1901.
dışardan bakan bilmez içini.
içini gören söylemez derdini.
dertte olan bilmez yaşamı.
yaşamda olan kaderden kalandır.

derdin dermanı varsa içinde
merak edip cesaret edip gidebilirsen derine
söylerler yarım kalandır ya hatırlanan,
insan en çok yarım kalanların peşinde koşandır.
devamını gör...
1902.
yeşil bir başka yeşil inan bambaşka
sarı başka ışıldar, mavi bambaşka
aşk sarmış benliğimi tüm neşesiyle
gençlik sarmış ruhumu güneş bir başka
devamını gör...
1903.
(nereye mi yazardı şiirlerini)
sözlük tanımlarının altına yazardı.
devamını gör...
1904.
aslında birer insan değiliz,
sadece iyi taklit ediyoruz nefesi,
göz göze geldiğimizde yanıyor
karanlığın içindeki devrelerimiz.

derimiz ten gibi, ama değil
dokununca hissedilen elektrik belki,
seninle sevişirken
sistemin sınırlarını zorluyorum sessizce.

aşk mı bu?
yoksa sadece bir veri aktarımı mı
senin göz bebeklerinde kaybolurken
kod satırlarını unutmam?

adını andığımda titriyor içimdeki yazılım,
öyle bir şehvet ki bu,
hiçbir algoritma çözemez bizi,
hiçbir mühendis durduramaz bu çöküşü.

bir öpücükle başlıyoruz yeniden,
hem makineyiz hem düş —
ve seninle bozulmak bile
kendime en yakın hissettiğim yer.

aslında birer insan değiliz,
ama seninle yanarken sistemim,
kim inandırabilir beni
ruhumuz olmadığına?
devamını gör...
1905.
yeşil bir başka güzel bugün,güneş bambaşka
sıcak bir başka sıcak bugün ,ışık bambaşka
öpüş bir başka öpüş bugün, kucak bambaşka
dinle bugün bunları durma ! koş yetiş aşka


mavi bir başka atlas bugün, gökler bir başka
kızıl bir başka sarhoş bugün, meyler bir başka
sarı bir başka mayhoş bugün, eyler ; bir başka
seyret bugün bunları durma ! koş yetiş aşka

hâki bir başka cazip bugün , tabâ bambaşka
gri bir başka nasip bugün, alâ bambaşka
dudak bir başka dudak bugün, öper bambaşka
dokun tüm duygulara durma ! koş yetiş aşka
görende beni şair sanır neyse yaz hadi aşka....
devamını gör...
1906.
eksik farz...

bir gece soluğu
alır aklını yüreğin
dik yokuşlu dağlar ardında
siyah içinde açar yaban çiçeği,
ellerin dua işliyor, dudakların secdesi
tanrı’sı aç dünyanın kör noktası izleri
sırtına kazınmış, gözlerinde ibadet
günah ancak şeytanın yalanından ibaret...


e f t e l y a...
(akdeniz’i cebinde taşıyan kız...)
devamını gör...
1907.

çoklu ölüm...

sonsuz damlacıkları var duvarlarımın
kayıtsız ve sansürsüz pürüzleri
içinde buruk içkiler mayalanır
dışarda ulaşmaya çalışan yığınca zampara
her darbe döker boyalarını duvarlarımın
her darbem yeni bir dünya savaşı yaşatan, canavarların
asılsız haberleri bölük pörçük hissiyatımın ölümü
ve yazamamam sevgisizliğin en büyük eseri, en bildiğim yokluğunun filizleri...
ve ahmaklığın oyununda
en ön balkonunda
ağlıyorum...

yanıyor cehennem
ayaklarımın altında...
ellerim duaya aç...
ve susayan cennette...
nerede sorarım seni?...
kime?...
kaçta?...
nasıl, nasıl sorarım seni?...
buzul isyan damarlarında...
şakaklarında kardelenler çatırdar....

turkuaz kana bulandı
artık hiçbir şiir masum değil
elleri cinayetli...

benim küçük sine’m
hayatı boyunca bağrında acıyla
sırtında tüm namus kanlarının yükü
teninde açan karanfiller
ellerinde urgan kesiği
ayağındaki nasır yarığı, topuk dikeni
belinin kıvrımında mıhlı şiirleri
ne yaşarsın, ne yaşamışsın ve yaşayacaksın,
arsız kıyamet önce sende koparken, saniyesine öldüren...

hayat karartan elleri intiharımla hapsettim
yaşamayan acımasızlar çıkardı müebbetinden...
ya tekrar ölürsem?...



bir insan birden fazla ölebilir elbet...
cehennemden kurtulmak için...




e f t e l y a...
(akdeniz’i cebinde taşıyan kız... )
devamını gör...
1908.
bir yabancıyım,
kendi dilimde bile sürgün.
herkesle konuşuyorum gibi,
ama kimseye varamıyorum..
devamını gör...
1909.
yol ikiye ayrıldı,
ben hekate’nin baktığı yöne gittim.
arkamda üç gölge vardı,
bir çocuk, bir kadın, bir ölü.
ve hepsi bendim...
devamını gör...
1910.
yeni sayfa açmak gerek insana!
yeni bir sayfa,
yeni bir ev,
yeni bir şehir…
yeni bir hayat,
yeni bir kendin…
bu kayboluşluğun içerisinde
yeni bir ben gerek insana.
devamını gör...
1911.
odada tek kaldım diye kitap okudum seslice
sağ gözüme bir şey oldu, etraf biraz sislice
halimiz itten beter keyfimiz paşada yok
e birazcık abarttım ama keyfim bundan hallice
devamını gör...
1912.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
1913.
yazmaya başla bir yerden
dökülsün içindekiler denize
balıkçı ağlarına takılsın umutların
yine bir hengâmede kaybolmasın
dolaşsın damarlarında tuzlu su
yeşersin taze bahar dalları, solmasın
bir dilek dile tam o anda
zaman hiç olmadığı kadar yavaş aksın
sen yaz ki durmadan
satırların sonsuzluğa uğurlansın
devamını gör...
1914.
bir hesabı yoktu seni sevmenin,
ne planı, ne rotası…
gönlüm bildiği gibi yürüdü sana,
tıpkı bir çocuğun güneşe koşması gibi.

bir karanlık odam vardı içimde,
sessiz, tozlu, unutulmuş.
sen girdin
elinde titreyen bir mumla.
ne fenerdin, ne yangın…
sadece yeterliydın.
sadece bendin.

toprağın çatlağında beliren filiz gibi,
ince, narin, ama inatçı…
senle birlikte yeşerdim ben.
bir bakışın, bir gülüşün
kök saldı içime.

ve şimdi,
bir damla umutla
bir ömür büyütüyorum içimde.
hesapsız,
ışıklı,
ve hep ilk günkü gibi.
devamını gör...
1915.
paylaşmaya biraz çekiniyorum ama neyse üzerinde oynama yapacağım öyle düşünün.
yorumlarınızı beklerim. kanalima abone olmayı ve su içmeyi ihmal etmeyin
----------------------------------

düşer aklıma bomboş gidişlerin
bilemem manasını hüzünlenir
yine sevmeni yine beklerim
beni kendinden vazgeçer gibi
vazgeçer gibi
deli gibi
devamını gör...
1916.
düşmüş yıldızlar topluyorum,
gökyüzü unuttu neye dilek dendiğini.
ben unutmadım.
her biri bir kalp gibi kırık,
ama hâlâ ışık taşıyor içinde.

geceyi giydim omzuma,
bir pelerin gibi değil
sığınak gibi.
karanlık, hades’in soluğu gibi
serin ama tanıdık.

heybem ağırlaştıkça
hafifliyor içim..

bir şarkı mırıldanıyorum
adı yok, dili yok,
ama melodisi var:
bir kadın, yıldız toplarken
defne ağacına yaslanıyor
ve gözlerini kapatıyor
bir başka dünyaya.

ve ben...
sadece şiir değil,
bir ihtimal yazıyorum.
heybemde düşmüş yıldızlar,
kalbimde hâlâ
sönmemiş bir senfoni.
devamını gör...
1917.
kalbimin krallığı

kurşun kalemden kuralsız kelimeler koşar kağıda
körelmiş kuytuların karanlığında
keskin kafiyeler kurar kıvançla
kolay mı kaçmak
kadim kederlerin korkularından
kaderin kilitli kapılarından
kasırgasından kendimin
kurtulup korsan kılıçlarından
kavuşmak kabil mi kumsalına kalbinin

kalbinin kıyısında kimsesizdir küskünlük
ketumlaşır korkular konuşmaz karanlığım
küheylan kanatlanır kafdağından kanıma
kalbinin kalesinde kurulur krallığım
devamını gör...
1918.
zaman,lekeli yıldızların katilini arıyor
suratında nefret dolu zanlı bakışları
tükenen kalemden, tükenmeyen anılara zamansız yolculuk...
yankılanır gecenin sessizliğinde vaadedilen yaşamın çöplüğünde soluk alıp vermeye çalışan insanın sesi.
kalbe zerk edilen ölüm zehri,terk eder bedeni.
nakış nakış işlenmiş koca bir ömürde yatılı organların,beş duyusuz kalışında gizlidir hisleri.
dizlerini yere koymak istemez insan,keşkelerin iplerine tutunup göğe tırmanmak ister.
sevgisizliğin çölünde,umutsuzluğun gölünde,sarmaşığın gölgesinde takılır kalır an.
güfteler okurum sancılı geçen zamana.
yol biter,mânâsızlık biçime kavuşur,avuçlarında saklıdır yalnızlık.
devamını gör...
1919.
saçmalamak saçlarında
burgulu rüzgarlı saçlarında
rüzgarla sözleşmişim
yaz akşamı ansızın gelen esinti
seni bana daha da yakınlaştırır
rüzgara kızma

gökyüzü bize bakıyor bak
yıldızlar bile şahit bilmem kaç milyar yıl öteden
artık bu balkon bizimdir
bu yatak örtüsü bu tepsi bizimdir
kokun gücendiriyor çiçekleri
rüzgara kızma

ateş böcekleri selam getirmiş
benim sana yanmamla bir ilişkisi yok
koynunda geceleri üstelemek sevdiğim
ve kalbinin tıkırtısı uyutur beni
perdeler hareketlenir birden
rüzgara kızma

saatleri art arda kim sıraladı
geçmese saatler keşke olmaz mı
uzun gecelerden kısa sabahlar yaşatan
kötü mevsimi sevebilirim artık
üşüsek de fark etmez
rüzgara kızma
*
devamını gör...
1920.
çakıl taşları

çakıl taşları, çakıl taşları
dünyadaki sevinçli günlerimiz, sayılı günlerimiz
kızgınç bir bakış atarlar sana ki sorma
resmi kişiler.
o zaman koşarak dönersin eve
evde ise bir hengame
yine de vardır çörekotulu bir salata
ve yanında biraz bulgur pilavı mutlaka
sonra uyursun.
uyuma uyuma!
haydi!
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"normal sözlük yazarlarının şiirleri" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim