bütün hayal kırıklıklarımı topladım,
bütün can yakan sözlerini ve
boşvermişliklerini,
bencilliklerini,
susuşlarını,
işine geldiği gibi açılan algılarını ve
ansızın beliren duyarsızlıklarını,
ve hep yıkmaya çalıştığım o itina ile ördüğün lanet olasıca duvarlarını,

bir eşik vardı,
bir adım,
oradan sonrası sensizlik,
oradan sonrası sen sağ ben selamet
geçemedim...
atamadım o adımı,
seni ardımda bırakıp yoluma gidemedim,
sanki bin yıldır tuttuğum nefesimmişsin gibi bırakamadım seni,
aslında içten içe öldürüyorken beni,
oysa hiçbir zaman açılmayacağını bildiğim bir kapının önünde yüz yıl beklemek gibiydi senin değişmeni beklemek,
öyle boş, öyle nafile,
öyle ziyan edilmiş...
devamını gör...
dünyanın en güzel dudaklarından dökülen kelimeler
yavaş yavaş ele geçiriyor zihnimi
senden başka bir şey düşünemez oluyor
senden başka güzel tanımıyorum
akseki'nin yamaçlarında
o amansız kara kışta
tertemiz, el değmemiş karlar içinden
gördüğüm en güzel çiçek açıyor
sen benim karlarla kaplı gönlümde
usulca açan
tertemiz bir kardelensin
sen bu kirlenmiş dünyanın
en güzel çiçeğisin
devamını gör...
ağzımdan çıkan bir taklitsin artik.
bazen arkadaşımın küçümseyen babası
bazen en kötü esprilere kahkahalarsın
sana bıçak çekene kalem ucuyla karşılık verir gibi
sen bakılıp da hiç görülmeyen, tepede
farklı gökyüzünün en alçak, alçaktaki bulutusun.

zorundalik, bizim ayiya dayi demek
mahcubiyet pençesi, kendi damarımı keser anlık
kavga veya dövüş, amacın yalan şakalarını bitiremez.
yitirdi genç yaşta beni, bulanık çaya benzer farkındalık.
devamını gör...
bilemiyorum derdimin çaresi nerede
belki demli bir çay
belki de paslı bir güvertede
bilemiyorum derdim bana derman mı
yoksa ölümüm için yazılmış bir ferman mı
sen bilirsin
devamını gör...
dirim(yaşam kaynağı)


dirim
işte kayıp gidiyorsun ellerimden.
ve ben hiçbir şey yapamıyorum.
hiçbir şey kadar hiçleşiyor hislerim.
anlayacağın yine kimsesizim.
dünya daha da çekilmez bir yer oluyor,
çekip giden,dünyasıydı gülümsemelerimin

dirim
ardına bakmadan benden koparak uzaklaşıyorsun.
yolun kenarındaki papatyalardan kopar gidiyorken
seni sevdiğimi söyleyecek ve hep seveceğimi.
rüzgara müsade et saçlarını okşasın ,
kokunu son bir kez çekebileyim içime.
müsadenle ben de kalkayım artık seni bekleyişlerimden

dirim
sanki hiç dönmeyecekmiş gibi yol alıyorsun,hiç taşlara takılmıyorsun.
dönüşü olmayan son sözler gibi kendini uçurumlarımdan atıyorsun.
çetrefilli sözlere gerek yok sıradanlığın dünyasında.
gittiğin yerde ben olmayacağım,sen de olmayacaksın.
ve biz olmayacağız.
devamını gör...
duvarları var eden hamurlarla
geldiği bir vahye kadar battığımız
bataklıkları sulayan yağmurlarla
izler peşinde sıkışık duyarlarımız
varlarımız
yoklarımız
nerelerden kalma olduğu belirsiz
bir sabahlar bir telaşlar bir kuramlar
içinde bir iz bir iz bir iz ki bendeniz
içinde saklı en güzel elbiseli bayramlar

of şu köprüleri kuranlarla yıkanlar
arasındaki delilik ölçüsü şimdi yüzüm
haziran görmemişleri boğazıma tıkanlar
karlar , kışlar arasında üstelik dümdüzüm
bir rüyadır
bir rüyadır
gülesin geldikçe dizginleyen çok sesliliği
olsunlar bu saatte, şu saatte alarmlar
iyi saatte tattırmıştım da şu kimsesizliği
içinde saklı kaldı kalabalık bayramlar

