ebeveynlerin kabullenemedikleri gerçekler
başlık "jack the ripper" tarafından 21.12.2020 18:46 tarihinde açılmıştır.
21.
küçükler büyükleri aptal zanneder, büyükler küçüklerin aptal olduğunu zaten bilir.
oysa onlarda o yollardan zamanında geçmişlerdi.
oysa onlarda o yollardan zamanında geçmişlerdi.
devamını gör...
22.
bana verdiğiniz bakım, karşıladığınız ihtiyaçlarım bir lütuf, büyük bir fedakarlık değil. bunlar zaten sizin göreviniz, yapmak zorundasın çünkü beni bu dünyaya siz getirdiniz. sürekli bunları öne sürerek beni tamamen sizin istediğiniz insan olmaya zorlayamazsınız.
devamını gör...
23.
büyümüş olmamız.
devamını gör...
24.
çocuklarının da onlara bir şeyler öğretebileceği gerçeği.
devamını gör...
25.
mizaç gerçeğini gözardı etmeleri. oysa aynı aile ortamında büyüyen kardeşlerin bile hayata verdikleri karşılıklar o kadar farklıdır ki... onlara aynı reçeteler uygulanmamalı.
emre kongar “ babam, oğlum ve torunum, 100 yıllık öykü...” kitabında, bu mizaç farklılığına kendi ailesinden güzel bir örnek verir.
kızının liseye başlamasının ilk gününde onu okula bırakan oğlu kağan, kızkardeşine şöyle der: “kendini kimseye sevdirmek zorunda değilsin.” bunu duyduğunda çok güldüğünü ifade eden emre kongar: “sen bütün eğitimini, kızlarının toplumda reddedilmemeleri ve daha rahat yaşam sürdürmeleri için ölçülü bir uyumluluk üzerine kur, ağabeyleri bunun hiç de zorunlu olmadığı konusunda onları uyarsın! onun için diyorum ki sevgili okurlarım, çocuk eğitimini ciddiye alın, tutarlı ve sistematik olun ama çok da ciddiye almayın, çünkü onlar çoğu zaman sizin istediğiniz gibi değil, kendi istedikleri gibi büyüyorlar. “ diye yazar kitabında.
lakin çok da “ciddiye alan” başarı odaklı mükemmeliyetçi ebeveynler, kendi isteklerinin, hayallerinin gerçekleşmesi doğrultusunda çocuklarına tahakküm uyguluyor. çoğu da iyi niyetli çabalardır aslında. çünkü hiç bir kuşakta pekte sağlıklı olmamış aile yapımızın ürünleri olan anne ve babaların, bir çeşit “kendi yaralı çocukluklarını temize çekme” güdüsüyle ya da motivasyonuyla yaptıkları eylemlerdir onlar.
hangi niyetle olursa olsun ilgisi, yeteneği, yönelimleri baskılanan bu çocuklar, geleceğin mutsuzluk abideleri olarak, ya toplumla küs münzevi hayatlar sürüyorlar ya da mükemmeliyetçilik takıntılarıyla bitmeyen savaşlarda heba oluyorlar.
emre kongar “ babam, oğlum ve torunum, 100 yıllık öykü...” kitabında, bu mizaç farklılığına kendi ailesinden güzel bir örnek verir.
kızının liseye başlamasının ilk gününde onu okula bırakan oğlu kağan, kızkardeşine şöyle der: “kendini kimseye sevdirmek zorunda değilsin.” bunu duyduğunda çok güldüğünü ifade eden emre kongar: “sen bütün eğitimini, kızlarının toplumda reddedilmemeleri ve daha rahat yaşam sürdürmeleri için ölçülü bir uyumluluk üzerine kur, ağabeyleri bunun hiç de zorunlu olmadığı konusunda onları uyarsın! onun için diyorum ki sevgili okurlarım, çocuk eğitimini ciddiye alın, tutarlı ve sistematik olun ama çok da ciddiye almayın, çünkü onlar çoğu zaman sizin istediğiniz gibi değil, kendi istedikleri gibi büyüyorlar. “ diye yazar kitabında.
