internet icat olmasaydı
başlık "ilkokuldamasaaltındaunutulanresimcantasi" tarafından 01.12.2020 12:47 tarihinde açılmıştır.
21.
bu soruya öyle herkes doyurucu bir yanıt veremez.
en yerinde yaklaşımları da, 1980-86 arasında doğanlar sergileyebilir bence.
öncesi de sonrası da hikaye...
90'lı yılların sonlarında girdi bu topraklara internet, daha doğrusu yaygınlaşmaya başladı.
sonrasında da cep telefonu ve internet ile birlikte tüm gerçekler değişmeye başladı.
hal böyleyken, 1997-98 senelerinde makul bir yaşta olmak gerek değil mi, öncesini sonrasını iyi kavramış olabilmek için?
1986 doğumlu birine sorsak mesela; ''hatırlıyor musun internetsiz, cep telefonsuz hayatı?'' diye, ''hatırlıyorum'' diyecektir mutlaka.
ama siz kale almayın onu fazla...
çocuksu anılardır onlar hep... anlık, saniyelik olaylar, muhabbetler...
yine de 1986 doğumluların mevzu hakkında bir fikri vardır en azından.
internetten önceki zamanlarda, kendi çaplarında bir sosyal hayatları vardır mutlaka...
peki ya 90'lılar? onlar ne yapsın?
ne desin, nasıl anlatsın?
bir yandan internet, diğer yandan cep telefonu... sonrasında internetli akıllı cep telefonu!
ve tek partili bir hükümet...
nihayetinde de o hükümetin, en dipten tepeye büyük bir değişim yaşattığı bir ülke.
90'lı yılların başlarında doğanları ben biraz doğan görünümlü şahin'e benzetirim.
1994 ve sonrasında doğanlar ise orijinal doğan.
ilerleyen yıllarda enjeksiyonlu modelleri de çıktı bu doğan'ların... hatta slx falan...
peki ya 2000'li yıllarda doğanlar?
''internet icat olmasaydı'' sorusuna verecekleri yanıtlar ilginizi çeker mi hiç?
bazen yakaladığımda soruyorum bu arkadaşlara ''internet ve cep telefonsuz hayat sence nasıl olurdu?'' diye...
o ilk birkaç saniye var ya...
yüzlerindeki anlamsız ifade...
velhasıl...
''internet icat olmasaydı?'' sorusuna layıkıyla bir yanıt almak istiyorsanız, 1980-86 arası doğanlardan şaşmayın!
''peki 70'li yıllarda doğanları neden kale almayalım?''
onlar, mevzuya hazırlıksız yakalananlar!
taraflı yaklaşırlar, algı oyunu yaparlar.
kendi beceriksizliklerini sisteme vururlar.
çünkü yapamadılar, olmadı...
kafalar hep eskide kaldı.
60'lılar zaten malumunuz, kendileri son derece ''uyumsuzlar.''
her fırsatta konuyu 60'lılara getirme konusunda hevesli biriyimdir ama burada onlardan bahsetmeyeceğim.
hadi bu sefer iyisiniz.
şimdi gelelim asıl soruya;
''internet olmasaydı ne yapardık?''
ne yapardık biliyor musunuz?
daha anlayışlı olurduk en başta. daha az kalp kırardık.
beğeni duygumuzu ifade edebilirdik sadece; beğenmediklerimizi sadece içimizde yaşatırdık!
ekran karşısında olmanın ve kimsenin sana bir şey yapamayacak olmasının verdiği rahatlık var ya...
tekil bakış açısıyla baktığımızda iyi bir şey gibi görünse de, genel anlamda müthiş bozuyor bizi... dejenere ediyor insan ilişkilerini.
ilişkileri sadece yüz yüze yaşayabilmek, yaşamak zorunda olmak apayrı bir olaydı gerçekten.
gerçeklik üzerine kurulmuş bağlar, birbirine karşı ilgili insanlar...
bir bilgiyi paylaşırdın mesela; ''aaa gerçekten mi?'' yanıtını alırdın sıklıkla..
merakla dinlerdi insanlar seni... hey gidi...
ekran denen şeyin sadece televizyondan ibaret olduğu bir dünya...
gerçek hayatın dokunulmazlığı standart!
işte bu frekans da, insanların tek tip olmasını engellerdi.
herkes kafasına göre takılırdı. kimse kimseye bağlı değildi, kağıt üzerinde.
kimi kafalar canları istediğinde bir araya gelir hatta beraber kafa sallarlardı. o da apayrı bir lükstü.
nihayetinde, severek, isteyerek bir araya gelirdi insanlar!
şimdi öyle mi?
iki tık tık yapıyorsun, bir oradasın bir burada...
mevzuyla alakası olmayan biri de, mevzunun hastası da aynı ortamda!
e ne noluyor tabii hal böyle olunca;
kötü kafalar, iyi kafaları kovmaya başlıyor hunharca!
21. yüzyılda daha çok özgürleşecektik hani?
bu mu şimdi özgürlük?
iki tıkla evine yemek söylemek ne güzel değil mi?
eski arabanı rahatça satıp, yenisini alabilmek...
bilgilenmek de iyi gelmiştir eminim, nasıl durumlar peki?
aydınlanma var mı herhangi birinizde?
yoksa yine hep aynı şeyler mi?
en yerinde yaklaşımları da, 1980-86 arasında doğanlar sergileyebilir bence.
öncesi de sonrası da hikaye...
90'lı yılların sonlarında girdi bu topraklara internet, daha doğrusu yaygınlaşmaya başladı.
sonrasında da cep telefonu ve internet ile birlikte tüm gerçekler değişmeye başladı.
hal böyleyken, 1997-98 senelerinde makul bir yaşta olmak gerek değil mi, öncesini sonrasını iyi kavramış olabilmek için?
1986 doğumlu birine sorsak mesela; ''hatırlıyor musun internetsiz, cep telefonsuz hayatı?'' diye, ''hatırlıyorum'' diyecektir mutlaka.
ama siz kale almayın onu fazla...
çocuksu anılardır onlar hep... anlık, saniyelik olaylar, muhabbetler...
yine de 1986 doğumluların mevzu hakkında bir fikri vardır en azından.
internetten önceki zamanlarda, kendi çaplarında bir sosyal hayatları vardır mutlaka...
peki ya 90'lılar? onlar ne yapsın?
ne desin, nasıl anlatsın?
bir yandan internet, diğer yandan cep telefonu... sonrasında internetli akıllı cep telefonu!
ve tek partili bir hükümet...
nihayetinde de o hükümetin, en dipten tepeye büyük bir değişim yaşattığı bir ülke.
90'lı yılların başlarında doğanları ben biraz doğan görünümlü şahin'e benzetirim.
1994 ve sonrasında doğanlar ise orijinal doğan.
ilerleyen yıllarda enjeksiyonlu modelleri de çıktı bu doğan'ların... hatta slx falan...
peki ya 2000'li yıllarda doğanlar?
''internet icat olmasaydı'' sorusuna verecekleri yanıtlar ilginizi çeker mi hiç?
bazen yakaladığımda soruyorum bu arkadaşlara ''internet ve cep telefonsuz hayat sence nasıl olurdu?'' diye...
o ilk birkaç saniye var ya...
yüzlerindeki anlamsız ifade...
velhasıl...
''internet icat olmasaydı?'' sorusuna layıkıyla bir yanıt almak istiyorsanız, 1980-86 arası doğanlardan şaşmayın!
''peki 70'li yıllarda doğanları neden kale almayalım?''
onlar, mevzuya hazırlıksız yakalananlar!
taraflı yaklaşırlar, algı oyunu yaparlar.
kendi beceriksizliklerini sisteme vururlar.
çünkü yapamadılar, olmadı...
kafalar hep eskide kaldı.
60'lılar zaten malumunuz, kendileri son derece ''uyumsuzlar.''
her fırsatta konuyu 60'lılara getirme konusunda hevesli biriyimdir ama burada onlardan bahsetmeyeceğim.
hadi bu sefer iyisiniz.
