normal sözlük yazarlarının şiirleri
başlık "martinneder" tarafından 08.01.2021 18:06 tarihinde açılmıştır.
1241.
monoton hayatımı seviyorum
dertli, tasalı, kederli
planlamadan, tasarlamadan geleceğimi
düşünmüyorum; 50'ime bastığımda
pastamı kiminle süsleyeceğimi
ve süslemiyorum şimdiden düşlerimi
içmiyorum falan sigaralar
50 yıllık hayatımın
50 saniyesinde mutlu olsam ne yazar?
dertli, tasalı, kederli
planlamadan, tasarlamadan geleceğimi
düşünmüyorum; 50'ime bastığımda
pastamı kiminle süsleyeceğimi
ve süslemiyorum şimdiden düşlerimi
içmiyorum falan sigaralar
50 yıllık hayatımın
50 saniyesinde mutlu olsam ne yazar?
devamını gör...
1242.
devamını gör...
1243.
bir katilim katli vacip
ehemmiyetsiz bir kıtanın hayli önemsiz ücrasında,
bir kabilede sırtıma doldurduğum taşlarla
incir kabuğunu doldurmayacak insanlara
yeniden hayat veren.
bir tanrıyım, aciz
iddiam anlamsızlığım.
bir çocuktum...
merakımı daha o vakit zihnime sığdırdım,
daha o vakit, muhtelif topluluklara mensup insanlar tanıdım,
benim gibi; gözleri, kulakları, dişleri...
haydi dediler, insana bir paha biçelim, şaşırdım.
haddimize mi dedim,
haddi olmayan aklımla.
size bir soru derdim, bu memlekette soruları çocuklar sorardı,
hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi akıl edemeyen çocuklar.
"çocuk o anlamaz" bir memlekette doğdum,
yirmi yedimde boğazımı keserek bir katil oldum.
mavi beneklerimi keşfettiğimde on yedimde
öğrendiğim her şeyi çöpe attım
kısık gözleri, koyu derileri, iyi giyinmeyenleri
ve daha birçok vazgeçilmezi.
afili araçlarıyla körpe gençler geçti
binlerce yoksulun üzerinden.
insanın pahası mı,
hiç haddim olmayarak basitti.
bir çocuktum...
üzerine afili sözler basılı gökkuşağı kağıtların
az daha önemsiz olduğu bir memleket hayal ettim.
haddi olmayan tanrım, haddimi bildirdi.
haddi olmayan tüm varlıklar basitti.
yirmimde vatani insanlık görevim
kokpitimden çocuklara eceller biçtim.
ey insan! bu şiir,
süslediğin tarihin kirli dünü,
önem-siz,
katlin farz olduysa üzerine eğer
her allah'ın günü.*
ehemmiyetsiz bir kıtanın hayli önemsiz ücrasında,
bir kabilede sırtıma doldurduğum taşlarla
incir kabuğunu doldurmayacak insanlara
yeniden hayat veren.
bir tanrıyım, aciz
iddiam anlamsızlığım.
bir çocuktum...
merakımı daha o vakit zihnime sığdırdım,
daha o vakit, muhtelif topluluklara mensup insanlar tanıdım,
benim gibi; gözleri, kulakları, dişleri...
haydi dediler, insana bir paha biçelim, şaşırdım.
haddimize mi dedim,
haddi olmayan aklımla.
size bir soru derdim, bu memlekette soruları çocuklar sorardı,
hiçbir şeyi ama hiçbir şeyi akıl edemeyen çocuklar.
"çocuk o anlamaz" bir memlekette doğdum,
yirmi yedimde boğazımı keserek bir katil oldum.
mavi beneklerimi keşfettiğimde on yedimde
öğrendiğim her şeyi çöpe attım
kısık gözleri, koyu derileri, iyi giyinmeyenleri
ve daha birçok vazgeçilmezi.
afili araçlarıyla körpe gençler geçti
binlerce yoksulun üzerinden.
insanın pahası mı,
hiç haddim olmayarak basitti.
bir çocuktum...
üzerine afili sözler basılı gökkuşağı kağıtların
az daha önemsiz olduğu bir memleket hayal ettim.
haddi olmayan tanrım, haddimi bildirdi.
haddi olmayan tüm varlıklar basitti.
yirmimde vatani insanlık görevim
kokpitimden çocuklara eceller biçtim.
ey insan! bu şiir,
süslediğin tarihin kirli dünü,
önem-siz,
katlin farz olduysa üzerine eğer
her allah'ın günü.*
devamını gör...
1244.
gözümden uzaksın aklım da bâki
gönlümün çeşminde sensin be adam
gözüm de kalansın dilim de sâki
heceler dilim de sensin be adam
bir evvel feryat kopar içimde taa ki
ademden evveli duysun be adam
çığlık çığlığa susmak bu sanki
rotamda notamda sensin be adam
sonsuz ummana dalalım vâki
olmuyor işte sensiz be adam
bir gemi yapalım yelkeni hâki
amblemi olsun sonsuz be adam
gönlümün çeşminde sensin be adam
gözüm de kalansın dilim de sâki
heceler dilim de sensin be adam
bir evvel feryat kopar içimde taa ki
ademden evveli duysun be adam
çığlık çığlığa susmak bu sanki
rotamda notamda sensin be adam
sonsuz ummana dalalım vâki
olmuyor işte sensiz be adam
bir gemi yapalım yelkeni hâki
amblemi olsun sonsuz be adam
devamını gör...
1245.
1246.
ah eponin...
öyle bir halin varki bende,
yanındayken algımı kaybediyorum.
konuşmak istiyorum,
dudaklarım mıhlanıyor birden...
anlamak istiyorum,
lanet olsun! duyamıyorum.
senin yanına,
salt duygularla çıkabiliyorum,
daha fazlasına izin yok..ah eponin...
öyle bir halki bendeki;
beni farketmeden soktuğun yerde,
bu karanlık zindanların en soğuk köşesinde,
yanıyorum...
ve hareket bile edemiyorum.*
öyle bir halin varki bende,
yanındayken algımı kaybediyorum.
konuşmak istiyorum,
dudaklarım mıhlanıyor birden...
anlamak istiyorum,
lanet olsun! duyamıyorum.
senin yanına,
salt duygularla çıkabiliyorum,
daha fazlasına izin yok..ah eponin...
öyle bir halki bendeki;
beni farketmeden soktuğun yerde,
bu karanlık zindanların en soğuk köşesinde,
yanıyorum...
ve hareket bile edemiyorum.*
devamını gör...
1247.
106 gün - muğla /2019
zamandan öylesine yoksun,
bir selam sabah
kursağımda türlü işkencelerin eğlence ettiği körpe hevesler, düşkünler
boş araziler kafamda
çeşitli deli cesaretleri...
gözlerini şimdi daha da iyi açtı maymunum
tapınmak yersiz
uzaklarında nefes izleri
kısacası yaşam belirtisi...
dönmesi imkansız bazı dünyaların
en azından senin parmağında
benim dünyamın
dünya zannettiğim
koordinatı olmayan yerin...
zamandan öylesine yoksun,
bir selam sabah
kursağımda türlü işkencelerin eğlence ettiği körpe hevesler, düşkünler
boş araziler kafamda
çeşitli deli cesaretleri...
gözlerini şimdi daha da iyi açtı maymunum
tapınmak yersiz
uzaklarında nefes izleri
kısacası yaşam belirtisi...
dönmesi imkansız bazı dünyaların
en azından senin parmağında
benim dünyamın
dünya zannettiğim
koordinatı olmayan yerin...
devamını gör...
1248.
kendini beğenmiş çirkin cadı
dünyalar onun biricik tacı
bir baltaya sap olmaz kör kadı
insanı ipe yollar kararı
üzerine çamur atar yabancı
dünyalar onun yoldaşı
aslında bir şiir gibi değil bir şarkımda kullandığım nakarat.
dünyalar onun biricik tacı
bir baltaya sap olmaz kör kadı
insanı ipe yollar kararı
üzerine çamur atar yabancı
dünyalar onun yoldaşı
aslında bir şiir gibi değil bir şarkımda kullandığım nakarat.
devamını gör...
1249.
acınası bir hal almaya başladı bendeniz yalnızlık,
işbirlikçisi sahte mutluluk ve de kara propaganda...
gözlerimi kapatmak istiyorum
bir daha açmamak üzere
sonra renksiz bir karanlık kabalaşıyor hücrelerimde,
işte ucuz atlatma manevraları yapıyorum bıçakla yüreğimde
senden sakınıyorum, kendimi senden
ölü zamanların deli ozanlarından
âşk kelâmına tam anlamıyla vâkıf olanlardan...
dedim ya : bu yaşama ihtimalleri beni yaralayan!..
sende çıkıştın bana :
acının tadına varmadan!..
bu bir kandırmaca
olsa derdim gururumla oyna ama
bu kadarı inan bana bile fazla...
ne gerek vardı bu kadar hazırlığa
ben emir buyursan
ölürdüm,
her ihtimalde öldüm bir bakıma
senden ayrı, ırakta...
işbirlikçisi sahte mutluluk ve de kara propaganda...
gözlerimi kapatmak istiyorum
bir daha açmamak üzere
sonra renksiz bir karanlık kabalaşıyor hücrelerimde,
işte ucuz atlatma manevraları yapıyorum bıçakla yüreğimde
senden sakınıyorum, kendimi senden
ölü zamanların deli ozanlarından
âşk kelâmına tam anlamıyla vâkıf olanlardan...
dedim ya : bu yaşama ihtimalleri beni yaralayan!..
sende çıkıştın bana :
acının tadına varmadan!..
bu bir kandırmaca
olsa derdim gururumla oyna ama
bu kadarı inan bana bile fazla...
ne gerek vardı bu kadar hazırlığa
ben emir buyursan
ölürdüm,
her ihtimalde öldüm bir bakıma
senden ayrı, ırakta...
devamını gör...
1250.
alın şimdi bu entry'i girerken yazıyorum anlık:
hayal kurmak
yaklaşmaktı gerçeklere birazcık
sevgi büyük, çok büyüktü
ama insan da bir o kadar yalnız ve tekti
her zorluğa göğüs germek
herkul gibi dünyayı omuzların ile sırtlamak
her babayiğidin harcı değildi
hep bir dayanak noktası aradık durduk
sahi bizi ne üzdü?
iş mi, aşk mı
işsizlik mi, aşksızlık mı?
neydi odysseus
seni o amansız maceralara çıkaran?
daha şanlı bir son
ve an'da daha canlı bir yaşam için
ilham almaya
devam edeceğiz
esenliklerden.
hayal kurmak
yaklaşmaktı gerçeklere birazcık
sevgi büyük, çok büyüktü
ama insan da bir o kadar yalnız ve tekti
her zorluğa göğüs germek
herkul gibi dünyayı omuzların ile sırtlamak
her babayiğidin harcı değildi
hep bir dayanak noktası aradık durduk
sahi bizi ne üzdü?
iş mi, aşk mı
işsizlik mi, aşksızlık mı?
neydi odysseus
seni o amansız maceralara çıkaran?
daha şanlı bir son
ve an'da daha canlı bir yaşam için
ilham almaya
devam edeceğiz
esenliklerden.
devamını gör...
1251.
mevsim ilkbahar,
ağaçlar yapraklarını açıyor, sen yanımdasın.
sen çok severdin ilkbaharı,
ilkbaharın getirdiği mutluluğu, huzuru.
bir yanın hep o mevsimde kalmak isterdi.
üşütmeyen geceleri, yakmayan gündüzleri,
ilkbaharın yağmurlarını severdin.
erken yatıp erken kalkmayı,
yağmurun yağışını izlemeyi severdin.
şimdi sen varsın, ilkbaharın bir anlamı var,
yeni açan, tomurcuklanan ağaçların.
sen varsın, hayatımda bir anlam var.
ağaçlar yapraklarını açıyor, sen yanımdasın.
sen çok severdin ilkbaharı,
ilkbaharın getirdiği mutluluğu, huzuru.
bir yanın hep o mevsimde kalmak isterdi.
üşütmeyen geceleri, yakmayan gündüzleri,
ilkbaharın yağmurlarını severdin.
erken yatıp erken kalkmayı,
yağmurun yağışını izlemeyi severdin.
şimdi sen varsın, ilkbaharın bir anlamı var,
yeni açan, tomurcuklanan ağaçların.
sen varsın, hayatımda bir anlam var.
devamını gör...
1252.
ıkimizin olduğu koca bir dünya
kimse bizi görmeyecekti
bakacaktık sadece
içinde bulunduğumuz hale
sen ve ben
başına buyruk
okyanus ve orman
kalın, derin
karmaşık bir roman
anlayacaktık ama
her bir satırını
ve bizim hislerimizin
okyanus ve ormanın
hislerini satırla kovalayışını
senin suyun, benim köklerim
neden tutmadı
birbirini
sen dalgalandıkça
ben estikçe
uzaklaştırdı bizi
ılk fırtına çıktığında
sen dalgaları ormana çarpan
okyanus
neden fırtına bekledin ki?
bilirdin köklerim senin suyunla beslenirdi
neden ilk fırtınada
yıkıp yok ettin ki?
kimse bizi görmeyecekti
bakacaktık sadece
içinde bulunduğumuz hale
sen ve ben
başına buyruk
okyanus ve orman
kalın, derin
karmaşık bir roman
anlayacaktık ama
her bir satırını
ve bizim hislerimizin
okyanus ve ormanın
hislerini satırla kovalayışını
senin suyun, benim köklerim
neden tutmadı
birbirini
sen dalgalandıkça
ben estikçe
uzaklaştırdı bizi
ılk fırtına çıktığında
sen dalgaları ormana çarpan
okyanus
neden fırtına bekledin ki?
bilirdin köklerim senin suyunla beslenirdi
neden ilk fırtınada
yıkıp yok ettin ki?
devamını gör...
1253.
keder denizinde düğüm olmuş dalgalar
kulaç attığın kadar derine
çarpıntılar hissedilir durana kadar
yarılanma ömrü bitti hayatın
bir bakıma çarmıhtır
batar durur
diken olmuş umutlar seyrinde
layihası baskındır diken gülün emrinde
hakkıdır
kazdıkça çıkan yokluk
varlığın tecellisi hiçlik
ateşin işi kül
yandıkça dönüşür kul
zaman yok
zaman ağır...
kulaç attığın kadar derine
çarpıntılar hissedilir durana kadar
yarılanma ömrü bitti hayatın
bir bakıma çarmıhtır
batar durur
diken olmuş umutlar seyrinde
layihası baskındır diken gülün emrinde
hakkıdır
kazdıkça çıkan yokluk
varlığın tecellisi hiçlik
ateşin işi kül
yandıkça dönüşür kul
zaman yok
zaman ağır...
devamını gör...
1254.
şiirim: şimdi uyduracağım.
kalktım sabah kafam o biçim
yol çalışması varmış allahım ne için?
gidecek yol bırakmamış yetkililer
seçim yaklaşıyor ya, çalışın göya oy için.
teşekkürler.
kalktım sabah kafam o biçim
yol çalışması varmış allahım ne için?
gidecek yol bırakmamış yetkililer
seçim yaklaşıyor ya, çalışın göya oy için.
teşekkürler.
devamını gör...
1255.
1256.
zehrimi içip yatmışım bugün
rüyamın baş rolünde silüetin
yine. bir daha. tekrardan.
döngüye alınan bir kemoterapi gibi
kurtulmaya çalışıyorum
yüzünden,
saçlarından,
kedi gülümsemenden,
geçen şu iki yıla rağmen
saçlarımın seyrekliği
belli ediyor
bu denli sensizliği.
zehirlenerek yatmışım yine;
her bir noktanla çıkmışsın karşıma,
benim mi yarattığım, yoksa
senin tanrılaştığın mı bu hülya?
bilemiyorum, bilemedim...
her yere gittim ama bu yükü
düşüremedim.
ben yaratıyorum
sen tanrısın
ben tanrıdan artık çok uzaktayım.
çok uzakta.
ama
bir o kadar da yakında
tek heceli ızdırap kadar küçük
ama delip geçiyor içimi.
bugün de kanıyorum
siyah kapüşonlu
silüetine
“hadi gidelim buralardan”
dediğim için.
tanrısal bir hayal çerçevesinde
yani yokluğunda
olmayışında.
rüyamın baş rolünde silüetin
yine. bir daha. tekrardan.
döngüye alınan bir kemoterapi gibi
kurtulmaya çalışıyorum
yüzünden,
saçlarından,
kedi gülümsemenden,
geçen şu iki yıla rağmen
saçlarımın seyrekliği
belli ediyor
bu denli sensizliği.
zehirlenerek yatmışım yine;
her bir noktanla çıkmışsın karşıma,
benim mi yarattığım, yoksa
senin tanrılaştığın mı bu hülya?
bilemiyorum, bilemedim...
her yere gittim ama bu yükü
düşüremedim.
ben yaratıyorum
sen tanrısın
ben tanrıdan artık çok uzaktayım.
çok uzakta.
ama
bir o kadar da yakında
tek heceli ızdırap kadar küçük
ama delip geçiyor içimi.
bugün de kanıyorum
siyah kapüşonlu
silüetine
“hadi gidelim buralardan”
dediğim için.
tanrısal bir hayal çerçevesinde
yani yokluğunda
olmayışında.
devamını gör...
1257.
bilmiyorsundur ama ben herkese senden bahsetmekteyim
köşedeki büfeciye, gazete alırken
kulaklığımdaki şarkılara, kalem kullanırken
semadaki yıldızlara, yol alırken
geceleri rüyamda, umutlarım asılırken
bahsetmekteyim; sıkı dosttan tut her selam verene kadar
ne zaman bitiririm bilmem belki mutluluğuma erene kadar
bilmiyorsundur ama ben herkese senden bahsetmekteyim
elimden bir şey gelmez güzelim benim
sen beni sevmezken
ben seni her geçen gün daha da kaybetmekteyim
köşedeki büfeciye, gazete alırken
kulaklığımdaki şarkılara, kalem kullanırken
semadaki yıldızlara, yol alırken
geceleri rüyamda, umutlarım asılırken
bahsetmekteyim; sıkı dosttan tut her selam verene kadar
ne zaman bitiririm bilmem belki mutluluğuma erene kadar
bilmiyorsundur ama ben herkese senden bahsetmekteyim
elimden bir şey gelmez güzelim benim
sen beni sevmezken
ben seni her geçen gün daha da kaybetmekteyim
devamını gör...
1258.
aşkla ilgili gördüğüm her şiirde; şiirin bizim için ne olmadığını anladım. *
--------------------------
bu arada potansiyel şairler de var aramızda. selam onlara.
--------------------------
bu arada potansiyel şairler de var aramızda. selam onlara.
devamını gör...
1259.
terk edilmiş insanların korktuğu
terk edilmiş bir hayalet olayım
terk edilmiş olayım ki ayrılık bir daha uğramasın bana
terk edileyim bir kere ve sadece bir kez
terk edemediğim bir bedenim olmasın
terk edemediğim bir sevdiğim olsun
terk ettiğimde sen hariç her şeyi
terk etmek ayrılığa denk tutulsun
terk edilmiş bir hayalet olayım
terk edilmiş olayım ki ayrılık bir daha uğramasın bana
terk edileyim bir kere ve sadece bir kez
terk edemediğim bir bedenim olmasın
terk edemediğim bir sevdiğim olsun
terk ettiğimde sen hariç her şeyi
terk etmek ayrılığa denk tutulsun
devamını gör...
1260.