1.
bir kardeşimiz yakın zamanda amerikaya gider. ingilizce seviyesi devlet lisesi ıngilizcesi seviyesidir. kısa sürede bulunduğu yerde birkaç kisiyle tanışır ve günün birinde bunlardan biriyle karşılaşır ve muhabbet şöyle gelişir;
amerikalı-good morning.
bizimki -good morning
amerikalı- what's up?
bizimki -of course, ıt's blue.
bizim eleman 'what's up?' sorusunu ilk defa duymuştur ve olduğu gibi çeviri yapmıştır. sonraki günlerde o bölgede bu cevap efsane olur.
amerikalı-good morning.
bizimki -good morning
amerikalı- what's up?
bizimki -of course, ıt's blue.
bizim eleman 'what's up?' sorusunu ilk defa duymuştur ve olduğu gibi çeviri yapmıştır. sonraki günlerde o bölgede bu cevap efsane olur.
devamını gör...
2.
ingilizce ders sayısını,öğretmenlerinin maaşını ve ders başı ödenen ücretleri düşünerek söylüyorum şöyle 1 yaz döneminin 3 te 1 ini yurtdışında geçirtseler ödedikleri toplam paradan hem daha ucuz olur hemde memlekette yabancıdil sorunu kalmaz.
devamını gör...
3.
pek işe yaramayan ingilizcedir. işe yaraması için öğrencilerin de öğretmenlerin de istekli olması gerekir.
devamını gör...
4.
ingilizce derslerine ''boş ders zaten kanka, isim şehir oynarız ehe ehe!'' diye yaklaşan çocukların konuştuğu ingilizcedir.
devletli devletümüzün haftada iki ders olarak verdiği ama sene sonu feedback olarak c1 c2 beklediği ingilizcedir, öğretmen istese de zaman yetişmez zaten.
okul yönetimlerinin ingilizce hocalarına ''hocam isteyene test çözdürün, sınav yılları zaten...'' gibisinden yaklaştığı, dolayısıyla derslerin gerçekten de boş geçtiği derstir.
çocukluklarından beri ingilizce dersi alıyor olsalar da üniversite sınavlarında sorulmayan, dolayısıyla öğrencilerin çalışmaya teşvik olmadığı derstir.
devletli devletümüzün haftada iki ders olarak verdiği ama sene sonu feedback olarak c1 c2 beklediği ingilizcedir, öğretmen istese de zaman yetişmez zaten.
okul yönetimlerinin ingilizce hocalarına ''hocam isteyene test çözdürün, sınav yılları zaten...'' gibisinden yaklaştığı, dolayısıyla derslerin gerçekten de boş geçtiği derstir.
çocukluklarından beri ingilizce dersi alıyor olsalar da üniversite sınavlarında sorulmayan, dolayısıyla öğrencilerin çalışmaya teşvik olmadığı derstir.
devamını gör...
5.
bir sistem işe yaramıyorsa, yıllarca değiştirmeyi neden denemezsin ki. yurtdışından konuştuğum herkes bülbül gibi konuşuyor ve kursa falan gitmeden sadece kendi okullarında, çok genç yaşlarda öğreniyorlar. bence grammerı sadece bir sene anlatıp, devamında zorunlu diyalog, reading, speaking yapılmalı. tabiki uzmanı değilim ama, genelimizde bunlar eksik gibime geliyor.
devamını gör...
6.
are you dans? şeklinde ingilizcedir.
devamını gör...
7.
ı go you go we go şeklindeki ingilizce
devamını gör...
8.
aslında benim inglizceme çok faydası olmuştur. oyun oynayarak pekiştirilebilir.
devamını gör...
9.
olmayan ingilizce diyelim.
devamını gör...
10.
maalesef türkiye’de sadece dil ile ilgili nitelikli eğitim değil, her anlamda iyi bir eğitim almak için, kolejden ya da yabancı okullardan başka şansınız yok.
adı bilinen, özellikle yurt dışında tanınan özel kolejlere gönderip, cocuga iyi bir cv inşaa etmek gerekiyor.günümüz türkiyesinde , cocugun devlet okuluna giderek, nitelikli bir gelişim gösterme şansı yok.bir kere her yer imam hatip lisesi oldu zaten.fen lisesi , anadolu lisesini ben yaşadığım bölgede elle sayıyorum.cocugumun ilahiyat fakültesine gitmesini istemiyorsam, seçeneğim ya özel okullar üniversiteside dahil olmak üzere ya da direk yurt dışı.
bu ülkede şu an, çocuklar en başından itibaren özel okulda okumak zorunda ki ileride saygı duyulabilir bir kültür düzeyine sahip olsun.bu ülkede şu an sana saygınlık getiren tek şey ; akademik anlamda gittiğin okullar.okullara değil, isimlerini cv’ine yazdırmak için para ödüyorsun.
şimdi bir italyan lisesinden mezun adamla, xxx lisesinden mezun olmuş adam sosyal hayatta eşit muameleye maruz kalmayabiliyor.hani bir columbia üniversitesinde okumakla , yıldız teknikten mezun olmak arasında ciddi fark olduğunu düşünüyorum.
ki bu eğitim düzeyiyle, şu an ülkedeki top devlet üniversitelerini kazanabilen insanların bile sayısının düştüğüne inanıyorum.
son 7-8 yılda zaten ailelerin genellikle çocuklarını yurt dısına üniversite eğitimine gönderme eğilimi ortaya çıkmaya başladı bana sorarsanız.hatta üniversiteyi karşılayamayanlar bile mutlaka yüksek lisans ve doktora için amerika ve avrupa’yı deniyordur.
ki bu süreci geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki burada ki eğitim mi ? oraya bakmak lazım.cidden kültür orada.
bu benim kendimle alakalı en büyük hassasiyetim oldu diyebilirim.şimdiden ileride çocuklarımın nasıl bir eğitim hayatına sahip olacağını,hangi okullara gideceğini kafamda ufak ufak kurguluyorum.
adı bilinen, özellikle yurt dışında tanınan özel kolejlere gönderip, cocuga iyi bir cv inşaa etmek gerekiyor.günümüz türkiyesinde , cocugun devlet okuluna giderek, nitelikli bir gelişim gösterme şansı yok.bir kere her yer imam hatip lisesi oldu zaten.fen lisesi , anadolu lisesini ben yaşadığım bölgede elle sayıyorum.cocugumun ilahiyat fakültesine gitmesini istemiyorsam, seçeneğim ya özel okullar üniversiteside dahil olmak üzere ya da direk yurt dışı.
bu ülkede şu an, çocuklar en başından itibaren özel okulda okumak zorunda ki ileride saygı duyulabilir bir kültür düzeyine sahip olsun.bu ülkede şu an sana saygınlık getiren tek şey ; akademik anlamda gittiğin okullar.okullara değil, isimlerini cv’ine yazdırmak için para ödüyorsun.
şimdi bir italyan lisesinden mezun adamla, xxx lisesinden mezun olmuş adam sosyal hayatta eşit muameleye maruz kalmayabiliyor.hani bir columbia üniversitesinde okumakla , yıldız teknikten mezun olmak arasında ciddi fark olduğunu düşünüyorum.
ki bu eğitim düzeyiyle, şu an ülkedeki top devlet üniversitelerini kazanabilen insanların bile sayısının düştüğüne inanıyorum.
son 7-8 yılda zaten ailelerin genellikle çocuklarını yurt dısına üniversite eğitimine gönderme eğilimi ortaya çıkmaya başladı bana sorarsanız.hatta üniversiteyi karşılayamayanlar bile mutlaka yüksek lisans ve doktora için amerika ve avrupa’yı deniyordur.
ki bu süreci geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki burada ki eğitim mi ? oraya bakmak lazım.cidden kültür orada.
bu benim kendimle alakalı en büyük hassasiyetim oldu diyebilirim.şimdiden ileride çocuklarımın nasıl bir eğitim hayatına sahip olacağını,hangi okullara gideceğini kafamda ufak ufak kurguluyorum.
devamını gör...
11.
bizim ingilizce öğretmenimiz gaziantep gıda mühendisliği mezunuydu. ingilizce katiliydi. bir de çok iyi bir anadolu lisesinde okuduk vakti zamanıyla. hazırlık sınıfında bile saçma sapan öğretmenler gelmişti. sayelerinde halen ingilizce önyargım devam etmekte.
devamını gör...
12.
çoğu tense'in öğretilmediği, robot gibi konuşmanızı isteyen, konuşma diliyle ilgili herhangi bir şey öğretmeyen ingilizcedir.
devamını gör...
13.
4. sınıfta öğretilmeye başlanan bu dersin müfredatı 12. sınıfa kadar aynıdır. sekiz sene boyunca sadece temel zaman kuralları(tense) ve aynı soru-cümle kalıpları öğretilir. öğretmenler için en önemli olay bu dil bilgisi kurallarını bilmemizdir. asla öğrencilerle yabancı dilde sohbet etmeye kalkışılmaz. nihayetinde liseden mezun olan bir öğrencinin ingilizce seviyesi yalnızca temel dil bilgisi kurallarıdır. konuşma ve dinlediğini anlama becerileri düşüktür. çünkü devlet okullarında bu konular üzerinde durulmamıştır.
devamını gör...
14.
türk komedi dizilerindeki/filmlerindeki ingilizce seviyesinin neden bu denli kötü olduğunun sebebidir.
devamını gör...
15.
-how are you ,today?
fine ,thanks and you?
-ı'm fine sit down.
her ders öğretmenle öğrenciler arasında yaşanan diyalog
fine ,thanks and you?
-ı'm fine sit down.
her ders öğretmenle öğrenciler arasında yaşanan diyalog
devamını gör...
16.
yes ı doesn't seviyesindeki ingilizcedir. öğretmenlerin sürekli aynı müfredatta debelenmekten bunalması, öğrencilerin çok sallamaması, eğitim fakültelerinde verilen eğitimin kalitesi birleşince anca bu kadar oluyor herhalde.
devamını gör...
17.
duruma göre gayet de işe yarayabilen ingilizce.
devlet lisesi mezunuyum. kredili sistemin, yani süper lisenin ilk kurbanlarındanım. şu an alanımla ilgili ingilizce kaynakları ve makaleleri çoğunlukla gayet güzel okuyup anlayabiliyor, alt yazısız ingilizce filmleri izleyebiliyor, aradığım şarkıyı sözlerinden arayıp bulabiliyorum.
bir de özel lise mezunu arkadaşım vardı. tek kelime ingilizce bilmiyordu. dersleri genelde boş geçmiş çünkü.
bence ön yargı iyi bir şey değil.
edit: ünide eğitim türkçe idi.
devlet lisesi mezunuyum. kredili sistemin, yani süper lisenin ilk kurbanlarındanım. şu an alanımla ilgili ingilizce kaynakları ve makaleleri çoğunlukla gayet güzel okuyup anlayabiliyor, alt yazısız ingilizce filmleri izleyebiliyor, aradığım şarkıyı sözlerinden arayıp bulabiliyorum.
bir de özel lise mezunu arkadaşım vardı. tek kelime ingilizce bilmiyordu. dersleri genelde boş geçmiş çünkü.
bence ön yargı iyi bir şey değil.
edit: ünide eğitim türkçe idi.
devamını gör...
18.
devlet lisesi okumuş ve 5 inglizce hocası görmüş biri olarak, iyi değildir.
benim okuduğum lisede devletin kitapları yerine new english file kitapları ile ders anlatılmasına karar verilmişti. hocalar aynı zamanda bize ingilizce şarklılar ezberletir, rap şarkıları açıp söylediği cümlelerden anladıklarımızı yazmamızı isterdi. film ve hatta diziler bile izlemişliğimiz var. ama bu öğretmenin sınıfı yönetebilmesi ve kendi özverisi ile oluşan bir olay. 4 öğretmen böyle iken biri vardı ki, ego manyağı, sınıfın kontrolünü elinde tutamayan, kimseyi susturamayan, sınıfta sesi bile çıkmayan sonra beni dinlemiyorlar diye ağlayarak sınıftan çıkan bir tipti. bir önceki yıl işlediğimiz konuları, biz bunları biliyoruz dediğimiz halde tekrar etmişti. dinleme egzersizlerini kendi de anlamadığı için yaptırmıyordu (anlamadığını açık açık söyledi hatta)
yani aslında öğretmene bakıyor birazcık.
öğretmenleri kötülemeyi sevmem, çoğu öğretmenim hayatımı iyi yönde değiştirecek şekilde dokundu hayatıma.
ama ingilizce öğretmeni de inglizce bilmeyince biraz şey tabi. yazılı sınav geçmekle öğretmen olunmamalı.
benim okuduğum lisede devletin kitapları yerine new english file kitapları ile ders anlatılmasına karar verilmişti. hocalar aynı zamanda bize ingilizce şarklılar ezberletir, rap şarkıları açıp söylediği cümlelerden anladıklarımızı yazmamızı isterdi. film ve hatta diziler bile izlemişliğimiz var. ama bu öğretmenin sınıfı yönetebilmesi ve kendi özverisi ile oluşan bir olay. 4 öğretmen böyle iken biri vardı ki, ego manyağı, sınıfın kontrolünü elinde tutamayan, kimseyi susturamayan, sınıfta sesi bile çıkmayan sonra beni dinlemiyorlar diye ağlayarak sınıftan çıkan bir tipti. bir önceki yıl işlediğimiz konuları, biz bunları biliyoruz dediğimiz halde tekrar etmişti. dinleme egzersizlerini kendi de anlamadığı için yaptırmıyordu (anlamadığını açık açık söyledi hatta)
yani aslında öğretmene bakıyor birazcık.
öğretmenleri kötülemeyi sevmem, çoğu öğretmenim hayatımı iyi yönde değiştirecek şekilde dokundu hayatıma.
ama ingilizce öğretmeni de inglizce bilmeyince biraz şey tabi. yazılı sınav geçmekle öğretmen olunmamalı.
devamını gör...
19.
yıllarca dilbilgisi kuralı öğretmek yerine sadece kelime öğretseler bile daha iyi ingilizce biliyor olurduk.
devamını gör...
20.
devlet okullarında ingilizce öğretmenleri gramer uzmanıdır. 4. sınıf'a present tense ile başlar, future tense ile liseyi bitirirsiniz. fazlası yoktur.
devamını gör...