hindistan'ın ilginç inanışlarında sosyal bir statü ifadesi olup eğer ki bu sınıfa dahilseniz demek ki bodrum katındasınız. bu elemanlarla temas etmek bu statü kaslarındaki tüm üyelere yasaktır. parya benzeri durumlar çağlar boyu farklı biçimlerde, değişik ülkelerde tekrar gösterime girmiştir.
ülen insanoğlu, birilerine aşağılamayınca neden mutlu olamıyorsun? illaki birileri daha doğarken kaybedecek yahut bir iki hatasına bakıp üzerine çullanacaksın. parya bir elbisedir, döneme göre bir moda oluşturulup zorla satılmaktadır.
devamını gör...
her türlü toplumsal haktan yoksun, hor görülen kimse.
devamını gör...
parya dokunulmazdır. kimse ona dokunmaz. kast sisteminin dışına itilmiştir. sınıfsızdır. toplumda dışkı temizleme, taş taşıma vb. ne kadar ağır ve angarya iş varsa paryalar yapar. ücret ödenmez. örneğin tarlalarda fare yakalıyorsanız o fareleri eve götürüp yemenize izin veriyorlarsa daha ne istiyorsunuz. siz paryasınız. üstelik bir de üstüne kadınsanız ve tecavüze uğrarsanız, suçlu sizsiniz. çünkü parya olarak gelmişsiniz bu dünyaya. kocanız, babanız ya da ailenizdeki herhangi bir erkeğin suçunun cezasını toplum içinde toplu tecavüz olarak ödersiniz. unutmayın, parya hayalettir, ona kimse dokunmaz, görmez.
devamını gör...
"öz yurdunda garipsin öz vatanında parya" dizesini aklıma getiren kelimedir. şuan içinde bulunduğumuz durumu çok iyi özetler aynı zamanda
devamını gör...
köle anlamında kullanılan söz dizesi.
devamını gör...
sokak çocuğu
devamını gör...
hüseyni-parya

henüz müjdelenmemiş baharlar saklıydı gülüşünde.
gözlerim bu manzara için zamanla yarışıyordu,
ben bir çay daha söylüyordum.
güneş şehre selam veriyordu bir bulut aralığı;
bir buydu unutamadığım,
"umut adadığım..."

ne güzel şiirdir seni sevmek;
ve yaşamak, dize dize...
sinmiştik bir gize;
ne güzeldik,
ruhlarımız diz dize...

saçlarından bir rüzgâr ısmarlamıştım,
has bahçemin yaprakları ilk defa sana dökülmüştü.
ilk defa sen eline almıştın iplerimi;
ve ben, ilk defa sana sökülmüştüm.
ilk defamdın,
ilk cefam...
ilk derdim,
ilk devam...

şimdi seninle arşı aşabilme ihtimali;
karşılaşmalar yetmiyorken,
bu; en büyük ihtilâlim.
artık seninle iki yabancı bile etmiyorken,
sana mecburdum ben, gayri ihtiyâri;
"tanıştığımıza mecnun oldum."

bir sayfasını daha yırtıp attım ömür defterinin.
bi' kağıt parçası en fazla kaç kere katlanabiliyorsa, o kadar katlandım aşka.
bu, bu sevdanın son demleri...
kuşandım kıdemleri, bu defa çok başka.

çayım daha demli,
gözlerim daha nemli,
ve unutabilmek seni, bu defa hepsinden daha önemli.

bende sana verebilecek bir ben daha kalmadı, sonuma kadar aldın.
çalışmadığım yerden çıktın karşıma.
vakitsiz gelen bir misafir çocuğu gibi;
geldin, dağıttın ve gittin.
pabucu dama atılmış eski bi' oyuncağım artık senin için;
ve ben, en çok sana kırıldım.

artık aklıma parya.
hani arılar sabırla bal yapar ya...
işte, öyle unutulacaksın.

velhasıl, koparıp atmak seni içimden, bağlıyken boğum boğum...
ve sanki yüreğim orta doğu!
unut beni, lakin şunu iyi bil;
"ki sen;
direnişime israil'sin,
dirilişime israfil..."
devamını gör...
hintçeden geçme bir sözcük.
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"parya" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim