normal sözlük aşık atışması
yiğit dediğin teker teker gelir
yazar dörtlüğünü kendini bilir
vişne vurur, ozgur1ey vurur
ne yıkılır hıyar ne de sinirlenir?
yazar dörtlüğünü kendini bilir
vişne vurur, ozgur1ey vurur
ne yıkılır hıyar ne de sinirlenir?
devamını gör...
mazotu çekip sözlüğe giren yazar
sabaha büyük bir baş ağrısı ile uyanacaktır. gece gece gel öpücem tarzı mesajlar atmasa bari.
devamını gör...
kopya çekme stratejileri
akıllı saate kopya yazardım. teknolojiyi akıllıca kullanın derdi hep hocalarımız. bu yüzden kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum.
devamını gör...
mersin
akdeniz'in en uzun sahil şeridine sahip şehrimiz, memleketim. tantuni'nin başkenti.
ayrıca (bkz: kafa sözlük mersinliler derneği)
ayrıca (bkz: kafa sözlük mersinliler derneği)
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının içini ısıtan şeyler
küçük kedilerim şu an yatağımda birbirlerini öpüyorlar, dokunuyorlar, seviyorlar, ne zaman uyuyacağımı bilmiyorlar ve beni bekliyorlar. onların beni sevdiğini bilmek ve benim de onları sevdiğimi bilmesi, uyurken yüzüme dokunup gözlerinin peyderpey uykuya dalışını izlemek.
devamını gör...
şimdi'nin gücü
eckhart tolle'nin yazdığı kitap. anksiyete, bağımlılık, depresyon vb. birçok problem ya geçmiş ya da gelecekten kaynaklanır. şimdi'yi kavramak, anlamak kişiyi adeta özgürleştirir. bu kitap bence her insanın tekrar tekrar okuması gereken bir kitap. kitaptan bazı alıntılar:
- "artık kendime dayanamıyorum." zihnimde tekrarlanıp duran düşünce buydu. sonra birden bunun ne kadar garip bir düşünce olduğunu fark ettim. "ben bir miyim, yoksa iki mi? eğer ben kendime dayanamıyorsam, o halde ben iki kişi olmalıyım: ben ve dayanamadığım 'kendim'." "belki," diye düşündüm sonra, "bunlardan sadece biri gerçektir."
- insanın çektiği acının büyük bölümü gereksizdir. o gözlemlenmeyen zihin yaşamınızı yönettiği sürece kendi yarattığınız bir şeydir. yarattığınız acı daima, olanı kabullenmemekten, olana bilinçsiz bir biçimde direnmekten kaynaklanır. düşünce düzeyinde, direnme bir yargı biçimidir. duygusal düzeyde, o bir olumsuzluk biçimidir. acının yoğunluğu şimdiki an'a karşı direnmenin derecesine bağlıdır .zihin daima şimdi'yi yadsımaya ve ondan kaçmaya çalışır. siz şimdi'yi ne kadar çok onurlandırır ve kabul ederseniz, acıdan, ıstıraptan -ve egosal zihinden- o kadar çok kurtulursunuz.
- yargılamayın ya da analiz etmeyin. ondan kendinize bir kimlik yaratmayın. orada mevcut kaim ve içinizde olup bitenin gözlemcisi olmayı sürdürün. sadece duygusal acının değil, ama aynı zamanda "gözlemleyenin" sessiz izleyicinin de farkında olun. bu, şimdi'nin gücü, kendi bilinçli mevcudiyetinizin gücüdür. sonra neler olduğunu görün.
- "artık kendime dayanamıyorum." zihnimde tekrarlanıp duran düşünce buydu. sonra birden bunun ne kadar garip bir düşünce olduğunu fark ettim. "ben bir miyim, yoksa iki mi? eğer ben kendime dayanamıyorsam, o halde ben iki kişi olmalıyım: ben ve dayanamadığım 'kendim'." "belki," diye düşündüm sonra, "bunlardan sadece biri gerçektir."
- insanın çektiği acının büyük bölümü gereksizdir. o gözlemlenmeyen zihin yaşamınızı yönettiği sürece kendi yarattığınız bir şeydir. yarattığınız acı daima, olanı kabullenmemekten, olana bilinçsiz bir biçimde direnmekten kaynaklanır. düşünce düzeyinde, direnme bir yargı biçimidir. duygusal düzeyde, o bir olumsuzluk biçimidir. acının yoğunluğu şimdiki an'a karşı direnmenin derecesine bağlıdır .zihin daima şimdi'yi yadsımaya ve ondan kaçmaya çalışır. siz şimdi'yi ne kadar çok onurlandırır ve kabul ederseniz, acıdan, ıstıraptan -ve egosal zihinden- o kadar çok kurtulursunuz.