şimdi gelelim asıl soruya;
''internet olmasaydı ne yapardık?''
ne yapardık biliyor musunuz?
daha anlayışlı olurduk en başta. daha az kalp kırardık.
beğeni duygumuzu ifade edebilirdik sadece; beğenmediklerimizi sadece içimizde yaşatırdık!
ekran karşısında olmanın ve kimsenin sana bir şey yapamayacak olmasının verdiği rahatlık var ya...
tekil bakış açısıyla baktığımızda iyi bir şey gibi görünse de, genel anlamda müthiş bozuyor bizi... dejenere ediyor insan ilişkilerini.
ilişkileri sadece yüz yüze yaşayabilmek, yaşamak zorunda olmak apayrı bir olaydı gerçekten.
gerçeklik üzerine kurulmuş bağlar, birbirine karşı ilgili insanlar...
bir bilgiyi paylaşırdın mesela; ''aaa gerçekten mi?'' yanıtını alırdın sıklıkla..
merakla dinlerdi insanlar seni... hey gidi...
ekran denen şeyin sadece televizyondan ibaret olduğu bir dünya...
gerçek hayatın dokunulmazlığı standart!
işte bu frekans da, insanların tek tip olmasını engellerdi.
herkes kafasına göre takılırdı. kimse kimseye bağlı değildi, kağıt üzerinde.
kimi kafalar canları istediğinde bir araya gelir hatta beraber kafa sallarlardı. o da apayrı bir lükstü.
nihayetinde, severek, isteyerek bir araya gelirdi insanlar!
şimdi öyle mi?
iki tık tık yapıyorsun, bir oradasın bir burada...
mevzuyla alakası olmayan biri de, mevzunun hastası da aynı ortamda!
e ne noluyor tabii hal böyle olunca;
kötü kafalar, iyi kafaları kovmaya başlıyor hunharca!
21. yüzyılda daha çok özgürleşecektik hani?
bu mu şimdi özgürlük?
iki tıkla evine yemek söylemek ne güzel değil mi?
eski arabanı rahatça satıp, yenisini alabilmek...
bilgilenmek de iyi gelmiştir eminim, nasıl durumlar peki?
aydınlanma var mı herhangi birinizde?
yoksa yine hep aynı şeyler mi?
devamını gör...
22.
aslında harika olurdu şeklinde tamamlayacağım cümle.
geçmişe, geçmişteki bazı ilişkilere duyduğumuz özlem ortada. insanların her şeye, özellikle de sekse bu kadar kolay ulaşabilir olma nedenlerinin başında internet geliyor. sadece tanışma siteleri değil, normal siteler bile bu amaca hizmet eder hâle geldi. 2 satır bilgi yazılınca "burası vikipedi değil" demeyi bilenler, millet dm'de birbirini avlama derdine düşünce nedense "burası bilmem nere değil" diyemiyorlar çünkü çoğu aynı kafada.
önceden her şey aşama aşama ilerliyordu ve heyecanı vardı. herhangi bir ortamda hoşlandığınız biriyle kesişmelerle başlayan süreç, tanıştığınız ve ilk kez konuştuğunuz gün duyduğunuz heyecan ile doruk noktasına yaklaşıyor, ardından gelen "çıkma teklifi" ile tam doruğa ulaşıyordu. o kişiyle el ele tutuşma, öpüşme fikri bile başka bir heyecandı. seks kısmına gelmedim bile daha. yolun kendisi seksten bile heyecanlı bir süreçti.
şimdi ne oldu? çat diye atıyorsun gözüne kestirdiğin kişiye mesajı. "evim var, gelsene" içerikli teklifler hiç tereddütsüz "olur" diye yanıt buluyor. hiç üşenmeden kalkıp biriyle tek ya da 2-3 sefer sevişmek uğruna şehirler arası yol yapıyor bazıları. her şeyin suyunu çıkardılar bu sayede. herkesi de aynı zanneder oldular bir de, kendileri böyle yaşıyorlar diye. bazılarımızın hâlâ duyguları var, uyandırayım.
sonra da yine buna neden olan internette "doğru dürüst kadın/erkek yok" ağlaşmaları... el birliğiyle bu hâle getirdiniz olayı, ne bekliyordunuz ki? sen sabah konuştuğun her adamın/kadının, aynı akşam koynuna girecek karaktere sahipsen doğru dürüst insan ne yapsın seni?
kusura bakmayın ama hiç öyle isteyen istediğiyle, istediği zaman sevişir denmesini kabul edemiyorum ben. ihtiyaç da olsa bu işin bir ağırlığı, seçiciliği olmalıydı. şimdi hepiniz ıssız adam kesildiniz başımıza.
geçmişe, geçmişteki bazı ilişkilere duyduğumuz özlem ortada. insanların her şeye, özellikle de sekse bu kadar kolay ulaşabilir olma nedenlerinin başında internet geliyor. sadece tanışma siteleri değil, normal siteler bile bu amaca hizmet eder hâle geldi. 2 satır bilgi yazılınca "burası vikipedi değil" demeyi bilenler, millet dm'de birbirini avlama derdine düşünce nedense "burası bilmem nere değil" diyemiyorlar çünkü çoğu aynı kafada.
önceden her şey aşama aşama ilerliyordu ve heyecanı vardı. herhangi bir ortamda hoşlandığınız biriyle kesişmelerle başlayan süreç, tanıştığınız ve ilk kez konuştuğunuz gün duyduğunuz heyecan ile doruk noktasına yaklaşıyor, ardından gelen "çıkma teklifi" ile tam doruğa ulaşıyordu. o kişiyle el ele tutuşma, öpüşme fikri bile başka bir heyecandı. seks kısmına gelmedim bile daha. yolun kendisi seksten bile heyecanlı bir süreçti.
şimdi ne oldu? çat diye atıyorsun gözüne kestirdiğin kişiye mesajı. "evim var, gelsene" içerikli teklifler hiç tereddütsüz "olur" diye yanıt buluyor. hiç üşenmeden kalkıp biriyle tek ya da 2-3 sefer sevişmek uğruna şehirler arası yol yapıyor bazıları. her şeyin suyunu çıkardılar bu sayede. herkesi de aynı zanneder oldular bir de, kendileri böyle yaşıyorlar diye. bazılarımızın hâlâ duyguları var, uyandırayım.
sonra da yine buna neden olan internette "doğru dürüst kadın/erkek yok" ağlaşmaları... el birliğiyle bu hâle getirdiniz olayı, ne bekliyordunuz ki? sen sabah konuştuğun her adamın/kadının, aynı akşam koynuna girecek karaktere sahipsen doğru dürüst insan ne yapsın seni?
kusura bakmayın ama hiç öyle isteyen istediğiyle, istediği zaman sevişir denmesini kabul edemiyorum ben. ihtiyaç da olsa bu işin bir ağırlığı, seçiciliği olmalıydı. şimdi hepiniz ıssız adam kesildiniz başımıza.
devamını gör...
23.
bilgiye bu kadar basit ve ucuz ulaşmamız imkansız olurdu. internet yolu 5 dk'da öğrendiğin bilgiyi, koca koca kitaplarda ara ki bulasın. hocaların ağzını kokla ki saa söyleye de kısa yoldan belleyesin.
devamını gör...
24.
burası olmazdı
devamını gör...
25.
iletişim ve ilişkiler yavaş fakat kalıcı olurdu belki
devamını gör...
26.
hiçbir şey harika falan olmazdı.
bu saatten sonra internet hayatımızın her anında olacak. sadece telefonda değil, nesnelerin interneti olacak ve cihazlarımız, araçlarımız, birbirleri ile haberleşecekler. ilerleyen yıllarda kol saatimiz vücut değerlerimizi ölçüp doktora anlık bilgi aktaracak, buzdolabımız manava sipariş geçecek, tuvaletimiz tuvalet kağıdı bittiğini, otomatik yemek yapma makinemiz kuru bakliyat eksiklerini markete sipariş geçecek, aracımız kendiliğinden gidip o siparişleri toplayıp getirecek. inanın bunların hepsi olacak.
hatta daha da ilerisinde fabrika kuran fabrikalar ortaya çıkacak. hiç kimsenin görmediği karanlık yerlerde tam otomasyon ile çalışan fabrikalar olacak. bu fabrikalar ana fabrika ile entegre çalışacak. orasının neye ihtiyacı varsa o parçayı üretecek. içeride tek bir çalışan bile olmayacak.
şu anda bile böyle fabrikalar mevcut. ben bir tanesine şahit oldum. eski sistemle çalışan muadilinde tek vardiyada 350 kişinin çalıştığı bir fabrikada toplamda 6 otomasyoncu ve 4 işçi olmak üzere bir vardiyada 10 kişi çalışıyor.
340 kişinin ve daha fazlasının işini bilgisayarlar ve nesnelerin interneti aracılığı ile otomasyon sistemleri yapıyor.
gün insanların günü ama gelecek kesinlikle robotların olacak.
bu saatten sonra internet hayatımızın her anında olacak. sadece telefonda değil, nesnelerin interneti olacak ve cihazlarımız, araçlarımız, birbirleri ile haberleşecekler. ilerleyen yıllarda kol saatimiz vücut değerlerimizi ölçüp doktora anlık bilgi aktaracak, buzdolabımız manava sipariş geçecek, tuvaletimiz tuvalet kağıdı bittiğini, otomatik yemek yapma makinemiz kuru bakliyat eksiklerini markete sipariş geçecek, aracımız kendiliğinden gidip o siparişleri toplayıp getirecek. inanın bunların hepsi olacak.
hatta daha da ilerisinde fabrika kuran fabrikalar ortaya çıkacak. hiç kimsenin görmediği karanlık yerlerde tam otomasyon ile çalışan fabrikalar olacak. bu fabrikalar ana fabrika ile entegre çalışacak. orasının neye ihtiyacı varsa o parçayı üretecek. içeride tek bir çalışan bile olmayacak.
şu anda bile böyle fabrikalar mevcut. ben bir tanesine şahit oldum. eski sistemle çalışan muadilinde tek vardiyada 350 kişinin çalıştığı bir fabrikada toplamda 6 otomasyoncu ve 4 işçi olmak üzere bir vardiyada 10 kişi çalışıyor.
340 kişinin ve daha fazlasının işini bilgisayarlar ve nesnelerin interneti aracılığı ile otomasyon sistemleri yapıyor.
gün insanların günü ama gelecek kesinlikle robotların olacak.
devamını gör...
27.
ezberimiz daha kuvvetli, yön bulma yeteneğimiz daha iyi, hafızamız daha kuvvetli olurdu. unutmayın, hayat kolaylaştıkça zahmet azalır ve çalınan bizi hayvanlardan ayıran organımız olur.
devamını gör...
28.
zibilyonlarca insan ilgisizlikten bunalırdı.
devamını gör...
29.
şu influencer denen garabetler olmazdı. sırf bunlar kurusun diye bile internet olmasaydı keşke diyesim geliyor.
devamını gör...
30.
en basitinden dikkat eksikliğimiz ve odaklanma sorunumuz bu denli çoğalmamış olurdu.
devamını gör...
31.
hayat daha anlamlı ve uzun olurdu… algılarımızla bu denli oynanmazdı!
devamını gör...
32.
(bkz: ignorance is bliss)
devamını gör...
33.
sıkılınca napardım?
devamını gör...
34.
şu an bunu yazamıyor olurdum.
devamını gör...
35.
3. dünya savaşı çıkardı.
devamını gör...
36.
amca ve teyzelerin libido potansiyelinden haberimiz olmayacaktı.
devamını gör...
37.
çok iyi olurdu. cidden.
devamını gör...
38.
devamını gör...
39.
hayatı kolaylaştıran uygulamalar ve kolay yoldan para kazanmak diye bir şey olmazdı. internetin icadıyla birçok şey gün yüzüne çıkarken, masum kalplerin de kirlenmesine sebep olmuştur.
devamını gör...
40.
kotu olurdu. evet.
devamını gör...
"internet icat olmasaydı" ile benzer başlıklar
icat
4