deniz manzaralı
çatıların üzerinden bir karış deniz, iki binanın arasından bir parça deniz, balkona çıkıp kafayı iyice uzatarak gördüğünüz bir miktar deniz parçası manzara, hiçbir zaman deniz manzarası olmaz. bir uçak penceresinden bakıyormuşçasına kısıtlı bir manzaradır. daha iyi görebilmek için ya bir dürbün gereklidir ya da elde bir fotoğraf makinesi ile yakınlaştırarak deniz manzarasını görebilme ihtimali vardır. uzaktan bakılan bu manzara, deniz manzarası değil olsa olsa bir su birikintisi sayılır.
devamını gör...
suç olmadığı halde yaparken öyle hissettiren durumlar
hiçbir tanıdığı olmayan residance insanı olma özgürlüğüne eriştiğim vakit tedavülden kalkacak şeyleri okuduğum başlık.
mahalle bakkalı, berberi baskısı bi'bitsin artık, kısmen değil tamamen modernleşme. her alanda modernleşme. selam verdiğine mecbursun zihniyeti beni de sıktı.
mahalle bakkalı, berberi baskısı bi'bitsin artık, kısmen değil tamamen modernleşme. her alanda modernleşme. selam verdiğine mecbursun zihniyeti beni de sıktı.
devamını gör...
şu an dinlenen şarkıdan bir cümle
bakarsın aynalara, kibrinle yaşarsın
yalanı çok seven dilin işini orda başarsın
bu bitmiş öykünün bendim hayalperesti
sen bir ara durakmışsın, hayatımın turisti...
yalanı çok seven dilin işini orda başarsın
bu bitmiş öykünün bendim hayalperesti
sen bir ara durakmışsın, hayatımın turisti...
devamını gör...
zamanla öğrenilen şeyler
pek çok şey öğreniriz ama ben bu zamanda öğrendiğimi yazmak istiyorum.
"neyi öğrendim biliyor musunuz? bazı insanlara sevgi tuhaf geliyormuş, iyleştirici etkisi var diyorlar bu kişilerde yan etkisi oluyor daha çok. şaşırtıcı. bu grupta olmadığım için mutluyum. samimi, hissettirilen, çıkarsız sevginin hastasıyım, nadir bulunuyor zaten. "
"neyi öğrendim biliyor musunuz? bazı insanlara sevgi tuhaf geliyormuş, iyleştirici etkisi var diyorlar bu kişilerde yan etkisi oluyor daha çok. şaşırtıcı. bu grupta olmadığım için mutluyum. samimi, hissettirilen, çıkarsız sevginin hastasıyım, nadir bulunuyor zaten. "
devamını gör...
iskandinav ülkelerinde 6 ay gündüz 6 ay gece olması
ayrıca 6 ay kış ve bir altı ay daha kış mevsimi ile ünlü bir coğrafyadır.
devamını gör...
eniştesi tarafından tecavüze uğrayan adam
nutkum tutuldu.*
devamını gör...
evliliği başarı olarak görmek
doğru kişiyle evlenmek bir başarıdır bence .bu devirde öyle kolay evlenilmiyor . ama yukarıda bahsedilen nedenlerden değil tabi ki .hayat arkadaşını bulmak herkesin başardığı bir şey değil. ama bunla da göğsünü gere yere övünmezsin .çünkü ınsanlar değişir.
devamını gör...
mecburiyet
"içinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin."
bir çırpıda okunabilecek, kitap bittikten sonra ise etkisini benliğinizde uzun süre hissedebileceğiniz bir stefan zweig eseridir mecburiyet. zweig kitabın ismini "firari" koyacakken son anda "mecburiyet" olarak değiştirmiştir. bu kitap bizleri ferdinand adında bir ressamla tanıştırıyor. ferdinand, karısı ile beraber savaştan kaçıp isviçre'ye yerleşmiş olan bir ressamdır. ülkesi adına savaştan kaçtığı için hep içinde bir yerlerde acaba aynı durumla tekrar karşı karşıya kalır mıyım korkusu yatmaktadır. ve nitekim bu korkusu gerçek olur ve ülkesinden kendisine bir tebligat gelir. ferdinand ülkesi adına savaşmaya çağrılmaktadır. çok zor bir seçim yapmak zorundadır: özgürlük mü? sorumluluk mu? eşi onun kesinlikle savaşa katılmaması gerektiğini düşünmektedir. ferdinand da bu görüşe katılmaktadır lakin içini kemiren bir vicdan hesaplaşması yaşamaktadır. bu içsel hesaplaşmayı, karar verme sürecini stefan zweig çok başarılı bir şekilde yansıtmaktadır okuyucuya. adeta o kararı ferdinand değil de biz verecekmişiz gibi. zaten onu da bu denli büyük bir yazar yapan özelliklerinden birisi de bu harika psikolojik tahlilleri değil midir? zweig aslında bu eserinde kendinden de bahsetmiştir bir anlamda. kendisi de savaş karşıtı olan zweig, bu eserinde aslında hüzünlü bir hikayeye değil de acıklı ve oldukça zor bir sorgulamaya davet etmiştir bizleri.
ferdinand "bunu yapmak istemezdim ama mecburum." der. eşi paula ise neden mecbur olduğunu sorgulamaktadır. ve ferdinand'a, "dürüst ol, vatanın hayatın kadar önemli mi senin için? soylu hükümdarlara bile kalmayan bir taşrayı resim yaptığın sağ elin kadar seviyor musun?" diye sorar. aslında bu cümleler mecburiyetin, vatanın ve savaşın sorgulamasını yaptırıyor bizlere. bize vatan neresidir diye soruyor.
elli sayfalık incecik bir kitap olan mecburiyet, aslında kendimize soramadığımız, insanlık olarak üzerine düşünmediğimiz bir konuda, derin bir sorgulamaya itiyor. kitap bittikten sonra dahi, içimizde bir yerlerde devam ediyor adeta.
bir çırpıda okunabilecek, kitap bittikten sonra ise etkisini benliğinizde uzun süre hissedebileceğiniz bir stefan zweig eseridir mecburiyet. zweig kitabın ismini "firari" koyacakken son anda "mecburiyet" olarak değiştirmiştir. bu kitap bizleri ferdinand adında bir ressamla tanıştırıyor. ferdinand, karısı ile beraber savaştan kaçıp isviçre'ye yerleşmiş olan bir ressamdır. ülkesi adına savaştan kaçtığı için hep içinde bir yerlerde acaba aynı durumla tekrar karşı karşıya kalır mıyım korkusu yatmaktadır. ve nitekim bu korkusu gerçek olur ve ülkesinden kendisine bir tebligat gelir. ferdinand ülkesi adına savaşmaya çağrılmaktadır. çok zor bir seçim yapmak zorundadır: özgürlük mü? sorumluluk mu? eşi onun kesinlikle savaşa katılmaması gerektiğini düşünmektedir. ferdinand da bu görüşe katılmaktadır lakin içini kemiren bir vicdan hesaplaşması yaşamaktadır. bu içsel hesaplaşmayı, karar verme sürecini stefan zweig çok başarılı bir şekilde yansıtmaktadır okuyucuya. adeta o kararı ferdinand değil de biz verecekmişiz gibi. zaten onu da bu denli büyük bir yazar yapan özelliklerinden birisi de bu harika psikolojik tahlilleri değil midir? zweig aslında bu eserinde kendinden de bahsetmiştir bir anlamda. kendisi de savaş karşıtı olan zweig, bu eserinde aslında hüzünlü bir hikayeye değil de acıklı ve oldukça zor bir sorgulamaya davet etmiştir bizleri.
ferdinand "bunu yapmak istemezdim ama mecburum." der. eşi paula ise neden mecbur olduğunu sorgulamaktadır. ve ferdinand'a, "dürüst ol, vatanın hayatın kadar önemli mi senin için? soylu hükümdarlara bile kalmayan bir taşrayı resim yaptığın sağ elin kadar seviyor musun?" diye sorar. aslında bu cümleler mecburiyetin, vatanın ve savaşın sorgulamasını yaptırıyor bizlere. bize vatan neresidir diye soruyor.
elli sayfalık incecik bir kitap olan mecburiyet, aslında kendimize soramadığımız, insanlık olarak üzerine düşünmediğimiz bir konuda, derin bir sorgulamaya itiyor. kitap bittikten sonra dahi, içimizde bir yerlerde devam ediyor adeta.
devamını gör...
elminster the wise
sessiz sakin köşelerde duruyor gibi görünsede gelen bildirimde sıkı takipte olduğunu anlıyorsunuz, artı oy kullanımında onun gibi cömert olun diyeceğim yazar.
naif, bilgili yazarımız. iyi ki var, hep olsun * *
naif, bilgili yazarımız. iyi ki var, hep olsun * *
devamını gör...
fişne pahçesu
çehov lazdır, laz kalacaktır'' sloganıyla ses getiren. ‘‘fişne pahçesu'' oyununda ortaoyuncular laz çehov ile ferhan şensoy'u karadeniz'in bize bakan kıyılarında buluşturuyor. o günle bugün arasında ilginç köprüler kuran oyunun metni anton çehov'un ünlü oyunu ‘‘vişne bahçesi''nden yola çıkılarak ferhan şensoy tarafından oluşturulmuş.
devamını gör...
yazarların itiraf köşesi
bugün son görüsmemizin üzerinden 4 yıl geçti dostum. 4 koca yıl.
beni bilirsin ağlamayı pek sevmem yine de bu gece, gözyaşlarımla doldurduğum kadehi senin için kaldırıyorum. sana ve sensiz geçen 4.yılıma...
iyi ki doğdun birtanem. sevgim, hasretim ve acımla...
merdumgiriz.
beni bilirsin ağlamayı pek sevmem yine de bu gece, gözyaşlarımla doldurduğum kadehi senin için kaldırıyorum. sana ve sensiz geçen 4.yılıma...
iyi ki doğdun birtanem. sevgim, hasretim ve acımla...
merdumgiriz.
devamını gör...
ismi merak uyandıran kitaplar
devamını gör...
yapmaya üşenilen şeyler
sarma,mantı gibi yemekler yapmak
çok güzeller ama zahmetli yemekler yani üşeniyorum.
çok güzeller ama zahmetli yemekler yani üşeniyorum.
devamını gör...
yazarların gizlice dinledikleri şarkılar
gizlice değil ama kimseyle paylaşmadığım şarkılar var. insanların bazı şarkıları kirletmesinden korkuyorum.
ayrıca üstteki yazara katılıyorum, genellikle bu şarkılar kulaklıkla dinlenir.
ayrıca üstteki yazara katılıyorum, genellikle bu şarkılar kulaklıkla dinlenir.
devamını gör...
kol uçuşu
havacılıkta ; bir hava aracının liderliğinde ,birden fazla uçakla beraber uçuş yapılması anlamına gelir.
devamını gör...
yazarların unutamadığı film replikleri
adam odadaki her şeyi benimle kırdı. dolabından komodinine, havlularından yastıklarına. beni boğdu boğdu, duvara attı. boğdu boğdu, duvara attı. çığlıklar, yardım çığlıkları, allah’ın belaları! bir kişi be, bir kişi... ben bu aileden değil miyim ya?
-ölümlü dünya
-ölümlü dünya
devamını gör...
diyanet'in 13 milyar tl ödeneği 7 ayda bitirmesi
çok tanrılı dine geçilmiştir, tek tanrıyla bu mümkün değil.
devamını gör...
mundell fleming modeli
ıs-lm modeli, kapalı ekonomi varsayımından hareketle geliştirilmiştir. ıs-lm dengesinin sağlandığı noktalarda, iç denge sağlanmaktadır. ıs-lm kapalı ekonomi modelidir. mundell fleming modeli ise açık ekonomi modelidir. ıs-lm modeline bp (balance of payment) 'yi dahil etmektedir. dış denge ise bp eğrisi ile gösterilmektedir. bp eğrisi ödemeler dengesini temsil etmektedir. bp eğrisi, değişik faiz oranlarına tekabül eden gelir düzeyinin geometrik yeri olarak ifade edilmektedir.
iç denge, istikrarlı bir büyüme trendi ile düşük oranlı işsizliğin birlikte olması halidir. (ıs-lm dengesi). dış denge ise ödemeler dengesinin sağlanması durumudur. ödemeler dengesi ise cari işlemler açığının sermaye hareketleri hesabı fazlasına eşit olması durumudur. yani, dış denge, dış ticaret dengesi ile sermaye hareketleri dengesi tarafından belirlenmektedir. dış ticaret dengesi, ihracat ve ithalat düzeyi tarafından belirlenirken; sermaye hesabı dengesi yurtiçi ve yurtdışı faiz oranları farkı tarafından belirlenmektedir. dış denge üzerinde marjinal hasılat eğilimi ve faiz oranları etkilidir.
hasıla düzeyinde bir artış olduğunda, marjinal ithalat düzeyi kadar ithalatta artış meydana gelir. zira ithalat, gelirin artan bir fonksiyonudur. (m=m0+my). ithalat arttığında ise net ihracat azalır. bu durum ise dış dengeyi olumsuz etkiler.
faiz oranı azaldığında ülkeden sermaye çıkışı olur ve dış denge olumsuz etkilenir. tersine, faiz yükseldiğinde ülkeye sermaye girişi olur ve dış denge bu durumdan olumlu etkilenir.
iç denge, istikrarlı bir büyüme trendi ile düşük oranlı işsizliğin birlikte olması halidir. (ıs-lm dengesi). dış denge ise ödemeler dengesinin sağlanması durumudur. ödemeler dengesi ise cari işlemler açığının sermaye hareketleri hesabı fazlasına eşit olması durumudur. yani, dış denge, dış ticaret dengesi ile sermaye hareketleri dengesi tarafından belirlenmektedir. dış ticaret dengesi, ihracat ve ithalat düzeyi tarafından belirlenirken; sermaye hesabı dengesi yurtiçi ve yurtdışı faiz oranları farkı tarafından belirlenmektedir. dış denge üzerinde marjinal hasılat eğilimi ve faiz oranları etkilidir.
hasıla düzeyinde bir artış olduğunda, marjinal ithalat düzeyi kadar ithalatta artış meydana gelir. zira ithalat, gelirin artan bir fonksiyonudur. (m=m0+my). ithalat arttığında ise net ihracat azalır. bu durum ise dış dengeyi olumsuz etkiler.
faiz oranı azaldığında ülkeden sermaye çıkışı olur ve dış denge olumsuz etkilenir. tersine, faiz yükseldiğinde ülkeye sermaye girişi olur ve dış denge bu durumdan olumlu etkilenir.
devamını gör...
yılmaz vural
sağlığına kavuşmasını temenni ettiğim başarılı,sevilen teknik adam.
devamını gör...
tütü
tütü maşallah, allah nazarlardan korusun sözünde bulunan
ya da sol omzumuza tütütü diyerek mecazen tükürdüğümüzde çıkardığımız sestir.
ya da sol omzumuza tütütü diyerek mecazen tükürdüğümüzde çıkardığımız sestir.
devamını gör...