normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
781.
saatin sallanan sarkacından
düştü bir gün zaman
yanından geçerken siz
biz ona aldırmadan
uzandım yatağınıza, cam kırıklarından..
şimdi dönüp bakınca,
göremiyorum ki;
zamanın kırılmışlığından
kalbimin içine düştüğü o cam kırıklarından;
ve kırılmışlıklarımızda
bir kaybolmuşluk bulduğumuzdan,
ve bir buluşu kaybettiğimizden,
ve bulamayacağımızdan bir daha..
susuyoruz...
susuyoruz ona..
dönüp dolanıp bir iple boynumuzda,
sallanıyoruz saatin sarkacı gibi,
zamanın zamanı geçmiş,
bizse her köşe başında,
kendimizi asıyoruz..
gözleri kör, karnı aç, yaralı...
kendi duvarlarımız bize çarpıyor,
biz onlara,
izimizi bırakıyoruz üzerinde..
ne yazık, izlerimizi korkular yemiş,
geriye dönemiyoruz..
bulamıyoruz hiç..
kaybettiğimizi,
kendimizi,
sevgimizi..
dilsiz duygularımızı takıp bileklerimize,
yürüyemez hale gelene kadar,
taşıyoruz ellerimizle yıktığımız,
enkazlarını,
aşkımızı,
yangınlarımızı..
susuyorum,
susarken tek başına..
fark ediyorum,
taştan gözlerimi,
göz bebeksiz,
boş..
bakmıyorum, göremiyor çünkü..
gözlerin işi görmek değil henüz,
akıyor hafifletmek için ağırlığını,
görebilmek için,
çaresizce, yanında getirdiği yangınlarını,
söndürmeye çalışıyor henüz,
yaşları, yangınlarını yenene kadar..
susuyoruz, dilsiz ağzımız..
“kırılmıştı kalbim,
kırıkların arasında kaybettim..”
vardı bir zamanlar,
zaman vardı,
biliyorum vardı
kalbim..
bir zamanlar ben de insandım,
zaman beni yenerdi,
ama yangınlarım..
gözyaşlarım..
vardı..
susuyorum şimdi,
çünkü göremiyorum..
köşeyi dönerken,
hatırlıyorum gibi,
kaybettiğimi..
bendeki seni...
[double infinity... pretty long time.]
düştü bir gün zaman
yanından geçerken siz
biz ona aldırmadan
uzandım yatağınıza, cam kırıklarından..
şimdi dönüp bakınca,
göremiyorum ki;
zamanın kırılmışlığından
kalbimin içine düştüğü o cam kırıklarından;
ve kırılmışlıklarımızda
bir kaybolmuşluk bulduğumuzdan,
ve bir buluşu kaybettiğimizden,
ve bulamayacağımızdan bir daha..
susuyoruz...
susuyoruz ona..
dönüp dolanıp bir iple boynumuzda,
sallanıyoruz saatin sarkacı gibi,
zamanın zamanı geçmiş,
bizse her köşe başında,
kendimizi asıyoruz..
gözleri kör, karnı aç, yaralı...
kendi duvarlarımız bize çarpıyor,
biz onlara,
izimizi bırakıyoruz üzerinde..
ne yazık, izlerimizi korkular yemiş,
geriye dönemiyoruz..
bulamıyoruz hiç..
kaybettiğimizi,
kendimizi,
sevgimizi..
dilsiz duygularımızı takıp bileklerimize,
yürüyemez hale gelene kadar,
taşıyoruz ellerimizle yıktığımız,
enkazlarını,
aşkımızı,
yangınlarımızı..
susuyorum,
susarken tek başına..
fark ediyorum,
taştan gözlerimi,
göz bebeksiz,
boş..
bakmıyorum, göremiyor çünkü..
gözlerin işi görmek değil henüz,
akıyor hafifletmek için ağırlığını,
görebilmek için,
çaresizce, yanında getirdiği yangınlarını,
söndürmeye çalışıyor henüz,
yaşları, yangınlarını yenene kadar..
susuyoruz, dilsiz ağzımız..
“kırılmıştı kalbim,
kırıkların arasında kaybettim..”
vardı bir zamanlar,
zaman vardı,
biliyorum vardı
kalbim..
bir zamanlar ben de insandım,
zaman beni yenerdi,
ama yangınlarım..
gözyaşlarım..
vardı..
susuyorum şimdi,
çünkü göremiyorum..
köşeyi dönerken,
hatırlıyorum gibi,
kaybettiğimi..
bendeki seni...
[double infinity... pretty long time.]
devamını gör...
782.
şiirsel dürtülerim oluyor arasıra
mısra mısra yazmak isterim
hiç bir kurala takılmadan
hiçbir imlada boğulmadan
kalemimin ucundan damlayan kelimeleri altına koyduğum beyaz kağıtlar toplamakta.
duygular birbiri ardına akarken
bariz olan bir tanesi gelir oturur şuracığa.
zamam durur
kalem yazmaz olur artık.
kağıt tüm beyazlığı ile çarpar yüzüme tenini.
neden bu kadar zor seni düşünmenin acısı?
nasıl tüm benliğimi ele geçirmeyi başarıyorsun hala?
durdu yine kalp atışlarım
iki nefes almalıyım.
mısra mısra yazmak isterim
hiç bir kurala takılmadan
hiçbir imlada boğulmadan
kalemimin ucundan damlayan kelimeleri altına koyduğum beyaz kağıtlar toplamakta.
duygular birbiri ardına akarken
bariz olan bir tanesi gelir oturur şuracığa.
zamam durur
kalem yazmaz olur artık.
kağıt tüm beyazlığı ile çarpar yüzüme tenini.
neden bu kadar zor seni düşünmenin acısı?
nasıl tüm benliğimi ele geçirmeyi başarıyorsun hala?
durdu yine kalp atışlarım
iki nefes almalıyım.
devamını gör...
783.
şiirimin adı, hayır lahmacun sen öğretmen olmadın, her şey bir illüzyondan ibaret..
hayır lahmacun, sen
sen öğretmen olmadın her şey
her şey bir illüzyondan ibaret.
hayır lahmacun, sen
sen bugün yoklama almayı unutmadın
çocuklara ders boş deyip
charlienin çikolata fabrikasını izletmedin
müdür yardımcısına "lan" demedin
ne kadar akıllıymış bu çocuk ya dediğin çocuğun
ertesi ders sınıfa girerken sıranın üstüne çıkıp
pencereden aşağı sarktığını görmedin
bugün sana rockçı mısın hocam
diye soran branşdaşına
çağ dışı müzik dinlemiyorum diye
cevap vermedin, cevap vermedin
bugün yok lahmacun,
bugün diye bir gün yaşamadın.
her şey bir illüzyondan ibaret..
hayır lahmacun, sen
sen öğretmen olmadın her şey
her şey bir illüzyondan ibaret.
hayır lahmacun, sen
sen bugün yoklama almayı unutmadın
çocuklara ders boş deyip
charlienin çikolata fabrikasını izletmedin
müdür yardımcısına "lan" demedin
ne kadar akıllıymış bu çocuk ya dediğin çocuğun
ertesi ders sınıfa girerken sıranın üstüne çıkıp
pencereden aşağı sarktığını görmedin
bugün sana rockçı mısın hocam
diye soran branşdaşına
çağ dışı müzik dinlemiyorum diye
cevap vermedin, cevap vermedin
bugün yok lahmacun,
bugün diye bir gün yaşamadın.
her şey bir illüzyondan ibaret..
devamını gör...
784.
özgür bir mahkumsun
yaşarken ölen
sevgi dolu bir mahluksun
aynı zamanda nefret edebilen
yıllar boyu var olursun
aynı anda yok ederken
ve tutunursun
gitmek isterken
ve anlam bulursun
anlamsızlıklar içinde çığlık atarken
sen olursun
şen olursun
yaşamaktan zevk alırsın
acı çekerken
bir gün onu bulursun
o olursun severken
mutlak bir yol bulursun
muğlak bir yolda ilerlerken
umudun yeşerir
kara bulutlar yok olur
ve gökkuşağı çıkar
yağmur yağarken.
yaşarken ölen
sevgi dolu bir mahluksun
aynı zamanda nefret edebilen
yıllar boyu var olursun
aynı anda yok ederken
ve tutunursun
gitmek isterken
ve anlam bulursun
anlamsızlıklar içinde çığlık atarken
sen olursun
şen olursun
yaşamaktan zevk alırsın
acı çekerken
bir gün onu bulursun
o olursun severken
mutlak bir yol bulursun
muğlak bir yolda ilerlerken
umudun yeşerir
kara bulutlar yok olur
ve gökkuşağı çıkar
yağmur yağarken.
devamını gör...
