toplumumuzdaki karşıt görüşlere tahammülsüzlüğün nedenleri
başlık "dünyanıneniyibeşbininciyazarı" tarafından 29.12.2020 17:06 tarihinde açılmıştır.
21.
devamını gör...
22.
karşıt görüşü geçtim, aynı görüşte olanlar bile birbirine tahammülsüz. nasıl yapalım?
devamını gör...
23.
otorite korkusundandır. otorite devlet olabilir, otorite dinsel otorite olabilir, fark etmez; bizim toplumun insanları otorite korkusundan özgür düşünce geliştiremiyor, geliştirse ifade edemiyor, edenlere de, elinden gelse öldürecek bir kinle saldırıyor. bu kin somut gerçekleri dahi ya görmezden/bilmezden gelerek, ya tümden yalanlayarak (kaynak var mı kaynak; bildiniz değil mi) rasyonalize ediliyor.
böyle bir iklimde karşıt görüş, yaygın inanca aykırı şeyler söylemek, rum/ermeni tohumu, vatan/millet düşmanı, din düşmanı, dine hakaret eden kişi, kafir, ananı bilirdin de baban kim bilmezdin olm söylemleriyle ezilmeye çalışılıyor; eziliyor.
böyle bir iklimde karşıt görüş, yaygın inanca aykırı şeyler söylemek, rum/ermeni tohumu, vatan/millet düşmanı, din düşmanı, dine hakaret eden kişi, kafir, ananı bilirdin de baban kim bilmezdin olm söylemleriyle ezilmeye çalışılıyor; eziliyor.
devamını gör...
24.
tahammül ede ede çocuk evliliklerini de görürsünüz kafa kesenleri de görürsünüz
özgür düşünce diyip geriye doğru gidemezsin alırım aklını
özgür düşünce diyip geriye doğru gidemezsin alırım aklını
devamını gör...
25.
mülkiyetçilik silsilasyonu dahilindeki mülkiyetçilikler.
toplumumuzu da pek çok toplumu da mülkiyetçilik tasarlamıştır. mülkiyetçiliğin tahammülü olmayan şeye toplumun da tahammülü olmaz. dünyadaki mülkiyetçi toplumların tarihsel bağlamı ve ekonomik çeşitliliği sizi şaşırtmasın. güçlü veya zengin olan mülkiyetçi toplumların içerisine girerseniz, kendi toplumunızdan daha farklı işleyen bir tahammülsüzlük hali ile karşı karşıya kalırsınız. yani aslında, bir toplumun tahammülsüzlük seviyesi ve yapısını (şeklini) belirleyen şeyin de o toplumu yöneten mülkiyetçi sürüsünün türüne göre belirlendiğini söyleyebiliriz. günümüzde monarşist mülkiyetçiler * * ataktalar. her yanı tutmak adına akınlar düzenliyor ve başarılı oluyorlar. tahammülsüzlük de iki yüzlü, ucube bir hal alıyor. muhafazakar ve demokrat-burjuva karışımı bir 'tahammül'. *
yerli, kırsal, ilkel, köylü insanlar cahil olabilirler ya da coğrafi (doğal) ve demografik sebepler yüzünden cahil ve soysuz, kültürsüz kalabilirler ancak ortalama olarak tahammülsüz değildirler. kırsal insanı hümanizme yatkın ve cana yakındır. kırsal insanın politikası ve ekonomi anlayışı doğaya ve doğal varlıklara (insan çeşitleri dahil) tutunarak yaşamak üzerine kurulmak durumunda kalmıştır hemen her yerde.
yerleşik yaşam, bu görüş açısına karşıt görüşler oluşturmuş ve tarihsel süreç mülkiyetçiliği doğurmuştur. * söz konusu sürecin analizi ise başka bir takım başlıkların konusu tabi.
