121.
isviçre'nin çöllerinde, toylak bir anadolu kadınına rastlamak gibi mucizevidir, şarabımın dumanından çektiğim her fırt.
çeneme atılmış 32 dikişin patlamasıyla infilak eder hiro-zakiler ve buenos airesler. hermanolarımın canı sıkkın, sosyalist bir sitayişteler sabah akşam.
şekilli dertler karıyoruz diskolarda, karı kızla manyetik bir alana çekiliyoruz baş başa. hararetli bir biçimde, devrim yapmak istediğimiz mevzulara odaklanıyoruz.
halk için ve doğa için tutkulu bir sanat anlayışını damardan benimsiyoruz. azer bülbül kadar inceliyoruz. traşlar ronaldo fakat bizde sade sakal rasta.
cehlimizde arifane bir kendini aymazlık mevcut. şerefsizliği seviyoruz artık, tatlı bir peachlik gibi geliyor, alıştık birbirmizi parmaklamaya.
biraz egalite, biraz fraternite olsun istiyor insan hayatta. paralar dönüp dolaşıp aynı ceplere doluyor. zırnık koklatılmayan libdosu düşük, minnoş bir toplum olduk çıktık.
dadaloğluyum ben... sinirlerim bozlaktır.
işte!
şarabım zıvanadan çıktı yine, dudaklarını pipetlediğim slikon bir porno yıldızıyla aydınlanıyor gecem. güneşi özledik güneşi! saçlarını savuran sarışın sıcağı hürriyeti.
devamını gör...
122.
beni bir ben bilirim,
gerisi bildim sanar;
ah,ben neler çekerim,
içim kor gibi yanar.
gerisi bildim sanar;
ah,ben neler çekerim,
içim kor gibi yanar.
devamını gör...
123.
şiirimin adı: pazar sefası
sandero, pirzola, baget, mangal
avrat ve bebeler, lavaş ve semaver
orman mabedi, kebap ritüeli
ezme salata ve ayran şarabı.
atlet, tuğra ve voleybol
vites topuz tespih, tekel 2000
2k maaş artı agi vs homeless monte video
zam zam zam, kredi kredi kredi
ksenefon aymazı, sokrat çıkmazı
6. günün sonunda yorulan tanrı
7. günde cennet şelalelerinde
çoluk çombalakla pazar sefası.
sandero, pirzola, baget, mangal
avrat ve bebeler, lavaş ve semaver
orman mabedi, kebap ritüeli
ezme salata ve ayran şarabı.
atlet, tuğra ve voleybol
vites topuz tespih, tekel 2000
2k maaş artı agi vs homeless monte video
zam zam zam, kredi kredi kredi
ksenefon aymazı, sokrat çıkmazı
6. günün sonunda yorulan tanrı
7. günde cennet şelalelerinde
çoluk çombalakla pazar sefası.
devamını gör...
124.
şiirin adı: uzaya dağılan misketler
tür: patolojik, vurucu, atlas baladı.
müzmin güneş, ay ve dünya, mars ve kadıköy, şaraplar atlası montepulciano, ekim devrimi, latin bacaklarda sarılmış sütun gibi kübalar, en sevdiğin arabesk jazz türküsü, ekşi fıstık, çürük çilek ve bizi izleyen yetmiş milyon ateş böceği, çıldırmak üzereyken ressam olan dalinaların kübik dans fügürleri, bedeninden ruhunu kovmuş alçak insanlara ağıt yakan neptün, uranüs ve taksim, evet taksim aynadaki dünya, kızıl şerbetler akıtan mezopotamya, ararat ve cudi, toroslar ve ege, zeytin ve defne, yunan ve kolonya, gözlerindeki nebula, kurşun geçirmez bir dünya.
tür: patolojik, vurucu, atlas baladı.
müzmin güneş, ay ve dünya, mars ve kadıköy, şaraplar atlası montepulciano, ekim devrimi, latin bacaklarda sarılmış sütun gibi kübalar, en sevdiğin arabesk jazz türküsü, ekşi fıstık, çürük çilek ve bizi izleyen yetmiş milyon ateş böceği, çıldırmak üzereyken ressam olan dalinaların kübik dans fügürleri, bedeninden ruhunu kovmuş alçak insanlara ağıt yakan neptün, uranüs ve taksim, evet taksim aynadaki dünya, kızıl şerbetler akıtan mezopotamya, ararat ve cudi, toroslar ve ege, zeytin ve defne, yunan ve kolonya, gözlerindeki nebula, kurşun geçirmez bir dünya.
devamını gör...
125.
çocuk gülüşüyle doğsa gün,
çocuk oyuncağı olsa hayat,
çocuk şarkıları olsa dudaktaki ezgiler,
çocuk masalı olsa sevdalar;
gün, hayat ve dudaklar,
sevda yüklü olsa,
ne bomba parlamarıyla.
aydınlansa geceler,
ne de çocuk çığlıklarıyla,
bölünse uykular.
çocuk oyuncağı olsa hayat,
çocuk şarkıları olsa dudaktaki ezgiler,
çocuk masalı olsa sevdalar;
gün, hayat ve dudaklar,
sevda yüklü olsa,
ne bomba parlamarıyla.
aydınlansa geceler,
ne de çocuk çığlıklarıyla,
bölünse uykular.
devamını gör...
126.
öykülerden kaçınan aşk
görmesem kani sanırdım
erdeminin tellerinde cambaz
keskin
yalanlarında titiz
belki çam ağaçları kadar dikenli şimdi kokusunda
teninde değil ama artık ışıkları sönmüş atlı karınca
uzak zilli kelimelerin
olduğun yerde
yatağında
yastığın yüzünle buluştu da
o tek bir kırışıklık içinde kayboluşumu
izlemek istedin demek
keyifli mi?
görmesem kani sanırdım
erdeminin tellerinde cambaz
keskin
yalanlarında titiz
belki çam ağaçları kadar dikenli şimdi kokusunda
teninde değil ama artık ışıkları sönmüş atlı karınca
uzak zilli kelimelerin
olduğun yerde
yatağında
yastığın yüzünle buluştu da
o tek bir kırışıklık içinde kayboluşumu
izlemek istedin demek
keyifli mi?
devamını gör...
127.
canım öyle yanıyor ki
ölmek isteyip ölememek yaşamak isteyip yaşayamamak gibi
bulmak isteyip bulamamak gibi
sarılmak , koklamak, içine çekmek derin derin
bakınca gülümsemek hiç gülümsemediğin gibi
onunla rahatlamak, kendin olmak, sevmek
olmayınca olmamak gibi
dünyayı kendine zehir etmek ağlamak isteyip ağlayamamak
dokunamamak, kavuşamamak ne toprağa ne de denize
ölmek isteyip ölememek yaşamak isteyip yaşayamamak gibi
bulmak isteyip bulamamak gibi
sarılmak , koklamak, içine çekmek derin derin
bakınca gülümsemek hiç gülümsemediğin gibi
onunla rahatlamak, kendin olmak, sevmek
olmayınca olmamak gibi
dünyayı kendine zehir etmek ağlamak isteyip ağlayamamak
dokunamamak, kavuşamamak ne toprağa ne de denize
devamını gör...
128.
yüreğinden kopupta dipsiz kuyulara düşmekti benimkisi, düştüğüm boşluğun zifiri karanlığında savrulup dururken, tutunacak bir dal arıyorum. ne kadar çaba harcasamda çıkamıyorum, ne yana koşsam duvarlarına çarpıyorum ! ve ben artık vazgeçiyorum, düştüğüm boşluğun karanlıklarında bende kendimi terk ediyorum.
devamını gör...
129.
ummadığım bir anda denizde yunuslar dans ediyor ve sen aklıma düşüyorsun,
bahaneye ihtiyacım varmış gibi sanki...
dilek tutuyorum içinde senin olduğun.
hiçbir zaman herkesleştiremeyeceğim kadar bana özel seviyorum seni *
bahaneye ihtiyacım varmış gibi sanki...
dilek tutuyorum içinde senin olduğun.
hiçbir zaman herkesleştiremeyeceğim kadar bana özel seviyorum seni *
devamını gör...
130.
acılarım taze
ağıtlarım bayat
ağrılarım çok
ilacım yok
bir yardım eli uzatmak
bu kadar mı zor.
ağıtlarım bayat
ağrılarım çok
ilacım yok
bir yardım eli uzatmak
bu kadar mı zor.
devamını gör...
131.
sardunyaların kokusu kötü geliyor,
ganyanda battım, param tükeniyor,
kumandam hissiz, pili bitiyor,
illaki düzen bozuk, sabrım tükeniyor.
geceler karanlık bir nefer sanki,
ilk gördüğümde aşk, şu an sanki,
ilim demekle bilim olmaz inan ki,
her zaman yenmez pilaki.
ey mümin uyu ki uyanasın,
tarık tarcanla çarkıfeleğe katılasın,
tartışmasız cehalete taşınasın,
imanınla ahirete varasın.
mücevher gibi parladı bir yıldız,
tatsız bir hikayeydi baldız,
yediğim balık tamamen tatsız,
sen de mi buradasın nihal atsız.
allah'tan başka korkumuz yoktur bizim,
ümmeti muhammedin yağıyor sicim sicim,
fiyatı çok arttı eticin,
alimlere ihsan eyleme benim için.
sordum şair sensin dediler,
kurban kesip niyetine beni yediler,
çok acı çekmiş diyorlar yezidiler,
gemiyi terk edeli çok oldu siyasiler.
şimdi sen orada öylesin ya sevgili,
benim yerime bir başkası var seninle ilgili,
üniversite hepimizin tercihi,
geleceğin yolları çakıl taşlarla döşeli.
sanırsın dünya senin üzerinde döner,
sırtında var bilmediğin bir semer,
mümin derki sana allahüekber,
boş ver mümini senin arzun ne ister?
takunyalarla müzik yaptım,
olmayanları olanlara yapıştırdım,
kağıtla plastiği çöplerde ayrıştırdım,
samanyolunda bir kağıttım yapıştırdım.
zalimlerin nefesi kötü kokar,
iğrenç zalimin hevesi bize sarkar,
dal kalkar kartal sarkar,
hicap duymaz insan kendinden sanar.
ey adem bu son sözdür,
sıkıldım yazmaktan iman edene en özdür,
antikler için bilinene bir özdür,
küfür edip gittiğim ateş olan özdür.
ganyanda battım, param tükeniyor,
kumandam hissiz, pili bitiyor,
illaki düzen bozuk, sabrım tükeniyor.
geceler karanlık bir nefer sanki,
ilk gördüğümde aşk, şu an sanki,
ilim demekle bilim olmaz inan ki,
her zaman yenmez pilaki.
ey mümin uyu ki uyanasın,
tarık tarcanla çarkıfeleğe katılasın,
tartışmasız cehalete taşınasın,
imanınla ahirete varasın.
mücevher gibi parladı bir yıldız,
tatsız bir hikayeydi baldız,
yediğim balık tamamen tatsız,
sen de mi buradasın nihal atsız.
allah'tan başka korkumuz yoktur bizim,
ümmeti muhammedin yağıyor sicim sicim,
fiyatı çok arttı eticin,
alimlere ihsan eyleme benim için.
sordum şair sensin dediler,
kurban kesip niyetine beni yediler,
çok acı çekmiş diyorlar yezidiler,
gemiyi terk edeli çok oldu siyasiler.
şimdi sen orada öylesin ya sevgili,
benim yerime bir başkası var seninle ilgili,
üniversite hepimizin tercihi,
geleceğin yolları çakıl taşlarla döşeli.
sanırsın dünya senin üzerinde döner,
sırtında var bilmediğin bir semer,
mümin derki sana allahüekber,
boş ver mümini senin arzun ne ister?
takunyalarla müzik yaptım,
olmayanları olanlara yapıştırdım,
kağıtla plastiği çöplerde ayrıştırdım,
samanyolunda bir kağıttım yapıştırdım.
zalimlerin nefesi kötü kokar,
iğrenç zalimin hevesi bize sarkar,
dal kalkar kartal sarkar,
hicap duymaz insan kendinden sanar.
ey adem bu son sözdür,
sıkıldım yazmaktan iman edene en özdür,
antikler için bilinene bir özdür,
küfür edip gittiğim ateş olan özdür.
devamını gör...
132.
denesem, hem şiire ve ustalara saygısızlık hem de nasıl şiir yazılmaz sorusuna cevap olur.
devamını gör...
133.
benimsediğimiz bir şiiir de bize ait kabul ediliyorsa eğer:
banane
hava soğuk, üşüyorum
üşürsen üşü banane
dişarda kar yağıyor
yağarsa yağsın sanane
fakirin yiyeceği yok
allah düşünsün banane
maaşlara zam yok
bende para çok banane
diyorsun ki karım ölecekmiş
ölürse ölsün sanane
sana miras kalacakmış
yahu baştan söylesene
posta gazetesinde yer verilmiş, huzurevinde kalan tonton bir dedemize ait şiirdir kendisi.
banane
hava soğuk, üşüyorum
üşürsen üşü banane
dişarda kar yağıyor
yağarsa yağsın sanane
fakirin yiyeceği yok
allah düşünsün banane
maaşlara zam yok
bende para çok banane
diyorsun ki karım ölecekmiş
ölürse ölsün sanane
sana miras kalacakmış
yahu baştan söylesene
posta gazetesinde yer verilmiş, huzurevinde kalan tonton bir dedemize ait şiirdir kendisi.
devamını gör...
134.
aşk denilen bilmece
iki bilinmeyenli bir denklem
ben kendimi kaybettim
seni bulayım derken
iki bilinmeyenli bir denklem
ben kendimi kaybettim
seni bulayım derken
devamını gör...
135.
hani gidilemez dediğimiz yerlerde,
aradığımda gölgeni,
bir başka surette düşünen benliğimde,
yine sen vardın..
eteklerimdeydi topladığım hayaller,
nar tanesi misali dağılıverdi gölgelerimizde..
sayamadım,
hangimizin payına,
hangi tanelerin düştüğünü,
bildin mi?
nerelerden geçtiğimi,
sana hangi yollardan geldiğimi,
bildin mi?
söyle..
aradığımda gölgeni,
bir başka surette düşünen benliğimde,
yine sen vardın..
eteklerimdeydi topladığım hayaller,
nar tanesi misali dağılıverdi gölgelerimizde..
sayamadım,
hangimizin payına,
hangi tanelerin düştüğünü,
bildin mi?
nerelerden geçtiğimi,
sana hangi yollardan geldiğimi,
bildin mi?
söyle..
devamını gör...
136.
yağmur çiseliyor,
örtmemişim başımı;
değsin istiyorum,
yüzüme,
tenime;
düşen her damlada,
temizlesin,
arıtsın kalbimi,
düşen her damlada,
yaşanmışlıklarım,
yaşanamamışlıklarım,
söylediklerim,
söyleyemediklerim,
gelsin dilime,
vücut bulsun sözcüklerimde,
düşen her damlada,
vaftiz olsun kalbim,
anadan yeni doğmuş gibi,
günahsız,
püru pak.
örtmemişim başımı;
değsin istiyorum,
yüzüme,
tenime;
düşen her damlada,
temizlesin,
arıtsın kalbimi,
düşen her damlada,
yaşanmışlıklarım,
yaşanamamışlıklarım,
söylediklerim,
söyleyemediklerim,
gelsin dilime,
vücut bulsun sözcüklerimde,
düşen her damlada,
vaftiz olsun kalbim,
anadan yeni doğmuş gibi,
günahsız,
püru pak.
devamını gör...
137.
sormalar,
sorgulamalar,
düşüşler.
ve kalkışlar.
bir adım kadar uzak,
bir ömür kadar uzun,
her sorguda,
her düşüşte,
bir hüzün.
umudum,
gördüğüm,
yüzün.
bir ömür kadar uzun,
bir ömür kadar kısa,
yanında olmuşluklarım.
sorgulamalar,
düşüşler.
ve kalkışlar.
bir adım kadar uzak,
bir ömür kadar uzun,
her sorguda,
her düşüşte,
bir hüzün.
umudum,
gördüğüm,
yüzün.
bir ömür kadar uzun,
bir ömür kadar kısa,
yanında olmuşluklarım.
devamını gör...
138.
kasımdan beri gittikçe ölüyorum sevgilim,
ve ben kasımdan beri senin varlığında diriliyorum.
ve ben kasımdan beri senin varlığında diriliyorum.
devamını gör...
139.
gök gri ve ekru, baygın beyaz ve turunç
matmazelin personası yedi oktav lila
gölgesi pudra
gözleri kokain
yüreğinde koca bir morluk
dişleri mercan
hisleri üryan
bacaklar mermer
göğüsler şah mat.
matmazelin personası yedi oktav lila
gölgesi pudra
gözleri kokain
yüreğinde koca bir morluk
dişleri mercan
hisleri üryan
bacaklar mermer
göğüsler şah mat.
devamını gör...
140.
anladım ki kimse kimseye görünmüyor,
suret, ölümüne kaçıştan ibaret,
ya da ölümden kaçışa.
velhasıl, o kadar uğraştı da insanoğlu,
erişti sonunda görünmezliğe.
suret, ölümüne kaçıştan ibaret,
ya da ölümden kaçışa.
velhasıl, o kadar uğraştı da insanoğlu,
erişti sonunda görünmezliğe.
devamını gör...