441.
bundan 5-6 yıl önce bir merak sarıp denemeye yazmaya çalıştığım defterimden bir tane paylaşayım dedim.*)

bir bahar rüzgarı esiyordu gülümseyerek
ağaçlar yitirmeden hediye ediyordu yapraklarını saçlarına
rica ediyordu güneş tüm sıcaklığıyla
ay gülümseyecekti her gece sonsuza dek.

ben kız kulesine bakıyordum o bana
gizlice
yine bir dilek feneri havaya süzülmüştü istemeyerek
olmayacak,gerçekleşmeyecek o dilek anlasana diye haykırıyordu
altındaki ateşin söneceği ana dek.

şimdi sokaktaki insanlarla çarpışıyorum
istemsizce
alışmış içimdeki ruh bu duruma
bir senle çarpışamıyorum şu koca istanbulda
isteyerek.
*)
devamını gör...
442.
rüzgarda uçuşan bir yaprak gibi savruluyorum hayatta
ne geleceği biliyorum ne de geçmişi hatırlıyorum
göç ederken yolunu kaybetmiş bir kuş gibiyim şu sıralar
ne kendimi biliyorum ne de yuvamı buluyorum
yaşıyorum öyle işte
anlamsız zaman içinde
kendimi bulmaya çalışıyorum
bulamazsam eğer kendimi
ölüm ne büyük şanstır.
bulursam eğer kendimi yaşamak ne büyük anlamdır.
beyaz gece
devamını gör...
443.
yazamıyoruz ama seslendirmeye çalışıyoruz olur mu? buradan dinleyebilirsiniz. beğendiğiniz takdirde de abone olursanız ha ri ka olur benim için.
devamını gör...
444.
sana açık yine ellerim, yine, hep
bir kır düğünü telaşında parmaklarım
ardına bakmadan kaçıyor harfler
ben sana yazmanın o deli merakında
bilmiyorum kaç asırdır sesine hasretim
sabah erkenden öten kuşlar var allahtan
onlara sığınıyorum sensiz kelimelerimde
yazılmalı diyorum onlara, bu öykü yazılmalı

senin o ellerinde ne var sahi?
sesini avucuna koyup ver lütfen
bilmiyorum ne kadar hükmü hasretinin
ne zamandır farkındayım artık adının
o ilk gün, o ilk kelimeler, o kuşun ilk sesi
belki bugün değil ama, belki ilk pazartesi?
devamını gör...
445.
hemen athena yenginizi gözümün önüne getirip yazayım bitane. kızmayın anlık gelen birşey.

gül kokuna aldanmasaydım keşke
yüreğim sızlıyor
oluk oluk kan kaybediyor
bakışların kadar acıtmadı canımı
dikenlerin parmaklarıma batan
senin için
bir zamanlar seçmek zorunda kaldığım kelimelerim
birer birer dibe çöküyor
biriken kan kuyularımda.*
devamını gör...
446.
anne demek sevda demektir.
anne demek huzur demektir.
annem demek her şey demektir.
o her zaman ayrıdır her şeyden herkesten
mutluluk getiren ama getirdi mi götürmeyen
dedim ya kimse gibi değil o.üzmez ama üzülür
çünkü tüm acıları içine atar kimseye söylemez hep içinde yaşar dedim ya üzülür ama üzmez o
çünkü anne demenin sahiplenmek olduğunu en iyi o bilir.her şeyi acıları bile sahiplenmeyi o bilir çünkü anne o. hep yorgundur çünkü anne demek yorulmak demektir.çünkü anne demek sahiplenmek demektir. her daim çiçek kokar elleri sanki annem demek çiçek demektir.bir bebeğin gülümsemesinde ki huzuru bulursun onun gülüşünde çünkü oda bir bebeğin masum olduğu kadar masumdur.kalbinde kötülük yoktur onun. semaya açarken çiçek gibi kokan ellerini yalnız kendi mutluluğunu düşünmez. kimseyi eksik etmez o dualarından.hissedersin ses tonunda ki samimiyeti. tüm dünyanın yükü onun üstündeyken nasıl olurda hâlâ bu kadar güzel gülebilir. ee o zaman anne demek mucize demektir. aşık olmak için illa bir kadına / adama ihtiyaç duymayın en güzel aşkları annenizle yaşayın.çünkü en güzel aşkları onlar yaşatacaklardır size.ilişkiniz süresince yalan söylemezler veya samimiyetsiz insanlar gibi üzmezler sizi. en güzel anneleriniz sever sizi sizde onu öyle sevin kitap koklar gibi sevin çünkü en güzel duyguları yaşamayı hak edenler annelerdir. onlar iyi ki varlar.
devamını gör...
447.
nükleer sevdam
plütonyum, uranyum
girsin umutlarımız füzyon tepkimesine
sevginin açığa çıktığı yerden
enerji dolsun yüreğimize
ve tutulsun fazla nötronlarımız reaktörlerde
döngüsel fisyonumuz kutlu misyonumuz olsun
uçuşsun buharlar tribünlere
gücümüz ulaşsın jenaratörlere
selam olsun sinop'a, mersin'e
büyüsün ülkem olduğu yerde
büyüsün bağımsız büyük türkiye!..