toplumumuzu da pek çok toplumu da mülkiyetçilik tasarlamıştır. mülkiyetçiliğin tahammülü olmayan şeye toplumun da tahammülü olmaz. dünyadaki mülkiyetçi toplumların tarihsel bağlamı ve ekonomik çeşitliliği sizi şaşırtmasın. güçlü veya zengin olan mülkiyetçi toplumların içerisine girerseniz, kendi toplumunızdan daha farklı işleyen bir tahammülsüzlük hali ile karşı karşıya kalırsınız. yani aslında, bir toplumun tahammülsüzlük seviyesi ve yapısını (şeklini) belirleyen şeyin de o toplumu yöneten mülkiyetçi sürüsünün türüne göre belirlendiğini söyleyebiliriz. günümüzde monarşist mülkiyetçiler * * ataktalar. her yanı tutmak adına akınlar düzenliyor ve başarılı oluyorlar. tahammülsüzlük de iki yüzlü, ucube bir hal alıyor. muhafazakar ve demokrat-burjuva karışımı bir 'tahammül'. *
yerli, kırsal, ilkel, köylü insanlar cahil olabilirler ya da coğrafi (doğal) ve demografik sebepler yüzünden cahil ve soysuz, kültürsüz kalabilirler ancak ortalama olarak tahammülsüz değildirler. kırsal insanı hümanizme yatkın ve cana yakındır. kırsal insanın politikası ve ekonomi anlayışı doğaya ve doğal varlıklara (insan çeşitleri dahil) tutunarak yaşamak üzerine kurulmak durumunda kalmıştır hemen her yerde.
yerleşik yaşam, bu görüş açısına karşıt görüşler oluşturmuş ve tarihsel süreç mülkiyetçiliği doğurmuştur. * söz konusu sürecin analizi ise başka bir takım başlıkların konusu tabi.
devamını gör...
26.
#2767397
git bir tarla sınır taşını bir milim oynat bakalım da kafandaki pekmez akıtıyorlar mı akıtmıyorlar mı görelim!
git bir tarla sınır taşını bir milim oynat bakalım da kafandaki pekmez akıtıyorlar mı akıtmıyorlar mı görelim!
devamını gör...
27.
bağnazlık.
devamını gör...
28.
bu tüm dünyada var karşıt görüşe tahammülsüz olmak bence çok da anormal bir şey değildir.
anormal olan bu iki taraftan guclu olanın zayıf olana fiziki ve manevi şiddet uygulayıp hakkını yemesidir. bu durum gelişmiş ülkelerde yasalarla engellenir ancak ne yazık ki ülkemizde güçlü olan karşı tarafa her türlü hakareti edip ceza almıyor.
anormal olan bu iki taraftan guclu olanın zayıf olana fiziki ve manevi şiddet uygulayıp hakkını yemesidir. bu durum gelişmiş ülkelerde yasalarla engellenir ancak ne yazık ki ülkemizde güçlü olan karşı tarafa her türlü hakareti edip ceza almıyor.
devamını gör...
29.
çünkü canım öyle istiyor.
yapı gereği memeden yanayım hocam.
ister akpli olsun ister chpli...
hükümetler gelir, gider.
memedir baki.
yapı gereği memeden yanayım hocam.
ister akpli olsun ister chpli...
hükümetler gelir, gider.
memedir baki.
devamını gör...
30.
internet - sosyal medya - basın yayın;
yazılan üç ana başlık, karşıt görüşteki tahammülsüzlüğü büyütüp besliyor. hepimiz her gün, zorunlu olarak ekranlara bakmak zorundayız, bazı insanlar iki saat bakar, bazıları beş dakika bakabilir, diğerleri ise tam 12 saat çalışma hayatı ile birlikte, bilgisayar telefon arasında gidip gelir. bilinen en tepkili yerler ise sosyal medyadır. kişisel cep telefonundan, karşıt olduğu siyasi partiye ve ya politik adamlara bir güzel küfür edip, rahatlayıp gününe devam eder, bu süreç hiç bir zaman bitmez. bizler yer yer zaman zaman sakinleşip tekrardan sinirlenip yazılanlara tepki göstermeden duramıyoruz.
gördüklerimiz, okuduklarımız ve yaşadıklarımız artık fazla gelmeye başlıyor insanlar aşırı derecede mutsuz ve saldırgan. bu durum kendim içinde geçerli, eğer ki birisi normal sözlükte yazdıklarımı farklı anlamış ve bana üstü kapalı saldırıyorsa bende sinirleniyorum ve tahammül edemiyorum. normal hayatımda ekransız, telefon ve bilgisayarsız tanıdığım ve karşılaştığım insanlar benim görüşlerime ve ya yapmış olduğum heykelleri görüp, yazılarımı okuduklarında bir tepki ile karşılaşmıyorum, kimse suratıma küfür etmiyor, en fazla karşılıklı konuşmalarda anlamamış oluyor ve anlamadığında üzülüyorum.
normal sözlük olmadan; normal hayatınızda herkes oldukça karşıt görüşlere tahammül edebiliyor. oturup bir güzel dedesini, amcasını, dayısını, arkadaşını, kardeşini dinleyebiliyor. babam dışında kimsenin şu zamana kadar ben kavga ettiğini, küfür ettiğini görmedim.
