21.
aşk ile nefret arasında ince bir çizgi vardır. ruh halime göre bi orda bi burdayım. sanatçılarımızın hakkını yiyemem tabii.
devamını gör...
22.
aslında oryantal müziğin arap kültürüyle birleştiği ve içine biraz da acı duygusu katıldığı müzik türüdür.
bizim zamanımızda (80-90'lar) arabeske intihar müziği ölüm müziği jiletçiler vs denilse de iyi ki yapılmış iyi ki varmış dediğim müzik.
acaba arabesk olmasaydı şimdilerde pop ve rock müzik yapanlar neleri revize edip söyleyeceklerdi.
çok merak ediyorum pop ezgileri ile söyleyince yada elektro gitar ekleyince intihar girişiminden çıkıyor mu insan.
bizim zamanımızda (80-90'lar) arabeske intihar müziği ölüm müziği jiletçiler vs denilse de iyi ki yapılmış iyi ki varmış dediğim müzik.
acaba arabesk olmasaydı şimdilerde pop ve rock müzik yapanlar neleri revize edip söyleyeceklerdi.
çok merak ediyorum pop ezgileri ile söyleyince yada elektro gitar ekleyince intihar girişiminden çıkıyor mu insan.
devamını gör...
23.
zaten mevcut hayatı da acı olan zavallı halkımın enerjisini sömüren bir müzik türü. gereksiz. dinlemeyin, dinlettirmeyin.
devamını gör...
24.
sevmediğim, sevemediğim müzik türü. araplara özgü hiçbir şeyi sevmem zaten ama bunu ayrı bir sevmiyorum. insanı karamsarlığa sürüklemekten başka bir şeye yaradıkları yok. ama sesleri güzeeeğlll ama acıların çocuğuuuu adı altında onlarca eğitimsiz, kültürsüz, mağara adamı kılıklı tiplerin başımıza çıkarılmasına ve insanları televizyon üzerinden zehirlemesine vesile olmuştur aynı zamanda. dünyanın en pozitif insanı bile 2-3 gün arabesk dinlese derdo olur.
en komiği de fanatiklerinin arabesk sevmeyenleri acı çekmedi diye "ezmesi".* en çok ben acı çektim yarışına girmeleri falan o kadar komik ki. dünya üzerinde bir tek siz acı çekiyorsunuz zaten, yarın gel küçük emrah olarak işe başla.
en komiği de fanatiklerinin arabesk sevmeyenleri acı çekmedi diye "ezmesi".* en çok ben acı çektim yarışına girmeleri falan o kadar komik ki. dünya üzerinde bir tek siz acı çekiyorsunuz zaten, yarın gel küçük emrah olarak işe başla.
devamını gör...
25.
ruh hastası dangalakların müzik tarzı.
devamını gör...
26.
insanlar tarafından yargılanıp suçlu bulunan bir müzik türüdür. fakat hangimizin yaşadığı hayat içerisinde arabesk durumlar yok ki.
benim ruhuma çok da hoş gelmiyor, türk sanat müziği daha iyi ve estetik geliyor ama herkesin zevki farklıdır. kimseye zorla dinlettirmeden kendi halinde dinleyene saygı duyuyorum.
benim ruhuma çok da hoş gelmiyor, türk sanat müziği daha iyi ve estetik geliyor ama herkesin zevki farklıdır. kimseye zorla dinlettirmeden kendi halinde dinleyene saygı duyuyorum.
devamını gör...
27.
müziğin en yozlaşmış türü, örneği.
bugünün türk pop müziği bile yetişemez bu yozluğa. işte böyle bir felaket ve yıkımdı türk toplumu için.
arabesk bu milleti zehirlemek dışında hiçbir şey yapmamıştır.
sanatta devrim diye yola çıkan büyüklerimizi anlayamamaktı. hatta ihanetti...
topluma hiçbir katkısı olmamıştır...
bugünün türk pop müziği bile yetişemez bu yozluğa. işte böyle bir felaket ve yıkımdı türk toplumu için.
arabesk bu milleti zehirlemek dışında hiçbir şey yapmamıştır.
sanatta devrim diye yola çıkan büyüklerimizi anlayamamaktı. hatta ihanetti...
topluma hiçbir katkısı olmamıştır...
devamını gör...
28.
ruh hastası iken değil de bedenen hasta iken dinlemek harika oluyor. özellikle ibrahim erkal'dan "çare gelmez ağlamaktan" diye bi başlıyorum iyileşiyorum hemen.
devamını gör...
29.
derler ki, müzik ikiye ayrılır; iyi ve kötü.
devamını gör...
30.
zorla ve dışarıdan müdahale ile yaratılmış, ardından popülerleştirilmiş bir müzik türüdür. acıyı yüceltme ekonomik sebeplerin dışına kanalize etme ve öfke yönlendirme içerir. lümpen proleterin trajedi pornosudur.
devamını gör...
31.
depresyonun, hüznün ve içinden çıkılmaz her türlü durumun müziğe dönmüş halidir.
devamını gör...
32.
arabesk ne biliyor musun?
yıl böyle 80-90'lar, altındaki araba murat/şahin/doğan. belki bordo. belki jantlı.
arabanın koltuğuna yan yan oturmuşsun. hızın 50'yi geçmez. kafan kötü. sol kolun dışarıda. pioneer bangır bangır.
arabesk bir dışavurumdur. çekilen ya da çekilmiş acıyı herkese duyurma isteğidir.
doğrudur demiyorum ama arabesk müzik yukarıdaki cümledir.
düşmüşüz bir kuyuya, bir yanımız avrupai olsa da, içinden çıkamıyoruz esasen.
yıl böyle 80-90'lar, altındaki araba murat/şahin/doğan. belki bordo. belki jantlı.
arabanın koltuğuna yan yan oturmuşsun. hızın 50'yi geçmez. kafan kötü. sol kolun dışarıda. pioneer bangır bangır.
arabesk bir dışavurumdur. çekilen ya da çekilmiş acıyı herkese duyurma isteğidir.
doğrudur demiyorum ama arabesk müzik yukarıdaki cümledir.
düşmüşüz bir kuyuya, bir yanımız avrupai olsa da, içinden çıkamıyoruz esasen.
devamını gör...
33.
türkiye'nin varoş bölgelerinde daha yoğun bir dinleyici kitlesine sahip, genel olarak ise hatrı sayılır bir dinleyici kitlesine sahip müzik türüdür, enstrümantal olarak arapça şarkılarını; sözler olarak ise daha anadolu ezgilerini andırmaktadır.
devamını gör...
34.
hayatımda sev(e)mediğim müzik türlerinden biri. bir diğeri türkçe rap. diğeri de tekno(özellikle apaçi olanları)
kolay bir çocukluk, hayat geçirmememe rağmen isyankar olmadım hiç. isyankar tarzda şarkılar hiç bana göre değil. müzik olarak da hiç sevmiyorum. çocukluğumdan bu yana asla sevemedim.
sevenleri de küçümsemem ama. herkesin müzik zevki farklıdır. bulduğu şeyler farklıdır. zevkler tartışılmaz bence de.
kolay bir çocukluk, hayat geçirmememe rağmen isyankar olmadım hiç. isyankar tarzda şarkılar hiç bana göre değil. müzik olarak da hiç sevmiyorum. çocukluğumdan bu yana asla sevemedim.
sevenleri de küçümsemem ama. herkesin müzik zevki farklıdır. bulduğu şeyler farklıdır. zevkler tartışılmaz bence de.
devamını gör...
35.
80 ihtilalinden önce sınıfsal bir savaşın diliydi. o kısım arabesk için müzikal anlamda hiç iyi hisler beslemesem de politik açıdan savunduğu şeylere sahip çıkan biriyim. bana kalırsa bir toplumun isyanının dili ne olursa olsun sahip çıkılması gereken bir şeydir. liberal ekonomi politikalarını benimserken kültürel ve toplumsal açıdan muhafazakarlığı öğütleyen sağ hükümetler başa geldiğinde iyice fakirleşen halkın kökleşmiş arabesk kültüre tutunması kaçınılmaz olmuştu. anadolu rock devreye girene kadar da böyle devam etti. fakat burada değinmek istediğim şey biraz farklı.
ihtilal öncesi arabesk müzik ihtilal sonrası arabesk müzikten çok farklıdır. öncelikle çalındığı yerlere bakmak gerekir. arabesk müziğin en çok dinlendiği cihaz elbette radyoydu. geceleri konfeksiyon atölyesinde çalışan, kot taşlayan işçi sınıfı ve dolmuş şoförleri türünden alt sınıf(ekonomik) için bir çeşit duygudaşlık yaratıyordu. bu sebeptendir ki isyanın sesiydi zira politik bir isyan o kadar da kolay değildi. o dönem sağ, sol olayları malumdur fakat siyasal mücadele bile tuzu kurunun mücadelesidir. sokakta eylemlere katılmak demek o günlük yevmiyeyi bırakmak, eve ekmek götürememek demekti. bu yüzden ironiktir ki türkiye'de işçi sınıfı hiçbir zaman eylem yapabilecek noktaya gelmedi, getirilemedi. 1 mayıslarda bile atölyede çalışıyorlardı. isyanlarını duyuran bu müziğe tutunmaları kaçınılmazdı. ihtilal öncesi arabesk müzik budur.
-batsın bu dünya, bitsin bu rüya. kaderin böylesine yazıklar olsun
-ben insan değil miyim? ben kulun değil miyim? tanrım bu dünyaya beni sen attın. çile çektirdin derman arattın.
bu minvalde düzene, kadere, tanrıya, hayata isyan üzerine kuruludur.
fakat 80'lerden sonra devletin asker kontrolünde geçen yılları ve politik her eğilimin şiddetle cezalandırılması söz konusu olmuştu. bu noktada arabesk müziğin de içi devlet eliyle ve şan şöhret sevdasıyla hızla boşaltıldı. hayata, kadere isyan eden arabeskçiler, türkücüler hızla ''devletçi'' oldular ve batsın bu dünya, bitsin bu rüya diyenler birden ''ben de isterim elma yanaklardan'' demeye başladılar. pastadan paylarını istiyorlardı, aşk şarkılarıyla. belki dikkat etmişsinizdir türkiye'de uzun yıllar boyunca müziğin tek konusu aşktı. nedeni işte budur. devlet eliyle dayatılan apolitizm. bunu en net arabesk müzikte görebiliyor müzik tarihçiliği zira türk kültüründe uzun dönem ana akım olan tür buydu. gazino dönemleri dahil.
ihtilal öncesi arabesk müzik ihtilal sonrası arabesk müzikten çok farklıdır. öncelikle çalındığı yerlere bakmak gerekir. arabesk müziğin en çok dinlendiği cihaz elbette radyoydu. geceleri konfeksiyon atölyesinde çalışan, kot taşlayan işçi sınıfı ve dolmuş şoförleri türünden alt sınıf(ekonomik) için bir çeşit duygudaşlık yaratıyordu. bu sebeptendir ki isyanın sesiydi zira politik bir isyan o kadar da kolay değildi. o dönem sağ, sol olayları malumdur fakat siyasal mücadele bile tuzu kurunun mücadelesidir. sokakta eylemlere katılmak demek o günlük yevmiyeyi bırakmak, eve ekmek götürememek demekti. bu yüzden ironiktir ki türkiye'de işçi sınıfı hiçbir zaman eylem yapabilecek noktaya gelmedi, getirilemedi. 1 mayıslarda bile atölyede çalışıyorlardı. isyanlarını duyuran bu müziğe tutunmaları kaçınılmazdı. ihtilal öncesi arabesk müzik budur.
-batsın bu dünya, bitsin bu rüya. kaderin böylesine yazıklar olsun
-ben insan değil miyim? ben kulun değil miyim? tanrım bu dünyaya beni sen attın. çile çektirdin derman arattın.
bu minvalde düzene, kadere, tanrıya, hayata isyan üzerine kuruludur.
fakat 80'lerden sonra devletin asker kontrolünde geçen yılları ve politik her eğilimin şiddetle cezalandırılması söz konusu olmuştu. bu noktada arabesk müziğin de içi devlet eliyle ve şan şöhret sevdasıyla hızla boşaltıldı. hayata, kadere isyan eden arabeskçiler, türkücüler hızla ''devletçi'' oldular ve batsın bu dünya, bitsin bu rüya diyenler birden ''ben de isterim elma yanaklardan'' demeye başladılar. pastadan paylarını istiyorlardı, aşk şarkılarıyla. belki dikkat etmişsinizdir türkiye'de uzun yıllar boyunca müziğin tek konusu aşktı. nedeni işte budur. devlet eliyle dayatılan apolitizm. bunu en net arabesk müzikte görebiliyor müzik tarihçiliği zira türk kültüründe uzun dönem ana akım olan tür buydu. gazino dönemleri dahil.
devamını gör...
36.
yeşilçam'ın en yüce filmidir.
devamını gör...
37.
bir zamanlar dindoşken deli gibi dinlediğim; arap kökenli oryantal melankoli müziği. arabeskin kökeni mısırdır. ümmü gülsüm, abdülhalim hafız gibi ünlü arap sanatçıların kahire radyosu'nda söylediği şarkılar, arabesk müziğin temelini oluşturur. o zamanlar teknoloji, bu kadar çok gelişmediği için telif hakkı diye bir durum olmadığından bizim türk arabeskçiler, bu arap sanatçıların bedevi müziğini araklayıp türk halkına türk müziği diye yutturdular, bir nesli yozlaştırdılar ve zamanında iyi para kazandılar.
arabesk müzik, çok zararlıdır. dinleyeni öldürmez, süründürür. dinleyenin enerjisini boşaltır. insanın içini karartır, esrarlı nağmeleriyle insana kadercilik ve kötümserlik aşılayıp kişinin mücadeleci ruhunu öldürür.
ilgili linkler:
1) livaneli.gen.tr/erdogan-seb...
2) sevdalimhayat.com/2018/09/a...
3) yeniyaklasimlar.org/?d=4022
4) memduh bayraktaroğlu'ndan orhan gencebay ve arabesk müziğin gerçek yüzü
5) youtube.com/@Tarabesque ''tarabesque'' adlı youtube kanalından arabesk müziğin orta doğu müziği olduğu gerçeği ve ferdi tayfur ile diğer türk arabeskçilerin arakladıkları orijinal arap müzikleri. burada tarabesque, ''türk ve diğer orta doğu müzikleri'' anlamına gelir; ilgli kanalın başharfi türk'ün t'si, arabesque ise fransızca'da ''arap tarzı müzik''(arabesk) demektir.
arabesk müzik, çok zararlıdır. dinleyeni öldürmez, süründürür. dinleyenin enerjisini boşaltır. insanın içini karartır, esrarlı nağmeleriyle insana kadercilik ve kötümserlik aşılayıp kişinin mücadeleci ruhunu öldürür.
ilgili linkler:
1) livaneli.gen.tr/erdogan-seb...
2) sevdalimhayat.com/2018/09/a...
3) yeniyaklasimlar.org/?d=4022
4) memduh bayraktaroğlu'ndan orhan gencebay ve arabesk müziğin gerçek yüzü
5) youtube.com/@Tarabesque ''tarabesque'' adlı youtube kanalından arabesk müziğin orta doğu müziği olduğu gerçeği ve ferdi tayfur ile diğer türk arabeskçilerin arakladıkları orijinal arap müzikleri. burada tarabesque, ''türk ve diğer orta doğu müzikleri'' anlamına gelir; ilgli kanalın başharfi türk'ün t'si, arabesque ise fransızca'da ''arap tarzı müzik''(arabesk) demektir.
devamını gör...
38.
hayat kısa... yeliz'den bu ne dünya kardeşim dinleyin, sevin sevilin. bu tarz şarkılarla ruhunuzu karartmayın.
devamını gör...
39.
bilerek bu acılı müzik türünü yarattılar ülkemizde.insanları uyuşturdular.ekonomik buhrana sürükleyerek ülkede dertli bir toplum yaratacaklardı ve bu derdini fazla dile getirmeden ,isyan etmeden insanların kendilerini avutmaları istendi .
bu acılı şarkılardan prim kasan da bir sanat camiası oluştu.dertli şarkılar söyleyen zengin kro şarkıcılar.ulan ham zenginsin hem dertli şarkı söyleyip fukara milletin ateşini harlıyorsun,gazını alıyorsun.
türk kültürü ile uyuşmayan ortadoğu zihniyetinin tezahürü bir müzik türü işte.
barış manço atv 'de yayınlanan siyâset meydanı adlı programda bir belgesel ile ilgili çalıştığını,bu belgeselde politik çıkarlarla hangi müzik türlerinin ülkede yaygınlaştırıldığını ve ne amaçlandığını anlatacaktı.bu açıklamadan kısa bir süre sonra da öldü zaten.
bu acılı şarkılardan prim kasan da bir sanat camiası oluştu.dertli şarkılar söyleyen zengin kro şarkıcılar.ulan ham zenginsin hem dertli şarkı söyleyip fukara milletin ateşini harlıyorsun,gazını alıyorsun.
türk kültürü ile uyuşmayan ortadoğu zihniyetinin tezahürü bir müzik türü işte.
barış manço atv 'de yayınlanan siyâset meydanı adlı programda bir belgesel ile ilgili çalıştığını,bu belgeselde politik çıkarlarla hangi müzik türlerinin ülkede yaygınlaştırıldığını ve ne amaçlandığını anlatacaktı.bu açıklamadan kısa bir süre sonra da öldü zaten.
devamını gör...
40.
hakkında mesnetsiz iddiaların olduğu müzik türü.
şöyle ki; arabesk müzik ilk olarak 60'lı yıllarda doğar. ancak asıl popülaritesini 70'li yılların ortalarından itibaren yakalar. 80 darbesi sonrası ise pik noktaya ulaşır.
başlık altında verilen mısır ve ortadoğu kökenli olduğu bilgisi doğru. ancak toplumda kabul görmesi bir takım sanatçıların para için bu müziği yapması veyahut birilerinin eliyle topluma dikte edilmesi şeklinde olmamıştır. bu müziğin kökeninde ve halkta karşılık görmesindeki asıl olgu; köyden kente göç olgusudur. halk müziği ile bağlantısı da bu nokta itibariyle kurulabilir. geçim sıkıntısı ile köylerini terkeden insanlar, şehir hayatındaki bambaşka yaşantıya ilk anda uyum sağlayamamış (ki halen daha bu sıkıntı yaşanıyor ülkemizde), köydeki alışkanlıklarını bırakamamıştır. bu alışkanlıkların içine aşkı, sevgisi, hasreti, geçim ve yaşam pratikleri vs her şey girer. ayrıca arabesk müziğin sözlerine baktığınız zaman genel olarak şartlara, düzene bir isyan görürsünüz. geçim sıkıntısından dolayı evlenemeyen bir adamın hayata bakışı, kadere isyanı anlatılır mesela. elin gavuru isyan edince bayıla bayıla dinliyoruz. rap diyoruz rock diyoruz. ancak onların isyan ediş tarzı daha biçemsel ve müziğin yapılış tarzında kendini gösterirken (gittikçe daha da gürültülü enstrümanlar, gittikçe hızlanan okuma tarzı vbvb gibi) arabesk müzikte ise bu bir çok farklı müzik türünün (tsm, thm, arap müziği, etnik müzik vb) bir araya gelip, isyanın sözlerde kendini göstermesi şeklinde vuku bulmuştur. ülkemizdeki müzik tarzlarında; en az isyanı sanat musikisi ve pop müzikte görürüz. çünkü sanat musikisi yüksek zümrenin müziği olarak doğmuş, o çizgide ilerlemiştir. halka indiğinde de benzer çizgiyi korumuş; odağında genel olarak ikili ilişkiler, hasret, özlem olmuştur. siz iç geçim sıkıntısı, pahalılık anlatan musiki eseri dinlediniz mi? pop müzik, ülkemize hafif batı müziği adıyla girmiş ve genel olarak eğlendirmeyi amaçlamıştır. illa ki istisnai eserler, şarkılar vardır. onlar şu an konu dışı.
çalıntı meselesine gelirsek; türk sanat ve türk halk müziği dışındaki tüm müzik türleri başka ülkelerin müziklerinden alıntılar yapmıştır. ajda pekkan ve diğer pop müzik sanatçılarının fransa'dan sözlerini değiştirerek yaptıkları şarkıları buraya yazsak ansiklopedi olur. keza erkin koray; o da mısır ve çeşitli arap sanatçılarından pek çok şarkı aparmıştır. rock müzik sanatçılarımız genel olarak batı'dan benzer aparmalar yaptı. ki diğer ülkelerde de benzer uygulamalar oldu, olacak. bu çok normal bişi. şampiyonlar ligi'nin müziği bile handel'in zadok the priest eserinden çevirme.
acılı ve dertli olma durumuna gelirsek; evet arabesk müziğin genelinde vardır bu acı/dert olayı. hatta selahattin özdemir, arap şükrü, güllü, bergen, emrah, hakan taşıyan, müslüm gürses gibi sanatçılar bazen bu acı/dert dozunu fazlaca abartmıştır. deep turkish web'in selahattin özdemir videosu bu konuyu güzel ti'ye alır. ancak bu sanatçıların hayatları incelendiğinde oldukça fazla travmatik olay görürüz. hiç travması olmasa bile 100 yıllık cumhuriyet tarihinde yaşanan o kadar çok acı/trajik olay var ki. arkadaş dertsiz adam dert sahibi olur ülke tarihini okuyunca. ee müzik ve sanat insanların duygu/düşüncelerini ifade etmesi için en güzel araç değil midir? ne bekliyorsunuz bu insanlardan anlamıyorum ki. rokçu ya da metalci adam bu dertli hislerini balladlar yazarak ne bileyim daha slow formda şarkılar yaparak anlatırken, bu abiler de bu şekilde anlattılar. tamamen tercih meselesi. ki salt acı ekseninde bakarsak olaya gamzedeyim deva bulmam'dan büyük arabesk şarkı yok. ya da kol düğmeleri'nden ya da ne bileyim tamirci çırağı'ndan büyük arabesk şarkı yok. acılar farklı anlatım tarzlarında ve müzikal alt yapılar ile anlatılmıştır sadece.
ülkelerden çıkan sanat eserleri; o toplumu ve o toplumun yaşantısını yansıtırlar. nasıl ki sömürgeleştirilen afrika toplumları isyanlarını jazz ve blues müzik türü ile anlatmaya başlayıp şimdi hepimizin bayıla bayıla dinlediği rock, metal, rap, r&b gibi farklı tarzlara evrimleşen bir yol açtılarsa arabesk müzik de benzer yollardan geçerek bu formuna kavuşmuştur. içinde halk müziğinden, doğal olarak komşu milletlerin müziğinden, sanat müziğinden etkilenerek var olmuştur. komşu milletlerin müziklerinden etkilenmenin herhangi kötü bir tarafı olmadığı gibi; devlet tarafından insanlar isyan etmesin diye pushlandığı düşüncesi de oldukça hatalıdır. öyle olsa cem karaca'lar, barış manço'lar bu derece ünlü olabilir miydi? veyahut sanat müziği yıllar geçtikçe bu kadar düşüşe geçer miydi? 0 isyanlı müzik bangır bangır bütün radyolardan yayınlanıyor ılan ülkede. adamlar neden onun yerine isyan dolu bir müzik getirsin, onu pushlasın. illa ki vardır arabesk sanatçılar ile politika arasında ilişki. genel olarak her şey politiktir zaten. ancak böyle absürt ve saçma komplo teorilerine odaklanmanın saçma olduğunu düşünmekteyim. barış manço ile ilgili iddiayı görünce baya güldüm mesela askdla aga dünyayı 5 ülke yönetmiyor, herkes türkler üzerine oyun kurmuyor, biz itaat edelim ,araplaşalım diye pushlanan da herhangi bir şey yok. yapmayın lütfen. bu saçma kafalar yüzünden yaşıyoruz tüm sıkıntıları.
ayrıca; arap müziği kötülenmiş. ancak bu kadar kutuplaşmaya, zır cahil ve körü körüne nefrete ne gerek var? adamlar güzel yapıyorsa bir şeyi takdir edersin/etmelisin. beğenmiyorsan sana hitap etmiyorsa da dinlemezsin. bu kadar basit işte la. salın gitsin gözünüzü seveyim.
tüm iddiaları doğru saydığımızı varsayalım bir an için. o zamanda adama demezler mi; be angutun evladı senin elin armut mu topluyordu. adam müziği ile senin ülkeni etkilemiş, kültürel emperyalizm yapmış. sen de onları etkileseydin diye. neşet ertaş'ı, aşık veysel'i tanıtsaydın sen de bu büyük değerleri doğru düzgün koruyup, parlatıp tanıtıp sen etkileseydin o çok kızdığın arapları. o aşağıladığın araplar sadece müzikleri ile böyle parmağında oynatıyorsa seni vay haline zaten.
daha çok şey yazardım da yeter valla. hangi iddiaya neden ve nasıl güleceğimi, şaşıracağımı, sinirleneceğimi bilemiyor, bütünlüklü bir yazı yazmakta zorlanıyorum an itibari ile.
#2477980
şu gülümseten entry üzerine edit: verilmek istenen mesajı aldım, güldüm. güzel bir gönderme olmuş. o entry içeriğinden bağımsız yazıyorum ki; (bkz: orhan gencebay) asla ve asla arabesk değildir. müziğinde arabesk öğeler bulunur ancak onun müziği için salt arabesk denemez. rock müzikten de klasik batı müziğinden de esintiler vardır içerisinde. ülkenin yetiştirdiği en büyük müzik insanıdır kendisi. siyasi duruşunu ben de sevmem, ilgilenmem ancak şarkılarında yer alan orkestrasyon, melodi zenginliği, enstrüman hakimiyeti ve bolluğu başka kimsede göremeyiz. onun müziğini tanımlamak için "gencebay müziği" şeklinde bir tabir kullanmanın daha doğru olduğu kanaatindeyim.
şöyle ki; arabesk müzik ilk olarak 60'lı yıllarda doğar. ancak asıl popülaritesini 70'li yılların ortalarından itibaren yakalar. 80 darbesi sonrası ise pik noktaya ulaşır.
başlık altında verilen mısır ve ortadoğu kökenli olduğu bilgisi doğru. ancak toplumda kabul görmesi bir takım sanatçıların para için bu müziği yapması veyahut birilerinin eliyle topluma dikte edilmesi şeklinde olmamıştır. bu müziğin kökeninde ve halkta karşılık görmesindeki asıl olgu; köyden kente göç olgusudur. halk müziği ile bağlantısı da bu nokta itibariyle kurulabilir. geçim sıkıntısı ile köylerini terkeden insanlar, şehir hayatındaki bambaşka yaşantıya ilk anda uyum sağlayamamış (ki halen daha bu sıkıntı yaşanıyor ülkemizde), köydeki alışkanlıklarını bırakamamıştır. bu alışkanlıkların içine aşkı, sevgisi, hasreti, geçim ve yaşam pratikleri vs her şey girer. ayrıca arabesk müziğin sözlerine baktığınız zaman genel olarak şartlara, düzene bir isyan görürsünüz. geçim sıkıntısından dolayı evlenemeyen bir adamın hayata bakışı, kadere isyanı anlatılır mesela. elin gavuru isyan edince bayıla bayıla dinliyoruz. rap diyoruz rock diyoruz. ancak onların isyan ediş tarzı daha biçemsel ve müziğin yapılış tarzında kendini gösterirken (gittikçe daha da gürültülü enstrümanlar, gittikçe hızlanan okuma tarzı vbvb gibi) arabesk müzikte ise bu bir çok farklı müzik türünün (tsm, thm, arap müziği, etnik müzik vb) bir araya gelip, isyanın sözlerde kendini göstermesi şeklinde vuku bulmuştur. ülkemizdeki müzik tarzlarında; en az isyanı sanat musikisi ve pop müzikte görürüz. çünkü sanat musikisi yüksek zümrenin müziği olarak doğmuş, o çizgide ilerlemiştir. halka indiğinde de benzer çizgiyi korumuş; odağında genel olarak ikili ilişkiler, hasret, özlem olmuştur. siz iç geçim sıkıntısı, pahalılık anlatan musiki eseri dinlediniz mi? pop müzik, ülkemize hafif batı müziği adıyla girmiş ve genel olarak eğlendirmeyi amaçlamıştır. illa ki istisnai eserler, şarkılar vardır. onlar şu an konu dışı.
çalıntı meselesine gelirsek; türk sanat ve türk halk müziği dışındaki tüm müzik türleri başka ülkelerin müziklerinden alıntılar yapmıştır. ajda pekkan ve diğer pop müzik sanatçılarının fransa'dan sözlerini değiştirerek yaptıkları şarkıları buraya yazsak ansiklopedi olur. keza erkin koray; o da mısır ve çeşitli arap sanatçılarından pek çok şarkı aparmıştır. rock müzik sanatçılarımız genel olarak batı'dan benzer aparmalar yaptı. ki diğer ülkelerde de benzer uygulamalar oldu, olacak. bu çok normal bişi. şampiyonlar ligi'nin müziği bile handel'in zadok the priest eserinden çevirme.
acılı ve dertli olma durumuna gelirsek; evet arabesk müziğin genelinde vardır bu acı/dert olayı. hatta selahattin özdemir, arap şükrü, güllü, bergen, emrah, hakan taşıyan, müslüm gürses gibi sanatçılar bazen bu acı/dert dozunu fazlaca abartmıştır. deep turkish web'in selahattin özdemir videosu bu konuyu güzel ti'ye alır. ancak bu sanatçıların hayatları incelendiğinde oldukça fazla travmatik olay görürüz. hiç travması olmasa bile 100 yıllık cumhuriyet tarihinde yaşanan o kadar çok acı/trajik olay var ki. arkadaş dertsiz adam dert sahibi olur ülke tarihini okuyunca. ee müzik ve sanat insanların duygu/düşüncelerini ifade etmesi için en güzel araç değil midir? ne bekliyorsunuz bu insanlardan anlamıyorum ki. rokçu ya da metalci adam bu dertli hislerini balladlar yazarak ne bileyim daha slow formda şarkılar yaparak anlatırken, bu abiler de bu şekilde anlattılar. tamamen tercih meselesi. ki salt acı ekseninde bakarsak olaya gamzedeyim deva bulmam'dan büyük arabesk şarkı yok. ya da kol düğmeleri'nden ya da ne bileyim tamirci çırağı'ndan büyük arabesk şarkı yok. acılar farklı anlatım tarzlarında ve müzikal alt yapılar ile anlatılmıştır sadece.