misketlerime bilye diyen birileri gibi
ayaklarım var geziyorum lastik pabuçla
şehirler biriktiren ben ve köy tabi
gidiyorum miskete ve bilyeye iki uçta
saati koyan onlar zamanı sezen onlar
biz en , boy onlar , bir en boy onlar
tam bir rüyadır
ömrü biçen birileri , zamanı çizen onlar

tortularında bir kayalıktır aldı bizi
çamurlarda bulduğumuz o denizi
kaybettik bir rüyadır
bir rüyadır
zamanın her zerresi, bize bayağıdır
sunmadı son fırsatlarını
giyince köyün en güzel atlarını
medet deyip umduğun
enedir, zaman içinde
serpildiğin boyadır
devamını gör...
piyangodan çıkmış gibi gelsen bana
en tuhaf yerlerimi açsam sana
ne de mutluyduk almadan yara
eft yapsan ücbej lira
ulaşırsa elime o para
selam ederim favlayan yazara

şimdi yazdım akrostij
devamını gör...
bir duble viski
iki parça buz
hasretinden oldum
adete tuz-buz. not: acele ile anca bu kadar idare ediniz lütfen.
devamını gör...
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

yıl 2012. çılgın, karanlık ve umutsuz geçmişim...
devamını gör...
irileşti iyice sıkıntımın cüssesi
düşüncem de yorgun şimdi, sayrı
aramak iş oldu hani ucuz birkaç neşeyi
oysa boyutsuz burada her şey
dokunabilecekken uzaklaşan gitgide
sonu ölüm bir yavaşlık savaşında

sarılmak ne mümkün bir yokluğa
can acısında bir heves bulmak
mahpusluk, bir biçimde, kaçınılmaz
hiç durmadan büyüyen ellerinden
yalnızlaştıkça boğulmak kalabalığına
ben, iyi ben, kötü ben ve arta kalanımın

bakın, bu bir acıdır, siz görmezsiniz
görmezsiniz, bakmamaktan görmezsiniz
bastırır nefesimi zamansız, haberiniz yok
müstehaktır dersiniz, geldiğinde size
ben çürüdükçe ulaşır izinsiz havadisler
siz beni daha çocuğunuzken gömersiniz

çiçeklere koşarım, umut taşıdıklarından değil
babalı yetimleri muhayyilemin, ne yazık
en koyu gölgeyi onlar görür suratımda hep
yanaklarımda uzun ve inatçı bir tipi
hükmünü düşürür tarihe ve zihnime
anımsatır varlığımı, vurup aklıma serin yelini

nihayeti, çocuklar susturan bir ihtiyarlık
karın boşluğunun derinliklerinde
neticesi hüsranların en mahzunu
huzursuzluğa bile güç harcamamak
mahzur bulamamak özünün kütlesine
adsız bir ahvale mahsup etmek tebessümü

şimdi bir beddua daha buldu beni cepheden
nasıl bir azmin ürünü, inanamadım
nasıl oluyor da ağır basmıyor kimsenin
sevgisi, özlemi, en çok da pişmanlığı
belalara gark olması bendenizin, nasıl
rahatlatacak muazzam bünyenizi, anlatın
devamını gör...
sen bana benzeme
çok sevme, sevme.
sonra sen de dersin başkasına
sen bana benzeme diye

(ramazan mamisinden hallice bir dörtlük. başka da dörtlüğüm yok zaten. zaten bu bir şiir de değil. bilmem kaç sene önce bir gece durduk yere aklıma gelip, sesli sesli söylediğim sözler. unutmadım nedense. kaldı hafızamda)
devamını gör...
üniversitede oda arkadaşlarımın sevgililerine şiirleri ben yazardım. çok iddialı değilim ama yeteneğim var galiba.
devamını gör...
hepsi çok güzel olmuş gönüldaşlar
zaten her güzel şey şiirle başlar
okurken beynimden döküldü yaşlar
n'olur bir daha yazmayın arkadaşlar.*
devamını gör...
sabrınız yoksa buradan sonrasını okumayın:)