herkesin bir sosyal çevresi, ailesi, arkadaşları vardır. kimisinin anası babası doğuştan sol partilidir, bir diğerinin anası babası doğuştan sağ partilidir. aynı kişinin arkadaşları kızıl anarşist, bir diğer arkadaşı aşırı sağcı milliyetçi, bir diğerinin dayısı akp partiye oy veren birisi, iş arkadaşı patronu ve yine hepsi hükümet destekli çalışıp kamu personeli ise hiç bir şekilde tartışmaya girmeden sessiz kalabilir ve örnekler çoğalabilir.
yazılan üç ana başlık, karşıt görüşteki tahammülsüzlüğü büyütüp besliyor. hepimiz her gün, zorunlu olarak ekranlara bakmak zorundayız, bazı insanlar iki saat bakar, bazıları beş dakika bakabilir, diğerleri ise tam 12 saat çalışma hayatı ile birlikte, bilgisayar telefon arasında gidip gelir. bilinen en tepkili yerler ise sosyal medyadır. kişisel cep telefonundan, karşıt olduğu siyasi partiye ve ya politik adamlara bir güzel küfür edip, rahatlayıp gününe devam eder, bu süreç hiç bir zaman bitmez. bizler yer yer zaman zaman sakinleşip tekrardan sinirlenip yazılanlara tepki göstermeden duramıyoruz.
gördüklerimiz, okuduklarımız ve yaşadıklarımız artık fazla gelmeye başlıyor insanlar aşırı derecede mutsuz ve saldırgan. bu durum kendim içinde geçerli, eğer ki birisi normal sözlükte yazdıklarımı farklı anlamış ve bana üstü kapalı saldırıyorsa bende sinirleniyorum ve tahammül edemiyorum. normal hayatımda ekransız, telefon ve bilgisayarsız tanıdığım ve karşılaştığım insanlar benim görüşlerime ve ya yapmış olduğum heykelleri görüp, yazılarımı okuduklarında bir tepki ile karşılaşmıyorum, kimse suratıma küfür etmiyor, en fazla karşılıklı konuşmalarda anlamamış oluyor ve anlamadığında üzülüyorum.
normal sözlük olmadan; normal hayatınızda herkes oldukça karşıt görüşlere tahammül edebiliyor. oturup bir güzel dedesini, amcasını, dayısını, arkadaşını, kardeşini dinleyebiliyor. babam dışında kimsenin şu zamana kadar ben kavga ettiğini, küfür ettiğini görmedim.
herkesin bir sosyal çevresi, ailesi, arkadaşları vardır. kimisinin anası babası doğuştan sol partilidir, bir diğerinin anası babası doğuştan sağ partilidir. aynı kişinin arkadaşları kızıl anarşist, bir diğer arkadaşı aşırı sağcı milliyetçi, bir diğerinin dayısı akp partiye oy veren birisi, iş arkadaşı patronu ve yine hepsi hükümet destekli çalışıp kamu personeli ise hiç bir şekilde tartışmaya girmeden sessiz kalabilir ve örnekler çoğalabilir.
devamını gör...
31.
32.
insan olduğumuzu unuttuğumuzdan.
insan kalma mücadelesinin ne zor olduğunu unuttuğumuzdan bir de.
siyasi örgütlenmenin üretim ilişkilerine , toplumsal ve kültürel yaşama etkisini en önemliler listesinde 1. sıraya koyduğumuz için bir de sanırım.
bok vardı çünkü !
insan kalma mücadelesinin ne zor olduğunu unuttuğumuzdan bir de.
siyasi örgütlenmenin üretim ilişkilerine , toplumsal ve kültürel yaşama etkisini en önemliler listesinde 1. sıraya koyduğumuz için bir de sanırım.
bok vardı çünkü !
devamını gör...
33.
34.
türk halkının uçlarda yaşamasıdır. bizim insanımız ya çok sever ya çok nefret eder. ortası yoktur.
devamını gör...
35.
insanız hepimizin farklı farklı görüşleri var, insan sayısı kadar insan görüşü var yani. bu durum birbirimizi sevmemize engel değil. aslında bizden olmayana daha çok adalet, daha çok sevgi göstermeliyiz:
ey iman edenler! allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. allah’tan korkun. şüphesiz allah yaptıklarınızdan haberdardır.*
ey iman edenler! allah için hakkı ayakta tutun, adaletle şahitlik eden kimseler olun. herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. adaletli olun; bu, takvâya daha uygundur. allah’tan korkun. şüphesiz allah yaptıklarınızdan haberdardır.*
devamını gör...