ülkelerden çıkan sanat eserleri; o toplumu ve o toplumun yaşantısını yansıtırlar. nasıl ki sömürgeleştirilen afrika toplumları isyanlarını jazz ve blues müzik türü ile anlatmaya başlayıp şimdi hepimizin bayıla bayıla dinlediği rock, metal, rap, r&b gibi farklı tarzlara evrimleşen bir yol açtılarsa arabesk müzik de benzer yollardan geçerek bu formuna kavuşmuştur. içinde halk müziğinden, doğal olarak komşu milletlerin müziğinden, sanat müziğinden etkilenerek var olmuştur. komşu milletlerin müziklerinden etkilenmenin herhangi kötü bir tarafı olmadığı gibi; devlet tarafından insanlar isyan etmesin diye pushlandığı düşüncesi de oldukça hatalıdır. öyle olsa cem karaca'lar, barış manço'lar bu derece ünlü olabilir miydi? veyahut sanat müziği yıllar geçtikçe bu kadar düşüşe geçer miydi? 0 isyanlı müzik bangır bangır bütün radyolardan yayınlanıyor ılan ülkede. adamlar neden onun yerine isyan dolu bir müzik getirsin, onu pushlasın. illa ki vardır arabesk sanatçılar ile politika arasında ilişki. genel olarak her şey politiktir zaten. ancak böyle absürt ve saçma komplo teorilerine odaklanmanın saçma olduğunu düşünmekteyim. barış manço ile ilgili iddiayı görünce baya güldüm mesela askdla aga dünyayı 5 ülke yönetmiyor, herkes türkler üzerine oyun kurmuyor, biz itaat edelim ,araplaşalım diye pushlanan da herhangi bir şey yok. yapmayın lütfen. bu saçma kafalar yüzünden yaşıyoruz tüm sıkıntıları.
ayrıca; arap müziği kötülenmiş. ancak bu kadar kutuplaşmaya, zır cahil ve körü körüne nefrete ne gerek var? adamlar güzel yapıyorsa bir şeyi takdir edersin/etmelisin. beğenmiyorsan sana hitap etmiyorsa da dinlemezsin. bu kadar basit işte la. salın gitsin gözünüzü seveyim.
tüm iddiaları doğru saydığımızı varsayalım bir an için. o zamanda adama demezler mi; be angutun evladı senin elin armut mu topluyordu. adam müziği ile senin ülkeni etkilemiş, kültürel emperyalizm yapmış. sen de onları etkileseydin diye. neşet ertaş'ı, aşık veysel'i tanıtsaydın sen de bu büyük değerleri doğru düzgün koruyup, parlatıp tanıtıp sen etkileseydin o çok kızdığın arapları. o aşağıladığın araplar sadece müzikleri ile böyle parmağında oynatıyorsa seni vay haline zaten.
daha çok şey yazardım da yeter valla. hangi iddiaya neden ve nasıl güleceğimi, şaşıracağımı, sinirleneceğimi bilemiyor, bütünlüklü bir yazı yazmakta zorlanıyorum an itibari ile.
#2477980
şu gülümseten entry üzerine edit: verilmek istenen mesajı aldım, güldüm. güzel bir gönderme olmuş. o entry içeriğinden bağımsız yazıyorum ki; (bkz: orhan gencebay) asla ve asla arabesk değildir. müziğinde arabesk öğeler bulunur ancak onun müziği için salt arabesk denemez. rock müzikten de klasik batı müziğinden de esintiler vardır içerisinde. ülkenin yetiştirdiği en büyük müzik insanıdır kendisi. siyasi duruşunu ben de sevmem, ilgilenmem ancak şarkılarında yer alan orkestrasyon, melodi zenginliği, enstrüman hakimiyeti ve bolluğu başka kimsede göremeyiz. onun müziğini tanımlamak için "gencebay müziği" şeklinde bir tabir kullanmanın daha doğru olduğu kanaatindeyim.
devamını gör...