normal sözlük yazarlarının karalama defteri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
başlık "makedonyalı" tarafından 08.11.2020 16:43 tarihinde açılmıştır.
4461.
eskiden o'na çok büyük hayranlığım vardı. ben keşfetmiş gibiydim ve bana aitti. kimsenin bilmesini istemediğim ''sırran tenevverat'' sıfatının vücut bulmuş hali gibiydi. bir insan ancak bu kadar yüce, bilge ve asil olabilir hissiyatındaydım. şimdi, çok hayranı olduğunu ve bu hayranlıklarının aşk düzeyinde olduğunun farkındayım. artık yeterince özel değil ve eskisi kadar güzel gelmiyor. o yüce ruhun, afili sözlerle, kimsenin anlamsal bir bütünlüğe oturtamadığı, cümle denilen terkib oluşturması gereken yapının standardına uymayan sözleri de bana kibirli bir tavrın meyveleri gibi geliyor. bu üstten bakan hal ''gelin ateşin etrafına oturun ve anlattığımı dinleyin ama benden yarenlik beklemeyin'' diyen yalancı bir peygamberin gösterişsizlik altındaki gizli nobranlığının tezahürü gibi geliyor. öte yandan tavrırlarındaki bu dervişçiklere has gizli kibir, şehyinin her yaptığını öven ve savunan sözde müritlerinin de asabiyyesini arttırıyor. gözümün önünde aşık olduğum varlık küçülüyor ve benim yerine koyacak bir şeyim yok.
devamını gör...
4462.
garip bir hüzün var lunaparklarda. ölü bir palyaço gibi kokuyorlar. boyası akmış dipleri gelmiş ağladığından ötürü makyajı bozulmuş bir palyaço. her yanlarından geçtiğim birkaç dakikalığına aklımı çeliyor. o aletlere binip öldüğümü hayal ediyorum. hız treninin yere çakılışı, çarpışan arabanın birinin alev alışı, dönme dolabın bir teker gibi yuvarlanması… bir süreliğine ürküyorum. hikayem öyle boktan bir yerde bitebilir. şurada birkaç satır anlamsızca karaladıktan sonra tek eylemlik bir anlatıya dönüşürüm. “öldü.” tekilliğe ulaşana kadar bu böyle sürüp gidecek olur da bir şekilde çare bulunursa hiçbir jenerasyon faniliğimizin çaresizliğini anlayamayacak. buna karşın çocukken ergenken risk alma eğilimlerimiz aptallık düzeyinde yüksek. daha uzun bir müddet var gibi bakıyoruz önümde. oysaki elimden akıp gidiyor zaman ve ben bir kum saati kadar manalı an yaşamadım.
devamını gör...
4463.
her şey zamanında güzel. hayata karşı tarihi geçmiş yoğurt gibiyim. tepemden başlayan küf git gide derinleşiyor.
keşke canım allahım da bana katılıyor olsa. belki çin işkencesinden hallice akıp giden bu günler bir son bulurdu.
keşke canım allahım da bana katılıyor olsa. belki çin işkencesinden hallice akıp giden bu günler bir son bulurdu.
devamını gör...
4464.
artık karalayamıyorum, teşekkürler. birgün bitecek bu yan/ıl/gı, biliyorum.
.
.
devamını gör...
4465.
ıssız ormanda ezik bir kaldırım çiçeği edasıyla yaşıyorum. tasfiyesi olmayan dilimin kemiği kırıldı…
devamını gör...
4466.
yutkunurken boğazım ağrıyor. geçti geçecek derken yine başladı uyuz oldum. afrika tozu geliyormuş hava yine bok gibi olacak. iş bakıyorum ama alakasız alakasız şeyler karşıma çıkıyor. ne iş yapılır ne iş yaparım bilmiyorum. aslında her şeyi yaparım gibi geliyor ama neyse. insanlar göründüklerinden çok daha ilkel duygularla hareket ediyor. kimse sallamıyor keyfi yerinde olduğu sürece ama acayip şeyler gözlemliyorum. sanki ruhsal halin bir başka evresine geçmiş gibiyim. alakasız şeylerden keyif almaya başladım. günlük tutarken arada kendime sallama işini kaçırıyorum onu da biraz azaltsam iyi olacak. yeni nesil elektronik müzikten gına gelmiş. eskiden dinlediğim birkaç şarkıya denk geldim. bazen yavaşlamak iyi hissettiriyor. karalandı.
devamını gör...
4467.
içimde şüpheler yumağı var tanrım. içimde derin ve çetin şüpheler var. biliyorsun, ben ismailini kaybetmiş bir ibrahimim. rica ediyorum hoş gör.
devamını gör...
4468.
- herkesin bir bekleyeni var.
+ senin yok mu?
- ben bekliyorum.
+ senin yok mu?
- ben bekliyorum.
devamını gör...
4469.
kendi içimdeki boşluğu doldurmaya çalışırken çukur kazıyorum. o çukurdan çıkan her zerre, doldurup taşırıyor koca yarığı. sonra içi boşalan, uçurumlaşan o çukur yutuyor tekrar ışıkları. kararsız, gizli, umutlu, karanlık, sırlarla dolu ve mahçup bir hava sarıyor boşluğumu. biraz günahkar, biraz masum… herkes gibi, kimse gibi. üstelik kimsesiz. anlaşılmak isteyen ama riyakar, bir o kadar dargın.
her hatamı aklayan bir günah keçisi var da, hala hata görmediğim, göremediğim yanılgılar beni de, onları da yaralar. ne kolay oysa dürüst olmak. iki dudağımın arasında özgürlük.
söyleyin bana, sahiden söz uçar mı, yazı kalır mı ? unutmak mı daha zor söylenenleri, silmek mi yazılanları? hangisinin izi kalır, hangisinin tozu değiştirir insanı? hangisi daha kolay çıkar, küflü, kurtlu sandıktan? mesela bir anı, bir kareye sığar mı, uzar mı boşlukta? nefes alır mı, yosun tutar mı?
korkuyorum yaşanması muhtemel her andan. en çok da bu, defalarca tanıştığım yabancıdan. kurtar beni aklım, yine odalarında sıkıştım.
‘
her hatamı aklayan bir günah keçisi var da, hala hata görmediğim, göremediğim yanılgılar beni de, onları da yaralar. ne kolay oysa dürüst olmak. iki dudağımın arasında özgürlük.
söyleyin bana, sahiden söz uçar mı, yazı kalır mı ? unutmak mı daha zor söylenenleri, silmek mi yazılanları? hangisinin izi kalır, hangisinin tozu değiştirir insanı? hangisi daha kolay çıkar, küflü, kurtlu sandıktan? mesela bir anı, bir kareye sığar mı, uzar mı boşlukta? nefes alır mı, yosun tutar mı?
korkuyorum yaşanması muhtemel her andan. en çok da bu, defalarca tanıştığım yabancıdan. kurtar beni aklım, yine odalarında sıkıştım.
‘
devamını gör...
4470.
gündüzleri öyle manasızca ve hızla geçiyor ki e ben bugün ne yaptım derken buluyorum kendimi. ayrıca geceleri zihnen akarken gündüzleri tam bir mala bağlama durumu yaşanıyor. oto pilot takılıyorum ama uçağı da bok gibi uçuruyorum sanki. her şeyin amatörü gibiyim ama değilim de. böyle sanki durağan suya kaya atmışlar da ben o suymuşum gibi dalgalanıyorum gündüzleri. anlamıyorum. uyuyup uyanınca bir bokluklar oluyor ama neyse. geceleri kararlar alıyorum. çok daha tutarlı oluyor nedense. belki gece yalnızlığından belki anca o zamana zaman bulmaktan bilmiyorum. bir şeyleri değiştirmekle bir şeylerin değişimini sürekli kılmak arasında fark varmış.bilmiyorum tam emin de değilim sallıyor da olabilirler. gündüz doğup gece öldüğüm günlerden bir başka güne daha giderken, belki bu defa başarırım. karalandı.
devamını gör...
4471.
veyahut bir halata bağlı çiçeğin idamı verilmiş, gelinlikli kızın günü birlik el buketiydi çiçek canlı da değildi plastik bildiğin plastik süslü incili boncuklu, idamı verilen çiçeğin tasfiri zennesi içinde gelinliğin eline verilen idam edilmiş yapay çiçek, ah güzel kadın inci tenli yıldız tozu serpili zenne kır şu zinciri zenne kır.
devamını gör...
4472.
ben kimim? bu soruyu sorabilmek cesaretinde bulunmak, cevaplamak cesaretinde bulunmakla eşdeğer sanırım. ben, bence cesur biriyim, çok değil ama kendime bu dünyada bir yer edinebilecek kadar. yanımdakilere çok değer veririm, bir gün gelip de gideceklerini bildiğim halde. çok yaşadım aynı şeyi. ama bunu bir sorun olarak görmüyorum çünkü insanlar sadece fiziken gidiyor. bana kazandırdıkları deneyimler, onlar sayesinde edindiğim tecrübeler, anılarımız, bazen derin sohbetlerimiz, bazen hiç konuşmadan durmalarımız, kavgalarımız, sarılmalarımız... yani bendeki varlıkları asla gitmeyecek. çünkü ben şu an neysem, onlarla tanışmadan önceki halim bu değildi. bir kelebeğin kanat çırpışının kocaman bir fırtına yaratması gibi bütün hayatımı değiştirmiş olabilirler bile.
yaşadığım her şey için minnettarım, acı verici, ızdırap dolu, neşe içinde, huzurlu, sorunlu ya da kaos içinde olan bütün anlarım. ve ayrıca dünyaya da teşekkür borçluyum. böyle gizemli ve keşfedilmeye açık olduğun için, bütün bu yaşayan varlıkları bünyende böylesine sabırla barındırdığın için, iyi bir ev sahibi olduğun için teşekkürler. kimse dile getirmese ve çoğu kişi kıymetini bilmese de seni çok seviyoruz.
yaşadığım her şey için minnettarım, acı verici, ızdırap dolu, neşe içinde, huzurlu, sorunlu ya da kaos içinde olan bütün anlarım. ve ayrıca dünyaya da teşekkür borçluyum. böyle gizemli ve keşfedilmeye açık olduğun için, bütün bu yaşayan varlıkları bünyende böylesine sabırla barındırdığın için, iyi bir ev sahibi olduğun için teşekkürler. kimse dile getirmese ve çoğu kişi kıymetini bilmese de seni çok seviyoruz.
devamını gör...
4473.
depresif kadın yazarların pek sevilmediğine dair bir başlık gördüm az önce o zaman doğru yerdeyim. zira hiçbir kadın sevilmek ya da prim kasmak gibi bir niyetle depresyona girmez ki zaten sözlük sadece güzel düşüncelerin, sanatın, edebiyatın ya da birilerinin içgüdülerinin ve hormonlarının etkisiyle ortaya çıkan saçma sapan tanımların paylaşıldığı bir yer değil diye düşünüyorum. insanız neticede. insan bazen sadece içini dökmeye, hala acısını çektiği yaralarından bahsetmeye ihtiyaç duyabilir. bu durum herkesin dönüp dolaşıp düştüğü bir kuyu gibi düşünülebilir. bu kuyudan çıkmak için bir şeyler paylaşılması gerekiyorsa sizde okuyuverin bir zahmet. evet duyarımı kastım gidiyorum iyi geceler sözlük.
devamını gör...
4474.
karalamaya gerek yok.
vakit, ışıklara varmak için karalardan cayma vaktidir.
vakit, ışıklara varmak için karalardan cayma vaktidir.
devamını gör...
4475.
doğuma yaklaşmış bir bebek gibi düşünceler beynimi tekmeliyor. doğum sancısının beynimdeki yankısı susmak bilmiyor bir türlü. rüzgara esir düşmüşlüğün esrikliğini atamıyorum tenimden. mutlu anılara kurban gittim ve ben, şimdinin karanlığında korkunç bir hiçlikte uzanıyorum. o zamanlar neysem, şu an hiçbiriyim. başkasından kaçarken kendimi kaybettim. defterlerimin arasında arıyorum benliğimin kırıntılarını. anı kutumu salladıkça hiçlikler dökülüyor arasından. bileğimdeki yaranın izi çarpıyor bazen gözüme. buruk bir gülümsemeyle mi bakıyor yüzüme yoksa nefretle mi anlamıyorum. bazı zamanlar nefretimin kurbanı olurken kimi zaman buruk gülüşün müjdelediği acı sarıyor içimi. sonra tekrar dönüp bakıyorum. iz miz yok hepsi yalan. hiçbir zaman da olmamış. bazen insan, tek bir kelimeyle hayata tutunabilir. melankolinin tadı, biranın ilk yudumu hep acı. tatlı sergüzeştliğin tadı kaldı damaklarda. intihar mektubumu yazdığım peçete ıslandığı için geri döndüm hayata. kaderden kaçamıyor insan. her şey olması gerektiği gibi oldu ve ben; olup bitmişlerin gayrimeşru peydahladıkları eksikliği büyütüyorum. yazdıklarımdan yine pişman olacağım biliyorum. ama onca pişmanlığın arasında kaybolmaktan daha fazla pişmanım.
devamını gör...
4476.
bir şeyi yapamama sebebinin o şeyi fazla ciddiye almak olduğunu ve yine, öylesine yaptığınız şeylerin hayatın içerisinde ciddiye almanız gereken şeyler ortaya çıkardığını fark ettim. sanki o anda belli belirsiz biri bana göz kırptı ama kimdi anlamadım.
devamını gör...
4477.
herkes kendini gereğinden fazla ciddiye alıyor bugünlerde. çoğunluk vasattır. büyük değişimler yaratmazlar. her insanın özel olduğu ve ayrı ayrı değerli olduğunu iddia edildiği bir çağdayız. bence ürün satmak ve pazarlamaktan başka bir amacı yok bu tarz sinyallemelerin. herkesin kendine has bir bilişsel deneyimi olduğu şüphesiz. ama sıradandan neden bu kadar nefret ediyoruz ki? bu tanımın sahibi bile içten içe sıradan olmadığını düşünüyor. halbuki kabullenmek ve kendi hayatını istediğin yönde çekip çevirmeye çalışmak yeterli. yalnızlık da bence bunla ilintili insanlar kafalarında hayatı yaşıyorlar. kişi karşındakine kafasında bir değer biçiyor. bazen karşıdakinin haberi olmadan ona kin besliyor sonra bunun anlamsız olduğunun farkına varıyor. yalnızlık tiratları da hoşuma gitmiyor artık bayık geliyor. bazen de güldürüyor. boşvermişliği özlüyorum. çünkü hayat iyisiyle kötüsüyle geçiyor. pek çok major karar üstünde de bir etkimiz yok sayılır. serin bir akşamüstünde babamın köyünde divana uzandığım zamanki hafifliği istiyorum. hayatta çok fazla seçenek olması güzel şey. fakat bunları kocaman bir anksiyete topuna dönüştürmeyi bırakmam lazım. çünkü her şey bitecek ve bu dünyada hiç yaşamamış gibi olacağım yeterince süre geçtiğinde.
devamını gör...
4478.
yaşamanın ucuna bir fitil koymuşlar çok geçmemiş, kırılgan bir kibriti çakıp ucunu tutuşturmuşlar. bir mum misali dengesizce erimiş gitmişim. mum dibine ışık vermez derler, daha kendimi görmeye ışığım yetmezken başkalarına yanmış içim. neticede birileri tutuşturmuş ve ben farkına varamadan yitip gitmişim. yanan yaşam olunca fırtına da kopsa gökteki tonlarca su damlası yeryüzüne de dökülse işe yaramazmış demek ki. ne garip. fakat öyle bir sevda ki bu, sürüp gitmekte. sorgusuz sualsiz gidiyorum ben de bu sürgüne, kaç ah kaç vah ettim kim bilir bu tutuşmuş meczuba hepsi biçare.
devamını gör...
4479.
way be eskinin sansasyon başlıklarından biri idi..
devamını gör...
4480.
bitirdiğimiz günün öğlen vakti sularında dünya için oldukça küçük ancak benim için bir tık daha büyük ebatlarda bir şey yaşandı.
duruma karşı bir butterfly effect beklentim oluştu ister istemez.
dünya üzerindeki tüm kelebeklerin dikkatine.
lütfen.
tşk.
duruma karşı bir butterfly effect beklentim oluştu ister istemez.
dünya üzerindeki tüm kelebeklerin dikkatine.
lütfen.
tşk.
devamını gör...
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
89
90
91
92
93
94
95
96
97
98
99
100
101
102
103
104
105
106
107
108
109
110
111
112
113
114
115
116
117
118
119
120
121
122
123
124
125
126
127
128
129
130
131
132
133
134
135
136
137
138
139
140
141
142
143
144
145
146
147
148
149
150
151
152
153
154
155
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170
171
172
173
174
175
176
177
178
179
180
181
182
183
184
185
186
187
188
189
190
191
192
193
194
195
196
197
198
199
200
201
202
203
204
205
206
207
208
209
210
211
212
213
214
215
216
217
218
219
220
221
222
223
224
225
226
227
228
229
230
231
232
233
234
235
236
237
238
239
240
241
242
243
244
245
246
247
248
249
250
251
252
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
"normal sözlük yazarlarının karalama defteri" ile benzer başlıklar
karalama
2