- yargılamayın ya da analiz etmeyin. ondan kendinize bir kimlik yaratmayın. orada mevcut kaim ve içinizde olup bitenin gözlemcisi olmayı sürdürün. sadece duygusal acının değil, ama aynı zamanda "gözlemleyenin" sessiz izleyicinin de farkında olun. bu, şimdi'nin gücü, kendi bilinçli mevcudiyetinizin gücüdür. sonra neler olduğunu görün.
devamını gör...
kız çocuğu olacağını öğrenmek
birkaç saat evvel başımıza gelmiş durumdur. dünyanın en mutlu insanları olmakla beraber, içimizi de bir korku kaplıyor. çok insan bozuntusu var. lakin kız çocuk ne güzel şey.
devamını gör...
kahvaltı yapmamak
benim için mümkünatı olmayan eylemdir.
kahve içmeden ayılamam tarikatı var ya, ben ona değil ama kahvaltı yapmadan ayılamam tarikatına üyeyim.
kahve içmeden ayılamam tarikatı var ya, ben ona değil ama kahvaltı yapmadan ayılamam tarikatına üyeyim.
devamını gör...
the cafe terrace on the place du forum
vincent van gogh'un eylül 1888'de tamamladığı tablosu.**

sanatçı, tabloyu arles'da yaşadığı dönemde resmetti.
bu tablonun en önemli özelliği, van gogh'un çizdiği ilk yıldızlı gökyüzü olmasıdır. aynı ay çizdiği rhone üzerinde yıldızlı gece (1888) ve 1 yıl sonra tamamladığı yıldızlı gece (1889) tablolarıyla yıldızlı gökyüzü üçlemesini tamamlamış.
hepimizin en çok gördüğü tablolardan birisi zaten, biraz yakından bakalım.
''gecenin gündüzden daha canlı, daha zengin renklerle dolu olduğunu sık sık düşünmüşümdür zaten.'' diyor aynı ay theo'ya yazdığı mektubunda. eserde siyah rengini hiç kullanmamış, bunun yerine koyu tonlarla geceyi çizmiş: prusya mavisi gökyüzü ve sapsarı yıldızlar.

kafede oturan insanlar, sokakta yürüyenler, ışıkları yanan evler ve gökyüzüyle sakin bir akşam resmedilmiş. bunda sarı rengin baskın olmasının da etkisi var. van gogh denilince aklımıza sarı geliyor zaten.

tablonun sakin bir akşamı anlatışının yanında dini bir mesaj içerebileceği de düşünülüyormuş. ilginç buldum, hemen anlatıyorum.
kafede oturan 12 figür son akşam yemeği'ne bir gönderme olabilirmiş. ortada garson olarak görünen beyaz giyimli figür ile solda karanlıkta kalan figür* bu fikri destekliyor gibi. van gogh'un dindar olduğunu, bir süre vaizlik yaptığını da düşününce biraz daha anlam kazanıyor bu teori.
kaynak1 kaynak2

sanatçı, tabloyu arles'da yaşadığı dönemde resmetti.
bu tablonun en önemli özelliği, van gogh'un çizdiği ilk yıldızlı gökyüzü olmasıdır. aynı ay çizdiği rhone üzerinde yıldızlı gece (1888) ve 1 yıl sonra tamamladığı yıldızlı gece (1889) tablolarıyla yıldızlı gökyüzü üçlemesini tamamlamış.
hepimizin en çok gördüğü tablolardan birisi zaten, biraz yakından bakalım.
''gecenin gündüzden daha canlı, daha zengin renklerle dolu olduğunu sık sık düşünmüşümdür zaten.'' diyor aynı ay theo'ya yazdığı mektubunda. eserde siyah rengini hiç kullanmamış, bunun yerine koyu tonlarla geceyi çizmiş: prusya mavisi gökyüzü ve sapsarı yıldızlar.

kafede oturan insanlar, sokakta yürüyenler, ışıkları yanan evler ve gökyüzüyle sakin bir akşam resmedilmiş. bunda sarı rengin baskın olmasının da etkisi var. van gogh denilince aklımıza sarı geliyor zaten.

tablonun sakin bir akşamı anlatışının yanında dini bir mesaj içerebileceği de düşünülüyormuş. ilginç buldum, hemen anlatıyorum.
kafede oturan 12 figür son akşam yemeği'ne bir gönderme olabilirmiş. ortada garson olarak görünen beyaz giyimli figür ile solda karanlıkta kalan figür* bu fikri destekliyor gibi. van gogh'un dindar olduğunu, bir süre vaizlik yaptığını da düşününce biraz daha anlam kazanıyor bu teori.
kaynak1 kaynak2
devamını gör...
normal sözlük yazarlık rütbeleri
memati denmiş bana da. neymiş hemen bi gugılladım
1. ölüm.
ay müthiş bi şey bu harika.. inanılmaz bi algoritma muhteşem tek kelimeyle..
(bkz: allah belanızı versin)
1. ölüm.
ay müthiş bi şey bu harika.. inanılmaz bi algoritma muhteşem tek kelimeyle..
(bkz: allah belanızı versin)
devamını gör...
binali yıldırım'ın 4 yıl önce yaptığı konuşmayı erdoğan'ın yapması
sadece kelimelerin aynı olma sorunsalıdır. farklı kelimelerle senelerdir anlatılan masal da aynıdır.
devamını gör...
kıtmir
relax isimli yazar arkadaşımızın ukdesi.
eshab-ı kehf'in köpeğinin ismidir. dini kaynaklarda cennette gideceğine inanılan hayvanlardan biridir.
ayrıca hurma çekirdeğinin ortasındaki küçük zara da kıtmir denir.
eshab-ı kehf'in köpeğinin ismidir. dini kaynaklarda cennette gideceğine inanılan hayvanlardan biridir.
ayrıca hurma çekirdeğinin ortasındaki küçük zara da kıtmir denir.
devamını gör...
normal sözlük yazarlarının şiirleri
küllükte unutulmuş bir sigara gibi
yanıyor , kül oluyor sessizce zaman
öyle samimi ki akreple yelkovanın dansı
unut diyorlar, unutuldun diyorlar
bak saniyelik bile müptezel oldu aramızda
sen de bu tuvalde , yalanlar tablosunda
eski türküler gibi yaşlanıyorsun..
yanıyor , kül oluyor sessizce zaman
öyle samimi ki akreple yelkovanın dansı
unut diyorlar, unutuldun diyorlar
bak saniyelik bile müptezel oldu aramızda
sen de bu tuvalde , yalanlar tablosunda
eski türküler gibi yaşlanıyorsun..
devamını gör...
ferhan şensoy
abimi, amcami, dayımı kaybetmiş gibiyim , gerçekten bütün iyi değerler pardon demeden gidiyor, allah rahmet eylesin , mekanı cennet olsun inşallah.
ailesine sabır diliyorum.
ailesine sabır diliyorum.
devamını gör...
800 tanıma ulaşan ilk 100 yazar kitaplarını köy okuluna bağışlasın kampanyası
muhteşem kampanya. bağışlayanlara teşekkürler.
dikkat dikkat. dikkaat dikkaaatt bu bir duyurudur...
elimde güncel bağışçıların listesi mevcut. fakat bunun bilinmesini isterler mi istemezler mi bilemediğim için kendimce yöntem geliştirdim. kafa sözlük sermaye düşmanı yazarlar listesi içinden bağışçıların nicklerini çıkardım. böylece anonimliğe kavuştular. vay ben bağışlamıştım aşağıdaki listede yine de adım var diyorsanız bana ulaşıp adınızı sildirebilirsiniz.
bağışçıların hariç tutulduğu 800 tanım girip kampanyaya katılan yazarlarımızın bulunduğu listemiz:
delirmiş_psikolog
hame
reddedilemeyen teklif
kafası kendinden güzel
ıvanmılınskı
barsel
boşbirisibnce
oylebirileri
kendiniarayanbireyimsi
tolgame
sek
celâli
atamabekleyenastronot
flames
kafakirankopek
lol
obsesif psikolojik danisman
demdeme
armysuzy
kalender
100 numaralı adam
yitzhar
lilyum
greengr
yalnızgezenrusso
dünyanıneniyibesbininciyazari
sırpski film
usiv
lemmy a fiver
lucifer
systemfailed
kuzguncuktaki vişne
normalmisin
merdivenaltı_müzisyen
görünmezadam
kayıp balık memo
lilithinkızı
nickimicalmislar
kızıl nelson
patateslitost
turşu
fatsa
darkwingsoul
vanderwaals
daddy
larktwain_123_
hidir amca
dostoyevskininsuçune
trevor philips
dance w ur ghost
personanongrata
whisper
zevk irsaliyesi
quinn
kelenderis
muris
sanane ulan
son feci mars
rainbow
osasuna tribün reisi
odunherif
may we meet again
atibahacinsin
chessgramerpislikherif
the matrix isn't real
lodos86
abdulseyidbincabbar
is düşüm
alpine
freshandnatural
mike
sannhetens_vei
oglalalakota
aristokrates
sarsa
hi my i run
haklıyım ama mutlu değilim
eraa
karambol
dikkat dikkat. dikkaat dikkaaatt bu bir duyurudur...
elimde güncel bağışçıların listesi mevcut. fakat bunun bilinmesini isterler mi istemezler mi bilemediğim için kendimce yöntem geliştirdim. kafa sözlük sermaye düşmanı yazarlar listesi içinden bağışçıların nicklerini çıkardım. böylece anonimliğe kavuştular. vay ben bağışlamıştım aşağıdaki listede yine de adım var diyorsanız bana ulaşıp adınızı sildirebilirsiniz.
bağışçıların hariç tutulduğu 800 tanım girip kampanyaya katılan yazarlarımızın bulunduğu listemiz:
delirmiş_psikolog
hame
reddedilemeyen teklif
kafası kendinden güzel
ıvanmılınskı
barsel
boşbirisibnce
oylebirileri
kendiniarayanbireyimsi
tolgame
sek
celâli
atamabekleyenastronot
flames
kafakirankopek
lol
obsesif psikolojik danisman
demdeme
armysuzy
kalender
100 numaralı adam
yitzhar
lilyum
greengr
yalnızgezenrusso
dünyanıneniyibesbininciyazari
sırpski film
usiv
lemmy a fiver
lucifer
systemfailed
kuzguncuktaki vişne
normalmisin
merdivenaltı_müzisyen
görünmezadam
kayıp balık memo
lilithinkızı
nickimicalmislar
kızıl nelson
patateslitost
turşu
fatsa
darkwingsoul
vanderwaals
daddy
larktwain_123_
hidir amca
dostoyevskininsuçune
trevor philips
dance w ur ghost
personanongrata
whisper
zevk irsaliyesi
quinn
kelenderis
muris
sanane ulan
son feci mars
rainbow
osasuna tribün reisi
odunherif
may we meet again
atibahacinsin
chessgramerpislikherif
the matrix isn't real
lodos86
abdulseyidbincabbar
is düşüm
alpine
freshandnatural
mike
sannhetens_vei
oglalalakota
aristokrates
sarsa
hi my i run
haklıyım ama mutlu değilim
eraa
karambol
devamını gör...
yazarların garip huyları
bazen rahatsız edici derecede detaycı olurum.
resim çizmenin verdiği bir özellik mi yoksa böyle bi özelliğim olduğu için mi resim çiziyorum daha çözemedim ama insanları objeleri çok incelerim.
size şöyle söyleyeyim yakınımdaki insanlar kendi yüzlerine ben kadar hakim değildirler. yüzlerindeki ellerindeki, ayaklarındaki her detayı bilirim.
hele yeni tanıştığım insanlara çok dikkatli bakarım*, gördüğüm bir yüzü unutmam çok zordur, hal böyle olunca da beynim bir çöplüğe dönüyor.
mesela bir dizi mi izliyorsunuz ve oyuncu daha önce nerde oynamıştı bulamadınız mı? bana sorun şak diye söylerim.
resim çizmenin verdiği bir özellik mi yoksa böyle bi özelliğim olduğu için mi resim çiziyorum daha çözemedim ama insanları objeleri çok incelerim.
size şöyle söyleyeyim yakınımdaki insanlar kendi yüzlerine ben kadar hakim değildirler. yüzlerindeki ellerindeki, ayaklarındaki her detayı bilirim.
hele yeni tanıştığım insanlara çok dikkatli bakarım*, gördüğüm bir yüzü unutmam çok zordur, hal böyle olunca da beynim bir çöplüğe dönüyor.
mesela bir dizi mi izliyorsunuz ve oyuncu daha önce nerde oynamıştı bulamadınız mı? bana sorun şak diye söylerim.
devamını gör...
banucabirhayat
kendini seven, kedyleri seven, yemeyi seven, japon yapıştırıcısı hayranı olmasının yanı sıra boş gevgev’i zerre sevmeyen yazar kişisi.
tüm bunlar bir kenara, denizden babası çıksa yermiş. o derece seviyor yani deniz mahsüllerini. deniz atları üzgün. karidesler yasta.
tüm şunlar da bir kenara, iyi yazıyor. hep yazsın.
tüm bunlar bir kenara, denizden babası çıksa yermiş. o derece seviyor yani deniz mahsüllerini. deniz atları üzgün. karidesler yasta.
tüm şunlar da bir kenara, iyi yazıyor. hep yazsın.
devamını gör...
wat cheer
kızılderililerin selamlama cümlesidir.
hollywood filmlerinden kızılderilileri tanıdık ve küçükken bu vahşi insanlardan pek hoşlanmamız için elinden geleni yaptı sinema sektörü. elbette amerikan sinemasından bahsediyorum.
çünkü amerikalılara göre kendileri dışındaki herkes vahşi, herkes barbar, herkes ilkeldir. kafa derisi yüzen bu vahşileri bize tanıtan amerikan sineması aklımız ermeye başlayınca kızılderililerin tarafını tutup sabahtan akşama kadar ulelek ulelek diye kızılderilicilik oynayacağımızı hesaba katmadı elbette.
biz büyüdükçe kızılderililerin haklı olduğunu düşünmeye ve düşündükçe de bundan emin olmaz başladık. hatta türkiye’de yaşayan çocuklar olarak yavaş yavaş kızılderililerin göç esnasında hızını alamayan türkler olduğuna bile inandık. kanımız daha da kaynadı bu doğa aşığı kabilelere.
işte başlıkta adını geçirdiğim cümle bize vahşi oldukları öğretilen, eğitilemez cahiller ve gözü dönmüş caniler olarak tanıtılan kızılderililerin gelirken ve giderken kullandıkları selamlama cümlesidir ve karşılarındaki insan ya da insanlara esenlik ve mutluluk dilemek için kullanılır.
kızılderililer sömürgeci vahşileri de ilk gördüklerinde muhtemelen bu cümlelerle selamladılar ve ben artık git gide daha çok hak veriyorum the walking dead’teki shane karakterine. wat cheer elbette güzel bir cümle ama yabancılar toprağına bu kadar aymazca girdiğinde yapılacak tek şey vahşiliğin hakkını vermektir.
hollywood filmlerinden kızılderilileri tanıdık ve küçükken bu vahşi insanlardan pek hoşlanmamız için elinden geleni yaptı sinema sektörü. elbette amerikan sinemasından bahsediyorum.
çünkü amerikalılara göre kendileri dışındaki herkes vahşi, herkes barbar, herkes ilkeldir. kafa derisi yüzen bu vahşileri bize tanıtan amerikan sineması aklımız ermeye başlayınca kızılderililerin tarafını tutup sabahtan akşama kadar ulelek ulelek diye kızılderilicilik oynayacağımızı hesaba katmadı elbette.
biz büyüdükçe kızılderililerin haklı olduğunu düşünmeye ve düşündükçe de bundan emin olmaz başladık. hatta türkiye’de yaşayan çocuklar olarak yavaş yavaş kızılderililerin göç esnasında hızını alamayan türkler olduğuna bile inandık. kanımız daha da kaynadı bu doğa aşığı kabilelere.
işte başlıkta adını geçirdiğim cümle bize vahşi oldukları öğretilen, eğitilemez cahiller ve gözü dönmüş caniler olarak tanıtılan kızılderililerin gelirken ve giderken kullandıkları selamlama cümlesidir ve karşılarındaki insan ya da insanlara esenlik ve mutluluk dilemek için kullanılır.
kızılderililer sömürgeci vahşileri de ilk gördüklerinde muhtemelen bu cümlelerle selamladılar ve ben artık git gide daha çok hak veriyorum the walking dead’teki shane karakterine. wat cheer elbette güzel bir cümle ama yabancılar toprağına bu kadar aymazca girdiğinde yapılacak tek şey vahşiliğin hakkını vermektir.
devamını gör...
berat albayrak'ın ortaya çıkması
evet saygıdeğer kafa sözlük yazarları iktidar gün geçtikçe güç kaybediyor. eski taktikleri ısıtıp ısıtıp önümüze koymaya devam ediyor.
berat albayrak'ın cuma namazında çekilmiş görüntüleri basına sızdı. amaç bariz belli göremeyecek kadar kör olanlar varsa başlığı es geçebilirler.
neden şimdi? neden cuma namazında? hey gidi siyasal islam sen nelere kadirsin...
berat albayrak'ın cuma namazında çekilmiş görüntüleri basına sızdı. amaç bariz belli göremeyecek kadar kör olanlar varsa başlığı es geçebilirler.
neden şimdi? neden cuma namazında? hey gidi siyasal islam sen nelere kadirsin...
devamını gör...