daha yeni yeni tanışmıştık senle
öyle yıkık öyle buruk bakmaların, yoksulluğun direttiği çaresizlik gibi hazindi.
hele o sümüğünü silişin yok muydu,
romayı yakan ateşi söndürecekmiş gibi yaşartırdı gözlerimi.
kimselere sümüğü bu kadar yakıştırmamıştım daha önce.
varlığın, yoksulların gecekonduları gibiydi; ne kiracısısın ne de mülk sahibi.
ve derken bir sabah ağır buldozerlerin gıcırtılı sesleriyle uyandım.
o günden sonra tüm ciddiyetimi, ciddiyetsizliğime içlik yapıp metropol soğuklarında giydim.
baharı haber versin diye bir ceviz ekip aylarca filiz vermesini çocuklar gibi heyecanla bekledim.
sonra mı?
sonra annesi ölmüş bir kedi yavrusu sahiplendim,
seni bana hatırlatsın diye.
üst komşuyu bi daha "gürültü yapmayın" diye uyarmadım.
artık mahaledeki yaşlı kadınlardan iç kemiren dedikodularını dinliyor,
kahvehanelere uğrayıp gazetelerdeki zenginlere dil yoran züğürt taklidi yapıyorum.
devamını gör...
tüm şiirlerin büyüsünü ruhumda topladım da
bir bakışının gölgesi düşmedi gönlüme anne...
devamını gör...
yok mu antoloji hesabınız , yazın takipleşelim
devamını gör...
susma çığlıklarım !

susarsam sen matem et.

unutma ki duyguları dağ olmuş bir et

yüreği parçalanmış kral aslan gibidir

hayat ona haykırması gerektiğini öğretir.

zaman geçiyorken ne suskunluk ne gurur.

yalnız biraz dinginlik ve birazcık da huzur.

(biraz mehmet yurdakul ve biraz da ben)
devamını gör...
şiirin adı: gün batımında yolculuğa çıkan sümüklü böceğin ayak izleri.

tür: imgesel ejakülasyon.

alice ben senden daha cesurum.

ama sen benden daha çok sevilirsin. çünkü ben çoktan öldüm. sen hala bi hayatta kalma çabası...

alice ben senden daha yakınım.

ama her şey sana sunulur. çünkü ben çoktan reddettim. sen hala bi şüphe içindesin...

alice ben senden daha zorum.

ama herkes seni çözmeye çalışır. çünkü ben artık imkansızım. sen hala bi sis perdesinin gizinde...

alice ben senden daha açım.

ama sen benden daha çok tüketirsin. çünkü ben rejimdeyim. sen hala bi kişisel gelişim hevesinde...

alice ben burda değilim.

ama sen beni her yerde bulursun. çünkü ben çoktan kafanın içine girdim. sen hala bi anlam peşindesin..

alice kimseye veda etmek yok.

ama sen istediğin zaman gidebilirsin. çünkü ben asla vazgeçmedim. sen hala bi aşkın düşündesin.

devamını gör...
şiirin adı: sen diyince kaç olup sustuğumu bilsen, sancın bir bebek bekler gibi dalağını tekmeler.

tür: epik

dayanıklı yüreklerin dansını izlemek için toplandık.

kısraklar boğazladım sesini duyunca, kimse seni bununla bilmez. kimse yansımaz karanlıkta. biliyorum, kaybolmanın dayanılmaz endişesi var aklında, arkana yaslan ve şunu iyi dinle, nasılsa anlamayacaksın.

ışık olmasaydılı bir düş kur, o yerde ışık sestir. zifiri sessiz bir düş kur, o yerde çiçeklerin kokusu ışıldar. evler aydınlansın diye saksılarla dolup taşar.

çiçeklerin zifiri sessizliğe gömüldüğü bir düş kur, o yerde dokunduğun yer güneşlenir. parmaklarını gezdirdiğin yanak, bir başka deyişle yalın ayak gezdiğin sevgilin...

dokunamadığın çiçeklerin zifiri sessizliğini düşün. burda ışık sade bu düşten ibaret.

dayanıklı yüreklerin dansını izlemek için toplandık. ne yazıkki kimse bu dansı bilmiyordu.

devamını gör...
100.
takip eder durmadan birbirini
nice yıllardır iki nazlı sevgili
gizli kavuşmalara şahit olur
gün biter ay
ay biter yıl olur
insanoğlu da gece ve gündüz misali
bir uçtan diğerine savrulur
güneş doğuyor yine
karanlığa boğuluyorum
dün göklerde alemin seyrinde
bugün yerlerde alem benim seyrimde
geceye gündüz
gündüze gece oluyorum
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim