kadınların kafası bilime ve sanata basmaz

ada lovelace ve marie curie geçmişteki bilim kadınlarından sadece ikisidir. biri ingiliz matematikçi ve yazardır. diğeri de, polonya asıllı kimyager fizikçidir. ayrıca bu nasıl vasat bir cinsiyetçi başlıktır? zinhar eğitilmezsiniz siz anasını satıyım.

aha verdiğim örnekleri nerenize koyarsanız koyun artık tipik kadın düşmanları…

bilim insanlarına verilen bir diplomaya sahip bir kadın olarak sadece gülebileceğim cümle.

dönemin şartlarını falan geçtim hâlâ böyle düşünen kafaya sahip tipler varsa iyi okusun bu başlığı.

sanatı ve bilimi bilen birisi,kadının sanatı ve bilimi nasıl yaptığını da iyi bilebilirdi. sanat ve bilim dallarında bir çok alt başlık vardır,en ince ayrıntılar bir sanata dönüşebilir. keza bilimde düşündüğünüz kadar gelişme olsa idi,bu kadar sığ düşünceler içerisinde kalmazdınız.

marie curie, halet çambel, jale inan, sappho ve hypatia'nın kahkahalar atarak bir yerlerden okudukları başlık.

kendi mesleğim özelinde konuşacak olursam, vallahi bizim işimizi biz erkeklerden katbekat iyi yaptığını bildiğim, bir dünya dolusu kadın meslektaşım var.

hmm hegel mi ? anaximandros veya aristotales'i tercih ederim. en olmadı kynik akımdan diogenes.

böyle düşünen kafalar ortacagda kalmadı mı ya.bu dünya erkek kadın farketmez bilim ve sanatın yasak olduğu zamanlardan geçti. üreten insanın düşünen insanın önüne hep engel konur. bir de üreten ve düşünen kişinin kadın olduğunu düşünün? mağdur edebiyatı yapmıyorum bildiğiniz feministlere benzemem. ama bu işin cinsiyeti yoktur sadece kadınları engelleyen unsurlar bir tık daha fazladır o kadar. tabi bu dediklerim 21.yy için geçerli değildir. şimdiden mağdur edebiyatı yapacak feministler sorry. böyle şeylerin arkasına sığınmayıp kendini yetiştiren ve geliştiren herkese selam.

dönüp dolaşıp aynı hataya düşüyoruz. bazi adamların ya da kadınların yaşadıkları dönemde söyledikleri şeyleri alıp bugünün normları ile yorumluyoruz.
bakın bakalım hegel'in yaşadığı dönemde toplumun bu olaylara bakışı nasılmış. ya da tam metin ne diyor ? yok, kim bakacak şimdi. al buradan iki cümle yorumla dur..

1 realite.

evet linclenmeden once aciklayalim,

ortalama 1 kadin, siyasetle, bilimle falan ugrasmaz.

sanata basar gerci ama, ortalama bu konularla ugrasmaz.

mesela, basligi hortlatan arkadasa sorsan cevrende var mi bunlarla cidden ugrasip hasir nesir olan kadin, yuzunuze bos bos bakacaktir.

simdi burda biri cikip hayir ben ugrasiyorum dicek.

banane, ugrasma diyen yok, populasyonun cogu ugrasmaz. bilhassa kadinlar.

tamam.

buradan

belki bir göz atmak istersiniz bilimsiz , ilimsiz ve fikirsiz, neyse bir şey demiyorum...

kadınlar aklen ve dinen eksik varlıklardır hadisi, kadınlar evin en karanlık köşesinde namaz kılmalı hadisi, iki kadının şahitliği bir erkeğin şahitliğine eşittir gibi arap masallarına kendini kaptıran araptapar embesillerin söyleyeceği saçma sapan bir sözdür. tarihte ve günümüzde nice kadınlar var, bilim insanı ve sanatçı olan. örneğin marie curie, valentina tereshkova, sappho, frida kahlo, taylor swift vb. gibi.

aşağılık kompleksi olan ezik ve incel erkeklerin kurduğu cümledir. aması cartı curtu yoktur.
aşağılık kompleksi olan ezik ve incel erkekler dedim, olmayanlar bıdıbıdı yapmasın.

daha demin bir erkeğin beynini yaktım bir fizik sorusu sorarak...
dur dedi, gak dedi, guk dedi. cevabı bulamayınca asfalyaları attı.

sanata hiç girmiyorum, ona hayatımı adadım zira.

kadınların, kendi çizdiği sınırların dışına çıkmasına izin vermeyen insanların kendi sınırlı zihinlerinin ürünüdür.

meja elinde terlikle geliyor şimdi.

(bkz: don't feed the troll)

elbette bu zihniyetin oluşmasında islamiyetin etkisi büyüktür ama sadece dine indirgenemez bir konu gibi geliyor, ortadoğuluların genlerine işlemiş bu. adam dinden sıyrıldım aydınım, solcuyum diye geçiniyor ama yılmaz güney gibi bir kadın düşmanı magandayı örnek alıyor mesela çünkü geldiği kültür o, kadın dediğin dövülebilir, çocuk doğurma makinesi gibi bir şey. ne var yani yılmazzz abem bir iki tokat attıysa erkektir o yapar gözüyle bakıyorlar.

önemsiz bir bilgiyi bizlere aktaran gereksiz bir beyanat. erkeklerin de felsefe ve siyasete kafası basmaz. dünyada bir sıkıntı var mı!? * *

bu sözlükte bile* en az 10 kadın sayabilirim bu tezi çürütecek.

hegel, 1700 sonları ila 1800 ilk çeyreği arasında yaşamış bir alman düşünür. kadınların, felsefe alanında gerçekten "henüz" var olamadıkları bir dönem. hegel, insan düşüncesinin en üst işleyiş alanı olarak görülen felsefe dünyasında, kadın varlığı görememesini ifade açısından, (aslında köle efendi metaforuna bir gönderme olarak) yöneten yönetilen bağ ve gerçekliğindeki kadın konumunu adlandırmaya çalışıyor. onun yaşadığı ve öncesi yüzyılların kadını, erkekegemen yönetim ve yaşamda kadın itirazını henüz dillendirebilmiş değil. hegel'de bunu, 'kadının dolaylı olarak isteyip onayladığı bir durum' olarak görüyor. devamı yüzyılda, ondan büyük oranda etkilenecek olan marks, hegelde başaşağı duran diyalektiği, ayakları üstüne çevirip doğrultacak ve yönetilen yöneten, köle efendi metaforlarının yerini proleterya ve burjuvazi gerçekliği alacak, bu ilişkinin de bir kabul ve onayla gerçekleşmediği, zora dayalı bir sömürü olduğu, aralarındakinin aslında uzlaşmaz bir çelişki olduğu ve ancak ezilenin ezeni yok etmesiyle aşılabileceğini kuramlaştıracaktır. daha sonrasında da, kadın erkek ilişkisinin uzlaşmaz bir çelişkiden kaynaklanmadığı ve ancak iki cinsin de birbirini inkar etmeden özgürleşebilmeleriyle çözülebilecek bir bağ olduğu da marks'la birlikte başlayacak ve ezilen cins olan kadın, ezilen sınıf mücadelesinin bir bileşeni haline gelecektir. emeğin ve kadının özgürleşmesi sömürünün son bulmasıyla sağlanacaktır. din ve feodalizmin kadına biçtiği ev köleliği ve kutsal aile hapsi, kapitalizmin biçtiği ikinci sınıf zayıf cins emeği sömürüsü de tarihe karışacaktır.
özetle: hegel, yüzyılının resmini, köle efendi metaforunun aile kurumundaki ifadesinde kadını felsefi anlamda tanımlamış, tekrarlamıştır. marks'a kadar da tüm felsefe dünyasının bakışı budur. içlerinden hegel'i ayırıp taşlamak eksik bir bakış ve haksızlıktır. hegel düşün dünyasının tartışılmaz anıtlarından biridir.