785.
koşup duruyoruz hırslarımızın peşinde,
üzülüp seviniyoruz hep bir şeyler için.
oysa ki hiçbiri kalmıyor geride,
vardığımız yer hep aynı sonunda;
bir avuç toprak
bir damla su
bir nefes hava..
peki, ne için tüm bu döktüğümüz çaba?
üzülüp seviniyoruz hep bir şeyler için.
oysa ki hiçbiri kalmıyor geride,
vardığımız yer hep aynı sonunda;
bir avuç toprak
bir damla su
bir nefes hava..
peki, ne için tüm bu döktüğümüz çaba?
devamını gör...
786.
ilmek ilmek ördüğüm mısralar
birer birer sökülmekte şimdi.
verdiğim savaşların anlamsızlıklarında boğulmaktayım.
içim, kayıp şehirler ülkesi...
bucak bucak gezdiğim diyarlar,
toz duman içinde şimdi.
ıssız yolların şafağında
yok olmaktayım.
ömrüm, kayıplar müzesi...
birer birer sökülmekte şimdi.
verdiğim savaşların anlamsızlıklarında boğulmaktayım.
içim, kayıp şehirler ülkesi...
bucak bucak gezdiğim diyarlar,
toz duman içinde şimdi.
ıssız yolların şafağında
yok olmaktayım.
ömrüm, kayıplar müzesi...
devamını gör...
787.
dünün yakasını bırak artık
bunun bugünü var, yarını var
lazım olan biraz his biras mantık
yıkılır yıkılmaz denilen her duvar.
yum gözünü dinle şu sesi
belirdi sende bir bebek gülümsemesi
taraf ettiler beni haklıdan yana
haritada yer beğendim sana.
bunun bugünü var, yarını var
lazım olan biraz his biras mantık
yıkılır yıkılmaz denilen her duvar.
yum gözünü dinle şu sesi
belirdi sende bir bebek gülümsemesi
taraf ettiler beni haklıdan yana
haritada yer beğendim sana.
devamını gör...
788.
bağırıyorum avazım çıktığı kadar.
kimse duymuyor beni.
kurtulmak istiyorum bu hayattan.
sanki birisi ruhumu pırangalamış kaçacak yerim yok
kıpırdayamıyorum.
kurtulmak için çırpınıyorum her geçen gün.
ruhum pes ediyor artık.
kendisini o pırangalarla doğduğuna inandıruyor daha fazla savaşmamak için.
bende inandım mecburen.
bu hayatı zorla yaşıyorum yoksa meraklısı da değilim açıkçası.
kimse duymuyor beni.
kurtulmak istiyorum bu hayattan.
sanki birisi ruhumu pırangalamış kaçacak yerim yok
kıpırdayamıyorum.
kurtulmak için çırpınıyorum her geçen gün.
ruhum pes ediyor artık.
kendisini o pırangalarla doğduğuna inandıruyor daha fazla savaşmamak için.
bende inandım mecburen.
bu hayatı zorla yaşıyorum yoksa meraklısı da değilim açıkçası.
devamını gör...
789.
senin dediğin olsun o yoldan git
benim izim yok iznim var tarafımdan
ama bilseydim sulamazdım çiçekleri
çayın altını kapatıp saklanırdım
ışıkları açmazdım hiç geceleri
rüyalarında yatardım yıldızlarda
bahçe duvarımı iki kat yüksek
içimi iki kat daha katı örerdim
bilseydin beni inan ki iyi bilirdin
ben seni senden çok severdim
benim izim yok iznim var tarafımdan
ama bilseydim sulamazdım çiçekleri
çayın altını kapatıp saklanırdım
ışıkları açmazdım hiç geceleri
rüyalarında yatardım yıldızlarda
bahçe duvarımı iki kat yüksek
içimi iki kat daha katı örerdim
bilseydin beni inan ki iyi bilirdin
ben seni senden çok severdim
devamını gör...
790.
bana lazım bir ana
kurbanda kesilir dana
memleketim adana
ustalığım badana
kurbanda kesilir dana
memleketim adana
ustalığım badana
devamını gör...
791.
iki bin yıldır söğüt ağacıyım,
salkımlarımda taze gölgelikler
damarlarım toprağın derinliğinde
sevişir ruhum insanın mayasıyla
uzanır boyum bosum fezaya
öykünür ruhum göğü kucaklamaya
toprağı gök sultanla aldatırım.
yer ile gök arası yemyeşil bir tazeyim
toprak beni beller,
ben göğü ellerim;
ikisinin arasında hoşnutum.
salkımlarımda taze gölgelikler
damarlarım toprağın derinliğinde
sevişir ruhum insanın mayasıyla
uzanır boyum bosum fezaya
öykünür ruhum göğü kucaklamaya
toprağı gök sultanla aldatırım.
yer ile gök arası yemyeşil bir tazeyim
toprak beni beller,
ben göğü ellerim;
ikisinin arasında hoşnutum.
devamını gör...
792.
793.
kabardı toprak
uyandırma vaktidir bulutları
sev ve evcilleştir onu ey yağmur
durma öyle her an vazgeçebilir gibi
al ve yağmala kentlerin kirli geçmişini
nişangahın ben olayım ey yağmur
vurma geceye bu şiddetle
tedirgin ellerim
saçlarım tenha
karşılayamaz hiçbir vurgunu bu yüzden
münhal hem ağır bedenim
geçitler dar
geçitler şuursuz
örselenmiş kelimelerim
bu ağrılı zamanda ve bu yılgınlıkta
yırtın tutanaklarını ölümün
bir nöbet sonrasıdır
bir uyanıştır belki
kuşlar kanatlarını karanlığa sürmüştür
hiç dokunmadan da sevebilmek
değilse aşk; bildik yanılgı
suçlama kendini
yağmurdandır
uyandırma vaktidir bulutları
sev ve evcilleştir onu ey yağmur
durma öyle her an vazgeçebilir gibi
al ve yağmala kentlerin kirli geçmişini
nişangahın ben olayım ey yağmur
vurma geceye bu şiddetle
tedirgin ellerim
saçlarım tenha
karşılayamaz hiçbir vurgunu bu yüzden
münhal hem ağır bedenim
geçitler dar
geçitler şuursuz
örselenmiş kelimelerim
bu ağrılı zamanda ve bu yılgınlıkta
yırtın tutanaklarını ölümün
bir nöbet sonrasıdır
bir uyanıştır belki
kuşlar kanatlarını karanlığa sürmüştür
hiç dokunmadan da sevebilmek
değilse aşk; bildik yanılgı
suçlama kendini
yağmurdandır
devamını gör...
794.
gök durgun, gece sessiz,
pırıl pırıl bir hava, sahipsiz;
bense bu geceye inat,
ağzımda acı bir tat,
kalbim yem olmuş kuşlara
ufalanıp paramparça..
saatler geçmez olmuş,
aşamıyor zaman dağları, güçsüz;
yorgun düşmüş ağustos böcekleri..
dökülüyor damlalar, herşeyden,
tıpkı olduğu gibi, gözlerimden..
sırf bu güzel geceye inat..
pırıl pırıl bir hava, sahipsiz;
bense bu geceye inat,
ağzımda acı bir tat,
kalbim yem olmuş kuşlara
ufalanıp paramparça..
saatler geçmez olmuş,
aşamıyor zaman dağları, güçsüz;
yorgun düşmüş ağustos böcekleri..
dökülüyor damlalar, herşeyden,
tıpkı olduğu gibi, gözlerimden..
sırf bu güzel geceye inat..
devamını gör...
795.
daha önce bu başlık altına bir kısım sözlerini yazdığım şiirime eflatun tarafından beste yapılmıştı. şimdi o kısmı beğenilerinize sunuyorum, ilerleyen günlerde sağda solda duyarsanız bir yerlerden tanıdık geliyor bu sözler diyerek hafızanıza egzersiz yaptırmış olursunuz.
www.youtube.com/shorts/79Jm...
www.youtube.com/shorts/79Jm...
devamını gör...
796.
düşüncelerim hastalıklı bir hale büründü
güneşin görmeyen tüm papatyalar çürüdü
tabutumu cennete çeviremedim
ben seni hiç hak etmedim
direnme artık
bırak beni ki gidebileyim
zorlama artık sana zarar veririm
acıyor , acımaz olur mu
çok acıyor kalbim
söküp atsam kalbimi
unutabilir miyim seni
güneşin görmeyen tüm papatyalar çürüdü
tabutumu cennete çeviremedim
ben seni hiç hak etmedim
direnme artık
bırak beni ki gidebileyim
zorlama artık sana zarar veririm
acıyor , acımaz olur mu
çok acıyor kalbim
söküp atsam kalbimi
unutabilir miyim seni
devamını gör...
797.
merhaba sevgili gönül dostlarım. 5 aydır yoktum hepimizi inanılmaz özledim. hepiniz ailemsiniz. uzun süredir arkadaşımın aşırı karizmatik abisine duygusal bir çocuk olduğum için -bazılarınız biliyorsunuz- bazemleri oldukça edepli şiirler yazıyorum. arkadaşım kara kedi gibi aramızda durduğu için bu aşk başlayamıyor, dua edin arkadaşım ölsün dedim, aramızdan çıkması için biraz beddua falan edin ricasında bulundum ama hiç oralı olmadınız. olsun. yine de sizi seviyorum. şimdi elimi tutun hep birlikte şiirimi okuyalim hadi.
ellerinin uzaklığı bir kara ölüm yetmiş beş milyon öldü benden
sen hiç gülmedin ama olsun ben bir gülüşüne dirildim
kimsem yok ben bile ben değilim ben miyim bana ait sen bilirsin
ben beni bilmem ama bir tek senin yüzünü bilirim
hep öyle durdum eğildi karşımda ne dağlar taşlar şeytan dizleri üzerinde
üzerimden geçtiğin tüm yollar en büyük en kanlı devrimim
kirpiğinin ucunda sallanır boynum, olsun, gözüne yakınlığında başlar yaşamım
bin nefes olur bir öpücüğün o günden sonra bir daha hiç ölmem
çocukluğumun başladığı gün elimden tutuşun, götür beni bulutlara oynayalım
kır beni, dök, ser üstünden döküleyim çarşafa
bundan sonra daha fazla zaten incinemem
özgürlüğüm tasmamı senin tuttuğun odalarda başlar
ve senin ağzında biter kronik susuzluğum
iki parmağının arasında tut beni son nefesine kadar çek içine
boynuna sinmiş tütün kokusudur daha önce cennette soluduğum
melekler bile bilmez bir ben bilirim
tüm savaşlarımdan galip çıktım sana yenilmek için
ve seninle savaşmamak için savaştım tüm insanlarla
beraber dua edelim diye kaç kez kardeşinin ölmesini istedim ah bir bilsen
öbüyorum aşkım keşke tenimi tenime bekletmeden çabuk giysen
ellerinin uzaklığı bir kara ölüm yetmiş beş milyon öldü benden
sen hiç gülmedin ama olsun ben bir gülüşüne dirildim
kimsem yok ben bile ben değilim ben miyim bana ait sen bilirsin
ben beni bilmem ama bir tek senin yüzünü bilirim
hep öyle durdum eğildi karşımda ne dağlar taşlar şeytan dizleri üzerinde
üzerimden geçtiğin tüm yollar en büyük en kanlı devrimim
kirpiğinin ucunda sallanır boynum, olsun, gözüne yakınlığında başlar yaşamım
bin nefes olur bir öpücüğün o günden sonra bir daha hiç ölmem
çocukluğumun başladığı gün elimden tutuşun, götür beni bulutlara oynayalım
kır beni, dök, ser üstünden döküleyim çarşafa
bundan sonra daha fazla zaten incinemem
özgürlüğüm tasmamı senin tuttuğun odalarda başlar
ve senin ağzında biter kronik susuzluğum
iki parmağının arasında tut beni son nefesine kadar çek içine
boynuna sinmiş tütün kokusudur daha önce cennette soluduğum
melekler bile bilmez bir ben bilirim
tüm savaşlarımdan galip çıktım sana yenilmek için
ve seninle savaşmamak için savaştım tüm insanlarla
beraber dua edelim diye kaç kez kardeşinin ölmesini istedim ah bir bilsen
öbüyorum aşkım keşke tenimi tenime bekletmeden çabuk giysen
devamını gör...
798.
acının kanını tükürdüm karanlığa.
ölüm kimin ardına düşer bu dünyada?
gözyaşımla sildim yine derd-ü dünyayı,
karanfil koyun mezar taşıma.
ezeldendir bu yarayla imtihanım,
bâki ahım, feryadım.
duyan olur, bilen olur,
el atsın bu canana. *
ölüm kimin ardına düşer bu dünyada?
gözyaşımla sildim yine derd-ü dünyayı,
karanfil koyun mezar taşıma.
ezeldendir bu yarayla imtihanım,
bâki ahım, feryadım.
duyan olur, bilen olur,
el atsın bu canana. *
devamını gör...
799.
uzun zamandır paylaşsam mı paylaşmasam mı diye düşündüm. bir cesaretle karşınızda paylaşımını yaptığım ilk şiir.
yazarım halk için
değil şiirlerim bireysel
yazarım halk için inan
umuttur dizelerimdeki can
derttir kederdir benim için ilham
elleri nasıl bağlamış halkım
sokmaz gavurun icadını memlekete
acımaz üç günlük dünyadaki kaderine
kader acıya münafık der umuda
halkım benim yollar vardır dersiniz
yolları yapan yolsuzdur
buna sevinen adam arabasız
hastane yaptı dersin
doktor sırasında beklersin
okul yaptı eğitimde yükseldik
ama geldi medrese ve yobazlık
dini sever kuran-ı öper
yozu alkışlar, dünyayı para için satar
kimdir bu adamlar?
bizden aldığını bize vermeyen
oturur saraylarda ve en lüks mekanlarda
ülkem için diye bağırır meydanlarda
ey benim halkım kapısından bakamadığın sarayın
arabanla geçemediğin yolun
doktoruna gidemediğin hastanen
bunlar senin için evet!
yolları okulları ve hastaneleri
garibana umut verir sanırsın
acınacak haline sevinirsin
müjdesidir bunlar karşıdaki cennetin
kader dersin allah dersin
şehit olam yoksul kalam
ne de olsa cennet müjdesidir
@rimbaud
yazarım halk için
değil şiirlerim bireysel
yazarım halk için inan
umuttur dizelerimdeki can
derttir kederdir benim için ilham
elleri nasıl bağlamış halkım
sokmaz gavurun icadını memlekete
acımaz üç günlük dünyadaki kaderine
kader acıya münafık der umuda
halkım benim yollar vardır dersiniz
yolları yapan yolsuzdur
buna sevinen adam arabasız
hastane yaptı dersin
doktor sırasında beklersin
okul yaptı eğitimde yükseldik
ama geldi medrese ve yobazlık
dini sever kuran-ı öper
yozu alkışlar, dünyayı para için satar
kimdir bu adamlar?
bizden aldığını bize vermeyen
oturur saraylarda ve en lüks mekanlarda
ülkem için diye bağırır meydanlarda
ey benim halkım kapısından bakamadığın sarayın
arabanla geçemediğin yolun
doktoruna gidemediğin hastanen
bunlar senin için evet!
yolları okulları ve hastaneleri
garibana umut verir sanırsın
acınacak haline sevinirsin
müjdesidir bunlar karşıdaki cennetin
kader dersin allah dersin
şehit olam yoksul kalam
ne de olsa cennet müjdesidir
@rimbaud
devamını gör...
800.
alarm çaldı, hışımla uyandım
15 dakikalık uykuyla duş arasında kaldım
kamerayı açıp, saçlarımı yokladım
saç spreyini boşuna mı aldım?
dünyanın en kısa 15 dakikasının geçtiğini,
ertelenen alarmın çalmasıyla anladım.
15 dakikalık uykuyla duş arasında kaldım
kamerayı açıp, saçlarımı yokladım
saç spreyini boşuna mı aldım?
dünyanın en kısa 15 dakikasının geçtiğini,
ertelenen alarmın çalmasıyla anladım.
devamını gör...