501.


kelimeler


-şiir
duvarların alnına kazınmış murat kuşu
uçar gider kim bilir hangi zamana doğru
dört bir yandan hapsolsa üstünde yedi kapı
kelimeler ki; yıkar, sayıların tahtını
kelimeler ki; sızlar, duvarların ahını

-şair
öznesi yağmur olan şiirlerin meftunu
okur yazar durmadan o’ndan yoksunluğunu
hali, tarife yetmez ruhun ızdırabını
kelimeler ki; çözer, kalem kalem bu sırrı
kelimeler ki; çizer, özlemek atlasını

-kalem
dudakları kilitli dili bağlı olsa da
yazıp çizip döktüğü ilan-ı malumsa da
her sevenin aşk hali başkadır kitaplarda
kelimeler ki; bilir, anlatır ariflere
kelimeler ki; sestir, duyabilen kalplere

-maşuk
di li geçmiş zamanın ta bilmem neresinde
can verip can aldığı gerçeğin hayaliyle
yollar yollar uzakta sevgili ülkesinde
kelimeler ki; bekler, dualar avucunda
kelimeler ki; özler, umudun kucağında

-aşık
gelir şimdi ki zaman yakalar bileğinden
nereye böyle deli iznin var mı kaderden
zincirleme ahlarla geçilmez keşkelerden
kelimeler ki; saklar, gözyaşını sebepten
kelimeler ki; sıkar, dişlerini içinden

kelimeler tohumdur ekerim taşa gömmem
şiir olur böylece kime d/okunur bilmem
devamını gör...
502.
ya
şa

m.
bu.
boş
lu
ğun
al
tın
da.
devamını gör...
503.
hayatını yaşa diyorlar ya
duvarlarla konuşarak mı hep
hep karanlığa esir olarak mı
yoksa ilelebet sensizlik mi
sen yok hayatım yok sen yok ben yok
devamını gör...
504.
ah be çocuk, senin gibi olsaydım
usanmadan her gece
yıldızları saysaydım.
merak etseydim, dünyanın kenarında gidince birden
düşer miydim ?
deniz ve gökyüzü neden mavi ?
hızlı koşsam bir treni
geçer miydim ?
patlayan topuma üzülseydim
bir gofrete sevinseydim.
ve kırılan bisikletime
hıçkıra hıçkıra ağlasaydım.
ah be çocuk, senin gibi olsaydım
ben de senin gibi
hep çocuk kalsaydım...

f.
devamını gör...
505.
burada, sevgisizlik hüküm sürer.
bahçelerinde, güller bitmez.
çiçekleri, kan çiçekleridir.
umut mezarlığıdır burası.

topraklarını benlik işler.
insanı, hayvanları dişler.
kendi ruhunu fişler.
umutsuzluk diyarıdır burası.

çitlerini sarmaşıklar sarar.
yağmurları, topraklar yarar.
fikirleri yüreklere zarar.
cehennemin ta dibidir burası.

burası ruh zindanıdır.
sokakları çıkmazdır.
denizleri hayaller boğar
güneşi batıdan doğar
devamını gör...
506.
bir cümle olmak isterdim seninle.
öyle gösterişe gerek yok
basit olsun.
yani aşka dair tek yargı
ikimizin sözü olsun.
öznesi "biz"
yüklemi "sevgimiz" olsun.
nesne falan istemez
biz bize yeteriz.
dolaylı tümleci küçük bir ev
geçinip gideriz.
zarf tümleci zaman bildirsin.
sevgimizi sonsuza erdirsin.
sonunda da üç nokta olsun.
işte o üç noktanın adı
"aşk" olsun...

f.
devamını gör...
507.
daha fazla kandıramazdım kendimi
bu kadarı yeterdi.
ümitlenmek beterdi.
kabullenmek gerekti.

artık kilitli kapılarım.
anahtarları denizin taa dibinde.
ve tüm çilingirler kapalı.
isimleri kayıplar listesinde.

uykuya sığıntı bir yüreğim var.
düşlerim yastığa düğümlü.
çığlıklarım sağır.
içimde bir kahır.

dumanlı hava sahalarım var artık,
bir çırpıda beni boğan.
yokluğunun sesini duyarken,
yaşadığım sensizlik zehirli.
devamını gör...
508.
sadece bir kısmını paylaşıyorum.

solgun mu yüzün
gece mi karanlık
gölgende hüzün
koyu karamsarlık
düşüyorum gözünden
istemesem de bunu
tanıyorum sözünden
bu umutsuz yorgunu
devamını gör...
509.
belki son sevmeleri yüreğimin
bakamayacağım gözlerine böyle
kar altında çiçek açar mı
eriyip bitmiş bir mum
aşka ışık saçar mı söyle
küçücük bir zaman dilimine
büyük sevda sığdırmak
kolay mı öyle.
bakma mağrur durduğuma
yüzüm güler
içim kan ağlar benim.
ruhum senin yanında
cehennemde bendenim.
f.
devamını gör...
510.
tanrım;
bana benden.
bana bir dostumdan.
daha fazla yardımcı ol.
tanrım,üzülüyorum yaşadıklarıma
kötü düşünceler besliyorum.
senin ne istediğini biliyorum,
ama yapmıyorum.
tanrım;beni bağışla.
kendi cehennemimde
bedelini ödüyorum yaptıklarımın...
tanrım
iki cehennemin birinden kurtar.
devamını gör...
511.
gözlerim yorgun, dudaklarım suskun sensiz,
söyle daha kaç asır koşacağım nefessiz.
geçmişim karanlık, geleceğim zaten belirsiz,
gecelerimi delen özleminle bekliyorum çaresiz..
devamını gör...
512.
beklerim, güzel beklerim seni.
kardelenin bekledigi gibi beklerim.
güzelim yazı, mutlu mesut heba ederim de
açmak için kışı beklerim.

maviyi bekler gibi beklerim seni
güzelim kışı, feda ederim de
kaçmak için yazı beklerim.
bahar zaten bekleyişin adı değil miydi?
aşkı beklerdin, ölümü beklerdin.
ben, seni beklerim.

nazım gibi olmasa da
güzel özlerim seni
oturup gözlerim yolunu
hayır oturamam,
ayakta beklerim seni,
kırpmadan gözlerimi.

köpek severim, seni beklerken
çiçek severim, böcek severim.
olmadı kendimi severim.
seni uzaklardan severim,
ruhun bile duymaz
çaktırmadan severim seni.
devamını gör...
513.
geçtiğimiz yıllarda çıkardığım şiir kitabımda bulunan şiirler de bunlara dahildir. hepsi çocuğum gibi ama yine de ben sevdiklerimden birisini paylaşayım;


kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
514.
uçurumun kıyısında nefes nefese
koşuyorsun uzun vakitlerdir
varamadın varılacağa
var olamadığın zamanlardan biri bu da

unuttun nedir hür olmak
soluduğun vakitler sığ akılların keşfedemeyecekleri
unuttun nedir var olmak
kurtulmak istediğin anlar saplandı aklına
sustun

eşiktesin bir kez daha
bir uğursuz yol ayrımı daha
doğruları söküp çıkaramadığın muhallat zihnin
neye yapışacağını bilemeyen ellerin örtmüş suretini utançla
ayakların ne tarafa yürüse şaşırmış yine
lanet adam bu kaçıncı dilemma

bu kaçıncı diye soracaksın yine bu gece
sabah olmayacak bu sefer
güneş falan doğmayacak
kalkacak tüm gerçeği arsızca saklayan perdeler
kes meraklanmayı üzülen olacak mı
bırak bi kez olsun lanet adam

kuşanamadığın cesaretin karıştı göklere
dört nala kaçtığın korkular sarar şimdi gözlerini
önceleri duyumsamadıkların ele geçirecek cılız bedenini
sadece bir dakika kabullenmeyi öğretecek sana

ömrünü hiç ettiğin kabulleniş bu
birkaç muğlak rüya çarpar suratına
tanıdık birkaç yüz belli belirsiz
uyanacağın düzmece bir beyazlık değil
dar bir sanduka, havasız ve karanlık

söz geçiremediğin fikirler yağmurları susturdu
unuttun arınmayı, karardı suretin
bıkmadın ne utanmaktan ne de utanılacak işler yapmaktan
gülüşlerin de soldu işte
solan loş ışığa şahitsin bu kez kayıp*
devamını gör...
515.
ortancaları getiriyorum aklıma
yavaşça iniyorum sandalyemden
halının çizgilerini takip ediyorum
bir parça saçımdaki beyazlardan
bir parça damarımdaki kandan
yaz sineği misali
sabit kalamıyorum
gramofonlar geliyor aklıma
eylül ayından hikayeler
ilkbaharın tenimi sıyırışı
papatyalar, kafiyeler…

bütün saatleri seni son gördüğüm an’a
henüz tanrıya inandığım zamanlara
incire zeytine ve isa’ya
sabitliyorum.

değirmenler geçiyor gözlerimin önünden
mızrağım bi haber savaş eşiklerinden
yalpalıyorum bi çare bi sebepten
bilmiyorum.

bilinçaltım orta doğu heyhat absürd bir keşmekeş
rüyalarım ki inan onlar da hissettiklerime eş
bozukluklar biriktiriyorum ölmeye belki 3 belki 5
saymıyorum.

göğüslerini hatırlıyorum bazı kadınların
ana kucağı kadar sıcak yaz akşamları kadar terli
ihtirasın merhameti alaşağı ettiği gecelerde
bir tanrıça misali dimdik ve kudretli.

bazı kadınların gülüşleri yansıyor masa lambama
bazı şairlerin başucu eserleri
artık dönüp bakmıyorum arkama
göreceğim belki daha 17 belki serseri.

tarif etmek gerek ne imiş yaşam?
vuslat, hasret biraz hüzün biraz neşe
neye ulaşmaktayım ah bir anlasam
tabut desen biraz kiraz biraz ceviz biraz meşe.
21.51
devamını gör...
516.
büyülü sevda bahçesinde
dokunduğum her gül, sen oldu
bahçemin her yeri, seninle doldu
batan her diken, ruhumda soldu
güzel bir acıyla, onlar da sen oldu.
devamını gör...
517.
hatırlar mısın o son geceyi
dilimden dökülen altı heceyi
mumlar yanıyordu her yerde
ay ışığı üzerimize düşüyordu
köşede eski bir televizyon
yarım açık bir perde.
sonra semaya bir şarkı yükseldi.
hissetmiştim, yüreğin titredi.
aşkla bakan gözlerinden
iki damla yaş geldi.
gece farklıydı, hüzün saklıydı.
duvarlarda bir nefret, sevgi yerine.
hüznün şarkısında son bir dans
ayrılığın şerefine.
o gece bu sevdaya son gece oldu.
üzerimize güneş değil, pencereden
ayrılık doğdu.
f.
devamını gör...
518.
seyyar salıncak

şanslı bir çocuktum, parka yakındım
sabah akşam oyun oynardım
çöpçülerle arkadaştım, bakkala amca derdik
ama bir adam vardı ki en çok onu severdik

seyyar salıncak mı dersiniz adına,
dönerli salıncak mı bilmem.
biz çocukken bi abi bilirdik,
o gelirdi, biz sevinirdik.

aramızda kuvvetli bir bağ vardı,
keyifçinin pavyona,
ayyaşın tekele,
müptezelin torbacısına olan sadakati gibi.

çocukken tanımıyordum tabii bu pis insanları,
bakmayın, ben de sonradan tanıdım.
annem sağ olsun, bir gün eksik etmedi paramı
her gün buluştuk o abiyle.

her gün bindim o salıncağa,
her gün kovaladım önümdekini,
bir gün olsun yakalayamamadım.
artık umudumun kalmadığı gün, büyümüştüm.
devamını gör...
519.
gece,
yeni bir güne gebeyken
saat henüz 4.37
uyuyan bir kadın
rüyasında,
gözle görmediğini
kalbinde hissediyor önce.

bir kabus gibi
adeta
hızlanıyor kalbi
lakin kabus değil
biliyor
görüyor
hissedeyor
bitmiş bütün kabuslar
5 gece evvel
bir gece saati.

ardından,
rüyasına giriyor adam.
kadının
üstünü örmeye,
üşümesin diye;
öpmeye,
ruhu eksik kalmasin diye.

uyanıyor kadın
bir güzel rüyadan
akılda tek şey :
o güzel adam.

bir an düşünüyor
rüya miydi bütün bunlar?
sonra kulağına fisildiyor ruhu
senin tek gerçeğin
"bu güzel adam"

uyku sersemi
geçiyor masa başına
bir kalem
bir kağıt
ve kocaman bir sevda ile
başlıyor yazmaya,
sabahın ilk saatlerinde.

aklında tek bir sey:
kalbi güzel olan adam.
anlatmaya calişeyor
sevgisini
ruhu olmayan
iki kelam ile.

ama biliyor kadın .
anlatamasa bile anlayacak
ruhu güzel olan adam.
rahatlıyor önce,
kapatıyor masa lambasini
önünde küçük bir kağıt
üzerinde,
kağıdı bile ağlatan
o şiir

yatağa gidiyor kadın
usulca,
gecenin koynuna girer gibi
giriyor yatağına
hayattan istediği tek bir şey:
rüyasında tamamlanmak
bir kez daha

uyku,
bir anne şefkati ile
alıyor kucağına
bu meftun kadını.
kadının aklı, fikri
ruhu, kalbi
tek bir şeyi düşünüyor:
sevgiliyi,
o güzel adamı.

kadın bir kez daha anlıyor
yüreğindeki koca sevgiyi
düşüneyor duruyor
ne yapacağım deyu
lakin biliyor
o koca adam da seviyor
kendisini.

uykularinda bağırıyor kadın
bu adamı ne çok sevdiğini
bileyor çünkü
duymayacak kimse sesini.

uykuya yavaş yavaş
dalarken kadın
kapıları açılıyor
rüya aleminin.

gecenin sonunda
gün doğarkene
kadın ve adam
el ele
giriyorlar o kapıdan
büyük bir sevda ile.
devamını gör...
520.
hangi felsefe açıklayabilir beni bana
hangi bilim ışık tutabilir
içimdeki hezeyana.
aşk mi, dert mi, tasa mı
ne olduğu belirsiz.
bir sıtma krizi mi
yakalıyor yerli yersiz.
bir hüzün öyküsü bu
kararıyor durgun sular
yığınlar ağlamakta,
kahkahada yalnızlıklar.
bütün hislerim solgun
kaybediyor rengini
biri siyah, biri beyaz
hayat ile ölüm gibi
bir derin uçurumda
aramakta dengini.

f.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim