriyle seni tuttum.
düşmeyeceksin, karanlık çukurlara.
inan, ben buradayım.
bilincim kapanana dek seninleyim.
bana sarıl, sevgiye kucak aç.
kaybolma hırçın fırtınaların içinde.
yitip gitme kötülüklerin arzusunda.
nefes al benimle birlikte.
yolumun sonunda buldum seni.
keşfedilmemiş bir aşkın,
gizli odalarından buldum seni.
kilitli kapıların arkasından,
tozlanmış, yüz çevrilmiş bir sevgi bırakıyorum.
kazanmanın en hüzünlü hali bu.
yarım saniye süren bir şiirdin.
kalbimin atışları durdu, zaman durdu.
herkes sustu.
bir anlık siluet için, sonsuzlukta öldüm.
bir anlık manzara için bütün bu çaba.
bütün bu kıyım.
bütün bu onursuzluk içinde, yaşayabildiğim bu kadar.
dokundurtmadım, konuşmadım.
bağırmadan, usulca yaşattım seni.
kirli eller olmadan, kirli düşünceler karışmadan.
bir dans şansı verilseydi, bunu seninle kullanırdım.
gezgin oldum uçsuz bucaksız diyarlarda.
yanlış atılmış dikişleri,
kırılmış kalbimin sağlam bel kemiği.
zayıflığımı sunuyorum sana,
koydum çıplak bedenimi,
dünyanın çürümüş dağlarının uçurumuna.
kaybetti desinler arkamdan,
sevilmedi desinler şimdi.
arkamdan arsızca gülsün şeytanlarım.
kirli camların arkasından baksınlar.
çoktan bıraktı asalet, bu dünyanın toprağını.
çoktan bıraktı beni tanrının yanık elleri.
arkamdan bir mektup bile yazılmasın.
bu zamana ayağım dokunmadı benim.
çağın yolcusu değildim sanki,
çıkmaz sokaklar getiriyorlar önüme.
hep ölmeyi dileyen bir acizliğin pençesinde.
batıyor tırnakları, yüzsüz insanların elleri.
benim güneşim çoktan battı.
benim güneşim çoktan unuttu beni.
karanlıklarım ışık tutmuyor artık.
rüyalar hep olduğu gibi,
rüyalar hep olduğu gibi.
gel...
bana gel...
hiçbir kötülüğün kılıcına, boyunumu getirmedim.
hiçbir arsızlığa kalbimin kapıları açmadım.
yalanların diyarında yaşayamadım.
kötülüğün içinde duramadı zayıflığım.
görüyorum,
görüyorum kazanamayacağım.
olmayacak hayallerin,
olmayacak sevinçlerim için.
sevgim için...
bana verilen özgürlüğümün,
son direnişi.
sana, senin için direniyorum.
bozguna uğramış savaşlarımın sonu.
kaderimin sahibinin evine doğru,
başı boş sessizliğin efendisini takip ettim.
duvarlara oyuk oyuk kazınan bir yalnızlık.
tırnaklarımı geçirdiğim beton hayallerin grisi.
renkleri geri verin bana !
kimsenin haberi yok mu ?
kim bu renkleri çalan hırsız.
kim hayallerime dil uzatan hadsiz ?
kimse yok mu ?
omuzlarım yıkılıyor, kum gibi dağılıyorum.
gözlerim kapalı, duvarlara şiir yazılıyor.
ellerim kalemsiz, kağıtsız benim.
bomboş renklerin içine sızan kalbimi.
kim durdurabilir, kim sokabilir kirli ellerini.
yoksun parmaklarım, tükendi mürekkebin mavisi.
kim bilir kimler aldı ?
soruların cevabı zihninin içinde.
duygusuz duvarlara renk veren benim.
suya adım atan benim.
kelimelerim duvara yazılı.
görebilen insan yok,
ziihnimin gördüğüne kimse ulaşamaz.
yıktığınızı tekrar yapacağım.
kanla yazılacak asaletin gururu.
boş duvarlarınız yine size kalacak.
delilik bu...
çılgınlık bu dünyanın sahteliği.
dayanmak ne mümkün,
yabancı ruhlarına gölgelerine.
boş tuğlalar ile yaptığınız gövde gösterisi,
ruhumu incitiyor bu komedi.
ruhumu yaralıyor, sahte hücreler.
öldü...
öldü bütün umutlarım,
dizildi bütün kelimeler boğazımın içine.
kılıç gibi geçti içinden, kelimelerin sivriliği.
benim dünyam, benim cümlelerim.
zihnimin renkleri, gaddarca çalınan hayallerim,
olmamış sevgimin, nefretine değdi şimdi.
yarım kalan dileklerimin kederi süzülüyor.
bu vahşi çiçeklerin kafamın içinde büyümesi,
sonu yokmuş hayatın, ölen sadece beden.
ölen sadece benim.
ölen sadece rüyalar.
ölen sevgimin aptalca savaşına gidiyorum.
kaybolan ruhumun parçasını arıyorum.
kapandı bütün perdeler, silik tenimin üzerine.
bu dünyanın yalanlarına geçirdiğim kanca,
tutmuyor bedenimi, ruhumun gömleğini.
kendimi aradım, anlamsız rüyaların içinde.
yaşanmamış olan,
bütün mutlulukların peşinde bir ölünün kayıtsılığını taşıyorum.
seni bulmak,
seni yaşamak ve yaşatmak için.
karanlığın en koyu yerlerinden, en göz kamaştırıcı yerlerini gezdim.
seni bulmak,
sanki tek gayem buymuş gibi.
hiçbir amacım doğru değilmiş gibi.
gerçeklikten, hayallere doğru uzanan uzun bir yolun yolcusu kalbim.
gururum çatlamış, ruhumun parçaları boşlukta kalmış.
utanma duygusu, isyanlarımı durduramıyor.
susmuyor,
bu çağın bozuk benliğine erişemedim.
unutulmuşluğun kahpe zehrini kusuyorum sizlere.
bütün tanrılar zamanı durdursun !
durdursun ölümlülülerin vasat sevgilerini !
başlasın yolumun sonu !
zamanın alacalı ruhu içimden geçsin.
bütün yaşanmamış güzelliklerin gücü,
yoldaş olsun bana ölümün cazibesi.
son bulsun yalanın parlayan saltanatı.
yıkılsın, gelişi güzel yaratılan dünya.
kapatsın ışıklarını,
gözlerimin canlılığını koruyan sevgi parlasın.
jfölülerin toprağında yürümeye geldim.
yaşamak ve yaşatmak için,
bütün atmayı bırakan kalplerin sesinin içinden,
unuttuğunuz, arkanızdan bakmadığınız ruhun temelsiz cümlelerini dinleyin.
karanlıklarınıza ve aydınlığınızla yüzleşmeye geldim.
kapılarınızı kapatın,
gizlenin en gizli sandıklara.
bana verdiğiniz o mükemmel laneti yaşamaya cesaretim var şimdi.
ne denizler yükselecek artık,
ne dağlar görkemiyle korkutacak beni.
yıldızlar bile önüme düşecek şimdi.
alamadığım o mutluluğu almaya geliyorum.
kurşun atmaya çok hevesli insanlar görüyorum,
hangi yağmur yıkar, teninizde ki kiri ?
hangi tanrı affeder ?
içimi kocaman sonsuz boşluğa itmenizi.
bakın odalarınızın boş duvarlarına,
neler hayal ettiğimi görün.
neleri kaybettiğimi biraz olsun görün.
hak edilmiş o sevinçleri almaya geliyorum.
cehennemin ve cennetin sahipleri,
sessizliği dinleyin.
yağmurlar yağıyor kalbime.
rüzgarlar fısıldıyor ruhumun kulaklarına.
kaderimin şarkısı bu.
yalnızlığımın bandosu.
korkun, siz yaşayanlar.
bana toz tanesi kadar sevinci reva görmemiş ucubeler.
gerçek ve hayali baştan yazmaya doğdum.
zihnimim ve kalbimin gaddarlığında gölgelere sığının şimdi.
tek bir şeytan,
tek bir melek bile gelmesin ruhlarına.
masumluğu çalan çağı durdurun.
hırsızların yaşamaya dermanı kalmayana dek,
sevginin yokluğunda zannediyorlar mı yaşadıklarını ?
zannediyorlar mı ?
söyleyin siz doğmamış çocuklar !
yaşıyorlar mı ?
sessizlik...
bu sonsuz sessizliğin !
havadaki çığlıkları anlatıyorlar şimdi.
sağır edici sessizliğin, aranızda şeytanlar gibi gezdiğini dinleyin.
korkularınızı hissediyorum.
sapkınlığınızı iliklerime kadar hissediyorum.
dinleyin beni.
kelimelerimin yüceliğini duyun !
aradığım bir insan değil,
aradığım bir nesne değil.
aradığım, kafamın içinde duran gözlerin.
bu hayatta benden esirgenen senin yüzün.
ararken öldüm ben.
öldüm ve hala arıyorum.
ruhumu parçalana dek arıyorum seni.
susun...
bozuk olan onurunuzu susturun.
burası gerçeklerin, gerçek olmayacak kadar güzel olduğu yer.
burası "o"nun sahnesi.
küflenmiş perdeler kapansın.
aklımın sinir ucundan seni izledim, karanlığa savaş açan bir hayalden yarattım güzelliğini.
tanrının gücünden rol kesme değil de nedir bu?
isyanları bastıracak sevgimin doruk noktasına eriştirdim seni.
benim duygularımdan ve rüyalarımdan doğduğunu unutma asla.
bu rüyalar kimseden çalınmadı.
bu hayaller kimsenin eseri değil.
tanrının bile bilmediği bir hayatın, yeniden gözlerimin önünde dans edişini görüyorum.
daha önce karanlıkta bıraktığım benliğimin, aydınlık tarafından sana elimi uzatıyorum.
kör bir yolun üzerindeyim hep.
kör gözlerimin arka odalarından sana,
kendi ruhumdan bir güzellik bırakıyorum.
gözlerimin ardından, kafamın içinde gezinen bir kadın bırakıyorum.
sessizliğin en huzurlu zamanından, senden öteye bir şarkı yazılmayacak.
senden öte daha güzel bir rüya yaratamıyorum.
kalbimin kırıklarını sana ayna olarak bırakıyorum.
kör olma bana.
kör olma aynalarıma.
kesmesin ayaklarını,
kırılmış kalbimin keskin yüzleri,
toprağın içinden geçen o narin ayaklarını,
kesmesin yolunun ışığını.
benim yaralarım, benim kalbim.
ruhuna dokunsun, hayallerimin ucu.
kendini benim gözümden görme mahremiyetini bile saklıyorum senden.
geçmişimin yolunu çoktan kapattım, geleceğimin içinde çoktan yaratıldın.
münezzeh bir yolun içinden yürümen için,
bütün günahların yokluğunda var ol !
kendime yeminler ediyorum, güzelliğinden kör olmayı bir onur sayıyorum.
bir ölünün şarkısı çalıyor doğuşunda.
bir hayat ne kadar anlamlıysa,
o kadar anlamlı zihnimin içinden yaratılışın.
anlamsızdı hayatım,
anlamsızdı anılarım.
sensiz anlamsızdı dünyanın güzelliği.
bir ölünün hayal dünyası belki de.
bir ölümsüzün gerçekliği,
ruhumun izlerini taşıyor gözlerinin içi.
bunların eriyor, atrşler sönüyor,
sana ulaşınca çözülüyor atomlarım.
bütün günahlara boyun eğmeyen ben,
senin masumiyetine eğiliyor.
içimde kalan son kalan kutsal sevgiyi,
sana sunuyorum...
sana sunuyorum.
olmayacak rüyaların gücünü sana bırakıyorum.
başaramadım, başaramadım.
yenildim ben çoktan herkese, her şeye.
kaybedeceğimi bildiğim savaşın içinden çıkan,
ruhsuz bir insanın yakarışı bu.
kaç para ediyor ?
bağırıyor salyalar akan çirkin ağızları.
kaç para bu dünyanın sevgisi ?
denedim,
seni bulmak için kayboldum.
kaybettim, yine denedim.
tekrar ve tekrar.
umutsuzluk kokuyor üstüm başım.
bir defa dokunmak için,
yüzlerce kez öldüm sana.
gerçeklik koptu artık.
sen nefes almazken,
ben sana da bir nefes bıraktım.
renklerimsin benim, gökyüzüne baktığım ay.
en büyük gizemim.
dinle beni !
ben bir yalancıyım. olmadığını biliyorum.
orada olmadığını biliyorum.
gecemin içinde açan bir çiçek.
karanlığımın dibinden canlanan bir ruh.
ben senin zihninim.
sen benim zihnimsin.
lütfen beni düzeltmeye çalışma.
benim ruhum kırılmadı.
delilerin duasını taşıyorum omuzlarımda.
kalbinin atışları, kafamın içinde yankılanıyor.
dinle sesleri,
dinleyin tanrılar sesimi !
dünyada yaşayan yalan sevgileri,
önüme getirin paçavraları.
hangisi gerçek ?
benim hayallerim mi ?
onların gerçekleri mi ?
bu sevgi çok dolaysız ve güçlü,
çünkü benim.
kıyaslayın ihtişamlı saraylarınızda.
sevgilim...
sevgilimin, kalbinin atışını duyuyorum ruhumda.
izle beni !
yıldızlar, senin ışığını kıskanıyor.
lütfen dans et benimle,
ilk ve son kez eşlik et bana.
ben çoktan öldüm.
ben çoktan sensizlikten öldüm.
hayatım kocaman hiçlikti,
yokluğunda yaşayan bir hiç.
varlığından habersiz, umarsız ve anlamsız.
hadi özgürce gez şimdi,
özgürce salınsın ruhun, kafamın içinde.
elinde ki baltayla dolaş,
zihnimin karanlık ormanlarında.
çürümüş ağaçlarımın üstüne sapla.
ayıkla sensiz geçen zamanın çirkinliğini.
tamamla cansız cümlelerimin altını.
doldur ışığını cennetimin ırmaklarının üzerine.
sensiz girilmiyorsa cehennemin kapılarından.
açılsın sonuna kadar bütün geçitler.
aşk yağıyor, sevgiyle yıkanıyor.
hepsi benim, hepsi benim.
seni hissediyorum.
seni gerçekten hissediyordum,
ölülerin, isimsizlerin toprağında.
kimliksiz, prensipsiz, kuralsız.
amaçsız ve çıkarsız.
seni istiyorum.
seninle gözlerimle konuşmak istiyorum.
seni çocuk masumiyetiyle izlemek.
sana yalansız dokunmak...
bütün bu acılara katlanırım.
bütün bu havayı doya doya doldurdum içime.
nefes almanın tadını gerçekten hissederdim.
bu acı sadece gerçek olan.
ah !
bir kez, sadece bir kez.
kalbim bana söyledi bunu.
imkansızı istiyorsun,
olmasını dilediğin, sadece hayalden ibaret.
kim yıldızları sarıya boyuyorsa,
kalbimin önüne getirin.
çocuk gibiyim karşında, bir günahsız ellerim var.
ve kalbim...
son çırpınışlarım.
son dileğimin içinde tutuyorum seni.
bu duvarlar beni durduramadı.
kimse alıkoyamadı beni senden.
ölürken bile, ölüyken bile.
zamanı durdum,
akrep ve yelkovanın tersten döndüğü bir dilimdeyiz.
imkansızı diledim,
imkansızdı seninle olmak.
o hakikate ulaşmak için imkansız olmak istedim.
çiçekler açmadı, yağmur yağmadı.
güneş bir kez olsun ısıtmadı içimi.
düzgün nefes almadım sanki.
aradım..
seni aradım...
ölüm bu kadar güzel.
ölüm kadar güzelsin şimdi.
kanlı canlı, ete kemiğe bürünmüş halde.
arafın en güzel heykelisin artık.
yoruldum.
seni yaşatmak için azaldı benliğim.
anılarım ve acılarım,
hepsi senin üstüne işlendi.
yorgun göz kapaklarım kalkmıyor artık.
yürümekten acizim kollarının içine.
tükendi ruhum, tükendi zamanım.
kapandı bütün kapılarım arkamdan.
yalnız...
son dileğim için...
senin için ağladım...
tarifi yok, açıklaması yok sensizliğin.
hepsi hayal, hepsi bir ölü bedenin duası.
ağıtlar yok bize.
şiirler yazılmadı arkamızdan.
ilahiler söylenmedi sevgimize.
bir anlığına kavuşmak, cehenneme razıydım oysa.
şeytanları susturmaya razıydım.
kendimi susturmaya razıydım.
merhaba.
ben "senim".
merhaba.
hayallerimin sonsuzluğu bu.
sevgimin sonsuzluğunda varsın.
seni unutana kadar hep yaşayacaksın.
kimseye bu kadar büyük bir keder yüklenmemeli.
bu kadar konuşmamalı kimse.
bu kadar hayal etmemeli.
umutlarının boynuna ip geçirip asmalı.
cennetin içinden kokular sinmiş yüzüne.
madem yaratıdı bu zihnim ve sevgim.
bırakın !
istediğim gibi yaşasın sevgim.
istediğim gibi yaşasın hayallerim.
ben çizdim, ben yanacağım.
ben yazdım, benimle ölecek gerçekler.
sen hep yaşa, benim dualarım gibi.
unutma seni seveni.
unutma sana güzelliğini gösterini.
unutmayın sizler ölü bedenlerin sahipleri,
bundan böyle böyle güzel ağıt yazılmayacak.
yaşayacak bütün sevgiler ölüler diyarında.
karanlık yaklaşıyor.
karanlık bizi yutmaya geliyor.
seni tuttum.
sadece bana güven, sevgiye inan.
ben buradayım.
seni tuttum.
aklımın incecik ipleriyle seni tuttum.
düşmeyeceksin, karanlık çukurlara.
inan, ben buradayım.
bilincim kapanana dek seninleyim.
bana sarıl, sevgiye kucak aç.
kaybolma hırçın fırtınaların içinde.
yitip gitme kötülüklerin arzusunda.
nefes al benimle birlikte.
yolumun sonunda buldum seni.
keşfedilmemiş bir aşkın,
gizli odalarından buldum seni.
kilitli kapıların arkasından,
tozlanmış, yüz çevrilmiş bir sevgi bırakıyorum.
kazanmanın en hüzünlü hali bu.
yarım saniye süren bir şiirdin.
kalbimin atışları durdu, zaman durdu.
herkes sustu.
bir anlık siluet için, sonsuzlukta öldüm.
bir anlık manzara için bütün bu çaba.
bütün bu kıyım.
bütün bu onursuzluk içinde, yaşayabildiğim bu kadar.
dokundurtmadım, konuşmadım.
bağırmadan, usulca yaşattım seni.
kirli eller olmadan, kirli düşünceler karışmadan.
bir dans şansı verilseydi, bunu seninle kullanırdım.
devamını gör...
1420.
durumumuz yoktu okuyamadık.
devamını gör...