-fıstıklıbörek-
devamını gör...
448.
bir gece ansızın geldin
hiç yokken aklıma girdin
tam seni unutmuşken
bana bunu neden yaptın
tost perileri
devamını gör...
449.
cephede ne sorgu biter ne korku
parti deyince aklına siyaset geliyorsa eĝer
gençliĝin neye yarar?

elden giden laiklik deĝil gençlikmiş meğer!
seveni olmayanı kim arar?
hanginiz?
bir gün olsun bitmez cenginiz!
savaşın iki dönüm toprak uğruna
ölene kadar..
kıyın kendinize.
giderse gitsin tanrının aĝrına!
sanki cevap mı verdi, cevapsız çaĝrına?

cevaplar kuyunun dibindedir belki de.
inmeye korktuĝun...
devamını gör...
450.
her şeyden biraz bu gece, biraz gözyaşı,
biraz sevgi,
biraz acı...
sahi hiç sevilmiş miydik?
sevgiden başka bir şey istemeyen insanlar çıkmış mıydı karşımıza?
veyahut herkes yağmurdan kaçarken, bizim gibi şemsiyesini indirip ıslanan insanlar görmüş olabilir miydik?
peki bir kuşun öldüğünü görüp ağlayacak kadar merhamet dolu insanlarla aynı kaldırımda yürümüş müydük?
belki bir otobüste yan yana oturmuştuk içinde kitap yaşatan insanlarla.
karıncaya basmamak için adımlarını dikkatle atan insanlar kalmıştır belki de bir kaç sokak köşesinde.
yahut biriyle aynı saatte uykusuz kalmış olabiliriz. uyumuyoruz da biz şu anda, hani uyuyanlar da uyuyor mudur gerçekten?
(bkz: yazarım, yazarım tükenmez kalemim.)
devamını gör...
451.
bir bakın duygulara,
birer maske gibi.
hüzün mesela
mutluluğun ardında gizli.

gülüşlerin ardında bir ağlayış.
sessizliğin içinde bir haykırış.
kalabalığın içinde yalnızlık.
duygular ve hisler karmakarışık.

bu süre gelen bir hayat oyunu.
çünkü hayat zıtlıklar ile dolu.
götürüyor yanlışlar doğruyu.
bir buhranın sonucu bu.
devamını gör...
452.
belki herkesten çok tek bana yakın
ama bir yabancı gibi uzaksın uzak
bir damla su sanki dilimde adın
çölde vaha kadar uzaksın uzak

varlığımsın, gölgem, benliğim sensin
bu bendeki benden içeri sensin
yekûnu dünyanın ederi sensin
fakat bir yıldız kadar uzaksın uzak.

-fıstıklıbörek-
devamını gör...
453.
en kötü ihtimalle evdeyiz
borçlar aldı başını gitti dipteyiz
korona canımızı almasa bile
bu ülkede gün gün ölmekteyiz.
devamını gör...
454.
gözlerimizdeki manaya dalıp çıkamamak mı en derinlerden,
yoksa her yanışta anka kuşu misali,küllerimizden yeniden doğmak mı sevgimizi anlatır.
hayallerimizi daha daha daha süslemeye daim
geleceğimize ışık
ahiretimize yoldaş
iklimlerimize baharı getiren sen ve ben
ne dersin
nisan yağmuru altında ıslanmak dileğimiz olsun mu? *
1453gizem
devamını gör...
455.
koca burunlu, koca ayaklı palyaçolarmışız eskiden
aynaya bakıp bakıp gülerken
düşüvermişiz dünyaya kıçımızı üstüne
gülen, güldüren
maskeleri dişleyen
dişsiz palyaçolar mışız.
ağlamak yasakmış bize
gözyaşlarımızdan sofra bezi yapıp
üzerinde büyükbaşları doyurmuş
koca dilli küçük beyinli temizlikçiler.
devamını gör...
456.
hangi akşam üstün yeter ki bana?
hangi gün doğumu senden daha güzel?
gözlerinde bir şey var, bana ait, benlik!
tuhaf, delice ve sen gibi, güzel ve bizlik!


aynaya baksam sen var ya, her an sen!
kediler sen kokuyor, çiçekler sen renk
mevsimlerin tüm yolu senden geçiyor
şarkılar inadına sen makamında çalıyor
öyle tuhaf, öyle delice, öylece sen
deliliğinde sakince deliren ise, ben.*
devamını gör...
457.
şiir 10 (ya da 11 unuttum)

eve gittim beş parasız
hanımın suratı beş karış
çoçuklar aç susuz be kalleş herif
diye suçluyor beni allahsıza bak ya
daha dün diyorum daha dün
aldım ya hepsine kinder sürpriz
ne çabuk gömdüler onları
g.tünden haberin yok pislik adam
dedi bana
çıktım gittim batakhanama

batakhanedeyim soldaki kadında tek gözüm
sağdakini kesiyor diğer gözüm
kurbağayım ben durumlar böyle
biten fıstık tabağında üçüncü gözüm
kiklopum ben

ben hayatımda hiç
dinlemedim bu kadar rezalet şarkıyı
peşi sıra hem de. kapatsana şunu a..
demek geliyor içimden korkuyorum
sol çaprazdaki escort beni bıçaklayacak
hemen kaçıyorum bıçaklanmak istemiyorum

diğer batakhanedeyim
buradaki insanlar daha bir nezih
kerizim ben silkele dostum diyorum kasaya
merak etme diyor geçireceğim bilezih.
devamını gör...
458.
gittin
günler yıllara karıştı ardından
mevsimler birbirine karıştı
sen başkasına karıştın sonra
...
devamını gör...
459.
ben gençken, sırtıma uzanan buklelerim
yabanıl kesilmiş, perçemlerim vardı
bu perçemler alnımdan
arka bahçeme dek uzanırdı

ben gençken, seher vakti, mavi kuşlar şakırdı
ötüşleri, bana kim olduğumu hatırlatırdı

ben küçükken, yaşlı bir annem vardı
ve annemin bir takvim yaprağından seçtiği
benden daha uçarı bir ismim vardı

uçsuz bucaksız bir çayırda, hoş kokulu sümbüller vardı
pak bir ürperti bırakarak içimde, ellerimde olmayı arzularlardı
onları izlerdim, hayatım omuzlarımda ipek bir şal gibi
gururla ve tazelikle salınırken
ve tam o anda, kuzey rüzgarı öperdi, küçük kızların, kanlı yanaklarından
hepsinin kulaklarına birer çiçek bırakırdım, onlar kadar huzurlu ve kararlı olabilmeleri için

ardından seheri, akşamüzerleri kovalardı
hepimiz sarı ve turuncu renklerin eşliğinde, evimize dönerdik
bahçe duvarımızın üzerinden kafur ağacı gözükürdü
bir dalı pencereme uzanırdı
her yıl babam o dalı özenle budardı
o zaman bakardım dikkatlice
o ağacın halkalarını sayarmış gibi
ve nihayet yaşamın halinden anlarmış gibi
devamını gör...
460.
anlıyorum
sana katıldım
sonra kendimle yarıştım
aklım karıştı
kal
durma git
ya da bitmesin
bu bahar
bu seyirlik
bekliyor ki
karşılasın yazı
dahası var
bu bir sayrılık değil.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim