josé saramago- körlük
fahrenheit 451
sineklerin tanrısı
dava
1984
yerlilerden de livaneli - son ada kitabını okumuştum distopya türünde. en beğendiğim kitap türünden birisidir. yeknesak, alıştığımız hayatlardan farklı bir hayal gücünü deneyimlemek güzel hissettirir.
devamını gör...
kitap yazsaydım muhtemelen bir distopya yazardım.
ütopya yapabilecek kadar iyi bir dünya hayal edemiyorum, diğer türlerde yazmak da ilgimi çekmiyor. ya psikolojik bir roman yazmak isterdim ya distopya.. okumayı da sevdiğim bir türdür kendisi.
devamını gör...
baskıcı rejimler, tek tipleştirme; köleleştirme; insanlar üstünde deneyler gibi kavramlar işlenir;
sylvester stallone oynadığı "cezalandırıcı" isimli film de böyle ilginç bir dünya dan bahsediliyordu;
insanların dondurucuda dondurularak cezalandırıldığı bir dünya;

yine; "azınlık raporu" isimli filmde de, insanlar daha suçları işlemeden önce bu tespit edilip; insanların henüz eyleme geçmemiş davranışları, düşünceleri cezalandırılıyordu;
soru şu; eyleme geçmemiş düşünce cezalandırılır mi???
ki bu soru da tartışılıyordu filmde;
önleyici kolluk dedikleri kavram;

günümüzde, boşanma aşamasında ki insanların, evine girip, eşini çocuklarını bıçakla katlettikten sonra intihar ettiği bir ortamda; böyle önleyici bir kolluk olsa işe yarar mı sorusu geliyor!!!

ha keza; insanların girdikleri güvenlikli bir bölgeye, sorunlu oldukları kişilerin alınmaması, örneğin boşanma aşamasında ki eşlerinden steril bir alan; steril alanlar oluşturulamaz mi?
devamını gör...
kitap ve film örnekleri için, 1984,bladerunner
oyun için. fallout
devamını gör...
bnim icin 'fahrenheit 451'dir.selam olsun guy montag reis.
devamını gör...
kimsenin olmasını istemeyeceği bi dünya olarak görülür istenmeyen, olamayacak bi dünya yaratılır "distopya" ve dünya kendini ona göre şekillendirir zaman akıp gider geçmişte yazılanlar,düşünülenler,anlatılanlar... hepsi yaşantımızın bi parçası olup gider...
devamını gör...
an olarak yaşadığım durum.
şu takı toka dükkanlarını hiç sevmiyorum.
(bkz: ergen annesi çileleri).
kullanıcı tarafından yüklenmiş görsel
devamını gör...
(bkz: biz)*
devamını gör...
herşey daha ne kadar kötü olabi..........
devamını gör...
teknolojik gelişmeler kağıt üstünde insanoğlunu çok çalışmadan yaşayacağı refah dolu bir toplumsal düzene götürecekti.
gördüğüm kadarıyla teknolojik gelişmeler aracılığıyla birey hiç olmadığı kadar kontrol ve denetim altına alındı.
herkes her an ulaşılabilir, gözlemlenebilir, takip edilebilir, dinlenebilir ve bulunabilir.
devamını gör...
sosyalizm'e karşı çıktığı söylenen mutlu sonu olmayan türdür.

(bkz: yevgeni zamyatin) biz kitabı ilk okunması gereken kitaptır.

sonra ne okursanız okuyun. (bkz: swh)
devamını gör...
okumaktan inanılmaz keyif aldığım kitap türü. ayrıca hangi ideoloji yönetimdeyse ve otoriterse (olması gerekenden daha fazla şekilde) onun insanlar üzerinde uyguladığı korkunç gelecek korkusu.
ayrıca son 20 yıldır ülkemizde olan durum..
devamını gör...
bencilliği kuşanıp merhametini kaybetmiş insanlığın, kendi zamanının kötülüklerini görmezden gelerek ve yine kendini kuru teselli ekmeği ile avutmak için geleceğin insanlığı adına kurguladığı daha fecî bir kötülük ve zulüm tasavvurudur. içinde yaşadığı zamanın insâfı ağlatan manzaraları, susuzluktan kurumuş çeşmeleri andıran şefkat ve merhamet yoksunu vicdanların kötülükler karşısındaki kayıtsızlıkları, aslında bunu değiştirmek için bir adım atmayı, insanı önemsemeyen totaliter anlayışlara karşı duruşu, adâletsizliklere karşı mücâdele fikrini üşengeçlik ve alayla karşılayan, tembellik hamağında geleceğe dair distopik kurgularla hayatını ve zamanını kutsayan bir kafa yapısını ortaya çıkardı.

halbuki, distopik düşünce bizi rahatsız etmeliydi. bizi, insanlık olarak ya da bireysel anlamda kötü bir âkıbete adım adım sürükleyen nedenlerin neler olduğu üzerinde düşünmeye sevk etmeliydi. ideal anlamda ''olmayan bir yerin'' hayâlini kurup, ''böyle gelmiş, böyle gider'' eyyamcılığından sıyrılıp silkinerek daha güzel bir gelecek inşâı için şuurlu bireyler ve toplumlar hâline gelmeye çalışmalıydık.

distopya, kötü ve hastalıklı bir düşünceydi. ama biz onun, filmlerdeki ete kemiğe bürünmüş hâlini beğendik. patlamış mısırlarımızı birer ikişer ağzımıza atarken, distopik dünyanın gerçeklerini, ışıltılı efektlerin altında, zamâne masalı dinler gibi emniyet duygusu içinde koltuklara gömülerek izledik. insana dâir her ne var ise kontrol altına alma iştihâsı ile hareket eden gözü dönmüş ideoloji ve anlayışlar, bizi hürriyet aşkına daha tutkulu bağlaması gerekirken, bireysel menfaatleri ve hâin niyetleri perdelemek için ulvî amaçların araçsallaştırıldığı ateşli nutukların peşinde pervâneler misâli koşturur olduk. kendi distopyamızı kendi ellerimizle gerçekleştirme başarısını gösterdik.
devamını gör...
(bkz: black mirror)
devamını gör...
akla meja ve folloş baksır'ı getiren kelime.

(bkz: anlamını bir avuç yazarın bildiği entryler)
devamını gör...
(bkz: yeni türkiye)
devamını gör...
ütopyanın aksine gerçekleşmesi muhtemel, gelecekteki toplumlara yönelik; umutsuzluk, kaygı, felaket içeren karamsar, kabus gibi bir olası gelecek senaryosu kurgusudur.

burada toplum için, yönetenler tarafından kurulmuş kasvetli bir dünya resmedilir. birey olamayan bireylerin can çekiştigi bir dünya. hayâl ürünü ya da paranoya değildir. öngörü temellidir. bütünü görmeye, gerçekçi tahlillere dayanır. arzu edilenin değil, korkulanın tablosudur.

türümüzün sayıca artması, toplumdaki ekonomik dengelerin yerle yeksan olması, bolluğun mümkün olduğu ülkelerde dahi açlıktan, soğuktan insanların ölmesi. medyanın servis ettiği planlı yemlerle beslenen bir zihin, izlenebilirlik ve buna rağmen kendini özgür olarak görme sanrısı. dahası kendi zihnine hapsolmuş, kendi kuyruğunu yiyen yılanlar, kendi kanında boğulan develer misali bizler.

su da dahil doğallığı bozulmamış tek bir gıdanın kalmamış olması ve bunlarla beslenen android varlıklara dönüşen biz insanlar. azınlık bir kesimin elinde kuklaya dönüşmüş bir toplum.

farkına bile varamadığı dayatmalar eşliğinde, bir tutam kabul, değer ve sevgi görmek adına, estetik çılgınlığıyla tek tip şişme bebeklere dönüşen kadınlar ve onların peşinden sürüklenerek kanamaya tampon olan adamlar. tohumları mermere gömüyoruz hanımlar ve beyler. yeşermez o.

bir de bunları görüp, bilip gidişata iştirak edemeyen, durduracak kudreti ve çoğunluğu bulamayan ama nefes de alamayan, yalnızlığında boğulan psikopatolojik vakalar. alaylı bir acıma ile, küçümseme ve tiksinme ile bakılan ötekiler.

işte bunlar geçmişin distopik senaryolarının günümüzdeki tezahürüdür.

gelecekte daha trajik senaryoların temelini inşa ettiğimiz küçük cehennem çağı.

hayvan çiftliğinde çuvalların üzerinin yiyecekle kaplanıp, bu şekilde servis edilmesi detayı vardır, oysa altı saman doludur. size bir yerden tanıdık geliyor mu?

misal sıklıkla zombi salgını gibi komplo teorileri üretilir ve olası salgında hayatta kalmak üzerine hazırlık yapanlar ülkemizde dahi vardır. insanlar zaten zombilere dönüşmemiş midir? burada metafor yapıyorum evet fakat aslı da mümkün müdür? mümkündür.

2020'den itibaren salgınla yaşadığımız, bir distopya senaryosunun fragmanı gibiydi. burada kaybedilen sadece yaşamlarını yitiren insanlar değildi, daha geniş perspektiften bakıldığında asıl "kalanların" yittiği bir toplum oluşmasıydı.

geleceğin distopyalarını yaratacak bireyselleşmiş, duygusuzlaşmış, umursamaz ama bir o kadar da görülmeye muhtaç, ederimizi neyle kendimize kanıtlayacağımızı şaşırmış halde oradan oraya savrulan veya bulunduğu yerde çakılmış halde duran, tepkisiz afyon etkisinde bir toplum. elimizdeki 'sarılmanın' bile bizden alındığı, en yakınımıza dahi ürkerek baktığımız bu süreç henüz birçoğumuzun bile fark etmediği derin dönüşümler yaratmıştır.

distopya geleceğe dairdir evet fakat ben gerçekleşebilirliğine dikkat çekmek üzere günümüzü kanıt olarak sunmak istedim. gerçekleşmiş bir distopya.

daha dramatik kurguların henüz gerçekleşmemiş olması; olasılık düşüklüğünden değil, sürüyü güden elit azınlığın bilmedigimiz stratejileri nedeniyle düğmeye basmamış olmasındandır.

kitap ve film önerileri başlıkta yazarlar tarafından paylaşılmış. bu nedenle tekrarlamak istemedim. ben de içinde yaşadığımız, geçmişin distopyası bugünün gerçeği olan günümüze ithafen şu şarkıyı paylaşmak isterim. bilmeyen yoktur ama yeridir.

bu şarkı salt eğitim sistemine değil, asıl bizleri kuklalara dönüştüren tüm sisteme bir başkaldırı niteliği taşır. izleyerek dinlenmelidir.
devamını gör...
mad max filmleri de güzel örnektir.

romanlardan ise 1984 ilk akla gelenlerdendir. bu arada romandan bahsetmişken ilgili yazımı da vereyim tekrar:

emre1974tr.blogspot.com/201...
devamını gör...
şimdilik benim favorim george orwell in1984 kitabıdır
devamını gör...
istanbul’un bağrında yükselen plazalardan birinde, yağmurlu bir istanbul sabahı yaptığınız toplantıda camdan bakınca gördüğünüz şey.

ayrıca (bkz: otomatik portakal)
(bkz: 1984)
devamını gör...

bu başlığa tanım girmek için olabilirsiniz.

zaten üye iseniz giriş yapabilirsiniz.

"distopya" ile benzer başlıklar

normal sözlük'ü kullanarak 3. parti dahil tarayıcı çerezlerinin kullanımına izin vermektesiniz. Daha detaylı bilgi için çerez ve gizlilik politikamıza bakabilirsiniz.

online yazar listesini görmek için lütfen giriş yapın.
zaman tüneli köftehor rehberi portakal normal radyo kütüphane kulüpler renk modu online yazarlar puan tablosu yönetim kadrosu istatistikler iletişim