lakin çok da “ciddiye alan” başarı odaklı mükemmeliyetçi ebeveynler, kendi isteklerinin, hayallerinin gerçekleşmesi doğrultusunda çocuklarına tahakküm uyguluyor. çoğu da iyi niyetli çabalardır aslında. çünkü hiç bir kuşakta pekte sağlıklı olmamış aile yapımızın ürünleri olan anne ve babaların, bir çeşit “kendi yaralı çocukluklarını temize çekme” güdüsüyle ya da motivasyonuyla yaptıkları eylemlerdir onlar.
hangi niyetle olursa olsun ilgisi, yeteneği, yönelimleri baskılanan bu çocuklar, geleceğin mutsuzluk abideleri olarak, ya toplumla küs münzevi hayatlar sürüyorlar ya da mükemmeliyetçilik takıntılarıyla bitmeyen savaşlarda heba oluyorlar.
devamını gör...
26.
çocuklarının başarılı olmasını, kendi eserleri sanmaları.
fıtratı anlamamaları.
donanımla doğan, zamanı gelince olacak olan çocuğu şekilendirmeye çalışmalarının yanlış olduğu.
fıtratı anlamamaları.
donanımla doğan, zamanı gelince olacak olan çocuğu şekilendirmeye çalışmalarının yanlış olduğu.
devamını gör...
27.
çocuklarının da birer birey olduğu ve hayatlarını kontrol etmek zorunda olmadıkları
devamını gör...
28.
küçük çocuklarının doyduğu gerçeği... hep yediriyorlar ve hep aç bu çocuk diyorlar...
devamını gör...
29.
evet sevişiyoruz..
devamını gör...
30.
çocuklarının aptal olabileceği gerçeği.
devamını gör...
31.
yuvadan göçüp gideceğimiz.
devamını gör...
32.
evlenmemiş olmam.
devamını gör...
33.
eskiden öyle görmüş olabilirsin fakat şimdi her şey değişti.
zaman sana değil, sen zamana ayak uydurmak zorundasın.
zaman sana değil, sen zamana ayak uydurmak zorundasın.
devamını gör...
34.
farklı bir birey olduğumuzdur. istiyor ki onun doğruları doğrumuz yanlışları yanlışımız olsun. olmaz sevgili ebeveynler olmaz. dünyaya getirmiş olmanız o çocuğu sizin malınız yapmaz.
devamını gör...
35.
hiçbir zaman onların kafasındaki ideal evlat kalıbına uymayacağım gerçeği.
devamını gör...
36.
onların bir parçası olmadığımız, bu dünyaya bizim kendi isteğimizle değil onların isteğiyle geldiğimiz ve dolayısıyla ihtiyaçlarımızı karşılamanın yüzümüze vurulacak bir şey olmadığı.
devamını gör...
37.
özel hayatın varlığı.
devamını gör...
38.
içinde bulunduğum durum... ya sizin dediğiniz yapıp herkes gibi ''sıradan'' bir hayatım olacak ya da kendi hayatımı yaşayacağım. öyle ki ben ne istediğimi biliyorum. neden beni saçma sapan şeyler için zorluyorsunuz. halbuki sizi utandıracak hiçbir şey yapmadım ve buna çok dikkat ettim. zaten zamanı gelince işler sizin istediğiniz gibi olacak buna diyecek bir şeyim yok. neden bana zaman vermiyorsunuz yada benim istediklerimi umursamıyorsunuz. ciddi sert konuşunca da üzülüyorsunuz.
devamını gör...
39.
- çocuğunuz sizin tapulu malınız değil.
- çocuğunuz sizin isteklerinize göre yaşamak zorunda değil.
- çocuğunuz üstün zekalı falan değil övünmeyi bırakın.
- çocuğunuz da sevişiyor.
- çocuğunuzu dünyaya getirmek sizin tercihinizdi bunu fedakarlık olarak lanse etmeyin.
- çocuğunuz sizin isteklerinize göre yaşamak zorunda değil.
- çocuğunuz üstün zekalı falan değil övünmeyi bırakın.
- çocuğunuz da sevişiyor.
- çocuğunuzu dünyaya getirmek sizin tercihinizdi bunu fedakarlık olarak lanse etmeyin.
devamını gör...
40.
çocuğunuzu siz yetiştirdiniz yani onun karakteri sizin eseriniz sürpriz değil.
devamını gör...