(tematik)

yankı anlamına gelen fransızca kökenli sözcük.
devamını gör...

fatih sultan mehmed’in oğlu cem sultan'ın 1481 tarihinde yenişehir ovası’nda ağabeyi sultan 2.bayezid ile yaptığı savaşı kaybetmesi üzerine yanına ailesini de alarak yaklaşık 30 kadar adamıyla 16 temmuz 1482’ de kızkalesi limanına indiği ve burada birkaç gün kaldığı; ardından anamur, adana, halep, kahire ve oradan da hac için hicaz'a gittiği rivayet edilir...
devamını gör...

rap’te onca ön planda insan varken bula bula eypio [abdurrahim akça], hadise [hadise açıkgöz], mero [enes meral] ve murda’yı [önder doğan] bulması acun ılıcalı’nın rap’e karşı bakış açısını net bir şekilde gözler önüne seriyor.

söz konusu jürileri gösterir poster için: acun ılıcalı/instagram
güncelleme: kimse söz konusu linke erişilemediğini söylemediği için hâlen çalıştığını sandım. söz konusu linkin ara ara gösterdiği “bad url timestamp” uyarısına karşı buradan da hikâyedeki o postere bakabilirsiniz.
devamını gör...

noktaların hayırlı uğurlu olsun sevgili yazar.
devamını gör...

tam bir şehir bebesiyim. anne tarafımın da baba tarafımın da köyü yoktu. hayatımda ilk defa köye de bir ilkokul gezisinde gidebildim zaten.

neyse efenim sanırsam ben 5-6 yaşlarındayken, bir şehirler arası yolculuğa çıktık. tarlaları, koruları falan ilk kez görüyorum. hepsinde farklı farklı boylarda değişik değişik bitkiler. arabanın camına yapışmışım hepsini tek tek soruyorum.

"baba bu ne? babaa bu ne? peki şunlar nee?"

o da bu kola ağacı, bunlar gazoz ağaçları, bunlarda bonibon yetişiyor diye ciddi ciddi bütün sorularımı yanıtlıyor.

trollemeleri sayesinde uzunca bir süre kola, jelibon ve çikolataların ağaçta yetiştirildiğini sandım. sonra bir gün ilkokulda bizi eti'nin fabrikasına götürdüler de meseleyi çakabildim.

vallahi allah devletimize zeval vermesin. düşünsene evde eğitimin yasal olduğunu. troll babası olanlar sıçtı.
devamını gör...

caravaggio'nun en sevdiğim eserlerinden bir tanesi. sanatçının 1600 yılında bitirdiği, san luigi dei francesi kilisesinde sergilenen eseri.
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel

aziz matta'nın şehit edilmesi resmindeki canlı, dramatik sahne san luigi dei francesi kilisesindeki contarelli şapelinde 1600 yılında tamamlanarak sergilenmeye başlamıştır. bu ünlü tablo caravaggio'nun toplumsal boyuttaki ilk başarısıdır. tüylü şapka giymiş, giorgione tarzında betimlenmiş gencin, caravaggio'nun arkadaşı mario minniti olduğu sanılmaktadır. yüzündeki anlaşılmaz düşünceli bakışla yarattığı şiirsel gerçekçilik del montelerin duygularını yansıtır gibidir.

şapelin deklorasyonu için tuttuğu not defterinde cantarelli, kurban edilişin bir sembolü olarak şehide elini uzatmakta olan bir melek figüründen hiç bahsetmemiştir. meleğin buradaki sıra dışı varlığı aslında caravaggio'nun resim dilinde çok özel bir anlam taşır; meleği taşıyan bulutların geleneksel ikonografisi bozulmuş, çarpıtılmıştır. bu durumda bulutlar meleği üstünden atmak istercesine olumsuz bir etki bırakır.

ön planda gördüklerinden ürkmüş çıplak genç, özellikle zuccaris tarafından kullanılan maniyerist geleneğin açık bir yansımasıdır. genç annibale caracci'nin deyişiyle, kompozisyondaki boş alanları doldurmak amacıyla yararlanılan kiralık figürlerden biridir.
devamını gör...

kent şarkıları isimli grubun 2020 yılında çıkardığı aynı isimli albümünde yer alan son dönemlerin en kaliteli şarkılarından birisidir.

dinlemek isteyenler için;



sözlerini merak edenler için;


bir gün bitebiliyor büyük aşklar
hüsranla bitebiliyor
fakat devam eden bir hayat var
güçlü olmak gerekiyor

elbette sonu geliyor yalnızlığın
elbet sonu geliyor
bir vakit bir başkası seni sarıyor
umut yenileniyor


ağladığına yanıyor insan
ağladığına yanıyor

zaman geçiyor, öyle böyle geçiyor
her şey anılaşıyor
zaman geçiyor, öyle böyle geçiyor
hayat devam ediyor

zaman geçiyor, öyle böyle geçiyor
çok şey unutuluyor
zaman geçiyor, öyle böyle geçiyor
hayat devam ediyor

bazen gidesin gelir uzak ülkelere
bazen sığınasın gelir
bir değer tutar seni, tutar sımsıkı
sonra kalasın gelir

elbette sonu geliyor yalnızlığın
elbet sonu geliyor
bir vakit bir başkası seni sarıyor
umut yenileniyor
devamını gör...

zirvelerde kartallar da bulunur yılanlar da. birisi oraya süzülerek diğeri sürünerek gelmiştir. sözünün sahibidir.
devamını gör...

benim.

o an canım konusmak istemiyordur, keyfim yerinde değildir cevap vermem. ısrarla 3-4 kez aramanızın anlamı yok.

aradığı kişinin telefonu koşulsuz ve şartsız açmasını bekleyenlere dert olur.
devamını gör...

--! spoiler !--

noldu paşinyan yol çekiyirdin cebrayıla raks eylirdin...

--! spoiler !--
devamını gör...

atv'nin yeni sezonda yayınlamayacağı mafya dizisi.

senaryosunu, oyunculuklarını vs. bilemem. kimileri silahlardan ve çatışma sahnelerinden dolayı diziyi yadırgayabilir, anlarım... ancak atv için bu karar bir yıkımdır. altı sezondur yayınlanmasına rağmen hala reytinglerde tepeye oynayan, tv izleyicisini uzun soluklu ekrana bağlayan bir diziden bahsediyoruz. türkiye'de beş sezonun üstünde yayınlanıp izleyiciyi bu denli ekrana bağlayan dizi sayısı azdır. ek olarak edho, tahmin edileceği üzere youtube yerine televizyonda tercih ediliyor. yani dizi, reklamları izleyen, her yayın günü çayını, kahvesini, meyvesini alıp televizyonun başına kurulan ve gece 12 buçuğa kadar kanalı değiştirmeyen bir izleyici kitlesi barındırıyor. diziyi illaki youtube'dan izleyenler de vardır ancak genel izleyici portresi, hafta boyu edho ile alakalı tek kare takip etmeyip yayın gününde televizyonun başına kurulan bir kitle. günümüz televizyoncularının youtube ve dijital platformlar karşısında uğradığı hezimeti de düşünürsek, edho ulusal bir kanal için bulunmaz nimet.

atv'nin diziyi yayından kaldırmasının iki sebebi olabilir:
1 - oyuncu maaşlarının çok yüksek olması: edho, maliyetli bir dizi değil. tarihi diziler gibi herhangi bir platforma, ya da bilim kurgu dizileri gibi video efektlerine ihtiyaç duymuyor. olup olabilecek en büyük efekt, silahlardan çıkan ateşleme efekti ya da bomba/patlama efekti. bunların haricinde efekt ya da prodüksiyon olarak ağır masraflar istemiyor. ancak yapım şirketinin ya da kanalın belini kırabilecek bir alternatif var: oyuncu maaşları! türkiye'de özellikle mafya dizilerinin oyuncuları, gerçek mafya babası gibi muamele görüyor ve izleyici tarafından hürmet görüyor. mesela ilyas karakterini canlandıran ozan akbaba... kuzey güney dizisinde dakika başı kıvanç tatlıtuğ'dan dayak yiyen bir karakteri canlandırırken hiç de göz önünde değildi ve tahminimce cüzi bir ücret alıyordu. ancak bugün, sokağa çıktığında sanki bir mafya ailesinin lideriymişçesine ilgi ve hürmet görüyor.

2 - siyasi sebepler
özellikle sedat peker mevzularının patlamasının ardından, dizi pek çok insan için (dolaylı olarak da kanal için) bambaşka bir anlam ihtiva etmeye başladı. dizi bu sebeple de, büyük yerlerden gelen emirler doğrultusunda yayından kaldırılmış olabilir.

ben bir kanal sahibi olsaydım edho'nun kendi kanalımda yayınlanması için elimden geleni yapardım. izleyici kitlesinin youtube'a ve netflix gibi dijital platformlara kaydığı şu günlerde, 200 bölüm boyunca reytingde tepeye oynamış, deli gibi reklam geliri olan ve pek de masraflı olmayan bir diziden bahsediyoruz. belki yayınlanır, belki yayınlanmaz bilemem. ancak yayınlanmadığı takdirde pek çok kişi üzülecek ve atv'yi boykot bile edecek.
devamını gör...

cinsellik barındırmasa freud abimize ayıp olurdu ama bunu ara sıra sakladığımız birçok şeyde yaşıyoruz. mesela ben aklımda çakmak varken, sigara içtiğimi bilmeyen babamın yanında kardeşime "çantamı ver" yerine "çakmağımı ver" demiştim. bu bir nevi freud sürçmesi'ne örnektir ve örnekleri çoğaltabilirim. biraz fazla sakladığım şey var sanırım. *
devamını gör...

bütün dünyada ve emin olmamakla birlikte bütün evrende bulaşıcı bir hastalık gibi her yanımızı sarmış olan ve insan ilişkilerini şekillendirip yepyeni bir düzen oluşmasına neden olan yoğun duygu ve kontrol kaybı halidir.

evrensel cinnet pıtrak gibi her yanı sarmaya ve derinden derine etkisini göstermeye başladığından beri kaybettiğimiz çok şey oldu. önce tahammülümüzü kaybettik. artık kimse kimseye hoşgörü göstermiyor, hatta bunun için herhangi bir gayret bile göstermiyor. trafikte korna çalmak yüzünden birbirini delik deşik eden insanlar dolu her yanda. rahatsız edici olsa bile bir sesin insan hayatına değer olması herkesin kanıksadığı bir durum halini geldi.

merhametimizi de kaybettik. artık düşene bir tekme de biz atarken tereddüt ettiğimiz tek nokta ayağımızın acıyıp acımayacağı. yere düşenin yerde kalması için elimizden geleni yapmaktan imtina etmiyoruz. zor durumda olan insanların bunu hak ettiğini düşünerek içimizdeki yılanları besledikçe besliyoruz ve bize dokunmayan bu yılanlar bin yaşıyor.

hakkaniyet duygumuzu yitireli de çok oldu. istediğimiz ne varsa onu hakkımız sayıyoruz. kendi hakkımız olduğuna inandığımız her şey başkalarına zarar verme pahasına bizim olmalı. çünkü evrenin merkezinde biz varsak eğer bu küçük noktada başka kimsenin yaşama hakkı olamaz.

yaşama hakkı demişken öldürmek artık alelade bir eylem haline geldi. hatta öldürmek bile tek başına yeterli gelmiyor içimizi soğutmak için. daha çok can yakmam hevesindeyiz. insan zihninin sümüksü yaratıcılığının yarattığı işkence nefretle yanan içimize kova kova serin sular döküyor. boğulmamak için daha çok ateş. içimiz buhara kesti.

evrensel bir cinnet içinde kendi kendini sokmaya yazgılı bir akrep gibi öfkeli öfkeli dönenirken kaybettiklerimizin yasını tutabilecek kadar bile insanlık kalmıyor içimizde. ama daha yolumuz uzun, cinnete kurban edilecek daha çok gezegen var evrende.
devamını gör...

narsistlikten kaynaklanabilir. kurban olsunlar böyle narsiste.
devamını gör...

sadece telle sınırlı değil elbette, neler neler var. sadece yemek yerken çıkarabileceğiniz lastikler mi verilmez, çenenizi genişletmek için aparatlar mı takılmaz.
uzun süren, acılı, sonunda inci dişlere kavuşacağınız, benim hala sonuna varamadığım ortodontik müdahale.
devamını gör...

güzel bir film izlerken beğendiğiniz bir sahneye, okuduğunuz kitapta sizi çok etkileyen bir sayfaya, radyoda aniden başlayan en sevdiğiniz şarkıya denk geldiğinizde dönüp gülümseyeceğiniz birinin olmamasıdır.
devamını gör...

bir yıldır dışarı çıkarken makyaj yapmamak olarak degistirmek istediğim başlık. dışarı çıkarken makyaj yapmasam bile evde canım sıkıldıkça makyaj yapıyorum. gecenin 3ü herkes uyumuş ben de ayna karşısında makyaj yapıyorum. sebep? can sıkıntısı.
devamını gör...

bir başlığın altına defalarca tanım girip silip en sonunda 'neyse ya' diye çıktığım bile oluyor. zamanla alıştım ama.
devamını gör...

sorun olmayan bir şey kaldı mı?
devamını gör...

tom sawyer
defalarca okudum yine olsa yine okurum.
devamını gör...

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim